To see the other types of publications on this topic, follow the link: Bitkisel özellikler.

Journal articles on the topic 'Bitkisel özellikler'

Create a spot-on reference in APA, MLA, Chicago, Harvard, and other styles

Select a source type:

Consult the top 50 journal articles for your research on the topic 'Bitkisel özellikler.'

Next to every source in the list of references, there is an 'Add to bibliography' button. Press on it, and we will generate automatically the bibliographic reference to the chosen work in the citation style you need: APA, MLA, Harvard, Chicago, Vancouver, etc.

You can also download the full text of the academic publication as pdf and read online its abstract whenever available in the metadata.

Browse journal articles on a wide variety of disciplines and organise your bibliography correctly.

1

Altaş, Elif, and Kamil Erken. "Kuraklığa dayanıklı Akdeniz bitkilerinin potansiyel süs bitkisi özelliklerinin analitik değerlendirilmesi." Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi 26, no. 1 (2025): 244–55. https://doi.org/10.17474/artvinofd.1663178.

Full text
Abstract:
İklim değişikliği, dünya genelinde artan sıcaklıklar ve azalan yağışlar nedeniyle kuraklığın etkilerini artırarak ekolojik dengeleri tehdit etmektedir. Kuraklık, kentlerde yeşil alanların azalmasına, hava kirliliğinin artmasına ve su kaynaklarının tükenmesine yol açarak ekosistemleri olumsuz etkilemektedir. Peyzaj mimarlığında kuraklıkla mücadelede etkili bir yaklaşım, doğal ve yerel bitki taksonlarının kullanılmasıdır. Bu taksonlar, su tüketimini azaltırken biyoçeşitliliği destekleyebilir ve yerel ekolojik koşullara uyum sağlayarak sürdürülebilir peyzaj tasarımlarına katkıda bulunabilir. Bu çalışma, Akdeniz Bölgesi'nde doğal olarak yetişen 30 bitki taksonunun süs bitkisi olarak kullanılabilirliğini değerlendirmektedir. Belirlenen bitkiler, peyzaj mimarları tarafından bitkisel form/yapısal özellik, kullanım alanı ve ekolojik özelliklerine göre puanlandırılmış, elde edilen veriler analiz edilerek bitki tercihleri arasındaki dağılım ve korelasyonlar ortaya konmuştur. Araştırma sonuçları, peyzaj tasarımında bitkisel form/yapısal özelliklerin ve meyve-çiçek renginin ön planda tutulduğunu, ancak ekolojik işlevlerin geri planda kaldığını göstermektedir. Ancak, uzun vadeli ve sürdürülebilir peyzaj tasarımları için bitki seçiminde yalnızca estetik kriterler değil, ekolojik ve kullanım alanına ait özellikler de dikkate alınmalıdır. Bu çalışma, bilinçli bitki seçiminin ve Akdeniz Bölgesi'nde ekolojik direnci artırmaya yönelik sürdürülebilir peyzaj stratejilerinin önemini vurgulamaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
2

Çiftçi Sakin, Songül, Leyla İdikut, Duygu Uskutoğlu, and Mustafa Yıldırım. "Tarımsal Atığın ve Azot Dozlarının Mısır Bitkisine Etkilerinin İncelenmesi." Turkish Journal of Agriculture - Food Science and Technology 12, s4 (2024): 2789–96. https://doi.org/10.24925/turjaf.v12is4.2789-2796.7220.

Full text
Abstract:
Mısır tarımındaki artışa paralel olarak bitki besin elementlerine duyulan ihtiyaç da yükselmektedir. Bu çalışmada, bitkisel atıklar ve sıvı hayvan gübrelerinin mısır bitkisinde gübre olarak kullanılmasının bitki gelişimi üzerindeki etkileri incelenmiştir. Bölünmüş parseller deneme deseninde yürütülen çalışmada, tarımsal bitki atıkları olarak nohut, buğday samanı ve kontrol grubu ana materyal olarak kullanılmış, ikinci alt faktör olarak ise kontrol grubu, sıvı hayvan atığı ve üre dozları uygulanarak mısır bitkisi üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Araştırmada mısır bitkisinin tepe püskülü çıkış süresi, bitki boyu, ilk boğum çapı, bitkide sap kalınlığı, bitkide yaprak sayısı, koçan ve yukarısındaki toplam yaprak alanı, koçan uzunluğu, bin tane ağırlığı, ve tane verimi özellikleri incelenmiştir. Mısır bitkisin incelenen özelliklerinden bitki boyu, koçan yukarısı yaprak alanı, koçan uzunluğu, bin tane ağırlığı, tane tane verim değerleri, tarımsal bitki atığı, gübre uygulamaları, tarımsal bitki atığı × gübre uygulama interaksiyonunda istatistiki olarak önemli farklılıklar gösterdiği kaydedilmiştir. İncelenen diğer özelliklerden ilk boğum çapı tarımsal bitki atıklarına göre istatistiki olarak önemli farklılıklar gösterdiği, tepe püskül çıkış süresi, sap kalınlığı, bitkide yaprak sayısının ise uygulanan faktörlerden etkilenmediği belirlenmiştir. Araştırma sonucuna göre birçok özellikler bakımından en yüksek sonuçları veren nohut samanının organik tarım açısından tarımsal bitki atığı olarak mısır yetiştiriciliğinde kullanılabilirliği tespit edilmiştir. Sıvı hayvansal atık ve üre gübresinin ise mısır yetiştiriciliği üzerine etkisine bakıldığında, azot gübresinin 40 kg da-1 dozunun, sıvı hayvansal atık dozlarına göre daha yüksek değerler verdiği kaydedilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
3

Ünsal, Tuğçe, and Aysun Çelik. "Tokat Kent Parkı’nın Bitkisel Tasarım Açısından Değerlendirilesi." Bahçe 54, Özel Sayı 1 (2025): 157–68. https://doi.org/10.53471/bahce.1560236.

Full text
Abstract:
Kamusal açık-yeşil alanlar içerisinde yer alan kent parkları, artan nüfus ve kentleşmenin etkisiyle insanların doğal çevreye olan gereksinimlerinin biraz olsun giderildiği mekânların başında gelmektedir. Kolay ulaşılabilir olması, birçok sosyal aktiviteyi barındırması, ruhsal ve bedensel olarak insanlara iyi gelmesi gibi birçok faydası bulunmaktadır. Kent parkları, kentsel yaşam kalitesinin arttırılmasında önemli bir etkendir. Nitelikli bir kent parkının; planlama, tasarım, uygulama ve yönetim süreçlerinin ilkeli olması gerekmektedir. Bu anlamda değerlendirilmesi gereken konulardan birisi de ilkeli bitkisel tasarım olup, bu çalışmanın da konusunu oluşturmaktadır. Bitkisel tasarım estetik, işlevsel ve ekolojik ilkeler çerçevesi içerinde tasarlanmalı, bölgenin mevcut karakterini tamamlamalıdır. Bu çalışma Tokat kent merkezinde bulunan ve bir kurum bahçesi iken kamu kullanımına açılan Tokat Kent Parkı’nın bitkisel tasarım açısından değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır. Çalışma alanında yer alan bitkilerin; sistematik özellikleri (takım, familya), estetik özellikleri (ölçü, renk, şekil, doku, koku), ekolojik toleransları (don, kuraklık, hava kirliliği, hastalık ve zararlı, ekstrem koşullar, verimsiz toprak koşulları vb.), ekolojik istekleri (su, ışık, toprak isteği, büyüme hızı, dayanabileceği maksimum-minimum sıcaklık değeri), morfolojik özellikleri (ömrü, kök, gövde, yaprak, çiçek, meyve) doğal-egzotik olma ve endemizm durumu belirlenmiştir. Belirlenen özellikler bitkisel tasarım açısından değerlendirilerek uygulamadaki sorunlar tespit edilmiş ve aynı zamanda da yeni yapılacak düzenlemeler için öneriler geliştirilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
4

KİBAR, Beyhan. "Marulda Bitkisel Özellikler, Bazı Kalite Özellikleri ve Besin Elementleri Arasındaki İlişkilerin Belirlenmesi." Uluslararası Tarım ve Yaban Hayatı Bilimleri Dergisi 4, no. 2 (2018): 149–60. http://dx.doi.org/10.24180/ijaws.486571.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
5

Sibel İPEKEŞEN and B.Tuba BİÇER. "Gübrelemenin Nohutta Bitkisel ve Tarımsal Özelliklere Etkisi." ISPEC Journal of Agricultural Sciences 5, no. 2 (2021): 320–32. http://dx.doi.org/10.46291/ispecjasvol5iss2pp320-332.

Full text
Abstract:
Bu araştırmada, Gökçe, Arda ve Yerli nohut (Cicer arietinum L.) çeşitlerine büyükbaş ve küçükbaş hayvan gübresi, katı solucan gübresi ve NP uygulamalarının bazı bitkisel ve tarımsal özelliklere etkisi araştırılmıştır. Deneme tesadüf parselleri deneme desenine göre tam çiçeklenme, bakla bağlama ve tam olgunluk dönemlerinde hasat edilmek üzere her bir dönem için üç tekrarlamalı olarak düzenlenmiştir. Gübre uygulamaları ekimle birlikte yapılmıştır. Bitkilerin tam çiçeklenme, bakla ve bağlama dönemlerinde bitki boyu, kök uzunluğu, nodül kuru ağırlığı, yaprak alanı, yaprak sayısı, yaprak kuru ağırlığı ölçümleri için örnekler alınmıştır. Tam olgunluk döneminde bitki boyu, bitkide bakla sayısı ve ağırlığı, bitkide tane sayısı ve bitki tane verimi ölçümleri yapılmıştır. Gübre uygulamalarının incelenen özellikler üzerine etkisi incelenen gelişme dönemlerinde önemli bulunmuştur. Tam çiçeklenme döneminde NP gübrelemesi bitki boyu, yaprak alanı, yaprak sayısı ve yaprak kuru ağırlığını olumlu etkilemiştir. Bakla bağlama döneminde kök uzunluğu, yaprak alanı ve kuru yaprak ağırlığı üzerine küçükbaş hayvan gübresi etkili olmuştur. Nodul kuru ağırlığı tam çiçeklenme döneminde kontrol grubunda, bakla bağlama döneminde küçükbaş uygulamasında daha yüksek bulunmuştur. NP uygulamasında ise nodul oluşumu gerçekleşmemiştir. Tam olgunluk döneminde bakla sayısı, tane sayısı ve tane verimini küçükbaş hayvan gübresi daha fazla etkilemiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
6

Doğan, Tuba Gül, and Engin Eroğlu. "Ruderal Bitki Türlerinin Kentsel Bitkisel Tasarımda Kullanım Potansiyeli." Bahçe 54, Özel Sayı 1 (2025): 520–30. https://doi.org/10.53471/bahce.1548401.

Full text
Abstract:
Ruderal bitkiler, doğal ekosistemlerde antropojenik etkiler sonucunda ortaya çıkan bitki türleridir; boş araziler, yol kenarları ve inşaat alanları gibi bölgelerde sıklıkla görülürler. Uzun yıllar zararlı ve istenmeyen olarak kabul edilen bu bitkiler, günümüzde çevresel sürdürülebilirlik ve doğal kaynakların korunması konularının önem kazanmasıyla ilgi görmeye başlamıştır. Ruderal türler, kentsel habitatlarda varlıklarını sürdürebilmek için biyolojik olarak uyumlu özelliklere sahiptir; bu özellikler arasında hızlı tozlaşma, estetik çekicilik ve su stresine dayanıklılık öne çıkmaktadır. Kentsel bitki örtüsü üzerine yapılan araştırmalar, ruderal bitkilerin dağılımının iki temel parametreyle ilişkili olduğunu göstermiştir: toprağın su içeriği ve insan müdahalesinin sıklığı ve yoğunluğu. Bu parametreler, kentsel alanlardaki ekosistemlerin yapılandırılması ve korunması açısından önemli rollere sahiptir. Toprağın su içeriği, bitkilerin büyüme ve gelişmesini doğrudan etkilerken, insan müdahalesinin yoğunluğu ise bitki örtüsü üzerindeki baskıyı belirler. Bu bağlamda, ruderal bitkilerin kentsel alanlardaki dağılımı ve çeşitliliği, kentsel peyzaj planlamasında dikkate alınması gereken önemli bir faktördür. Ayrıca, bu araştırmalar, kentsel bitki örtüsünün sürdürülebilirliği ve çeşitliliği üzerindeki etkilerini anlamak için temel bilgi sağlar. Bu bilgiler, kentsel alanlardaki yeşil alanların tasarımı ve yönetimi konusunda karar vericilere rehberlik etmek için kullanılabilir. Bu çalışma, ruderal bitki türlerinin kentsel peyzajlarda bitkisel tasarımda kullanılma potansiyellerine odaklanarak, kentsel alanlarda biyoçeşitlilik açısından olası avantajlarını ve dezavantajlarını incelemekte ve potansiyel uygulama alanlarını aktarmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
7

Özdal, Harun Reşit, and Emine Nakilcioğlu. "MODERN EKSTRAKSİYON YÖNTEMLERİNİN BİTKİSEL PROTEİN İZOLATLARININ TEKNOFONKSİYONEL ÖZELLİKLERİNE ETKİSİ." Gıda 50, no. 3 (2025): 427–41. https://doi.org/10.15237/10.15237/gida.gd25026.

