Academic literature on the topic 'Borçlar'

Create a spot-on reference in APA, MLA, Chicago, Harvard, and other styles

Select a source type:

Consult the lists of relevant articles, books, theses, conference reports, and other scholarly sources on the topic 'Borçlar.'

Next to every source in the list of references, there is an 'Add to bibliography' button. Press on it, and we will generate automatically the bibliographic reference to the chosen work in the citation style you need: APA, MLA, Harvard, Chicago, Vancouver, etc.

You can also download the full text of the academic publication as pdf and read online its abstract whenever available in the metadata.

Journal articles on the topic "Borçlar"

1

AKBAŞ AKDOĞAN, Dilek. "Cumhuriyetin Kuruluşundan Bugüne Türkiye’de Dış Borçlanma." Gaziantep University Journal of Social Sciences 22, Cumhuriyet'in 100. Yılı (2023): 294–322. http://dx.doi.org/10.21547/jss.1361558.

Full text
Abstract:
Günümüzde devlet borçları, ulaştığı boyut sebebiyle kamu maliyesi disiplinin önemli ve sıklıkla tartışılan konularından birisini oluşturmaktadır. Borçlanma hem gelişmiş hem de az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin başvurduğu önemli bir finansman kaynağıdır. Devlet borçlarının temel nedenlerinin başında kamu harcamalarının finanse edilmesi gelmektedir. Borçlanmanın temel amacı, mali (fiskal) olsa da geçmişten günümüze ülkelerin çeşitli amaçlarla borçlanmaya başvurdukları görülmektedir. Bu bağlamda borçlanmanın, ülkeyi hem krize sürükleme hem de içinde bulunduğu krizden çıkarma potansiyeline sahip olduğu ifade edilebilir. Literatürde devlet borçları çeşitli şekillerde sınıflandırılmaktadır. Kaynakları bakımından yapılan sınıflandırmaya göre borçlar, iç ve dış borçlar olarak ikiye ayrılmaktadır. Dış borç, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin en önemli problemlerinden birini oluşturmaktadır. Çalışmada ilk olarak devlet borçları kavramı açıklanmış ve devlet borçlarına ilişkin teorik yaklaşımlar ele alınmıştır. Daha sonra dış borç kavramı incelenmiş, sebepleri ve çeşitleriyle birlikte irdelenmiştir. Sonraki bölümde Cumhuriyet’in kuruluşundan günümüze Türkiye’de dış borçların nasıl bir seyir izlediği analiz edilmiştir. Türkiye’de dış borçlar tarihsel bir süreç içinde beş farklı döneme ayrılarak ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmiştir. Çalışmada Türkiye’nin dış borçları hem miktarı hem de kompozisyonu dönemlerin değişen koşullarına bağlı olarak incelenmiştir. 1990’lı yıllardan itibaren Türkiye’de kamu borçlarının finansmanında iç borçlara daha fazla başvurulmaya başlandığı ve 1990’lı yıların sonu itibariyle toplam dış borç stoku içinde özel sektör tarafından gerçekleşen borçlanmaların artmakta olduğu görülmektedir. Bu bağlamda zamanla Türkiye’nin borç yapısında bir dönüşüm yaşandığı söylenebilir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
2

Tekeli, Necati Alperen, Emirhan Erdinç, and Gürkan Işık. "Futbol Kulüplerinin Borçlarının Teverruk Yöntemi ile Yapılandırılmasının Finansal Açıdan İncelenmesi." International Journal of Advanced Natural Sciences and Engineering Researches 7, no. 6 (2023): 325–34. http://dx.doi.org/10.59287/ijanser.1170.

Full text
Abstract:
Türkiye’de futbol kulüplerinin borçları her geçen gün artmaktadır. 2023 yılı ilk çeyreği itibariyle 4 büyük kulübün toplam borçları tüm varlıklarının 3 katını aşmış durumdadır. Bu borçların 4’te 3’ü kısa vadeli borçlar olmasına karşın, gelirleri borçlarının yalnızca %40’ı kadardır. Finansal veriler göstermektedir ki, kulüpler borçlarını ödemekte zorlanmaktadır. Bu sebeple borçlarının yeniden yapılandırılması ihtiyacının ortaya çıkması kaçınılmazdır. Ancak, yeniden yapılandırma hem kulüplerin toplam borçlarını arttırmakta hem de kamuya kısa vadeli külfet getirmektedir. Kulüplerin nakit dengesizliği yaşamasının en büyük sebeplerinden biri finansal koşullardaki olumsuz gelişmeler olarak değerlendirilebilir. Mevcut yeniden yapılandırma yaklaşımı, geleceğe dönük beklentiler üzerinden yapılan bağlayıcı sözleşmeler ile yürütüldüğü için piyasa koşullarını doğrudan dikkate alamamaktadır. Bu çalışmada, piyasa odaklı bir yeniden yapılandırma yaklaşımı olan Teverruk yöntemi ele alınmış ve 4 büyük kulübün borçlarının Teverruk ile yapılandırılması durumu finansal olarak analiz edilmiştir. Elde edilen sonuçlar mevcut yeniden yapılandırma yaklaşımı ile karşılaştırılmış, her iki yaklaşımın da avantaj ve dezavantajları tartışılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
3

ÖZBUCAK ALBAR, Banu. "İŞLETMELERDE İŞÇİ VE İŞVEREN İLİŞKİLERİNDEN KAYNAKLANAN GÜNCEL SORUNLAR." Business & Management Studies: An International Journal 6, no. 3 (2018): 634–49. http://dx.doi.org/10.15295/bmij.v6i3.392.

