To see the other types of publications on this topic, follow the link: Anahtar Kelimeler: Hz. Peygamber.

Journal articles on the topic 'Anahtar Kelimeler: Hz. Peygamber'

Create a spot-on reference in APA, MLA, Chicago, Harvard, and other styles

Select a source type:

Consult the top 50 journal articles for your research on the topic 'Anahtar Kelimeler: Hz. Peygamber.'

Next to every source in the list of references, there is an 'Add to bibliography' button. Press on it, and we will generate automatically the bibliographic reference to the chosen work in the citation style you need: APA, MLA, Harvard, Chicago, Vancouver, etc.

You can also download the full text of the academic publication as pdf and read online its abstract whenever available in the metadata.

Browse journal articles on a wide variety of disciplines and organise your bibliography correctly.

1

Abdoul, Kadiri Dante. "Hadislerde Geçen "Veyhak" Kavramı." SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL 10, no. 10 (2024): 1731–39. https://doi.org/10.5281/zenodo.13990446.

Full text
Abstract:
Hz. Peygamber, m&uuml;sl&uuml;manlara şefkat ve merhametin, yardımseverlik ve adaletin en g&uuml;zel &ouml;rneklerini g&ouml;stererek her konuda onlara ilham kaynağı olmuştur. O, her asırda m&uuml;sl&uuml;manlar i&ccedil;in &ouml;rnek alınacak tek insandır. O her zaman &ccedil;evresindekilere karşı her zaman iyi davranmış, m&uuml;sl&uuml;manlara da başkalarına iyi davranmalarını tavsiye etmiştir. Konuşmalarında genellikle muhatapların g&ouml;n&uuml;llerini yumuşatıcı, teşvik edici hikmetli s&ouml;zleri tercih etmiş, olumsuz durumlar da ise bazı kavramlarla karşıdaki kişileri uyarma gereği duymuştur.&nbsp; &Ouml;rneğin dua ve lanetleme ile ilgili bağlamda "veyhak" ve "veylek" gibi kelimeler kullanmıştır. Arap&ccedil;a&rsquo;da tek bir anlamı olmayan, aksine birden fazla anlam taşıyan bazı kelimeler vardır ki bu nedenle Hz. Peygamber, de Araplar tarafından bilinen bu bağlamdaki bazı kelimeleri farklı zamanlarda farklı durumlarda kullanmıştır.&nbsp;&nbsp; Bu araştırmada olumsuz durumlarda kullanılan &ldquo;veyhak&rdquo; kelimesinin farklı anlamları ve bu anlamlara ilişkin &ccedil;eşitli rivayetler incelenmiştir. Bu kelime, &ldquo;ders&rdquo;, &ldquo;ink&acirc;r&rdquo;, &ldquo;şaşkınlık&rdquo;, &ldquo;kızgınlık&rdquo; ve &ldquo;felaketten kurtulma&rdquo; gibi farklı anlamlara gelmektedir. Burada mezk&ucirc;r kavram temel hadis kaynaklarından araştırılmış, tespit edilen rivayetler uygun başlıklar altında yer toplanmış, rivayetlerin nasıl yorumları i&ccedil;in de hadis şerhlerine başvurulmuştur. <strong>Anahtar Kelimeler:</strong> &nbsp;&nbsp;Veyhak, lanet, ink&acirc;r, kızgın, vaaz, &uuml;nlem, musibet.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
2

UGUR, HAKAN. "Ehl-i Kitab'ın İddiaları Hakkında Te'vîlâtü'l-Kur'ân'da Peygamberlerin Müdafaası." GENÇ MÜTEFEKKİRLER DERGİSİ 5, no. 4 (2024): 1145–61. https://doi.org/10.5281/zenodo.14450922.

Full text
Abstract:
Kur&rsquo;&acirc;n'ın yaklaşık &uuml;&ccedil;te birini oluşturan kıssalar, &ccedil;oğunlukla İsrail oğullarına g&ouml;nderilen peygamberlerin &uuml;mmetleri ile yaşadıkları olaylar ve tevhid m&uuml;cadelelerinden ibarettir. Yahudi ve Hıristiyanların ellerindeki Tevrat ve İnciller'in toplandığı k&uuml;lliyat olan Kitab-ı Mukaddes'e baktığımızda, Kur&rsquo;&acirc;n'da ismi ge&ccedil;en peygamberlerin isimlerinin, yaşadıkları olayların yer aldığını ve aralarında b&uuml;y&uuml;k benzerlikler olduğunu g&ouml;r&uuml;yoruz. Yahudiliğin peygamberlik anlayışı, İsl&acirc;mi n&uuml;b&uuml;vvet anlayışından &ccedil;ok farklıdır. &Ouml;zellikle onlarda ismet-i Enbiy&acirc; anlayışının olmaması ve kitaplarında ger&ccedil;ekleştirdikleri yoğun tahrifat sonucunda peygamber hayatları anlatılırken, bir peygambere yakışmayan ithamlar yer almaktadır. B&uuml;y&uuml;k m&uuml;fessir M&acirc;t&uuml;r&icirc;d&icirc;, İsr&acirc;il&icirc; rivayetler yoluyla pek &ccedil;oğu tefsir k&uuml;lliyatına dahil olan bu t&uuml;r ithamlara, ilgili ayetlerin tefsirini yaparken kayıtsız kalmamış ve yer yer onlara atıflar yaparak cevaplar vermiştir. Bu makalede, Hz. Davud, Hz. S&uuml;leyman ve Hz. Yusuf hakkındaki iddialar &uuml;zerinden M&acirc;t&uuml;r&icirc;d&icirc;'nin bu t&uuml;r cevapları verirken kullandığı metodun temel unsurları ortaya konulmuştur. <strong>Anahtar Kelimeler<em>:&nbsp;</em></strong>Kur&rsquo;&acirc;n, Tefsir, M&acirc;t&uuml;r&icirc;d&icirc;, Te&rsquo;v&icirc;l&acirc;t, Peygamber.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
3

Kaya, Şahmurat. ""Benim Babam da Senin Baban da Cehennemdedir" Hadisinin Tahriç ve Değerlendirilmesi." Genç Mütefekkirler Dergisi 6, no. 1 (2025): 143–74. https://doi.org/10.5281/zenodo.14981586.

Full text
Abstract:
Bu &ccedil;alışmada, Enes b. M&acirc;lik ve İmran b. Husayn tarafından rivayet edilmiş olan, &ldquo;<em>Benim babam da senin baban da cehennemdedir</em>&rdquo; mealindeki hadisin senet ve metin a&ccedil;ısından tenkidi ile ulema tarafından hadisin nasıl anlaşıldığı meselesi ele alınmaktadır. Hadisin kaynakları ve rivayet tarikleri tespit edilmiştir. Daha sonra hadislerin senet ağı şema halinde verilmiş ve senet tenk&icirc;di y&ouml;n&uuml;yle bu rivayetlerin değerlendirilmesi yapılmıştır. &Ouml;te yandan ş&acirc;rihlerin rivayet hakkındaki g&ouml;r&uuml;şlerine de yer verilmiştir. Sonu&ccedil; b&ouml;l&uuml;m&uuml;nde ise şu kanaate varılmıştır: Hz. Peygamber&rsquo;in babası fetret ehlindendir. Kendilerine herhangi bir Peygamber gelmediği gibi Hz. Muhammed&rsquo;in Ris&acirc;let&rsquo;i de ulaşmamıştır. Dolayısıyla necat ehli olduğu d&uuml;ş&uuml;n&uuml;lmektedir. Hz. Peygamber s&ouml;z konusu hadisi muhatabını teselli etmek amacıyla s&ouml;ylemiştir. Buna g&ouml;re &ldquo;<em>Benim babam da senin baban da cehennemdedir</em>&rdquo; ifadeleriyle de amcası Eb&ucirc; Talib&rsquo;i kastettiği kanaati h&acirc;sıl olmuştur.&nbsp; <strong>Anahtar Kelimeler:</strong> Hadis, Baba, Cehennem, Ateştedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
4

Oğuzhan, Aydın. "Mevlüt İhsanî'nin Şiirlerinde Dînî Muhteva." JOURNAL OF ACADEMIC SOCIAL RESOURCES (ASR JOURNAL) 9, no. 2 (2024): 121–29. https://doi.org/10.5281/zenodo.11103354.

Full text
Abstract:
Bu makalede 20. y&uuml;zyıl &acirc;şıklık geleneğinin &ouml;nc&uuml;lerinden Mevl&uuml;t İhsan&icirc;&rsquo;nin şiirleri din&icirc; y&ouml;nden ele alınmıştır.&nbsp; İhsan&icirc;, şiirlerinde Allah&rsquo;a olan derin bağlılığı ve sevgisini, Peygamber muhabbetini ve O&rsquo;nun şefaatine olan inancını dile getirmiştir. Peygamberimizin şefaatine olan umut, şiirlerinde daima canlı tutularak kurtuluşun ancak Hz. Peygamberin s&uuml;nnetine ittiba etmekle m&uuml;mk&uuml;n olduğunun altı &ccedil;izilmiştir. Hz. Peygamberin insanların en hayırlısı olduğunu vurgulamış ve ger&ccedil;ek peygamber &acirc;şıklarının d&uuml;nyevi arzulardan ve k&ouml;t&uuml; ahlaktan feragat edenler olduğunu belirtmiştir.&nbsp; İhsan&icirc;, din&icirc; kitaplara atıfta bulunarak; son kitap Kur&rsquo;an&rsquo;ı Kerim&rsquo;den sık&ccedil;a bahsetmekte ve ondan iktibaslarda bulunmaktadır. Bu iktibaslarda şifa ayetleri başta olmak &uuml;zere; rahmet, mağfiret, t&ouml;vbe, beraat, cennet, huri, gılman, ihsan, melek,&nbsp; cehennem, zebani, ahiret inancı gibi konuları ustalıkla şiir diline aktardığı g&ouml;r&uuml;lmektedir.&nbsp; Mevl&uuml;t İhsan&icirc; şiirlerinde; peygamber kıssaları, mucizeleri, evliya menakıpları gibi din&icirc; konuları estetik formlarla sunmuştur.&nbsp;&nbsp; Kur&rsquo;an-ı Kerim&rsquo;e olan vukufiyetiyle, Kur&rsquo;an surelerinden, ayet sayılarından, ebced hesabına varıncaya kadar bir&ccedil;ok konudan bahsetmesi muhtevayı zenginleştirmiştir. G&ouml;rme engeline rağmen, İhsan&icirc; din&icirc; konuları fevkalade bir ustalıkla dile getirmiştir. &Ccedil;ocukluk yıllarından itibaren k&ouml;y odalarında hocalardan, usta &acirc;şıklardan, meddahlardan, halk hik&acirc;yecilerinden dinlediği anlatılardan beslenmiştir. &Ouml;zellikle Hz. Ali Cenkn&acirc;meleri, Battaln&acirc;meler, Leyla ile Mecnun, K&ouml;roğlu Hik&acirc;yeleri ve Mızraklı İlmih&acirc;l gibi d&ouml;nemin din&icirc; hayatına ışık tutan bu eserler Mevl&uuml;t İhsan&icirc;&rsquo;nin şahsiyetini ortaya &ccedil;ıkarmış ve irticalen s&ouml;yleyişlerine ve atışmalarına kaynaklık teşkil etmiştir. <strong>Anahtar Kelimeler:</strong> T&uuml;rk Dili ve Edebiyatı, &Acirc;şık Mevl&uuml;t İhsan&icirc;, Allah&rsquo;a İman,&nbsp; Hz. Muhammed Sevgisi, Kur&rsquo;an&rsquo;a Bağlılık
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
5

Mahmoud, Fallaha, and Agâh Mustafa. "Hadis Cümlelerde Hazf Belagatı "Müsned-i Darimi'den Seçilmiş Hadisler Örneği"." International Social Mentality and Researcher Thinkers Journal 10, no. 2 (2024): 181–91. https://doi.org/10.5281/zenodo.10900876.

Full text
Abstract:
Bu &ccedil;alışma, M&uuml;sned-i D&acirc;rim&icirc;'de yer alan Hz. Peygamber'in hadislerinden se&ccedil;ilmiş &ouml;rnekler &uuml;zerinden, hadislerin yapılarındaki hazf olgusunu, ama&ccedil;larını ve şekillerini inceleyerek belagat y&ouml;nlerini ortaya &ccedil;ıkarmayı hedeflemektedir. Bir&ccedil;ok belagat&ccedil;ı, icazı "fazla kelimelerin silinmesi" olarak tanımlayarak, hazfin icazla eşdeğer olduğunu kabul etmiştir. Ancak, bu teknik, sadece belagat bilgisine hakim olanların ger&ccedil;ekleştirebileceği bir yetkidir. Bu teknik &ouml;ncelikle lafız değil manayla ilgilidir. Hazf muhatabın anlayışına dayalı olarak bazı kelimelerin &ccedil;ıkarılmasıdır; Bu da Arap dilindeki cesaretin ve zenginliğin bir g&ouml;stergesidir. Semavi mesajı taşıyan Arap&ccedil;a, bir&ccedil;ok hadiste az kelimelerle b&uuml;y&uuml;k anlamlar i&ccedil;eren bir dil olarak kendini g&ouml;stermektedir (belli etmektedir) Bu &ouml;zellik, Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) cevamiu'l kelim kapsamlı s&ouml;zlerle donatılmasında belirginleşmiştir. Bu &ccedil;alışma, hadis dilinin a&ccedil;ık, &ouml;zl&uuml; ve y&uuml;ce bir ifadeyle kalplere ve akıllara ulaşan bir dil olduğunu vurgulayarak, İslam mesajının b&uuml;y&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;ne katkıda bulunan bir belagat y&ouml;n&uuml; olduğu sonucuna varmıştır. Hadis dilinin bu konuma geldiği nokta, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in, pek &ccedil;ok kelimeden pek &ccedil;ok mana ve h&uuml;kme ifade etmek i&ccedil;in kullandığı tekniğidir. Hadis dili, Hazf'ta &ccedil;eşit &ccedil;eşit &uuml;slup kullanmakla bilinmektedir. Muhatabın durumunu dikkate alarak manevi ve belagat hedeflerine ulaşmak i&ccedil;in m&uuml;bteda, haber veya diğer c&uuml;mle unsurlarını bazen silerek &ccedil;eşitli &uuml;sluplar kullanma &ouml;zelliğiyle karakterize edildiği g&ouml;r&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r. <strong>Anahtar Kelimeler:</strong> Belagat, Terkip, Hazf, Hadis, D&acirc;rim&icirc;
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
6

KELES, MEHMET. "Anne ve Çocukları Arasındaki İlişkinin Sırları (Hz. Fatıma Ailesi Örneği)." GENÇ MÜTEFEKKİRLER DERGİSİ 6, no. 1 (2025): 1–29. https://doi.org/10.5281/zenodo.14955931.

Full text
Abstract:
Her meselede olduğu gibi aile hayatında da rehberimiz olan Hz. Peygamber&rsquo;in bu konudaki &ouml;rnekliğine ihtiyacımız vardır. &Ouml;zellikle de Hz. Peygamber&rsquo;in terbiyesinde yetişmiş &ccedil;ocuklarının hayatlarını idamede kullandıkları y&ouml;ntemler, aile ve toplum yapısına ışık tutması a&ccedil;ısından &ouml;rneklik teşkil etmektedir. Bu araştırmanın konusu toplum ve aile ekseninde anne ve &ccedil;ocuklar arasındaki ilişkinin sırlarını g&ouml;stermesi bakımından Hz. Fatıma annemizin aile &ouml;rnekliğini ortaya koymaktır. Araştırmada &ouml;ncelikle Hz. Fatıma&rsquo;nın hayatı ve aile bireyleri ile ilgili bilgiler ayrı başlıklar halinde ele alınarak incelenmiştir. Akabinde benzer bir y&ouml;ntem &ccedil;er&ccedil;evesinde Hz. Fatıma&rsquo;nın &ccedil;ocukları ile arasındaki ilişkisinin sırları &ouml;rneklerle birlikte tespit ve tayini yapılmaya &ccedil;alışılmıştır. Ayrıca Hz. Fatıma&rsquo;nın eşi, &ccedil;ocukları ve akrabaları ile olan ilişkisinde nasıl bir metot takip ettiği belirlenmeye &ccedil;alışılmış ve onun anne olarak &ouml;nem verdiği ilkeler bir sistem &ccedil;er&ccedil;evesinde sunulmuştur. Netice itibariyle Hz. Fatıma&rsquo;nın hayatındaki bilinen &ouml;rnekler ve diğer bilgi-bulgular ışığında toplum ve aile yapısında anne ve &ccedil;ocuklar arasındaki ilişkilerdeki olumlu durumların hangi y&ouml;ntemlere bağlı olarak ortaya &ccedil;ıktığı sorusuna cevap aranmıştır. Bu bağlamda Hz. Fatıma&rsquo;nın bir anne olarak &ccedil;ocuklarıyla hayatının her safhasında seviyeli bir iletişim i&ccedil;erisinde olduğu aile ve toplum hayatına ciddi anlamda etki ettiği tespit edilmiştir. <strong>Anahtar Kelimeler<em>:&nbsp;</em></strong>Hz. Fatıma, Aile, Anne, &Ccedil;ocuk, İletişim Sırları.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
7

Hacı, Önen. "Sahâbe ve Tâbiîn Tefsirlerinin Önemi ve Bağlayıcığı." JOURNAL OF ACADEMIC SOCIAL RESOURCES (ASR JOURNAL) 9, no. 3 (2024): 283–92. https://doi.org/10.5281/zenodo.12598693.

Full text
Abstract:
&Acirc;yetlerin anlamını a&ccedil;ıklama ve tefsir etme &ccedil;abası, Kur'&acirc;n'ın indirilmesi ile başlamıştır. &Acirc;yetleri anlama &ccedil;abasında olan sah&acirc;be, bu konudaki bilgileri Hz. Peygamber&rsquo;den &ouml;ğrenme imkanına sahip olmuştur. T&acirc;bi&icirc;n ise, sah&acirc;beden &ouml;ğrendiği tefsir bilgilerini detaylandırarak sonraki nesle aktarmıştır. Sah&acirc;be ve t&acirc;bi&icirc;n d&ouml;neminde hen&uuml;z tefsir eserleri tedvin edilmemiş olsa da, bu d&ouml;nem tefsir a&ccedil;ısından &ccedil;ok &ouml;nemlidir. Zira sah&acirc;be ve t&acirc;bi&icirc;n, İslam&rsquo;ın erken d&ouml;neminde yaşamış ve tefsir konusunda a&ccedil;ıklamalar yapan ilk nesil olma imkanına sahip olmuşlardır. Daha sonra gelen m&uuml;fessirler, eserlerini yazarken &ouml;ncelikle onların tefsirini g&ouml;z &ouml;n&uuml;ne almıştır. Bu &ccedil;alışmamızda Hz. Peygamber&rsquo;den başlayarak, sah&acirc;be ve t&acirc;bi&icirc;n d&ouml;neminde tefsirin nasıl bir gelişme g&ouml;sterdiği konusu incelenmiştir. Ayrıca &ccedil;alışmamızda sah&acirc;be ve t&acirc;bi&icirc;n tefsirinin &ouml;nemi ve bağlayıcılığı araştırma konusu yapılmıştır. <strong>Anahtar Kelimeler: </strong>Tefsir, Sah&acirc;be, T&acirc;bi&icirc;n, Kur&rsquo;&acirc;n, &Acirc;yet
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
8

Aba, Veli. "The effect of Hadith Instruction and learning on Muslims and Non-muslims." International Journal of Innovative Research in Education 4, no. 3 (2017): 105. http://dx.doi.org/10.18844/ijire.v4i3.2547.

