To see the other types of publications on this topic, follow the link: Düz yazı.

Journal articles on the topic 'Düz yazı'

Create a spot-on reference in APA, MLA, Chicago, Harvard, and other styles

Select a source type:

Consult the top 50 journal articles for your research on the topic 'Düz yazı.'

Next to every source in the list of references, there is an 'Add to bibliography' button. Press on it, and we will generate automatically the bibliographic reference to the chosen work in the citation style you need: APA, MLA, Harvard, Chicago, Vancouver, etc.

You can also download the full text of the academic publication as pdf and read online its abstract whenever available in the metadata.

Browse journal articles on a wide variety of disciplines and organise your bibliography correctly.

1

DEMİR, Ahmet. "Bir Şairin Kaleminden ‘Ben’e, Sanata ve Yaşama Dair Notlar: İlhan Berk’in Düz Yazıları." Erdem, no. 60 (August 1, 2011): 51–76. http://dx.doi.org/10.32704/erdem.2011.60.051.

Full text
Abstract:
Daha çok şair kimliğiyle öne çıkan İlhan Berk, düz yazı tarzındaki eserleriyle de dikkat çeken bir edebiyatçıdır. Berk, Uzun Bir Adam (1982), Şifalı Otlar Kitabı (1982), El Yazılarına Vuruyor Güneş (1983), Şairin Toprağı (1992), İnferno (1994), Kanatlı At (1994), Logos (1996), Poetika (1997), Kült Kitap (1998), Ben İlhan Berk'in Defteriyim (2004) gibi günlük, deneme, anı, söyleşi, anlatı, öz yaşam öyküsü gibi türlerin olanakları dahilinde 'ben'ine, sanata-sanatçıya (özelde şiire-şaire), Türk ve dünya edebiyatına, dünyaya, insanlara, hayvanlara, otlara, nesnelere, şehirlere, mekânlara dair notları, duygularını, düşüncelerini, izlenimlerini okuyucuyla paylaşır. Kısacası kendisini, sanatı, edebiyatı ve yaşamı anlatır. Çalışmada, İlhan Berk'in düz yazı tarzındaki eserleri ele alınmakta; düz yazılarına yansıdığı kadarıyla, Berk'in 'ben'e, sanata, hayata dair görüşleri, hayata bakışı, felsefesi, sanatçı kişiliği vb. ortaya konmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
2

Sönmez, Kezban. "Konya Müzelerinde Bulunan Yazı Bezemeli İşleme Örneklerinin İncelenmesi." Korkut Ata Türkiyat Araştırmaları Dergisi, no. 15 (April 28, 2024): 1194–208. http://dx.doi.org/10.51531/korkutataturkiyat.1421397.

Full text
Abstract:
İşleme; çeşitli kalınlıkta kumaşlar veya deri üzerine, iğne ve benzeri aletler yardımı ile, elde veya makinede, birçok cins ve renkte iplik ya da sim, sırma, pul, boncuk ve şerit gibi malzemeler kullanılarak, düz veya kabartılı şekilde yapılan süslemeler olarak tanımlanmaktadır. Çeşitli kaynaklara göre; işleme sanatının Türk sanatları ve çeyiz kültürü içerisinde farklı dönem ve bölgeleri kapsayan zengin örnekleri bulunmaktadır. Yapılan araştırmalarda, işleme sanatı içerisinde, tekniklerin, malzemelerin, motiflerin ve üslupların, bir taraftan geleneksel çizgisini koruduğu, diğer taraftan dönemden döneme büyük farklılıklar gösterdiği dikkat çekmektedir. Türk işleme sanatında seçilen konular arasında bitkisel, geometrik, figürlü, nesneli gibi bezeme türlerinin yer aldığı görülmektedir. Bunun yanı sıra diğer sanat dallarında olduğu gibi yazılı bezemelerin de yoğun bir biçimde kullanıldığı yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkmaktadır. Bu araştırmanın amacı; Konya müzelerinde bulunan yazı bezemeli işleme örneklerini tanıtmak ve tarihi bir kaynak niteliğindeki bu eserlerin belgelenmesine katkıda bulunmaktır. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Öncelikle Türk işleme sanatı ile ilgili literatür taraması yapılmış, araştırma konusu ile alakalı birçok kaynak gözden geçirilmiştir. Sonraki aşamada Konya müzelerinde bulunan yazı bezemeli işleme örneklerinin fotoğrafları çekilmiş ve eserlerle ilgili envanter defterleri incelenmiştir. Tüm süreçler tamamlandıktan sonra elde edilen veriler bir araya getirilerek analiz edilmiş ve çalışmanın sonunda bu analiz sonuçlarına yer verilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
3

Keskik, Yasin, and Mustafa Başaran. "İlkokul Birinci Sınıf Öğrencilerinin İlk Yazma Öğretimi Sürecinde Yaptıkları Yazım Yanlışları." Temel Eğitim 7, no. 29 (2025): 42–56. https://doi.org/10.52105/temelegitim.1677994.

Full text
Abstract:
Bu araştırmanın amacı ilkokul birinci sınıf öğrencilerinin yazmayı öğrenme sürecinde yapmış oldukları hataların tespit edilmesidir. Araştırma, nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi deseniyle yürütülmüştür. Bu doğrultuda, kolay ulaşılabilir örnekleme yöntemiyle belirlenmiş, 2023-2024 eğitim-öğretim yılının bahar döneminde birinci sınıfta öğrenim görmekte olan 46 öğrencinin güzel yazı defterleri toplanmış ve incelenmiştir. Araştırma verileri, alan yazın taraması sonucunda araştırmacılar tarafından geliştirilen “Harf Çizgilerinin Niteliğini Belirleme Kontrol Listesi”, “Harf Niteliğini Belirleme Kontrol Listesi”, “Çizgi Niteliğini Belirleme Kontrol Listesi” ve “Daire Niteliğini Belirleme Kontrol Listesi” ile toplanmıştır. Araştırmada elde edilen temel bulgular şu şekildedir: Öğrenciler harf çizgilerini oluşturmada, çizmeye uygun yerden başlama, harfte yer alan çizgileri uygun uzunlukta çizme ve düz çizgi oluşturmada; daire çizerken de dairenin alt veya üst satır çizgilerine bir noktadan temas etmesi kriterinde zorluk yaşamaktadır. Satır çizgilerini takip açısından “a, b, D, j, K, k, M, m, O, o, Ö, ö, y”; harf boyutu açısından “D, d, E, j, K, k, O, o, Ö, Ö, t” ve harf şekli açısından “c, ç, d, f, H, I, İ, j, P, V” harflerinde daha çok sorun yaşamaktadır. Öğrencilerin genel olarak harfleri uygun büyüklükte yazmakta ancak harflerin alt ve üst uzantıları ile noktalarını yazmakta sorun yaşamaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
4

Tanyıldız, Serap. "Milli Kütüphane’deki 06 Mil Yz A 4262/1 Numaralı Mecmua ve Dertli’ye Ait Şiirler." Iğdır Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, no. 39 (May 21, 2025): 357–86. https://doi.org/10.54600/igdirsosbilder.1617057.

Full text
Abstract:
Yazma eserler sınıfına dâhil edilen mecmuaların bir kısmı halk edebiyatı metinlerini de içermektedir. Bu yazı çerçevesinde değerlendirmeye çalıştığımız mecmua, halk edebiyatına ait manzum ve mensur örnekleri barındıran bir metindir. Farklı hatlarla kaleme alındığı görülen bu eserde halk hikâyeleri, tekerlemeler, halk hekimliği, dinî dualar, resmî yazışma örnekleri, mektup örnekleri gibi çeşitli içeriklere sahip düz yazılı metinler yer almaktadır. Manzum kısımlarda ise çoğunluğu Âşık Dertli’ye ait olmak üzere Nesîmî, Fuzûlî, Âşık Garib, Âşık Ömer, Niyâzî, Seyrânî, Şem’î ve Şemsî gibi şairlerin şiir örnekleri bulunmaktadır. İçerik açısından herhangi bir cönkten farksız olan bu eserde, ağırlıklı olarak Âşık Dertli’nin şiirlerine yer verilmiştir. Metnin ne zaman yazıldığı bilgisi kaydedilmemiştir. Ama şiir örneklerinin alındığı şairlerin yaşadıkları dönem göz önüne alındığında bu mecmuanın on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında kaleme alınmış olduğu söylenebilir. Yazıda, mecmuadaki Dertli şiirleri, yayımlanmış biçimleri ile karşılaştırılacaktır. Böylelikle söz konusu şiirlerin mukayeseli bir değerlendirmesi yapılmış ve literatüre katkı sağlanmış olacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
5

Yalçınkaya, Mehmet Akif, and Mehmet Oğuzhan Kuşoğlu. "Çorum Hasan Paşa Kütüphanesi 19hk4584-5 Numarada Kayıtlı Elkâb Risalesi Üzerine." Korkut Ata Türkiyat Araştırmaları Dergisi, no. 15 (April 28, 2024): 104–28. http://dx.doi.org/10.51531/korkutataturkiyat.1448450.

Full text
Abstract:
Klasik Türk edebiyatı incelendiğinde manzum eserlerin büyük bir yoğunlukta olduğu göze çarpmakla birlikte, bir manzum eserdeki estetik anlayışa yakın olan mensur (düz yazı) metinlerimizin sayısının da az olmadığı görülür. Gayet sanatkârane bir hassasiyetle kaleme alınan bu mensur ürünlerden biri de münşeatlardır. Kabaca iki başlık altında değerlendirilebilen münşeatlar arasında birinci grup, teorik bilgileri ve tanımları da içinde barındırıp ilaveten mektup örneklerini de sunan, ikinci grup ise yalnızca mektup örnekleri sunmakla iktifa edenleri temsil etmektedir. Mektuplar hakkında teorik bilgi veren eserlerde mektupların bölümlerine dair muhtelif tasnifler yer almaktadır. Bunlar arasında yer alan bir tasnife göre mektuplar “elkâb, ibtidâ, tahallüs, talep, intihâ ve dua” olmak üzere altı ana başlık altında ele alınmıştır. Çalışmamıza konu olan Çorum Hasan Paşa Kütüphanesi 19hk4584-5 numarada kayıtlı olan 29 varaklık elkâb risalesi, klasik dönem mektuplarında yer alan elkâb bölümünde yazılabilecek örnek cümleleri içermektedir. Eserde kendisine mektup gönderilen kişinin mevki ve makamına münasip yazılabilecek Türkçe elkâb ibareleri Farsça karşılıklarıyla birlikte verilmiştir. Bu örneklerde Farsça’nın yanı sıra yer yer Arapça ibareler de mevcuttur. Eserin, ne zaman ve kim tarafından kaleme alındığına dair bir bilgi mevcut değildir. Fakat risaledeki Türkçe ibarelerin gerek imla hususiyetleri gerekse de morfoloji ve kelime dağarcığı dikkate alındığında eserin Eski Anadolu Türkçesi döneminin dil ve imla özelliklerini yansıtttığı görülmektedir. Bu makalede önce, risalenin nüshası tanıtılmış, eserin içeriğine değinildikten sonra risalenin transkripsiyonlu metni verilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
6

Özdemir, Abdurrahman, and Atila Işık. "Hareketli Grafiklerin Edebi Eserlerin Görselleştirilmesinde Kullanımı." Anadolu ve Balkan Araştırmaları Dergisi 8, no. 15 (2025): 267–88. https://doi.org/10.32953/abad.1648554.