Full text
Abstract:
İşletmelerde hukuki açıdan iş sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte işçi ve işveren tarafları arasında sözleşmeden doğan karşılıklı borçlar oluşmaktadır. Çalışma hayatında iş sözleşmesinden doğan bu borçların yerine getirilmesinde yaşanan aksaklıkların yanı sıra günümüzde işletmeler arası artan rekabet, değişen teknoloji ve çalışma şekilleri neticesinde işçi ve işveren ilişkilerinde güncel sorunlar baş göstermektedir. İşin kendisinden ya da örgütten kaynaklanan geleneksel iş stresi kaynaklarından farklı olarak, günümüzde özellikle işverenin iş hayatında eşitlik ilkesinden ve borcundan uzaklaşmasından kaynaklı psikolojik taciz (mobbing), cam tavan ve tükenmişlik sendromları yaşanmaktadır. Ayrıca işçinin sadakat borcunun hukuki çerçevede karşılığı olan, işverenin işçiyi koruma ve gözetme borcunda yaşanan eksiklikler çalışanların iş güvencesizliği ve işgücünün değiştirilen yönü (duygusal emek ve estetik emek) olmak üzere farklı güncel stres kaynakları yaşamalarına da neden olmaktadır. Bu çalışma ile iş sözleşmesinden kaynaklanan tarafların borçları hukuki çerçevesiyle incelenmeye çalışılarak, çalışan açısından yaşanan güncel sorunlar nedenleriyle değerlendirilip farkındalık oluşturmak amaçlanmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
4

YILMAZ TEKİN, İmge Hazal. "The Employer's Refusal to Accept the Work According to Turkish Code of Obligations." Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 24, no. 2 (2023): 466–76. http://dx.doi.org/10.17494/ogusbd.1289525.

Full text
Abstract:
Hizmet sözleşmesinde tarafların temel borçları olan işgörme ve ücret, birbiri ile ilişkili olup, bir değişim içerisindedir. Zira işçi kural olarak işgörmesinin karşılığında ücrete hak kazanır. Bununla birlikte istisnai bazı durumlarda işçinin işgörme edimini yerine getirmemesine rağmen ücretini elde etme imkanı bulunmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 408’de düzenlenen işverenin temerrüdü hali bu istisnai durumlardan biridir. Zira işveren, işçinin edimini kabulde temerrüde düşerken, işçi daha sonra işgörme ediminin telafisi gerekmeksizin ücretine kavuşabilmektedir. Çalışmamızda TBK m. 408’de düzenlenen işverenin temerrüdü incelenmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
5

CANARSLAN, Gökçe. "TÜRK BORÇLAR HUKUKU’NDAKİ GELİŞİMİYLE ALT KİRA." Adalet Dergisi, no. 71 (October 26, 2023): 225–53. http://dx.doi.org/10.57083/adaletdergisi.1391375.

Full text
Abstract:
Türk Borçlar Hukuku’nda kira sözleşmeleri, 22.04.1926'da kabul edilen 818 sayılı Borçlar Kanunu’ndan (eBK) günümüze oldukça büyük değişiklikler geçirmiştir. Bu kanunda yer alan adi kira ve ürün kirası ayrımlarının yanında, yeni bir kategori olarak 18.05.1955’de kabul edilen 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun (GKHK) ile II. Dünya Savaşı sonrası ekonomik ve sosyal durumlar dikkate alınarak, kiraya veren ve kiracı arasında özellikle barınma ve işyeri ihtiyacına yönelik sorunlar düzenlenmeye çalışılmıştır. Yürürlükteki 11.01.2011'de kabul edilen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda (TBK) ise kira sözleşmeleri, genel hükümler, konut ve çatılı işyerleri ile ürün kirası ayrımlarında incelenmektedir.
 Alt kira olarak adlandırılan ve kiracının, çeşitli sebeplerle kiralananı tamamen veya kısmen bir başka kişiye kiralamasının mümkün olup olmayacağı, mümkünse şartlarına ve sonuçlarına yönelik düzenlemeler, bu kanunların tamamında yer almaktadır. Türk Borçlar Hukuku’nda alt kira sözleşmesi yapmak için kural olarak kiraya verenin rızasının aranmamakla birlikte özellikle konut ve işyerlerinde kiracının mutlaka kiraya verenden yazılı şekilde rıza alması beklenmektedir. Bu çalışmada, alt kiraya ilişkin hükümlerin zaman içinde Türk Borçlar Hukuku’ndaki gösterdiği değişiklikler incelenerek, genel ve konuyla ilgili özel kanunlar karşılaştırmalı olarak değerlendirilecektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
6

Tat, Orkun. "TÜRK BORÇLAR KANUNU M. 344/III İLE M. 138 ARASINDAKİ İLİŞKİ ÇERÇEVESİNDE KONUT KİRA SÖZLEŞMESİNDE KİRA BEDELİNİN UYARLANMASI." Adalet Dergisi, no. 73 (September 20, 2024): 823–53. http://dx.doi.org/10.57083/adaletdergisi.1573672.

Full text
Abstract:
Konut kira sözleşmelerinin uyarlanması günümüzde yaşanan ekonomik sorunlardan dolayı sıklıkla gündeme gelmektedir. 11.06.2022 tarihi ile 01.07.2024 tarihleri arasında konut kira bedeline ilişkin uygulanan %25’lik artış sınırı, özellikle kiraya verenler tarafından kira bedelinin artırılmasına yönelik girişimleri hızlandırmıştır. Kira bedelinin artırımı konusunda Türk Borçlar Kanunu m. 344/III hükmü ile Türk Borçlar Kanunu m. 138 hükmü önem arz etmektedir. Türk Borçlar Kanunu m. 344/III hükmü, beş yıllık süre şartının sağlanmasının ardından, kira bedelinin tüketici fiyat endeksindeki on iki aylık değişim oranı, kiralanın durumu ve emsal kira bedeli dikkate alınarak hâkim tarafından tespit edilebilmesini sağlamaktadır. Bu düzenleme beş yıllık bir süreden sonra, kiralananın kira bedelinin emsallerinin çok altında kalmasını engellemekte ve edimler arasındaki dengeyi sağlamaktadır. Türk Borçlar Kanunu m. 138 hükmü ise bir süre şartı aramamakta, sözleşmenin kurulmasından sonra meydana gelen olağanüstü olaylar nedeniyle yaşanan aşırı ifa güçlüğünün giderilmesi, bozulan edim dengesinin tekrar sağlanması, eğer bu mümkün değilse borçluya sözleşmenin sona erdirilmesi imkânını tanımaktadır. Türk Borçlar Kanunu m. 138 çerçevesinde farklı şekillerde uyarlama söz konusu olabilmekte ise de en çok rastlanan uyarlama türü kararlaştırılan bedelin artırımıdır. Bu nedenle her iki hüküm de kira bedelinin artırılmasına yönelik bir sonucun doğmasına imkân vermektedir. Aynı amaca hizmet eden bu iki hükmün birlikte değerlendirilmesi ve aradaki sınırın belirlenmesi, somut uyuşmazlığa uygulanması gereken hükümlerin tespit edilmesi noktasında önem arz etmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
7

Bozdağ Ataoğlu, Sinem. "TÜRK BORÇLAR HUKUKU SİSTEMİNDE ESER SÖZLEŞMESİNE KONU ESER KAVRAMI." Adalet Dergisi, no. 74 (April 17, 2025): 841–71. https://doi.org/10.57083/adaletdergisi.1676947.