Full text
Abstract:
Bitkisel protein kaynaklarının önemi; hayvansal proteinlerin sağlık ve çevre üzerindeki etkileriyle olumlu bir alternatif oluşturmaları, insan nüfusunun artmasına bağlı olarak doğru ve dengeli beslenme için gerekli besin öğelerine olan talebin artması, bitki proteinlerinin sağlık üzerine olan olumlu etkileri ve özel beslenme alışkanlıklarının popülerlik kazanması, tarımının ekolojik ve sürdürülebilir olması gibi nedenlerden dolayı artmaktadır. Bitki materyallerinden protein ekstraksiyonunda kullanılan kimyasal ekstraksiyon metotları geleneksel metotlar olup ekonomik ve yüksek verimli olmaları nedeniyle tercih edilmektedirler. Fakat hayvansal proteinlerle kıyaslandığında hali hazırda düşük teknofonksiyonel özellikler sergileyen bitki proteinlerinin bu özelliklerini geliştirmekte yetersiz kalmaktadır. Gıda endüstrisinde proteinlerin teknofonksiyonel özellikleri birçok gıdanın prosesinde önem taşımaktadır. Bitki proteinlerine olan bu ilginin karşılanması ve bitki kaynaklı protein izolatlarının teknofonksiyonel özelliklerini geliştirecek modern ekstraksiyon metotlarında ön işlem uygulanması ve/veya geleneksel metotlarla kombine halde kullanılması, protein izolatlarının teknofonksiyonel özelliklerini geliştirmede oldukça önemlidir. Son zamanlarda gerçekleştirilen, çalışmalar modern ekstraksiyon metotlarının bitkisel protein izolatlarının teknofonksiyonel özelliklerini geliştirmede etkili olduğunu göstermektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
8

KORKMAZ, Saniye Handan, and İrfan Ersin AKINCI. "Farklı vermikompost uygulamalarının marulda (Lactuca sativa L. var. longifolia) verim ve kalite üzerine etkisi." Mustafa Kemal Üniversitesi Tarım Bilimleri Dergisi 28, no. 1 (2023): 122–35. http://dx.doi.org/10.37908/mkutbd.1162550.

Full text
Abstract:
Bu çalışma farklı vermikompost gübrelerinin marulda (Lactuca sativa L. var. longifolia cv. Paris Island) verim, bitkisel özellikler ve bazı kalite kriterleri üzerine etkilerini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Araştırmada beş farklı ticari vermikompost gübresinin (Akme Solidem, Saltfarm, Nanonat, Ekosol, Vermisol) etkileri; sertifikalı organik gübre (MOG), standart gübreleme (NPK) ve gübre kullanılmayan kontrol (K) uygulaması ile karşılaştırılarak belirlenmiştir. Tüm uygulamaların; farklılıkları daha iyi ortaya koyabilmek amacıyla önerilen miktarlar, % 15 azı ve fazlası şeklinde 3 farklı dozuna yer verilmiştir. Yapılan çalışma sonucunda tüm vermikompost uygulamaları baş ağırlığı, pazarlanabilir baş ağırlığı, pazarlanabilir yaprak sayısı, atılan yaprak sayısı, baş yüksekliği, baş çapı, kök boyu, kök yaş ağırlığı, klorofil miktarı, “L” “a”, “b” ve Kroma (matlık) özellikleri bakımından kontrol grupları ile karşılaştırılmış; vermikompost gübrelerin etkilerinin daha olumlu olduğu anlaşılmıştır. Tüm özellikler birlikte değerlendirildiğinde Akme Solidem ve Vermisol vermikompost gübreleri marul yetiştiriciliğinde diğer uygulamalardan daha başarılı bulunmuştur.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
9

KAYIN, Nilay, and Ferzat TURAN. "Bitki Doku Kültürünün Biyoteknolojik Olarak Kullanımı." Journal of Agricultural Biotechnology 4, no. 1 (2023): 1–10. http://dx.doi.org/10.58728/joinabt.1300369.

Full text
Abstract:
Günümüzde ve gelecekte tarımsal üretimin sürdürülebilirliği oldukça önemlidir. Tarımda 
 sürdürülebilirliği sağlamak için patojen olmayan veya virüssüz bitkiler yetiştirmek, var olan 
 bitkilerin gen kaynaklarını korumak, yeni bitki çeşitleri geliştirmek, biyotik ve abiyotik stres 
 koşullarına karşı dayanıklı bitkiler yetiştirmek önem arz etmektedir. Bu konulara bitki doku 
 kültürü alanı hizmet etmektedir. Bitki doku kültürü, aseptik şartlarda yapay bir besin ortamında 
 adına eksplant denilen hücre, doku veya organ gibi bitki kısımlarından kontrollü çevre 
 koşullarında bitki üretim tekniğidir. Doku kültüründe geliştirilen bitkiler, çevre koşullardan 
 etkilenmemektedir. Bunun yanında uygun kültür ortamında bu bitkilere çeşitli özellikler 
 kazandırılmaktadır. Bu şekilde amaç, hastalıklar taşımayan bir bitki elde etmek, sekonder 
 metabolitler üretmek, bitkilerin gen kaynaklarını korumak ve klasik tarım yöntemleriyle 
 çözülemeyen sorunlara çözüm getirmek, kaliteli ekonomik bir bitkisel üretim gerçekleştirmektir. 
 Bu derlemedeki amaç ise, doku kültürü ve doku kültür kullanım alanlarına bütüncül bir şekilde 
 bakılmasını sağlamak ve önemini vurgulamaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
10

ACAR, Esra, Merve DAĞ, and Rüya ARDIÇOĞLU. "COMPARISON OF URBAN DESIGN IN RESIDENTIAL AREAS THROUGH OLD AND NEW RESIDENTIAL PATTERNS IN MARDIN." ArtGRID - Journal of Architecture Engineering and Fine Arts 4, no. 1 (2022): 85–108. http://dx.doi.org/10.57165/artgrid.1087238.

Full text
Abstract:
Konut, temelde barınma ihtiyacını gideren bir mekân olarak ele alınsa da çevresiyle birlikte değerlendirilen, bireylerin fiziksel, sosyal ve algısal yönleriyle de etkileşim içinde olan kentsel çevrelerdir. Konut alanlarındaki yapı ve açık alanların oluşturduğu bütüncül kurgunun oluşturduğu mekânsal özellikler konut alanlarının mekânsal kalitesini belirlemektedir. Konut alanlarında mekânsal kalitenin sağlanması ise bu alanlardaki kentsel tasarım düzeyleriyle doğrudan ilişkilidir. Konut alanlarının yerleşim planı, mimari tipolojisi, alanın erişilebilirlik ve sirkülasyon özellikleri, yapısal ve bitkisel peyzaj düzenlemeleri, iklimsel özellikler, mekanların okunabilirliği ve estetik değerleri konut alanlarının kentsel tasarımını oluşturan bileşenlerdir. Aynı zamanda bu bileşenler konut alanlarının barınma, konfor, mahremiyet ve sosyal olanaklarını belirleyen ölçütlerdir. Bu doğrultuda çalışmada konut dokularının kentsel alandaki biçimlenişini kentsel tasarım ölçütleri ve ihtiyaçları üzerinden incelenmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda Mardin kentinde farklı dönemlerde gelişen üç farklı konut alanı çalışma alanı olarak seçilmiş, bu üç alanın kentsel tasarım ölçütlerince değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın yöntemi olarak altı ana başlıkta toplam otuz sorunun yer aldığı bir kentsel tasarım ölçüt cetveli oluşturulmuş, üçlü Likert ölçeği kullanılarak bulgular sayısallaştırılmıştır. Araştırma bulgularında geleneksel konut dokusunun mimari tipoloji, iklim ve okunabilirlik yönlerinden sürdürülebilir ve iyi düzeyde tasarım anlayışına sahip olduğu, buna karşın kentin yeni konut alanının yapısal ve bitkisel peyzaj, erişilebilirlik yönlerinden yeterli düzeyde olmasına karşın diğer yönlerden yetersiz olduğu sonucuna varılmıştır. Geleneksel ve yeni konut alanı arasında yer alan konut alanının ise bu iki alan arasında bir ara yüz oluşturduğu ve kentsel tasarım açısından en zayıf düzeyde olan konut yerleşimi olduğu görülmüştür.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
11

Çelik, Başak, and Zekiye Çoban. "Mersin Olgunlaşma Enstitüsünde Sergilenen Erken Cumhuriyet Dönemine Ait Peşkir Örnekleri." Kültürel Miras Araştırmaları 6, no. 1 (2025): 25–31. https://doi.org/10.59127/kulmira.1650988.

Full text
Abstract:
Geçmişten günümüze Anadolu’nun pek çok bölgesinde karşımıza çıkan peşkirler, dokumacılığın en güzel örneklerinden biri olmuştur. Peşkir dokumalar yaşamın pek çok alanında farklı işlevselliklerde kullanılmıştır. Her çeyiz sandığında bulunan peşkirler genellikle bezayağı dokuma ile üretilmiştir. Yöreye özgü motif ve bezemelerin kullanılması da peşkirlere ayrı bir önem kazandırmıştır. Bu çalışmada Mersin Olgunlaşma Enstitüsünde sergilenen Erken Cumhuriyet Dönemi’ne tarihlenen peşkirlerin teknik, renk, desen ve kompozisyon özelliklerinin incelenmesi amaçlanmaktadır. Mersin Olgunlaşma Enstitüsünde sergilenen 6 adet peşkirin renk, desen, teknik özellikler ve kompozisyon özelliklerine yer verilmiştir. İncelenen peşkir örneklerinde yoğun olarak kanaviçe ve hesap işi tekniklerinin uygulandığı görülmektedir. Renklendirmede özellikle kırmızı, yeşil, mavi ve pembe gibi pastel tonların kullanıldığı gözlemlenmiştir. Motif ve kompozisyon olarak peşkirlerin kısa kenarlarına yerleştirilmiş bitkisel bezemelere rastlanılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
12

Hayrettin, KENDİR. "Fiğ (Vicia sativa L.) Hatlarında Tohum Verimi ve Bazı Bitkisel Özellikler." Tarım Bilimleri Dergisi 6, no. 2 (2000): 1–7. http://dx.doi.org/10.1501/tarimbil_0000000941.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
13

AYBAR YALINKILIÇ, Nazlı, Şilan ÇİÇEK, and Sema BAŞBAĞ. "The Effect of Different Salt Concentrations on Germination and Early Development of Some Sugar Beet (Beta vulgaris L.) Cultivars." Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6, no. 3 (2023): 2063–75. http://dx.doi.org/10.47495/okufbed.1120227.

Full text
Abstract:
Şeker pancarı kök gövdesinin içerdiği yüksek orandaki şeker (sakkaroz) içeriği itibarı ile insan beslenmesi açısından son derece önemli olan bir endüstri bitkisidir. Ülkemizde bitkisel kaynaklı şeker üretiminin ana kaynağı olan şeker pancarının birden fazla kullanım alanı vardır ve bu açıdan önemli bir bitkidir. Farklı tuz dozlarının şeker pancarı tohumlarında çimlenme ve erken gelişim dönemlerine olan etkisinin araştırıldığı bu çalışma tesadüf parsellerinde faktöriyel deneme desenine göre 3 tekerrürlü olacak şekilde kontrollü koşullarda yürütülmüştür. Çalışmada ülkemizde ticari olarak tarımı yapılan; Calixta, Valentina, Diamenta, Sentinel ve Agnessa çeşitleri materyal olarak kullanılmış olup tuzluluk dozları ise 4, 8, 12 ve 16 dS/m olacak şekilde ayarlanmış ve kontrol grubuna ise sadece saf su ilave edilip 12 gün boyunca karanlık ortamda bitkiler çimlenmeye bırakılmıştır. Araştırmada kök uzunluğu, sap uzunluğu, fide boyu, çimlenme hızı, ortalama çimlenme süresi, çimlenme gücü, çimlenme oranı, tohum güç indeksi ve çimlenme indeksi özellikleri incelenmiştir. Çalışma sonucunda elde edilen verilere göre incelenen bütün özellikler açısından çeşit ve dozlar arasında istatistiksel olarak % 1 düzeyinde önemli farklılıkların bulunduğu, en yüksek doz olan 16 dS/m’ de bazı çeşitlerde hiç çimlenme görülmediği ve en iyi değerlerinin kontrol grubundan alındığı sonucuna varılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
14

Hayrettin, KENDİR. "Nohut Mürdümüğü (Lathyrus cicera L.) Hatlarında Tohum Verimi ve Bazı Bitkisel Özellikler." Tarım Bilimleri Dergisi 6, no. 1 (2000): 25–31. http://dx.doi.org/10.1501/tarimbil_0000000925.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
15

ARI, Banu Çiçek, Necibe KAYAK, Ünal KAL, et al. "Determination of Yield and Quality Characteristics of Hybrid Melon Cultivar Candidates in Konya Ecology Conditions." Mustafa Kemal Üniversitesi Tarım Bilimleri Dergisi 27, no. 2 (2022): 309–17. http://dx.doi.org/10.37908/mkutbd.1060653.

