To see the other types of publications on this topic, follow the link: Çanakkale savaşı.

Journal articles on the topic 'Çanakkale savaşı'

Create a spot-on reference in APA, MLA, Chicago, Harvard, and other styles

Select a source type:

Consult the top 50 journal articles for your research on the topic 'Çanakkale savaşı.'

Next to every source in the list of references, there is an 'Add to bibliography' button. Press on it, and we will generate automatically the bibliographic reference to the chosen work in the citation style you need: APA, MLA, Harvard, Chicago, Vancouver, etc.

You can also download the full text of the academic publication as pdf and read online its abstract whenever available in the metadata.

Browse journal articles on a wide variety of disciplines and organise your bibliography correctly.

1

Çakı, Caner, and Abdülhakim Bahadır Darı. "Birinci Dünya Savaşı’nda Alman Ulk Mizah Dergisi’nde Çanakkale Savaşı Propagandası." MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi 13, no. 4 (2024): 1336–48. http://dx.doi.org/10.33206/mjss.1478237.

Full text
Abstract:
Alman İmparatorluğu’nda yayımlanan Ulk, Birinci Dünya Savaşı’nda imparatorluğun propaganda aracı olarak hizmet ederek savaş içerisindeki çeşitli mücadeleleri konu almıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun İtilaf Devletleri’ne karşı kazandığı Çanakkale Savaşı’nı da konu alan dergi, karikatürleri üzerinden savaşa yönelik çeşitli propaganda mesajları vermiştir. Çalışmada Ulk’un Çanakkale Savaşı’nı konu alan karikatürlerinde ne tür propaganda mesajlarının verildiğinin ve bu propaganda mesajları üzerinden Alman kamuoyunun ne yönde şekillendirilmeye çalışıldığının tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla William Labov’un Anlatı Çözümlemesi üzerinden göstergebilim yöntemi kullanılarak karikatürlerdeki görsel ve yazılı göstergelerle oluşturulan anlatıların çözümlenmesine çalışılmıştır. Çalışmada karikatürlerde Çanakkale Savaşı bağlamında Osmanlı İmparatorluğu’nun zaferine İtilaf Devletleri’nin ise çaresizliğine odaklanıldığına yönelik bulgular elde edilmiştir. Bu şekilde çalışmada Çanakkale Savaşı’na yönelik propaganda üzerinden Alman kamuoyunda Osmanlı İmparatorluğu’nun İtilaf Devletleri’ne karşı başarıyla mücadele edebileceğine ve savaşın İttifak Devletleri lehine kazanılacağına yönelik mesajların verildiği sonucuna ulaşılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
2

KURT, Emin. "Çanakkale Savaşı’nda Bir Uçak Gemisi: Ark Royal (17 Şubat 1915 - 18 Mart 1915)." SAVSAD Savunma ve Savaş Araştırmaları Dergisi 32, no. 2 (2022): 305–44. http://dx.doi.org/10.54078/savsad.1078363.

Full text
Abstract:
Çanakkale Savaşı, gerek Türk gerekse yabancı araştırmacılar tarafından en çok incelenen Birinci Dünya Savaşı cephelerinden birisidir. Ancak bu araştırma çokluğunda havacılık faaliyetleri yeteri kadar ilgi çekmemiştir. Çanakkale Savaşlı sırasında yaşanan havacılık faaliyetleri daha çok popüler çalışmalarda yer bulmuş ve hakkıyla incelenememiştir. Bu yetersiz çalışmaların çoğu da kaynak zenginliğine sahip olmayıp sınırlı kaynaklarla değerlendirilmeye çalışılmıştır. 
 Bu çalışmada Çanakkale Savaşı’nın ilk safhasında İttifak hava gücünü oluşturan Ark Royal uçak gemisinin ve sahip olduğu deniz uçaklarının faaliyetleri incelenecektir. Dönem olarak Ark Royal’in Çanakkale’ye geliş tarihi olan 17 Şubat 1915 tarihinden deniz savaşının yaşandığı 18 Mart 1915 günü de dâhil olmak üzere altmış bir günlük dönem incelenmiştir. Bu inceleme sırasında; İngiliz, Alman ve Türk askeri arşiv belgeleri ile Çanakkale Savaşlarını tüm yönleri ile konu alan tüm Türk tarih çalışmaları ve İngiliz resmi yayınları ile yabancı yayınlar incelenmiştir. 
 Bu inceleme sırasında yabancı arşiv ve yayınlardan tespit edilen bilgilerin Türk kaynakları ile karşılaştırması yapılarak en doğru bilgiye ulaşılmaya çalışılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
3

Ünsal, BAŞAK. "Yunanca kaynaklarda Çanakkale Savaşı." Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, no. 56 (2015): 1–10. http://dx.doi.org/10.1501/tite_0000000420.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
4

Tepedelen, Kenan. "Birinci Dünya Savaşı'nın Unutulmuş Bir Diplomatik Cephesi: Etyopya." Belleten 71, no. 261 (2007): 745–56. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2007.745.

Full text
Abstract:
Birinci Dünya Savaşı denilince, akla ilk önce kuşkusuz asker ve sivil 8.700.000 insanın ölümüne yol açan ve bir o kadarının da yaralanmasına, evsiz ve barksız kalmasına neden olan acımasız bir ihtilaf gelir. Bu savaş, siyasi sonuçları itibariyle tarihe damgasını vurmuş, dört imparatorluğun (Alman İmparatorluğu, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Çarlık Rusya İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu) çökmesi neticesini doğurmuştur. Keza Birinci Dünya Savaşı'nı inceleyenler, dikkatlerini daha ziyade 1914-1918 döneminde cereyan eden büyük muharebeler, örneğin Fransa, Polonya, Galiçya, Çanakkale cephelerinde meydana gelen çatışmalar üzerinde yoğunlaştırır, Amerika Birleşik Devletleri'nin 6 Nisan 1917 tarihinde İtilâf Devletleri yanında savaşa giriş nedenleri üzerinde dururlar.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
5

ÇETİŞLİ, İsmail. "Türk Milletinin Çanakkale Savaşı Günlerinde Yüz Yüze Kaldığı Yokluk ve Yoksullukların ... Ve Çanakkale Romanına Yansımaları." Erdem, no. 49 (December 1, 2007): 183–96. http://dx.doi.org/10.32704/erdem.2007.49.183.

Full text
Abstract:
Sayısı ve kalitesi tartışılsa bile, Türk tarihinin akışını etkileyen Çanakkale Savaşı, Türk edebiyatında önemli ölçüde yankısını bulmuştur. Bunlardan biri Mustafa Necati Sepetçioğlu'nun …Ve Çanakkale isimli romanıdır. Farklı açılardan ele alınabilecek olan romanın muhtevasında dikkati çeken hususlardan biri, Türk milletinin Çanakkale Savaşı günlerinde yüz yüze kaldığı yokluk ve yoksulluklardır. Ekonomik, insanî ve idarî sahalarda çok belirgin olan yokluk ve yoksulluk, Çanakkale'yi geçilmez kılan insanların destanını çok daha anlamlı kılmaktadır. Bildiride adı geçen roman bu açıdan ele alınıp incelenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
6

YAZICI, Nevin. "Çanakkale Savaşı’nda Siper Hayatı ve Cephede Sosyal Faaliyetler." Erdem, no. 59 (April 1, 2011): 199–228. http://dx.doi.org/10.32704/erdem.2011.59.199.

Full text
Abstract:
Çanakkale savaşları olağanüstü şartların ve olağanüstü mücadelelerin savaşıdır. Türk askeri Çanakkale'de bir ölüm-kalım savaşı vermiş; gelecek nesillerin varlık ve bağımsızlık mücadelesi için hayatını vatanına feda etmiştir. Çanakkale Savaşı'nda siper hayatı ve cephede sosyal faaliyetler konulu bu çalışmada, Türk askerinin olağanüstü şartlarda oluşturulan cephedeki sosyal hayatı ele alınacaktır. Çalışma, siper hayatı ve askerlerin sosyal ihtiyaçlarının temini, cephede askerin psikolojik durumu ve propaganda faaliyetleri, esirlere yapılan muameleler ve cepheyi ziyaret eden heyetler çerçevesinde özellikle dönemin basınına yansıyan ve hatıratlarda yer alan veriler çerçevesinde incelenecektir. Anahtar Kelimeler: Çanakkale Savaşı, cephe hayatı, Türk askerinin siper hayatı, Çanakkale Savaşı'nda sosyal faaliyetler.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
7

Alkan, Necmettin. "Alman Kaynaklarına Göre Çanakkale Savaşı ve Zaferi." Belleten 80, no. 289 (2016): 899–938. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2016.899.

Full text
Abstract:
Uzun bir geçmişe sahip olan Türk-Alman ilişkilerinin finali, 1914 Türk-Alman Askerî İttifakı ve 1914-1918 Birinci Dünya Savaşı'nda birlikte savaşmalarıdır. Üç kıtada, çok geniş bir coğrafya binlerce kilometrelik bir alanda yan yana harp eden Türklerin ve Almanların ortak cephelerinden biri de Çanakkale'dir. İtilaf Devletlerine karşı karada ve denizde birlikte savaşılan Çanakkale Savaşı'nda parlak bir zafer kazanılmıştır. Çanakkale Savaşı ve zaferi bütün yönleriyle Türk tarihçileri tarafından yeterince ele alınsa da ve gündeme getirilse de, Türkiye'nin müttefiki Almanya'nın bu savaştaki yeri ve zaferdeki katısı pek de araştırılmamıştır. Ayrıca konuyla alakalı mevcut araştırmalarda Alman kaynaklarına yeterince müracaat edilmemiştir. Makalemiz bu boşluğu doldurmak için kaleme alınmıştır. Türkiye'nin müttefiki olarak Almanya'nın Çanakkale Cephesi'ndeki askerî personel ve askerî mühimmat bakımından bu zaferdeki yeri ve rolü araştırılmıştır. Çalışmada birinci ve ikinci elden Alman kaynaklarına müracaat edilmiştir. Çalışma neticesinde ortaya çıkan sonuçlar şöyledir: Çanakkale Savaşı'nın kazanılmasında Almanya'nın askerî ve mühimmat olarak ciddî destekleri olmuştur. Çanakkale Cephesi'ne Türk Ordusu ile birlikte savaşan 500-700 arasında değişen komutan, subay, asker ve askerî uzman iştirak etmiştir. Özellikle de komuta kademesinde ciddî bir ağırlıkları vardı. Askerî malzeme olarak Almanya'da gelen önemli oranda silah desteği söz konusudur. Alman deniz altıları ve uçakları da bu savaş iştirak etmişlerdir. Cephe gerisinde ise istihbarat ve sağlık gibi alanlarda da benzer bir desteği vermişlerdir. Bu bilgiler ışığında makalemizde çıkan en önemli sonuç, Çanakkale zaferinin elde edilmesinde Alman subaylarının ve askerî yardımının önemli bir yere sahip olduğu şeklindedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
8

Elmacı, Mehmet Emin. "Mustafa Kemal Atatürk’ün İnsancıl ve Barışçıl Dış Politika Aracı Olarak Anzaklara Mesajları." JOURNAL OF HISTORY AND FUTURE 10, no. 3 (2024): 216–53. http://dx.doi.org/10.21551/jhf.1513060.