Full text
Abstract:
Eser sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu m. 470 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Eser sözleşmesine göre yüklenici, maddi veya maddi olmayan bir iş görmenin sonucunu meydana getirmeyi borçlanmaktadır. İş sahibi ile yüklenici arasında yapılan eser sözleşmesi ile yüklenici, bir sonuç (eser) meydana getirmeyi taahhüt etmektedir. Bu çalışmada Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenen eser sözleşmesinin konusunu oluşturan eser kavramı inceleme konusu yapılmıştır. Bu kapsamda eser sözleşmesine konu olacak eser kavramı, eseri oluşturan unsurlar ve eser kavramını açıklayan görüşler, doktrindeki tartışmalı hususlar Yargıtay kararlarına da değinilerek incelenmiştir. Borçlar hukuku sisteminde eser sözleşmesine konu eser kavramı ile fikri haklar kapsamında değerlendirilen eser kavramının farkları ile yapay zekanın kendisinin ve ürettiklerinin eser niteliği konusu da bu çalışmada incelenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
8

OMAĞ, Aclan, and Altan MASUN. "Aile İşletmelerinin Sermaye Yapısı Üzerine Bir İnceleme." Maliye Finans Yazıları, no. 118 (October 21, 2022): 221–38. http://dx.doi.org/10.33203/mfy.1148560.

Full text
Abstract:
Sermaye yapısı finansal kararların bir unsuru olup, farklı faktörlere bağlı olarak şekillenir. İşletmelerin mali tablolarından bilançonun pasif kısmı sermaye yapısının nasıl oluştuğunu anlamamıza yardımcı olur. Aile işletmeleri de kendilerine özgü yapılarıyla farklı kaynakların bir arada kullanıldığı işletmelerdir. Kuruluşta ve ilk dönemlerde daha fazla özsermayeden yararlanan aile işletmelerinde zamanla büyüme olduğunda farklı finansman tercihleri söz konusu olabilmektedir. Bu çalışmada da, büyük bir aile işletmesi olan Arzum A.Ş.’nin sermaye yapısını belirlemek amacıyla 2017-2020 dönemi bilançoları dikey analiz yöntemiyle incelenmiştir. Elde edilen sonuçlar, şirketin incelenen dönemde sermaye yapısında kısa vadeli borçların ağırlıkta olduğunu göstermiştir. Şirketin yararlandığı diğer kaynaklar sırasıyla özsermaye ile uzun vadeli borçlar olmuştur.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
9

YEŞİLLER, Fatma Begüm. "ROMA HUKUKUNDAN GÜNÜMÜZE AHLAKİ YÜKÜMLÜLÜKLERİN “EKSİK BORÇ” OLARAK NİTELENDİRİLMESİNE İLİŞKİN BİR İNCELEME." Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 72, no. 4 (2024): 1842–67. http://dx.doi.org/10.33629/auhfd.1318137.

Full text
Abstract:
Ahlaki yükümlülüklerin yerine getirilmesi durumunda geri istenemeyeceğini ve yine bu yükümlülüklerin ifa edilmesi hâlinde yapılan ifanın bağışlama da teşkil etmeyeceğini ifade eden Türk Borçlar Kanunu m. 78/II ve m. 285/III (İsviçre Borçlar Kanunu Art. 63 Abs. 2 OR, Art. 239 Abs. 3 OR) hükümleri, öğretideki bir görüşe göre ahlaki yükümlülüklerin sonuçlarının benzerlik göstermesi dolayısıyla eksik borç olarak nitelendirilmesine neden olmuştur. Ahlaki yükümlülüklerin eksik borç teşkil ettiği görüşünün temel nedenlerini geçmişte özellikle de Roma hukukunda aramak gerekmektedir. Zira Iustinianus Hukuku’nda taraflar arasında hukuki bir borç doğmaksızın sadece ahlaki anlamda borç meydana getiren yükümlülüklerin de eksik borçlar kapsamında değerlendirilmesi söz konusu olmuştur. Ancak ahlaki yükümlülüklerin eksik borç teşkil edip etmediği meselesi Roma’da Iustinianus Hukuku’ndan bu yana her dönemde tartışma konusu olmaya devam etmiştir. Bu çalışmada Roma hukukundan günümüze ahlaki yükümlülüklerin eksik borç teşkil edip etmediği hususu karşıt görüşler ve bu görüşlerin gerekçeleri de dikkate alınmak suretiyle değerlendirilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
10

Vehbi Umut, ERKAN. "6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na göre vekâlet sözleşmesinde vekâlet verenin ücret ödeme borcu dışındaki diğer borçları." Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 62, no. 2 (2013): 441–72. http://dx.doi.org/10.1501/hukfak_0000001713.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
More sources

Books on the topic "Borçlar"

1

Dağdelen, Ahmet Hakan. 818 ve 6098 sayılı borçlar kanunlarında borçlular arasında teselsül. XII Levha, 2011.

Find full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
2

Dinç, Mutlu. Yeni Borçlar kanununda neler değişti? Seçkin, 2011.

Find full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
3

Aral, Fahrettin. Türk borçlar hukukunda kötü ifa. Yetkin Yayınları, 2011.

Find full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
4

Demir, Mehmet. Türk Borçlar Kanunu'nun getirdiği yenilikler. Adalet Yaynevi, 2012.