Full text
Abstract:
Hareketli grafikler, sayısal bir ortamda oluşturulmuş ve çeşitli amaçlar üzerine kurgulanmış görsel formların ve tipografinin belirli bir ahenk içinde yer değiştirmesi, hareket etmesi, boyut reformlarının sunumu olarak tanımlanmaktadır. Film sektöründe uygulanmaya başlaması ile gündelik hayatta da çokça yer edinmiş olan, günümüz ortamlarında mobil platformlarda sıkça karşılaşılan bu uygulama türü hayatın her alanına dokunur olmuştur. Teknik olarak bu tip hareketli tasarımlar akıllı telefon uygulamalarından, web sitelerine, sinema sektörüne, ders içeriklerine, haber grafiklerine vb. birçok alanda artarak sayısal ortam içinde sunulmaktadır. Her türlü yazılı metne de uygulanabilir olan hareketli grafikler edebi eserler için de görsel ve işitsel olarak yeni bir boyut getirebilmektedir. Unutulan ve unutulmaya yüz tutmuş yazılı ve sözlü kültürel mirasların bu yöntem ile yeniden canlandırılması eski dönem edebiyat türlerini geleceğe bağlayabilir. Somut olmayan bu mirasların nesilden nesile aktarımı ile kültürel çeşitlilik devam ettirilirken, tarihin sürekliliği de korunmuş olur. Ayrıca düz yazı metinlerinden farklı olarak edebi eserin içeriğini daha farklı görebilecekleri bir deneyim de sağlayabilmektedir. Bu çalışmanın amacı hareketli grafik tasarımın gelişimine, etkisine ve iletişim gücüne odaklanarak kültürel mirasımız olan edebi eserlerin hareketli grafiklerle öyküleme şekline nasıl getirileceğidir. Bununla birlikte öyküleme aşamalarının sıralanarak uygulanmasına kadar olan aşamaları belirtmek ve sunacağı olası katkıları irdelemektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
7

Sevinç, Nurten. "Râmi Mehmed Paşa Tarafından Acem Şahına Gönderilen Mektup." Belgeler 41, no. 45 (2025): 65–92. https://doi.org/10.37879/belgeler.2025.65.

Full text
Abstract:
Osmanlı dönemi edebiyatında sanatlı düz yazı tarzında kaleme alınan ve bir kitap içerisinde toplanan münşeat mecmuaları edebî bakımdan ehemmiyet arz ettiği gibi tarihi kaynak değeri de taşımaktadır. Nitekim tarih incelemeleri açısından önemli kaynak malzemesi ihtiva eden bu eserler Osmanlı tarih ve diplomasisinde siyasî ve idarî mahiyetteki muhtelif resmî yazıyı içermesi bakımından da mühimdir. Muhteva ve tertip tarzı açısından belirli bir döneme işaret eden diplomatik bir evrak olarak kabul edeceğimiz bir vesika da kalemiyyeden yetişmiş gayet zeki ve kurnaz bir bürokrat olan Râmi Mehmed Paşa tarafından Acem Şahı Hüseyin’e gönderilmiştir. Oldukça ağdalı bir dil kullanılarak kaleme alınan bu mektup genel olarak merkezden uzak bölgelerde bilhassa Basra dolaylarında isyan ederek uzun süre kargaşa ortamına zemin hazırlayan bazı aşiretlerin durumu ve işgal altındaki yerlerin tekrar geri alınarak bölgede güvenliğin yeniden tesis edilmesini ihtiva etmektedir. Söz konusu üzerinde çalıştığımız mektubun sureti Süleymaniye Kütüphanesi Esad Efendi Koleksiyonu nr. 3375’te “Muʿâhedât ve Münşeât ve Mukarrerât” ismiyle kayıtlı yazmanın 99b-102b varakları arasında yer almaktadır. Bu çalışmada, öncelikle Osmanlı-İran ilişkileri açısından önemli olan ve tarihî kaynak değeri taşıyan Râmi Mehmed Efendi’nin mektubunun daha iyi anlaşılması için XVIII. yüzyıl başlarında İran ile münasebet ve Basra çevresindeki duruma kısaca temas edildikten sonra zikredilen nâme değerlendirilecek ve daha sonra transkripsiyonu verilecektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
8

Kalemci, Melike. "Millî Mücadele Dönemi Gazetelerinden Öğüt'te Çıkan Yazıların Edebiyat Açısından İncelenmesi." trk dergisi 2, no. 2 (2021): https://www.trkdergisi.com/index.php/trk/article/view/58. https://doi.org/10.5281/zenodo.5809947.

Full text
Abstract:
25 Temmuz 1908&rsquo;de Meşrutiyet&rsquo;in ilanıyla birlikte gazeteler sans&uuml;rs&uuml;z yayımlanmaya başlamıştır. Gazete, dergi ve kitapların sayısında b&uuml;y&uuml;k bir artış yaşanmıştır. İkinci Meşrutiyetle birlikte başlayan hem İstanbul hem de taşra basınının &ouml;zellikle de azınlık gazetelerinin son derece &ouml;zg&uuml;r bir ortamda yaptıkları gazetecilik, Birinci D&uuml;nya Savaşı ile birlikte sona ermiş ve yerini sıkı bir denetime bırakmıştır. Birinci D&uuml;nya Savaşı sonrasında başlatılan Mill&icirc; M&uuml;cadele d&ouml;neminde ise d&ouml;nemin telgraftan sonra en etkili kitle iletişim aracı olarak g&ouml;r&uuml;len gazeteler; işgal kuvvetleri&ndash;İstanbul H&uuml;k&uuml;meti ve Ankara H&uuml;k&uuml;meti&rsquo;nin kendi g&ouml;r&uuml;şlerini kitlelere duyurmasında birer ara&ccedil; ve ideolojik bir m&uuml;cadele sahası olarak karşımıza &ccedil;ıkmaktadır. Mill&icirc; M&uuml;cadele d&ouml;nemi, milletin var oluş m&uuml;cadelesini konu alan edebi &uuml;r&uuml;nleri i&ccedil;erisinde barındırmaktadır. Nitekim bu edebi &uuml;r&uuml;nlerde yaşanılan m&uuml;cadelenin yankılarının &ccedil;eşitli temalar &ccedil;er&ccedil;evesince işlendiği g&ouml;r&uuml;lmektedir. Ordu, millet, vatan, bayrak, halk ve yurt sevgisinin bu temalardan bazılarını oluşturduğu g&ouml;r&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r. Bu temalara, <em>&Ouml;ğ&uuml;t </em>gazetesinin yayınlanan bazı sayılarında rastlanılmıştır. &Ouml;zellikle şiir t&uuml;r&uuml;ndeki edebi metinlerde Mill&icirc; meselelerin ve Mill&icirc; değerlerin &ouml;n plana &ccedil;ıkarıldığı g&ouml;r&uuml;l&uuml;rken d&uuml;zyazı t&uuml;r&uuml;ndeki metinler de ise daha &ccedil;ok T&uuml;rk&ccedil;&uuml;l&uuml;k ideolojisinin izlenimleri dikkat &ccedil;ekmiştir. Gazetenin her ne kadar tarihsel &ouml;zelliği ağır basıyor olsa da edebi metinlere de i&ccedil;eriğinde yer vermiş olması <em>&Ouml;ğ&uuml;t</em>&rsquo;e edebi bir değer kazandırmıştır. Bu &ccedil;alışmada ise Mill&icirc; M&uuml;cadele yanlısı i&ccedil;eriklerini 26 Ocak 1920&rsquo;ye değin s&uuml;rd&uuml;ren <em>&Ouml;ğ&uuml;t</em> gazetesinde şiir t&uuml;r&uuml;nde &ccedil;ıkan &ldquo;Ya Allah!&rdquo;, &ldquo;&Ccedil;ocuklarımın Duası&rdquo;; nesir t&uuml;r&uuml;nde &ccedil;ıkan &ldquo;Kara Afak&rdquo;, &ldquo;Sivas&rsquo;ta Bir Vatani Tezah&uuml;rat&rdquo;, &ldquo;İstikbalimiz&rdquo; adlı metinler edebi a&ccedil;ıdan incelenmiştir. &Ouml;ncelikle <em>&Ouml;ğ&uuml;t</em> gazetesinin tarihsel gelişimi hakkında bilgi verilmiş olup sonrasında da gazetede &ccedil;ıkan edebi i&ccedil;erikler gazetenin yayın algısı bağlamında değerlendirilmiştir. &Ccedil;alışmanın temel tezi, <em>&Ouml;ğ&uuml;t</em> gazetesinde &ccedil;ıkan edebi yazıların Mill&icirc; M&uuml;cadele&rsquo;nin propagandası noktasında etkili bir katkı sağladığıdır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
9

Güler, Gül, and Bahattin Çelik. "ŞANLIURFA SİVEREK’TEN ELE GEÇEN KAYA RESİMLERİ." Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi, no. 65 (March 18, 2025): 76–83. https://doi.org/10.17498/kdeniz.1647505.