Full text
Abstract:
I. Dünya Savaşı içindeki Çanakkale Muharebeleri birçok açıdan dünyayı etkilemiştir. Savaşın siyasi ve özellikle de toplumsal sonuçları dünyanın her yerinde önemli gelişmelere neden olmuştur. Avustralya’nın da bu savaş sonrasında 25 Nisan’ı, “Anzak Günü” olarak niteleyip her yıl anma törenleriyle kutlamaları ve milli bilinçlerini güçlendirmeleri de bunlardan birisidir. Bu savaşta önemli katkısı olan ve sonradan Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu da olacak olan Mustafa Kemal Atatürk ile Avusturyalılar arasında da saygı ve övgüye dayalı önemli bir bağ oluşmuştur. Makalemizde yeni bulgularla, bu bağın başlangıcını ve Atatürk’ün Avusturalya halkına verdiği mesajların kronolojik bir değerlendirmesini yaparak tarihe önemli bir kayıt koyma düşüncesindeyiz. Özellikle Türkiye ve Avusturya basınında Atatürk’ün ilk kez yayımlanacak Anzak Günü mesajları ve bu konuda çalışılmış eserlerden hareketle, Atatürk’ün dış politikasındaki barış politikasına uygun olarak girişimleri ortaya konulacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
9

TEKŞAN, Mesut. "Tarihe Sığmayan Destanın Romanı ... Ve Çanakkale (1 Geldiler, 2 Gördüler, 3 Döndüler) Mustafa Necati Sepetçioğlu." Erdem, no. 49 (December 1, 2007): 197–210. http://dx.doi.org/10.32704/erdem.2007.49.197.

Full text
Abstract:
Mustafa Necati Sepetçioğlu, Dünkü Türkiye Dizisinde yayımlanmış olan Osmanlı ve Selçuklu Üçlemelerinin son halkası olarak gördüğü Çanakkale Zaferi'nin romanını ...Ve Çanakkale 1 Geldiler, 2 Gördüler, 3 Döndüler alt adlarıyla üç cilt halinde yazar. Birinci ve ikinci ciltlerde düşmanın gelişi ve düşmana karşı koyma çabaları anlatılırken, üçüncü ciltte Çanakkale Savaşı ve kazanılan tarihî zafer ele alınmaktadır. ...Ve Çanakkale Türk'ün gücünü küçümseyip onun boğazını sıkmaya gelenlere, Türk'ün gücünün gösterildiği ve nihayet geldiklerinden bin beter döndürüldükleri yerde yaratılan bir destanın romanıdır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
10

BORLAT, Barış. "OSMANLI-İTALYAN HARBİ’NDE (1911-1912) ÇANAKKALE’YE ASKER İHRACINA KARŞI ALINAN SAVUNMA TEDBİRLERİ." Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi 10, no. 32 (2022): 271–93. http://dx.doi.org/10.33692/avrasyad.1176860.

Full text
Abstract:
İtalya, siyasi birliğini tamamladıktan sonra hızla sömürge arayışına girmiştir. Bu amaçla Akdeniz havzasında önce Tunus’a yönelmiş ancak Fransa’nın Tunus’u işgali ile Trablusgarp’ta nüfuz sağlamaya başlamıştır. Bu kapsamda süreç yönetimi için Avrupa güç dengesini gözetmiş ve siyasal ittifaklar ile varlığını güçlendirmeye çalışmıştır. İtalya, Trablusgarp’ı işgal öncesinde bölgede nüfuzunu sağlamak adına siyasal, sosyal ve ekonomik birçok girişim yaptıktan sonra Avrupa siyasal ilişkiler bütününü de uygun zamanını gözeterek işgali gerçekleştirmiştir. Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu siyasal, ekonomik ve askerî şartlara Trablusgarp’ın coğrafi durumu da eklendiğinde savunmayı önemli oranda zorlaştırmış ve bir yanıyla gayrinizami harbi zorunlu kılmıştır. Osmanlı Devleti, bu amaçla bölgeye gönüllü giden subaylara her türlü kolaylığı sağladığı gibi maddi destek vermeyi de ihmal etmemiştir. İtalya’daki bazı yöneticiler için Trablusgarp’ın işgali askeri bir gezintiden ibaret olacak kadar basit olduğu değerlendirilmiş olsa da durum hiç de öyle olmamıştır. Nitekim İtalya sahil kıyılarına tutunmuş iç bölgelere girmeyi bir türlü başaramamıştır. Bu durum savaşın başta ekonomik olmak üzere yükünü her geçen gün artırmıştır. İtalya, bu sıkışmışlık içerisinde Osmanlı Devleti’ni barış anlaşması yapmaya zorlamak için savaşı Akdeniz’e ve Ege’ye yaymaya başlamıştır. Bu çerçevede Çanakkale Boğazı’na iki defa saldırı düzenlemiştir. İtalyanların, Trablusgarp Savaşı esnasında Çanakkale’ye ilk saldırıları 18 Nisan 1912 tarihinde olmuştur. Bu olay, Osmanlı karar alıcılarında İtalyanların karaya asker ihracı ihtimalini düşündürmeye başlamıştır. Bu durum savunma yaklaşımını da önemli oranda şekillendirmiştir. Osmanlı Devleti, Gelibolu Yarımadası başta olmak üzere bölgenin kritik arazilerini tespit etmeye, yığınak yapmaya ve birlikleri tertiplendirmeye başlamıştır. Bu çalışmada, Osmanlı-İtalyan Harbi sürecinde Çanakkale bölgesinde konuşlu olan Çanakkale Ordusu bünyesinde İtalyanların karaya asker çıkarmaları ihtimaline karşı alınan savunma tedbirleri askeri arşiv belgeleri (ATASE) temelinde Çanakkale muharebelerine uzanan savunma yaklaşımları mukayesesinde değerlendirilmeye çalışılmıştır
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
11

ÇİL, Arif Olgun KÖZLEME Gürkan. "Çanakkale Halkının Siyasi ve İnanç Eğilimlerine Göre Çanakkale Savaşı ve Şehitliği Algısı (Düzeltme)." Journal of Turkish Studies Volume 15 Issue 1, Volume 15 Issue 1 (2020): 681–82. http://dx.doi.org/10.29228/turkishstudies.42649.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
12

BELLİ, Onur. "İstiklâl Madalyalı Şair Necmeddin Sahir Sılan’ın Şiirlerine Balkan Savaşları’nın Yansıması." Erdem, no. 86 (June 1, 2024): 1–19. http://dx.doi.org/10.32704/erdem.2024.86.001.

Full text
Abstract:
Balkan Türklerini yaklaşık beş asırdır bulundukları vatan topraklarından sürgün eden 1912-1913 Balkan Savaşları, ardında derin yaralar ve acılar bırakmıştır. Bu kutsal topraklar ve ulu amaç doğrultusunda verilen mücadele büyük bir felaketle sonuçlanmıştır. Bu anlamda Balkan Savaşları, Balkan topraklarını acıyla kaplayan, kanla sulayan ve binlerce sivil halkın ölümüyle sonuçlanan bir savaş niteliği taşımaktadır. Balkan Savaşları’nın yaşandığı 1912- 1913 yılları arasında, binlerce asker ve sivil halk çatışmalar, salgın hastalıklar nedeniyle yaşamını yitirmiş savaşlar sırasında halk sefalet içinde kalmış ve Balkan Türkleri ilkel yollarla beş asırdır varlıklarını sürdürdükleri topraklarından sürgün edilmiştir. Türk tarihini derinden etkileyen, arkasında bir yıkım bırakan bu kanlı savaş ve Balkan Türklerine yapılan zulümler kaçınılmaz bir şekilde edebiyata yansımıştır. Ardında derin yıkım ve acı bırakan bu savaşın edebiyata yansıması düşünülemez. Bu açıdan 1912-1913 yıllarında Balkan Savaşları’nın Türk basınında kapladığı yeri görmek mümkündür. Ziya Gökalp, Aka Gündüz, Halid Fahri, Mehmet Âkif, Abdülhak Hamid ve Celal Sahir gibi birçok şair Balkan Savaşları’nı şiirlerinde konu edinmiştir. Balkanlar’da yaşanan zulümleri, şiirlerinde konu edinen şairlerden biri de Necmeddin Sahir Sılan’dır. Yazı hayatına şiirler kaleme alarak II. Meşrutiyet döneminde başlayan Necmeddin Sahir Sılan, hem Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemine hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna tanıklık etmenin getirdiği birikimini şiir ve düzyazılarında dile getirmiştir. 1912-1922 yılları arasında şiirler kaleme alan Necmeddin Sahir Sılan, şiirlerini dönemin önemli mecmua ve gazetelerinde yayımlatmıştır. Rübâb, Donanma, Türk Duygusu, Büyük Duygu, Servet-i Fünûn ve İnci/Yeni İnci mecmuaları ve Tasvir-i Efkâr, Tercüman-ı Hakikat, Anadolu’da Yenigün ve İleri gazeteleri bunlara örnek olarak gösterebilmektedir. Dönemin hafızasına yakından tanıklık etmiş olan Necmeddin Sahir’in şiirlerinde dönemlerde yaşanan savaşların, işgallerin ve halkı derinden etkileyen toplumsal olayların yansımasını görmek mümkündür. Bu bağlamda Necmeddin Sahir’in Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşları, Çanakkale Savaşı, Kurtuluş Savaşı gibi Türk tarihinde önemli yer edinen savaşları şiirlerinde konu edinmiştir. 1912 yılında yazı hayatına başlayan 1912-1913 yılları arasında İstanbul’da gazetecilik faaliyetleri yürüten Necmeddin Sahir Sılan, bu buhranlı yıllarda kaleme aldığı şiirlerinde Balkan Savaşları önemli yer tutmaktadır. Necmeddin Sahir, Balkan Savaşları sırasında harap olmuş şehirleri, insanların yaşadığı zulümleri kaleme aldığı şiirleriyle ölümsüzleştirmiştir. Bu çalışmada, Necmeddin Sahir Sılan’ın hayatı, yazı hayatı hakkında bilgi verilecek ve Balkan Savaşları’nın Tasvir-i Efkâr gazetesinde, Donanma, Türk Duygusu, Büyük Duygu, Tan mecmularında yayımlanan şiirlerine yansıması incelenecektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
13

Özata, Metin. "Atatürk’ün Doktorlarından Bektaşi Babası Dr. Hasan Ragıp Erensel." ALEVİLİK–BEKTAŞİLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, no. 29 (June 27, 2024): 197–210. http://dx.doi.org/10.24082/2024.abked.450.

Full text
Abstract:
Karizmatik bir lider ve entelektüel olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün genç subaylık döneminden ölümüne kadar arkadaşlık yaptığı, görev verdiği, tedavisini yaptırdığı birçok hekim vardır. Bu hekimlerden birisi de Çanakkale Savaşı’nda tanıştığı Dr. Hasan Ragıp Erensel’dir. Dr. Erensel, 1881 yılında Selanik yakınlarındaki Nevrekop kasabasında doğmuştur. Mekteb-i Tıbbiye ’den 1905 yılında tabip yüzbaşı olarak mezun olmuş ve orduda göreve başlamıştır. 1912 yılında Almanya’ya kursa gitmiş ve bir yıl sonra İstanbul’a dönmüştür. 6 Ocak 1915 tarihinde, Çanakkale Grubu Sertabibliği muavinliğine atanmıştır. Çanakkale Savaşı sırasında Avusturya asıllı hemşire olan eşi Anna Schwartz, bir bombalamada şehit olmuştur. Anna Schwartz’ın mezarı Eceabat Yalova köyü kabristanındadır ve çevre halkı bu mezara gerçek ismi “Anna”yı andıracak şekilde “Ana Hatun’un Mezarı” da demektedir. Dr. Erensel 3 Mayıs 1916 tarihinde 17. Kolordu Sertababetin’e atanmış, 30 Haziran 1927 tarihinde yarbay iken askeriyeden emekli olmuştur. Trablusgarp, Balkan Harbi, Birinci Dünya Harbi ve İstiklal Harbi’ne katılmış olan Dr. Hasan Ragıp Erensel’in göstermiş olduğu başarılardan dolayı kendisine Harp Madalyası, 2. Rütbeden Alman Demir Salip Nişanı, Avusturya Fransuva Jozef Nişanı ve İstiklal Madalyası verilmiştir. Çankaya Köşkü’nde doktorluk yapan Dr. Erensel, Atatürk ile yakın ilişki kurmuştur. Bizzat Atatürk’ün sağlık problemleriyle ilgilenmiştir. Bu durum Atatürk ile Bektaşilik arasındaki ilişkiye delalet etmektedir. Atatürk zamanında Çankaya Köşkü’nde doktorluk yapan Dr. Erensel, bir Bektaşi babasıdır. Ayrıca Ali Naci Baykal Dedebaba’nın uzun yıllar rehberliğini yapmış ve Dr. Bedri Noyan’ı da inançsal olarak etkilemiştir. Dr. Erensel, 26 Ocak 1953 günü Ankara’da vefat etmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
14

Bulut Hacıalioğlu, Fatma. "MUSTAFA KEMAL BEY’İN (ATATÜRK) ÇANAKKALE CEPHESİNE GELİŞİ VE ECEABAT FAALİYETLERİ." Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı 24, no. 38 (2025): 117–31. https://doi.org/10.17518/canakkalearastirmalari.1609805.