Full text
Abstract:
Amaç: Çalışmada, ülkemizin en çok Altınbaş kavun yetiştirme bölgelerinden biri olan Konya'da 85 adet melez kavun çeşidi adayının bazı verim ve kalite özelliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem ve Sonuçlar: Bu çalışma 2021 yılı Mayıs-Ağustos ayları arasında Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi araştırma ve uygulama arazisinde gerçekleştirilmiştir. Denemede bitkisel materyal olarak Antalya’da farklı sebze türlerinde Ar-Ge çalışmaları yürüten Selko-Tarım şirketi tarafından geniş bir genetik havuzun içinden üstün özellikler gösteren geneotiplerde yapılan melezlemeler sonucunda elde edilen 85 adet altınbaş kavun çeşit adayı kullanılmıştır. Çalışma sonucunda bitki başına verim ile meyve sayısı ve meyve boyu arasında verimi doğrudan etkileyen pozitif bir ilişki olduğu görülmüştür. Ayrıca meyve sayısındaki artış meyve ağırlığında azalmaya neden olurken, bu iki özellik arasında negatif yüksek korelasyon bulunmuştur. Genel Yorum: PCA sonucunda 6 bileşende çalışma %75.94 gibi yüksek bir oranda açıklanmıştır. PC3 ve PC4 bileşenlerinin pozitif kesişim noktasında yer alan 73, 61, 35, 27, 23, 18 ve 30 numaralı hibrit kavun çeşidi adaylarının verim ve meyve kalitesi açısından üstün özellikler gösterdiği ve gelecek vaat eden genotipler olduğu belirlendi. Çalışmanın Önemi ve Etkisi: Çalışma ile Konya ekolojik koşullarında 85 melez kavun çeşidi adayının bazı verim ve kalite özellikleri ortaya çıkarılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
16

ÖNER, Fatih, and Ferda ÖZKORKMAZ. "Şeker Mısır (Zea mays L. saccharata) ve Fasulye (Phaseolus vulgaris L.) Karışık Ekim Sisteminin Şeker Mısırın Bazı Bitkisel Özellikleri Üzerine Etkisinin Belirlenmesi." ISPEC Journal of Agricultural Sciences 7, no. 4 (2023): 712–17. https://doi.org/10.5281/zenodo.10207623.

Full text
Abstract:
Ülkemizde Karadeniz bölgesi mısır ve fasulyenin çokça yetiştirildiği ve tüketildiği bir bölgedir. Bu bilgiler doğrultusunda bu çalışma 2021 yılında Samsun ili Bafra ilçesinde şeker mısır ve fasulye karışık ekim sisteminin şeker mısırın bazı agronomik özellikleri üzerine etkisinin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Deneme tesadüf blokları deneme desenine göre üç tekerrürlü olarak kurulmuştur. Karışık ekim sistemi olarak kapama mısır; 1 sıra mısır, 1 sıra fasulye; 1 sıra mısır, 2 sıra fasulye karışık ekimleri denenmiştir. Çalışmada koçan boyu, koçan çapı, koçanda sıra sayısı, sırada tane sayısı, bitki boyu, ilk koçan yüksekliği, koçan sayısı ve koçan ağırlığı gibi agronomik özellikler incelenmiştir. Elde edilen verilere göre bitki boyu 224.96-239.5 cm, ilk koçan yüksekliği 70.66-78.20 cm, koçan sayısı 1.23-1.30 adet, koçan ağırlığı 271-381.1 g, koçan boyu 19.60-20.78 cm, koçan çapı 39.65-42.22 cm, koçan sıra saysı 15.5-16.6 adet, sırada tane sayısı 39.16-42.17 adet olarak belirlenmiştir. Önemli çıkan özelliklerden elde edilen verilerde Tukey karşılaştırma testi yapılmıştır. Çalışma sonucunda karışık ekim uygulamalarının koçan ağırlığı, koçan boyu ve koçanda sıra sayısı üzerinde etkisi önemsiz çıkarken diğer özelliklerde etkisi önemli olarak belirlenmiştir. Elde edilen veriler sonucu en iyi sonuçların 1 sıra mısır-2 sıra fasulye karışık ekim uygulamasından elde edildiği belirlenmiştir. 
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
17

SİVEREK, Emel, and Erdal ÇAÇAN. "Bingöl İli Ekolojik Koşullarında Bazı Macar Fiği Çeşitlerinin Verim ve Kalite Potansiyellerinin Belirlenmesi." Uluslararası Tarım ve Yaban Hayatı Bilimleri Dergisi 9, no. 1 (2023): 91–97. http://dx.doi.org/10.24180/ijaws.1170031.

Full text
Abstract:
Bu çalışma, bazı Macar fiği çeşitlerinin Bingöl ili ekolojik koşullarında verim ve kalite özellikleri ile makro ve mikro element içeriklerinin belirlenmesi ve bu özellikler açısından karşılaştırılması amacıyla yürütülmüştür. Araştırmada 10 adet Macar fiği çeşidi (Aygün, Enes, Sarıefe, Kansur, Oğuz-2002, Akçalar, Anadolu Pembesi 2002, Tarm Beyazı-98, Doğu Beyazı ve Budak) bitkisel materyal olarak kullanılmıştır. Araştırmada, Macar fiği çeşitlerine ait verim özelliklerinden bitki boyu, yeşil ot verimi ve kuru ot verimi, kalite özelliklerinden ham protein oranı (HP), nötr deterjanda çözünmeyen lif (NDF) ve asit deterjanda çözünmeyen lif (ADF), makro elementlerden fosfor (P), potasyum (K), kalsiyum (Ca) ve magnezyum (Mg) oranları ile mikro elementlerden demir (Fe), bakır (Cu), çinko (Zn) ve mangan (Mn) içerikleri ele alınmıştır. Yapılan çalışmada; en yüksek bitki boyu ve yeşil ot verimi Anadolu Pembesi 2022 ve Oğuz-2002 çeşitleri dışında kalan diğer tüm çeşitlerden, en yüksek kuru ot verimi de Aygün, Budak, Doğu Beyazı ve Sarıefe çeşitlerinden alındığı tespit edilmiştir. İncelenen diğer özelliklerden HP, NDF, ADF, P, K, Ca, Mg, Cu, Zn ve Mn içeriklerinin çeşitler arasında istatistiksel olarak bir farklılık göstermediği belirlenmiştir. Sonuç olarak Anadolu Pembesi ve Oğuz-2002 çeşitleri dışında kalan diğer çeşitlerin üstün özellikler gösterdiği belirlenmiştir. Ancak bu çeşitler arasında da Aygün ve Sarıefe çeşitleri kuru ot verimi açısından daha yüksek değerler verdiği için Bingöl ve benzeri ekolojik koşullar için bu iki çeşit tavsiye edilmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
18

AKÇURA, Sevim, and Ramazan ÇAKMAKÇI. "Bitki Gelişimini Teşvik Edici Bakterilerin Şam Çörek Otunda (Nigella damascena L.) Bazı Bitkisel Özellikler Üzerine Etkisi." ISPEC Journal of Agricultural Sciences 7, no. 3 (2023): 472–88. https://doi.org/10.5281/zenodo.8303783.

Full text
Abstract:
Bu araştırma, kontrol (bakteri ve g&uuml;bresiz), kimyasal g&uuml;bre, &ccedil;iftlik g&uuml;bresi, bir bitki b&uuml;y&uuml;me d&uuml;zenleyicisi (IAA), iki ticari mikrobiyal g&uuml;bre (BMusaVita ve BMusaGreen) ve azot fikseri, fosfat &ccedil;&ouml;z&uuml;c&uuml;, ACC deaminaze ve indol asetik asit &uuml;retici bakterilerden oluşturulan altı tekli, bir ikili, d&ouml;rt &uuml;&ccedil;l&uuml; (RC481 + ve iki adet d&ouml;rtl&uuml; bakteri form&uuml;lasyonu aşılamasının Balıkesir Burhaniye&rsquo;de tarla koşullarında <em>Nigella damascena</em> &ccedil;&ouml;rek otu t&uuml;r&uuml;nde bitki boyu, dal sayısı, toplam kaps&uuml;l sayısı, kaps&uuml;ldeki tohum sayısı, kaps&uuml;lde tohum ağırlığı, bitki tane verimi &uuml;zerine etkisinin test edilmesi amacıyla iki yıl s&uuml;reyle y&uuml;r&uuml;t&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r. Denemeler toplamda 19 uygulama ile tesad&uuml;f blokları deneme desenine g&ouml;re &uuml;&ccedil; tekerr&uuml;rl&uuml; olarak kurulmuştur. BMusaVita, BMusaGreen, RC512 ve RC481 uygulamaları incelenen &ouml;zelliklerin tamamında, her bir &ouml;zelliğin genel ortalamasının &uuml;zerinde değerlere sahip olmuşlardır. Biplot analizinde kaps&uuml;lde tohum sayısı ve kaps&uuml;lde tohum ağırlığı bir grup oluştururken, bitki boyu, bitki tohum verimi, dal sayısı ve kaps&uuml;l sayısı ikinci bir grup oluşturmuştur. İncelenen &ouml;zelliklerin yer aldığı b&ouml;l&uuml;mlerde RC502, kimyasal g&uuml;bre, RC481, BMusaGreen, BMusaVita ve RC481+RC210+RC32+RC502 uygulamaları k&ouml;şegen olarak diğer uygulamalardan ayrılmıştır. En iyi uygulamayı belirlemek i&ccedil;in oluşturulan biplot grafiğinde ideal uygulama b&ouml;lgesine en yakın konumda RC481, BMusaGreen ve BMusaVita uygulamaları yer alırken, bu uygulamaları RC512, RC210, RC536+RC542+RC65+RC502 ve kimyasal g&uuml;bre uygulamaları takip etmiştir. Bu uygulamalardan RC481 uygulamasının kimyasal g&uuml;breye alternatif olarak &ccedil;&ouml;rek otu yetiştiriciliğinde biyolojik g&uuml;bre olarak kullanılabilecek potansiyelinin olduğu değerlendirmesi yapılabilir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
19

DÜZDEMIR, Oral. "Kışlık ve Yazlık Yetiştirilen Nohut (Cicer arietinum L.)’ta Ekim Zamanlarına Göre Bitkide Tane Verimi ile Bazı Bitkisel Özellikler Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi." Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi 25, ÖZEL SAYI-1 (2016): 206. http://dx.doi.org/10.21566/tarbitderg.280386.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
20

Kabiloğlu, Özge, Ali Kabiloğlu, and İsmail Abaş. "Yenidoğan Ruminantlarda Propolis Kullanımı." Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi 22, no. 1 (2025): 58–64. https://doi.org/10.32707/ercivet.1572046.

Full text
Abstract:
Uzun yıllar boyunca ruminantlarda yenidoğan kayıplarını azaltmak, enfeksiyonlardan korumak, büyümeyi desteklemek ve ekonomik olarak hayvansal üretimi artırmak için antimikrobiyal ajanlar yem katkı maddesi olarak kullanıldı. Ancak yem katkı maddesi olarak kullanılan bu kimyasalların hayvansal ürünlerde kalıntı bırakması, mikrobiyal direnç geliştiren patojen organizmaların insan ve hayvan sağlığını tehdit etmesi ve gıda alerjileri bu maddeleri tartışma konusu yapmıştır. Bunun sonucunda da tedavi gerektiren hastalıklar dışında antimikrobiyal ajanların eti, sütü ve yumurtası tüketilen hayvanlarda kullanılması yasaklanmıştır. Bu olumsuzluklar nedeniyle propolis gibi doğal maddelerin hayvan beslemede kullanılması araştırılmaya başlanmıştır. Propolis doğal bir arı ürünüdür. Yapısındaki bitkisel flavonoidler ve fenolik bileşikler ile antibakteriyel, antiviral, hepatoprotektif aktiviteler, antiinflamatuar, immünomodülatör, antioksidan, antiparaziter ve antiseptik özellikler gibi önemli biyolojik özellikler gösterir. Bunun yanında insan gıdası olarak kullanılan hayvansal ürünlerde zararlı kimyasal kalıntı riski oluşturmaz. Böylelikle propolisin yem katkı maddesi olarak kullanılabileceği ve hayvansal ürünlerin güvenliği ve toksisitesi hakkında güncel tüketici beklentilerini karşılayabileceği ön görülmektedir. Bu derlemenin amacı alternatif yem katkı maddesi olarak propolisin etkinliğini ve en çok ekonomik kaybın yaşandığı süt emme dönemindeki ruminantların gelişme ve sağlık durumu üzerinde yapılan çalışmaları incelemektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
21

Tik, Rıdvan, and Tuncay Kaya. "Iğdır Üniversitesi Şehit Bülent Yurtseven Yerleşkesinde Bulunan Peyzaj Bitkileri Üzerine Değerlendirmeler." Bahçe 54, Özel Sayı 1 (2025): 400–412. https://doi.org/10.53471/bahce.1537709.