Find full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
5

Yasaman, Hamdi. İsviçre Borçlar Kanunu'nun iktibasının 80. yılında İsviçre borçlar hukuku'nun Türk ticaret hukuku'na etkileri. Vedat Kitapçılık, 2009.

Find full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
6

Dural, H. Ali. Isviçre borçlar kanunu'nun iktibasının 80. yılında isviçre borçlar hukuku'nun türk ticaret hukuku'na etkileri. Vedat kitapçılık, 2010.

Find full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
7

Halil, Akkanat, and İnceoğlu Murat, eds. Türk Borçlar Kanunu Sempozyumu: Makaleler, tebliğler. XII Levha, 2012.

Find full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
8

Yılmaz, Faruk. Osmanlı'dan Cumhuriyete dış borçlar: Düyûn-u umumiye. Berikan, 2003.

Find full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
9

Yelmen, Adem. Türk borçlar kanunu'na göre genel işlem şartları. Yetkin, 2014.

Find full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
10

Topuz, Murat. İsviçre ve Türk borçlar hukuku ile karşılaştırmalı olarak Roma borçlar hukukunda maddî zarar ve bu zararın belirlenmesi. XII Levha, 2011.

Find full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
More sources

Book chapters on the topic "Borçlar"

1

Gezer, Tuba. "Kuruluşundan Bugüne Türkiye Cumhuriyeti’nin Dış Borçlanma Serüveni." In Türkiye’de Kamu Maliyesinde Seçme Konular. Özgür Yayınları, 2024. https://doi.org/10.58830/ozgur.pub532.c2195.

Full text
Abstract:
Borçlanma, ülkelerin kendi kaynaklarının yeterli olmadığı durumlarda bir zorunluluk unsuru olmakla birlikte bazen de bir ekonomi politikası aracı olarak kullanılmaktadır. Ülkelerin borçlanırken dikkat etmesi gereken temel konu borçlanmanın Gayri Safi Milli Hasıla'ya oranıdır. Bu oran belli bir seviyeyi aştığında ülke ekonomisi borç yönetiminde sorunlar yaşar. Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler kalkınma için borçlanmaya başvurmaktadır. Ancak gelişmekte olan ülkeler iç kaynaklarının yetersizliği nedeniyle daha fazla dış borçlanmaya ihtiyaç duymaktadır. Dış borçlar ülkeleri ekonomik ve sosyal olarak etkilemektedir. Çalışmanın amacı, kuruluşundan bu yana Türkiye Cumhuriyeti’nin dış borç politikasını ve sonuçlarını analiz etmektir. Bu doğrultuda çalışmada öncelikle devlet borçlanmasının teorik yönleri incelenmiş, ardından dış borç kavramı, türleri ve nedenlerine değinilmiştir. Son olarak, Türkiye'de dış borçların gelişimi Cumhuriyet dönemi (1923-1946), Planlı Kalkınma öncesi dönem (1946-1960), Planlı Kalkınma dönemi (1960-1980), 1980-2000 ve 2000'den günümüze ayrı ayrı analiz edilmiştir. Sonuç olarak, Türkiye özellikle kuruluş yıllarında dış borçlanmaya fazla başvurmamıştır. 1950 sonrası dönem ise dış borçlanmaya en çok başvurulan dönem olmuştur. Petrol Krizi ve Kıbrıs Barış Harekâtı gibi ekonomik ve siyasi durumlar dış borç stokunu artırmıştır. 1980 sonrasında sermaye hareketlerinin serbestleşmesiyle birlikte ülkedeki dış borç miktarı daha da artmıştır. Dış borçlardaki artış ülkenin 1994 yılında krize girmesine neden olmuştur. 2001 krizinden sonra güçlü ekonomiye geçiş programı ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ile borç yönetiminde kontrol sağlanmıştır. Türkiye'de borçlar sürdürülebilir hale gelmiştir. Ancak 2008 Küresel Ekonomik krizi sonrasında küresel piyasalarda yaşanan olumsuz gelişmeler, Türkiye'nin yeni borç almak yerine eski borçlarını ödemesine neden olmuştur. Son yıllarda yaşanan kur atakları ve Covid-19 krizi sonrasında özel sektörün borç miktarı azalmış, kamunun payı artmıştır. Bu çalışmada ele alınan çeşitli gösterge rasyolarına göre Türkiye'nin dış borç göstergeleri hala olumlu sinyaller vermemektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
2

Gözen, Serhat, and Ersin Nail Sağdıç. "Türkiye’de Kamu Dış Borçları ve Kamu Harcamaları Arasındaki İlişkinin Analizi." In Türkiye’de Kamu Maliyesinde Seçme Konular. Özgür Yayınları, 2024. https://doi.org/10.58830/ozgur.pub532.c2194.

Full text
Abstract:
Kamu dış borçları ödendiği dönemler dikkate alındığında milli geliri azaltan ve vergi gelirlerini artıran bir etkiye sahiptir. Bunun yanında faiz ödemeleri ile kamu harcamalarını artırıcı bir etkiye sahiptir. Fakat kamu dış borçları genel itibariyle uzun vadeli uygulandığı düşünüldüğünde söz konusu borçların gelecek nesillere aktarılan bir yük olarak nitelendirilebileceği açıkça söylenebilir. Diğer bir ifadeyle kamu borçları gelecek nesillere aktarılan ek bir vergi yükü veya kamu harcaması olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bakış açısından hareketle bu çalışmanın odak noktası kamu dış borçları ve kamu harcamaları arasındaki ilişkiyi incelemektir. Buradan hareketle bu çalışmada 1990-2023 dönemi için kamu harcamalarının kamu dış borçlarına etkisi Türkiye özelinde ARDL analizi ile araştırılmıştır. Çalışmada elde edilen ARDL eşbütünleşme test sonuçları, Türkiye’de uzun dönemde kamu harcamaları ve kamu dış borçları arasında pozitif yönde bir ilişki olduğunu göstermektedir. Başka bir deyişle, kamu harcamalarında meydana gelen %1'lik bir değişim uzun vadede kamu dış borcunda %0,23'lük pozitif bir değişime neden olmaktadır. Ayrıca nedensellik testi sonuçları, kamu harcamaları ile kamu dış borcu arasında çift yönlü bir nedensellik ilişkisinin varlığını ortaya koymuştur.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
3

Yıldız, Gültekin. "Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Türkiye’de Yerli Üretim ve Millî Teknoloji Geliştirme Hamleleri (1860-1960)." In Millî Teknoloji Hamlesi: Toplumsal Yansımaları ve Türkiye’nin Geleceği. Türkiye Bilimler Akademisi Yayınları, 2022. http://dx.doi.org/10.53478/tuba.978-625-8352-16-0.ch03.