Full text
Abstract:
1. Dünya Savaşı, diğer savaşlara göre oldukça uzun sürmüş, çok daha geniş bir coğrafyayı etkisi altında bırakmıştır. Osmanlı Devleti’nin yenilip tarih sahnesinden silinmesi ile Türk tarihinin önemli dönüm noktalarından birisi olmuştur. Suriye, Irak, Filistin, Kafkas, Galiçya, Yemen ve Hicaz, gibi birbirinden çok farklı coğrafyalarda savaşmak zorunda kalmıştır ve başarısız olmuştur. Çanakkale Cephesi, Türkiye Cumhuriyeti’ne giden yolda önemli bir adım teşkil etmiştir. İtilaf Devletleri’nin Çanakkale’de bir cephe açma kararı alması üzerine 1. Ordu tarafından 19. Tümen’in kurulmasına karar verilmiştir. 19. Tümen 57., 58. Ve 59. Alaylardan oluşacaktır. Harbiye Nazırı Enver Paşa tarafından; Sofya Askeri Ataşesi Yarbay Mustafa Kemal Bey (Atatürk), Tümen Kumandanı olarak atanmıştır. Henüz teşkil edilmemiş olan tümen önce Gelibolu ardından da Tekirdağ’a gitmiştir. Buralarda hem eğitim hem tatbikat çalışmalarına ağırlık verilmiştir. Kuruluşunu tamamlayamadan Çanakkale Boğazına yapılması muhtemel bir saldırı haberinin gelmesiyle derhal Eceabat’a gönderilmiştir. 19. Tümen; Tekirdağ’dan yanında sadece 57. Alay’ı getirmiş, 72. Ve 77. Alayların Eceabat’ta kendilerine katılmasıyla teşkil olmaya devam etmiştir. Eceabat’ta bulunan 9. Tümen’in 26. ve 27. Alayları ile topçu bataryalarının da Yarbay Mustafa Kemal’in emrine verilmesi üzerine “Maydos Mıntıka Kumandanlığı” oluşturulmuştur. Müttefik Donanması’nın 19 ve 25 Şubatlarda denizden yaptığı saldırı ve karaya asker çıkarma teşebbüsleri başarısız olmuştur. İngiliz ve Fransız donanmalarından oluşan düşman deniz gücü, kahraman Türk askeri karşısında 18 Mart 1915’te büyük zayiat vererek çekilmek zorunda kalmıştır. Yapılan saldırılar sonucunda bu saldırıların karadan devam edebileceğini öngören Mustafa Kemal Bey (Atatürk), talim, terbiye, eğitim, taktik ve tatbikatlara aralıksız devam etmiştir. Zaman zaman, düşmanın karaya çıkma girişimlerini engellemek üzere hızlı toplanma ve harekete geçmede gösterdiği sürat ve düzenden dolayı alaylarını takdir etmiştir. Düşmana gösterilen mukavemet ve saldırıların da ödüllendirilmesi hususunda da rapor vermiş, yerine getirilmesini sağlamıştır. Zaman zaman da gördüğü eksik ve yanlışların cezalandırılması ve infazı için emir vermiştir. İtilaf Devletleri’nin Boğazı geçme girişimlerinin başarısız olması olası bir kara harekâtını kaçınılmaz kılmıştır. Bu sebeple Genelkurmay Başkanlığı’nca Gelibolu’da 5. Ordu’nun kurulmasına karar verilmiştir. Ordu’nun kumandanlığına, Türk Ordusu’nun yenilenmesi için gönderilen Alman Askeri Heyetinin Komutanı Liman von Sanders getirilmiştir. 19. Tümen de ordu ihtiyatına alınmıştır. Eceabat’taki görevini tamamlamış olan 19. Tümen görülen lüzum üzerine 17 Nisan 1915 tarihinde Karargâhı ile beraber Bigalı Köyü’ne taşınmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
15

Üngür, Erdem. "Edirnekapı Martyrs’ Cemetery: Towards a Therapeutic Forgetting." DIYÂR 1, no. 2 (2020): 310–31. http://dx.doi.org/10.5771/2625-9842-2020-2-310.

Full text
Abstract:
Edirnekapı Martyrs’ Cemetery (Edirnekapı Şehitliği, 1926), which is located in one of the oldest and largest cemeteries of Istanbul, contains the graves of mainly Muslim soldiers who died during the Balkan War and WWI, especially those wounded in the Çanakkale War (Gallipoli Campaign), which is considered the forerunner of the Turkish War of Independence (Kurtuluş Savaşı, 1919-1923) and one of the influential founding myths of the Turkish Republic. The soldiers who have lost their lives in the war against the PKK (Kurdistan Workers’ Party) since the end of the 1980s are also buried here, creating a continuum of historical enemies. In addition, civilians killed during the 15 July coup attempt in 2016 are buried in a separate section next to the Edirnekapı Cemetery, adding another internal enemy - the Gülen Movement - to the official history. The physical correspondence of this mnemonical expansion is also visible in the expansion of the cemetery area, which has been gradually transformed into a public transportation hub since 2008. This article examines how the cemetery reproduces the myth of martyrdom and shapes the social frameworks of memory in favour of nationalism on the D-100 highway. The intersectionality of collective memory and urban infrastructure is analysed through the history and spatial formation of the cemetery, as a part of the greater mnemonic constellation on the D-100 highway.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
16

Zuhal Eğridere, Zeynep. "ÇOCUK KİTAPLARINDA ÇANAKKALE SAVAŞI." International Language, Literature and Folklore Researchers Journal 1, no. 15 (2018): 92–110. http://dx.doi.org/10.12992/turuk592.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
17

ÖZHER KOÇ, Sema. "Geriye Dönenlerin Toplumla Yüzleşmesi: Peyami Safa’dan “Mahşer” Telaşı." Erdem, no. 62 (April 1, 2012): 179–90. http://dx.doi.org/10.32704/erdem.2012.62.179.

Full text
Abstract:
Peyami Safa, romanlarında Türk toplumunun radikal dönüşümler yaşadığı zamanlara yer vermekle Türk insanının sosyo-kültürel yapısına ayna tutmuş olur. Savaş, toplum yaşamında radikal dönüşümler yaratan olgulardan birisidir ve insanları üç sınıfa ayırır: Savaş bittiğinde her şeyin güzel olacağına inananlar ki onlar geri dönmezler; geride kalıp kendini kurtaranlar ki onlar işbirlikçilerdir; geriye dönüp hayal kırıklığı yaşayanlar ki onlar döndüğüne pişman olanlardır. Bir Çanakkale gazisinin İstanbul'a dönüşüyle beraber yaşadığı olayları içeren Mahşer romanı, savaştan dönenlerin toplumla yüzleşmesini anlatır. Askeri güçler tarafından şüpheli görüldüğü için ilk bozgunu yaşayan başkişi Nihat, Galata-Nişantaşı-Beyoğlu etrafında konuşlanmış yolsuzluk, suistimal ve ahlâki çözülüşe tanık oldukça cephede canını verenlerin kimin için öldüğünü sorgulamaya başlar. Olaylarla birlikte hayal kırıklığı da artan başkişinin yaşadığı intihar girişimi bu yüzleşmenin acı sonuçlarını göstermesi bakımından önemlidir. Başkişinin içinde bulunduğu bunalım ve kaos hali tek kelimeyle anlatılabilir: Mahşer! Peyami Safa, başkişi Nihat aracılığıyla Kurtuluş Savaşı'nı da verecek olan bir neslin içsel karmaşasını/hayal kırıklıklarını gözler önüne serer. Romanın bu bağlamda çözümlenmesi savaşın yarattığı toplumsal çözülüşün ve yozlaşmanın boyutlarını yansıtmaya yardım edecektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
18

EDİ, Ahmet. "RUS TARİHÇİLERİ GÖZÜNDEN ÇANAKKALE SAVAŞ." Ekev Akademi Dergisi, no. 75 (January 1, 2018): 1–14. http://dx.doi.org/10.17753/ekev962.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
19

DERE, Oktay. "Alan, S. Budist Uygur Metinlerinde ‘Savaş Aletleri’, Tematik ve Dilsel İnceleme. Çanakkale: Paradigma Akademi Yayınları, 2023, ss. 230. ISBN: 978-625-6822-42-9." Journal of Old Turkic Studies 8, no. 1 (2024): 203–8. http://dx.doi.org/10.35236/jots.1422776.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
20

CANSUN, Şebnem. "FİLMLER, SİYASET VE TARİH: ÇANAKKALE SAVAŞI ÖRNEĞİ." Journal of Academic Social Science Studies 1, Number: 74 (2019): 481–93. http://dx.doi.org/10.9761/jasss7984.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
21

SARAL, Emre. "Avusturyalı Savaş Muhabiri Georg Bittner’in Çanakkale Cephesi İzlenimleri." Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı 15, no. 23 (2017): 133–63. http://dx.doi.org/10.17518/canakkalearastirmalari.348260.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
22

Cımenlı, Şakire. "ANAFARTALAR KAHRAMANI MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN 1928 YILI ÇANAKKALE ZİYARETİ." Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, no. 76 (May 29, 2025): 54–69. https://doi.org/10.46955/ankuayd.1610953.

Full text
Abstract:
İletişim ağının günümüzdeki gibi gelişmediği, bilgiye ulaşmanın çok daha zor ve kısıtlı olduğu Cumhuriyetin ilk dönemleri sadece halk nazarında değil, icraatlarını halka anlatma konusunda devlet liderleri için de son derece sancılı bir evre olmuştur. Halk ile devlet arasındaki yegâne iletişim vasıtasının gazeteler ve dergiler olduğu göz önüne alındığında bu sınırlı ve kısıtlı kaynağa alternatif geliştirmenin ne denli elzem olduğu da anlaşılacaktır. Siyasi aktörler, bu alternatif kaynak arama ihtiyacını gerçekleştirdikleri yurt gezileri ile çeşitlendirmişlerdir. Hayata geçirilmek istenen devrim/icraat gibi çalışmaların propagandasının yapıldığı ciddi arenalar haline dönüştürülen bu geziler ayrıca devlet liderlerine, halkı ve devlet memurlarını denetleme olanağı da sağlamıştır. Mustafa Kemal Paşa’nın, çok yönlü gerçekleştirdiği yurt gezileri de bu amaca hizmet eden gezilerdendir ve bunlardan biri de 1928 yılı Çanakkale gezisidir. Mustafa Kemal Paşa, 1928 yılında gerçekleştirdiği bu gezisinde: Harf Devrimi’yle ilgili incelemelerde bulunmuş, Çanakkale savaş alanlarını gezmiş, donanmaya tatbikat yaptırmıştır. TBMM Zabıt Tutanaklarını, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşiv belgelerini, ulusal basını ve dönemi ihtiva eden literatür kaynakları referans alarak hazırlanan bu çalışma, Mustafa Kemal Paşa’nın, Cumhurbaşkanı olarak Çanakkale’ye ilk ziyareti olan 1928 yılı gezisinin bu yönlerini analiz edip ortaya koymayı amaçlamıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
23

Serpil, SÜRMELİ. "Siyaset ve savaş İngilizlerin Çanakkale çıkmazı (3 Kasım 1914-18 Mart 1915)." Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, no. 57 (2015): 131–46. http://dx.doi.org/10.1501/tite_0000000435.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
24

Akca, Catherine. "Transnational Identity in Robyn Rowland’s Australian/Turkish Poems: This Intimate War: Gallipoli/Çanakkale 1915 - İçli Dışlı Bir Savaş: Gelibolu/Çanakkale 1915." Epiphany 8, no. 2 (2015): 23. http://dx.doi.org/10.21533/epiphany.v8i2.158.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
25

NERSESOĞLU, Haçadur. "Montreux Boğazlar Sözleşmesinin Ermeni Basınındaki Yansımaları." JOURNAL OF HISTORY AND FUTURE 8, no. 3 (2022): 846–58. http://dx.doi.org/10.21551/jhf.1163063.