Full text
Abstract:
Müslümanların kitabı Kur’ân’ın “oku” emri ile birlikte Mekke ve Medine bölgeleri ile bunların çevresinde muazzam bir eğitim eğitim-öğretim faaliyeti olduğu aşikârdır. İlk başta sadece muhatap olunan kutsal metni yazma ve onu okuyup ezberlemekten ibaret gibi görünen ve müntesipleri tarafından kutsanan bu faaliyet daha sonra genişleyerek yayılmıştır. İlerleyen zamanda Kur’ân’ın pratize edilişi olarak da görülebilecek İslam Dini Peygamber’inin hadislerini (Hz. Muhammed’in söz, fiil ve onayları) öğrenme ve başkalarına öğretme hususundaki gayretler bu eğitim ve öğretimi entelektüel bir kimliğe büründürmüştür. Kısa sürede Müslümanların yaşadığı topraklarda hadislerin öğrenilip başkalarına öğretilme hevesi dini bir emir gibi kabul görmüş ve bütün ilimleri/bilimi içine alacak şekilde ibadet şeklini almıştır. Elbette ki bu bilimsel faaliyet sadece Müslüman olanları değil diğer kültür ve medeniyetler üzerinde de derin etkiler bırakmıştır. Biz bu çalışmamızda hadis öğrenimi ve öğretiminin geçirdiği aşamaları ve bu faaliyetin sadece İslam topraklarını değil tüm dünyayı etkileyen ve insanlığın bilimsel gelişmesine katkı sağlayan etkilerini ele alacağız.&#x0D; Anahtar kelimeler: Hadis, eğitim, bilim, gayrimüslim, peygamber.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
9

Bedir, Lokman. "Dünya Hayatının Oyun ve Oyalanmadan İbaret Olup Olmadığı ile ilgili Âyetlerin Müşkil'ül-Kur'ân Bağlamında Yorumlanması." Genç Mütefekkirler Dergisi 5, no. 2 (2024): 273–90. https://doi.org/10.5281/zenodo.12598480.

Full text
Abstract:
Hz. &Acirc;dem ile başlayan insanlık; hayatın ne olduğunu, d&uuml;nyaya nereden geldiğini, d&uuml;nya hayatından sonra nereye gideceğini, d&uuml;nyada bulunuş nedenini anlamlandırmada vahye muhta&ccedil; olmuş ve her t&uuml;rl&uuml; soru ve sorunlarını vahyin ışığında &ccedil;&ouml;z&uuml;mlemeye &ccedil;alışmıştır. İlk insan ve ilk peygamber ile başlayan vahyin son halkasını Kur&rsquo;an-ı Kerim oluşturmuştur. Kur&rsquo;an-ı Kerim, n&uuml;zul&uuml;nden g&uuml;n&uuml;m&uuml;ze değin araştırma ve incelemeye tabi tutulmuş ilahi bir kitaptır. Zira Kur&rsquo;an&rsquo;da, d&uuml;nya ve &acirc;hiret hayatının tamamı ana hatlarıyla ele alınmıştır. Hayat; detayları, soruları ve sorunları i&ccedil;ermektedir. Bunlar ger&ccedil;ek manada ancak Kur&rsquo;an ve Hz. Peygamberin rehberliğinde &ccedil;&ouml;z&uuml;mlenebilir. Hz. Peygamberin ardından zaman i&ccedil;erisinde Kur&rsquo;an-ı Kerim&rsquo;i telaffuz ve anlam y&ouml;n&uuml; ile ele alan ilimler oluşmuştur ki bu ilimlere Ul&ucirc;mu&rsquo;l-Kur&rsquo;an denir. Bu ilmler arasında sayılan m&uuml;şkil&uuml;&rsquo;l-Kur&rsquo;an ilmi ilk bakıldığında birbirine muhalif gibi g&ouml;r&uuml;nen ayetleri konu etmektedir. Bu &ccedil;alışmada sema ve yery&uuml;z&uuml;n&uuml;n sebepsiz yaratılmadığını konu edinen ayetler ile d&uuml;nya hayatının oyun ve oyalanmadan ibaret olduğunu bildiren ayetleri incelemeyi esas aldık. Netice itibariyle g&ouml;rd&uuml;k ki, ilgili &acirc;yetler d&uuml;nyanın ve d&uuml;nya hayatının farklı y&ouml;nlerini ele almakta ve meseleye kimin a&ccedil;ısından bakıldığına ve bağlamına g&ouml;re anlam kazanmakta olup birbirine zıtlık arz etmemektedirler. <strong>Anahtar Kelimeler: </strong>Kur&rsquo;&acirc;n, Tefsir, Ul&ucirc;mu&rsquo;l-Kur&rsquo;an, M&uuml;şkil&uuml;&rsquo;l-Kur&rsquo;an, Bağlam, D&uuml;nya Hayatı.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
10

Abdullah, Servet YILMAZ. "Kur'an ve Hadisler Işığında İnsaniyet Mefhumu." Academic Knowledge 4 (1) (June 27, 2021): 53–113. https://doi.org/10.5281/zenodo.5035141.

Full text
Abstract:
<em>Bu makalede, Kur&rsquo;an ve S&uuml;nnet bilgileri ışığında &ldquo;İnsaniyet&rdquo; mefhumu yeniden yapılandırılmaktadır. İnsaniyet mefhumu, bug&uuml;n bir&ccedil;ok sahada kullanılmaktadır, ancak bu kullanımların bir&ccedil;oğunda anlam darlığı, anlam değişikliği ve anlam kayması g&ouml;r&uuml;lebilmektedir. Araştırmamızda başta Kur&rsquo;an ve temel Hadis kaynaklarında insaniyet kelimesiyle eş anlamlı, yakın anlamlı ve zıt anlamlı kelimeler se&ccedil;ilerek, bir anlam &ccedil;er&ccedil;evesi oluşturulmaktadır. Aynı şekilde; insanlık tarihi, Cahiliye d&ouml;nemi, Osmanlı&rsquo;nın son d&ouml;nemi ve g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde insaniyet kavramın kullanımı tahlil ve tetkik edilerek, &ccedil;ıkarımlar yapılmaktadır. İnsaniyet kavramının doğumuna sebep olan Batı menşe&rsquo;li başta &lsquo;H&uuml;manizm&rsquo; ve benzeri kavramlar, insaniyet kavramını tam karşılamadığı g&ouml;r&uuml;lmektedir. İnsaniyet, insanla doğrudan ilgili, İslam&rsquo;da aynı şekilde insanla doğrudan ilgili olduğundan bu kavram İslam a&ccedil;ısından b&uuml;y&uuml;k bir &ouml;neme sahiptir. Burada, insanın doğru tanımlanmasında &ldquo;İnsaniyet&rdquo; kavramının anahtar rol&uuml; g&ouml;r&uuml;lmektedir. Aynı şekilde Kur&rsquo;an ve S&uuml;nnet verileriyle yapılandırılan insaniyet kavramı, İslam&rsquo;ın maksat ve programıyla b&uuml;y&uuml;k bir benzerlik sergilediği g&ouml;r&uuml;lmektedir. Sonu&ccedil; olarak &ldquo;İnsaniyet&rdquo; kavramının yeniden yapılandırılması ile bir&ccedil;ok sahada olumlu etki ve sonu&ccedil;lar doğuracağı &ouml;ng&ouml;r&uuml;lmektedir.</em>
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
11

Albayrak, Kazım. "Peygamberlerin Gerekliliği." GENÇ MÜTEFEKKİRLER DERGİSİ 5, no. 3 (2024): 727–46. https://doi.org/10.5281/zenodo.13747933.

Full text
Abstract:
Ehl-i s&uuml;nnet kel&acirc;mcıları, aklen m&uuml;mk&uuml;n olan peygamber g&ouml;ndermenin, Allah&rsquo;a zorunluluk isnad etmemek &uuml;zere O&rsquo;nun hikmeti ve l&uuml;tfu gereği olduğunu s&ouml;yler. İsl&acirc;m filozofları da peygamberliği kabul eder, ancak bazıları peygamberlerle filozofları eşdeğer tutar. Peygamberliğin gerekliliği, varlık ve oluşla doğrudan ilişkilidir; &ccedil;&uuml;nk&uuml; varlık, kendini bildirerek anlam kazanır. Peygamberler olmasaydı, insanlık k&acirc;inatı b&uuml;t&uuml;nl&uuml;k i&ccedil;inde kavrayamaz, iyi ile k&ouml;t&uuml;y&uuml; ayırt edemez ve hakikat temelinde bir medeniyet kuramazdı. Aile, adalet, ihsan gibi insanlığı vahşilikten ayıran temel kavramlar peygamberler aracılığıyla &ouml;ğrenilmiştir. Bu da Mutlak Fikrin gerekliliği ve peygamberlerin bu fikri aktarma zorunluluğunu ortaya koyar. Tez olarak İsl&acirc;m, antitez olarak ise b&acirc;tıl sistemler karşımıza &ccedil;ıkar. Bu b&acirc;tıl sistemler bile varlıklarını dine bor&ccedil;ludur; &ccedil;&uuml;nk&uuml; hakikat &ouml;l&ccedil;&uuml;lerini bozarak onlardan saparlar. İnsan, peygamberlerin rehberliği olmaksızın doğru ile yanlışı, iyi ile k&ouml;t&uuml;y&uuml; de ayırt edemez. Ayrıca, medeniyetin temeli olan dil de peygamberlerle başlamıştır. İlk insan ve ilk peygamber olan Hz. &Acirc;dem'den itibaren medeniyet, peygamberlerin &ouml;ğretileri &uuml;zerine kurulmuştur. Dolayısıyla, peygamberler olmadan medeniyetler var olamaz. <strong>Anahtar Kelimeler: </strong>Peygamberler, Medeniyet, Mutlak Fikir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
12

Mevlüt, Poyraz. "Hz. Peygamber'in (sas) torunu ümmü külsûm bnt. Ali'nin hayatı." SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL 11, no. 2 (2025): 302–16. https://doi.org/10.5281/zenodo.14937866.

Full text
Abstract:
Bu &ccedil;alışma, Hz. Peygamber&rsquo;in (sas) torunu, İsl&acirc;m devletinin ilk halifelerinden Halife Hz. Ali&rsquo;nin kızı ve 2. Halife Hz. &Ouml;mer&rsquo;in eşi olması hasebiyle alan araştırmaları a&ccedil;ısından &ouml;nem arz ettiğini d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z &Uuml;mm&uuml; K&uuml;ls&ucirc;m bnt. Al&icirc;&rsquo;nin hayatını konu edinmektedir. Klasik İsl&acirc;m tarihi ve ter&acirc;cim eserlerindeki rivayetlere g&ouml;re; &Uuml;mm&uuml; K&uuml;ls&ucirc;m 6/627 yılında Medine&rsquo;de d&uuml;nyaya gelmiştir. &Ccedil;ocukluk &ccedil;ağında iken Halife Hz. &Ouml;mer ile evlenmiştir. Halifenin şehadetine kadar yanında kalmış ve halife Hz. &Ouml;mer&rsquo;den biri kız diğeri erkek olmak &uuml;zere iki &ccedil;ocuk d&uuml;nyaya getirmiştir. Halife &Ouml;mer&rsquo;in şehadetinden sonra &uuml;&ccedil; evlilik daha yapmıştır. Abdullah b. Ca&lsquo;fer&rsquo;ın nik&acirc;hı altındayken vefat etmiştir. Medine valisi Sa&icirc;d b. &Acirc;s ile de ger&ccedil;ekleşmemiş bir evlilik mevzusu rivayetlere yansımıştır. Evlatlığı konumundaki Abdullah b. &Ouml;mer&rsquo;in bi&acirc;tı yahut isyanı hususunda babası Halife Ali&rsquo;ye teminat vererek siyasi olaylara d&acirc;hil olan &Uuml;mm&uuml; K&uuml;ls&ucirc;m, siyasi olaylar muvacehesinde K&ucirc;fe&rsquo;ye gitmiş ve orada babası Hz. Ali&rsquo;nin şehadetine şahit olmuştur. Kerbel&acirc; hadisesinde bulunduğu zikredilse de bunun doğru olmadığı, isim benzerliği sebebiyle &uuml;vey kardeşi &Uuml;mm&uuml; K&uuml;ls&ucirc;m ile karıştırıldığı kanaatindeyiz. Rivayetlerde oğlu Zeyd ile aynı g&uuml;nde vefat ettiği bilgisi olmasına rağmen vefat tarihi hakkında; 41/661, 50/672 ve Kerbel&acirc; olayı 61/680 sonrası gibi farklı bilgiler mevcuttur. Ancak Mu&acirc;viye&rsquo;nin hilafetinin ilk yıllarında (41/661) vefatı bilgisi daha sıhhatli g&ouml;z&uuml;kmektedir. <strong>Anahtar Kelimeler: </strong>İsl&acirc;m Tarihi, Sah&acirc;be, &Uuml;mm&uuml; K&uuml;ls&ucirc;m bnt. Al&icirc;, Hz. &Ouml;mer&rsquo;in eşi.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
13

Meltem, Ünal, Aydın Gamze, and Başar Bülen. "Sinop'un Tarihi ve Kültürel Miras Öğelerinin Tespitine Yönelik Bir Araştırma." International Social Mentality and Researcher Thinkers Journal 10, no. 2 (2024): 271–86. https://doi.org/10.5281/zenodo.10900901.

Full text
Abstract:
B&ouml;lgesi&rsquo;nin batısında yer alan Sinop, coğrafi konumu, ulaşım sorunları ve iklim koşulları nedeniyle turizm sekt&ouml;r&uuml;nden yeterince yararlanamamaktadır. Bu &ccedil;alışmada Sinop destinasyonunun tarihi ve destinasyonda yer alan camiler, kiliseler, medreseler, &ccedil;eşmeler, t&uuml;rbeler, mezarlar, sit alanları, evler, festivaller, panayırlar, gelenekler ve el sanatları gibi k&uuml;lt&uuml;rel miras &ouml;ğeleri alanyazın taraması yapılarak derlenmiştir. Yapılan bu &ccedil;alışma ile Sinop destinasyonunun tarihi ve turistik k&uuml;lt&uuml;rel miras değerleri tespit edilerek bu değerlerin alanyazına kazandırılması ama&ccedil;lanmaktadır. Bu kapsamda &ouml;rneğin; Sinop ili Ayancık il&ccedil;esi Bakırlızaviye k&ouml;y&uuml; camisinde bulunan Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed&rsquo;in (s.a.v.) kutsal emaneti Sakal-ı Şerifi&rsquo;nden akademik anlamda ilk kez bu &ccedil;alışmada bahsedilmektedir ve kayda ge&ccedil;irilmiştir. Sinop&rsquo;un t&uuml;m y&ouml;nleriyle tanıtımı ve turizm a&ccedil;ısından cazibe merkezi olması sayesinde ekonomisi de g&uuml;&ccedil;lenecektir. Sinop&rsquo;ta bir&ccedil;ok tarihi yapının iyi korunduğu g&ouml;r&uuml;lse de bakımsızlıktan ya da yasal sorunlardan dolayı tahrip olmuş ya da yıkılmaya y&uuml;z tutmuş yapıların olduğu g&ouml;r&uuml;lmektedir. K&uuml;lt&uuml;rel varlık stat&uuml;s&uuml;nde yer alan evlerin sahipleri kendi m&uuml;lk&uuml; olan evlerin tadilatını yasalar gereği istediği gibi yapamadığından mağdur olmaktadırlar. Pazar bulamama endişesi nedeniyle, el sanatları yeni nesillere aktarılamamaktadır ve unutulmaya y&uuml;z tutmaktadır. <strong>Anahtar Kelimeler:</strong> &nbsp;&nbsp;Tarih, Turizm, K&uuml;lt&uuml;rel Miras, Sinop
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
14

Duran, Hüseyin Emre. "Cami Cemaatinin Bakış Açısıyla Rol Model Din Görevlilerinin Nitelikleri (Samsun İli Örneği)." Genç Mütefekkirler Dergisi 6, no. 1 (2025): 238–66. https://doi.org/10.5281/zenodo.15009060.

Full text
Abstract:
Hz. Peygamber d&ouml;neminde dini ve ictimai hayatın merkezi olan camiler, İslam medeniyet tarihi boyunca bu fonksiyonunu s&uuml;rd&uuml;rm&uuml;şt&uuml;r. G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde camilerin bu fonksiyonunu Diyanet İşleri Başkanlığı ve bu kurumun g&ouml;revlendirdiği din g&ouml;revlileri &uuml;stlenmiştir. Din g&ouml;revlileri dini topluma ulaştırma noktasında b&uuml;y&uuml;k bir sorumluluğa sahiptirler. Bu araştırmada din g&ouml;revlilerinin dini-ahlaki rol modelliği, cami cemaati perspektifinden ele alınmıştır. Cami cemaatine g&ouml;re imam hatiplerin ve m&uuml;ezzin kayyımların rol modelliğinin nasıl olması gerektiği, araştırmanın temel konusudur. Araştırmanın temel amacı ise cami cemaati a&ccedil;ısından din g&ouml;revlilerinin dini ve ahlaki rol modelliğini keşfetmektir. &Ccedil;alışmanın &ouml;nemi ise bu araştırma sonu&ccedil;larının yetkili kurumlara ve kişilere &ouml;nemli veriler sağlayabilecek olmasıdır. Nitel olarak y&uuml;r&uuml;t&uuml;len bu araştırmada yarı yapılandırılmış m&uuml;lakat tekniği kullanılmıştır. Samsun ili ve il&ccedil;elerindeki farklı camilerde 46 katılımcı ile ger&ccedil;ekleştirilen derinlemesine g&ouml;r&uuml;şmeler sonucunda temalar ve kodlar belirlenmiştir. Bu temalar ve kodlar, tablolar halinde sunularak yorumlanmıştır. Cami cemaatinin rol model din g&ouml;revlilerinden beklentileri kişisel &ouml;zellikler, cami merkezli ve cami dışı faaliyetler olmak &uuml;zere &uuml;&ccedil; ana başlıkta toplanmıştır. Katılımcılar, din g&ouml;revlilerinin mesleki becerilerinden, cami merkezli ve cami dışında ger&ccedil;ekleştirdiği faaliyetlerden &ccedil;ok kişisel &ouml;zellikleriyle ilgili beklentilerine dile getirmişlerdir. <strong>Anahtar Kelimeler<em>:&nbsp;</em></strong>Din Eğitimi, Din G&ouml;revlisi, Cami Cemaati, Rol Model, Din G&ouml;revlilerinin Rol Modelliği.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
15

Şimşek, İbrahim. "Tefsîrü'l-Menâr'daki İncelikler." Sultan İlahiyat Araştırmaları Dergisi (SİAD) 1, no. 1 (2023): 14–26. https://doi.org/10.5281/zenodo.10414551.

Full text
Abstract:
Kur&rsquo;&acirc;n, Allah&rsquo;ın Cebr&acirc;il vasıtasıyla Hz. Peygamber&rsquo;e indirdiği ve Hz. Peygamber&rsquo;in b&uuml;t&uuml;n insanlığa tebliğ ettiği son ilah&icirc; kitaptır. Bu ilah&icirc; kitap bel&acirc;ği ve edeb&icirc; &ouml;zelliklerle indirilmiştir. Bel&acirc;ğatın zirve olduğu bir toplumda nazil olan Kur&rsquo;&acirc;n-ı Kerim, bu d&ouml;neme hitap etmektedir. Bu kadar etkili ve eşsiz değere sahip Kur&rsquo;&acirc;n&rsquo;ın edeb&icirc; s&ouml;zleri, tefsir ilminin inceleme alanına girmiştir. Dir&acirc;yet tefsir metoduyla me&acirc;ni ilmi i&ccedil;erisinde Kur&rsquo;&acirc;n&rsquo;ın s&ouml;zleri &uuml;zerine &ccedil;ok &ccedil;eşitli &ccedil;alışmalar yapılmıştır. Tefsirlerde Kur&rsquo;&acirc;n&rsquo;ın s&ouml;zleri &uuml;zerine yapılan &ccedil;alışmalardan birisi de incelikler ile ilgilidir. Tefsir &acirc;limleri, kendi tarzına uygun olarak Kur&rsquo;&acirc;n &acirc;yetlerini yorumlayarak onların inceliklerini ortaya &ccedil;ıkarmışlardır. Bazı tefsirlerde dil ile ilgili incelikler &ouml;n plana &ccedil;ıkarken bazı tefsirler de amel y&ouml;nl&uuml; incelikler &ouml;n plana &ccedil;ıkmaktadır. Tefsirlerde zikredilen amel incelikli &ouml;rnekler &acirc;yetlerde ifade edilen ibadet, taat, tefekk&uuml;r ve hikmet ile ilgili &ouml;rneklerden oluşmaktadır. İncelik konusunu ele alan tefsirlerden birisi de <em>Tefs&icirc;r&uuml;&rsquo;l-Men&acirc;r</em>&rsquo;dır. Bu eserde incelikle ilgili; dilbilgisi, kıraat ve anlam i&ccedil;erikli inceliklere yer verilmiştir. Bu &ccedil;alışma okuma, tarama ve tespit metoduyla hazırlanmıştır. <em>Tefs&icirc;r&uuml;&rsquo;l-Men&acirc;r</em>&rsquo;da bulunan &acirc;yetler tespit edilerek Reş&icirc;d Rız&acirc;&rsquo;nın konuyla ilgili yaklaşımları ifade edilmiştir. Konuyla ilgili &acirc;yetlerdeki incelik &ouml;rnekleri tespit edilerek konular oluşturulacaktır. <strong><em>Anahtar Kelimeler: </em></strong><em>Kur&rsquo;&acirc;n, Tefsir, Bel&acirc;gat, Anlam, N&uuml;kte, İncelik.</em> <strong>&Ouml;ne &Ccedil;ıkanlar </strong> &middot;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Kur&rsquo;&acirc;n, ilahi kitap olmasının yanında edeb&icirc; ve bel&acirc;gat &ouml;zelliklerine de sahiptir. &middot;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; İncelik s&ouml;zlerdeki hikmeti ifade etmektedir. &middot;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Reşid Rıza bir&ccedil;ok hususta inceliklere değinmiştir. &middot;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; İncelikler konusu bey&acirc;n ilmi i&ccedil;erisinde değerlendirilmektedir. &middot;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Kur&rsquo;&acirc;n Arap dilinin de etkisiyle eşsiz bir hazineye sahiptir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
16

Acar, Abdullah Refik, and Ali Rıza Gül. "Mushaf Kitâbetinde Hattat Tasarrufları." Sultan İlahiyat Araştırmaları Dergisi (SİAD) 1, no. 1 (2023): 54–68. https://doi.org/10.5281/zenodo.10428318.