Full text
Abstract:
Tarihin erken dönemlerinden itibaren kaya resimleri; kaya bloğu, kaya altı sığınakları veya mağara içinde bulunan yüzeylere kazıma, çizme, dövme tekniği veya aşı boyası kullanı¬larak yapılmışlardır. Kaya resimleri, kaya bloklarının üstüne yapılan motif, figür, yazı ve damgalar şeklinde olurlar. Kaya resimleri tarihsel dönem¬lerde yaşamış toplulukların yapmış oldukları sanat eserleridir. Çoğunlukla bu tarz kaya resimlerini yapmalarının sebebi ritüel amaçlı olup genellikle de çevrelerinde gördükleri hayvanları veya olayları tasvir ettikleri görülmektedir. Bundan dolayı çok büyük bir öneme sahip olan kaya resimleri, eski toplumların sosyokültürel özelliklerini yansıtmaları açısından paha biçilemez eserlerdir. Şanlıurfa İli Siverek İlçesinin Aliyunus (Tog/Tok) köyünde ele geçen kaya resimleri bugüne kadar bölgede ele geçmiş olan diğer kaya resimlerine göre farklılıklar göstermektedir. Avlanma sahnesini tasvir etmiş olması bakımından diğer kaya resimleri ile her ne kadar benzerlikler gösterse de dönem olarak daha geç döneme ait olması ve figürlerin yapılış tarzındaki bazı farlılıklar göstermesi açısından ünik bir eser özelliği taşımaktadır. Kaya resmi içinde yer alan iki adet haç motifi sayesinde Erken Bizans dönemine (M.S. 5-6. yüzyıl) ait olduğu düşünülen bu resimler, dövme tekniğiyle düz bir kalker kayalık zemin üzerine yapılmışlardır. Kaya resimlerinde yabani hayvanları avlamak için kement kullanımı söz konusudur. Figürlerin cepheden tasvir ediliş şekilleri dönemin özelliklerine uygun olarak yapılmıştır. Kaya resimlerinde anlatılmak istenen şey bir av sahnesi olmakla birlikte ritüel amaçlı da yapılmış olabileceğine dair bazı izler de taşımaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
10

AK, Pınar. "Kahkaha Gazetesi Üzerine Bir İnceleme (Yıl: 1875 / Sayı: 1-10)." Erdem, no. 88 (June 1, 2025): 1–25. https://doi.org/10.32704/erdem.2025.88.001.

Full text
Abstract:
İnsanlık tarihinin başlangıcından itibaren var olan mizah; olaylara, kişilere, durumlara farklı bir açıdan yaklaşan, insanları güldürürken düşündürme niteliği taşıyan bir sanattır ve günümüzde birçok alanın içinde yer almaktadır. Bu alanlardan birisi de insana ait her konuya yer veren edebiyattır. Edebiyatın hemen hemen her türünde kendine yer bulan mizahi yazılar, 1868 yılında yayımlanan Terakki gazetesinin eki ile gazete sahasına da girmiş ve böylece mizah gazeteciliği başlamıştır. Mizahi gazeteler, içinde yaşadığı devrin aksaklıklarını, çarpıklıklarını, yanlış – eksik yönlerini gösteren birer araç olarak kısa sürede geniş kitlelerce sevilmiş ve gün geçtikçe bu gazetelere yenileri eklenmiştir. Türk basınında karşımıza çıkan bu mizahi gazetelerden birisi de Kahkaha’dır. Kahkaha, Ali Efendi tarafından Rumi 22 Mart 1291/Miladi 3 Nisan 1875 tarihinde Trabzon’da yayın hayatına başlamış bir mizah gazetesidir. Kahkaha, toplam yirmi altı sayıdır ve gazetenin içerisinde yer alan yazıların tümü imzasız olarak yayımlanmıştır. Kahkaha’nın içeriği ise çeşitli karikatürler, muhavereler, şiir ve tiyatro gibi türlerde kaleme alınmış yazılar, haberler, telgraflar ve ilanlardan oluşmaktadır. Bunun yanında Ali Efendi, Kahkaha gazetesinde devrinin diğer gazetelerini ve sosyal hayatta yaşanan olayları da eleştiren başlıksız düz yazılara sık sık yer vermiştir. Çalışmada basın ve edebiyat birlikteliğinde ele alınabilecek konulardan birisi olan Kahkaha gazetesinin içeriğinin açığa çıkarılması amaçlanmıştır. Çalışmada öncelikle mizah kavramına, ardından mizah gazeteciliğine değinilmiş, Kahkaha gazetesinin yayın hayatına başlayana kadarki süreçte görülen mizahi gazetelerden kısaca bahsedilmiştir. Daha sonra Kahkaha gazetesinin kimliği verilmiş, gazetenin şekil özellikleri, yayın süreci ve muhtevası incelenmiş, akabinde Kahkaha gazetesinin ilk on sayısı içerisinde yer alan metinler sınıflandırılmış, Kahkaha’nın eleştiri yönelttiği toplumsal konular, gazeteler, dönemin gazetecik anlayışı ve kişiler/kurumlar ele alınmış ve değerlendirilmiştir. Değerlendirme sonucunda Kahkaha gazetesinin içeriğinde on sekiz düz yazı metni, otuz iki haber yazısı, Kahkaha’ya mahsus on adet telgraf, beş ilan, bir oyun, üç şiir, bir mektup, on üç muhavere yer aldığı ve her sayının dördüncü sayfalarında karikatürlerin bulunduğu görülmektedir. Kahkaha gazetesi bu metinler aracılığıyla toplumsal sorunları, basın hayatı ile ilgili sorunları, Güllü Agop ve Gedikpaşa Tiyatrosu’nu eleştirmiştir. Bu bağlamda Kahkaha gazetesinin yayımlandığı dönemin siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel unsurlarına yer vererek âdeta o dönemin bir panoramasını çizdiği görülmektedir. Bu durum kısa ömürlü bir gazete olan Kahkaha gazetesinin Türk edebiyatı içerisinde etkin bir role sahip olduğunu ön plana çıkarmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
11

YAMAN, Murat, and Emel NALÇACIGİL ÇOPUR. "Analysis of Texts in Secondary School 5th, 6th, 7th and 8th Grade Turkish Lesson Books in terms of Rhetorics." Elektronik Dil ve Eğitim Dergisi 3, no. 3 (2022): 61–77. https://doi.org/10.29228/ejle.63769.

Full text
Abstract:
Bu çalışmanın amacı; Türkçe Dersi Öğretim Programı’nda (2019) yer alan söz sanatlarının, Türkçe ders kitaplarındaki metinlerde ne sıklıkta geçtiğini sınıf düzeyi, tema ve metin türü bağlamında incelemektir. Çalışma nitel araştırmanın doğasına uygun şekilde yürütülmüş, çalışmada verilerin toplanmasında doküman analizi tekniği kullanılmıştır. Araştırma materyali olarak, 2021-2022 eğitim-öğretim yılında Millî Eğitim Bakanlığı tarafından okutulan Türkçe ders kitapları seçilmiştir. Araştırmanın analizleri programda yer alan söz sanatları, kitapların sınıf düzeyi, temalar ve metin türleri esas alınarak yürütülmüştür. Yapılan analiz sonucunda, söz sanatlarının sınıf seviyelerine ve kitapların yayınlarına göre farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. 5. sınıfta kullanılan tek kitapta toplam 106, 6. sınıfta kullanılan üç kitapta toplam 385, 7. sınıfta kullanılan üç kitapta toplam 404 ve 8. sınıfta kullanılan tek kitapta toplam 374 söz sanatına ulaşılmıştır. İnceleme neticesinde söz sanatları arasında en çok benzetme ve kişileştirme sanatına en az ise abartma sanatına rastlanılmıştır. Bunun yanında ders kitaplarında yer alan metinlerde kullanılmış olan söz sanatlarının türlerinin ve metinlerde kullanımlarının 5. sınıftan 8. sınıfa doğru artarak devam ettiği görülmüştür. Ancak ilgili söz sanatları ayrı ayrı değerlendirildiğinde söz konusu durumun farklılaştığı saptanmıştır. Söz sanatlarının metinlerdeki sıklıklarına bakıldığında ise metin türlerinin son derece etkili olduğu görülmektedir. Kişileştirme, benzetme ve konuşturma sanatlarının roman, hikâye, fabl ve anı türünde; konuşturma ve kişileştirme sanatlarının fabl türünde; tezat sanatının deneme türünde; abartma sanatının ise destan ve efsane türünde sıklık olarak fazla olması bu sonucu desteklemektedir. Ayrıca şiir türündeki metinlerde düz yazı türlerinde olduğu gibi kişileştirme ve benzetme sanatının sıklıkla kullanıldığı tespit edilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
12

TAGİROVA, Fiaridia. "TATAR LİNGVO KÜLTÜRÜNDE HALI ve KİLİM." Arış, no. 20 (December 1, 2022): 74–92. http://dx.doi.org/10.32704/akmbaris.2022.163.

Full text
Abstract:
Türk halklarının kültüründe halının çok önemli rol oynadığı malumdur. Halının ve halıcılı- ğın tarihi, gelişimi, gelenekleri, halıların türleri vs. üzerine yapılmış pek çok araştırma da bunu göstermektedir. Tatar halkının bu geleneğine bakıldığında ise durumun farklı olduğu görülmekte- dir. Halıcılığın Tatar halkında gelişimine dair bilgilere sadece tarih, etnografi, ağız araştırmaları vb. konulara yazılmış hizmetlerde rastlanabilir. Özellikle yapılan araştırmalar bulunmadı. Halının bilimsel araştırma konusu olmamasının objektif nedenleri, Tatar halkında bu geleneğin Anadolu, Azerbaycan, Türkmenistan, Dağıstan’da ve başka Türk bölgelerinde olduğu gibi sanat yüksekliği- ne ermemesinde olabilir. Tatar halkında eskide halıcılık olduğu malumdur. Sonraki devirlerde bu gelenek büyük bir tranformasyon geçirmiş, tekniği, malzemeleri, aletleri v.s. değişmiş, daha çok gündelik kullanım için basit eşya üretme işine dönüşmüş, ama önemini hiçbir zaman yetirmemiştir. Halı hayatın önemli unsuru olmuş ve doğal olarak onunla ilgili bilgi dilde yansımıştır. Dilin söz varlığını, frazeoloji, deyim ve atasözleri, halk edebiyatının türlü janrlarını inceleme halının hayatta oynadığı rolü anlamak için bol bilgi veriyor. Tatar yazı dilinde ve ağızlarda ‘halı’, ‘kilim’, ‘yaygı’ kavramlarını adlandırmak için birçok sözcük kullanılmaktadır. Yaptığımız araştırmadan anlaşıldığı üzere, onların semantikleri bazen yakın ya da eşit olabilir, ama lingvo kültür açısından farklılık gösterir. Örneğin, келәм ‘halı’ kelimesinin somut anlamlarının dışında dilde ‘düz yüzey’, ‘temiz yüzey’, ‘yumuşak yüzey’, ‘bir şeyin kalın katmanı’ vb. anlamları oluşmuştur. Zaten halı Tatar kültüründe türlü dönemlerde iktidar, yüksek sosyal statü, zenginlik, ev, rahatlık ve başka birçok kavramın sim- gesi olmuştur. ‘Halı’ anlamında bazen kullanılan палас sözcüğünde bu anlamlar yok. Tatar dilinin bu alanına ve başka el sanatlarına ait söz varlığını toplama, sistemleştirme, lingvo kültür açısından inceleme ve değerlendirme işlerine devam edilmelidir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
13

İşimtekin, Soner, and Melek Gedik. "RIZÂ FERRUHFÂL’IN AH İSTANBUL ÖYKÜSÜNDE GELENEK VE MODERNİZM ÇATIŞMASI." Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi 65, no. 1 (2025): 314–48. https://doi.org/10.33171/dtcfjournal.2025.65.1.14.