Full text
Abstract:
Bu çalışmada, siyasi, iktisadi ve askerî şartların bir hayli engelleyici olduğu bir tarih aralığı olan 1860-1960 yılları arasında Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş sürecindeki yerli üretim ve teknoloji geliştirme çabaları konu edilmiştir. Sanayi Devrimi sonrası neredeyse tüm çarkları değişmeye başlayan bir sistemle beraber Osmanlı Devleti hızlı bir reaksiyon göstererek dönemin tüm olumsuz şartlarına rağmen yerli üretim ve altyapı alanında önemli adımlar atmaya çalışmıştı. Bu adımlar, sermayenin olmadığı, kapitülasyon yüklerinin artarak Düyun-ı Umumiye’ye devrolunan borçlar altında ve savaşsız bir yılın geçmediği Birinci Dünya Savaşı’na giden süreçte atıldı. Askerî ve idarî gerekliliklerle başlayan bu hayati hamleler, 1912-1922 yılları arasında kesintiye uğrayıp tahrip olsa da Cumhuriyet’in ilk yıllarıyla beraber tekrar ayağa kaldırılarak başlatılan sanayii hamlesiyle çok daha ileriye götürüldü. Osmanlı dönemindekine benzer engeller, 1929 Buhranı, İkinci Dünya Savaşı sürecinde yaşanan türlü imkânsızlıklara rağmen Türkiye’nin yerli üretim ve teknoloji geliştirme iddiasında azalma görülmez.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
4

Şenel, İlhan Kerem. "Sağlık İşletmelerinde Finansal Yönetim: Eğitim ve Araştırma Hastaneleri ile Üniversite Hastanelerinin Finansal Performanslarının Karşılaştırılması - R İle Çok Değişkenli Kruskal-Wallis Testi." In Sağlık Yönetiminde Kantitatif Teknikler ve Makine Öğrenmesi, edited by Faruk Yılmaz. İstanbul Üniversitesi–Cerrahpaşa Yayınevi, 2024. http://dx.doi.org/10.5152/5607.

Full text
Abstract:
Sağlık kurumlarının finansal olarak etkin yönetilmesi sağlık sistemlerinin sürdürülebilirliği için oldukça önemlidir. Sağlık sistemi içerisinde niteliğine göre daha karmaşık vakalara hizmet veren eğitim ve araştırma statüsündeki hastaneler kaynakların etkin kullanımının sağlanması ve sağlık sistemi çıktılarının iyileştirilmesinde anahtar rol oynamaktadır. Türkiye sağlık sisteminin mevcut yapısı içerisinde eğitim ve araştırma statüsü bulunan Sağlık Bakanlığına bağlı Eğitim ve Araştırma Hastaneleri (EAH) ve Kamu Üniversite Hastaneleri (ÜH) farklı yönetim bileşenleri ile benzer nitelikteki hizmetleri veren iki önemli yapı olarak değerlendirilmektedir. Kitabın bu bölümünde benzer nitelikteki hizmetleri iki farklı yapıda veren EAH ve ÜH’lerinin finansal performanslarının karşılaştırılması problemi ele alınmıştır. Finansal performansı değerlendirmek için uzman görüşleri çerçevesinde oran analizinde dört ana başlık altında belirlenen sekiz farklı oran kullanılmıştır. 47 EAH ve 40 ÜH’nin yer aldığı veri seti üzerinden finansal performansların kurum türüne göre farklılaşması alt hipotezleri tekli ve çoklu Kruskal-Wallis testleri ile sınanmıştır. R Studio ile yapılan analiz sonuçlarına göre finansal performansların kurum türüne göre farklılaştığı ortaya çıkarılmıştır. Yapılan alt hipotez sınamaları sonucunda ise bu farklılığın faaliyet oranlarından (stok devir süresi, alacak tahsil süresi, aktif devir hızı ve ticari borçları ödeme süresi) ve kârlılık oranlarından ise yalnızca aktif kârlılığından kaynaklandığı saptanmıştır. EAH’lerin stok devir süresi, alacak tahsil süresi, aktif devir hızı ve ticari borçları ödeme süresi ve aktif kârlılığı açısından nispeten daha iyi durumda olduğu sonucuna ulaşılmıştır
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
5

Çelik, Ali. "Doğrusal Olmayan ve Fourier Temelli Birim Kök Testleriyle Dış Borçların Sürdürülebilirliği: MINT Ülkelerinden Ampirik Kanıtlar." In Sosyal Bilimler Üzerine Araştırmalar- I. Özgür Yayınları, 2023. http://dx.doi.org/10.58830/ozgur.pub96.c452.

Full text
Abstract:
Çalışmanın amacı Meksika, Endonezya, Nijerya ve Türkiye (MINT) ülkelerinin dış borçlarınınsürdürülebilir olup olmadığını araştırmaktır. Bu amaç doğrultusunda dış borçları temsil eden dört farklı rasyo için 1970-2021 yılları arasındaki veriler ADF(1979), RALS-ADF (2014), Kruse (2011), Fourier ADF (2012), Fourier KSS (2012), Esnek Fourier (2012), Omay (2015) ve Güriş (2019) birim kök testleri tarafından sınanmaktadır. Analiz sonuçlarına göre, toplam dış borç ve kısa dönem dış borç stokları bütün ülkelerde sürdürülebilir olmadığı tespit edilmektedir. Öte yandan, Türkiye ve Nijerya’nın uzun dönem dış borç stokları ve dış borç stokunun toplam rezervler içindeki payının sürdürülebilir olduğu görülmektedir. Özellikle Fourier KSS (2012) birim kök testi sonuçları ise tüm ülkeler için dış borç stokunun toplam rezervler içindeki payının sürdürülebilir olduğunu göstermektedir. Güriş (2019) birim kök testi de aynı seri için Endonezya dışında benzer bir sonuç üretmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
6

Tabur, Yeter. "Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC Hukukunda Avukatın Sır Saklama Yükümlülüğü." In Sosyal Bilimler Alanında Akademik Araştırma ve Değerlendirmeler. Özgür Yayınları, 2024. http://dx.doi.org/10.58830/ozgur.pub427.c1896.