Full text
Abstract:
Stratejik önemi nedeniyle İstanbul ve Çanakkale Boğazları, tarih boyunca birçok devletin egemenliği altına almak istediği bölgeler olmuştur. Özellikle XVIII. yüzyılda Rusya’nın Karadeniz’de büyük bir güç olması hem Osmanlı Devleti hem de Avrupalı Devletler için tehdit olmaya başlamıştır. Boğazlar Sorunu olarak adlandırılan bu süreç Lozan Antlaşmasına kadar devam etmiştir. Lozan Antlaşmasıyla Boğazlardan geçişin serbest olduğu, boğazların iki yakasının askerden arındırılacağı ve boğazların geçişinin uluslararası bir komisyon tarafından idare edileceği kararı alınmıştır. Ancak İtalya’nın Doğu Akdeniz ve Balkanlarda yürütebileceği faaliyetlerden kaygı duyan Türkiye, Lozan Antlaşması’nda boğazların askerden arındırılması hükmünün kaldırılması için harekete geçmiş ve bu konuyu ilk olarak 1933 Mayıs’ında düzenlenen Londra Silahsızlandırma Konferansı’nda gündeme getirmiştir. Bu süre zarfında İtalya’nın Habeşistan’a saldırması ve Almanya’nın Versailles [Versay] Antlaşması’na aykırı hareket ederek Ren bölgesine asker yerleştirmesi, Türkiye’nin Lozan Konferansı’na katılan ülkelere 11 Nisan 1936 tarihinde nota vermesine yol açmıştır. 
 Yaşanan olayların ardından İsviçre’nin Montreux şehrinde görüşmeler başlamış ve 20 Temmuz 1936 tarihinde Montreux Boğazlar Sözleşmesi imzalanmıştır. Söz konusu sözleşme ile Türkiye Boğazlar üzerinde tam kontrol hakkını elde etmiş ve barış zamanı sivil gemilerin serbest geçişi garanti altına alınmıştır. Ayrıca Türkiye İstanbul ve Çanakkale Boğazlarında kontrol ile savaş gemilerinin geçişini düzenleme hakkını kazanmıştır. Böylece gelecekte yaşanabilecek problemlerin önüne geçilmiştir. Nitekim, 24 Şubat 2022 tarihinde Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasıyla Karadeniz kıyılarına uzanan bu bölgede zorlu bir süreç başlamıştır. Rusya’nın hamlesi boğazların durumunu yani 1936 Montreux Boğazlar Sözleşmesi’ni tekrar gündeme getirmiştir. Çalışmanın amacı Montreux Boğazlar Sözleşmesi’nin önemini ve sözleşmenin imzalandığı dönemde Ermeni basın organlarının tutumunu aktarmaktır. Çalışmada Türkiye ve yurt dışında yayımlanan Ermenice gazete ve dergilere yer verilecektir. Söz konusu gazetelerde kaleme alınan köşe yazıları ve haberler incelenecektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
26

Tevetoğlu, Fethi. "Gazi Nazrûl İslâm." Belleten 53, no. 207-208 (1989): 853–82. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.1989.853.

Full text
Abstract:
Atatürk, (Mustafa Kemâl Paşa) olarak dünyâya yaygın büyük ününü, kuşkusuz, Çanakkale savaşlarında yarattığı (Anafartalar Destanı) ile kazanmışdır. Târihin en büyük kahramanlık destanlarına beşiklik etmiş bulunan Anadolu'ya, Türklerin bin yıllık yurduna saldıran Avrupa emperyalistlerine karşı (Mustafa Kemâl Paşa)'nın elinde yükselen meş'ale, sömürgecilik çizmesi altında inleyen Asya'lı ve Afrika'lı birçok milletlere kurtuluş yollarını aydınlatan ilâhi bir ışık olmuştur. Mevlânâ Abdul Bahri ve Mevlânâ Muhammed Ali-Şevket Ali Kardeşler başta, pekçok Müslüman mücâhid gibi, Hindistan'ın en ünlü evlâtları Rabindranath Tagore (7 Mayıs 1861-7 Ağustos 1941), Mahatma K. Gandhi (2 Ekim 1869-30 Ocak 1948), Pandid Cevâhir-i-lâl Nehrû (14 Kasım 1889-27 Mayıs 1964) ve Bengalli büyük kadın şâir Sarojini Naidu (13 Şubat 1879-3 Mart 1949)'nun da dâhil bulundukları yüzlerce seçkin Hindû lider, her türlü İngiliz baskı ve terörünü hiçe sayarak, Anafartalar'da destanlaşan Mustafa Kemâl Paşa ile O'nun büyük milletini Anadolu'da sömürgecilere karşı savaş verdikleri sırada desteklemişlerdir. Şahsen tanımak mutluluğuna erdiğim Nehrû'nun 14 Kasım 1963 Perşembe günü, Yeni Delhi'deki -bugün Nehrû Müzesi bulunan- mâlikânelerinde bana bizzat söylediklerine göre, bütün bu Hindli İstiklâl Mücâdelecileri'nin yüreklerine (SEMBOL KAHRAMAN) diye yerleşmiş (Mustafa Kemâl Paşa)'ya duyulan sevgi ve tutkuyu onlara ilk üfleyen, aşılayan değerli şâir: Gazi Nazrûl İslâm olmuşdur.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
27

SAATCI, Gencay, and Murat AKSU. "LİSANS DÜZEYİNDE TURİZM EĞİTİMİ ALAN YABANCI UYRUKLU ÖĞRENCİLERİN KORONAVİRÜS ALGILARINI METAFOR YOLU İLE TESPİT ETMEYE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA." Volume 5, Issue 4 5, no. 4 (2020): 617–30. http://dx.doi.org/10.26809/joa.5.042.

Full text
Abstract:
Bu çalışma ile lisans düzeyinde turizm eğitimi alan yabancı uyruklu öğrencilerin koronavirüs kavramına ilişkin olarak geliştirmiş oldukları metaforların incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada yabancı uyruklu öğrencilerin koronavirüs kavramını açıklamada hangi metaforları kullandığı ve ortak özellikleri dikkate alındığında hangi gruplar altında toplanabildiği sorularına cevap aranmıştır. Araştırmanın evrenini Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Turizm Fakültesinde okuyan 87 yabancı uyruklu öğrenci oluşturmaktadır. Verilerin toplanmasında yarı yapılandırılmış anket formu kullanılmıştır. Koronavirüs salgınının ortaya çıkması sonucu alınan tedbirlerden dolayı yabancı uyruklu öğrencilere anket formu elektronik posta yolu ile ulaştırılmıştır. Araştırma verileri 30 Mart 2020-4 Mayıs 2020 tarihleri arasında 22 tane anket toplanmıştır. Araştırma sonucunda elde veriler, nitel araştırma yöntemlerinden içerik analizi yardımıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırma bulgularına göre koronavirüs kavramı 8 kategoride incelenmiştir. Kategoriler “Doğa Olayları”, “Sağlık”, “Hayatı Sorgulama”, “Eğitim”, “Ölüm”, “Savaş”, “Sanat” ve “Yenilik” olarak ortaya çıkmıştır. Metaforların nedenleri incelendiğinde, tüm dünyanın ve ülkenin etkilendiği, planların aniden değişebileceği ve hızla yayılabileceği belirtilmiştir. Ayrıca sağlığın tehdit altında olduğu, çaresiz insanların öldüğü, ölümün hatırlatıldığı, özgürlüklerin kısıtlandığı ve insanlardan korktukları belirtilmiştir. Öte yandan, insana farkındalık ve değer katan şeylerin temizlik, hijyen ve sabrın öneminin anlaşıldığı bir süreç olduğu vurgulandı. Araştırmanın en dikkat çekici sonucu; öğrencilerin turizm ile ilgili herhangi bir metafor geliştirmemiş olmalarıdır. Ayrıca araştırma verilerinde katılımcılardan ortak bir görüş tespit edilmemiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
28

KURT, Emin. "Hiding Defeat From Eyes: British Air Force Activities in the Evacuation of Gallipoli." Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı, July 19, 2023. http://dx.doi.org/10.17518/canakkalearastirmalari.1298389.

Full text
Abstract:
Çanakkale Muharebeleri, Türk askeri ve siyasi tarihi için olduğu kadar dünya tarihi için de bir dönüm noktasıdır. Savaşın Türkler lehine sonuçlanması, Birinci Dünya Savaşı’nın akışını ve dünya tarihini ilelebet değiştirmiştir. Bu özelliği nedeniyle Çanakkale Savaşı, Birinci Dünya Savaşı içindeki herhangi bir savaştan daha çok incelenmiş, hakkında çok fazla araştırma yapılmıştır. Bazı yabancı yazarlar, Çanakkale Savaşı hakkında ormanları bitirecek kadar kâğıt ve denizleri kurutacak kadar mürekkep harcandığından bahsetmektedir. Bu iddianın gerçeklik payı çok yüksektir. 
 Çanakkale Savaşı, hemen hemen savaşan tüm ülke araştırmaları içinde geniş bir literatüre sahiptir. Savaşın incelenmesi o dereceye varmıştır ki, deniz ve kara muharebelerini inceleyen çalışmaların yanında, savaş içinde gerçekleşen muharebeleri ve hatta bölgeleri inceleyen eserler ortaya konulmuştur. 
 Çanakkale deniz ve kara muharebelerindeki kaynak bolluğunun aksine, hava harekâtı hakkında çok az kaynak mevcuttur. Bu pencereden bakıldığında; hava harekâtının Çanakkale Muharebelerinin unutulan cephesi olduğunu söylemek mümkündür. Karada ve denizdeki savaşın yoğunluğunun, gözleri ve dikkatleri, gökyüzüne ve yükseklerdeki savaşa yöneltmekten alıkoyduğu söylenebilir. Çanakkale Savaşı’nı konu alan birçok eserde, havacılık konusu; “Çanakkale’de uçaklar da kullanıldı” algısını yaratmaktan öteye gidememektedir. Bu eserlerde havacılık, kara ve deniz savaşlarının anlatımı renklendiren, anlatım zenginliği yaratan, değinilmiş olmak için anlatılan bir konudan ileriye gidememiştir.
 Bu çalışmada, Gelibolu’nun tahliyesinden sonra Müttefik, özelliklede İngiliz hava gücünün tahliyenin Türk uçaklarından gizlenmesi yönündeki faaliyetleri, Türk ve yabancı arşiv belgeleri, Çanakkale hava faaliyetleri konusunda yazılmış birincil kaynak kitaplardan incelenecek, tahliyeye yönelik İngiliz hava gücü faaliyetinin boyutu ortaya konulmaya çalışılacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
29

ÖZCAN, Orhan. "AVUSTRALYALI GAZETECİ ERNEST RICHARD PEACOCK’UN MUSTAFA KEMAL PAŞA’YLA ÇANAKKALE SAVAŞI ÜZERİNE RÖPORTAJI." Belgi Dergisi, November 17, 2022. http://dx.doi.org/10.33431/belgi.1134718.