Full text
Abstract:
Bu makalenin konusu, Hz. Peygamber d&ouml;neminde yazılmasından başlamak &uuml;zere Hz. Osman d&ouml;neminde istinsah edilmesi ile başlayan ve Abb&acirc;s&icirc;lerin ilk d&ouml;nemlerinde Eb&ucirc; Abdirrahm&acirc;n el-Hal&icirc;l b. Ahmed b. Amr b. Tem&icirc;m el-Fer&acirc;h&icirc;d&icirc;&rsquo;nin&nbsp; (&ouml;l. 175/791) yaptığı &ccedil;alışmalar ile son şeklini bulan Mushaf yazımı ve okumaya katkı sağlayan hareke, nokta vb. işaretlerdir. İsminin bir tecellisi olarak d&uuml;nya &uuml;zerinde en &ccedil;ok okunan kitap olan Kur&rsquo;&acirc;n-ı Ker&icirc;m, Hz. Peygamber&rsquo;e vahyedilmeye başladığı ilk andan itibaren &ouml;ncelikle ezberlenmek suretiyle kayıt altına alınmaya başlanmıştır. Başta Hz. Peygamber&rsquo;in kendisi ve akabinde de sahabe tarafından ezberlenmek suretiyle ilk tescili sağlanan Kur&rsquo;&acirc;n&rsquo;ın, yazı konusunda mahir sahabilerin marifetiyle satırlara da aktarılarak başka bir surette de tescil edilmesi sağlanmıştı. Kur&rsquo;&acirc;n ilimleri kit&acirc;biyatında &ldquo;vahiy k&acirc;tipleri&rdquo; olarak s&ouml;z edilen bu ilk d&ouml;nem hattatları bug&uuml;nk&uuml; şekil ve teknikle olmasa da Kur&rsquo;&acirc;n&rsquo;ı baştan sona &ccedil;eşitli malzemeler &uuml;zerine yazmak suretiyle kayıt altına almışlardır. Başlangı&ccedil;ta bir kitap haline getirilmemiş olan bu yazılı malzemeler Hz. Eb&ucirc;bekir d&ouml;neminde derlenip bir araya getirilmiş ve nih&acirc;yetinde Hz. Osman d&ouml;neminde tekrardan yazdırılmak suretiyle Mushaf haline getirilmiştir. Kur&rsquo;&acirc;n-ı Ker&icirc;m&rsquo;in ilk olarak yazıldığı ve daha sonra istinsah edildiği d&ouml;nemlerde Arap yazısı, iskeleti benzer harfleri birbirinden ayıracak noktalar ve okumayı kolaylaştıracak harekelerden yoksundu. Bir&ccedil;ok &acirc;yetin farklı şekillerde okunmasının yolunu a&ccedil;an bu durum, okuryazar olan Araplar arasında bile ihtilaflara neden olmuştur. Arap olmayanlar ise Arap&ccedil;anın dil &ouml;zelliklerine vakıf olmamaları hasebiyle Kur&rsquo;&acirc;n okumada Araplara nazaran &ccedil;ok daha b&uuml;y&uuml;k g&uuml;&ccedil;l&uuml;klerle karşılaşmışlardır. M&uuml;sl&uuml;manlar arasında &ouml;nemli bir problem haline gelen bu meselenin &ccedil;&ouml;z&uuml;m&uuml;ne katkı sağlamak &uuml;zere Kur&rsquo;&acirc;n&rsquo;a &ouml;ncelikle i&prime;r&acirc;bı g&ouml;steren işaretler konulmuş, akabinde yazılışı birbirine benzeyen harfler birbirinden farklı nokta konfig&uuml;rasyonlarıyla kendilerine has formlara kavuşturulmuş, son olarak da Kur&rsquo;&acirc;n metninin tamamen harekelenmesi ile kır&acirc;ati kolaylaştırmaya matuf hattat tasarrufları ile metin g&uuml;n&uuml;m&uuml;zdeki şekline kavuşturulmuştur. Ancak mushaf metni &uuml;zerinde ger&ccedil;ekleştirilen hattat tasarrufları her zaman kır&acirc;ati kolaylaştırmaya matuf olmamıştır. Hal&icirc;l b. Ahmed&rsquo;in Kur&rsquo;&acirc;n&rsquo;ın klasik formu &uuml;zerinde harekeleme &ccedil;alışmasını yaptığı d&ouml;nemde Arap yazı sanatında da yazının estetik y&ouml;n&uuml;n&uuml; &ouml;nceleyen bazı gelişmelere tanık olunmuştur. &Ouml;zellikle hicr&icirc; ikinci asırdan başlamak &uuml;zere Arap yazı sanatında ortaya konan yenilikler Mushaf yazımında estetiğe y&ouml;nelik hattat tasarruflarının &ouml;n&uuml;n&uuml; a&ccedil;mıştır. &nbsp;Sistemli bir hale gelinceye kadar yaklaşık beş asır devam eden bu gelişme s&uuml;reci yazının estetik y&ouml;n&uuml;ne &uuml;st d&uuml;zey katkı sağlamış olmasına rağmen maalesef zaman i&ccedil;erisinde estetik kaygısının baskın hale gelmesiyle kır&acirc;atte kolaylık sağlamak yerine zaman zaman yanlış okumalara yol a&ccedil;abilen kompozisyonların oluşmasına da sebep olmuştur. <strong><em>Anahtar Kelimeler</em></strong><em>:<strong> </strong></em><em>Kur&rsquo;&acirc;n, Mushaf, Vahiy K&acirc;tibi, Kır&acirc;at, Noktalama ve Harekeleme, Hattat tasarrufları</em> <strong>&Ouml;ne &Ccedil;ıkanlar </strong> &middot;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Kur&rsquo;&acirc;n-ı Ker&icirc;m Hz. Peygamber d&ouml;neminde vahiy k&acirc;tiplerine yazdırılmıştır. &middot;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Kur&rsquo;&acirc;n-ı Ker&icirc;m hem ezberlenmek hem de yazmak suretiyle tescil edilmiştir. &middot;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Kur&rsquo;&acirc;n-ı Ker&icirc;m&rsquo;in yazıldığı d&ouml;nemdeki yazı harekesiz ve noktasız bir yazıdır. &middot;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Erken d&ouml;nem hattat tasarrufları Kur&rsquo;&acirc;n okumayı kolaylaştırmayı hedeflemektedir. &middot;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Hat sanatındaki gelişmeler yazıda estetik kaygıyı &ouml;n plana &ccedil;ıkarmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
17

Sait, Demir. "Firavun Ailesinden İmanını Gizleyen Mü'min Adam Kıssası." JOURNAL OF ACADEMIC SOCIAL RESOURCES (ASR JOURNAL) 9, no. 2 (2024): 183–93. https://doi.org/10.5281/zenodo.11103507.

Full text
Abstract:
İsl&acirc;m dininin temel kaynağı olan Kur&rsquo;&acirc;n-ı Kerim, insanları hakikate davet etmek i&ccedil;in pek &ccedil;ok y&ouml;nteme başvurmaktadır. Bazen insanların aklına hitap ederken, bazen de duygularına hitap ederek onları doğru yola &ccedil;ağırır. Kur&rsquo;&acirc;n-ı Kerim&rsquo;in bu amaca ulaşmak i&ccedil;in kıssalara başvurur. Bu bağlamda, Kur&rsquo;&acirc;n-ı Kerim kıssaları b&uuml;y&uuml;k bir &ouml;neme sahiptir. Bu sebepten Kur&rsquo;&acirc;n- Kerim&rsquo;de pek &ccedil;ok peygamber ve kavimin kıssaları ge&ccedil;mektedir. B&uuml;t&uuml;n bu kıssaların yeg&acirc;ne amacı Kur&rsquo;&acirc;n-ı Kerim&rsquo;in indiriliş maksadı olan insanları doğru yola iletmektir. Bu &ccedil;er&ccedil;evede bakıldığında Kur&rsquo;&acirc;n kıssalarında insanlar i&ccedil;in sayısız mesajın bulunduğu g&ouml;r&uuml;lmektedir. Kur&rsquo;&acirc;n-ı Kerim&rsquo;de yer alan kıssalardan biri de M&uuml;&rsquo;min S&ucirc;resinin 28-46. &acirc;yetlerinde ge&ccedil;en M&uuml;&rsquo;min Adam kıssasıdır. Kur&rsquo;&acirc;n- Kerim&rsquo;de ge&ccedil;en peygamber kıssalarının &ccedil;oğu kendisinden &ouml;nce indirilen kutsal kitaplarda yer almasına rağmen M&uuml;&rsquo;min Adam kıssası Kur&rsquo;&acirc;n-ı Kerim dışında hi&ccedil;bir kutsal kitapta ge&ccedil;memektir. Dolayısıyla bu kıssanın ana kaynağı Kur&rsquo;&acirc;n&rsquo;dır. Kur&rsquo;&acirc;n- Kerim&rsquo;de ge&ccedil;en M&uuml;&rsquo;min Adam kıssasında Firavun ailesine mensup M&uuml;&rsquo;min Adam&rsquo;ın Firavun&rsquo;un zulm&uuml;ne karşı Hz. M&ucirc;s&acirc; i&ccedil;in verdiği m&uuml;cadele anlatılmaktadır. Firavun&rsquo;un &ccedil;aresizlik psikolojisi ile &ldquo;beni bırakın da M&ucirc;s&acirc;'yı &ouml;ld&uuml;reyim.&rdquo; tutumuna karşı, M&uuml;&rsquo;min Adam bir insanın "Rabbim Allah'tır.&rdquo; demekten dolayı &ouml;ld&uuml;r&uuml;lemeyeceği teziyle hak ve batıl m&uuml;cadelesini başlatmıştır. Bu ama&ccedil;la M&uuml;&rsquo;min Adam kavmini g&uuml;zel bir &uuml;slupla d&uuml;ş&uuml;nmeye davet eden &ouml;ğ&uuml;t ve nasihatleriyle doğru yola davet etmiştir. Bunu ger&ccedil;ekleştirmek i&ccedil;in de yerine g&ouml;re akla ve duygulara hitap eden misaller vermiştir. Ancak onun kavmi uzun s&uuml;re Firavun&rsquo;un baskısı altında esaret psikolojisine alıştığından onun bu &ccedil;abası sonu&ccedil; vermemiştir. Kavminin kendisine karşı olumsuz tutumuna karşı Allah onu kavminin her t&uuml;rl&uuml; k&ouml;t&uuml;l&uuml;ğ&uuml;nden muhafaza ederek onun sabır ve samimiyetle m&uuml;cadelesinde yalnız bırakmamıştır. <strong>Anahtar kelimeler</strong>: Kur&rsquo;&acirc;n, Kıssa, Hz. M&ucirc;s&acirc;, Firavun, &ldquo;M&uuml;&rsquo;min Adam&rdquo;.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
18

Kaya. "MISIR BÖLGESİNİN FETHİ The Conquest of Egypt." Dicle İlahiyat Dergisi XIX, no. 2 (2019): 107–23. https://doi.org/10.5281/zenodo.3514999.

Full text
Abstract:
&Ouml;zet Hz. Peygamber ile başlayan tebliğ ve fetih hareketi onun vefatından sonra Raşid halifeleri tarafından kesintisiz devam etti ve kısa zamanda bir &ccedil;ok b&ouml;lge İsl&acirc;m sancağı altına girdi. D&ouml;nemin en b&uuml;y&uuml;k devletleri olan Bizans ve Sasani imparatorlukları g&uuml;n be g&uuml;n hakimiyetleri altındaki toprakları kaybedip tarih sahnesinden silinmeye başladılar. O d&ouml;nemde Bizans&rsquo;a bağlı stratejik &ouml;neme sahip Suriye b&ouml;lgesi de artık İsl&acirc;m ordularının hakimiyetine boyun eğmişti. Suriye b&ouml;lgesinin fetihleri tamamlanınca Mısır&rsquo;a doğru sefere başlama zamanı gelmişti. Rumların, fethedilen Şam toraklarına ve Arabistana g&uuml;neyden ve batıdan saldırmalarını engellemek ve bu b&ouml;lgelerin g&uuml;venliğini sağlamak i&ccedil;in Mısır ve Kuzey Afrika&rsquo;nın fethedilmesi zorunlu bir durumdu. Aynı şekilde d&uuml;şmanın Mısır&rsquo;dan, İskenderiye&rsquo;den, Trablustan ve batıdan Şam topraklarına saldırmamaları i&ccedil;in bu toprakların fethedilmesi gerekiyordu. Hz. &Ouml;mer&rsquo;den aldığı emir &uuml;zere harekete ge&ccedil;en Amr b. el-As, beraberindeki askerlerle kısa bir zaman i&ccedil;erisinde Mısır&rsquo;ın İsl&acirc;m hakimiyetine girmesini sağlamıştır.&nbsp;&nbsp; Abstract: The tabligh and conquest movement started with Prophet Mohammad (ASM) went on after him in the period of Rashid Caliphs. Soon many lands became the regions of Islam. Byzantine and Sassanid empires, the greatest states of the period lost the earth under&nbsp;their command day by day and started to be erased from history. Syria region, which has strategic importance for Byzantine, surrendered to Islam armies. After the conquest of Syria, the time for Egypt came. &nbsp;It was imperious to conquer Egypt and North&nbsp;Africa to prevent Greeks attack Syria and Arabistan from south and west and to provide the security of these regions. Also conquering Egypt, Alexandria, Tripoli and West regions was necessary not to get attack from these lands to Syria. A short time after getting an order from Caliph Omar (ra), Amr b. As (ra) conquered Egypt with the soldiers.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
19

ARVASİ, ibrahim. "Muhadram Kavramının Istılahlaşma Süreci ve Bilimlere Göre Muhadram Kavramı." GENÇ MÜTEFEKKİRLER DERGİSİ 5, no. 4 (2024): 939–76. https://doi.org/10.5281/zenodo.14283048.

Full text
Abstract:
Hadis ilminde s&uuml;nneti/hadisleri sonraki kuşaklara aktaran r&acirc;v&icirc;ler son derece &ouml;nemsenmiştir. Bu r&acirc;v&icirc; tabakları i&ccedil;inde de &ouml;zellikle s&uuml;nnetin tedvin, tasnif ve bir diğer nesiller aktarma ameliyesinde &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k gayretleri bulunan sah&acirc;be ve t&acirc;biun neslinin ise emek ve gayretleri &ccedil;oktur. Bundan dolayı bu iki nesil &ccedil;ok &ouml;nemsenmiş haklarında ciltler dolusu bilgi toplanmıştır. İsimleri, k&uuml;nyeleri, lakapları, doğum ve vefat tarihleri, yaşadıkları yerler, yaşam bi&ccedil;imleri, ahlaki &ouml;zellikleri, nesepleri/soyları, siyasi g&ouml;r&uuml;şleri, itikatları gibi bir&ccedil;ok konuda haklarında malumatlar toplanmıştır. Muhadramlar da bu se&ccedil;kin simalar arasında yer almaktadır. Zira onlar hem cahiliye hem de Hz. Peygamber&rsquo;in (s.a.s.) tebliğ devrine şahitlik etmişler. Ayrıca bir&ccedil;ok İslami ilimlerin temellerinin atıldığı ve m&uuml;stakil birer bilim dalı olma yolunda &ccedil;ok hızlı adımların atıldığı sah&acirc;be ve t&acirc;biun d&ouml;nemlerinde yaşamışlardır. B&uuml;t&uuml;n bu ayırıcı vasıflarına rağmen klasik d&ouml;nemde onlar hakkında m&uuml;stakil eserler son derece sınırlıdır. Bu durum daha sonraki d&ouml;nemlerde de devam etmiştir. Hatta bu durum akademik &ccedil;alışmalara da yansımış ve Muhadramlar hakkında &ccedil;ok az &ccedil;alışmanın yapılmasına ve yayınlanmasına zemin hazırlamıştır. İşte bu &ccedil;alışmamız fark edilen bu eksikliğin tedariki i&ccedil;in atılan bir adımın eseridir. &Ccedil;alışmamızda &ouml;ncelikle muhadram kavramının &ccedil;er&ccedil;evesi ve ıstılahlaşma s&uuml;reci &uuml;zerinde durulmuştur. Yine farklı bilim dalları tarafından yapılan muhadram tanımlarına yer verilmiştir. Zira muhadram kavramı i&ccedil;in bir&ccedil;ok ilim dalı tarafından tanımlar yapılmış fakat bu tanımlar birbirinden faklı olmuş ve bir&ccedil;ok konuda da ihtilaflar ortaya &ccedil;ıkmıştır. <strong>Anahtar Kelimeler: </strong>Muhadramlar, Muhadram Kavramının Istılahlaşma S&uuml;reci, Bilimlerin Muhadram Tanımları.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
20

İBRAHİM, AKGÜN, and İRVEN NURULLAH. "Abdülkahir el-Cürcani Dönemine Kadar Lafızcılık Saikiyle Belagat İlminin Müstakilleşmesi." GENÇ MÜTEFEKKİRLER DERGİSİ 5, no. 4 (2024): 892–911. https://doi.org/10.5281/zenodo.14282698.

Full text
Abstract:
Bu &ccedil;alışma belagat ilminin lafızcılık saikiyle gelişimi &uuml;zerine yoğunlaşmıştır. Zira belagat ilminin gelişimi, lafızcı yaklaşımdan doğan m&uuml;şkillerin halli i&ccedil;in sarf edilen gayretlerin neticesinde kendisini g&ouml;stermiştir. Belagat ilmi; daha ilk d&ouml;nemlerde bir zevk olarak mevcuttu. Fakat zamanla farklı milletlerin İslam ile tanışmaları ile dilde olan h&acirc;kimiyet fertler nezdinde yok olmaya başladı. İlerleyen zaman i&ccedil;inde dildeki selika nahiv gibi işlevlerin unutulması veyahut yanlış kullanılması ortaya &ccedil;ıktı. Bunların esas yansıması kuran-ı kerimde g&ouml;r&uuml;nmekteydi. Hususen Kuran-ı Kerim&rsquo;in i&rsquo;c&acirc;zı sahasında daha zahir oluyordu. Bu durum Sarfe teorisine kapı aralıyordu. Zira i&rsquo;cazın anlaşılamayacağı kanaati inancı &ouml;n&uuml;nde g&ouml;r&uuml;nce adeta İcazı Hz. Peygamber d&ouml;nemine has kılmaya sevk etti. Bu durum icazın var olduğunu ve ispatının m&uuml;mk&uuml;n olduğu g&ouml;r&uuml;ş&uuml;nde olan kimseleri hareke ge&ccedil;irmiştir. B&ouml;ylece ilk bel&acirc;ğ&icirc; gelişimin tespit ve tahrir d&ouml;nemi başlamış oldu.&nbsp; Nazz&acirc;m&rsquo;ın başını &ccedil;ektiği Sarfe teorisine karşı talebesi C&acirc;hız Kuran&rsquo;ın i&rsquo;c&acirc;zının ispatı yolunu geliştiriyordu. Sonraki d&ouml;nemlerde gelen&nbsp; er-Rumm&acirc;n&icirc; , İbn Sin&acirc;n el-Haf&acirc;c&icirc; gibi mutezile alimleri devam ettirmişler. Ancak onların &ccedil;alışmaları lafız eksenli olmakla birlikte mana canibine de yaklaşmalarını sonu&ccedil; vermiştir. &Ccedil;alışmamız bir giriş iki kısım ve sonu&ccedil;tan oluşmaktadır. Giriş kısmında belagat ilminin Abdulk&acirc;hir el -C&uuml;rc&acirc;n&icirc; d&ouml;nemine kadar ilk s&uuml;reci kısaca ele alındıktan sonra birinci kısımda belagatin tespit ve tahrir d&ouml;nemleri ele alınıştır. İkici b&ouml;l&uuml;mde ise Abdulk&acirc;hir d&ouml;nemi ele alınarak belagat ilminin mana ekol&uuml; ile evci alasını bulduğuna işaret edilmiştir. B&ouml;ylece lafızcılık ile me&acirc;n&icirc; ekollerinin etkileşimine dikkat &ccedil;ekilmiş, lafızcılığın me&acirc;n&icirc; ekol&uuml;ne d&ouml;n&uuml;ş&uuml;m s&uuml;reci nazarlara verilmiştir. <strong>Anahtar kelimeler:</strong> Abdulk&acirc;hir el-C&uuml;rcani, Bel&acirc;ğ&icirc; İ&rsquo;c&acirc;z, Lafızcılık, Me&acirc;n&icirc; ekol&uuml;, Sarfe Ekol&uuml;.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
21

Oğuzhan, Aydın. "Osman Hulûsi Efendi'nin "Nasihat" Şiirinde İdeal İnsan Tipi." SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL 10, no. 4 (2024): 599–613. https://doi.org/10.5281/zenodo.11097957.