Full text
Abstract:
İran edebiyatında gelenekselliğin ya da modernizmin etkileri hakkında herhangi bir ayrımdan bahsetmeden önce geleneğin, Fars edebiyatında her dönem etkin bir rolünün olduğu kabul edilmelidir. İran’ın klasik edebiyat anlayışı, geleneğin ve köklü kültürün edebiyata dâhil edilmesi olarak değerlendirilebilir. Özellikle, Fars edebiyatının temelini oluşturan şiirde işlenen konular, seçilen temalar ve dilsel kullanımlar bin yıllık geleneksel edebî anlayışın bir yansımasıdır. Modernist bakış açısıyla verilen eserler ise İran edebiyatının on ve on birinci yüzyılına tarihlenebilecek köklü ve kadim geçmişinin neredeyse son halkasını oluşturan zaman dilimini kapsamaktadır. Dil kullanımlarına ve konuların içeriğine bakıldığında, modern edebiyatın gerek şiir gerek düz yazı formunda on dokuzuncu yüzyılda ortaya çıktığı ve ilk örneklerinin bu dönemde verildiği; ancak modernizm akımı doğrultusunda özellikle nesir türündeki örneklerin yirminci yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren kaleme alındığı görülmektedir. Çağdaş İran edebiyatında modernizm akımının öykü alanındaki temsilcilerinden olduğu düşünülen Rızâ Ferruhfâl’ın 1989 yılında kaleme aldığı Ah İstanbul öykü seçkisinde yer alan ve seçkiyle aynı adlı kurmaca öyküsünde, İran edebiyatında yaşanan modernleşme sürecinin, öykü karakterleri ile temsil edilerek sembolik ve alegorik bir anlatımla kaleme alındığı ve okurun alımlaması için İran edebiyatında gelenek ile modernite çatışmasının bu doğrultuda anlamsal betilerle kurgulandığı düşünülmektedir. Çalışmanın bütünlük arz etmesi ve okurların özellikle araştırma kısmında yer alan paradigmayı bütüncül bir yaklaşımla değerlendirebilmesi amacıyla, giriş bölümünde modernleşme, modernite ve modernizme dair kavramların açıklanmasına gayret edilerek bu kavramların dünya ölçeğinde nasıl şekillendiği hakkında kısaca bilgi verilmiş, ardından İran edebiyatında modernleşme eğilimin seyri aktarılmıştır. Sonrasında Ferruhfâl’ın öykü biçemi, söz konusu öykünün derin yapısında yer alan izlekler, öykü kişilerine atfedilen temsiliyetler ve olay örgüsüyle birlikte incelenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
14

SEÇKİN, Selçuk, and Saliha TANIK. "Yalova, İlyasköy’de Bulunan Osmanlı Dönemi Mezar Taşları." Erdem, no. 84 (June 1, 2023): 139–74. http://dx.doi.org/10.32704/erdem.2023.84.139.

Full text
Abstract:
Çalışmamızda, Yalova ilinin yerli köylerinden olan İlyasköy bölgesinde bulunan Osmanlı Dönemi’ne ait mezar taşlarının tamamı incelenmiştir. Söz konusu taşlar için form ve süsleme açısından öncelikle kendi içinde bir sınıflandırma yapılmış sonrasında yakın çevre ve civar illerdeki mezar taşları ile benzer özellikler yönünden karşılaştırmaya gidilmiştir. İlyasköy’de köy mezarlığından sökülerek köyün meydanında bir dizi halinde sıralanan 19 adet taş çalışmamızın temelini teşkil etmektedir. Köy mezarlığında yer alan basit işçilikli 9 adet mezar taşının ise bir tablo içine fotoğraflarının yerleştirilerek ekler bölümünde sunulması yeterli görülmüştür. Bahse konu 19 adet taş arasında 7 tanesi 18.yy.’a, 11 tanesi 19.yy.’a aittir. 1 numaralı örnekte sadece ayak taşının günümüze ulaşmasından dolayı tarih ibaresi tespit edilememiştir. Diğer 18 örnekte ise baş şahideleri varlıklarını koruyabilmiştir. Malzeme olarak genelde kaliteli taş işçiliği tercih edilmesine rağmen iki örnekte mermer malzemenin kullanıldığı gözlenmiştir. Taşa hakkedilen yazılar işçilik olarak yüzeyden oyularak kabartma tekniğinde uygulanmıştır. Taşların yerlerinden söküldükleri ve söküldükleri yerde herhangi bir mezar kalıntısı bulunmadığından mezar tipleri tespit edilememiştir. Kök bölümlerinin düzgün işlenmesi bahse konu olan taşların lahit ya da pehleli mezar tiplerinin yuvasına oturtulduklarını göstermektedir. İncelenen mezar taşlarının tamamı dikdörtgen kesit özelliği göstermektedir. Bu dikdörtgen kesitli mezar taşlarının 11 tanesinde erkek başlık, 4 tanesinde kadın başlık, 1 tanesinde üçgen tepelik, 1 tanesinde bitkisel tepelik, 1 tanesinde yarım daire kemerli tepelik ve 1 tanesinde sivri kemerli tepelik kullanılmıştır. Erkek başlık tiplerinde sadece sarık tipi kullanılmış, kadın başlık tiplerinde ise külah başlıklı ve tepesi düz başlıklı tipler tercih edilmiştir. İlyasköy’deki mezar taşlarının çoğu sadedir. Süsleme olarak baş taşının tepelik kısmında akantus yaprağı ve ayak taşının gövde kısmında kıvrımlı çiçek dallarından oluşan bitkisel bir kompozisyon tasarlanmıştır. Bahse konu olan taşların çoğunluğunda sülüs yazının tercih edildiği gözlenmektedir. İstatiksel olarak 13 tanesinde celi sülüs, 5 tanesinde celi talik yazı kullanılmıştır. Mezar taşları arasında üç mezar taşının mesleği (beşe, imam) belirtilmiştir. Diğerlerinde meslek türü ifade edilmemiştir. İlyasköy’deki mezar taşlarının 7 örneğinde aynı tarihte ölüm olayının gerçekleşmiş olması köyün söylenilen tarihte salgın bir hastalık geçirmiş olduğunu düşündürmektedir. Taşlar form, teknik ve süsleme açısından başkent üslubuna benzer özellik göstermektedir. Marmara Bölgesi’nin batısında bir manav köyünde yer alan bu taşların malzeme, form, teknik ve süsleme açısında Sanat Tarihi alanına kaynaklık edeceği gibi kitabe bilgileri yönünden Türk kimliğini de ortaya koyacağı ümidindeyiz.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
15

KÜÇÜCÜK, Seden, Gönül KEMİKLER, Murat OKUTAN, et al. "The Effect of Positional Movement of a Semiflexible Applicator on Dose Distrubutions in Low Dose Rate Brachytherapy for Cervical Carcinoma." Turkiye Klinikleri Journal of Medical Sciences 30, no. 6 (2010): 1858–68. http://dx.doi.org/10.5336/medsci.2009-14229.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
16

YILDIRIM, Erdal. "ÇATI GEOMETRİSİNİN BİNA ISIL PERFORMANSI ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİN DENEYSEL OLARAK İNCELENMESİ." Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi 25, no. 2 (2022): 95–109. http://dx.doi.org/10.17780/ksujes.1088841.

Full text
Abstract:
ÖZET&#x0D; Bu çalışmanın amacı, çatı geometrilerinin hangisinin yaz aylarında daha enerji verimli olduğunu belirlemek için çatı geometrisinin iç hava sıcaklığı üzerindeki etkisini düz çatılarla karşılaştırarak araştırmaktır. Bu çatı tiplerinin doğal ısı transfer katsayıları ve toplam ısı transfer katsayıları adyabatik hazne tekniği kullanılarak deneysel olarak incelenmiştir. Deneysel analiz sonucu, konik çatı dış yüzeyi doğal taşınım ısı aktarım katsayısının ve toplam ısı aktarım katsayısının düz çatılara göre sırasıyla 1,5 ve 2,5 kat daha fazla olduğunu ortaya koymuştur. Bulunan sonuçlar, yaz aylarında Harran evinde iç hava sıcaklığının daha düşük olmasının nedenleri arasındadır
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
17

Ahmadov C.H, Zamanov N.T., Nuriyev A. A. та Ahmadova E.I. "Diz oynağının osteoartritində kompleks terapiyanın effektivliyi". Journal of Theoretical, Clinical and Experimental Morphology 2, № 1-2 (2021): 61–65. http://dx.doi.org/10.28942/jtcem.v2i1-2.149.