Full text
Abstract:
Avustralya’da yayın hayatını sürdüren “Herald” ve Sydney “Sun” gazeteleri adına, Avustralyalı gazeteci Ernest Richard Peacock ve beraberinde Avustralya, Yeni Zelanda, Büyük Britanya askerlerinden oluşan askerî heyet, gezi/gözlem ve incelemelerde bulunmak maksadıyla 1918 yılının sonunda Gelibolu Yarımadası ve İstanbul’u ziyaret etmişlerdir. Gazeteci E.R. Peacock, savaş sonrası Çanakkale Savaş alanıyla ilgili gezi gözlemlerini ve Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal Paşa’yla Çanakkale Savaşı hakkında mülakatını Herald Gazetesi’nde 27 Aralık 1918’de haber yapmıştır. 
 Çalışmanın amacı, Avustralya basınında ilk kez “Mustafa Kemal Paşa” ismiyle yer alan röportajın değerlendirilmesi ve Çanakkale Savaşı hakkındaki mülakatın bizzat savaşın seyrine etkide bulunan Mustafa Kemal Paşa’nın ifadelerine yer verilmesidir. Araştırmada Avustralya’nın basın arşivi kronolojik olarak taranmış, Çanakkale Savaşı ve Atatürk günlüğüyle ilgili kaynaklar karşılaştırmalı olarak analiz edilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
30

CEYHAN AKÇA, Nesime. "İngiliz-Avustralyalı asker/şair Geoffrey Wall’ın şiirlerinde Gelibolu muharebesi." RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, April 21, 2023. http://dx.doi.org/10.29000/rumelide.1285321.

Full text
Abstract:
Çanakkale Savaşının edebiyata yansımalarında yabancı güçleri temsil eden milletlerin edebî ürünleri Türkiye’de az sayıda çalışma ile ihmal edilmiş bir bilimsel alanı oluşturur. Oysa Çanakkale Savaşları ile ilgili yazılan her edebî ürün aynı zamanda bizi anlatmakta ve milletçe yaşadığımız bu büyük savunma savaşını anlamamızı kolaylaştırmaktadır. Çanakkale Savaşı ile ilgili İngilizce olarak ortaya konulan eserler özellikle savaşın yüzüncü yılından itibaren yavaş yavaş Türk araştırmacıların dikkatini çekmeye başlamıştır: Büyük bir kısmı Çanakkale Savaşına asker olarak katılan İngiliz veya Avustralya kökenli şairlerin yaşamları incelenerek, yazdıkları edebi ürünlerse İngilizceden Türkçeye çevrilip değerlendirilerek harp edebiyatı çalışmalarına katkı sağlanmaktadır. Geoffrey Wall, Birinci Dünya Savaşı esnasında cephe gerisinde bulunmuş ve Çanakkale Savaşları ile ilgili şiir kaleme almış İngiliz kökenli Avustralyalı bir şairdir. Geoffrey Wall, Birinci Dünya Savaşı’nda Gelibolu cephesinde yer almamasına rağmen The Return (Geri Dönüş) isimli şiirinde Gelibolu muharebesine katılan bir Anzak askeri ile bir Türk askerinin sıcak savaş esnasında cephede karşılaşmalarını anlatır. Avustralya’dan Türklerle savaşacakları söylenmeden getirilen Avustralyalı askerlerin bu savaşın neresinde olduklarını sorgulayan şair, aslında birçok İngiliz ve Avustralyalı askerin duygularını aktarmaktadır. Yazının amacı Türk Harp edebiyatı çalışmalarında bahsi geçmeyen, Türklerle savaşmaya gelmiş “yabancı güçler”in edebiyatı ile ilgili bir örneği tanıtmaktır. Makalede Çanakkale Savaşının öteki gözüyle anlatılmasının bir parçası olan Geoffrey Wall’ın hayatı, edebiyatla ilişkisi ve Çanakkale Savaşı ile ilgili kaleme aldığı şiirler tespit edilmiş, İngilizceden Türkçeye çevrilerek analiz edilmeye çalışılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
31

Altıntaş, Yusuf Ziya. "Çanakkale Savaşı'nda Müttefiklik ve Alman Kaynakları." Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, December 28, 2024. https://doi.org/10.55842/talid.1577160.

Full text
Abstract:
Çanakkale Savaşı, Birinci Dünya Savaşı’nın ilk aylarında Osmanlı Devleti’nin fiilen bu savaşa dâhil olmasından kısa süre sonra başlayan ve esas merkezi Avrupa olan büyük savaşın kaderini etkileyen cephelerinden birisidir. Savaşa katılan pek çok devletin bu cephede doğrudan veya dolaylı biçimde yer alması yerli kaynakların yanı sıra yabancı dillerde de Çanakkale Savaşı’na dair büyük bir literatür birikiminin oluşmasını beraberinde getirmiştir. Pek az istisnası olmakla birlikte Osmanlı/Türkiye tarih yazımında Çanakkale Cephesi, “yedi düvele karşı kazanılan” ve “Millî Mücadelenin ruhunu oluşturan” büyük bir zafer olarak öne çıkmaktadır. Çanakkale Zaferi bu yüzden Türk tarihçilerinin en fazla ilgi gösterdikleri konulardan biridir. Bu yoğun ilgiye rağmen Birinci Dünya Savaşında müttefiklik ilişkisi içerisinde bulunulan Almanya’nın Çanakkale’deki yerini ve katkısını, bu alana dair kaynak zenginliğini de içeren çalışmaların azlığı dikkati çekmektedir. Bu makalede Çanakkale Savaşı’ndaki Alman varlığı ve etkinliğine dair kaynaklar müttefiklik ilişkisi ve tarih yazımı çerçevesinde ele alınacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
32

KURT, Emin. "KAN DENİZİNE YUKARIDAN BAKMAK: 25 NİSAN ÇIKARTMASINDA İTİLAF HAVA GÜCÜ FAALİYETLERİ." Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları Dergisi, December 26, 2022. http://dx.doi.org/10.35239/tariharastirmalari.1092710.

Full text
Abstract:
Çanakkale Savaşı, Türk tarih incelemelerinde olduğu kadar dünya askeri tarih incelemelerinde en çok araştırma yapılan savaşlardan birisidir. Savaşın hemen hemen her boyutu ayrı ayı incelendi. Çanakkale Savaşı’na duyulan bu ilgi ve geniş literatürün aksine incelenmeyeni gözlerden uzak kalan konu savaşın havacılık boyutu oldu. Çanakkale Savaşı hava faaliyetlerini incelen çalışmalar bir elin parmaklarını geçmedi ve ne yazık ki konuya Türk perspektif ve Türk kaynaklarından bakmaktan ileriye gidemedi. 
 Bilinenin aksime Çanakkale Savaşı yoğun bir hava harekâtına sahne oldu. Türk havacılarının Birinci Dünya Savaşı sırasında görev aldığı ilk cephe Çanakkale Cephesi olurken, ilk operatif hava birliği olan 1. Tayyare Bölüğü, Çanakkale Cephesi’nde kuruldu. İtilaf Devletleri de Çanakkale’de büyük denebilecek bir hava gücü bulundurdu. 
 18 Mart 1915’de İtilaf Donanmasının Çanakkale Boğazı’nı geçmemesi üzerine, çatışmalar müşterek bir harekâta evrilirken, bölgedeki İtilaf hava güce de sayı olarak arttırıldı. Harp sahasına gelen ilk İtilaf hava gücünü barındıran Ark Royal uçak gemisine uçak takviyesi yapılırken, İngiliz Donanma Hava Servisine bağlı 3. Filo’da gölgede konuşlandırıldı. Bu hava gücü daha sonra Fransız deniz uçakları ile takviye edildi. 
 İngiliz havacılar 25 Nisan 1915 çıkartmasında kan denizinin üzerinde uçtuklarını ifade ettiler. Yüksekten ve geniş bakış açısından yaşanan kıyafetin canlı tanıkları oldular. Bu çalışmada 25 Nisan çıkartması öncesinde İtilaf hava gücünün arttırılmasına yönelik çalışmalara ve çıkartma günü İtilaf hava gücünün faaliyetlerine odaklanacaktır. Konu İngiliz ve Türk arşiv kaynakları ve dönemin şahitlerinin anıları ile karşılaştırmalı incelenerek, İtilaf hava gücünün çıkartma anındaki etkinliği ortaya konulmaya çalışılacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
33

ILGAR, Rüştü. "THE INFLUENCE OF GEOGRAPHY ON THE GALLIPOLI WARS." Uluslararası Anadolu Sosyal Bilimler Dergisi, October 18, 2023. http://dx.doi.org/10.47525/ulasbid.1330555.

Full text
Abstract:
Coğrafya ile savaşlar arasında çok sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Tarihi süreçte coğrafim yapı sıklıkla savaşların güçlük derecesi ve fetihlerle ilişkilendirilmiştir. Savaşlar sırasında coğrafi faktörler kimi zaman taraflara engelleyici olurken, kimi zaman da kolaylaştırıcı birer etken olmuştur. Coğrafi mekânın sahip olduğu özellikler yani “jeopolitik unsurlar” yeryüzünde savaşların dağılışında önemli etkilere sahip olmuştur. Coğrafi faktörlerin önemini bilmek, savaş yerinin coğrafyasına uygun taktikler uygulamak her zaman bir avantaj olmuştur.
 Çanakkale Savaş alanlarının coğrafyası yani yeryüzü şekilleri, iklimi, bitki örtüsü, eğimi, akarsu ağı şebekesi, toprak yapısı, deniz akıntıları vb. savaşın oluşum ve gelişiminde çok etkili olmuştur. Çanakkale Savaşları’nda dünyanın en büyük askeri birlikteliklerine güçlükler oluşturmuş, Türk'lerinse coğrafyayı iyi bilmeleri ve hâkim olması, genellikle coğrafi faktörlerden yararlanarak başarılı stratejiler geliştirmelerine ve savaşın gidişatını değiştirmelerine kolaylık sağlamıştır. Coğrafya bilgi desteği ile uygulanan stratejiler, Türk azmi ve kararlılığı ile birleşince savaşın gidişatını değişmiştir. Sonuç olarak İtilaf Devletleri her anlamda daha üstün olduğu bu savaşı jeostratejik acizlik ve coğrafyayı yeterince bilmediklerinden dolayı kaybetmek zorunda kalmışlardır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
34

AYTEPE, Oğuz. "Çanakkale Savaşı Bibliyografyası." Ankara Üniversitesi Türk İnkilap Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, 2000, 1–72. http://dx.doi.org/10.1501/tite_0000000141.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
35

ÇETİN, Vahide. "Trablusgarp Savaşı Sırasında Deniz Hakimiyeti Mücadelesinin The New York Times Gazetesi Haberlerine Yansıması." Abant Sosyal Bilimler Dergisi, October 16, 2023. http://dx.doi.org/10.11616/asbi.1329486.

Full text
Abstract:
Trablusgarp Savaşı, Osmanlı Devleti ve İtalya arasında 13 ay sürmüştür. Bu savaş gerek yerel gerekse uluslararası basında yer almıştır. Özellikle basında kamuoyunun merak ettiği, Büyük Güçler olarak anılan İngiltere, Fransa, Almanya ve Rusya’nın onayını ve desteğini alan İtalya’nın bu ülkelere verdiği savaşın yerel kalacağına ve Adriyatik ile Ege Denizi’ne sıçramayacağına, boğazlara saldırının olmayacağına dair verdiği sözleri tutup tutmayacağıyla ilgili konular haber olmuştur. İtalya’nın sömürge alanı olarak seçtiği Trablusgarp’ta mücadelenin uzaması nedeniyle ekonomisinin bozulmaya başlaması üzerine İtalya verdiği sözlerden dönerek Osmanlı Devleti’ni zor durumda bırakarak barış şartlarını kabul ettirmek için Farsan Adaları’nı ve 12 Ada’yı işgal etmiş ve Çanakkale Boğazı’na saldırılar düzenlemiştir. Böylece savaş Kızıldeniz’e, Doğu Akdeniz’e ve Ege Denizi’ne yayılmıştır. Bu makalenin amacı Trablusgarp Savaşı’nda denizlerdeki hâkimiyet mücadelesinin The New York Times Gazetesi’nde nasıl ele alındığını incelemektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
36

Ertekin, Ferdi. "İSTATİSTİKLERLE I. DÜNYA HARBİ: İNGİLİZ İSTİHBARAT RAPORLARINA GÖRE (1914-1918)." Karadeniz Araştırmaları, September 19, 2024. http://dx.doi.org/10.56694/karadearas.1506271.