Full text
Abstract:
Nasihatn&acirc;meler, İsl&acirc;m&icirc; değerlere dayalı ahl&acirc;k&icirc; ilkeleri &ouml;zl&uuml; ve anlaşılır bir şekilde ifade ederek &ouml;zellikle gen&ccedil;lere &ouml;ğ&uuml;t vermek amacıyla yazılmış eserlerdir. Ahl&acirc;k, edebiyatın &ouml;nemli bir konusudur ve bu nedenle &ouml;ğretici nitelikteki eserler ve din&icirc;-tasavvuf&icirc; metinlerde geniş bir şekilde ele alınır. Nasihat, Allah&rsquo;a i&ccedil;tenlikle bağlanmayı, O&rsquo;nun emirlerini samimiyetle yerine getirmeyi ve Hz. Peygamber&rsquo;in s&uuml;nnetine uygun bir yaşam tarzı s&uuml;rd&uuml;rmeyi ifade eder. G&ouml;n&uuml;l ehli insanlar, sadece kendi kurtuluşlarına değil, aynı zamanda sevenlerinin eğitimine ve &ccedil;evrelerindeki insanların da k&ouml;t&uuml;l&uuml;klerden kurtulmalarına da &ouml;nem verirler. Kendi davranışlarıyla &ouml;rnek olmanın yanı sıra, insanlara irşad ve nasihat yoluyla rehberlik ederler. İdeal insanın niteliklerini &ouml;ğ&uuml;tlerle anlatarak toplum i&ccedil;indeki rol&uuml;n&uuml; a&ccedil;ıklarlar. Es-Seyyid Osman Hul&ucirc;si Ateş Efendi, &ldquo;Nasihat&rdquo; şiirinde cemiyet a&ccedil;ısından &ouml;rnek ve ideal bir insanın davranışlarını dile getirir. Nutk-ı Şerif&rsquo;in beyitlerinde tevazu, gurur ve kibirden ka&ccedil;ınmak, nefisle m&uuml;cadele, Allah i&ccedil;in insanlara hizmet etmek ve karşılık beklemeden fedak&acirc;rlık, g&ouml;n&uuml;l incitmemek ve kazanmak, hi&ccedil;bir canlıya hizmette kusur etmemek, merhametli ve c&ouml;mert olmak, hoşg&ouml;r&uuml; ve doğruluk gibi tasavvuf&icirc; &ouml;ğ&uuml;tler vermektedir. Osman Hul&ucirc;si Efendi&rsquo;ye g&ouml;re, ideal insan b&uuml;y&uuml;kl&uuml;k taslamaktan ka&ccedil;ınmalı, başkalarını k&uuml;&ccedil;&uuml;msememeli ve onlarla alay etmemelidir. Yalan s&ouml;ylemekten, hainlik yapmaktan, insanların kalplerini kırmaktan, insanlığa zarar vermekten ve k&ouml;t&uuml; alışkanlık hareketlerinden uzak durmalıdır. T&uuml;m din&icirc; yasaklardan ka&ccedil;ınarak, helal sınırlar i&ccedil;inde Allah&rsquo;ın emirlerine uygun yaşamalıdır. İnsan, fıtraten temiz bir varlık olarak bu &acirc;leme gelir ve bu temizliği korumalı, g&uuml;nah ve k&ouml;t&uuml;l&uuml;klerle lekelenmemelidir. Ger&ccedil;ek ve ideal insan, sınırlarını bilir ve aşmaz, toplumun yararına &ccedil;alışır ve hi&ccedil;bir varlığa zarar vermez. Saf bir fikre, sağlam bir inanca ve y&uuml;ce bir inceliğe sahip olmalıdır. <strong>Anahtar Kelimeler:</strong> T&uuml;rk Halk Edebiyatı, Nasihat, İdeal İnsan, Nefisle m&uuml;cadele, Tasavvufi &Ouml;ğ&uuml;tler.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
22

Bilal, Akpınar. "Bahâîlerin Kullandığı Felsefi ve Dini Argümanlar." SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL 10, no. 12 (2024): 2393–403. https://doi.org/10.5281/zenodo.14569476.

Full text
Abstract:
1844 yılında ortaya &ccedil;ıkan Mirza Ali Muhammed &ouml;nce mehd&icirc;ye a&ccedil;ılan bir kapı ardından mehd&icirc; son olarak yeni bir şeriatla gelen peygamber olduğunu iddia etmiştir. 1863 yılında ise Mirza H&uuml;seyin Ali beklenen kişinin kendisi olduğunu s&ouml;ylemiş ve Tanrının kendisine &ldquo;Kitab-ı Akdes&rdquo; adında bir kitap verdiğini iddia etmiştir. Mirza Ali Muhammed ve Mirza H&uuml;seyin Ali iddialarını g&uuml;&ccedil;lendirmek ve taraftar kazanabilmek i&ccedil;in tarihte daha &ouml;nce dile getirilmiş bazı felsefi ve dini tecr&uuml;belerden yararlanmıştır. İran gelenekleri, B&acirc;tın&icirc; grupların zaman anlayışları ve te&rsquo;vil y&ouml;ntemleri, Fazlullah Huruf&icirc;&rsquo;nin harf ve sayılarla olan diyaloğu, Hristiyan d&uuml;nyasının aşina olduğu milenyum &ouml;ğretisi, İslam d&uuml;nyasında yaygın olan &ldquo;b&acirc;b&rdquo; anlayışı ve mehd&icirc; beklentisi Bah&acirc;&icirc;liğin oluşumuna y&ouml;n veren etkenlerden bazıları olmuştur. <strong>Anahtar Kelimeler:</strong> Ş&icirc;a, Şeyh&icirc;lik,B&acirc;b&icirc;lik, Bah&acirc;&icirc;lik, Kitab-ı Akdes
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
23

Musalı, Vusala. "Pavel Nikolayeviç Ahmerov, Ahmed Yesevî Mührünün Tasviri." Edeb Erkan, no. 5 (May 20, 2024): 179–87. http://dx.doi.org/10.59402/ee005202409.

Full text
Abstract:
Kazan İmparator Üniversitesi bünyesindeki Arkeoloji, Tarih ve Etnografya Cemiyeti’nin üyesi ve çalışanı Ebû Bekr (Abubakr) Ahmedcanoviç Divayev 1895 yılında Orta Asya’da iken Hoca Ahmed Yesevî mührünün kâğıta basılı bir kopyasını elde eder. Divayev bu kopyayı bir mektup eşliğinde çalıştığı kuruma yollar ve 1896 yılında Pavel Nikolayeviç Ahmerov tarafından söz konusu mühür üzerine bir makale yayınlanır. Makalede mührün resmi yer alır ve mühür üzerindeki yazıların içeriği değerlendirmeye tabi tutulur. Ahmerov, Hz. Muhammed (s.a.v.) ve Hoca Ahmed Yesevî’nin yanı sıra mühür üzerinde isimleri yer alan 9 kişiden 6’sının kimliğini belirlemeyi başarır. Yesevî mührü daha sonraları çok kez yayınlanmışsa da ilk kez Ahmerov’un bu makalesi çerçevesinde basılmıştır. Anahtar Kelimeler: Hoca Ahmed Yesevî, Türkistan, Tasavvuf.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
24

ALIZADE, AYGUN. "THE CHARACTER OF ʿALĪ IN THE POEMS OF NĀSIR-I KHUSRAW AND SANĀ'Ī GHAZNAVĪ". Türk Kültürü ve HACI BEKTAŞ VELİ Araştırma Dergisi 106 (20 червня 2023): 81–108. http://dx.doi.org/10.34189/hbv.106.005.

Full text
Abstract:
Hz. Ali o kadar muhteşem bir şahsiyetti ki, başta irfan alanında eser yazanlar olmak üzere hemen hemen bütün şairler onun şahsiyetinin özelliklerini göstermeye çalışmışlardır. Bu şairler arasında Nasır Hüsrev ve Senai Gaznevi'nin adları özellikle anılmalıdır. Bu makalenin yazılmasındaki temel amaç, Nasır Hüsrev ve Senai Gaznevi'nin Hz. Ali ile ilgili beyitlerini tek tek incelemek ve böylece şairlerin Hz. Ali'ye olan sevgisini ortaya koymaktır. Senai Gaznevi'nin Hz. Ali'yi öven eserlerinden biri de Hadikatü'l-Hakika ve Şeriatü'l-Tarika adlı eserinin 3. babının 24. bölümünde yer alan “Emirül-Müminin Ali ibn Ebu Talib’in Övgüsü”dür. Bu çalışmada şairler arasında bir karşılaştırma yapabilmek için Senai'nin şiiri esas alınmış ve Nasır Hüsrev'in Divanından anlam bakımından örtüşen mısralar çalışmaya dâhil edilmiştir. İsmaili şair Nasir Hüsrev ve irfan şairi Senai Gaznevi'nin hayatı ve eserleri hakkında kısa bir inceleme yapıldıktan sonra, adı geçen şiirde Hz. Ali'nin tarihi karakteri ve manevi nitelikleri incelenmiştir. Nasir Hüsrev'in bu konuda yazdığı beyitlere de yer ayrılmıştır. Bununla birlikte her iki şairin Ali ibn Ebu Talib'i tanıtmak için kullandıkları ayet ve hadislere dayalı beyitler de bu çalışmaya dahil edilmiştir. Araştırma sonucunda hem Nasır Hüsrev hem de Senai Gaznevi'nin Ali'nin gücünü her alanda göstermek dışında İslami kuralları, şeriat kanunlarını ve Kur’ân'ın tefsirini bilmek için ilim kapısı olan Hz. Ali’ye yakın olmanın gerekliliğini insanlara göstermeye çalıştıkları sonucuna vardık. Nasır Hüsrev ve Senai Gaznevi, Hz. Ali'ye şiir ithaf ederek tüm insanların bu mükemmel insanı örnek almasını istemişler. Anahtar Kelimeler: Edebiyat, Nasır Hüsrev, Senai Gaznevi, Şiir, Hz. Ali, Tarihsel Kişilik, Ahlaki Nitelikler.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
25

Erkaya, Mahmud Esad. "Tasavvuf Tarihinde Hz. Fâtıma’nın İsmini Taşıyan Bazı Velîler ve Karakteristik Vasıfları." Edeb Erkan, no. 5 (May 20, 2024): 67–82. http://dx.doi.org/10.59402/ee005202404.

Full text
Abstract:
Hz. Fâtıma, Hz. Peygamber’in kızı ve örnek bir kadın velî olması itibariyle tasavvuf tarihinde önemli bir yere sahiptir. Bu çalışmada tasavvuf tarihinde Hz. Fâtıma’dan Fâtıma Bacı’ya kadar geçen dönemde kaynaklarda yer alan Fâtıma isimli velîler tespit edilmiş, böylece Hz. Fâtıma’nın tasavvuf tarihindeki etkisi görülmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda tasavvuf kaynaklarında menkıbelerinden bahsedilen Fâtımaların yanında bazen bir anne, bazen bir velinin en yakınındaki hanımı, bazen bir tasavvuf büyüğünün kızı olarak hakkında övgüyle bahsedilen Fâtımaların gerek velîlerin yetiştirilmesinde gerekse onlarla kurdukları dostluklarla tarihte önemli bir yer edindikleri anlaşılmıştır. Diğer taraftan çalışmada, Fâtıma isimli velîlerin temsil ettikleri örnek kadın velî profili tespit edilmeye çalışılmıştır. Fâtıma isimli veliler göz önünde bulundurulduğunda bir velinin her şeyden önce ilim ve irfân sahibi olması gerektiği anlaşılmaktadır. Bildikleriyle amel etmek onları irfâna ulaştırmış, böylece yakından tanıma imkânı buldukları Rableri karşısında gönüllerinde sevgi hasıl olmuştur. Muhabbetullah, kadın velilerin Allah’tan başkasına karşı tavır alarak dünyaya karşı zâhid olmalarını sağlamış, gönüllerinde yalnızca sevgiliye yer kalmıştır. Onların bu makama ulaşmalarında nefisleriyle mücadele edip takva sahibi olmaları etkili olmuştur. Allah’ı zikretmeyi hayatlarının tümüne yayan kadın velîler, bir taraftan günlük hayatlarında güzel ahlâkı temsil eden kişilikleriyle toplum içerisinde müstesna bir mevki elde etmiş, diğer taraftan da irşad faaliyetinde bulunarak topluma faydalı hizmetler yapmışlardır. Onlar bu vasıflarıyla kendi toplumları için örnek şahsiyetler oldukları kadar kendilerinden sonra asırlarca unutulmayacak bir etkiye sahip olmuşlardır. Onların model aldığı kişi ise Hz. Fâtıma olmuştur. Anahtar Kelimeler: Tasavvuf, Tasavvuf Kültürü, Hz. Fâtıma, Kadın Velîler, İrfân.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
26

Yiğit, Eyüp. "Kur’an’da Firavun Ailesine Mensup İmanını Gizleyen Şahıs ve Onun Dilinden Aktarılan İlahi Hakikatler." İdrak Dini Araştırmalar Dergisi 4, no. 2 (2024): 377–91. https://doi.org/10.62297/idrak.1491906.

Full text
Abstract:
Kur’ân-ı Kerim Hz. Musa’nın bir öldürme olayına karışması ve akabinde gerçekleşen bir kısım olaylar zincirinden bahsetmektedir. Kur’ân bu olayla ilgili âyetlerde Firavun ve adamları Hz. Musa’nın bu öldürme durumundan dolayı infaz cezasını görüşürken, durumun vahametini ve ciddiyetini idrak edip Hz. Musa’yı durumdan haberdar eden mümin bir şahsı zikretmektedir. Kur’ân-ı Kerim de iki Mekkî sûrede yer alan bir kısım âyetlerde bu şahsın Firavun ve adamlarına, Hz. Musa’nın getirdiği hakikatleri yüksek perdeden dillendirdiği görülmektedir. Biz bu çalışmada söz konusu şahsın kimliği, kişiliği ve ismi üzerindeki görüşleri irdelemeye çalışacağız. Konu ile ilgili alan yazına bakıldığında şahsın tevhid mücadelesi ile ilgili yeterli çalışmaların yapılmadığı, az sayıda yapılan çalışmalarında konuyu bütüncül bir şekilde ele almadıkları müşahede edilmiştir. Daha önce bu konu ekseninde “Firavun Zulmüne Karşı Bireysel İnisiyatif” adlı bir makale ve vaaz türü bazı çalışmalar söz konusudur. Bu çalışmalar da ismi geçen şahsın Firavun zulmüne karşı verdiği mücadele yönü ön planda tutularak ve belli başlı bazı ayetlerin tahlil edilmesi ile iktifa edildiği görülmektedir. Biz bu çalışmamızda ise Kur’ân’da konu hakkında zikredilen ayetlerin tamamını ele alarak, Hz. Musa aleyhine verilen ölüm emrinin ona ulaştırılması, bu haberi getiren kişinin kimliği ve kişiliği ile alakalı bilgileri aktarmaya çalışacağız. Bu şahsın sözlerinden ve konuşma üslubundan ilâhî vahye en ince ayrıntısına kadar vakıf olduğu anlaşılmaktadır. Kanaatimizce bu kişinin hem sözleri hem de muarızlarıyla mücadele yöntemi peygamberlerin mücadele tarzına benzemektedir. Kavminin ilâhî çağrıya menfi karşılık vermesi neticesinde önceki kavimlerin başına gelen belâ ve musibetlerin bir benzerinin onların da başına geleceğini haber vermektedir. Kavmini davet ettiği hakikatler ile kavminin onu davet ettiği inanç sistemlerini karşılaştırarak muhataplarına doğru yolu göstermeye çalıştığı anlaşılmaktadır. Neticede hiçbir baskıya boyun eğmeyip imanını açığa vurduğu ve Hz. Musa ile beraber düşmanlarla mücadele ettiği görülmektedir. Biz bu çalışmamızda düşmanlarının hilelerinden kurtulan bu şahsiyetin tebliğ mücadelesini Kur’ân âyetleri ışığında irdelemeye gayret göstereceğiz. Anahtar Kelimeler: Tefsir, Hz. Musa, Mümin Şahıs, Firavun, Çağrı.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
27

yoldaş, mehmet hanifi, and Mehmet KUBAT. "İbâdiyye'nin Hz. Ali Dönemi Olaylarına Dair Görüş ve Eleştirileri*." GENÇ MÜTEFEKKİRLER DERGİSİ 6, no. 1 (2025): 44–67. https://doi.org/10.5281/zenodo.14959815.

Full text
Abstract:
İb&acirc;diyye, İslam tarihi i&ccedil;erisinde erken sayılabilecek bir d&ouml;nemde teşekk&uuml;l eden ilk İslam mezheplerindendir. Hz. Ali d&ouml;nemi siyas&icirc; olayları sonucu ortaya &ccedil;ıkan Muhakkime-i Ul&acirc;&rsquo;nın devamı olarak kendilerini nitelendiren İb&acirc;d&icirc;ler, Basra şehrinin politize olmuş ortamında mezhepleşme s&uuml;recini devam ettirmişlerdir. D&ouml;nemin siyasi olayları ve bu olaylar nedeniyle tartışılan dini konular İslam toplumunun &ouml;ncelikli g&uuml;ndem maddelerinin başında gelmektedir. B&ouml;yle bir d&ouml;nemde İb&acirc;d&icirc;yye de Basra şehri ve i&ccedil;inde yaşadıkları toplumun siyasi ve din&icirc; atmosferi gereği bir&ccedil;ok konu hakkında g&ouml;r&uuml;ş ve eleştiriler ortaya koymuştur. Bu konuların başında Hz. Ali d&ouml;nemi olayları ve bu olaylar nedeniyle tartışılan din&icirc; meseleler gelmektedir. İb&acirc;diyye, Ehl-i s&uuml;nnet&rsquo;e g&ouml;re Hz. Ali d&ouml;nemi olaylarını farklı zaviyeden değerlendirmekte ve bazı olaylarda Hz. Ali&rsquo;nin haklı bazı olaylarda ise haksız olduğunu dile getirmektedir. Makalemizde İslam tarihinde yaşanmış ve kendisinden sonra tarihin akışına y&ouml;n vermiş olan Hz. Ali d&ouml;nemi olaylarına dair İb&acirc;d&icirc;lerin g&ouml;r&uuml;ş ve eleştirilerini incelemeye ve yaptıkları değerlendirmeleri ortaya koymaya gayret edeceğiz. &Ccedil;alışmamızda ele aldığımız İbadi m&uuml;elliflerin ve &acirc;limlerinin Hz. Ali d&ouml;nemi olaylarına dair g&ouml;r&uuml;şlerinin ve değerlendirmelerinin tetkik edilmesi ve anlaşılması İb&acirc;diyye mezhebini tanımaya, tanımlamaya ve anlamaya ciddi katkılarda bulunacağını d&uuml;ş&uuml;nmekteyiz. <strong>Anahtar Kelimeler: </strong>İb&acirc;diyye, Hz. Ali, Cemel Vak&lsquo;ası, Sıff&icirc;n Savaşı, Tahk&icirc;m Hadisesi, Nehrevan Savaşı.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
28

Bozdemir, Hatice Rahime, and Ali Rıza Gül. "Elçi İsa'dan Tanrı İsa'ya: Kur'ân-ı Kerim ve Kitâb-ı Mukaddes Işığında Bir İnceleme." Uluslararası Dorlion Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi (DASAD) 1, no. 2 (2023): 277–93. https://doi.org/10.5281/zenodo.10321491.