Full text
Abstract:
İşin məqsədi. Tədqiqatın məqsədi diz oynağının osteoartritində (OA) kompleks terapiyanın klinik təcrübədə effektivliyini öyrənmək olmuşdur.Material və metodlar. Diz oynağının osteoartriti ilə 75 xəstə tədqiqata cəlb olunmuşdur. Xəstələr əsas dərman preparatı kimi NBL Qlükozamin Xondroitin MSM və qeyri-steroid iltihab əleyhinə preparatla Etodin - fortla əhatə olunmuşlar. Tədqiqata cəlb olunan xəstələrin yaşı 45-70 arasında tərəddüd etmişdir ki, xəstələrin 60-ı qadın (80,0%), 15-i kişi (20,0%) cinsinə aid olmuşdur. Xəstələrin orta yaşı; 60,0 ± 2,6 orta xəstəliyin davam müddəti isə 8,7 ± 2,8 il təşkil etmişdir. Xəstələr 3 qrupda təsnif olunmuşdur ki, I qrup xəstələr (25 nəfər) yalnız kombinə olunmuş NBL Qlükozamin Xondroitin MSM xondroprotektor, II qrup xəstələr (25 nəfər) xondroprotektorla qeyri-steroid iltihab əleyhinə preparatla birgə müalicə almışdır. III qrup xəstələrdə (25 nəfər) isə kalium- yodid və novakain elektoforez üsulu ilə kompleks müalicəyə qoşulmuşdur.Nəticələr. NBL Qlükozamin Xondroitin MSM alan I qrupda 12 həftəlik kurs müalicədən sonra 30% halda kafi qiymətləndirmə olmuşdur. II qrupda isə bu rəqəm 50% həddində tərəddüd etmişdir. III qrup xəstələrdə isə kalium- yodid və novakain elektoforez üsulu ilə kompleks müalicəyə qoşulmuşdur ki, bu qrupda ağrıların azalması 70 % halda müşahidə olunmuşdur.Yekun. Müalicənin sonunda ən yaxşı effekt III qrup xəstələrdə - elektroforezin qoşulduğu qrupda müşahidə olunmuşdur.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
18

Karaca, Hasan. "ESKİ ANADOLU TÜRKÇESİNDEN OSMANLI TÜRKÇESİNE GEÇİŞİ TANIKLAYAN BİR İLMİHÂL." Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi 13, no. 43 (2025): 65–83. https://doi.org/10.33692/avrasyad.1594601.

Full text
Abstract:
İlmihâller, gündelik hayata dair temel dinî bilgiler barındıran eserlerdir. Bu çalışmaya konu olan mensur ilmihâl, Süleymaniye Kütüphanesi Yazma Bağışlar Bölümünde 5625 demirbaş numarasıyla kayıtlıdır. Toplam 36 varaktan oluşan eser, kendi içinde üç bölüme ayrılmaktadır: birinci bölümde temel dinî kavramlar, iman ve İslam’ın şartlarından, ikinci bölümde elli dört farzdan, üçüncü bölümde imansız ölmenin sebeplerinden bahsedilmektedir. Metindeki dudak uyumunun durumu ve diğer dil özellikleri, eserin telif tarihi olarak Eski Anadolu Türkçesi ile Osmanlı Türkçesi özelliklerini bir arada bulunduran 17. yüzyılı işaret etmektedir. Eski Anadolu Türkçesinden sonra düz şekilleri de ortaya çıkmış olan -dIr bildirme eki, -nIn ilgi hâli eki, -ım, -im teklik birinci şahıs iyelik eki, birinci ve ikinci şahıs çekimlerinde -dI öğrenilen geçmiş zaman eki, -dIkdA zarf-fiil eki, -sız, -siz isimden isim yapım eki, -lı, -li isimden isim yapım eki; yuvarlak şekli ortaya çıkmış olan -muş, -müş öğrenilen geçmiş zaman eki, bazı kullanımlarda damak ŋ’sinin normal diş n’sine dönüşmesi, -AcAk gelecek zaman eki, bazı sözcüklerin eski şekilleriyle eş zamanlı kullanılması, eserdeki 17. yüzyıl Osmanlı Türkçesine; yuvarlak biçimli -up, üp zarf-fiil eki, -ur ür geniş zaman eki, -dur, -dür fiilden fiil yapım eki; düz biçimli teklik üçüncü şahıs iyelik eki, -ncı, -nci isimden isim yapım eki, -Am teklik birinci şahıs ek-fiil geniş / şimdiki zaman eki, -n belirtme durum eki, başta t sesinin korunması, “o” işaret sıfatının “ol” şeklinde kullanılması, söz varlığına dair bazı sözcüklerin yuvarlak kullanımı, Eski Anadolu Türkçesine tanıklık eden özelliklerdir. Eser, genel olarak kısa, öz, sade, anlaşılır bir dil ve anlatıma sahiptir. Bu çalışma söz konusu eserin transkripsiyonlu çevirisi, yazım özellikleri, dil incelemesi ve tıpkıbasımından oluşmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
19

BOZDAĞ, TAHSİN, and AYŞE ASLIHAN EROĞLU. "Malatya İli Doğanyol İlçesi Düz Dokuma Örnekleri." Malatya İli Doğanyol İlçesi Düz Dokuma Örnekleri 7, no. 1 (2023): 66–81. https://doi.org/10.5281/zenodo.12600678.

Full text
Abstract:
Malatya şehri yerleşim alanı, M.&Ouml;. 3600 ile tarihlenen Arslantepe h&ouml;y&uuml;k kazılarında g&uuml;n y&uuml;z&uuml;ne &ccedil;ıkan kadim bir yerleşim tarihine sahiptir. Bu kadim şehir bir&ccedil;ok medeniyete ev sahipliği yapmış bunun yanı sıra bir&ccedil;ok medeniyetinde ge&ccedil;iş g&uuml;zerg&acirc;hında olan &ouml;nemli bir konuma sahiptir. Malatya tarihi incelendiğinde bu &ouml;zelikler şehri her bağlamda zengin kılmaktadır. Coğrafi, siyasi, ekonomik ve etnik gibi bir&ccedil;ok birleşen bu kadim şehri &ouml;ne &ccedil;ıkarmaktadır. Malatya merkez ve merkeze bağlı il&ccedil;elerde olduk&ccedil;a aktif bir n&uuml;fus demografik yapısına sahiptir. Bu yoğun demografik yapıya sahip il&ccedil;elerden biride Doğanyol&rsquo;dur. 2. Y&uuml;zyılları arasında M.S. 14. y&uuml;zyılı s&uuml;resinde yoğun olarak kullanılan İpek Yolu g&uuml;zerg&acirc;hı Bakır Yolu&rsquo;nu ticari ağırlıklı se&ccedil;ilmesi bu ama&ccedil;la kullanan kervanların sıklıkla kullandığı yol g&uuml;zerg&acirc;hlarından biri olan İpek Yolu takibinde Bakır Yolu devamında kervanların konaklamak i&ccedil;in durdukları Suriye devamında Malatya, G&uuml;r&uuml;n g&uuml;zerg&acirc;hında Kayseri, Hekimhan, Yazıhan, Sivas yol g&uuml;zerg&acirc;hı Malatya&rsquo;da ticaretin yoğun olmasına neden oluştur. Ticari bakımdan yoğun olan Malatya&rsquo;nın il&ccedil;eleri de bu gelişimden olumlu &ouml;l&ccedil;&uuml;de istifadeetmişlerdir. İpek yolunun varlığı bu b&ouml;lgede bir&ccedil;ok gelişmenin yanında dokuma k&uuml;lt&uuml;r&uuml;n&uuml; de olduk&ccedil;a olumlu y&ouml;nde etkilemiştir.Malatya tarihi araştırmalarında Doğanyol&rsquo;un ge&ccedil;miş yıllarda dokumacılıkla yoğun bir şekilde dokuma &uuml;retimi ve ti&ccedil;areti i&ccedil;erisinde yer aldığı anlaşılmaktadır. G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde dokuma sanatıyla olan ilişkisi olduk&ccedil;a azalan bu yerleşim yerinde tarihi s&uuml;re&ccedil;te dokumacılıkla yoğun uğraşan k&ouml;yler tespit edilerek, d&uuml;z dokumacılığının yapıldığı k&ouml;yler ve kişiler &ccedil;alışma sahası olarak belirlenmiştir. Doğanyol merkez ve civar k&ouml;ylerde her ev, cami vb insan yerleşimin bulunduğu alanlarda d&uuml;z dokumalara rastlamak m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r, ancak g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde d&uuml;z dokumlar bir&ccedil;ok nedenden hızla yok olmaya y&uuml;z tutmuştur. B&ouml;lgede dokuma k&uuml;lt&uuml;r&uuml; adına nerdedeyse yok dene&ccedil;ek kadar az sayıda kişi kalmıştır.Y&ouml;reye ait desen, komposizyon ve yanış &ouml;zelliklerini taşıyan ev, cami vb kalan son d&uuml;z dokuma &ouml;rneklerinin belgelenmesi y&ouml;redeki dokuma k&uuml;lt&uuml;r&uuml;n&uuml;n yaşatılması adına olduk&ccedil;a &ouml;nemli bir kazanımdır. Doğan yol ve k&ouml;ylerine gidilerek, ge&ccedil;mişte d&uuml;z dokuma ile iştirakli kişilerle g&ouml;r&uuml;ş&uuml;lm&uuml;ş, doğanyolda dokumacılığın ge&ccedil;mişi ve doğanyolda dokumanın g&uuml;n&uuml;m&uuml;z durumu ile ilgili bilgi kayıt altına alınmıştır. Malatya Doğanyol ilcesinde yoğun olarak yapılan d&uuml;z dokuma sanatının yaşayan son temsilcilerine ulaşmak ve y&ouml;reye &ouml;zg&uuml; d&uuml;z dokuma eserlerinin komposizyon, teknik, desen, yanış vb... &ouml;zelliklerinin kayıt altına alınması ve bilimsel bir &ccedil;alışmanın hazırlanması &ouml;nem arzetmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
20

AKGÜL, Melek, and Orhan DOGAN. "Determination of Reinforcement Adherence Loss by Accelerated Corrosion Test for Normal and 4%NaCl Solubility Cured Flat and Ribbed Reinforced Concretes with Different Strengths." Uluslararası Muhendislik Arastirma ve Gelistirme Dergisi 14, no. 2 (2022): 691–704. http://dx.doi.org/10.29137/umagd.1092523.