Full text
Abstract:
Birinci Dünya Harbi (1914-1918), 20. yüzyıl boyunca uluslararası güç dengelerini yeniden şekillendiren ve İkinci Dünya Savaşı (1939-1945) ile Soğuk Savaş'ın (1947-1991) ilk tohumlarını eken son derece önemli bir olaydır. Bu harp sonucunda milyonlarca asker hayatını kaybetmiş, dünyadaki erkek nüfusu azalmış, köklü monarşiler dağılmış ve jeopolitik dengeler alt üst olmuştur. Bu askeri olay dünya siyasetini, ekonomisini, demografisini ve silah teknolojisini kökten değiştirmiştir. Birinci Dünya Savaşı üzerine çok sayıda tez, makale ve kitap yazılmış olmasına rağmen, bu çalışmaların çoğu savaşı istatistiksel boyutlardan ziyade siyasi, askeri, ekonomik ve tarihsel bağlamlarda analiz etmiştir. Bu makale, İngiliz Genelkurmay Başkanlığı, Savaş Bakanlığı, Askeri İstihbarat Müdürlüğü ve özellikle Savaş Komitesi, Çanakkale Komitesi, İmparatorluk Müdafaa Komitesi, Düşman Personel Komitesi ve Kabine İnsan Gücü Komitesi tarafından hazırlanan raporları merkeze alarak I. Dünya Savaşı'nı istatistiksel bir perspektiften ele alma denemesidir. Bununla birlikte, Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili bölümler yerli ve yabancı literatürdeki güncel bilgilerle karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. İngiliz raporlarında ortaya konan temel parametrelerin eleştirel bir analizinin yapıldığı makalede, Kasım 1914-Ekim 1918 tarihleri arasında Osmanlı ordusunun toplam nüfusu, seferber edilebilir insan gücü, askeri kuvvet mevcudu ve - Çanakkale cephesi başta olmak üzere- Kasım 1914-Ekim 1918 arasında verdiği toplam zayiat miktarlarına ilişkin muhtelif yeni tahmin denemelerine de yer verilmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
37

ÖZDEMİR, İslam. "Seddülbahir Cephesi'nde Zığındere Muharebeleri (28 Haziran-5 Temmuz 1915)." Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı, August 14, 2023. http://dx.doi.org/10.17518/canakkalearastirmalari.1342245.

Full text
Abstract:
Birinci Dünya Savaşı süresince yaşanan muharebeler genelinde değerlendirildiğinde 1915 yılında Çanakkale Cephesi’nde meydana gelen muharebeler bu harbin sonuçlarını doğrudan etkileyen çarpışmalar olma özelliğini taşımaktadır. İtilaf Devletlerinin, Almanya’nın müttefiki olarak bu savaşa katılan Osmanlı Devletini saf dışı bırakmak ve İstanbul’u işgal ettikten sonra Çarlık Rusya’sına yardım etmek gibi nedenlerle 19 Şubat 1915 tarihinde donanma ile başlattıkları Çanakkale Harekâtı, onlar açısından beklenilen sonuçlara ulaşamamıştır. 18 Mart 1915 Boğaz Muharebesi’nde ağır bir yenilgi alan İngiliz ve Fransız donanması, bu tarihten itibaren Çanakkale Boğazı’nın kilidini kırıp İstanbul yolunu açma görevini Akdeniz Seferi Kuvvetlerine devretmiş ve Gelibolu Yarımadası’nda kara harekâtını yürüten seferi kuvvetin harekâtını kolaylaştırmak maksadıyla kara birliklerine topçu desteği vermeye başlamıştır. 25 Nisan 1915’te Akdeniz Seferi Kuvvetlerine bağlı kara birliklerinin Gelibolu Yarımadası’na yaptığı çıkarma harekâtıyla başlayan kara muharebeleri yaklaşık 8,5 ay sürmüştür. Üç cephede aylarca devam eden bu şiddetli muharebelerin en kanlı safhaları ise Seddülbahir Cephesi’nde meydana gelmiştir.
 Savaşın ilerleyen günlerinde sürekli takviye alan Müttefikler Alçıtepe’yi ele geçirmek maksadıyla öncelikle üç aşamada gerçekleşen ve “Kirte Muharebeleri” olarak isimlendirilen genel cephe taarruzları gerçekleştirmişlerse de yine Türk birliklerinin direncini kırmayı başaramamışlardır. Seddülbahir Cephesi’nde yaşanan ve on binlerce askerin hayatına mal olan bu kanlı muharebe safhasının en şiddetlisini Zığındere Muharebeleri oluşturmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
38

ÖZMEN, Necmettin, and Safur İNAN. "Çanakkale Savaşını Konu Eden Romanlarda Mustafa Kemal Anlatımı – II." RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, no. 43 (November 9, 2024). https://doi.org/10.5281/zenodo.14058841.

Full text
Abstract:
Birinci D&uuml;nya Savaşı&rsquo;nda, &Ccedil;anakkale cephesi savaşları 1915&rsquo;te yaşanır. Ancak T&uuml;rk edebiyatında m&uuml;stakil bir &Ccedil;anakkale romanı g&ouml;rmek ancak Mustafa Necati Sepet&ccedil;ioğlu&rsquo;nun 1989&rsquo;da yayımlanmaya başlanan &hellip;<em>ve &Ccedil;anakkale Geldiler, &hellip;ve &Ccedil;anakkale G&ouml;rd&uuml;ler, &hellip;ve &Ccedil;anakkale D&ouml;nd&uuml;ler</em> adlı &uuml;&ccedil; ciltlik eseri ile m&uuml;mk&uuml;n olur. T&uuml;rk tarihi a&ccedil;ısından &ouml;nemli bir d&ouml;n&uuml;m noktası olan &Ccedil;anakkale savaşı bunlardan sonra başka romanlara da konu olur. Eserlerin bir kısmı doğrudan &Ccedil;anakkale savaşını konu ederken bir kısmı dolaylı olarak bu savaşa değinir. T&uuml;rkiye&rsquo;deki &ouml;nemli tartışma konularından biri Mustafa Kemal&rsquo;in &Ccedil;anakkale savaşlarına etkisi ya da katkısıdır. Bazıları onun bu savaşta &ouml;nemli bir etkisi, katkısı bulunmadığını, bazıları ise bu savaşın Mustafa Kemal sayesinde kazanıldığını s&ouml;yler. Ger&ccedil;ek hayatta&nbsp; yaşanan bu tartışma roman t&uuml;r&uuml;ne nasıl yansımıştır, romanlarda Mustafa Kemal&rsquo;e ne kadar yer verilmiştir sorularının cevabı olmak &uuml;zere bu &ccedil;alışmanın amacı; 1989&rsquo;dan sonra yayımlanmış ve &Ccedil;anakkale savaşlarını işleyen <em>&Ccedil;anakkale Mahşeri </em>(1999),<em> Zul&uuml;m Dağları Aşar &Ccedil;anakkale İ&ccedil;inde </em>(2000),<em> Tarihe Sığmayan Destan &Ccedil;anakkale </em>(2003),<em> Gelibolu Yenilmezlerin Yenildiği Yer </em>(2004),<em> &Ccedil;anakkale&rsquo;de &Ccedil;ocuklar da Savaştı </em>(2006),<em> Diriliş &Ccedil;anakkale 1915 </em>(2008),<em> 57. Alay &Ccedil;anakkale </em>(2008),<em> &Ccedil;anakkale Askerine R&uuml;tbe Gerekmez </em>(2017),<em> Uzun Beyaz Bulut Gelibolu </em>(2001)<em> ve Şafakta Yanan Mumlar </em>(2003) adlı romanlarda; kara savaşlarının başladığı 25 Nisan 1915&rsquo;ten &Ccedil;anakkale savaşının sonuna kadar ve savaştan sonra, Mustafa Kemal&rsquo;e nasıl ve ne kadar yer verildiği veya ona nasıl bir misyon y&uuml;klendiğini ortaya koymaktır. İncelememize konu edilen romanların hi&ccedil;birinde Mustafa Kemal&rsquo;i eleştiren veya onu olumsuz g&ouml;steren bir ifade, bir &ouml;rnek yoktur. Fakat her bir yazar Mustafa Kemal&rsquo;i farklı misyon ve ağırlıkta işler. Romanların tamamında Mustafa Kemal ileri g&ouml;r&uuml;şl&uuml;, &ccedil;alışkan, iyi yetişmiş, vatanın geleceğinden endişe duyan, g&ouml;z&uuml;n&uuml; budaktan sakınmayan, doğru stratejiler geliştiren bir kişi olarak yansıtılır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
39

SEYHAN, Enes. "TRABLUSGARP SAVAŞI’NDA ÇANAKKALE BOĞAZI’NIN MAYINLANMASI." Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı, April 29, 2023. http://dx.doi.org/10.17518/canakkalearastirmalari.1260802.

Full text
Abstract:
İtalya, milli birliğini tamamladıktan sonra diğer Avrupalı büyük devletler gibi hızla sömürgecilik politikası izlemiştir. Bu politika doğrultusunda da Akdeniz havzasında önce Tunus’a yönelmiş ancak Fransa’nın Tunus’u işgali ile Trablusgarp’ta nüfuz sağlama girişimlerinde bulunmuştur. İtalya, Trablusgarp’ı işgal etmeden önce bölgede işgali kolaylaştırabilmek maksadı ile siyasal, sosyal ve ekonomik birçok girişimde bulunduktan sonra Avrupalı büyük devletler ile de gizli anlaşmalar yapıp, onların da onayını aldıktan sonra Osmanlı Devleti’ne 29 Eylül 1911’de savaş açmışlardır.&#x0D; İtalya’daki bazı yöneticiler, bu savaş için askeri bir gezinti havasında geçeceği şeklinde yorumlar yapmışlardı. Ancak İtalyan ordusu, gönüllü olarak bölgeye giden Türk subaylarının eğitim verip, organize ettiği yerli halkın direnişi karşısında çıkmaza girmiştir. Zira İtalyan askeri birlikleri şehirlerin kıyı bölgelerini işgal etmiş olsalar da yerli halkın direnişi karşısında şehirlerin iç taraflarına girmeyi bir türlü başaramamışlardır. Bu durum İtalyan ekonomisi üzerinde büyük krizlere yol açarken, İtalyan askerleri açısından da moral ve motivasyonlarının çökmesine neden olmuştur.&#x0D; Bu nedenle İtalya, Osmanlı Devleti’ni barış masasına oturmak zorunda bırakmak için savaşı Akdeniz’e ve Ege’ye yaymaya karar vermiştir. Bu karar doğrultusunda da 18 Nisan 1912’de Çanakkale Boğazı’na saldırmışlardır. Bu makalede, İtalyan savaş gemilerinin Çanakkale Boğazı’nı geçme girişimlerine karşın, Osmanlı Devleti’nin almış olduğu savunma tedbirlerinden boğazın mayınlanma faaliyetleri incelenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
40

ATABAY, Mithat. "Kumkale’de Yunanlıların Yaptığı Sahte Bir Fransız Anıtı." Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı, September 25, 2023. http://dx.doi.org/10.17518/canakkalearastirmalari.1360990.