Full text
Abstract:
Süs bitkileri tarih boyunca dekoratif amaçlarla kullanılmış ve özel ilgi görmüştür. Günümüzde de özellikle kentsel alanlarda yaşayan insanların doğal güzelliklere olan talebi artmıştır. Bu nedenle mevsimlik çiçekler, süs ağaç ve çalıları, yer örtücü süs bitkileri dış mekân bitkisel tasarımlarında sıkça kullanılmaktadır. Ülkemizde ve dünyada mekân tasarımı konusunda öne çıkan alanların başında ise üniversite yerleşkeleri gelmektedir. Bu çalışmada, Iğdır Üniversitesi Şehit Bülent Yurtseven Yerleşkesi peyzaj çalışmasında kullanılan bitkiler ele alınarak Gymnospermae ve Angiospermae şeklinde gruplandırılmıştır. Buna göre yerleşkede 30 familyaya ait 51 cins ve 69 takson peyzaj bitkisi tespit edilmiştir. Ayrıca %54 oranıyla ağaç ve ağaççıklar en büyük grubu oluşturmuş, %40 oranıyla çalılar ve %6 oranı ile sarılıcılar bunu takip etmiştir. Tespit edilen bitkiler arasında en fazla taksona sahip familyalar Rosaceae (11), Cupressaceae (8), Pinaceae (6), Fabaceae (6) ve Caprifoliceae (5) olarak belirlenmiştir. Bitkilerin yerleşkedeki peyzaj değeri hakkında gözlemlere yer verilmiştir. Ayrıca yerleşkede yoğun olarak kullanılan 15 çalı bitkisinin dendrolojik özellikleri ve peyzaj değeri hakkında bilgiler sunulmuştur. Bu sonuçlar; yapılacak diğer araştırma çalışmaları için başlangıç verileri niteliğinde olup, bölgede uygulanacak diğer peyzaj projeleri için ayrıca kıymetli olacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
22

Duran Gökalp, Derya. "Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Bağbaşı Kampüsünde Bulunan Süs Bitkilerinin Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma." Bahçe 54, Özel Sayı 1 (2025): 174–82. https://doi.org/10.53471/bahce.1557114.

Full text
Abstract:
Bu çalışma; İç Anadolu Bölgesi’nde yer alan Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi kampüsünün peyzaj özelliklerinin süs bitkileri açısından belirlenmesi, ortaya çıkarılması ve bu özelliklerin yeterli olup olmadığı üzerine üniversite kampüsünde yapılan araştırma olarak kurgulanmıştır. Üniversite kampüsü içindeki süs bitkilerinden özellikle odunsu büyük ağaçlar dışında kalan, çalı grupları (küçük ila orta büyüklükte çok yıllık odunsu bitkiler) tür ve çeşit özellikleri araştırılarak mevcut durum tespiti yapılmıştır. Çalı grubunda bulunan dış mekân süs bitkilerinin, kampüs içi peyzaj planlamasındaki kullanımları irdelenerek bir tasarım çerçevesinde kullanılıp kullanılmadığı belirlenmiştir. Ayrıca çalımsı süs bitkilerinin kampüs içindeki dağılımları, oranları, çeşit, tür özellikleri araştırılarak mevcut durumun saptanması ve var olan bitkisel peyzaj planının tanıtılması amaçlanmıştır. Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi kampüsü içinde kullanılan süs bitkilerinin, kampüs tasarım ilkelerine uygunluğunun karşılaştırılması ve yeterliliği için literatür çalışması yapılmıştır. Konu ile ilgili benzer çalışması bulunan literatürlerde kampüs planlaması, bitkisel tasarım uygulamaları ve yerleşke düzeni ile ilgili bilgiler taranmıştır. Çalışmanın materyalini Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Bağbaşı kampüsü oluşturmaktadır. Metot olarak; Autocad ortamında elde edilen bitki adetleri ve verileri yerinde gözlem ve sayım yapılarak çakıştırma metoduyla karşılaştırılmıştır. Çalı grubundaki süs bitkilerinin kampüs yeşil alan peyzaj planlamasında özellikleri açısından yetersiz mi olduğu yoksa bu özelliklerinin doğru, etkili, sürdürülebilir ve planlı bir şekilde ortaya konulup konulmadığı ve tasarım olarak dikkat çekici özellikleri araştırılmıştır. Sonuç olarak; Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi kampüs alanı için çalı ve çalımsı dış mekân odunsu süs bitkilerinin peyzaj özelliklerinin planlama kavramı içinde varlığı ile yeşil alanların yaratacağı etkiler ortaya konulmuştur.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
23

ÖZTÜRK ÖZEN, Derya, and Canan DEMİRCİ. "Complementary-Alternative Therapies Usage, Attitudes and Affecting Factors Among Women Aged between 18-65." İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, no. 21 (January 8, 2024): 1065–76. http://dx.doi.org/10.38079/igusabder.1245177.

Full text
Abstract:
Amaç: Kadınlarda tamamlayıcı-alternatif tedavi (TAT) kullanım durumları, tutumları ve etkileyen faktörlerin belirlenmesidir. Yöntem: Çalışmanın örneklemi 18-65 yaş arası toplam 582 kadın katılımcıdan oluşmaktadır. Kesitsel tipte tasarlanan çalışmanın verileri Ekim-Aralık 2022 tarihleri arasında çevrimiçi platformlar aracılığıyla toplanmıştır. Verilerin toplanmasında “Birey tanıtıcı özellikler formu” ve “Bütüncül tamamlayıcı ve alternatif tıp tutumu ölçeği (BTAT)” kullanılmıştır. Araştırma verileri, IBM SPSS 23.0 paket programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Çalışmaya katılan kadınların yaş ortalaması 41,91±10,66 yıldır. Çalışmada kadınların yarısından fazlasının lisans ve üstü eğitim düzeyine sahip olduğu (%52,9) ve çalışıyor oldukları (%52,6) saptanmıştır. Kadınların en sık bitkisel ürünleri (%25,9) tercih ettikleri görülmüştür. Kadınların TAT kullanma nedenleri ise %17,9 doğal olduğuna inanma, %14,3 kilo vermedir. Kadınların %60’ı arkadaşları aracılığıyla bilgi edindiğini aktarmıştır. Kadınların BTAT ölçek puan ortalaması 33,19±6,22’dir. Eğitim durumu, çalışma durumu ve TAT kullanma durumu TAT’a yönelik tutumu olumlu olarak artırırken (p&amp;lt;0,05); kadınların BTAT puanları ile yaş, medeni durum, kronik hastalık varlığı ve reçeteli ilaç kullanma durumları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p&amp;gt;0,05). Sonuç: Çalışmada, kadınların TAT’a yönelik olumlu tutum sergilediği, her dört kadından birinin, bitkisel ürünler başta olmak üzere, en az bir TAT yöntemi kullandığı ve kadınların temel bilgi kaynaklarının arkadaşları olduğu bulunmuştur. TAT’ın yaygın kullanımına rağmen; TAT yöntemleri ile ilgili belirsizliklerin bulunması önemli bir durumdur. Bu kapsamda, sağlık personelinin TAT uygulamalarının etki ve olası yan etkileri konusunda bilgi sahibi olmaları, TAT’ı içeren bakım demetlerinin veya protokollerinin oluşturulmasında öncülük etmeleri önerilmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
24

TIRNAKÇI, Aslihan, and Meliha AKLIBAŞINDA. "Doğal bitki türlerinin kentsel alanlardaki bitkisel tasarımlarda kullanımı." Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi 24, no. 1 (2023): 167–77. http://dx.doi.org/10.17474/artvinofd.1150603.

Full text
Abstract:
Bitkiler gerek estetik gerekse işlevsel özellikleri ile kentsel açık-yeşil alanların en önemli bileşenidir. Türkiye 12 binin üzerinde doğal bitki türü ve 3000’nin üzerinde endemik bitki türü ile zengin bir biyolojik çeşitliliğe sahiptir. Bu biyolojik çeşitlilik bitkisel tasarımlar için farklı nitelikte kompozisyonların oluşturulmasında yüksek bir potansiyele sahiptir. Peyzaj tasarımlarında yaşanabilir mekânlar oluşturmada bitkiler ile mekânlara hem estetik hem de işlevsel değer kazandırılmaktadır. Özellikle estetik/işlevsel değerlere sahip ve ekolojik toleransları yüksek bitki türleri bitkisel tasarımlar için oldukça önemlidir. Bu bağlamda doğal bitki örtüsünden faydalanarak yapılan peyzaj tasarımları ekolojik temelli ve sürdürülebilir alternatifler sunmaktadır. Ancak kentsel alanlarda doğal bitki örtüsünden yeterli ve verimli düzeyde yararlanılmamaktadır. Bu çalışmada, Nevşehir’de doğal yayılış gösteren ağaç, ağaççık, çalı, sarılıcı ve yer örtücü olmak üzere farklı ölçülerde 38 adet bitki taksonu belirlenmiş, kentsel alanlarda bu bitkilerle nasıl mekânlar oluşturulabileceğine yönelik bir tasarım senaryosu geliştirilmiştir. Sonuç olarak bitkisel tasarımlarda doğal türlerle de estetik ve fonksiyonel yönden etkili tasarımlar yapılabileceği ortaya konmuştur. Bu bağlamda sürdürülebilir ve ekonomik uygulamalar açısından yüksek potansiyele sahip doğal türlerin açık-yeşil alanlarda kullanımı teşvik edilmeli ve kültüre alınarak kullanımı yaygınlaştırılmalıdır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
25

Göler, Mızgin, and Mehmet Arif Özyazıcı. "İkinci ürün olarak yetiştirilen bazı tatlı sorgum [Sorghum bicolor var. saccharatum (L.) Mohlenbr.] genotiplerinin verim ve verim ögelerinin belirlenmesi." Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 61, no. 1 (2024): 87–102. http://dx.doi.org/10.20289/zfdergi.1361997.

Full text
Abstract:
Amaç: Bu araştırmada, tatlı sorgum [Sorghum bicolor var. saccharatum (L.) Mohlenbr.] genotiplerinin ikinci ürün koşullarında verim ve bazı verim ögeleri yönünden performanslarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Materyal ve Yöntem: Araştırmada; Gülşeker, Sorge, Erdurmuş, Ulusoy, Uzun, M81-E, Tracy, Cowley, Smith ve USDA Tayvan genotipleri bitkisel materyal olarak kullanılmıştır. Tarla denemesi tesadüf blokları deneme desenine göre 3 tekrarlamalı olarak yürütülmüştür. Tatlı sorgum genotiplerinde ot ve tane verimi ile bazı verim öğeleri ve ot kalite parametreleri incelenmiştir. Araştırma Bulguları: İncelenen tüm özellikler yönünden genotipler arasında anlamlı (p&amp;lt;0.01) farklılıklar saptanmıştır. Genotiplere göre; bitki boyu 133.6-363.0 cm, yeşil ot verimi 2247-12029 kg/da, sap verimi 1809-10009 kg/da, kuru madde verimi 572.4-3346.7 kg/da, tane verimi 88.89-195.27 kg/da, ham protein (HP) oranı %11.27-13.81, HP verimi 64.7-462.1 kg/da, asit deterjanda çözünmeyen lif oranı %27.69-35.65 ve nötral deterjanda çözünmeyen lif oranı %51.45-65.61 arasında değişim göstermiştir. Sonuç: Araştırma sonuçlarına göre, ot üretimi amacıyla Gülşeker ve USDA Tayvan, tane üretimi amacıyla da Uzun çeşidi önerilmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
26

YORULMAZ, Özay, Osman EREKUL, and Yakup Onur KOCA. "Determination of the Yield and Some Quality Features of Different Bread Wheat (Triticum aestivum L.) Varieties in Muğla-Dalaman Conditions." Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 20, no. 2 (2023): 255–63. http://dx.doi.org/10.25308/aduziraat.1355038.