Full text
Abstract:
Birçok yapı alanında yapı malzemesi olarak ilk sırada tercih edilen betonun, yüksek olan basınç dayanımının aksine, düşük olan çekme dayanımını artırmak ve eğilme gerilmeleri altında gevrek göçmeyi önleyebilmek için çelik çubukların takviyesi ile betonarme sistemler oluşturulmuştur. Betonun sağlamış olduğu yüksek alkalin ortam, betonarme donatısı ile beton arasındaki aderansın sağlanabilmesi ve donatının korozyondan korunabilmesi için betonarme elemanlarda aranan en önemli kriterlerdendir. Geçirgen bir yapıya sahip olan beton, agresif kimyasallara maruz kalması halinde zamanla korozyona uğrar ve beklenen durabiliteyi sağlayamaz. Korozyon, donatının içinde bulunduğu ortam ile kimyasal ve/veya elektrokimyasal reaksiyona girerek metalik özelliklerini kaybetmesidir. Betonarme donatısında kesit kaybına neden olmanın yanında, korozyon; donatı ile beton arasındaki aderansın da azalmasına veya yok olmasına neden olmaktadır.&#x0D; Günümüzde betonarme yapılar, kendi zati ağırlıklarına, servis ve sismik yüklere göre boyutlandırılır. Ancak, analizlerde korozyon dikkate alınmadığından, zamanla donatının aderans ve kesit kaybına uğraması nedeniyle, yapıların depremde hasar görmesine veya yıkılmasına neden olmaktadır.&#x0D; Bu çalışmada, donatıların korozyona bağlı aderans kaybını belirleyebilmek için hazırlanan deney numuneleri, Türkiye’deki mevcut betonarme yapıları temsil edecek şekilde tasarlanmıştır. Parametre olarak 5 farklı beton grubu, 2 farklı donatı türü ve 2 farklı kür şartı değişken alınıp, numuneler hızlandırılmış korozyon deneyine tabi tutulmuş, aderanstaki dayanım değişimi grafikler ve tablolar ile değerlendirilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
21

Aydın, Ayşe. "Silifke Müzesi’ndeki Kilise Formlu Mezar Taşı." Belleten 79, no. 285 (2015): 421–30. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2015.421.

Full text
Abstract:
Kilise formlu mezar taşı, Mersin'in Silifke İlçesi'ne bağlı Taşucu Kasabası'ndaki Rum Kilisesi nartheksinin batı cephesi önünde bulunmuştur. Silifke Müzesi'ne 27.12.2005 tarihinde kazandırılan eser, kireçtaşından yapılmıştır. Ön yüzünde bir niş ve yazıt, arka yüzünde ise üç apsis yer alır. Apsislerden ortadaki, diğerlerine kıyasla daha geniş ve yüksektir. Yazıtından anlaşıldığı kadarıyla mezar taşı 16 Aralık 1891 yılında ölen Demetrios oğlu Eleutherios için yapılmıştır. Üzerinde harç izleri olan mezar taşının üst bölümü düzleştirildiği için hangi örtü sistemine sahip olduğu belli değildir. Taşuculu mezar taşı gibi mimari forma sahip taştan eserler Kafkasya'da 7.-17. yüzyıllar arasında yaygın olarak yapılmış ve bani tasvirlerinde yaptıranın elindeki kilise modeli, bazı kiliselerin çatı mahyasının başlangıcında süsleme amaçlı akroter, mimarlar tarafından inşa edecekleri kiliselerin küçük maketi ya da röliker olarak kullanılmışlardır. Erken Hıristiyanlık-Bizans Dönemi ve sonrasında Doğu ve Batı Hıristiyanlığı'nda kubbeli, kare içinde haç ya da bazilikal planlı kilise formuna sahip eserler madenden yapılmış ve artophorion, buhurdan, röliker ya da aydınlatma aracı olarak kullanılmıştır. Taştan kilise formundaki farklı işlevlere sahip eserlerin Erken Hıristiyanlık-Bizans Dönemi ve sonrasında Ermeniler, Bizans sonrası dönemde ise Rumlar tarafından yapıldığı görülmektedir. Anadolu'nun kuzeyinde Trabzon, Hagia Sophia ve Giresun Müzesi bahçesinde Taşucu örneğine benzeyen mezar taşları dikkat çeker. Bunlar ön cephesi nişli, arka cephesinde bir ya da üç apsisli eserlerdir. Düz ya da beşik veya kırma çatılı, az da olsa haç kolları beşik çatılı Yunan haçı formunda çatıya sahiplerdir. Yunanca yazıt ve tarihleriyle 19.yüzyıl sonu20.yüzyıl başında yapıldıkları anlaşılan mezar taşları Rumlara aittir. Silifke Müzesi'nde Taşucu mezar taşının yanı sıra Ulugöz Köyü'nden getirilen kapalı Yunan haçı formlu benzer bir örnek yer alır ve röliker olarak değerlendirilir. Taşucu mezar taşı kilise içinde ya da yakınındaki, yazıtında adı geçen Eleutherios'un mezarı üzerinde yer almış olmalıdır. Ait olduğu mezardan alınan taş, daha sonra 19.yüzyıl ikinci yarısına tarihlendirilen Rum Kilisesi'nin birden fazla evreye sahip nartheks duvar örgüsünde 19.yüzyıl sonları-20.yüzyıl başları arasında tekrar kullanılmış olmalıdır. Mezar taşında bu kullanıma yönelik harç izleri bulunmaktadır. Mezar taşının üst örtüsünün nasıl olduğuna dair konuşmak zordur. Ancak Trabzon ve Giresun'daki benzer örneklere bakarak düz ya da beşik çatılı olduğu düşünülebilir. Silifke Müzesi'nde yer alan ve yazıtıyla 16 Aralık 1891 yılında ölen Demetrios oğlu Eleutherios'a ait olduğu anlaşılan mezar taşı, 19.yüzyılda Anadolu'daki Osmanlı Dönemi Hıristiyan Mimarisi'nde en çok kullanılan bazilikal planlı kilise formuyla ve işleviyle Kafkasya'da yapılan kare içinde haç planlı ya da kubbeli plana sahip örneklerden ayrılmaktadır. Trabzon ve Giresun'daki Rum mezar taşlarıyla birlikte Taşucu mezar taşı, daha çok Rumların bu türe kazandırdıkları bir çeşitleme olarak kabul edilmelidir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
22

Yavuz, Esra, and Serdar Tuna. "Sanat Eğitiminde, Öğrenci Çalışmalarının Sosyo-Ekonomik ve Cinsiyet Değişkenlerine Bağlı Göstergebilimsel Analizi." Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi 24, no. 1 (2025): 351–72. https://doi.org/10.17755/esosder.1535948.

Full text
Abstract:
Bu araştırmanın amacı, göstergebilim analiz yöntemi kullanarak öğrenci uygulamalarının sosyo-ekonomik düzeye ve cinsiyet değişkenine bağlı olarak ne tür özellikleri barındırdığını belirlemektir. Araştırma, karma araştırma yöntemi ile gerçekleştirilmiş olup 2022-2023 öğretim yılında Ankara’daki Halide Edip Adıvar Ortaokulunda ve Polis Amca Ortaokulunda öğrenim gören 36 öğrenci çalışma grubunu oluşturmuştur. Araştırmanın verileri, resim uygulaması, yarı-yapılandırılmış görüşme ve araştırmacı tarafından hazırlanan anket ile toplanmıştır. Öğrenciler “doğa” ve “yol” temalarında iki çalışma gerçekleştirmiştir. Verilerin analizi, Peirce’in “görüntüsel gösterge, belirti, simge”, Barthes’ın “düz anlam ve yan anlam” ve Saussure’ün “gösterge, gösteren, gösterilen” şemaları kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın sonucuna göre, yol temalı çalışmalarda alt sosyo-ekonomik düzeydeki öğrenciler genellikle görüntüsel gösterge ve belirti kullanırken, üst sosyo-ekonomik düzeydekiler ise daha çok simge kullanmıştır. Ayrıca, alt sosyo-ekonomik düzeydeki öğrencilerin daha fazla düz anlam, üst sosyo-ekonomik düzeydeki öğrencilerin ise yan anlam kullandığı; cinsiyet değişkenine göre ise öğrencilerin birbirine yakın oranda gösterge türleri kullandığı görülmüştür. Doğa temalı çalışmalarda ise, her iki sosyo-ekonomik düzeydeki öğrenciler birbirlerine yakın gösterge türleri, düz anlam ve yan anlam kullanmıştır. Öğrenci çalışmalarının “gösterge, gösteren, gösterilen” şemasına göre analizlerde ise sosyo-ekonomik düzey ve cinsiyet değişkenine bağlı farklılıklar gözlemlenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
23

Çölgeçen, Ali Deniz, and Hale Sayan Özaçmak. "Glukagon Benzeri Peptit -1 Reseptör Agonisti Liraglutidin Sıçan Detrüsor Kas Kasılma Yanıtı Üzerine Etkisi." Turkish Journal of Diabetes and Obesity 8, no. 1 (2024): 71–78. http://dx.doi.org/10.25048/tudod.1414682.