Full text
Abstract:
Özet &#x0D; Çanakkale kara savaşlarının başladığı 25 Nisan 1915 günü müttefik donanması Kumkale bölgesini şiddetli şekilde topçu ateşine tuttu. Saat 10:00’da da Kumkale’ye asker çıkardı ve köyü işgal etti. Kumkale köyünde şiddetli çarpışmalar oldu. &#x0D; Osmanlı 3. Tümeni’nin 25 Nisan 1915 gecesi üç taburla gerçekleştirdiği taarruz köyün içine kadar genişlediyse de düşman donanmasının ateşi altında birlikler dayanamayıp köyün dışına çıkmak zorunda kaldı. Düşman ertesi sabah başarısız bir taarruz daha yaptı ve sonrasında karşı taarruza kalkan Türk askerleri tekrar Kumkale’ye girdiyse de düşman donanmasının köye yönelttiği şiddetli topçu ateşi altında birliklerin bir kısmı köyden çıkmak zorunda kaldı, bir kısmı da evlere sığınarak savaşa yeniden başladı. &#x0D; Öğleden sonra Türk askeri birlikleri Orhaniye sırtlarına çekildi ve oradan düşmanın ilerlemesini engelledi. 26 Nisan gecesi Fransızlar Kumkale’yi boşalttı. İki gün devam eden savaş böylece sona erdi. &#x0D; 1.Dünya Savaşı sonrasında yapılan anlaşmalarla Yunanlılar Kumkale bölgesini 1920 yılında işgal ettiler. Boğazlar bölgesinde daha etkili olabilmek için Fransızların desteğini almak istediler. Bu amaçla Kumkale Türk Mezarlığı’nın içerisine bir anıt yaparak, bunu sanki Fransızlar yapmış gibi göstermeye çalıştılar. Çanakkale milletvekili Mehmet Bey’in girişimi ile bu anıtın Fransızlarla bir ilgisi olmadığı ve Yunanlıların yaptığı anlaşıldı ve sonra da yıkıldı.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
41

Yıldırım, Hatice. "METAKSAS’IN ÖLÜMÜ VE TÜRK KAMUOYU." Anadolu ve Balkan Araştırmaları Dergisi, October 1, 2024. http://dx.doi.org/10.32953/abad.1525672.

Full text
Abstract:
II. Dünya Savaşı’nda İtalya’nın verdiği ültimatoma hiç düşünmeden ret yanıtı veren ve Yunanistan topraklarını başarılı bir şekilde savunan General Metaksas, milli bir kahraman olarak kabul edilmektedir. Metaksas, 1936 yılında Kral II. Georges’un tam desteğini alarak Yunanistan’da iktidara gelmiş ve diktatör bir rejim kurarak komünizme karşı savaş açmıştır. Ülkesinde ulusal bölünme neticesinde meydana gelen partiler arası çatışmayı da kontrol altına alan Metaksas İtalyan saldırısı sürecinde Yunanistan’da milli birliğin oluşmasını sağlamıştır. Metaksas 1930 yılında Türk-Yunan ilişkilerinde başlatılan dostluk sürecinin iki ülkenin çıkarlarına da hizmet ettiği görüşünü savunarak daha da geliştirilmesi konusunda önemli adımlar atmıştır. 1937 yılında Türkiye’yi ziyaret etmiş ve beyanatlarında Türklere karşı duyduğu sevgiyi biraz da mübalağalı bir şekilde ifade etmiştir. Metaksas’ın bu yaklaşımı Türkiye’den de karşılık bulmuş ve Çanakkale Savaşı esnasında Türklere karşı savaşa girilmesine ve Anadolu’nun Yunan ordusu tarafından işgaline karşı çıkan bu komutanın samimiyetine itimat edilmiştir. Ayrıca İtalya’nın ültimatomu karşısında tereddüt etmeden savaşma kararı alan Metaksas, Türk kamuoyunun saygısını da kazanmıştır. Ancak Yunanistan’ın Arnavutluk dağlarında İtalya’ya karşı mücadelesi devam ederken 1941 yılının Ocak ayında Metaksas vefat etmiştir. II. Dünya Savaşı devam ederken komşusu Yunanistan’da bu önemli ismin kaybedilmiş olması Türkiye’de de büyük bir yankı uyandırmıştır. Bu çalışmada, dönemin ulusal ve yerel basınında yer alan haberler incelenmek suretiyle Metaksas’ın ölümünün Türk kamuoyundaki etkileri ele alınmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
42

ÖZCAN, Orhan. "Çanakkale Savaşı’nın Avustralya’daki Etkisi: Kültürel Kimlik Arayışından Millet İnşasına Bushman Geleneğinin Anzak Efsanesine Dönüşümü." Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı, April 5, 2023. http://dx.doi.org/10.17518/canakkalearastirmalari.1231425.

Full text
Abstract:
Avustralya, 1890’larda endüstriyel bir dönüşümün eşiğindedir ve modernizmin ortaya çıkardığı bunalımlar toplumsal bir çözülmenin habercisidir. Şehir-kırsal ikiliği, işsizlik ve sınıfsal farklılaşmaya karşı Avustralyalı entelijansı, kırsal hayatın değerli kılınmasına dayalı pastoral bir romantizmi savunmuşlardır. Avustralya’nın kültürel kimliği olarak bilinen yapı, Avustralya efsanesi ismiyle kavramsallaşmıştır. Avustralya efsanesinin temeli kabul edilen kırsal, bush kavramıyla ifade edilmiş ve 1890’da Avustralya entelektüelinin şehirli hayatın sıkıcılığını, sınıf çatışmasını ve ekonomik krizle birlikte yol alan işsizliğe karşı köke dönüşü temsilen kırsal hayatın değerli kılınması, Avustralya askerinin Birinci Dünya Savaş’ında Çanakkale Cephesi’nde yer alması ve cephede gösterdiği kahramanlıkların sonucunda Anzak efsanesine dönüşmüştür. Anzak ruhu, Avustralya ulus milliyetçiliğinin başlangıcı sayılmıştır. &#x0D; Çalışma, teorik çerçevede kaynak taraması, sınıflandırma, çözümleme, tenkit ve sentez sırası izlenerek oluşturulmuştur. Tarihsel süreçte Avustralya’nın kültürel kimliği ve Çanakkale Savaşı üzerine yerli ve Avustralya literatüründe konuyla alakalı yer alan çalışmalara yer verilmiştir. Çalışmada Avustralya efsanesinin temel argümanı olan bush kavramı çerçevesinde biçimlenen efsane ve geleneğin kavramsal haritası araştırılmıştır. Çalışmanın ana teması olarak Avustralya’nın kırsal yaşamında ortaya çıkmış Avustralya kültürel kimliğinin, Çanakkale Savaşı ve sonrasında ulus inşâ sürecine nasıl evrildiği analiz edilmiş ve Avustralya ulus kimliğinin inşâ sürecinde Anzak efsanesinin temel etken olup/olmadığı araştırma kapsamında değerlendirilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
43

OFLAZ, Musa, and Bedriye Çilem SOYLU. "Evaluation of battlefield sites with historical significance in the formation process of the republic of Turkey from a tourism Perspective: The case of gallipoli historical site, great offensive, and commander-in-chief historical national park." Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, October 20, 2023. http://dx.doi.org/10.31795/baunsobed.1354741.

Full text
Abstract:
Savaşlar tarih boyunca insanoğlunu sosyal, fiziksel ve zihinsel anlamda etkileyen en önemli unsurdur. Çünkü hem ülkeler hem de toplumlar nezdinde birçok tahrip edici sonuçları bulunmaktadır. En önemlilerinden biri dünyada hem deniz hem de kara savaşlarının Çanakkale Savaşı ile Kurtuluş Savaşı’nın kalbi konumunda olan ve Türk toplumu için önemli bir yer teşkil eden Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesidir. Çalışmada Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşlunda önemli yeri olan savaşların unutulmaması ve yaşanmış kahramanlıkların gelecek kuşaklara aktarılması için milli park ilan edilen savaş alanlarından Gelibolu ve Büyük Taarruz Milli Parkları turizm açısından incelenmiştir. Bu aşamada milli parklar bünyesindeki tarihi alanlar, bu alanların sayısal ve türsel çeşitliliği ve son olarak alan yazında yapılan çalışmalar araştırılmıştır. Derleme niteliğinde olan bu çalışmada ikincil verilerden elde edilen sonuçlar bilimsel bir çerçevede incelenmiştir. Çalışmada Başkomutan Tarihî Milli Parkı ve Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanlarının turizm açısından eksiklikleri tespit edilip, bu alanda çalışacak olanlara temel kaynak olması amaçlanmıştır. Araştırma sonucunda savaşların geçtiği alanları ziyaret eden bireyler geçmişin acılarını öğrenmek, bunlardan ders almak, o duyguyu sürekli yaşamak ve yaşatmak istemektedir. Maneviyatından dolayı savaş alanlarının sürekli ziyaret edilmesi gerektiğinden bu alanların turizm potansiyeline sahip alanlar olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Ancak bu alanların bölgeye ve yerel halka çeşitli katkısı olsa da bunun yeterli olmadığı anlaşılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
44

ÖZCAN, Gencer. "Türkiye'de Toplumsal Belleğin Oluşumu: Çanakkale ve KutülAmare Zaferleri Anma Törenleri." Journal of Balkan and Black Sea Studies, December 5, 2022. http://dx.doi.org/10.56679/balkar.1173135.

Full text
Abstract:
Türkiye’de Osmanlı döneminde kazanılmış ancak sürekli olarak kutlanmakta olan tek askeri başarı 1915 Çanakkale Zaferidir. Müttefik donanmasının Çanakkale Boğazını geçmek için başlattığı ilk girişimin durdurulduğu gün olan 18 Mart Türkiye’de Şehitler Günü olarak belirlenmiştir. Osmanlı başarısı olmasına karşın cumhuriyet dönemi resmi tarihyazımı Çanakkale Savaşlarını Kurtuluş Savaşı’nın esin kaynağı olarak görmektedir. Ayrıca, ulusal günler takviminde yer alan pek çok yıldönümüne ilginin en azından kamuoyu katında zamanla azalmış olmasına karşın, toplumsal bellekte Çanakkale Savaşına yönelik ilginin azalmaksızın sürdüğü görülmektedir. Bu süreklililiğin önemli bir ölçüde Çanakkale Savaşlarının yol açtığı büyük kıyım ile ilişkili olduğu açıktır. Bununla birlikte, sözkonusu ilginin arkasında yatan bir başka olgu da Çanakkale Savaşlarının farklı siyasal kesimlerin gereksinimlerine uygun olanaklar sağlamakta olmasıdır. Çanakale Zaferi bazı siyaset insanları için Osmanlı Devleti’nin Batılı güçlere karşı kazandığı son büyük askeri başarı iken, bazıları için kısa bir süre sonra başlayan Kurtuluş Savaşını başarıyla yönetecek ulusal kahraman Mustafa Kemal’in tarih sahnesine çıktığı savaştır. Unutulmayan Çanakkale Savaşı ile karşılaştırıldığında, Irak’ta ilerlemekte olan İngiliz Ordusuna karşı 1916’da kazanılan bir başka Osmanlı zaferi olan El Kut’un neredeyse kazanılmasından hemen ardından unutulmuş olması tam bir tezat oluşturmaktadır. Çalışma, Çanakkale ve El Kut savaşlarının gelişimine kısaca değindikten sonra bu savaşları kuşatan kutlama etkinlikleri ve anlatıların geçirdiği değişimi, çeşitli siyasal kesimler tarafından nasıl araçsallaştırıldığını, ve El Kut örneğinin gösterdiği gibi, nasıl gündemden düştüğünü ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışma geçmiş zaferlere ilişkin anlatılar ve anma etkinliklerinin iktidarda bulunan partiler ya da etkili sosyo-politik hareketlerin durmaksızın değişim gösteren önceliklerini yansıttığını ileri sürmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
45

HATİP, S. Murad. "Birinci Dünya Harbi Çanakkale Savaşları’na Genel Bakış ve Az Bilinenler Çanakkale Savaşı Denizde mi Kazanıldı?" Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı 13, no. 18 (2015). http://dx.doi.org/10.17518/caty.87382.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
46

Güler, Ayşegül. "İstanbul ve Çanakkale Boğazlarının Deniz Taşımacılığı Açısından Öneminin Analiz Edilmesi Analiz Edilmesi Analiz Edilmesi." Current Perspectives in Social Sciences, May 6, 2024. http://dx.doi.org/10.53487/atasobed.1457979.