Full text
Abstract:
Avukatın sır saklama yükümlülüğü, hem avukat-müvekkil ilişkisinin devam eden sürecinde hem de sonrasında avukatın müvekkillerine borçlu olduğu etik bir görevdir. Bu durum, avukat-müvekkil ayrıcalığından farklı olarak, gizlilik yükümlülüğünün yalnızca müvekkil bilgilerine yönelik yasal talepler (örneğin mahkeme tarafından) karşısında değil, her zaman geçerli olduğu anlamına gelmektedir. Bu göreve göre avukatlar, müvekkilin temsiline ilişkin bilgileri olumlu yönde açıklamamalıdır. Bu temsil, müvekkilin avukatla gizlilik içinde paylaştığı bilgileri ifade etmekte olup, bu bilgiler avukat-müvekkil ilişkisi nedeniyle ayrıcalıklıdır. Bu çalışmada avukatın sır saklama yükümlüğü Türkiye Cumhuriyeti hukuk sistemi ile Kuzey Kıbrıs Hukuk sistemi karşılaştırılarak irdelenecektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
7

Özcan, Süleyman Emre, and Özer Özçelik. "Cumhuriyetten Günümüze Türkiye İç Borçlarının Seyri." In Türkiye Ekonomisinin 100 Yıllık Panoraması I. Özgür Yayınları, 2024. https://doi.org/10.58830/ozgur.pub594.c2488.

Full text
Abstract:
Gelişmiş ve gelişmekte olan her ekonomi yeni kaynaklara ihtiyaç duymaktadır. Ekonominin başındaki hükümetler de kaynak ihtiyaçlarını ulaşılması çok daha kolay olan borçlanmayla karşılamayı tercih etmektedirler. Ancak; dikkatli bir şekilde kullanılmayan ve yönetilemeyen borçlanmalar bir bağımlılığa dönüşmekte ve içinden çıkılamaz bir kısır döngü ortaya çıkarmaktadır. Nitekim, Osmanlı İmparatorluğu’nun sonunu getiren ekonomik sorunların başında da borçlanma gelmektedir. Osmanlı’nın kötü tecrübesinden ders almış olsa da Türkiye, Atatürk sonrasındaki dönemlerde borçlanmanın cazibesine kapılmış ve bunun acılarını çekmiştir. Borçların yarattığı krizler sonrasında önlemler alınmış, kemer sıkma politikaları uygulanmış, ancak yapılan bu düzenlemeler bir sonraki borç krizini engelleyememiştir. İçinde bulunduğumuz 2020’li yıllarda da durum pek de farklı değildir. Bu çalışmada Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu günden bugüne iç borçlanması ve borç stokunun seyri, alt dönemler itibariyle incelenmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
8

Kahraman, İbrahim Korkmaz. "Ana Metal Sanayi Sektörü Finansal Analizi." In Borsa İstanbul'da Finansal Analiz Uygulamaları: Sektörler Bazında İncelemeler II. Özgür Yayınları, 2023. http://dx.doi.org/10.58830/ozgur.pub255.c1149.

Full text
Abstract:
Bu bölümde, ana metal sanayi sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin 2018 ile 2022 yılları arasındaki finansal analizine odaklanılmaktadır. Analizler, işletmelerin finansal durumu ve etkinliğini değerlendirmek için çeşitli finansal oranları kullanmaktadır. Bu finansal oranlar, sektördeki işletmelerin likidite oranları, mali yapı oranları, faaliyet oranları, kârlılık oranları, büyüme oranları ve borsa performans oranları gibi ana başlıklar altında gerçekleştirilmiştir. İlk olarak, işletmelerin likidite oranları incelenmiş ve sonuçlar, sektörün genel anlamda likidite konusunda sağlam bir temele sahip olduğunu göstermektedir. İşletmeler, kısa vadeli borçlarını ödeme yeteneklerini korumaktadır. Ancak, mali yapı oranlarına bakıldığında, işletmelerin borçlanma düzeylerinin yüksek olduğunu ve özellikle kısa vadeli borçların fazla olduğu görülmektedir. Kârlılık oranlarına baktığımızda, sektörün genel kârlılık düzeyinin dalgalı olduğu görülmektedir. Kârlılık oranlarının genellikle düşük olduğu, ancak son yıllarda artış eğilimi gösterdiği görülmektedir. Alacak devir hızı, işletmelerin alacaklarını hızlı bir şekilde tahsil ettiklerini göstermektedir. Ancak, stok sürelerinin kısmen yüksek olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca, büyüme oranları ve borsa performans oranları, sektörün gelecekteki büyüme potansiyelini ve yatırımcıların ilgisini çektiğini göstermektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
9

Sahabi, Ahmet Melik, and Yunus Emre Karaca. "Sermaye Yoğunluğunun Pay Getirileri Üzerindeki Uzun Dönem Etkisi: Türkiye’de İmalat-Sanayi Sektöründe Bir Araştırma." In Para ve Sermaye Piyasalarında Teorik ve Ampirik Çalışmalar. Özgür Yayınları, 2023. http://dx.doi.org/10.58830/ozgur.pub41.c54.