Full text
Abstract:
Amaç: Glukagon benzeri peptid-1 (GLP-1), bağırsak L hücrelerinde proglukagondan sentezlenen bir inkretin hormondur. Diyabetes mellitus tedavisinde yaygın olarak kullanılan GLP-1 analoglarının antidiyabetik etkilerinin yanı sıra nöroplastisiteyi sağlayarak nöroprotektif, prokognitif ve diyabete bağlı komplikasyonların önlenmesinde etkili olduğu bildirilmektedir. Üriner disfonksiyonlar diyabet ve obezitede sıklıkla gözlenmektedir. Kan şekerini düşürücü etkisinden bağımsız olarak GLP-1 reseptör agonistlerinin direkt mesane düz kasının üzerindeki etkilerinin belirlenmesi bu hasta gruplarında aşırı aktif mesane gelişiminin önlenmesinde yararlı etkiler ortaya çıkarabilir. Bu çalışmanın amacı gastrointestinal düz kas fonksiyonları üzerine düzenleyici etkileri bildirilen GLP-1 reseptör agonistinin mesane düz kas kasılma ve gevşeme yanıtları üzerine olan etkisini incelemektir. Gereç ve Yöntemler: Çalışmada 300-325 g ağırlığında erkek yetişkin Wistar Albino cinsi sıçanlar kullanılmıştır (n=7). Detrüsör kas şeritlerinin kasılma ve gevşeme yanıtlarını incelemek için organ banyosu sistemi kullanılmıştır. Mukozası sağlam kas şeritleri izole organ banyosuna asılarak izometrik kasılma yanıtı karbakol ( 3×10-6 M) ile oluşturulmuştur. Karbakolle kasılmış düz kas şeritlerine GLP-1 reseptör agonisti olarak liraglutid kümülatif (10-8-10-2 M) olarak uygulanarak düz kas kasılma yanıtlarındaki değişim belirlenmiştir. Gevşeme yanıtları incelemek için izoproterenol (10-8-10-2 M) kullanılmıştır. Karbakolle kasılmış düz kas şeritlerine kümülatif olarak liraglutid uygulanarak gevşeme yanıtları kaydedilmiştir. Ayrıca GLP-1’in etki mekanizmasını tespit edebilmek için organ banyosuna nöronal nitrik oksit sentaz (nNOS) inhibitörü Nω-Nitro-L-arginine (L-NNA) (10 mM) eklenerek gevşeme yanıtları üzerine etkisi değerlendirilmiştir. Sonuçların istatistiksel değerlendirmesi Mann-Whitney U ve Kruskal Wallis testleri kullanılarak yapılmıştır. Bulgular: GLP-1 reseptör agonisti liraglutid 3×10-6 M dozunda karbakolle oluşan kasılma yanıtında istatistiksel olarak anlamlı bir değişime neden olmamıştır (p=0,768). Önceden 3×10-6 M karbakol ile kasılmış düz kas şeritlerine kümülatif olarak uygulana liraglutid (10-4 ve 10-2 M dozlarında) izoprotrenol ile benzer gevşeme yanıtına neden olmuştur. İzole organ banyosu ortamına LNNA eklenmesi, liraglutid bağımlı gevşeme yanıtında istatistiksel olarak anlamlı azalmaya neden olmuştur (p=0,019, p=0,033). Sonuç: Çalışmanın sonuçları GLP-1’in büyük olasılıkla mesane düz kas duvarında GLP-1 reseptörü aracılığıyla gevşemeye neden olabildiğini göstermektedir. İn vitro koşullarda ve sağlıklı detrüsör kas dokusundan elde edilen veriler, liraglutid ile oluşan gevşeme yanıtının mekanizmaları arasında nitrik oksitin rol oynadığını düşündürmektedir. Bu sonuçların aşırı aktif mesane modellerinde ve in vivo koşullarda daha ileri çalışmalarda desteklenmesi gerekmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
24

ÖZTÜRK, Murat, and Erdem ÇİFTÇİ. "Çukur ve Tümsek Ayna Geometrisinde Emici Yüzeye Sahip Güneş Hava Kolektörlerinin Sayısal Analizi." International Conference on Applied Engineering and Natural Sciences 1, no. 1 (2023): 826–30. http://dx.doi.org/10.59287/icaens.1101.

Full text
Abstract:
Sürdürülebilir bir gelecek anlamında yenilenebilir enerji kaynakları oldukça büyük önem taşımaktadır. Bu anlamda güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanmak için farklı sistemler üretilmiştir. Güneş hava kolektörleri de yenilenebilir enerji kaynaklarının en temeli olan güneş enerjisinden faydalı enerji elde etmek amacıyla üretilmiş olan bir sistemdir. Günümüzde güneş hava kolektörlerinin performansının iyileştirilmesi amacıyla pek çok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmada da güneş hava kolektörlerinin performansını arttırmak amacıyla çukur ayna, tümsek ayna ve çukur-tümsek ayna şeklindeki emici yüzeylere sahip güneş hava kolektörleri geleneksel düz plakalı kolektör ile karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Sayısal olarak gerçekleştirilen bu analizlerin yapılmasında Hesaplamalı Akışkanlar Dinamiği (HAD) yaklaşımından yararlanılmıştır. Her bir sistemde giriş noktası için hava akış hızı 2.5 m/s belirlenmiş olup laminer akış modeli altında analizler yapılmıştır. Yapılan analizlerin sonucunda düz plakalı sistemden yaklaşık olarak 47.35C, çukur ayna modeline sahip sistemden 50.60C, tümsek ayna modeline sahip sistemden 39.75C ve çukur-tümsek ayna modeline sahip sistemden 53.54C hava çıkış sıcaklıkları elde edilmiştir. Bunun yanı sıra hava akış hızında maksimum düşüş çukur ayna modelinde elde edilmiştir. Elde edilen sonuçlara bağlı olarak maksimum performans çukur-tümsek ayna modeline sahip güneş hava kolektöründen elde edilirken, düz plakalı güneş hava kolektörü ile çukur ayna modeline sahip güneş hava kolektörü benzer karakteristiklersergilemiştir. Buna bağlı olarak mevcut çalışmada sayısal olarak incelenen güneş hava kolektörlerinin farklı modifikasyonlar ile daha olumlu sonuçlar verebileceği bulgusuna varılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
25

GÜNAYDIN, Nuray, Betül KÜÇÜK-DEMİR, and Cansu TUTKUN. "An Investigation of the Methods Used in Teaching Basic Mathematics Concepts To Preschool Children: Pilot Study." Kuram ve Uygulamada Sosyal Bilimler Dergisi 7, no. 2 (2023): 225–36. http://dx.doi.org/10.48066/kusob.1394007.

Full text
Abstract:
Okul öncesi dönem yaşamın tüm evrelerini etkileyen çok önemli bir dönemdir. Bu araştırma 48-60 aylık çocuklara matematik kavramlarının öğretiminde kullanılan yöntemlerin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırmaya katılan çocukların sınıfları önceden belli olduğundan ve rastgele deney gruplarına aktarılmaları söz konusu olmadığından araştırma nicel araştırma desenlerinden yarı deneysel model ile yapılmıştır. Çalışma Doğu Karadeniz’in bir ilinde Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı anaokullarına devam eden 48-60 aylık toplam 40 çocuk ile yürütülmüştür. Çalışmada veri toplama aracı olarak “Boehm Okul Öncesi Temel Kavramlar Testi-3” kullanılmıştır. Çocuklar 4 yaş 0 ay ve 5 yaş 11 ay yaş aralığında olduğundan testin 25-76 arası maddeleri kullanılmıştır. Araştırmaya ön test ile başlanmış ve çocukların düşük puan aldıkları dört kavram için farklı yöntemler kullanılarak etkinlikler hazırlanmıştır. Etkinlikler dört hafta boyunca çocuklara uygulanmıştır. Daha sonra bir hafta ara verilip son test uygulanmıştır. Veriler SPSS paket programı ile analiz edilmiştir. Analiz sonucunda okul öncesinde temel matematik kavram öğretiminde drama, düz anlatım, oyunla anlatım ve müzikle anlatım yöntemleri arasından en etkili yöntemin müzikle anlatım yöntemi olduğu belirlenmiştir. Bu doğrultuda çalışmanın okul öncesi kurumlarda çalışan öğretmenler için müzikle anlatım yöntemi ve drama yöntemi ile ilgili daha fazla etkinlik hazırlamaları konusunda rehber olması beklenmektedir. Düz anlatımın diğer yöntemlere göre çok daha az etkili olduğu düşünülürse okul öncesi öğretmenlerinin düz anlatımdan kaçınmalarının çocukların öğrenimi için daha iyi olacağı söylenebilir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
26

Eren, Osman, Tahir Yücel, and Halis Şakiroğlu. "Selülaz Enzimi ve Gıda Teknolojisinde Kullanımı." Iğdır Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 15, no. 2 (2025): 556–67. https://doi.org/10.21597/jist.1579386.

Full text
Abstract:
Selüloz, glukoz ünitelerinden ibaret olan düz zincirli bir polisakkarittir ve biyosferin en büyük kütleli organik yapısıdır. Bu yapı birden fazla enzimi içeren kompleks yapılı selülaz enzimi tarafından parçalanmaktadır ve selülaz miktar olarak Dünya’da en çok kullanılan üçüncü enzimdir. Hidrolazlar grubuna ait hidrolitik bir enzim olan selülaz, tekstil, deterjan, kâğıt, yem ve gıda gibi birçok alanda kullanılmakta olup gıda alanında ise yağ teknolojisinden meyve sebze alanına; hatta fırıncılık alanında bile kullanılma potansiyeline sahiptir. Yapılan araştırmaların sonucunda selülaz'ın gıda alanında kullanılması neticesinde daha fazla yağ elde etme, daha kaliteli yağ bileşenleri elde etme, meyve suyu üretim verimini arttırma, hamurun reolojik özelliklerini geliştirme gibi olumlu özellikler sağladığı bildirilmiştir. Selülaz ayrıca gıda atıklarından çeşitli biyoaktif bileşikler ve boyar maddelerin elde edilmesinde de kullanılabilir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
27

BAYRAMIĞULLARI, Lelya. "MALTEPE'DE 10. YIL: "MALTEPE FLÜT YAZ KAMPI" BU YIL 10. DEFA KAPILARINI FLÜT DÜN." Journal of Social Sciences 8, no. 8 (2016): 87. http://dx.doi.org/10.16990/sobider.281.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
28

Sarı, Deniz, and Fadime Arslan. "İlk Tunç Çağı’nda Batı Anadolu’da Üç Ayaklı Mutfak Kabının Yayılımı ve Gelişimi." Belleten 81, no. 290 (2017): 1–22. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2017.1.

Full text
Abstract:
Batı Anadolu'da İlk Tunç Çağı'nın önemli kap biçimlerinden bir tanesi olan üç ayaklı mutfak kapları pişirme geleneği ile ilgi önemli bilgiler vermesinin yanı sıra bölgede yer alan İlk Tunç Çağı yerleşimlerinin stratigrafilerinin çakıştırılmasında anahtar kap biçimleri arasında yer alır. Üç ayaklı mutfak kapları İlk Tunç Çağı'nın başından itibaren Batı Anadolu'nun sahil kesiminde yaygınken İç Kuzeybatı Anadolu'da ilk kez İlk Tunç Çağı II'nin son evresinde ortaya çıkar ve Erken İlk Tunç Çağı III'de tüm Batı Anadolu'da yaygın bir şekilde devam eder. Ocak kullanımına bağlı olarak Batı Anadolu'nun sahil kesiminde Geç İlk Tunç Çağı III ile birlikte, pişirme kabı olarak kullanımı neredeyse ortadan kalkan bu kap biçimi, yerini düz dipli küresel gövdeli çömleklere bırakmıştır. Ancak pişirmede farklı biçimlerde üç ayakların kullanımı devam etmiştir ve günümüzde bile örnekleri söz konusudur.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
29

Aydoğan, Derya. "NFT Sanatının Sanat Piyasasına Etkisi: Dün, Bugün, Gelecek Perspektifleri." Art and Interpretation, no. 44 (September 25, 2024): 22–31. http://dx.doi.org/10.47571/sanatyorum.1471263.