Full text
Abstract:
<em>Kutsal Kitap'ta</em> ve <em>Kur'&acirc;n-ı Kerim'de</em> benzer mesajlar, ortak isimler ve kavramlar bulunmaktadır. Onun dininin kendi perspektifiyle ayrıntılarına ilişkin bu kavram ve isimlere y&uuml;klenen anlamlarda ciddi boyutlarda farklılaşmalar g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. Konu Hz. İsa ise tanrı ve peygamberlik tasavvurları karşı karşıya gelmekte hatta tamamen sınırsız inan&ccedil; ve kabuller bulunmaktadır. Makalenin d&uuml;zenli amacı, din&icirc; terminolojide yerleşmiş olan teslis inancını <em>Kit&acirc;b-ı Mukaddes</em> ve <em>Kur'&acirc;n-ı Kerim</em> metinleri &uuml;zerinden irdelemek ve teslise s&uuml;t&uuml;n&uuml; herhangi bir bulgunun olmadığını a&ccedil;ık ve net bir şekilde ortaya koymaktır. &Ccedil;alışmamızda <em>Kur'&acirc;n-ı Kerim</em> ve kanonik <em>İnciller'i</em> temel d&ouml;nemde ilk d&ouml;nemde <em>Kur'&acirc;n</em> tefsirlerinden ve <em>Kit&acirc;b-ı Mukaddes'in</em> diğer s&uuml;relerden de faydalandık. Bununla beraber g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde teslis anlayışının &ccedil;er&ccedil;eveleri Hz. İsa algısının gelmiş olduğu noktayı netleştirmek yerine, Hıristiyan mezheplerinin T&uuml;rkiye'deki &ouml;nde gelen gelen bazı din adamları ile teslis ve Hz. İsa hakkında toplantılar yaptık ve bakımlarla ilgili değerlendirmelerde bulunduk. Yaptığımız araştırmanın sonucu <em>Kit&acirc;b-ı Mukaddes'in</em> hi&ccedil;bir yerinde testlis inancının a&ccedil;ık bir bi&ccedil;imsel varlığı, Hz. İsa'nın, &uuml;&ccedil;l&uuml; tanrı inancının bir par&ccedil;ası olarak s&uuml;rd&uuml;r&uuml;lmesinin Hıristiyanlık i&ccedil;erisinde takip edilmesiyle, Kur'&acirc;n'da da bu inancın eleştirildiği kanaatine ulaşıldı. <strong>Anahtar Kelimeler:</strong><em> </em> Tefsir, İsa, Havariler, İlk D&ouml;nem Hıristiyanlığı, Teslis.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
29

Vahib, Muhammad, and Doç Dr Salih Yalın. "Maverdî’nin Düşüncesinde Devlet ve Siyaset." Diwan 5, no. 2 (2024): 253–92. http://dx.doi.org/10.69892/diwan.5212.

Full text
Abstract:
Özet: Maverdî (ö. 450/1058) IV/X. asırda yaşamış bir İslâm düşünürü olarak muhtelif alanlarda pek çok eser kaleme almıştır. Ancak teliflerinin birçoğu günümüze kadar ulaşmamıştır. Onun yazılarından bir kısmının devlet, siyaset ve felsefe ile ilgili olduğu söylenebilir. Maverdî, birçok eserinde kendinden önce gelen fikir ve düşünce birikiminden büyük ölçüde yararlanmıştır. O, her şeyden önce Hz. Peygamber'in uygulamalarını, hulefâ-yı râşidîn'in devlet ve siyasetle ilgili düşüncelerinden ve birikimlerinden yararlanmıştır. Ayrıca, selef-i sâlihîn âlimlerinin ve sonraki düşünürlerin fikirlerinden ve birikimlerinden de yararlanmıştır. Ona göre, her devlet bir toplum üzerine inşa edilir ve devleti yönetenler ise toplumun din, mezhep, kültür gibi yapılarına uygun bir siyaset politikası düzenlemelidir. Toplumu yöneten devlet başkanı ve siyasetçilerin birtakım vasıflara sahip olması gerekir ve bu yöneticiler güttükleri siyaset ve uygulamalarla halkın dikkatini çekmelidirler. Bu çerçevede, Maverdî'nin eserleri, İslâm düşüncesinin ve siyasî teorilerinin gelişimine önemli katkılarda bulunmuştur. Onun eserlerinde, İslâm'ın siyasî ilkeleri ve devlet yönetimi hakkındaki görüşleri detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Bu makalede Maverdî’nin düşüncesinde devlet ve siyaset; devletin ihtiyaçları, yöneticileri, yönetim tarzı gibi hususlar incelenecektir. Anahtar Kelimeler: İslam Felsefesi, Maverdî, Düşünce, Devlet, Siyaset, Yönetici.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
30

Vahib, Muhammad, and Doç Dr Salih Yalın. "Maverdî’nin Düşüncesinde Devlet ve Siyaset." Diwan 5, no. 2 (2024): 253–92. http://dx.doi.org/10.69892/diwan.5214.

Full text
Abstract:
Özet: Maverdî (ö. 450/1058) IV/X. asırda yaşamış bir İslâm düşünürü olarak muhtelif alanlarda pek çok eser kaleme almıştır. Ancak teliflerinin birçoğu günümüze kadar ulaşmamıştır. Onun yazılarından bir kısmının devlet, siyaset ve felsefe ile ilgili olduğu söylenebilir. Maverdî, birçok eserinde kendinden önce gelen fikir ve düşünce birikiminden büyük ölçüde yararlanmıştır. O, her şeyden önce Hz. Peygamber'in uygulamalarını, hulefâ-yı râşidîn'in devlet ve siyasetle ilgili düşüncelerinden ve birikimlerinden yararlanmıştır. Ayrıca, selef-i sâlihîn âlimlerinin ve sonraki düşünürlerin fikirlerinden ve birikimlerinden de yararlanmıştır. Ona göre, her devlet bir toplum üzerine inşa edilir ve devleti yönetenler ise toplumun din, mezhep, kültür gibi yapılarına uygun bir siyaset politikası düzenlemelidir. Toplumu yöneten devlet başkanı ve siyasetçilerin birtakım vasıflara sahip olması gerekir ve bu yöneticiler güttükleri siyaset ve uygulamalarla halkın dikkatini çekmelidirler. Bu çerçevede, Maverdî'nin eserleri, İslâm düşüncesinin ve siyasî teorilerinin gelişimine önemli katkılarda bulunmuştur. Onun eserlerinde, İslâm'ın siyasî ilkeleri ve devlet yönetimi hakkındaki görüşleri detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Bu makalede Maverdî’nin düşüncesinde devlet ve siyaset; devletin ihtiyaçları, yöneticileri, yönetim tarzı gibi hususlar incelenecektir. Anahtar Kelimeler: İslam Felsefesi, Maverdî, Düşünce, Devlet, Siyaset, Yönetici.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
31

Cüneyt, Altan Altay, Tınkılıç İrem, Özdemir Rümeysa, and Yağmur Garip Elif. "Menkıbelerle Yapılan Söyleşilerin Lise Öğrencilerin Esnek Dayanıklılık Düzeylerine ve Sınavda Kopya Çekme Eğilimlerine Olan Etkisinin İncelenmesi." SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL 10, no. 10 (2024): 1705–11. https://doi.org/10.5281/zenodo.13990426.

Full text
Abstract:
Hayatlarıyla insanlara rehberlik eden peygamberlerin menkıbeleri insanların doğru yolu bulmasında,&nbsp; sosyal hayatın normlarının dikkate alınmasında, ahlaki ilkelere bağlılıkta yol g&ouml;sterici olmuştur. &Ouml;zellikle son yıllarda toplumlarda yaşanan yozlaşmalar doğruluk ve d&uuml;r&uuml;stl&uuml;k anlayışına n&uuml;fuz eden sıradanlaşan yanlışlar bu ihtiyacı giderek daha belirgin kılmıştır. Ge&ccedil;mişte yaşanan hadiselerde peygamberlerin inan&ccedil;larındaki kararlılık,&nbsp; yapılan sıkıntılara karşı verdikleri m&uuml;cadeleler insanlığa rehber olmuştur. Rol model almada etkili olan bu yaklaşımların &ouml;ğrenciler tarafından da fark edilmesi &ouml;nemli bir değerdir. Bu sebeple araştırmada, peygamberlerin yaşamlarındaki doğruluk ve d&uuml;r&uuml;stl&uuml;kten taviz vermeyen yaşantılarını konu edinen menkıbeler referans alınmıştır. S&ouml;yleşilerle haftalık periyotlarda yapılan uygulamaların &ouml;ğrencilerin esnek dayanıklılık d&uuml;zeylerine ve kopya &ccedil;ekme davranışlarına etkisi incelenmiştir.&nbsp; Farklı sınıf d&uuml;zeylerinden 205 &ouml;ğrenci grubuna uygulanan anket sonucunda 22 kişilik homojen puan dağılımına sahip katılımcı bir deney grubu oluşturularak arg&uuml;mantasyon temelli tartışmalarla peygamberlerin esnek dayanıklılıkları incelenmiş 8 hafta s&uuml;ren uygulama s&uuml;recinde her hafta bir peygamberin hayatı araştırılmıştır. İstatiksel anlamda bağımlı ve bağımsız gruplar t -Testinin kullanıldığı yarı yapılandırılmış g&ouml;r&uuml;şmelerle desteklenen araştırmada karma y&ouml;ntem kullanılmıştır. Araştırma sonucunda nicel ve nitel verilerin birbirini desteklediği, &ouml;ğrencilerin esnek dayanıklılık d&uuml;zeylerinde anlamlı y&uuml;kselişlerin belirlendiği, ayrıca kopya &ccedil;ekme eğilimlerinde d&uuml;ş&uuml;şlerin tespit edildiği g&ouml;r&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r.&nbsp; <strong>Anahtar Kelimeler:</strong> Rol model, Peygamber hayatları, Kopya &ccedil;ekme , Esnek dayanıklılık
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
32

Mazlumi, Farbod. "İmâmiyye Şîasında Tesbihin Manası ve Tarihi." Edeb Erkan, no. 5 (May 20, 2024): 159–76. http://dx.doi.org/10.59402/ee005202408.

Full text
Abstract:
Zikir, geçmişten günümüzde yaygın olarak gerçekleştirilen önemli dini pratiklerden birisidir. İslam dininin ortaya çıkışından itibaren özellikle namazdan sonra Allah’a zikirde bulunma hususunda Hz. Muhammed, ashap ve din alimleri tarafından çeşitli tavsiyeler ve rivayetler görülmektedir. Ayrıca Kur’an-ı Kerim’de de pek çok yerde kâinattaki bütün varlıkların Allah’ı tesbih ettiklerine dair ayetler bulunmaktadır. Tesbih, insanlık tarihi kadar eski olup zinet eşyası gibi başka farklı amaçlar için de kullanılmıştır. Tesbih zamanla farklı dinlerde dua eşyası olarak yerini almış olup İslam tarihinin ilk yıllarında zikir sayım aracı olarak kullanılmıştır. Müslümanların dini ve kültürel hayatlarının ayrılmaz parçası mahiyetini alarak farklı mezhep mensupları arasında benimsenmiştir. Bu benimseme sonucunda farklı İslami mezhepler kendi çerçevelerince tesbih kültürü ve kullanımına anlamlar yüklemişlerdir. Çalışmamız Şîa-İmâmiyye mezhebi mensupları arasında özel bir yeri olan “Türbet Tesbihi”ni ele almaktadır. Kutsal kabul edilen mezarların veya türbelerin civarında bulunan topraklardan üretilen Türbet Tesbihleri, manevi bir bağ kurma ve dua etme amacıyla genellikle İmâmiyye mensupları tarafından kullanılmaktadır. Bu tesbihler, mezar ziyaretlerinin ve ruhsal bağların bir parçası olarak kabul edilir. Genellikle o bölgedeki yerel geleneklere ve kültüre bağlı olarak farklı tasarımlar, boncuklar veya taşlar içerebilir. Araştırmamızda öncelikle tesbihin bir nesne olarak nereden neşet ettiği ardından İslam kültürüne nasıl ve ne zaman dâhil olup yaygınlaştığını ve son olarak tesbihin İmâmiyye geleneğindeki yeri, manası ile bu mezhebe özel olan Türbet Tesbihi hakkında malumat verilmeye çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Zikir, Tesbih, Şîa Mezhebi, İmâmiyye, Türbet Tesbihi.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
33

Korkmaz, Sabır, and Adnan Adıgüzel. "Mısır'dan Dünyaya Bakmak: İbn Abdülhakem ve Fütûhu Mısr Adlı Eseri." Uluslararası Dorlion Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi (DASAD) 1, no. 2 (2023): 156–75. https://doi.org/10.5281/zenodo.10433027.

Full text
Abstract:
Mısır, Mağrib ve End&uuml;l&uuml;s tarihi hakkında bilinen en eski eser, İbn Abd&uuml;lhakem'in <em>F&uuml;t&ucirc;hu Mısr ve ahb&acirc;ruh&acirc;</em> adlı eseridir. Eser bu &ouml;zelliğinden dolayı kendisinden sonra gelen m&uuml;ellifler i&ccedil;in vazge&ccedil;ilmez bir kaynak olmuştur. Bu, m&uuml;ellifin hayatı hakkında bilgi verilmeye &ccedil;alışılmış, eserin okunarak okunmasıyla başta &uuml;slup ve i&ccedil;erik olmak &uuml;zere farklı y&ouml;nlerden değerlendirilmesi ve tanıtılması akımıdır. Yine de m&uuml;ellifin naklettiği bilgi kaynakları ve sonraki d&ouml;nemde onu kaynak olarak kullanan, ona atıflarda bulunan diğer m&uuml;ellifler tespit edilmemeye devam ediyor. Y&ouml;ntem olarak &ouml;ncelikle eserin farklı n&uuml;shaları incelenerek i&ccedil;erik tespit edilmiştir. Daha sonra m&uuml;ellifin izlenmesi tarih y&ouml;ntemi, rivayetleri ifade tarzı, kullanılan dil ve uslup gibi konular ele alınmıştır. Bunun yanında eserin &ccedil;eşitli y&ouml;nlerden değerlendirilmesi, &ouml;nemi ortaya &ccedil;ıkmaya ortaya &ccedil;ıkıyor. Sonu&ccedil;ta <em>F&uuml;t&ucirc;hu Mısr ve ahb&acirc;ruh&acirc;</em> adlı eserin M&uuml;sl&uuml;man tarih yazıcılarının genel y&ouml;ntem &ccedil;er&ccedil;evesi Hz. &Acirc;dem'den başlatılmış, Mısır merkezli yerel tarih eseri olarak hazırlanmış olduğu tespit edilmiştir. Bunun yanında eserde satır aralarında başka şeyler bulamayacağımız orijinal ve ilgin&ccedil; ayrıntılı bilgiler yer verilmiş, &ouml;zellikle Mısır, Mağrib, End&uuml;l&uuml;s'&uuml;n fetih s&uuml;reci ve Berber&icirc;ler hakkında &ouml;nemli ayrıntılar aktarılmıştı. Eser, kendisinden sonraki m&uuml;ellifler i&ccedil;in &ouml;nemli bir kaynak olmuştur. <strong>Anahtar Kelimeler:</strong> İslam Tarihi, İbn Abd&uuml;lhakem, F&uuml;t&ucirc;h, Mısır, Tarih, Mağrib, End&uuml;l&uuml;s
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
34

DİNÇER, Ferit. "Şiirde İllâ Edâtı İle Yapılan İstisnânın Çeşit ve Örnekleri." GENÇ MÜTEFEKKİRLER DERGİSİ 5, no. 3 (2024): 709–26. https://doi.org/10.5281/zenodo.13747426.

Full text
Abstract:
Arap dili ve edebiyatında şiir ve şairlik, gerek cahiliye d&ouml;nemi diye adlandırılan ve İslamiyet&rsquo;ten &ouml;nceki zaman dilimini kapsayan d&ouml;nemde olsun, gerekse İsl&acirc;m&rsquo;ın zuhurundan g&uuml;n&uuml;m&uuml;ze kadarki zaman dilimini kapsayan ve genel itibari ile İsl&acirc;m&icirc; d&ouml;nem diye adlandırılan d&ouml;nemde olsun, ehemmiyeti haiz konular arasında yerini korumuştur. Zira insanlığa her iki cihanın saadet ve bahtiyarlık yolunu g&ouml;steren ve sırati&rsquo;l-mustakime y&ouml;nlendiren, sem&acirc;v&icirc; kitapların sonuncusu olan Kur&rsquo;&acirc;n-ı Ker&icirc;m Arap dili ile peygamberlerin sonuncusu olan Hz. Muhammed&rsquo;e (s.a.v.) nazil olmuştur. Bu nedenle Kur&rsquo;&acirc;n&rsquo;ı gerektiği gibi anlayıp istif&acirc;de edebilmek i&ccedil;in Arap dilinin inceliklerini bilmek gerekmektedir. S&ouml;z konusu incelikleri bilmenin en &ouml;nemli yollarında birisi, belki en &ouml;nemlisi kad&icirc;m ve had&icirc;s olmak &uuml;zere Arap edebiyatının vaz ge&ccedil;ilmez bir unsuru olan şiirleri bilmek ve anlamakla m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r. Diğer taraftan Arap dilinin bir alt b&ouml;l&uuml;m&uuml; olan nahiv ilminde, &ouml;nemli bir yeri olan istisn&acirc; da &ouml;nemsenmesi gereken bir konudur. Bu nedenle bu kısa &ccedil;alışmada şiirde ill&acirc; ed&acirc;tı ile yapılan istisn&acirc; ve &ccedil;eşitleri &uuml;zerinde durulacaktır. Bu bağlamda, cahil&icirc;, muhadram ve İslam&icirc; şairlerin şiirlerinden, ill&acirc; ed&acirc;tı ile yapılan istisn&acirc; ve &ccedil;eşitleri ile ilgili &ouml;rnekler eşliğinde konu hakkında bilgi paylaşımı yapılacak ve &ouml;rnek şiirler yoruma tabi tutulacaktır. <strong>Anahtar Kelimeler:</strong> Arap dili, Şair, Şiir, İstisn&acirc;, İll&acirc; Ed&acirc;tı.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
35

Akarsu, Murat. "HZ. ALİ DÖNEMİ'NDE MEYDANA GELEN HADİSELERDE KÛFE, BASRA VE MISIR VİLAYETLERİNİN ROLÜ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME." Dicle İlahiyat Dergisi XIX, no. 2 (2019): 95–106. https://doi.org/10.5281/zenodo.3402656.