Full text
Abstract:
Sermaye yoğunluğu, üretim süreçlerinin sermayeye bağımlılığı ile ilgili bir kavramdır. Yüksek sermaye yoğunluğu firma riskini artırabilmekte dolayısı ile getirileri etkileyebilmektedir. Bu çalışmada sabit varlıkların çalışan sayısına oranı ile hesaplanan sermaye yoğunluğunun pay getirileri üzerindeki uzun dönem etkisi incelenmiştir. Çalışmada getiriler, toplam getiri endeksi ile temsil edilmiştir. Ayrıca modelde ek olarak finansal kaldıraç oranını temsilen toplam borçların öz kaynaklara oranı, firma büyüklüğünü temsilen toplam aktifler, açıklayıcı değişkenler olarak kullanılmıştır. Borsa İstanbul’da işlem gören 14 İmalat-Sanayi firması bu amaçla 2000-2021 yılları arasında incelenmiştir. Yapılan ikinci kuşak eş-bütünleşme testi sonrasında uzun dönem ilişki tespit edilmiş ve uzun dönem katsayılar AMG ve PMG tahmincileri yardımı ile tahmin edilmiştir. Tahmin sonuçları uzun dönemde sermaye yoğunluğunun pay getirilerini anlamlı ve negatif yönde etkilediğini göstermektedir. Bununla beraber getirileri uzun dönemde finansal kaldıraç oranının negatif, firma büyüklüğünün pozitif yönde etkilediği bulunmuştur. Sonuçlar yatırımcıların yatırım kararları alırken firmaların sermaye yoğunluğu seviyelerini dikkate almaları, firmaların ise sermaye yoğunluğu seviyelerini iyi yönetmeleri ve bu oranı artıracak yatırımlardan kaçınmaları gerektiğini göstermektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
10

Yaman, Serdar, and Turhan Korkmaz. "Otomotiv Sektörü Finansal Analizi." In Borsa İstanbul'da Finansal Analiz Uygulamaları: Sektörler Bazında İncelemeler I. Özgür Yayınları, 2023. http://dx.doi.org/10.58830/ozgur.pub140.c1133.

Full text
Abstract:
Bu çalışmada, Türkiye ekonomisinde önemli bir yere sahip olan otomotiv sektörünün finansal analiz yöntemleri ile incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada, payları Borsa İstanbul’da işlem gören, verilerine 2018-2022 döneminde düzenli olarak ulaşılabilen ve sektörün öncü firmaları arasında yer alan 5 otomotiv firmasına ilişkin finansal tablo verileri kullanılmıştır. Otomotiv sektörü ortalama finansal tabloları kullanılarak firmalara ilişkin analiz bulguları sektör ortalamalarıyla karşılaştırılmıştır. Otomotiv sektörü firmalarının finansal analizlerinde oran analizi ve trend analizi yöntemleri kullanılmıştır.
 Oran analizleri sonucunda otomotiv sektörünün genel olarak yüksek likidite yapısına, yüksek faaliyet döngüsüne ve düşük nakit dönüşüm süresine sahip olduğu görülmektedir. Analizler, otomotiv sektöründe kısa vadeli borçlanmaların en önemli finansman kaynağı olduğunu göstermektedir. Otomotiv sektöründe kârlılık oranlarının incelenen dönemde sürekli artış gösterdiği tespit edilmiştir. Benzer bir artış borsa performanslarında da gözlemlenmiştir. Trend analizleri sonucunda, incelenen dönemler itibariyle otomotiv sektörü firmalarında çalışma sermayesi finansman politikalarının daha ihtiyatlı ve çalışma sermayesi yatırım politikalarının daha kısıtlayıcı bir hale geldiğini söylemek mümkündür. Öte yandan otomotiv sektöründe borçla finansmanın özsermayeyle finansmana kıyasla daha yaygın bir şekilde tercih edildiği ve kullanılan yabancı kaynakların önemli bir bölümünün kısa vadeli borçlanmalardan oluştuğu görülmektedir. Analiz sonuçları Covid-19 pandemisi, otomotiv sektöründe yarı iletken çip tedarikinde yaşanan problemler, Türkiye ekonomisinde tecrübe edilen yüksek enflasyon ve döviz kurlarındaki yüksek volatilite gibi olumsuz gelişmelere rağmen sektördeki talebin yüksekliği ve motorlu araçlara duyulan ihtiyaçtan dolayı otomotiv sektörü firmalarında satış ve kârlılık oranlarının önemli oranda yükseldiğini göstermektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles

Conference papers on the topic "Borçlar"

1

AKANDERE, Osman. "Kazanılan Haklar ve Kurumsallaşma Yönleriyle Türkiye’de Sosyal Güvenlik Alanındaki Düzenlemeler (1923-2000)." In 10. Uluslararası Atatürk Kongresi. Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, 2024. http://dx.doi.org/10.51824/978-975-17-6044-9.04.