Full text
Abstract:
Farklı ekmeklik buğday çeşitlerinin Muğla Dalaman ekolojik koşullarında verim öğeleri, tane verimi ve bazı kalite özelliklerinin belirlenmesi. 2022 kışlık üretim sezonunda tesadüf blokları deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak yapılan bu çalışmada bitkisel materyal olarak Kayra, Ziyabey-98, Cumhuriyet-75, Kılınç, Adana-99, Ceyhan-99, Kaynarca ve Toros-1003 ekmeklik buğday çeşitleri kullanılmıştır. Azotlu gübreleme taban ve iki üst gübreleme olarak uygulanmış, dekarda toplam 16 kg saf azot kullanılmıştır. Araştırmada nişasta oranı hariç incelenen özellikler bakımından ekmeklik buğday çeşitleri arasında önemli farklılıklar tespit edilmiştir. Çeşitlerin ortalama bitki boyu 88,2 – 118,4 cm, ortalama metrekaredeki başak sayısı 414 – 606 adet, ortalama başaktaki tane sayısı 35,6 – 45,2 adet, ortalama bin tane ağırlığı 41,8 – 53,2 g, ortalama tane verimi 616 – 865 kg/da, ortalama hektolitre ağırlığı 75,8 – 81,2 kg/hl, ortalama protein oranı %13,87 – 16,8, ortalama nişasta oranı %65,7 – 71,5, ortalama ham kül oranı %1,59 – 1,72 ve ortalama ham lif oranı ise %4,53 – 5,78 arasında değişim göstermiştir. Çeşitlerden Kaynarca çeşidi ham kül oranı hariç diğer tüm kalite kriterlerinde en yüksek değerlere sahip olması ve yüksek verimli olmasıyla dikkat çekmiştir. Bu bakımdan Kaynarca çeşidinin hem verimli hem de kaliteli bir çeşit olarak bölge ekolojik koşullarında başarıyla yetiştirilebileceği sonucuna varılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
27

Çalış, Ercan. "GEVAŞ SELÇUKLU MEZARLIĞINDA BULUNAN BİR GRUP SÜSLEMELİ MEZAR TAŞI." Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 27, Ek (2025): 315–32. https://doi.org/10.26468/trakyasobed.1617939.

Full text
Abstract:
Kültürel mirasın önemli birer maddi kültür varlığı olan mezar taşları, aynı zamanda bir ulusun da hüviyetini temsil etmektedir. Gevaş Selçuklu Mezarlığı, Anadolu’nun en önemli Türk İslam dönemine ait kültürel mirasının önemli bir bileşenidir. Gevaş Selçuklu Mezarlığındaki mezar taşları üzerinde yer alan zengin süsleme programı, oldukça dikkat çekicidir. Erken dönem Türk İslam sanatı dönemine tarihlenen örnek mezar taşlarındaki süslemeler, bu çalışmayla pek çok açıdan değerlendirilmiştir. Mezar taşlarına yer alan zengin çeşitlilikteki bezeme öğeleri, mezarlığı diğer mezarlıklardan ayıran en önemli ayırt edici özellik olmuştur. Eşsiz geometrik ve bitkisel süslemelerin yanında kabaralar, rozetler, gülbezek, çarkıfelek, kandil ve şamdan motiflerinin yanı sıra, mezar taşlarında çevgan ve salbekli şemse motifine de rastlanılmıştır. Mezar taşlarındaki tarihi dokuyla bütünleşmiş süsleme öğeleri, Anadolu Türk İslam süsleme sanatı açısından önemli bir kaynak olmuştur. Mezar taşlarına hak edilmiş bezeme, asırlar öncesine ait kültürel bir kimlik olmanın yanında, toplumun değer yargılarını ve el sanatları yeteneklerinin geldiği noktayı yansıtmaktadır. Mezar taşları, aynı zamanda asırlar öncesine dayanan tarihsel ve kültürel bir kimlik olmanın yanında, Anadolu aidiyetimizi sağlayan belgelerdendir. Bu bağlamada Gevaş Selçuklu Mezarlığında bulunan süslemeli beş (5) mezar taşı, pek çok açıdan değerlendirilmeye alınmıştır. Kullanılan süsleme öğelerinin dışında, örnek mezar taşları tipolojik özellikler, malzeme, teknik ve yazı gibi hususlar açısından da irdelenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
28

Fidan, Mevlüt Anıl. "Anadolu Selçuklu dönemi tipografik geometrik süslemeler." Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 28, no. 53 (2025): 165–79. https://doi.org/10.31795/baunsobed.1441244.

Full text
Abstract:
İnsanı evrende, ortak yaşam alanındaki canlılardan ayıran düşünme ve konuşma gibi temel özellikler bulunmaktadır. İnsan hayatını dili, dinlemesi, konuşması, okuması ve yazması önemli ölçüde kolaylaştırmaktadır. Yazma, insanın kendisini hemen her konuda ifade etmesinde önemli rol üstlenmiştir. Yazının icadı ile birlikte insanlık tarihinde iletişim daha da gelişmiş ve genişlemiştir. Ma’kıli ve Kûfi yazının dik ve köşeli bir şekilde yapılma kaygısı yazıcıların ciddi bir geometri bilgisine sahip olmalarını gerektirmektedir. Dik ve köşeli olarak yazılan Kûfi yazı, formu gereği geometrik şekillere diğer yazı türlerinden daha fazla yatkındır. Kûfi yazı kendi içerisinde Köşeli Kûfi, Örgülü Kûfi, Düğümlü Kûfi gibi farklı türleriyle de geometrik süslemeye yakın örnekler sunan yazılı uygulamalarla karşımıza çıkmaktadır. Yazının mimaride kullanılmaya başlaması uzun bir süre gerektirmiştir. Burada sanatçılar kendisini figürsüz sanat ifadesinde başarılı kılmak üzere üstün çalışmalar gerçekleştirmiştir. Kûfi yazı mimaride genellikle çiçekli veya örgülü formlarıyla görülmektedir. Çiçekli Kûfi’de daha çok kıvrım dallar ya da rumi yapraklardan oluşan bitkisel ögeler yer alırken, Örgülü Kûfi’de daha çok geometrik kurgular karşımıza çıkar. Bu çalışma, içerisinde daha çok örgülü kûfi kurgusunda gelişen fakat içerisinde herhangi bir şekilde yazı ya da ifade barındırmayan aynı zamanda yazıdan gelişen geometrik şemaların değerlendirilmesi üzerine oluşacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
29

Çaçan, Erdal, and Kağan Kökten. "Korunga Genotiplerinin Makro Element İçerikleri Açısından İncelenmesi." Uluslararası Tarım ve Yaban Hayatı Bilimleri Dergisi 10, no. 1 (2024): 156–64. http://dx.doi.org/10.24180/ijaws.1398143.

Full text
Abstract:
Bazı korunga genotiplerinin makro element içeriklerinin belirlenmesi amacıyla bu araştırma yürütülmüştür. Araştırma, iki yıl süreyle (2017-2018) Bingöl ili koşullarında yürütülmüş ve bitkisel materyal olarak 13 adet korunga genotipi kullanılmıştır. Araştırmada, 2017-2018 yılları arasında iki yıl süreyle yetiştirilen 13 adet korunga genotipine ait kuru otun içerdiği fosfor (P), potasyum (K), kalsiyum (Ca) ve magnezyum (Mg) oranları ile Ca:P ve K:(Ca+Mg) değerleri incelenmeye alınmıştır. İncelenen bu özellikler açısından istatistiksel olarak önemli farklılıkların olduğu belirlenmiştir. Fosfor, Ca:P ve K:(Ca+Mg) değerleri açısından genotipler ve yıllar arasında ortaya çıkan farklılıkların önemli, potasyum, kalsiyum ve magnezyum oranları açısından genotipler arasındaki farklılıkların önemsiz, yıllar arasındaki farklılıkların da istatistiksel olarak önemli olduğu görülmüştür. Genotip ve yıl interaksiyonu ise sadece Ca:P değeri açısından önemli bulunmuştur. Genotipler arasında en yüksek fosfor oranını Yedisu ve Koç genotipleri vermiştir. En düşük Ca:P değerini Hilal, en düşük K:(Ca+Mg) değerini de Adaklı genotipleri vermiştir. Yıllar açısından bakıldığında; birinci yıl fosfor, potasyum ve K:(Ca+Mg) değerlerinin daha yüksek, ikinci yıl ise kalsiyum, magnezyum ve Ca:P değerlerinin daha yüksek olduğu görülmüştür. Sonuç olarak genotiplerin fosfor, kalsiyum, magnezyum ve K:(Ca+Mg) değerleri açısından ideal değerlere sahip oldukları, ancak potasyum oranlarının düşük ve Ca:P değerlerinin de yüksek olduğu tespit edilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
30

Uzunoğlu, Fulya, Kübra Özmen, Suzan Demir, Ömer Faruk Coşkun, and Kazım Mavi. "Doğadan Toplanan Anemon Bitkisine Ait Genotiplerin Morfolojik Karakterizasyonu." Bahçe 54, Özel Sayı 1 (2025): 80–86. https://doi.org/10.53471/bahce.1552355.

Full text
Abstract:
Anemone cinsi içerisinde süs potansiyeli olan bazı bitkiler Türkiye’de doğal olarak yetişmektedir. Morfolojik düzeyde genotip çeşitliliğinin belirlenmesi süs bitkisi ıslahının ilk aşamasını oluşturmaktadır. Çalışma, Hatay ilinin farklı bölgelerinden toplanan Anemone coronaria L. türüne ait 30 farklı genotipin morfolojik özelliklerini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Genotiplerde bazı kalitatif ve kantitatif özellikler belirlenmiştir. Çiçek renklerine göre 10 farklı şekilde sınıflandırma yapılmıştır. Yaprak şekillerinin biternate yapıda olduğu, başçık renklerinin sarı, menekşe, koyu menekşe ve mavi menekşe olarak 4 farklı renge sahip olduğu belirlenmiştir. Sapçık renkleri ise beyaz, sarı, pembe, menekşe ve mavi menekşe 5 farklı renk içeriğine sahipken, stigma renginin 6 farklı renk içerdiği görülmüştür. Tüm genotiplerde bitki uzunluğu, stamen sayısı ve çiçek çapı özellikleri açısından birbirleri arasında farklılık olduğu tespit edilmiştir. Bitki uzunluğu 4.8-33 cm arasında değişim gösterirken, stamen sayısı 70-198 (adet) aralığında değişkenlik göstermiştir. Çiçek çapı değeri ise 4.3-8.2 cm aralığında saptanmıştır. Varyasyon katsayısı en yüksek olan bitki boyu, stamen sayısı ve tepal boyu kantitatif özellikleri genotiplerin arasındaki farklılıkları ortaya koymada önemli özellikler olarak tespit edilmiştir. Çalışma sonuçları, anemon ıslah programları açısından önemli veriler sağlamıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
31

SEÇKİN, Selçuk, and Saliha TANIK. "Yalova, İlyasköy’de Bulunan Osmanlı Dönemi Mezar Taşları." Erdem, no. 84 (June 1, 2023): 139–74. http://dx.doi.org/10.32704/erdem.2023.84.139.