Full text
Abstract:
&Ouml;zet Hz. &Ouml;mer d&ouml;neminde Arabistan&rsquo;ın kuzeyinde ger&ccedil;ekleştirilen fetihlerin uzak oluşu ve asker ihtiyacını karşılamada zorluk yaşanması &uuml;zerine garnizon vazifesi g&ouml;rmesi amacıyla K&ucirc;fe ve Basra şehirleri kurulmuştu. Şehirlere b&ouml;lgeye yakın yerleşim birimlerinde yaşayan Araplar, g&uuml;neyden gelen Araplar ile fethedilen b&ouml;lgelerden gelen halklar birlikte isk&acirc;n ettirilmişti. Bunun yanında Hz. Osman d&ouml;neminden itibaren bazı sahabe de bu şehirlere g&ouml;&ccedil; etmiş ve buralarda toprak sahibi olmuşlardı. &Ouml;te yandan yine Hz. &Ouml;mer d&ouml;neminde fethedilen verimli Nil topraklarına sahip Mısır b&ouml;lgesi de Hz. Osman d&ouml;neminde hem merkezi hem de yerel y&ouml;netime isyanın merkezlerinden biri olurken, Hz. Ali D&ouml;nemi nde de hilafet savaşına girişen Muaviye&rsquo;nin merkezi idare ile savaşında, valiler &uuml;zerinde huzursuzluk yarattığı bir şehir haline gelmiştir. S&ouml;z&uuml; edilen &uuml;&ccedil; şehir de sonradan idareye katılan yerleşim yerleridir. Basra ve K&ucirc;fe&rsquo;nin &ccedil;ok farklı etnik yapıyı i&ccedil;inde barındırması, Mısır&rsquo;ın da merkeze hayli uzak oluşu merkezi idareye karşı olanların bu b&ouml;lgelerde harekete ge&ccedil;mesine sebep olmuştur. Cemel Savaşı&rsquo;nın Basra&rsquo;da yapılması, Hz. Ali&rsquo;yi destekleyen grubun liderlerinin K&ucirc;feli oluşu ve onların telkinleri sonucu halifenin başkenti K&ucirc;fe&rsquo;ye taşıması Hz. Ali&rsquo;nin y&ouml;netimine zarar vermiştir. Buna ilave olarak Muaviye&rsquo;nin halifeliği ele ge&ccedil;irebilmek i&ccedil;in eski Vali Amr b. el-&Acirc;s ile &uuml;zerinde değişik kurgular yaptığı Mısır, Muaviye&rsquo;nin Hz. Ali ile giriştiği hilafet savaşında Hz. Ali&rsquo;nin hilafeti kaybetmesine neden olan şehirlerden bir diğeridir. Abstract During the period of Caliph Umar, Kufa and Basra cities were established in order to serve as garrisons due to the distant conquests in the north and the difficulty of meeting the needs of the soldiers. The cities of Kufa and Basra were inhabited by the Arabs living in the vicinity of these cities, the southern Arabs and the people in the conquered regions. However, since the time of Uthman, some of the companions also migrated to these cities and became landowners. On the other hand, the fertile Egypt lands that was conquered during Umar&rsquo;s period became a center for the rebellion against both central and local administrations in Uthman&rsquo;s period, while it was a city where Muawiya used to create discomfort upon governor&rsquo;s during his caliphate war with ʿAlī. All three cities that have mentioned above, joined to the central administiration. The fact that Basra and Kufa embraced many different ethnic structures, and the fact that Egypt was quite far from the center, caused oppositions to the central administration by the people that were against it. Moreover, the fact that the Jamal War was in Basra and the fact that the supporters of ʿAlī were from Kufa, and their suggestions led the relocation of the capital to Kufe, where it harmed ʿAlī&rsquo;s Caliphacy badly. In addition to this, the Egypth, where Muawiya was planning to take over the caliphacy with the old governor Amr b.al-&lsquo;&Acirc;s, was one of the cities that caused ʿAlī to lost the Caliphacy war.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
36

Reşat, Ahmet AĞAOĞLU. "Bir İlim Merkezi Olarak Tiflis ve Tiflisli Muhaddisler / Tbilisi as A Center of Science and Hadith Scholars of Tbilisi." Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi / Journal of Eskişehir Osmangazi University Faculty of Theology 6, no. 11 (2019): 159–84. https://doi.org/10.5281/zenodo.3451378.

Full text
Abstract:
<strong>Bir İlim Merkezi Olarak Tiflis ve Tiflisli Muhaddisler</strong> <strong>&Ouml;z</strong> &nbsp;G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde Kafkasya b&ouml;lgesinin ekonomik, ticar&icirc;, k&uuml;lt&uuml;rel ve bir&ccedil;ok y&ouml;nden &ouml;nemli merkezlerinden birisi olan Tiflis, Hz. &Ouml;mer d&ouml;neminde fethedilerek İsl&acirc;m devletinin topraklarına katılmıştır. Fethedildikten sonra İsl&acirc;m medeniyetinin &ouml;nemli merkezlerinden biri haline gelen Tiflis, aynı zamanda bir ilim merkezi olarak kabul g&ouml;rm&uuml;şt&uuml;r. Tiflis&rsquo;in &ouml;nemi, sadece b&ouml;lgesel kalmamış, İsl&acirc;m d&uuml;nyasının her tarafından buraya s&uuml;rekli ilgi olmuştur. Burada yetişen bir&ccedil;ok ilim adamı İsl&acirc;m d&uuml;nyasının diğer ilim merkezlerine giderek ilm&icirc; faaliyetlerini s&uuml;rd&uuml;rmeyi tercih etmişlerdir. Bunlara karşılık, değişik b&ouml;lgelerden bir&ccedil;ok ilim adamı ise yine ilim amacıyla Tiflis&rsquo;e yerleşmişlerdir. Genelde Ehl-i S&uuml;nnet&rsquo;e mensup ulemanın yaşadığı Tiflis&rsquo;te zaman zaman İran etkisinden dolayı İmamiyye etkisi de g&ouml;r&uuml;lm&uuml;ş ve onlara bağlı bir&ccedil;ok ulema yetişmiştir.&nbsp;&nbsp; <strong>Anahtar Kelimeler: </strong>İsl&acirc;m, Tiflis, &Acirc;lim, Ehl-i S&uuml;nnet, İmamiyye &nbsp; <strong>Tbilisi as A Center of Science and Hadith Scholars of Tbilisi</strong> <strong>Abstract </strong>&nbsp;Nowadays, Tbilisi, which is one of the important economic, commercial, cultural and many other important centers of the Caucasus region, was conquered very soon after the birth of Islam and joined to the Islamic lands. After its conquest, Tbilisi became one of the important centers of Islamic civilization. The importance of Tbilisi is not only regional, but it has been a constant interest from all over the Islamic world. As a matter of fact, many scholars who grew up in Tbilisi preferred to continue their scientific activities there, while other scholars came to Tbilisi for the same purposes. In Tbilisi, where the ulama of the Ahl Sunnah usually lived and worked, Imamiyah effect was also observed due to Iranian influence, and as a result, many scholars of this sect were raised in the region. <strong>Key Words: </strong>Islam, Tbilisi, Scholar, Ahl Sunnah, Imamiyah.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
37

Çaça, Muhammet, and Yağcıoğlu Songül Aydın. "Vesîletü'n-Necât'tan Taş Baskı Metinlere: Mevlid Metinlerinde Muhteva." Eğitim Dil ve Edebiyat Dergisi, no. 6 (June 3, 2025): 1–12. https://doi.org/10.5281/zenodo.15587568.

Full text
Abstract:
<strong>&Ouml;Z</strong> Mevlid, kelime anlamı olarak doğum, Hz. Muhammed&rsquo;in doğumu, Hz. Muhammed&rsquo;in doğum yeri anlamlarına gelir. Edeb&icirc; bir t&uuml;r olarak Hz. Muhammed&rsquo;e duyulan saygıyı, sevgiyi dile getirmek, onu hatırlatmaktır. Ves&icirc;let&uuml;&rsquo;n-Nec&acirc;t, mevlid t&uuml;r&uuml;ne ait T&uuml;rk edebiyatındaki en bilindik eserdir. T&uuml;re ait bir&ccedil;ok eseri etkilemiştir. Ayrıca halk arasında, devlet erkanında &ouml;zel g&uuml;nlerde ve t&ouml;renlerde okunmuştur. Bu y&ouml;n&uuml;yle T&uuml;rk&ccedil;e yazılmış din&icirc; eserler arasında da &ouml;nemli bir yere sahiptir. Eserin bilinirliği ve yaygınlığı onun bir&ccedil;ok n&uuml;shasının oluşmasını sağlamıştır. Bu n&uuml;shalardan biri de XIX. y&uuml;zyılda ortaya &ccedil;ıkarılan taş baskılardır. Bu &ccedil;alışmada, taş baskı mevlid metinleri i&ccedil;erdikleri konular y&ouml;n&uuml;yle incelenmiştir. Ves&icirc;let&uuml;&rsquo;n-Nec&acirc;t&rsquo;ın XV-XIX. y&uuml;zyıllar arasındaki n&uuml;shalarının zamana g&ouml;re muhtevasının nasıl şekillendiği, metinlerin son haliyle genel &ccedil;er&ccedil;evesinin belli olduğu taş baskı mevlid metinlerinin konuları karşılaştırmalı şekilde ele alınmıştır. Taş baskı mevlid metinlerinin Ves&icirc;let&uuml;&rsquo;n-Nec&acirc;t&rsquo;a benzerliğini g&ouml;sterme adına tablo hazırlanmıştır. Taş baskı mevlid metinlerini muhteva y&ouml;n&uuml;yle yansıtabilecek olan Nafiz Paşa Koleksiyonu 1213 numaralı taş baskı metin ile Ves&icirc;let&uuml;&rsquo;n-Nec&acirc;t&rsquo;ta yer alan b&ouml;l&uuml;mlerin başlıkları tablo ile verilmiştir. <strong>Anahtar Kelimeler:</strong> Mevlid, Ves&icirc;let&uuml;&rsquo;n-Nec&acirc;t, Taş Baskı <strong>ABSTRACT</strong> The term Mawlid refers to "birth" in its literal sense and specifically denotes the birth and birthplace of the Prophet Muhammad. As a literary genre, it expresses reverence and love for the Prophet and serves as a reminder of his legacy. Vas&icirc;latu&rsquo;n-Nej&acirc;t is the most renowned work of this genre in Turkish literature and has significantly influenced many subsequent texts. It has been traditionally recited on special occasions and ceremonies, both among the public and within state institutions. Due to its prominence, the work has been reproduced in numerous manuscripts, including lithographed editions that emerged in the 19th century. This study examines lithographed Mawlid texts in terms of their thematic content. It explores how the content of Vas&icirc;latu&rsquo;n-Nej&acirc;t manuscripts evolved from the 15th to the 19th century and offers a comparative analysis of the themes found in these later lithographed versions, which represent the genre&rsquo;s stabilized form. A table has been prepared to illustrate the thematic parallels between the lithographed Mawlids and Vas&icirc;latu&rsquo;n-Nej&acirc;t. The lithographed copy numbered 1213 from the Nafiz Pasha Collection has been used to represent the thematic content of the lithographed texts, and its section titles are presented in comparison with those in Vas&icirc;latu&rsquo;n-Nej&acirc;t. <strong>Keywords</strong>: Mawlid, Vas&icirc;latu&rsquo;n-Nej&acirc;t, Lithographed Texts &nbsp;
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
38

Çaça, Muhammet, and Yağcıoğlu Songül Aydın. "Vesîletü'n-Necât'tan Taş Baskı Metinlere: Mevlid Metinlerinde Muhteva." Eğitim Dil ve Edebiyat Dergisi, no. 6 (June 6, 2025): 1–12. https://doi.org/10.5281/zenodo.15610315.

Full text
Abstract:
<strong>&Ouml;Z</strong> Mevlid, kelime anlamı olarak doğum, Hz. Muhammed&rsquo;in doğumu, Hz. Muhammed&rsquo;in doğum yeri anlamlarına gelir. Edeb&icirc; bir t&uuml;r olarak Hz. Muhammed&rsquo;e duyulan saygıyı, sevgiyi dile getirmek, onu hatırlatmaktır. Ves&icirc;let&uuml;&rsquo;n-Nec&acirc;t, mevlid t&uuml;r&uuml;ne ait T&uuml;rk edebiyatındaki en bilindik eserdir. T&uuml;re ait bir&ccedil;ok eseri etkilemiştir. Ayrıca halk arasında, devlet erkanında &ouml;zel g&uuml;nlerde ve t&ouml;renlerde okunmuştur. Bu y&ouml;n&uuml;yle T&uuml;rk&ccedil;e yazılmış din&icirc; eserler arasında da &ouml;nemli bir yere sahiptir. Eserin bilinirliği ve yaygınlığı onun bir&ccedil;ok n&uuml;shasının oluşmasını sağlamıştır. Bu n&uuml;shalardan biri de XIX. y&uuml;zyılda ortaya &ccedil;ıkarılan taş baskılardır. Bu &ccedil;alışmada, taş baskı mevlid metinleri i&ccedil;erdikleri konular y&ouml;n&uuml;yle incelenmiştir. Ves&icirc;let&uuml;&rsquo;n-Nec&acirc;t&rsquo;ın XV-XIX. y&uuml;zyıllar arasındaki n&uuml;shalarının zamana g&ouml;re muhtevasının nasıl şekillendiği, metinlerin son haliyle genel &ccedil;er&ccedil;evesinin belli olduğu taş baskı mevlid metinlerinin konuları karşılaştırmalı şekilde ele alınmıştır. Taş baskı mevlid metinlerinin Ves&icirc;let&uuml;&rsquo;n-Nec&acirc;t&rsquo;a benzerliğini g&ouml;sterme adına tablo hazırlanmıştır. Taş baskı mevlid metinlerini muhteva y&ouml;n&uuml;yle yansıtabilecek olan Nafiz Paşa Koleksiyonu 1213 numaralı taş baskı metin ile Ves&icirc;let&uuml;&rsquo;n-Nec&acirc;t&rsquo;ta yer alan b&ouml;l&uuml;mlerin başlıkları tablo ile verilmiştir. <strong>Anahtar Kelimeler:</strong> Mevlid, Ves&icirc;let&uuml;&rsquo;n-Nec&acirc;t, Taş Baskı <strong>&nbsp;</strong> <strong>ABSTRACT</strong> The term Mawlid refers to "birth" in its literal sense and specifically denotes the birth and birthplace of the Prophet Muhammad. As a literary genre, it expresses reverence and love for the Prophet and serves as a reminder of his legacy. Vas&icirc;latu&rsquo;n-Nej&acirc;t is the most renowned work of this genre in Turkish literature and has significantly influenced many subsequent texts. It has been traditionally recited on special occasions and ceremonies, both among the public and within state institutions. Due to its prominence, the work has been reproduced in numerous manuscripts, including lithographed editions that emerged in the 19th century. This study examines lithographed Mawlid texts in terms of their thematic content. It explores how the content of Vas&icirc;latu&rsquo;n-Nej&acirc;t manuscripts evolved from the 15th to the 19th century and offers a comparative analysis of the themes found in these later lithographed versions, which represent the genre&rsquo;s stabilized form. A table has been prepared to illustrate the thematic parallels between the lithographed Mawlids and Vas&icirc;latu&rsquo;n-Nej&acirc;t. The lithographed copy numbered 1213 from the Nafiz Pasha Collection has been used to represent the thematic content of the lithographed texts, and its section titles are presented in comparison with those in Vas&icirc;latu&rsquo;n-Nej&acirc;t. <strong>Keywords</strong>: Mawlid, Vas&icirc;latu&rsquo;n-Nej&acirc;t, Lithographed Texts
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
39

Ceylan, Mehmet Nezir. "Şâfiî Usûlcülerin Mütevâtir Haberlere Bakışı." Sultan İlahiyat Araştırmaları Dergisi (SİAD) 1, no. 1 (2023): 27–40. https://doi.org/10.5281/zenodo.10416560.

Full text
Abstract:
İslam&icirc; ilimlerin temel iki kaynağı olan Kitap ve S&uuml;nnetin nakle dayanması ve aktarımlarında mutlak kesinliğe duyulan ihtiya&ccedil;, &ouml;zellikle m&uuml;tev&acirc;tir haber konusunu &ouml;nemli kılmaktadır. M&uuml;tev&acirc;tir haber, kelam ilminde dinin temel doktrinlerini oluşturan, &ouml;zellikle de Hz. Muhammed'in peygamberliğini ispatlamada &ouml;nemli bir role sahip bir kavram olarak ele alınmıştır. Ancak, ibadet ve muamelat gibi M&uuml;sl&uuml;man bireyin pratik hayattaki eylemlerini konu edinen fıkıh ilmi i&ccedil;in bir haberle amel edilebilmesi i&ccedil;in kesin bilgiyle beraber aynı zamanda g&uuml;&ccedil;l&uuml; zannın yeterli kabul edildiği bir anlayış h&acirc;kimdir. Bu bağlamda, fıkıh us&ucirc;lc&uuml;leri, teknik anlamda mantık bakımından kuşkuya yer vermeyen &nbsp;m&uuml;tev&acirc;tir haberin tanımına sadık kalmış olsalar da, haberin nakli konusunda bu tanımın dışına &ccedil;ıkarak &ouml;zg&uuml;n bir yaklaşım ve metodoloji geliştirmişlerdir. Bu &ccedil;alışmada, Ş&acirc;fi&icirc; us&ucirc;lc&uuml;lerin m&uuml;tev&acirc;tir haber anlayışları ele alınmıştır. Ş&acirc;fi&icirc; us&ucirc;lc&uuml;leri ile hadis&ccedil;iler arasında bu kavramın farklı algılanması &ccedil;alışmanın &ouml;nemli bir y&ouml;n&uuml;n&uuml; oluşturmaktadır. Hadis&ccedil;iler m&uuml;tev&acirc;tir haber i&ccedil;in genellikle isnada vurgu yaparken, fıkıh us&ucirc;lc&uuml;leri bu konuda isnada vurgu yapmamışlardır. Bu durum, us&ucirc;lc&uuml;lerin m&uuml;tev&acirc;tir haberde isnada dayalı kısmını g&ouml;z ardı ettikleri şeklinde bir değerlendirmeye yol a&ccedil;mıştır. Ancak, mesele detaylı bir şekilde incelendiğinde, hadis&ccedil;ilerin meslekleri gereği isnadın &ouml;nemini vurguladıkları ve m&uuml;tev&acirc;tir habere dikkat &ccedil;ektikleri anlaşılacaktır. Us&ucirc;lc&uuml;ler ise haberi doğrudan inceleyerek senede vurgu yapmamışlardır. Bu &ccedil;alışma, Ş&acirc;fi&icirc; us&ucirc;l bilginlerininm&uuml;tev&acirc;tir haberlere yaklaşımlarını incelemektedir. İncelenen konular arasında m&uuml;tev&acirc;tir haberlerde sayı, bilgi değeri ve bu t&uuml;r haberlerin gerektirdiği bilginin m&acirc;hiyeti gibi konular bulunmaktadır. Ş&acirc;fi&icirc; us&ucirc;lc&uuml;lerinin, diğer mezhep us&ucirc;lc&uuml;lerinin perspektifleri de gerekli g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;nde karşılaştırmalı bir şekilde ele alınmıştır. Bu &ccedil;er&ccedil;evede, m&uuml;tev&acirc;tir haber konusundaki Ş&acirc;fi&icirc; us&ucirc;lc&uuml;lerin g&ouml;r&uuml;şleri ana hatlarıyla analiz edilmişve elde edilen bulgular doğrultusunda &ccedil;eşitli sonu&ccedil;lara ulaşılmıştır. Bu &ccedil;alışma hem Ş&acirc;fi&icirc; mezhebinin m&uuml;tev&acirc;tir haber anlayışını ortaya koymak hem de literat&uuml;re katkıda bulunmak amacıyla yazılmıştır. <strong>Anahtar Kelimeler</strong>: Fıkıh us&ucirc;l&uuml;, Ş&acirc;fi&icirc;, M&uuml;tev&acirc;tir haber,&nbsp; &Acirc;h&acirc;d haber. <strong>&nbsp;</strong> <strong>&Ouml;ne &Ccedil;ıkanlar </strong> &middot;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Hadis&ccedil;iler, m&uuml;tev&acirc;tir haberde senede vurgu yaparken, Ş&acirc;fi&icirc; us&ucirc;lc&uuml;ler ve diğer mezhep us&ucirc;lc&uuml;leri, haberin s&uuml;regelen bir şekilde aktarılmasını (&acirc;det-i muttaride) &ouml;nemli g&ouml;rm&uuml;şlerdir. &middot;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Genel olarak m&uuml;tev&acirc;tir haberin kesin bilgi gerektirdiği kabul g&ouml;rm&uuml;şt&uuml;r. &middot;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Genel olarak Ş&acirc;fi&icirc; us&ucirc;lc&uuml;ler, bu bilginin zarur&icirc; olduğunu ifade etmişlerdir. Amid&icirc; ise bu iki g&ouml;r&uuml;ş&uuml;n yanlışlanabileceğini d&uuml;ş&uuml;nerek vakf prensibini benimsemiştir. &middot;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; &Ccedil;alışmada &ouml;ne &ccedil;ıkan bir diğer bulgu, haberi aktaranlarda İslam şartının Ş&acirc;fi&icirc; us&ucirc;lc&uuml;ler tarafından gerekli g&ouml;r&uuml;lmemesi olmuştur. &middot;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; M&acirc;verd&icirc;'nin, m&uuml;tev&acirc;tir haberi konum olarak m&uuml;stef&icirc;z haberin başlığı altında konumlandırması, &ccedil;alışma a&ccedil;ısından &ouml;nemli bir bulgu olarak &ouml;ne &ccedil;ıkmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
40

Akkaya, Fatih, and Ömer Müftüoğlu. "Kırâat İlminin Eskişehir'deki Son Yarım Yüzyılına Şahitlik: Kurrâ Hafız Yaşar Tekeli." Sultan İlahiyat Araştırmaları Dergisi (SİAD) 2, no. 1 (2025): 1–18. https://doi.org/10.5281/zenodo.14875667.