Full text
Abstract:
Deniz yolu taşımacılığı küresel ekonominin devamlılığı açısından önemlidir. Türk Boğazları olarak adlandırılan İstanbul ve Çanakkale Boğazı’nın ise taşımacılık güzergahı için önemli stratejik noktalardır. Devletler için geçiş serbestliğinin olduğu boğazlar birçok yabancı bayraklı geminin geçiş rotasıdır. Çalışmada COVID-19 ve Ukrayna-Rusya Savaşı gibi tüm dünyayı etkileyen gelişmelerin taşımacılık ve dolayısıyla boğazlar üzerindeki etkisinin ne olduğu sorusuna cevap aranmaktadır. Bu doğrultuda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’ndan alınan “Türk Boğazları Gemi Geçiş İstatistikleri” verileri doğrultusunda 2019-2023 yılları arası dönemin karşılaştırmalı analizi yapılmıştır. Veriler İstanbul ve Çanakkale Boğazlarından geçen gemi sayıları, gemi tonaj ağırlıkları, gemi büyüklükleri/uzunlukları ve geçiş yapan ülkelerin bayrakları bilgilerinden oluşmaktadır. Çalışmanın amacı denizyolu taşımacılığı açısından Türk Boğazlarının önemi ve küresel etkileri olan gelişmelerin etkisini incelemektir. 2019-2023 (2023 Ağustos ayı dahil) yılları arasında İstanbul Boğazı’ndan ve Çanakkale Boğazı’ndan geçen ilk yirmi ülke verilmiş, yıllara göre ülkelerin yüzdelik payı tabloda sunulmuştur. Dünya haritasında gemilerin taşıdıkları ülke bayraklarına göre geçiş sayılarının yoğunlukları verilmiştir. Son beş yılda geçiş yapan gemi sayısı ve tonajın en fazla ve en düşük olduğu yıl belirtilmiştir. 2019-2023 yılları arası Boğazlardan geçen gemilerin sayısı, tonajı, boyları karşılaştırılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
47

Tığlı, Fatih. "GİRİTLİ HAYRÎ’NİN BİYOGRAFİSİNE KATKILAR VE “ÇANAKKALE GAZELİ”NE YAZDIĞI BİR MÜSEMMENİ." Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi, November 22, 2024. https://doi.org/10.15247/devdergisi.1570472.

Full text
Abstract:
I. Dünya Savaşı esnasında oluşturulan Mücâhidîn-i Mevleviyye Alayı’na Osmanlı Devletinde yer alan Mevlevihanelerden birçok gönüllü katılmıştır. Bu Mevlevihanelerden biri de Kastamonu Mevlevihanesi’dir. Postnişîn M. Âmil Çelebi maiyetinde içlerinde Giritli Hayrî’nin olduğu 28 kişi alaya dâhil olmak üzere Kastamonu’dan hareket etmiştir. Giritli Hayrî, Kastamonu’dan Halep ve Şam’a kadar olan bu yolcuğu Mısır Yolunda İlhâmât-ı Cihâd başlıklı manzum eserinde ayrıntılı bir şekilde anlatmıştır. Bu eser, yakın zamanlarda çeşitli çalışmalara konu olmuştur. Fakat bununla beraber bu çalışmalarda hayatı hakkında sınırlı bilgi verilmiş ve Giritli Hayrî’nin kimliği tam olarak ortaya konulamamıştır. Bu çalışmanın ilk bölümünde Giritli Hayrî’nin hayatı ve eserleri üzerinde durulmuştur. Kastamonu Mevlevihanesi gönüllüsü olması sebebiyle Kastamonu basın-yayın ve edebî hayatı ile ilgili kaynaklardan hareketle açık kimliği tespit edilmiştir. Bu makalede elde edilen bu ayrıntılar doğrultusunda biyografisine katkılar yapılacak ve diğer eserleri hakkında bilgiler verilecektir. Çalışmanın ikinci bölümünde ise Giritli Hayrî’nin Çanakkale zaferi ile ilgili yeni tespit edilen bir manzumesi ele alınacaktır. Bu manzume, Sultan V. Mehmed Reşad’ın Çanakkale muharebelerinin zaferle sonuçlanması neticesinde kaleme almış olduğu “Çanakkale Gazeli”ne yazdığı 6 bendlik bir müsemmendir. Şam’da neşredilen Suriye gazetesinde yer alan bu şiirin metni ve günümüz Türkçesiyle nesre çevrilmesi yer alacaktır. Bu çalışma ile birlikte Giritli Hayrî’nin biyografisine katkılar yapılması ve Mısır Yolunda İlhâmât-ı Cihâd adlı eserinin dışında Çanakkale zaferi ile ilgili yeni bir metninin ortaya konması amaçlanmıştır. Bununla birlikte Sultan V. Mehmed Reşad’ın Çanakkale Gazeli’nin etrafında oluşan edebiyata da yeni bir şiir ilave edilecektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
48

BAŞ, Mehmet Fatih. "Fahri Belen: Asker, Siyasetçi ve Askerî Tarihçi." Türk Savaş Çalışmaları Dergisi, April 30, 2023. http://dx.doi.org/10.52792/tws.1278642.

Full text
Abstract:
Balkan Savaşı, Birinci Dünya Savaşı ve Türk İstiklâl Harbi gazisi bir subay olan Fahri Belen, Türk askerî tarihçiliğinin en önemli şahsiyetlerinden biridir. Harp Akademisi’nde öğretmenlik yaptığı dönemde Çanakkale muharebeleri hakkında yayımladığı ders kitabıyla ilk eserlerini vermiştir. Yazmaya devam etmek istese de tayin edildiği, ülkenin farklı yerlerindeki komutanlık görevleri sırasında buna fırsat bulamamıştır. Emekliliğinin ardından siyasete atılmış ve 7 yıl milletvekilliği yapmıştır. Bu esnada hükümet ve meclis içindeki sorumluluklarından ötürü askerî tarih yazımıyla arzu ettiği ölçüde ilgilenememiştir. Siyasetten çekilmesinin ardından vaktinin büyük kısmını Birinci Dünya Savaşı ve Türk İstiklâl Harbi hakkında askerî tarih çalışmalarına ayırabilmiştir. Fahri Belen’i Cumhuriyet dönemindeki diğer askerî tarihçiler arasında önemli bir konuma yükselten en büyük eseri ise Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı cephelerindeki askerî harekâtı kaleme aldığı, Birinci Cihan Harbi’nde Türk Harbi isimli 5 ciltlik çalışmasıdır. Belen’in bu eseri resmî askerî tarih yazımında kalıcı bir etki yaratarak sonradan Genelkurmay Harp Tarihi Dairesi tarafından 2002 yılına kadar ciltler halinde yayımlanacak resmî tarih ciltlerine de bir şablon teşkil etmiştir. Bu çalışmada Fahri Belen’in hayatı, Türk askerî tarihi alanında verdiği eserleri ve bu eserlerin Türk askerî tarih yazımına etkisi incelenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
49

Zorbacı, Yusuf Cihat, and Sadık Sarısaman. "İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNDE AZINLIK TARTIŞMALARI." Tarih İncelemeleri Dergisi, December 22, 2024. https://doi.org/10.18513/egetid.1535581.

Full text
Abstract:
İkinci Dünya Savaşı sırasında Türkiye Büyük Millet Meclisinde çeşitli vesilelerle azınlıklarla ilgili tartışmalar yaşanmıştır. Bu tartışmaların büyük bölümü ekonomide azınlıkların hakimiyetine dair olmuştur. Milletvekillerinin bir kısmı bu alanda azınlıkların hakimiyetinin kırılması için düzenleme talep etmişlerdir. Bunun yanı sıra azınlıkların Türkleşmesi hususuna değinilmiş bu konuda Türkçenin önemine vurgu yapılmıştır. Çanakkale Milletvekili Ziya Gevher Etili ve Kütahya Milletvekili Besim Atalay gibi bazı milletvekillerinin konuşmalarında ırk ve kan vurgusu yaptıkları görülmektedir. Buna benzer konuşmalara hükümet ve diğer milletvekilleri tepki göstermiş, millet tanımında kültürün ana etken olarak kabul edildiğini açıklamışlardır. Mihver devletlerinin savaştaki avantajlı konumunu kaybetmesinin ardından mecliste Türkiye’nin yayılmacı bir politika takip etmediği ve milliyetçilik anlayışının ırkçılığa dayanmadığına dair söylemler artmıştır. Diğer yandan Kars Milletvekili Cevat Dursunoğlu, 1944 yılında Cumhuriyet Halk Partisinin isteği doğrultusunda azınlıklarla ilgili bir rapor hazırlamıştır. Raporda Türkçenin yaygınlaştırılmasına dikkat çekmiş, mübadele ve göçün teşvikiyle azınlıklarla ilgili çıkabilecek sorunların halledilebileceğini öne sürmüştür. Bu makalede İkinci Dünya Savaşı sırasında Mecliste milletvekillerinin azınlıklarla ilgili tartışmalarını ortaya çıkarmak ve değerlendirmek amaçlanmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
50

Okten, Sena, and Seher Deniz Öztekin. "CUMHURİYET VE HEMŞİRELİĞİN TARİHSEL GELİŞİMİ." Beykent Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, July 5, 2024. http://dx.doi.org/10.18221/bujss.1433072.

Full text
Abstract:
Hemşirelik; insan gereksinimlerinin doğuşu ve varoluşu süregeldikçe önemini koruyan, zengin bir geçmişe sahip, tarihsel açıdan binlerce yıl öncesine dayalı bir sağlık disiplinidir. Hemşirelik mesleğinin geçmişini bilmek, mesleki evrimini ve kaydettiği gelişimini anlamak, geleceğe yön verebilmek açısından büyük önem taşır. Cumhuriyet tarihi, hemşirelerin yetki ve sorumluluklarının artmasında, özellikle bağımsız rol ve işlevlerinin daha da güçlenmesinde anahtar rol üstlenmiştir. Ülkemiz hemşirelik eğitimi, 1911 yılında gönüllü hasta bakıcı kursları ve altı aylık sertifika programları ile başlamış, Müslüman Türk kadınları, Balkan Savaşı (1912) ve Çanakkale Savaşı (1915-1916) gibi zorlu dönemlerde hasta bakımında önemli görevler üstlenmişlerdir. Türk hemşirelik tarihi, Cumhuriyet döneminde açılan hemşirelik okulları ve bu okullardan mezun olan bilim insanı hemşirelerin modern hastanelerde bilgi ve san’atlarını sergilemeleri ile devam etmektedir. Bu derleme makalesinin amacı; tarihsel bir bakış açısı ile hemşireliğin savaşlarda, sonrasında ve cumhuriyetle birlikte hemşireliğin gelişimini incelemeyi, hemşirelik eğitimini şekillendiren olayları ve Türkiye'de modern hemşireliğin öncülerinden olan cumhuriyet dönemi hemşirelerinin önemini ve tarihsel bir perspektifle cumhuriyetin ilanıyla birlikte kaydedilen ilerlemeleri inceleyerek/araştırarak, akademisyenlere, hemşirelere ve hemşirelik öğrencilerine rehberlik etmektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
We offer discounts on all premium plans for authors whose works are included in thematic literature selections. Contact us to get a unique promo code!

To the bibliography