Full text
Abstract:
Çalışmamızda, Yalova ilinin yerli köylerinden olan İlyasköy bölgesinde bulunan Osmanlı Dönemi’ne ait mezar taşlarının tamamı incelenmiştir. Söz konusu taşlar için form ve süsleme açısından öncelikle kendi içinde bir sınıflandırma yapılmış sonrasında yakın çevre ve civar illerdeki mezar taşları ile benzer özellikler yönünden karşılaştırmaya gidilmiştir. İlyasköy’de köy mezarlığından sökülerek köyün meydanında bir dizi halinde sıralanan 19 adet taş çalışmamızın temelini teşkil etmektedir. Köy mezarlığında yer alan basit işçilikli 9 adet mezar taşının ise bir tablo içine fotoğraflarının yerleştirilerek ekler bölümünde sunulması yeterli görülmüştür. Bahse konu 19 adet taş arasında 7 tanesi 18.yy.’a, 11 tanesi 19.yy.’a aittir. 1 numaralı örnekte sadece ayak taşının günümüze ulaşmasından dolayı tarih ibaresi tespit edilememiştir. Diğer 18 örnekte ise baş şahideleri varlıklarını koruyabilmiştir. Malzeme olarak genelde kaliteli taş işçiliği tercih edilmesine rağmen iki örnekte mermer malzemenin kullanıldığı gözlenmiştir. Taşa hakkedilen yazılar işçilik olarak yüzeyden oyularak kabartma tekniğinde uygulanmıştır. Taşların yerlerinden söküldükleri ve söküldükleri yerde herhangi bir mezar kalıntısı bulunmadığından mezar tipleri tespit edilememiştir. Kök bölümlerinin düzgün işlenmesi bahse konu olan taşların lahit ya da pehleli mezar tiplerinin yuvasına oturtulduklarını göstermektedir. İncelenen mezar taşlarının tamamı dikdörtgen kesit özelliği göstermektedir. Bu dikdörtgen kesitli mezar taşlarının 11 tanesinde erkek başlık, 4 tanesinde kadın başlık, 1 tanesinde üçgen tepelik, 1 tanesinde bitkisel tepelik, 1 tanesinde yarım daire kemerli tepelik ve 1 tanesinde sivri kemerli tepelik kullanılmıştır. Erkek başlık tiplerinde sadece sarık tipi kullanılmış, kadın başlık tiplerinde ise külah başlıklı ve tepesi düz başlıklı tipler tercih edilmiştir. İlyasköy’deki mezar taşlarının çoğu sadedir. Süsleme olarak baş taşının tepelik kısmında akantus yaprağı ve ayak taşının gövde kısmında kıvrımlı çiçek dallarından oluşan bitkisel bir kompozisyon tasarlanmıştır. Bahse konu olan taşların çoğunluğunda sülüs yazının tercih edildiği gözlenmektedir. İstatiksel olarak 13 tanesinde celi sülüs, 5 tanesinde celi talik yazı kullanılmıştır. Mezar taşları arasında üç mezar taşının mesleği (beşe, imam) belirtilmiştir. Diğerlerinde meslek türü ifade edilmemiştir. İlyasköy’deki mezar taşlarının 7 örneğinde aynı tarihte ölüm olayının gerçekleşmiş olması köyün söylenilen tarihte salgın bir hastalık geçirmiş olduğunu düşündürmektedir. Taşlar form, teknik ve süsleme açısından başkent üslubuna benzer özellik göstermektedir. Marmara Bölgesi’nin batısında bir manav köyünde yer alan bu taşların malzeme, form, teknik ve süsleme açısında Sanat Tarihi alanına kaynaklık edeceği gibi kitabe bilgileri yönünden Türk kimliğini de ortaya koyacağı ümidindeyiz.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
32

KUŞ, İlknur, and Osman GEDİK. "Kahramanmaraş Koşullarında Artan Azot Dozlarının Rezene'nin (F. vulgare Mill. var. dulce) Bitkisel ve Verim Özellikleri Üzerine Etkisinin Belirlenmesi." ISPEC Journal of Agricultural Sciences 6, no. 3 (2022): 461–70. https://doi.org/10.5281/zenodo.6963484.

Full text
Abstract:
Bu &ccedil;alışmada, Kahramanmaraş koşullarında bazı rezene (Konya ve Tokat-1) pop&uuml;lasyonlarında, artan azot dozlarının; bitkisel ve verim &ouml;zelliklerini ne şekilde etkileyeceğinin belirlenmesi ama&ccedil;lanmıştır. &Ccedil;alışma 2019-2020 kışlık vejetasyon d&ouml;neminde Kahramanmaraş S&uuml;t&ccedil;&uuml; İmam &Uuml;niversitesi Ziraat Fak&uuml;ltesi Tarla Bitkileri B&ouml;l&uuml;m&uuml; Araştırma ve Uygulama arazisinde, b&ouml;l&uuml;nm&uuml;ş parseller deneme desenine g&ouml;re 3 tekerr&uuml;rl&uuml; olarak kurulmuştur. &Ccedil;alışma sonucunda farklı azot dozları uygulanan rezene pop&uuml;lasyonlarında; bitki boyu 59.06-75.03 cm, bitkide dal sayısı 6.83-7.07 adet/bitki, bitkide şemsiye sayısı 33.53-34.35 adet/bitki, bitkide şemsiyecik sayısı 233.961-256.817 adet/bitki, bitkide tohum sayısı 1949.23-2376.89 adet/bitki, bin meyve ağırlığı 9.56-9.58 g, tohum verimi 226.24-257.50 kg/da, biyolojik verim 836.99-1058.06 kg/da, hasat indeksi %24.49-27.82 değerleri arasında bulunmuştur. Y&uuml;r&uuml;t&uuml;len bu &ccedil;alışmada tohum verimi bakımından kontrol&uuml;n dışındaki dozlar (3, 6, 9, 12, 15 kg/da N) istatistiki olarak aynı grupta olmasına rağmen, pop&uuml;lasyon x doz interaksiyonuna g&ouml;re en y&uuml;ksek değer Tokat-1 pop&uuml;lasyonunun 9 kg/da N dozunda saptanmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
33

ALTAN, Hürü, and Oğuzhan ÇALIŞKAN. "‘Alata Yıldızı’בBebeco’ kayısı melezlerinin fenolojik, bitkisel ve meyve kalite özellikleri yönünden değerlendirilmesi." Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 59, no. 4 (2022): 685–96. http://dx.doi.org/10.20289/zfdergi.1115742.

Full text
Abstract:
Amaç: Bu çalışma Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü (Erdemli/Mersin) arazisinde bulunan kayısı ıslah parselindeki ‘Alata Yıldızı’בBebeco’ (AY×B) melezlerinin fenolojik, bitkisel ve meyve kalite özelliklerini incelemek amacıyla yürütülmüştür. Materyal ve Yöntem: Çalışmada, ‘Alata Yıldızı’ ve ‘Bebeco’ çeşitleri ile melezlerine ait 2017 yılında 18 birey ve 2018 yılında da 12 birey incelenmiştir. Ebeveynlerin ve melez bireylerin bitkisel özelliklerinin incelenmesinde UPOV tarafından hazırlanmış olan kayısı deskriptörü kullanılmıştır. Çalışmada ebeveyn ve melez bireylere ait fenolojik gözlemlerden ilk çiçeklenme, tam çiçeklenme, çiçeklenme sonu ve hasat tarihi, meyve kalite özellikleri ve meyve kabuk renk özellikleri L, a*, b*, C ve h° değerleri olarak ölçülmüştür. Araştırma Bulguları ve Tartışma: Çalışma sonucunda, AY×B5 ve AY×B11 melezleri meyvelerini 10 Mayıstan önce olgunlaştırarak erkencilik bakımından ümitvar bulunmuştur. Genel olarak, melezlerin ebeveynlerine ait fenolojik, bitkisel ve meyve kabuk renk özelliklerin sınıf aralıklarında yer almıştır. Ancak, hibritlerdeki meyve ağırlığının ebeveynlerdekine göre daha düşük olduğu belirlenmiştir. Sonuç: AYxB kombinasyonundan elde edilen erkenci genotiplerden daha iyi meyve rengi oluşturmak amacıyla bu genotiplerin kırmızı renkli çeşitlerle melezlenmeleri ve geriye melezleme çalışmalarının yapılabileceği düşünülmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
34

Ağar Özkaya, Aslıhan, Hatice Demircioğlu, Ebru Kurt, and Okan Özkaya. "Vaccinium Cinsine Ait Maviyemiş Türlerinin Süs Bitkisi Özelliklerinin Değerlendirilmesi." Bahçe 54, Özel Sayı 1 (2025): 491–97. https://doi.org/10.53471/bahce.1539647.

Full text
Abstract:
Bu çalışmada Dünyada ve ülkemizde üretimi, tüketimi aynı zamanda ticareti hızlı bir şekilde artan üzümsü meyve grubu içi yer alan Vaccinium cinsine ait maviyemiş türlerinin süs bitkisi potansiyeli araştırılmıştır. Bu cinse giren türlerin çoğu çiçeklenme dönemindeki ilgi çekici görüntüleri, çiçeklerinin hoş kokusu, meyve rengi, habitüs özellikleri, sonbahar da yapraklarının renklenmeleri ile oldukça estetik bir görünüme sahiptirler. Meyveli türlerinin kullanımı taze gıdaya doğrudan ulaşan mekân kullanıcılarının mekâna ilgisinin artırması ve özellikle çocukların meyvelerin oluşum sürecini takip edebilmesine imkân sağlanması bakımından önemlidir. Ülkemiz florasında yetişen Vaccinium cinsine ait V.arctostaphylos, V.myrtillus, V.uliginosum ve V.vitis-idaea, maviyemiş türleri bulunmaktadır. Maviyemişlerin çiçeklenme zamanı, boyu, çapı, habitatı, yaprak, çiçek vb. özellikleri hakkında bilgiler verilmiş ve süs bitkisi olarak kullanım potansiyeline yönelik değerlendirmeler yapılmıştır. Oldukça sınırlı bir habitatta yetiştirilen maviyemiş çeşitlerinin süs bitkisi sektörüne alternatif bir tür olarak kazandırılması da ön görülmüştür. Çalışılan bu bitkinin özellikle parklar, bahçeler (ev, okul ve özel mekân) ve balkonlarda saksılı süs bitki uygulamalarında, dikey bitkilendirme projeleri ve çatı bahçeleri uygulamalarında kullanılabileceği önerisi geliştirilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
35

Türkmen, Aybike, and Selim Sekkin. "Deniz Marulu (Ulva lactuca L. 1753)’nun Antimikrobiyal ve Antioksidan Özellikleri." Journal of Anatolian Environmental and Animal Sciences 10, no. 2 (2025): 109–14. https://doi.org/10.35229/jaes.1593761.

Full text
Abstract:
Makroalgler çok hücreli ökaryotik organizmalardır ve deniz ekosisteminin çok önemli bir bölümünü oluşturmakta olup, doğada en hızlı büyüme gösteren bitkisel organizmalarıdır. Diğer taraftan gıda, hayvan yemi, ilaç ve kozmetik gibi sektörlerde kullanılabilen, biyolojik aktif bileşikler üretme yeteneğindeki organizmalardır. Ulva lactuca vitaminler, flavonoidler, tanenler, fenoller, polisakkaritler, saponinler ve polisakkaritler içerir ve ayrıca antiinflamatuar ve antikanser etkilere sahiptir. Günümüzde mikroorganizmaların neden olduğu hastalıklarla mücadelede antibiyotikler yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak pek çok yan etkisi olması, bakterilerin bu antibiyotiklere karşı direnç geliştirmesine neden olması ve aynı zamanda mali açıdan külfetli olması nedeniyle bilim adamları, toksik olarak etkisiz olan ya da çok az toksik etkiye sahip olan, aynı zamanda maliyet açısından ucuz olan materyallerden antibiyotik elde etmeye yönelmişlerdir. Günümüzde bu antibiyotiği elde etmek için kullanılan alternatif kaynaklar tıbbi kökenli bitkiler, makrofunguslar ve alglerdir. Bu derlemede makroalgler ve Ulva lactuca'nın antimikrobiyal ve antioksidan özellikleri incelenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
36

Çelik, Medine, and Hasan Yılmaz. "Kent Ekolojisi Açısından Diyarbakır Kenti Açık-Yeşil Alanlarında Kullanılan Bitki Materyallerinin Değerlendirilmesi." Research in Agricultural Sciences 56, no. 2 (2025): 130–40. https://doi.org/10.17097/agricultureatauni.1612774.

Full text
Abstract:
Kentsel açık yeşil alanlar, kentlerdeki bahçeler, parklar, yeşil koridorlar, yol peyzajı ve benzeri alanları kapsamaktadır. Bu alanlar rekreasyonel aktiviteler dışında insan psikoloji ve insanlar arası sosyal etkileşimi sağlayan önemli mekânlardır. Sürdürülebilir kent tasarımları için kentsel açık yeşil alanların artırılması önemli bir yere sahiptir. Kentsel yerleşimlerde bitkiler kentsel yaşamın gelişmesinde önemli rol oynarlar. Ancak istenilen amaca ulaşmak için bilimsel ve teknik çerçevede, planlama-tasarım-uygulama-bakım çalışmalarının bir bütün içinde ve özellikle ilgili meslek disiplinleri ve uzman kişiler tarafından gerçekleştirilmesi gereklidir. Çalışmada Diyarbakır kent merkezindeki önemli kent parkları ve resmi kurum bahçeleri, yol ağaçları ve değişik semtlerdeki ev bahçelerinde kullanılan bitki materyalinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda belirlenen alanlarda bitki sayımları yapılarak, bitkilerin türleri, kullanım alanları, kullanım amaçları, kullanım yoğunlukları ve bitkisel tasarım yönünden değerlendirilmeleri yapılmıştır. Kent açık-yeşil alanlarında, 44 ağaç ve ağaççık (9 türü yaygın) ve 16 çalı (7 türü yaygın) olmak üzere toplam 60 bitki taksonu kullanıldığı belirlenmiştir. Araştırma soncunda belirlenen alanlarda bitkisel materyal kullanımında kente marka değeri kazandıracak bitkisel uygulamaların yetersiz olduğu sonucuna varılmıştır. Sıcak ve kurak iklim şartlarına dayanıklı bitki çeşitliliğinin artırılması yanı sıra biyoçeşitliliğe katkı sağlayacak meyvesi yenen bitki taksonlarının kullanılması gerekliliğine yönelik öneriler yer verilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
37

Altunay, Ceren, and Özge Taştan. "Vitex Agnus-Castus: Faydaları, Klinik Çalışmalar ve Gelecekteki Potansiyel Gıda Uygulamaları." Turkish Journal of Agriculture - Food Science and Technology 11, no. 11 (2023): 2185–93. http://dx.doi.org/10.24925/turjaf.v11i11.2185-2193.6114.