Full text
Abstract:
<strong>Soyut</strong> Kır&acirc;at farklılıklarının &ouml;ğretilmesi faaliyetleri Hz. Peygamber'in vefatından sonraki s&uuml;re&ccedil;te başlamış ve bug&uuml;ne kadar kesintisiz devam etmiştir. Kır&acirc;at eğitiminin devamlılığı ve yaygınlaşması adına kır&acirc;at &acirc;limleri tarafından &ccedil;eşitli eserler yazılmış, kır&acirc;at farklılıklarının sistemli ve kolay bir şekilde &ouml;ğretilmesi i&ccedil;in bazı metotlar geliştirilmiştir. Kır&acirc;at eğitimi faaliyetlerine talebin artması sonucunda&nbsp;medeniyetimizde bu işe &ouml;zel mek&acirc;nlar da tahsis edilmiştir. Kır&acirc;at eğitimi faaliyetleri T&uuml;rkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasını takip eden yıllarda Osmanlı İmparatorluğu D&ouml;nemi'ndeki canlılığını kaybederek durma noktasına gelmiştir. 1968 yılında T&uuml;rkiye'de resm&icirc; olarak kır&acirc;at eğitimine tekrar başlanmıştır. Eskişehir'deki ilk kır&acirc;at eğitimi halkası ise Mehmet Sarıcaoğlu (&ouml;.1997) riyasetinde 1970'te oluşturulmuştur. Eskişehir'de Mehmet Sarıcaoğlu'nun vefatından sonra kır&acirc;at eğitimi, &ouml;ğrencisi Yaşar Tekeli tarafından bug&uuml;ne kadar s&uuml;rd&uuml;r&uuml;lm&uuml;ş ve sekiz d&ouml;nemde toplam yetmiş yedi kişi Tekeli'den ic&acirc;zet almıştır. Uzun yıllar zor şartlar altında b&uuml;y&uuml;k bir &ouml;zveri ile s&uuml;rd&uuml;r&uuml;len kır&acirc;at faaliyetleri Eskişehir'de&nbsp;Kur'&acirc;n ve kır&acirc;at k&uuml;lt&uuml;r&uuml;n&uuml;n oluşup yaygınlaşmasına ve bu g&uuml;nlere taşınmasına &ccedil;ok &ouml;nemli katkı sunmuştur. B&ouml;ylece Eskişehir, başta Mehmet Sarıcaoğlu ve Yaşar Tekeli olmak &uuml;zere kır&acirc;at eğitimi faaliyetlerine maddi-manevi destek olanların katkılarıyla T&uuml;rkiye'de bu alanda &ouml;ne &ccedil;ıkan şehirlerden birisi olmuştur. Eskişehir'de yarım asırdır s&uuml;rd&uuml;r&uuml;len kır&acirc;at eğitimi faaliyetleri hakkında herhangi bir akademik &ccedil;alışma ve bilimsel bir yayın yapılmamıştır. Bu sebeple Eskişehir, kır&acirc;at eğitimi y&ouml;n&uuml;yle&nbsp; akademik camiada bilinmemektedir. Bu &ccedil;alışmanın Eskişehir'de kır&acirc;at konusundaki gelişmişliğin bilinirliğine katkı sunması beklenmektedir. Makalede T&uuml;rkiye'deki kır&acirc;at eğitiminin &ouml;zellikle Eskişehir &ouml;zelindeki s&uuml;recine yarım asra yaklaşan tanıklığıyla damga vuran Yaşar Tekeli ve onun &ouml;nderliğinde oluşturulan halkalarda yetişen kurr&acirc; hafızlar ilk defa akademik bir titizlikle kayıt altına alınmıştır. Gelecekte kır&acirc;at konusuyla ilgili Eskişehir &ouml;l&ccedil;ekli yapılacak her t&uuml;rl&uuml; araştırmaya bu &ccedil;alışmanın temel&nbsp;d&uuml;zeyde kaynaklık etmesi beklenmektedir. &Ccedil;alışmada, kır&acirc;at eğitiminin Eskişehir'deki canlılığı ve bu kurslara katılıp ic&acirc;zet alanların sayılarının başka illere kıyasla az olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. &Ccedil;alışma yapılırken klasik tefsirler, kır&acirc;at kitapları ve Eskişehir İl M&uuml;ft&uuml;l&uuml;ğ&uuml; arşivinden yararlanılmıştır. Yazılı olmayan kısım i&ccedil;in m&uuml;lakat y&ouml;ntemi kullanılmıştır. Eskişehir'deki kır&acirc;at eğitimi faaliyetleri hakkındakibilgiler Yaşar Tekeli ile yapılan m&uuml;lakat sonucunda elde edilmiştir. <strong>Anahtar Kelimeler</strong>:&nbsp;<em>Tefsir, Kır&acirc;at Eğitimi, Eskişehir, Mehmet Sarıcaoğlu, Yaşar Tekeli.</em> <strong>Vurgular</strong> &middot; Anadolu topraklarında kır&acirc;at &ouml;ğretimi y&uuml;zyıllardır s&uuml;rd&uuml;r&uuml;lmektedir. Bunun bir par&ccedil;ası olarak yakın&nbsp;ge&ccedil;mişten itibaren Eskişehir'de de kır&acirc;at eğitimi yapılmaktadır. &middot; Eskişehir'de kır&acirc;at eğitimi faaliyetlerinin temelleri Mehmet Sarıcaoğlu tarafından atılmış olsa da devamlılığı hususunda Yaşar Tekeli'nin gayretleri olduk&ccedil;a &ouml;nemli olmuştur. &middot; Yaşar Tekeli, Eskişehir'de 1997 yılından g&uuml;n&uuml;m&uuml;ze kadar toplamda 66 kurr&acirc; hafız yetiştirmiş olup halihazırda Tekeli riy&acirc;setinde kır&acirc;at eğitimi faaliyetleri devam etmektedir. &middot; Eskişehir'de Mehmet Sarıcaoğlu'yla başlayıp Yaşar Tekeli'yle yaklaşık elli yıldır s&uuml;rd&uuml;r&uuml;len bu &ccedil;aba, sadece buna şahit olan, katkı veren, hoca-&ouml;ğrenci olarak i&ccedil;inde olanların bildiği, ilim d&uuml;nyasının ise&nbsp;&uuml;zerinde bir &ccedil;alışma olmamasından dolayı haberdar olmadığı bir durumdadır. &middot; Yarım asırdır Eskişehir'de devam eden kır&acirc;at eğitimi faaliyetlerinin sistemli bir şekilde kayıt altına alınmasının, kır&acirc;at ilminin tarihine dair yapılacak &ccedil;alışmalara yerel &ouml;l&ccedil;ekte bir katkı sunması&nbsp;beklenmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
41

Fatma, Göçmen. "10. Sınıf Seçmeli "Peygamberimizin Hayatı" Dersi Bağlamında Gençlerin Peygamberimizin Ahlaki Vasıflarını Anlamlandırması / Young People's Understanding of the Moral Qualities of Our Prophet, in the Context of the 10th Grade Elective "Life of Our Prophet" Lesson." AKADEMİK-US Artvin Çoruh Üniversitesi İlahiyat Araştırmaları Dergisi 4, no. 1 (2020): 69–102. https://doi.org/10.5281/zenodo.8175761.

Full text
Abstract:
&Ouml;z: Bu &ccedil;alışmada, &ouml;ğrencilerin Peygamberimiz Hz. Muhammed (sas)&rsquo;in ahlȃk&icirc; vasıflarını nasıl anlamlandırdıkları incelenmiştir. &Ccedil;alışmanın amacı, &ldquo;Peygamberimizin Hayatı&rdquo; dersini se&ccedil;meli olarak alan ve Peygamberimizin ahlȃk&icirc; vasıflarını &ouml;ğrenen gen&ccedil;lerin ifadelerinden yola &ccedil;ıkarak, kendi ahlȃk&icirc; tutum ve davranışlarında bir değişim meydana gelip gelmediğini ortaya &ccedil;ıkarmak ve bu dersin gen&ccedil;lere ahlȃk&icirc; vasıf kazandırmadaki rol&uuml;ne ilişkin bir değerlendirme yapmaktır. Bu kapsamda &ccedil;alışmada, orta&ouml;ğretim 10. sınıflarda se&ccedil;meli olarak okutulan &ldquo;Peygamberimizin Hayatı dersinin gen&ccedil;lerin ahlȃk&icirc; tutum ve davranışları &uuml;zerindeki etkisi nedir?&rdquo; sorusuna cevap aranmıştır. &Ccedil;alışma, nitel y&ouml;ntemlerden durum &ccedil;alışması desenine g&ouml;re tasarlanmıştır. &Ccedil;alışmanın &ouml;rneklemi, Kastamonu Merkez il&ccedil;ede bulunan Mustafa Kaya Anadolu Lisesi&rsquo;nde 2018-2019 Eğitim-&Ouml;ğretim yılında bu dersi alan 132 &ouml;ğrenci arasından se&ccedil;kisiz (random) &ouml;rnekleme y&ouml;ntemiyle se&ccedil;ilmiş 40 &ouml;ğrenciden oluşmaktadır. Araştırmada, &ouml;ğrencilere &ldquo;Peygamberimizin Ahlȃk&icirc; Vasıfları&rdquo; konusunun kazanımlarıyla ilgili altı adet a&ccedil;ık u&ccedil;lu soru sorulmuş ve &ouml;ğrencilerin bu sorulara yazılı olarak verdikleri cevaplar analiz edilerek &ldquo;Gen&ccedil;lerin Peygamberimizin Ahlȃk&icirc; Vasıflarını Anlamlandırmasına İlişkin G&ouml;r&uuml;şleri&rdquo; değerlendirilmiştir. Araştırmanın sonunda, &ouml;ğrencilerin &ldquo;Peygamberimizin Hayatı&rdquo; dersinde &ouml;ğrendikleri ahlȃk&icirc; vasıfları kendi hayatlarında uygulama &ccedil;abasında oldukları, kendilerini &ouml;z değerlendirmeye tabi tutarak daha &ouml;nce yaptıkları bazı hataların farkına vardıkları ve bunları bir daha yapmama konusunda &ccedil;aba sarfettikleri, kişilerarası ilişkilerinde de daha sakin, sabırlı, anlayışlı, yardımsever, merhametli, saygılı ve adil olmaya gayret ettikleri tespit edilmiştir. &Ouml;ğrencilerin hemen hepsinin daha ahlȃklı davranma, hatalarını tekrarlamama, Peygamberimizin ahlȃk&icirc; vasıflarını g&ouml;z &ouml;n&uuml;nde bulundurarak s&ouml;z, tutum ve davranışlarında daha tutarlı olmaya gayret g&ouml;sterdikleri ve olumlu ahlȃk&icirc; değişim ve gelişim i&ccedil;inde oldukları g&ouml;r&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r. Anahtar Kelimeler: Peygamberimizin Hayatı, Se&ccedil;meli Ders, Ahlȃk&icirc; Vasıf, Din Eğitimi, Gen&ccedil;. Young People&#39;s Understanding of the Moral Qualities of Our Prophet, in the Context of the 10th Grade Elective &ldquo;Life of Our Prophet&rdquo; Lesson Abstract: In this study, how the students made sense of the moral qualities of our Prophet Muhammad (PBUH) was examined. The aim of the study is to reveal whether there is a change in the young people&rsquo;s moral attitudes and behaviours based on the statements of the young people who have taken this lesson and learned the moral qualities of our Prophet Muhammad, and to make an assessment&nbsp;of the role of this lesson in giving moral qualification to the young people. In the context, in the study &ldquo;What is the effect of the Life of Our Prophet lesson which is taught electively in the 10th grade, on the moral attitudes and behaviours of young people?&rdquo; the answer to the question was sought. The study is designed according to the case study pattern of qualitative methods. The sample of the study consists of 40 students selected by random sampling method among 132 students who took this lesson in the 2018- 2019 Academic Year at Mustafa Kaya Anatolian High School in Kastamonu Central district. In the study, six open-ended questions were asked to the students about the achievements of the &ldquo;Moral Qualifications of our Prophet&rdquo; and opinions of the students about the &ldquo;Meaning of the Prophet&rsquo;s Moral Qualifications&rdquo; were analyzed by analyzing their written answers to these questions. At the end of the research, it was determined that students were more calm, patient, understanding, helpful, compassionate in their interpersonal relations, where they tried to apply the moral qualifications they learned in the Life of Our Prophet lesson in their own lives, made self-evaluation and made efforts not to make them again and they tried to be respectful and fair. Almost all of the students were observed to act more morally, not to repeat their mistakes, to strive to be more consistent in their words, attitudes, and behaviours, taking into account the moral qualities of our Prophet, and that they had positive moral change and development. Keywords: Life of Our Prophet, Elective Lesson, Moral Qualification, Religious Education, Young. &nbsp; تلقي الشباب الصفات األخالقية لنبينا )محمد( في سياق الدرس االختياري لحياة نبينا في الصف العاشر الخالصة: في هذه الدراسة ، تم فحص كيفية تلقي الطالب للصفات األخالقية لنبينا محمد )صلى هللا عليه وسلم(. والهدف من الدراسة هو وسلوكياتهم األخالقية بنا وا الصفات األخالقية لنبينا محمد ًء الكشف عما إذا كان هناك تغيير في مواقفهم على أقوال الشباب الذين أخذوا هذا الدرس وتعلم ، وإجراء تقييم لدور هذا الدرس في إكساب المؤهالت األخالقية للشباب. في هذا السياق ، ففي الدراسة ، &quot;ما هي آثار الدرس االختياري لحياة نبينا في الصف العاشر في المواقف والسلوكيات األخالقية للشباب؟&quot; تم البحث عن جواب على هذا السؤال. وقد تم تصميم البحث وفق منهج دراسة الحالة للطرق النوعية. وتتكون عينة الدراسة من ٤٠ طالبًا تم اختيارهم بطريقة أخذ العينات العشوائية من ١٣٢ طالبًا أخذوا هذا الدرس في العام الدراسي -٢٠١٨ ٢٠١٩ في مدرسة مصطفى كايا األناضولية الثانوية في منطقة قسطموني المركزية. في الدراسة تم طرح ستة أسئلة مقالية على الطالب حول إنجازات &quot;المؤهالت المعنوية لنبينا&quot; وآراء الطالب حول &quot;معنى مؤهالت النبي المعنوية&quot; تم تحليلها من خالل تحليل إجاباتهم المكتوبة على هذه األسئلة. في نهاية البحث ، تم التوصل إلى أن الطالب كانوا أكثر هدو ًء تطبيق المؤهالت األخالقية ا وصب ًرا وفهًما وتعاونا وعاطفة في عالقاتهم الشخصية ، حيث حاولوا التي تعلموها في درس حياة النبي في حياتهم الخاصة، قاموا بالتقييم الذاتي وبذلوا جهودًا كي ال يكرروا أخطائهم مرة أخرى وحاولوا أن يكونوا محترمين ا في كلماتهم وعادلين. لوحظ أن جميع الطالب تقريبًا يتصرفون بشكل أخالقي أكثر ، وال يكرروا أخطاءهم ، ويسعون جاهدين ليكونوا أكثر اتساقً ومواقفهم وسلوكهم ، مع مراعاة الصفات األخالقية لنبينا ، وأن لديهم تغي ًرا وتطورا أخالقًيا إيجابيًا. .لكلمات المفتاحية: حياة نبينا ، الدرس االختياري ، الصفة األخالقية ، التربية الدينية ، الشباب
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
42

İbrahim, Bayraktar. "MÜSTEŞRİKLER VE HZ. PEYGAMBER'E BAKIŞLARI." June 30, 2004. https://doi.org/10.5281/zenodo.3377528.

Full text
Abstract:
B&uuml;y&uuml;k &ccedil;ogunluğu Ehl-i Kitap&rsquo;tan (Yahudi ve Hristiyan) olan ve Doğu milletlerinin her t&uuml;rl&uuml; yazılı edeb&icirc; (tarih&icirc;, din&icirc;, k&uuml;lt&uuml;rel) eserlerini inceleyen Batı&rsquo;lı bilginlere m&uuml;steşrik ismi verilmistir. Bu &ccedil;alışmada &ouml;nce, Hz. Peygamber&rsquo;in, her y&ouml;n&uuml;yle b&uuml;y&uuml;k bir insan, bir lider, doğruluk ve merhamet timsali olduğu anlatılmıştır. Daha sonra m&uuml;steşrikligin ne olduğu, doğup gelişmesi ve bazı devlet adamlarının Hz. Peygamber&rsquo;in b&uuml;y&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; hakkında neler s&ouml;yledikleri kaydedilmiştir. Ha&ccedil;lı Savasları&rsquo;ından sonra yine magl&ucirc;biyeti tadan Batılılar, artık kaba kuvvetle m&uuml;sl&uuml;manları yenemeyeceklerini anlamışlar ve işbu şarkiyat metodunu geliştirmişlerdir. M&uuml;steşriklerin &ccedil;oğunluğu, Hz. Peygamber&rsquo;in aleyhinde s&ouml;z s&ouml;ylemişlerdir. Ancak bunların i&ccedil;inde ılımlı ve insaflı olanları da mevcuttur. Bu yazıda m&uuml;steşrikleri, aşırı ink&acirc;rcı, ılımlı ve insaflı olarak &uuml;&ccedil; kısma ayırdık ve yer yer g&ouml;r&uuml;şlerini ortaya koyduk.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
43

Akyol, Aşur. "HZ. PEYGAMBER İLE RÜKÂNE ARASINDAKİ GÜREŞ: RİVAYETLERİN İNCELENMESİ VE RÜKÂNE’NİN HADİSLERİ." Pamukkale Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, December 2, 2024. https://doi.org/10.17859/pauifd.1571576.

Full text
Abstract:
Hz. Muhammed (s.a.v.) ile Kureyş'in güçlü pehlivanlarından Rükâne b. Abdiyezîd arasındaki güreş, İslam’ın tebliğ sürecinde önemli bir olaydır. Rivayetlere göre, Bathâ vadisinde gerçekleşen bu güreş sırasında Hz. Peygamber, Rükâne’yi üç kez yenmesine rağmen, Rükâne hemen İslam’ı kabul etmemiştir. Güreşten sonra Hz. Peygamber’in bir ağacı ikiye ayırarak eski haline getirmesi mucizesine de tanık olmasına rağmen, Rükâne bunu sihir olarak değerlendirmiştir. Rükâne’nin İslam’ı kabul edişi Mekke’nin fethi sonrası gerçekleşmiştir. Bu olay, Hz. Peygamber’in tebliğde fiziki güç ve mucizeleri kullanarak farklı yöntemler benimsediğini göstermektedir. Rükâne’nin İslam’ı kabul süreci ve bu olay, erken dönem İslam kaynaklarında sıklıkla yer bulmuş, Mekke toplumunun İslam’a geçişte yaşadığı kültürel dönüşümleri yansıtması açısından önem arz etmektedir. Anahtar Kelimeler: Hz. Muhammed, Rükâne b. Abdiyezid, Hadis, Sahabe, Güreş
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
44

EFE, Nefise. "Hz. Şuayb’ın Kızı ve Hz. Musa Örneğiyle Kur’an-ı Kerim’e Göre Evlilik Öncesinde Gençlerde Bulunması Gereken Özellikler." Mizanü'l-Hak: İslami İlimler Dergisi, June 10, 2022. http://dx.doi.org/10.47502/mizan.1057066.