Full text
Abstract:
Tarıma dayalı, geniş aile yapısı olan Osmanlı toplumunda yaşlı, hasta ve sakatlara gerekli bakım ve destek ailenin diğer bireylerince verilmiştir. Yine dinsel kural ve geleneklere dayanan ‘hayır kurumları’ Osmanlı’da yoksulların korunması açısından önemli rol üstlenmişlerdir. Zekât, fitre, sadaka ve bağışlar yoluyla yoksullara yardım yapılmıştır. Vakıflar ise daha organize sosyal yardım kuruluşları olmuştur. İmparatorluğun son dönemlerinde Darülaceze, Darüleytam ve Hilal-i Ahmer gibi kurumlar sosyal yardım açısından önem kazanmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında sosyal güvenliğe yönelik doğrudan düzenlemeler yapılmasa da çıkarılan Borçlar Kanunu (1926), Umumi Hıfzısıhha Kanunu (1930) gibi yasalarla dolaylı kimi düzenlemelere gidilmiştir. Yine bu dönemde sosyal sigortalara benzeyen dar kapsamlı birtakım emeklilik ve yardımlaşma sandıklarının kuruluşunu öngören yasalar çıkarılmıştır. 1936 tarihli İş Kanunu ile ilk kez sosyal sigortaların kuruluşu ve sosyal sigortalara ilişkin temel ilkeler öngörülmüştür ancak, Cumhuriyet’in ilanından 1945 yılına gelinceye kadar bir sosyal güvenlik sistemi oluşturulamamıştır. Sosyal sigortalarla ilgili ilk yasa 27 Haziran 1945 tarihli İş Kazaları, Meslek Hastalıkları ve Analık Sigortaları Kanunu'dur. Türkiye, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki dönemde dünyada sosyal güvenlik alanında ortaya çıkan gelişmelere ayak uydurmaya çalışmıştır. “İnsan Hakları Evrensel Bildirisi” 6 Nisan 1949’da kabul edilmiş; yine Dünya Sağlı Örgütü (WHO) Anayasası, 9 Haziran 1949 tarihinde onaylamış ve Türkiye Dünya Sağlık Örgütü üyesi olmuştur. Bu sözleşmeler Türkiye’ye sağlık ve sosyal güvenlik alanlarında yükümlülükler getirmiştir. 1949 yılında T.C. Emekli Sandığı kurularak genel ve katma bütçeli kuruluşlardan aylık alanlarla, daha önce özel kanunla kurulmuş kimi sandıklara bağlı olanlar Emekli Sandığı kapsamına alınmıştır. Böylece o güne kadar dağınık halde bulunan ve memurlara sosyal güvence sağlayan tüm yasa ve sandıklar birleştirilmişti. 1961 Anayasası’nda sosyal güvenlik ve sağlık kavramları birer hak olarak tanımlanmış ve bu hakların sağlanmasının devletin görevi olduğu kabul edilmiştir. Sosyal güvenlik alanında yoğun düzenlemelere gidilen bu dönemde primli sistem açısından önemli bir gelişme, 1965'te yürürlüğe giren Sosyal Sigortalar Kanunu ile gerçekleştirilmiştir. Bu yasayla dağınık haldeki mevzuat bir bütün haline getirilmiştir. Bu gelişmeyi 1971 yılında kabul edilen ve esnaf, sanatkâr ve diğer bağımsız çalışanlara yönelik olan Bağ-Kur Kanunu izlemiştir. 1976 tarihinde kabul edilen yasayla, en geniş kapsamlı kamu sosyal güvenlik harcaması olarak bilinen “65 yaş aylığı” uygulamasının başlatılması, iyi bir sosyal güvence örneği olmuştur. Bu yasa ile “65 Yaşını Doldurmuş, Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşları”na karşılıksız aylık bağlanmıştır. 1980’li yılların başından itibaren kamu kesiminde çalışan sivil ve askeri personele yönelik tazminat niteliğindeki ödemeler, 1983 yılında sosyal yardım hizmetlerini tek çatı altında toplamayı amaçlayan “Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu- SHÇEK” in yeniden düzenlenmesi bu alandaki önemli gelişmelerdir. 1983 yılında yürürlüğe giren “Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu” ile tarım kesiminde çalışanlara da sosyal güvenlik sağlamayı hedeflemiştir. 1986 yılında oluşturulan “Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu ve 1992 yılında uygulanmaya başlanan “Yeşil Kart” sistemi bu alandaki diğer özgün düzenlemeleri oluşturmaktadır. Birinci 5 Yıllık Kalkınma Planı’ndan bu yana söz edilen “işsizlik sigortası”nın oluşturulması konusu 1999 yılında hayata geçirilmiştir. 1996- 2000 yıllarını kapsayan Yedinci 5 Yıllık Kalkınma Planı’nda tüm sosyal güvenlik kurumlarının tek çatı altında toplanması hedefine yönelik olarak “Sosyal Güvenlik Temel Yasası” çıkarılmıştır. Bu çalışmada Türkiye’de Sosyal Güvenlik alanında yapılan düzenlemeler ve oluşturulan kurumlar kronolojik çerçeve içerisinde ele alınıp, verilmeye çalışılacaktır. Çalışmada kurum arşivleri, kurumlarca yayınlanan resmi yayın ve raporlar başta olmak üzere konuyla ilgili yapılmış kitap, makale ve tezlerden yararlanılacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
2

OKUR, Mehmet. "Cumhuriyet Öncesi ve Sonrası Mali Durumu Karşılaştırmalı Olarak Değerlendiren Ayrıntılı Bir Rapor." In 10. Uluslararası Atatürk Kongresi. Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, 2024. http://dx.doi.org/10.51824/978-975-17-6043-2.30.

Full text
Abstract:
Osmanlı Devleti, gerek üst üste cereyan eden savaşların ve isyanların neden olduğu harcamalar, gerekse merkezi otoritenin zayıflamasından kaynaklanan vergi kayıpları ile mali bunalıma girmeye başlamış, Batı Avrupa’da başlayan Sanayi İnkılâbının yarattığı iktisadî gelişmeler ise bunalımı daha da derinleştirmiştir. Osmanlı yönetimlerinin, devletin toprak bütünlüğünün korunması ve reform girişimlerinin desteklenmesi için Avrupa devletlerinden aldığı her destek yeni bir ticarî imtiyaza yol açmış, ülkedeki ekonomi düzeninin daha çok dışarı açılmasına, dolayısıyla sonu gelmeyen borçlanma sürecine sokmuştur. Aldığı borçları ödeyemeyen ve dünya finans sisteminde meydana gelen krizden dolayı yeni borç da bulamayan Osmanlı Devleti, 1881’de içerisinde alacaklı ülke temsilcilerinin yer aldığı Düyun-ı Umumiye İdaresi kabul etmek durumunda kalmıştır. Vergilerin bir kısmını toplamak yetkisine sahip olması nedeniyle ikinci bir maliye Nezareti durumuna gelen bu kuruma hukuken ancak Lozan Antlaşması’yla son verilecektir. Olağanüstü bir gayretle Milli Mücadele Hareketini başarıya ulaştıran Ankara Hükümeti, geçen dönemlerden alınan dersle ivedilikle iktisadi ve mali bağımsızlığın temellerini atmaya çalışmıştır. İzmir İktisat Kongresi’nde ilk planlaması yapılan bu yeni dönem, karma ekonomi politikasıyla başlamış, devletçi ekonomi uygulamasıyla devam etmiştir. İşte yeni Türk hükümetinin tüm bu süreçte nasıl bir politika izlediği, hangi alanlara öncelik verdiği, Osmanlı yönetiminin neden başarılı olamadığı gibi konular Maliye Vekâletince hazırlanan 1938 tarihli bir raporda çeşitli başlıklar altında değerlendirilmekte, Cumhuriyet yönetiminin kısa zamanda sağladığı başarıları hakkında önemli bilgiler verilmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
We offer discounts on all premium plans for authors whose works are included in thematic literature selections. Contact us to get a unique promo code!

To the bibliography