Full text
Abstract:
Hayıt otu olarak bilinen Vitex agnus-castus L., meyveleri 2500 yılı aşkın bir süredir eski Mısır, Yunanistan, İran ve Roma’da çeşitli jinekolojik problemler için kullanılan yaprak döken küçük bir ağaçtır. Yaprakları ve meyveleri de dahil olmak üzere Vitex, eski çağlardan beri kaynatılarak ve kurutulmuş meyve şeklinde bitkisel tedavi amacıyla kullanılmıştır. Vitex ekstraktının anti-enflamatuar, antibakteriyel, antifungal, antioksidan ve antikanser özelliklere sahip olduğu bilinmektedir. Yapılan bazı çalışmalarda, Vitex ekstraktının iridoid, diterpenoid, flavonoid ve fenolik bileşikler gibi çok çeşitli biyoaktif bileşikler içerdiği belirlenmiştir. Vitex ekstraktı içeren gıda takviyelerinin çoğu menstural koşulları iyileştirmek ve premenstural sendromu hafifletmek için kadınlara yönelik üretilmiştir. Bu derlemede, Vitex ekstraktının fonksiyonel özellikleri, klinik çalışma sonuçları, toksikolojik özellikleri, gıda takviyeleri, patentler ve gıda uygulamaları özetlenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
38

Erdogan, Pervin. "Bitkisel İnsektisitlerin Özellikleri ve Zararlılara Etkisi." Karaelmas Science and Engineering Journal 3, no. 2 (2013): 14–25. http://dx.doi.org/10.7212/zkufbd.v3i2.98.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
39

Gülcan DEMİROĞLU TOPÇU and Şükrü Sezgi ÖZKAN. "Farklı Tuz Kaynak ve Konsantrasyonlarının Arpa (Hordeum vulgare L.) Tohumlarının Çimlenme Özellikleri Üzerine Etkileri." ISPEC Journal of Agricultural Sciences 4, no. 3 (2020): 456–67. http://dx.doi.org/10.46291/ispecjasvol4iss3pp456-467.

Full text
Abstract:
Bu çalışma, farklı tuzluluk kaynakları (CaCl2, KCl, MgCl2 ve NaCl) ve bu bileşiklerin farklı konsantrasyonlarının (0, 2.5, 5.0, 7.5, 10.0 g/lt) arpa (Hordeum vulgare L.) tohumlarının çimlenme ve erken fide evresindeki bazı büyüme özellikleri üzerine etkilerinin saptanması amacıyla gerçekleştirilmiştir. Denemede, bitkisel materyal olarak iki sıralı arpa çeşidi Sur-93 kullanılmıştır. Çimlenme oranı (%), sürgün ve kök uzunluğu (cm), sürgün yaş ve kuru ağırlığı (mg), kök yaş ve kuru ağırlığı (mg) ile tuz tolerans indeksi (%) parametreleri incelenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre; çimlenme oranı dışındaki tüm özelliklerde uygulamalar arası farklılıklar ile interaksiyonlar istatistikî olarak önemli bulunmuştur. Çimlenme özellikleri açısından tohumlar, diğer tuz kaynaklarına göre KCl kaynağından nispeten daha az etkilenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
40

Yılmaz Con, Gulden. "Edirne Peyzajında Tıbbi Süs Bitkileri." Bahçe 54, Özel Sayı 1 (2025): 192–202. https://doi.org/10.53471/bahce.1541305.

Full text
Abstract:
Tıbbi bitkiler tarihsel olarak çeşitli hastalıkları iyileştirmek için kullanılırken, süs bitkileri güzellikleriyle peyzaj düzenlemelerini zenginleştirir. Hem tıbbi hem de aromatik özelliklere sahip bitkilerin sürdürülebilir üretimi ve kullanımı, bu türler hakkında kentsel topluluk farkındalığının artırılmasıyla sağlanabilir. Bu çalışma, Edirne ve çevresinde bulunan tıbbi değeri olan 15 süs bitkisinin fotoğraflarını, botanik özellikleri, tıbbi kullanımları ve peyzaj uygulamaları hakkında ayrıntılarla birlikte sunarak kültürel farkındalığı artırmayı amaçlamaktadır. Bu bitkiler parklarda, bahçelerde, kurumsal peyzajlarda, alışveriş merkezlerinde ve botanik bahçelerinde araştırılmış ve ortamlarına estetik ve işlevsel değer katmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
41

Karaşah, Banu. "Koku Bahçelerinde Değerlendirilebilecek Bazı Tıbbi ve Aromatik Bitkiler ve Sağladıkları Ekosistem Hizmetleri." Bahçe 54, Özel Sayı 1 (2025): 419–28. https://doi.org/10.53471/bahce.1556702.

Full text
Abstract:
Kentlerimizde yanlış alan planlamaları sonucunda yeşil altyapılar azalmakta ve gri altyapılar artmaktadır. Bu artış kentlerdeki ekosistemlere zarar vermektedir. Yeşil altyapı sistemlerinin önemli bir bileşeni olan bitkiler, kentlere ve kentlilere birçok ekosistem hizmeti sağlamaktadır. Bitkiler, sahip oldukları koku, renk, doku vb. özellikleriyle bireylerin duyularına hitap ederek stresi azaltmakta ve mental sağlığı iyileştirmektedir. Koku, güçlü duyusal tepkiler oluşturabilen ve insanların hafızalarında görsel imgelerden daha fazla yer alabilen bir özelliktir. Çeşitli ölçeklerde peyzaj tasarımlarında tıbbi ve aromatik bitkiler estetik, fonksiyonel, ekolojik ve ekonomik amaçlarla kullanılmaktadır. Bu çalışmada koku özellikleri ile öne çıkan ve koku bahçelerinde değerlendirebilecek tıbbi ve aromatik bitkilerin ortaya konulması amaçlanmıştır. Seçilen 15 adet bitkinin koku özelliklerinin yanı sıra estetik ve fonksiyonel özellikleri, peyzaj mimarlığında diğer kullanım alanları ve bu bitkilerin sağladıkları ekosistem hizmetleri de açıklanmıştır. Seçilen bitkilerle öneri bitkilendirme tasarımı illüstrasyonları da oluşturulmuş ve bu illüstrasyonlar ile tasarımcılar ve öğrenciler için bir örnek teşkil edilmesi hedeflenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
42

Erdal ERBİL. "Bazı İleri Soya (Glycine max. L.) Hatlarının Şanlıurfa İkinci Ürün Koşullarında Verim ve Kalite Özellikleri Yönünden Değerlendirilmesi." ISPEC Journal of Agricultural Sciences 4, no. 2 (2020): 137–49. http://dx.doi.org/10.46291/ispecjasvol4iss2pp137-149.

Full text
Abstract:
Bu çalışma, bazı ileri soya hatlarının Şanlıurfa ikinci ürün koşullarında performanslarının belirlenmesi amacıyla 2018-2019 yıllarında yürütülmüştür. Çalışmada, melezleme yöntemiyle geliştirilmiş olan 12 ileri hat (Antjc-17,Antwa-20, Antwa-4, Antjc-14, Batem-210, Antjc-15, Antwa-2, Batem-204, Batem-316, Antsoy-2, Antjc-20, Antjc-23) ve 3 standart çeşit (Kocatürk, Göksoy, Adasoy) materyal olarak kullanılmıştır. Araştırma, GAP Tarımsal Araştırma Enstitüsü Gündaş Araştırma istasyonunda 2018-2019 yıllarında iki yıl üst üste yürütülmüştür. Araştırmada, çiçeklenme gün sayısı, fizyolojik olgunluk gün sayısı, bitki boyu, ilk bakla yüksekliği, verim ve bin tane ağırlığı gibi morfolojik özelliklerin yanında ham protein ve ham yağ gibi kalite özellikleri de incelenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre; bitkide ilk bakla yüksekliği (p&lt;0.05) dışında incelenen tüm özellikler bakımından soya hatları arasında istatistik olarak oldukça önemli (p&lt;0.01) farklar tespit edilmiştir. İncelenen soya genotiplerin arasında tane verimi 171,4-560,1 kg da-1 bitki boyu 67.6-126,6 cm, ham protein oranı %28.9 ile 39.9, ham yağ oranı %18.1 ile 23.6 ve bin tane ağırlığı 125,8-179,4 gr arasında değişmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
43

Karademir, Arif, Hülya Varlıbaş Başboğa, and Lale Çağlar. "Atık Kağıt Üretim Süreçlerinde Formasyon ve Atıkların Yönetimi." Ağaç ve Orman 6, no. 1 (2025): 16–28. https://doi.org/10.59751/agacorman.1553540.

Full text
Abstract:
Kâğıt, ilk icadında böğürtlen ve pirinç saplarından basit metotlarla elde edilen selüloz elyaflarından üretilmiştir. Takip edilen sonraki yıllarda kağıda olan talebin artmasıyla çeşitli yıllık bitkiler, tarımsal atıklar ve aynı zamanda bitkisel elyaf içeren eski kumaşlar da kağıt üretimi için kullanılmıştır. Ormanlar ise 1800’lü yıllarda ağaçlardan selüloz elde edilmesi geliştirildikten sonra, kâğıt endüstrisi için ana hammadde kaynağı olarak işletilmeye başlanmıştır. Günümüzde ise artan insan nüfusu ve tüketimle beraber çoğu endüstrilerde olduğu gibi kâğıt sektöründe de hammadde kıtlığı azami seviyede olup, talepler karşılanamamaktadır. Bu nedenle kâğıt üretiminde özellikle atık kağıtların geri kazanılması, farklı yıllık bitkilerden selüloz elyafı elde edilmesi ve hammaddenin en etkin şekilde değerlendirilmesi son derece önem arz etmektedir. Kağıt fabrikalarında atık kağıttan tekrar kağıt üretilme süreciyle birlikte, kağıt üretiminde bazı sorunlar oluşmaya başlamıştır. Kâğıt üretiminde özellikle elyafların tutunması ve etkin su kullanımı, işletme maliyetlerini etkileyen en önemli kalemlerin başında gelmektedir. Atık kağıt üretiminde hammaddenin temini, temin sürecinin zorlukları ve hammadde kalitesinin yetersizliği gibi faktörler kağıt üretimini olumsuz olarak etkilemektedir. Bu çalışmada atık kâğıt işleyen bir kağıt fabrikası üzerinden tutunma, su kullanımı ve atıklar konusu incelenmeye çalışılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
44

KOÇ KOYUN, Nur, Ayşegül KORKMAZ, and Ramazan ACAR. "Yabani Rokanın protein verimi ve verim unsurları ile besin element içerikleri arasındaki ilişkiler." Biological Diversity and Conservation, December 15, 2022. http://dx.doi.org/10.46309/biodicon.2022.1181804.

Full text
Abstract:
Günümüzde değişen iklim şartlarına adapte olabilecek potansiyele sahip olan yabani rokanın (D. tenuifolia (L.) DC), sebze, tıbbi bitki, yağ bitkisi, yem bitkisi olarak kullanımı söz konusudur. Ayrıca sahip olduğu bitkisel özellikleri ile su erozyonu olan bölgelerde hızlı bitki örtüsü geliştirerek toprak ve su korumasında faydalanabileceğimiz bitki türlerindendir. Hızla değişen iklim şartlarında, sürdürülebilir bir tarımı sağlayabilecek bitkilerin ıslahının daha kısa sürede yapılabilmesi için verim ile arasında ilişki bulunan özelliklerin tespit edilmesi gerekir. Bu sebeple, bu çalışmada 2015-2016 yıllarında Konya şartlarında Tesadüf Blokları Deneme Desenine göre üç tekerrürlü olarak üç farklı sıra arlığında yabani roka yem bitkisi olarak kullanım amacıyla yetiştirilmiştir. Araştırmamızda, farklı sıra aralığında yetiştirilen bitkilerin 2016 yılındaki ham protein oranı, verimi ve protein verimi ile bitkisel özellikler ve besin elementleri arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada bitki başına en yüksek protein verimi, 30 ve 40 cm sıra aralığından sırasıyla 1.82 g ve 1.96 g olup istatistiki olarak bu değerler aynı grupta yer almaktadır. Araştırmada en yüksek protein verimi 30 cm sıra aralığında 404.42 kg ha-1 elde edilmiştir. Ayrıca, çalışmada incelenen özellikler arasındaki ilişkiyi açıklamak amacıyla yapılan path model sonucuna göre, farklı sıra aralığında yetiştirilen yabani rokaların bitki başına protein verimi, protein verimi varyasyonun % 37’si tek başına açıklamaktadır. Dahası, bitki başına yem verimi, bitki boyu ve ham protein oranı birlikte bitki başına protein verimi varyasyonun % 97.6’sını açıklamaktadır. Sonuç olarak, yüksek protein verimine sahip kaba yem elde etmek amacıyla yapılacak yetiştiriciliklerde 30 cm ve 40 cm sıra aralığı tavsiye edilebilir. Bununla birlikte, yem bitkisi amacı ile geliştirilecek tiplerin seçiminde ise kriter olarak bitki başına yem verimi, bitki boyu, kanopi çapı ve ham protein oranı özellikleri üzerinde durulması gerektiğini ifade edebiliriz.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
45

GÜRFİDAN, Buket, and Nimet KARA. "Effect on Yield and Alkaloid Content of Salicylic Acid Treatment in Different Growth Periods of Poppy." Akademik Ziraat Dergisi, September 15, 2023. http://dx.doi.org/10.29278/azd.1299568.