Full text
Abstract:
Toplumsal bir varlık olan insan doğası gereği bir ailede dünyaya gelir ve neslini sürdürmek için de yeni bir aile kurar. Aile de toplumun temel taşıdır. Bireylerin aileyi oluştururken geçirdikleri bazı süreçler, onların toplumdan ne derece etkilenip sonrakileri nasıl etkilediğini bize açıkça göstermektedir.&#x0D; Bu makalede, Kuran-ı Kerim’de anlatıldığı kadarıyla bir ailenin kuruluş aşamaları incelenmiştir. Çalışmaya esas alınan aile, Kasas Suresi 22-28. Ayetlerinde anlatılan Hz. Şuayb’ın kızı ile Hz. Musa tarafından oluşturulmuştur. Yaşadığı olumsuz durum sonucu, yaşadığı bölgeden ayrılarak başka bir coğrafyaya göç eden bir peygamber adayı ile bir peygamber ocağında yetişmiş olan kızın evliliklerine giden süreçte neler yaşandığı ve bu süreçte meydana gelen olaylardan yola çıkarak hangi özelliklerin vurgulandığı belirtilecektir. &#x0D; Bu araştırmayı yaparken konu dışında diğer ayetlere, konuyu açıklama babında hadislere, çeşitli tefsir kaynaklarına müracaat edilmiş, kelime açıklamaları için de sözlüklerden yardım alınmıştır. &#x0D; Anahtar Kelimeler: Tefsir, Kur’an-ı Kerim, Hz. Şuayb’ın Kızı, Hz. Musa, Aile.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
45

Abdulvahap, Özsoy. "HZ. PEYGAMBER'İN ÜMMİLİĞİ HAKKINDA BİR TARTIŞMA Ebû'l-Velid el-Bâci Örneği." June 30, 2009. https://doi.org/10.5281/zenodo.3384034.

Full text
Abstract:
Hz. Peygamber&rsquo;in okuma-yazma bilip bilmediği meselesi erken d&ouml;nemlerden itibaren tartışılmaya başlanmıştır. Ancak bu konu ile ilgili m&uuml;stakil olarak kaleme alınan ilk eser Eb&ucirc;&rsquo;l-Vel&icirc;d el-B&acirc;c&icirc;&rsquo;nin Tahk&icirc;ku&rsquo;l-Mezheb adlı eseridir. Bu itibarla &ouml;nemli bir eserdir. Ancak yazılış ser&uuml;veni, &uuml;sl&ucirc;bu, i&ccedil;eriği a&ccedil;ısından ayrıntılı olarak ele alınınca, bu kitabın ilm&icirc; ama&ccedil;lardan ziyade polemik tarzı bir tartışmanın &uuml;r&uuml;n&uuml; olarak ortaya &ccedil;ıktığı g&ouml;r&uuml;lmektedir. Eser bir taraftan Hz. Peygamber&rsquo;in okuma-yazma bilip bilmediğine dair farklı g&ouml;r&uuml;şleri ve ihtimalleri sunmakta, &ouml;te taraftan da hicri V. y.y.&rsquo;da End&uuml;l&uuml;s&rsquo;te cereyan eden fikr&icirc;, siyas&icirc; ve mezheb&icirc; tartışmalara ışık tutmaktadır. Anahtar Kelimeler
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
46

KOTAN, Şevket. "İnsan Sûresi ve Rivayet İhtilaflarındaki Gizli Cevher: Hz. Peygamber'in Tebyin Yöntemi." Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, March 29, 2023. http://dx.doi.org/10.33415/daad.1213266.

Full text
Abstract:
Öz: Hz. Peygamber Kur’ân’ın anlaşılmasında tartışmasız bir otoritedir. Hz. Peygamber’in Kur’ân ayetlerini beyan ederken bir tebyin yönteminin olup olmadığı meselesi, bu araştırmanın problemidir. Makalede amaçlanan, İnsân Sûresi örnekliğinde, rivayet ihtilafları özelinde, Hz. Peygamber’in tebyin yönteminin tespitidir. Bu doğrultuda bu ihtilafların incelenmesiyle, Kur’an’ın tamamında söz konusu edilebilecek bir yöntemden söz edilip edilemeyeceği araştırılacaktır. Makalemizde temel bilimsel araştırma yöntemimiz tümevarımdır. Sureye dair rivayet ihtilaflarına ait veriler başlıklandırılak incelenecek, sonuçları değerlendirilecektir. Sonuç olarak araştırmamızda elde edilen veriler doğrultusunda Hz. Peygamber’in sünnetinde tebyinin konumu, tebyinin yöntem olarak değeri ve imkânı, sonraki nesildeki durumu tartışılacaktır. Anahtar Kelimeler: İnsan Sûresi, Tefsir, Rivâyet, İhtilaf, Tebyin Yöntemi.&#x0D; Abstract: The Prophet is an indisputable authority in the understanding of the Qur'an. The question of whether there is a method of tabyin when the Prophet declares the verses of the Qur'an is the problem of this research. For the purpose of the article, in the example of Sūrat al-Insān , in the context of narration disputes, the Prophet. It is the determination of the method of the tabyin of the Prophet. In this direction, by examining these disputes, it will be investigated whether a method that can be mentioned in the entire Qur'an can be mentioned. In our article, our basic scientific research method is induction. The data related to the narration disputes related to the Sūrat will be examined under the heading and the results will be evaluated. As a result, in line with the data obtained in our research, the position of the subject in the Sunnah of the Prophet, the value and possibility of the subject as a method, and its status in the next generation will be discussed. &#x0D; Keywords: Sūrah al-Insān, Tafsīr, Narration, Disagreement, Tabyīn method.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
47

Yalvaç Arıcı, Handan. "Sosyal Medyada Kutsalın Profan Şekilde Sorgulanması." TALIM: JOURNAL OF EDUCATION IN MUSLIM SOCIETIES AND COMMUNITIES, December 31, 2023. http://dx.doi.org/10.37344/talim.2023.44.

Full text
Abstract:
Yeni medya araçları bireylere içerik üretme ve bu içerikleri paylaşabilme imkânı tanımaktadır. Dünyanın her yerinden paylaşılan görsel, ses dosyası, video olmak üzere birçok içerik ortak bir dil ve ortak bir kültür oluşturmaktadır. Dijital kültür bireylerin hayat anlayışlarının ve tarzlarının değişip dönüşmesine neden olmaktadır. Dijital dil ve kültür geleneksel dil ve kültürden farklı olarak özel alan ya da kamusal alan, ahlaki ya da gayri ahlaki, edebi ya da gayri edebi olmasına bakılmaksızın her türlü söylemin normal olarak değerlendirilmesidir. Her türlü ifadenin kabul gördüğü mecralarda kutsala yönelik söylemlerin de profan bir şekle büründüğü görülmektedir. Allah, Hz. Peygamber, Kur’an ve ibadetler hakkındaki sorgulama tarzı konuyu araştırmaktan ve anlamaya çalışmaktan daha çok değersiz ve sıradan kılmaya yönelik bir eylem olarak yansımaktadır. “Allah narsis olduğu için mi yarattığı insanlardan kendisine kulluk yapmalarını istiyor?”, “Muhammed Hatice hayattayken onun zenginliğinden ve prestijinden yararlanmak içi mi başka bir kadınla evlenmedi?”, “Kur’an’daki emir ve yasaklar insan özgürlüğüne aykırı değil mi?”, “5 vakit namaz kılmak spor yapmak gibi bir ritüel değil midir?” gibi sorular ergen ve gençleri sorgulamalarına değil kutsalı ve kutsala ait olanları değersiz görmelerine neden olmaktadır. Bu çalışma nitel bir durum çalışması olarak tasarlanmış, Youtube, Instagram gibi sosyal medya platformlarında kutsalın profanlaştırılmasının ergen ve gençlerin din anlayışlarını olumsuz şekilde etkilediği gösterilmekte, bu konuda yapılabilecek eylemlerle ilgili önerilerde bulunulmaktadır. Anahtar Kelimeler Din Eğitimi, Sosyal medya, Kutsal, Profan, Gençler, Din Anlayışı.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
48

KOTAN, Şevket. "Kur'an ve Siret İlişkisi." Milel ve Nihal, December 4, 2022. http://dx.doi.org/10.17131/milel.1176528.

Full text
Abstract:
Kur’an ve Sîret Bütünlüğü&#x0D; Öz&#x0D; Bu makalede Kur’an-sîret münasebetine ilişkin bir kaç husus üzerinde durulacak, bu hususların hem tefsir çalışmaları hem de sîret yazımı açısından önemine dikkat çekilecektir. Kur’an’ın uygulamalı tefsiri mesabesindeki sîret ve sünnet’in tefsirin temel kaynakları oldukları bilinmektedir. Diğer taraftan Kur’an da sîretin sahih kaynağı ve onun yazımı için mihver konumundadır. Buna karşılık bilimsel bir sîret yazımı doğru bir peygamber tasavvuruna, doğru bir peygamber tasavvuru ise Kur’an’ın hakemliğine ihtiyaç duymaktadır. Bu ise sîret/sünnet ile Kur’an arasında diyalektik bir ilişki ve iç içelik manasına gelmektedir. Kur’an’dan anlaşıldığına göre Hz. Peygamber’in sîreti, Kur’an ahlâkının onun şahsında bir hayat tarzı olarak şekillenmesi ve adalet ilkesinin onun uygulamalarında somutlaşmasıdır. Zira Hz. Peygamber’in söz, sükût ve davranışlarıyla şekillenen sîreti, aynı zamanda onun sünnetidir. Sünnetin Kur’an’ın uygulamalı tefsiri olduğunda ise ihtilaf yoktur. Bu bakımdan makalede Kur’an ile sîret arasında sıkı bir bağ olduğu konu edinilecek, Kur’an’ın tamamının onun sîretinin vahye yansıyan kısmı olduğu üzerinde durulacaktır. Kur’an’da geçen günlük hâdiselere dair âyetlerden geçmiş peygamber kıssalarına ilişkin âyetlere kadar, bütün Kur’an’ın onun sîreti çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği savunulacaktır. Buna göre her tefsir çalışması, aynı zamanda büyük ölçüde bir sîret çalışmasıdır. Kanaatimizce bu husus, onun sîretine ilişkin tarihsel arka planı ele almadan ve diyalektik bir süreç işletmeden sağlıklı bir tefsir çalışmasının ve Kur’an’ın atmosferine giriş yapmanın mümkün olmayacağını göstermektedir.&#x0D; &#x0D; Anahtar Kelimeler: Kur’an, Hz. Peygamber (s.a.v.), Tefsir, Sîret, Sünnet.&#x0D; &#x0D; The Quran and the Sîrat&#x0D; Abscract &#x0D; This article focuses on several aspects of the relationship between Qur’an and sirat and highlights the importance of these aspects in relation to tafsir and sirat writing. It is known that sirat and sunna which are the applied tafsir of Qur’an are the main sources of tafsir. On the other hand, Qur’an is also the source of sirat writing. A methodologically correct sirat writing needs a correct notion of prophethood and a correct notion of prophethood needs the arbitration of Qur’an. This indicates a dialectic relationship between sirat/sunna and Qur’an. Qur’an shows that sirat of the Prophet (sav) is the materialization of Qur’anic ethics and embodiment of Justice as a way of life in his personality. Because his sirat which were shaped by his words, silence and actions are his sunna. There is no dispute regarding that sunna is the applied tafsir of Qur’an. This article talks about the strong relationship between sirat and Qur’an and emphasizes that the whole Quran is part of the reflection of his sirat. It will be shown that from the verses about daily incidents to the ones about the stories of previous prophets, all verses of Qur’an should be understood in relation to his sirat. When viewed from this perspective all tafsir studies are at the same time a study of sirat. This, then, shows that a healthy tafsir and understanding of Qur’an is not possible without taking into consideration the historical background of his sirat. The Relationship Between Quran And Sirat.&#x0D; &#x0D; Key words: Quran, Prophet (s.a.v.), Tafsir, Sîrat, Sunna.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
49

DİLEK, Ömer, and İshak ÖZGEL. "Evaluation Of The Views On The Letters Of The Muqattaa." Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, June 26, 2023. http://dx.doi.org/10.59149/sduifd.1213800.

Full text
Abstract:
Kur’ân’ı Kerîm’de sûre başlarında zikredilen yetmiş sekiz “mukattaa harfin” anlamı ve delâleti ile ilgili pek çok görüş ileri sürülmüştür. Bu çalışmada söz konusu görüşlerden on beş tanesi değerlendirilmiştir. Görüşlerden birisi mukattaa harfleri “mutlak müteşâbih” bağlamında ele alarak anlamının bilinemeyeceğini ifade etmektedir. Üç görüş “kısaltma teorisini” temel almaktadır. Bunlar mukattaa harflerin “Allah Teâlâ’nın, peygamberlerin veya varlıkların” isimlerinden seçilmiş harfler olduğunu ve söz konusu isimlere delalet ettiğini savunmaktadır. Görüşlerden altı tanesi bu harflerin kendisini esas almaktadır. Bunlar sûre başındaki harflerin “varlıkların, Kur’ân’ın, sûrelerin” isimleri olduğunu yahut “tenbîh, kasem, bağlangıç” harfleri olduğunu iddia etmektedir. Üç görüş konuyu “mucizelik” bağlamında incelemektedir. Tehaddîyi esas alan ilk görüşe göre sûre başında mukattaa harfler zikredilerek “Kur’ân, beşerin kullandığı bu harflerden oluşmasına rağmen kimse bu kitabın benzerini meydana getirememektedir; bu durum onun Allah katından indirildiğine delildir” mesajı verilmiştir. İkinci görüşe göre Hz. Peygamber ümmî olduğundan alfabedeki harflerin isimlerini bilmemektedir; buna rağmen mukattaa harflerin isimlerini doğru biçimde okumuş olması bu bilgiyi vahiy yoluyla öğrendiğine delildir. Lugavî i‘câzı merkeze alan üçüncü görüşe göre Arap alfabesindeki yirmi dokuz harf mahreçleri dikkate alınarak çeşitli sınıflara ayrılmaktadır; “on dört mukattaa harf” söz konusu harf gruplarının yarısından düzenli biçimde seçilmiştir. Sûre başındaki harfler hem mahreçleri ve sıfatları dikkate alınarak harf cinslerinin yarısından seçilmiş hem de alfabeyi oluşturan harflerin dilde daha fazla kullanılan yarısından seçilmiştir. Bu kusursuz seçim Kur’ân’ın Allah katından indirildiğini ispatlamaktadır. Çalışmada mukattaa harflerin Arap alfabesinin ebced tertibindeki sayısal değerleri ile ilişkisi olduğunu ileri süren görüş araştırılmıştır. Bu çerçevede “bir grup Yahudinin Hz. Peygamber’e gelerek ‘Elif, Lâm, Mîm’ harflerinin ebced hesabına göre ümmetin ömrüne delalet ettiğini söylediği, bunun üzerine Rasulullah’ın güldüğü ve diğer mukattaa harfleri okuduğu” yönündeki rivâyet incelenmiştir. Buhârî’nin et-Târîhu’l-Kebîr’de bu rivayetin üç senedini kaydettiği; bu senetlerden ikisinin birbirini destekleyip açıklamasından dolayı rivâyetin zayıflık derecesinin azaldığı tesbit edilmiştir. Beyzâvî, Şihâbüddîn Hafâcî, İbn Âşûr; Hz. Peygamberin bu rivayetteki tebessümünün ve diğer mukattaa harfleri okumasının “onaylama” anlamı taşımadığını ileri sürmüştür. Muhyiddîn Şeyhzâde ise “Rasûlullah’ın devam eden tilâvetinin ve dolaylı onaylamasının aynı zamanda olması” sebebiyle “onaylama” ihtimalinin daha üstün olduğunu belirtmiştir. Bu başlığın sonunda Ebü’l-Âliye, Rebî’ b. Enes, Taberî, Mâtürîdî ve Süheylî’nin ilgili merfû rivâyete dayanarak mukattaa harflerin ebced hesabı ile toplumların eceline veya önemli olaylara işâret etmesini makul gördüklerine; İbn Berrecân, İbnü’l-Arabî ve Şeyhülislâm İbn Kemâl gibi kimi âlimlerin ebced hesabı ile Kur’ân’dan gerçekleşecek bazı fetihlere dair çıkarımda bulunduğuna; ancak bu alanın sû-i istimâle açık olduğuna dikkat çekilmiştir. Bunu câiz gören âlimlerin de Tefsir usûlünde belirtilen işârî tefsirin kabul şartlarına uyması ve harflerin aslî delâletinin sayısal değerler olduğunu ileri sürmemesi gerektiği vurgulanmıştır. Son başlıkta İbn Sînâ’nın bu harfleri “varlık mertebeleri” ile ilişkilendiren görüşü değerlendirilmiş; faal akıl teorisiyle ilişkili olarak “mukattaa harfler ile varlık mertebeleri” arasında varlığı savunulan münasebetlerin delilinin bulunmadığı belirtilmiştir. &#x0D; Anahtar Kelimeler: Kur’ân, müteşâbih, mukattaa harfler, i‘câz, tehaddî, ebced.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
50

TURHAN, Abdullah. "Kur'ân'da Sükût Orucu ve Konuşma Üslûbu." Diyanet İlmi Dergi, September 19, 2023. http://dx.doi.org/10.61304/did.1274353.

Full text
Abstract:
Kur’ân’da Sükût Orucu ve Konuşma Üslûbu&#x0D; Öz&#x0D; Makalede, Türkçe literatürde üzerinde çalışma yapılmamış olan sükût orucu ve mahiyeti üzerinde durulacak, Kur’ân’da sükût orucuna örnek olarak verilebilecek olan Hz. Zekeriyyâ ve Hz. Meryem’in sükûtlarının irade boyutu tartışılacak, Hz. Peygamber’in sükût orucunu nehyi mevzuu üzerinde durulacak, son olarak da bu nehyin temel hikmetinin vasat ümmet olma idealiyle ilişkisi değerlendirilerek; Kur’ân’ın konuşmanın niteliğine yaptığı vurgular izah edilecektir. İnsanların bedensel taleplerini erteleyerek nefislerini eğitme çabasına oruç ismi verilmiştir. Neredeyse tüm dinlerde ya tamamen aç ve susuz kalarak ya da bazı yiyeceklerden uzak durma şeklinde tezahür eden oruç ibadeti, bazı dinlerde belirli bir müddet konuşmadan sükût ederek de icra edilmiştir. Yahudilik ve Budizm sükût orucunun bulunduğu dinlere örnek sayılabilir. Kur’ân’da sükût orucu Hz. Zekeriyyâ’nın kıssasının anlatıldığı Al-i İmran sûresi 3/38-41 ve Meryem sûresi 19/10. âyette ele alınmıştır. İlgili âyetler incelendiğinde Hz. Zekeriyyâ’nın mucizevi şekilde konuşma yetisinden mahrum bırakıldığı, zorunlu bir sükûta maruz kaldığı görülmektedir. Meryem sûresi 19/26. âyette ise Hz. Meryem’in iradi sükût orucu adağında bulunduğu ve içerisinde bulunduğu sıkıntılı süreci bu oruçla aşmaya çalıştığı müşahede edilmektedir. Hz. Peygamber Câhiliye’de maruf olan sükût orucunu kaldırmış, lakin konuşmanın yerinde ve zamanında yapılmasını emretmiş, aksi halde sükûtun tercih edilmesini tavsiye etmiştir. Bu meyanda Kur’ân, kavl (söz) kelimesi üzerinde ehemmiyetle durarak, niteliği üzerine de çeşitli vurgularda bulunmuştur. &#x0D; Anahtar Kelimeler: Tefsir, Kur’ân, Sükût Orucu, Konuşma Üslûbu.&#x0D; &#x0D; Fasting of Silence and Style of Speech in the Qur'an&#x0D; Abstract&#x0D; The exertion to defer the bodily demands of a human being to educate his soul is called fasting. Fasting as a worship, which appears in almost all religions either by being completely hungry and thirsty or by abstaining from certain foods, is also performed in some religions by silence without speaking for a certain period of time. Judaism and Buddhism are examples of religions where the fast of silence exists. In the Qur’an, the topic of the fast of silence is first mentioned in ayah 3/38-41 of Surah al Imran, where the story of Zechariah is told, and in the verse 19/10 of Surah al Maryam. When the relevant verses are examined, it is seen that Prophet Zechariah was miraculously deprived of his ability to speak and subjected to a forced silence. In verse 19/26 of Surah al Maryam, Hadtrath Maryam voluntarily vows a fast of silence. Prophet himself abrogated the fast of silence, which was known and practiced in Jahiliyah(ignorance) era, but ordered that the speech be done in place and on time, otherwise he considered silence a more virtuous. In this context, the Qur’an dwells on qavl (word) and puts various emphasis on its nature. &#x0D; Key Words: Tafsir, Qur’an, Fast of Silence , Speech Style.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
We offer discounts on all premium plans for authors whose works are included in thematic literature selections. Contact us to get a unique promo code!

To the bibliography