Full text
Abstract:
Amaç: Araştırma, haşhaşın farklı gelişme dönemlerinde salisilik asit uygulamasının, bitkisel özellikler, tohum verimi ve bazı alkaloitlerin içeriği üzerine etkisini araştırmak amacıyla yürütülmüştür.&#x0D; Materyal ve Yöntem: Çalışmada; TMO2 haşhaş çeşidi kullanılarak, geleneksel gübreleme üzerine rozet, sapa kalkma, rozet + sapa kalkma, tomurcuklanma, sapa kalkma + tomurcuklanma ve rozet+sapa kalkma+ tomurcuklanma dönemlerinde 100 ppm’lik salisilik asit uygulanmıştır.&#x0D; Araştırma Bulguları: Haşhaşın farklı gelişme dönemlerinde salisilik asit uygulamasının bitki boyu dışında incelenen özelliklere etkisi, istatistiksel olarak önemli (P
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
46

Aslan Öz, Merve Nur, and Murat Velioglu. "Balıkesir Yöresinden Toplanan Biberiye ve Fesleğen Bitkilerine Ait Uçucu Yağların Antioksidan ve Antimikotik Özelliklerinin Belirlenmesi." Tekirdağ Ziraat Fakültesi Dergisi, March 17, 2024. http://dx.doi.org/10.33462/jotaf.1378455.

Full text
Abstract:
Son yıllarda bitkisel kaynaklı antioksidan ve antimikrobiyal maddelere olan ilginin artmasıyla birlikte uçucu yağlar üzerinde yapılan bilimsel çalışmalar literatürde daha çok yer almaya başlamıştır. Bu çalışmada, Balıkesir yöresinden toplanan biberiye (Rosmarinus officinalis L) ve fesleğen (Ocimum basilicum L.) bitkilerine ait uçucu yağların antioksidan ve antimikotik özellikleri incelenmiştir. Bitkilerden hidrodistilasyon yöntemiyle elde edilen uçucu yağların antimikotik etkileri sırasıyla küf ve maya örnekleri olarak seçilen Aspergillus parasiticus (DSM 5771) ve Zygosaccharomyces rouxii (ATCC 28253) üzerinde in vitro olarak araştırılmıştır. Uçucu yağların antioksidan özelliklerini belirlemek amacıyla toplam fenolik madde analizi ve toplam antioksidan yakalama kapasitesi tayini yapılmıştır. Çalışma kapsamında elde edilen sonuçların endüstriyel olarak üretimi ve son tüketiciye satışı yapılan örneklerle kıyaslanması için uçucu yağların, ticari muadilleri de antimikotik ve antioksidan özellikler açısından incelenmiştir. Araştırma bulguları Balıkesir yöresinden toplanan biberiye ve fesleğen bitkilerinin değişen oranlarda antimikotik ve antioksidan özellikte olduğunu göstermiştir. Çalışma sonuçları, farklı lokasyonlardan toplanan bitkilerin antimikotik ve antioksidan özellikleri arasında istatistiki olarak önemli (P
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
47

KARGAR, Aylar, and Gül KIZILTAN. "Gebelik Döneminde Bitkisel Ürünler ve Tamamlayıcı/Alternatif Tıp (TAT) Kullanım." SDÜ SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ, August 31, 2022, 323–33. http://dx.doi.org/10.22312/sdusbed.1017158.

Full text
Abstract:
İdeal beslenme hamileliğin tüm evrelerinde çok önemlidir. Bununla birlikte, tüketilen tüm yaygın gıdalar, bitkisel ürünler, tamamlayıcı ve alternatif tıp (TAT) ve besleyici değeri olmayan maddelerin güvenilirliği tartışılabilir. Bitkiler her ne kadar doğal olsalar da, hamilelik sırasında tüm bitkilerin tüketimi güvenli olmayabilir. Zencefil ve nane gibi bitkiler, hamilelik döneminde en sık dört ile altıncı haftaları arasında görülen gebelik kusma ve bulantıları için güçlü, güvenli ve etkili tedavi olarak tanımlanırlar. Preeklampsi ve yüksek tansiyon önemli gebelik komplikasyonlar arasında yer alır. Hamile kadınlarda çay içmek preeklampsi riskini artırabilirken, sarımsak tüketimi ile yüksek tansiyon düşürülebilir. Hamilelik sürecinde kan şekeri seviyesi ve glikojen depolanması en az kan basıncı kadar önem taşımaktadır. Zerdeçal, kan şekeri seviyesini düzenleyip kontrol ederken kırmızı biber vücutta glikojenin depolanmasını artırır. Sitokrom P450 sistemi ile etkileşim, birçok gıda-ilaç etkileşimine yol açar. Bu sistemi etkileyen ve yaygın olarak kullanılan bitkilerden biri olan sarı kantaronun hamilelik döneminde dikkatli alınması gerekir. Hamilelik döneminde tüketiminde ihtiyatlı olunması gereken bir diğer bitki de papatyadır. Papatya yan etkileri sebebiyle pıhtılaşma bozukluğu olan bireyler tarafından dikkatli tüketilmelidir. Rezene emzirme döneminde güvenli bir bitki olarak tanımlansa da, hamilelikte bilinçli ve akıllıca kullanılmalıdır. Rezene östrojen benzeri özellikler içerdiğinden, hamilelik döneminde fetal gelişimi ve doğum ağırlığını etkileybilir. Bitkisel ürünler değişken ve belirsiz etkiler gösterebildiği için çeşni, tatlandırıcı veya içecekler olarak dikkatli tüketilmelidir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
48

ERKOVAN, Şule, Onur İLERİ, Halil İbrahim ERKOVAN, and Ali KOÇ. "Yabancı Ot Yoğunluğunun Silajlık Mısırın Büyümesine Etkileri: I. Bitkisel Özellikler." Türkiye Tarımsal Araştırmalar Dergisi, August 3, 2022. http://dx.doi.org/10.19159/tutad.1071737.

Full text
Abstract:
Yabancı otlarla mücadele verim kaybının azaltılmasında önemli uygulamaların başında gelmektedir. Çalışma, silajlık mısır tesislerinde yabancı ot yoğunluğunun büyüme hızı, bitki çapı, yaprak oranı, sap oranı, koçan oranı, hasıl verim ve kuru madde oranlarına etkilerini incelemek amacıyla iki yıl süreyle yürütülmüştür. Yabancı ot oranları metrekarede 0, 2, 4, 6, 8, 10, 12 ve 14 olacak şekilde ayarlanarak deneme Şansa Bağlı Tam Bloklar Deneme Desenine göre dizayn edilmiştir. Yıllar ve uygulamalar arasında incelenen özellikler yönünden istatistiki olarak önemli farklılıklar tespit edilmiştir. Yabancı otun bulunmadığı parsellerde silajlık mısırın büyüme hızı ve hasıl veriminin diğer uygulamalara göre yaklaşık olarak %40 daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Araştırma sonucunda silajlık mısır yetiştiriciliğinde hızlı büyüme ve yüksek verim için yabancı otlarla mücadelenin mümkün olan en erken dönemde yapılması gerektiği tespit edilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
49

YILDIRIM, Gözde Hafize, and Nuri YILMAZ. "Çeltik (Oryza sativa L.)’de Farklı Vermikompost Uygulamalarının Bazı Bitkisel Özellikler Üzerine Etkisi." Journal of the Institute of Science and Technology, September 25, 2023. http://dx.doi.org/10.21597/jist.1249192.

Full text
Abstract:
Bu araştırma, farklı solucan gübresi uygulamasının ve dozlarının, çeltik bitkisinde bazı bitkisel özelliklere etkisinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Çalışmada yapraktan ve topraktan olmak üzere iki farklı uygulama ve dört farklı doz; (0.5-1-2-3 litre sıvı gübre/100 litre su) üç farklı çeltik çeşidinde (Osmancık-97, Aslı ve Terme Baldo) uygulanmıştır. Çalışma serada ve 21.9 litrelik (35 cm çap 30 cm yükseklik) plastik saksılarda (30 tohum/saksı) kurulmuştur. Deneme tesadüf parsellerinde faktöriyel deneme desenine göre 3 tekrarlı olarak yürütülmüştür. Çalışma sonucunda bitki boyu 41.81-57.19 cm, sap sayısı 19.33-26.67 adet, bitki yaş ağırlığı 70.00-113.33 g., salkım sayısı 18.00-25.67 adet, salkım yaş ağırlığı 1.88-4.23 g., salkım kuru ağırlığı 0.10-0.31 g., salkım boyu 7.17-11.64 cm., sap yaş ağırlığı 6.63-28.33 g, sap kuru ağırlığı 6.17-13.88 g, yaprak sayısı 3.03-3.73 adet, yaprak yaş ağırlığı 11.93-25.00 g., yaprak kuru ağırlığı 11.70-19.38 g, gövde çapı 3.78-5.69 mm ve salkımda tane sayısı 33.93-52.33 adet olarak tespit edilmiştir. Elde ettiğimiz bulgulara göre, solucan gübresinin çeltik bitkisinde bazı bitkisel özelliklerin artmasına neden olduğu ancak yapraktan ya da topraktan yapılan uygulama şekillerinin ise etkili olmadığı görülmüştür.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
50

ÇOKKIZGIN, Alihan, Ümit GİRGEL, Zekeriya KARA, Mustafa ÇÖLKESEN, Kadir SALTALI, and Cengiz YÜRÜRDURMAZ. "Organik gübrelerin mısır bitkisinin verim bileşenleri ile tanenin protein ve nişasta içeriğine etkisi." Harran Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi, June 23, 2022, 133–42. http://dx.doi.org/10.29050/harranziraat.991284.

Full text
Abstract:
Organik gübrelerin sürdürülebilir tarımsal üretim için önemi yadsınamaz bir gerçektir. Bu çalışmanın amacı, farklı organik gübrelerin mısır bitkilerinin büyüme ve kalite özellikleri üzerine etkilerini belirlemektir. Çalışmada üç farklı organik gübre (sığır gübresi, vermikompost ve leonardit) ve bunların dozları (2.500, 5.000, 7.500 ve 10.000 kgha-1) kullanılmıştır. Ayrıca kontrol uygulamaları olarak konvansiyonel uygulama ve gübresiz uygulama yapılmıştır. Deneme tesadüf blokları deneme desenine göre üç tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Organik gübre uygulamalarının ikinci yıldaki etkisini belirlemek için 2018 yılında gübrelemeler tamamlanmış olup, 2019 yılında gübreleme yapılmamıştır. Araştırmada; bitki boyu, koçan çapı, koçanda tane ağırlığı, 1000 tane ağırlığı, tane verimi, protein oranı, yağ oranı ve karbonhidrat oranı özellikleri incelenmiştir. Bu özellikler sırasıyla 180.72-157.87 cm, 39.38-33.59 mm, 117.1-62.2 gr, 261.2-237.1 gr, 4416.8-1712.9 kgha-1, %7.8-5.9, %2.5-2.1 ve %74.7-73.8 arasında değişim göstermiştir. Elde edilen sonuçlara göre yağ oranı ve protein oranı açısından vermikompostun 2.500 kg ha-1 ve 5.000 kg ha-1 dozları en yüksek değerlere sahip olurken, karbonhidrat oranı için 10.000 kg ha-1 leonardit uygulaması en yüksek değere sahip olmuştur. Genel olarak bitkisel özellikler açısından en yüksek değerler ise konvansiyonel gübreleme uygulamasından elde edilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
We offer discounts on all premium plans for authors whose works are included in thematic literature selections. Contact us to get a unique promo code!

To the bibliography