Full text
Abstract:
Sanat eserlerinin yegâne özelliği biricik olmasıdır. Dijital sanat, sınırsız kopyalama ve dağıtma anlamında bu temel özelliği bir anlamda yapıbozumuna uğratmıştır ve tartışmalı bir süreci getirmiştir. Değiştirilemez jeton anlamına gelen NFT (non-fungible token), tescillenebilme özelliği ile klasik sanata özgü nitelikler olan ve dijital sanatta tartışma konusu olan biriciklik ve özgünlüğü bir anlamda yeniden teslim etmiştir. NFT, özellikle son yıllarda birçok alanda gündemi meşgul etmiştir ve sanat ortamında da oldukça ön plana çıkmıştır. Zaman içerisinde NFT sanatı üretenlerin yanı sıra sanatı domine eden yapıların da bu konuya yaklaştıkları ve bir takım projeler ürettikleri, etkinlikler düzenledikleri görülmektedir. Ancak piyasada herhangi bir konuda yaratılan ilginin manipülatif olma ihitimali vardır. Sanat piyasasının da manipülasyon yönünün güçlü olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Dünya çapında çeşitli analiz şirketlerinin anket sonuçlarına ve bulgularına bakmak, daha gerçekçi bir tablo çizmek anlamında yol gösterici olabilir. Bu nedenle bu çalışmada çeşitli analiz şirketlerinin son üç yılda (2021-2023) NFT teknolojisi üzerine yaptığı istatistiklerden ortaya çıkan veriler incelenmiştir. NFT pazaryerleri ile fiziksel, sanal ve hibrit ortamlardaki NFT sergileri araştırılmış, örnekler serimlenmiştir. NFT sanatı özelindeki atılımlar ile daha somut sonuçlar veren istatistikler arasındaki ilişkiye bakılarak aradaki korelasyon değerlendirilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
30

Gündüz, Lütfullah, and Şevket Onur Kalkan. "Atık Kâğıt ve Aktif Orijinli Genleşmiş Perlit İçeren Hafif Yapı Elemanları Üzerine Bir İnceleme." Adıyaman Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi 12, no. 25 (2025): 72–92. https://doi.org/10.54365/adyumbd.1583220.

Full text
Abstract:
Küresel ısınma, inşaat sektörü dahil olmak üzere tüm sektörleri yakından etkileyen önemli bir konudur. Bu nedenle, düşük enerji tüketimiyle üretilebilen malzemeler geliştirmek için birçok girişim gerçekleştirilmektedir. Bunlardan bir tanesi atık kağıtların yapı malzemeleri üretiminde kullanımı olarak değerlendirilebilir. Ayrıca, binalarda ısı yalıtımı açısından boşluklu hafif kagir beton blokların kullanımı da son yıllarda oldukça yaygınlaşmıştır. Bu makalede, geri dönüştürülmüş atık kâğıt ve aktif orijinli genleşmiş perlit ve pomzanın dolgu duvar yapımında kullanılan hibrit agregalı sürdürülebilir yapı elemanlarının incelenmesi amaçlanmaktadır. Çalışmada, hafif yapı malzemesi üretiminde çevre dostu ve sürdürülebilir alternatifler oluşturmak için atık kâğıt, pomza ve perlit kullanılarak elde edilen kagir blokların mekanik özellikleri, yoğunluk ve ısı yalıtımı açısından performansı değerlendirilmiştir. Atık kâğıt gibi geri dönüştürülmüş malzemelerle geleneksel yapı malzemelerine kıyasla daha düşük maliyetli, çevreye duyarlı ve enerji verimliliği sağlayan yapı elemanlarının geliştirilmesi hedeflenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, atık kâğıt kullanımının artışı ile malzemenin basınç dayanımı düşse de RILEM’e göre gerekli basınç dayanım kıstasını sağlayabildiği gözlemlenmiştir. Küp örneklerinin 28 gün kür sonrası basınç dayanım değerleri 2,76 MPa – 3,38 MPa aralığında belirlenmiştir. %20 atık kâğıt ve %15 genleşmiş perlit kullanımının kagir bloğun birim ağırlıklarında 110, 150, 180 ve 200 doz bağlayıcı kullanımlarında sırasıyla %16,4, %15,2, %14,4 ve %13,8’lik hafiflemesini sağlamıştır. Ayrıca, %35 atık kâğıt kullanımı ile hafif bloklarda 0,143 ile 0,167 W/mK ısı iletkenlik katsayısı değerlerinin sağlanabildiği gözlemlenmiştir. Bu çalışma, hibrit agregalı yapı elemanlarının inşaat sektöründe hafif dolgu duvarlar için potansiyel bir alternatif olarak kullanılabileceğini göstermektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
31

Tonta, Yaşar, and Mehmet Emin Küçük. "Sanayi Toplumundan Bilgi Toplumuna Geçiş Sürecinde Temel Dinamikler." Türk Kütüphaneciliği 19, no. 4 (2005): 449–64. https://doi.org/10.5281/zenodo.376821.

Full text
Abstract:
Sanayi Toplumu standart mal ve hizmetlerin kitlesel üretimine ve kitlesel dağıtımına dayanır. Şirketlerin amacı aynı malı çok miktarda ve rakiplerinden ucuza üreterek ve dağıtarak birim maliyeti düşürmektir. Kitlesel üretim ve kitlesel dağıtım merkezileşmeye dayalı bir ekonomik model; mekanistik, katı/hiyerarşik örgüt yapıları; ve geleneksel eğitim gerektirir. Şirketler “üret, depola, sat” mantığıyla hareket etmektedirler. Bilgi Toplumu ise daha karmaşık ve zengin bir toplumsal yapının göstergesidir. Şirketlerin amacı müşteriler için kitlesel olarak kişiselleştirilmiş mal ve hizmetler üretmeleridir. Müşteri, istediği kişiselleştirilmiş malı ya da hizmeti, istediği fiyata dünyanın neresinden olursa olsun sağlayabilmektedir. Robert B. Reich’ın “Müthiş Düzen Çağı” olarak adlandırdığı Bilgi Toplumu, kişiselleştirmeye dayalı bir ekonomik model, dinamik ve düz bir örgütsel yapı, müşteri odaklı bir eğitim gerektirir. Şirketler “sat, üret, teslim et” mantığıyla hareket etmek zorundadırlar. Bu bildiride Sanayi Toplumundan Bilgi Toplumuna geçiş aşamasında gerçekleşen belli başlı değişimler ve Bilgi Toplumunun temel dinamikleri tartışılmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
32

Yapıcı, Atakan, and Zehra Özkeçeci. "KEMAL SUNAL FİLM AFİŞLERİ; GÖSTERGEBİLİMSEL BİR ANALİZ." Eurasian Journal of Media Communication and Culture Studies 3, no. 1 (2025): 44–70. https://doi.org/10.69999/emedia.1682818.

Full text
Abstract:
Bu çalışma, Türk sinemasının simge isimlerinden Kemal Sunal’ın başrolünde yer aldığı filmlere ait afişlerin göstergebilimsel analizini amaçlamaktadır. Araştırmanın temel amacı, Kemal Sunal afişlerinin yalnızca tanıtım materyali değil, aynı zamanda dönemsel estetik anlayışları, toplumsal yapı ve kültürel kodlar hakkında bilgi sunan görsel metinler olduğunu ortaya koymaktır. Bu bağlamda çalışmanın önemi, Türk grafik tasarım tarihine ve sinema kültürüne ışık tutmasından kaynaklanmaktadır. Örneklem olarak Kapıcılar Kralı (1976), Şark Bülbülü (1979), Öğretmen (1988) ve Umudumuz Şaban (1979) filmleri seçilmiştir. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden göstergebilimsel analiz yöntemi kullanılmış; Ferdinand de Saussure’ün “gösteren-gösterilen” ve Roland Barthes’ın “düz anlam-yan anlam” yaklaşımları temel alınmıştır. Elde edilen bulgulara göre, Kemal Sunal afişlerinde halk kahramanı imgesi, mizah yoluyla sınıf farklılıklarının eleştirisi ve kültürel kimliğin görsel sembollerle yansıtılması öne çıkmaktadır. Ayrıca, tipografi, renk kullanımı ve kompozisyon gibi tasarım unsurlarının izleyicide güçlü bir çağrışım yarattığı tespit edilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
33

AYBEY, Salih. "Muallim Naci’ de Ahlak Eğitimi: Mekteb-i Edeb Adlı Eser Üzerine Bir İnceleme." Eskiyeni, no. 51 (December 31, 2023): 1147–74. http://dx.doi.org/10.37697/eskiyeni.1299319.

Full text
Abstract:
Muallim Nâci, Tanzimat döneminin önemli şahsiyetlerinden biridir. O, tercüme, tenkit ve lügat çalışmalarının yanı sıra dinî ve ahlaki alanlarda da çalışmalar yapmıştır. Nâci, Osmanlı Devleti’nde idari ve toplumsal çözülmelerin başladığı, buna bağlı birtakım sıkıntıların ve ahlaki çöküntülerin olduğu bir dönemde yaşamıştır. Devletin çöküşünü ahlaki bozulmalara bağlayan ve ahlak kitapları yazma girişiminde bulunan bazı ilim adamları gibi Nâci’de ahlak eğitimine dair Mekteb-i Edeb adlı eseri hazırlamıştır. Ahlak eğitimi bağlamında yazılan Mekteb-i Edeb’te bireyin sahip olması gereken ahlaki değerlerin yanında sakınması gereken davranışlar da yer almaktadır. Eserde yer alan konular ayetler, hadisler, sahabe hayatından kesitler, şiirler, hikâyeler, ibretli sözler ve örneklerle desteklenmiştir. Muallim Nâci tarafından gözden geçirilerek, tashih edilerek, düzeltmeler yapılarak oluşturulan ve kendi döneminde oldukça fazla rağbet gören bu eserde Nâci’nin ahlak eğitimi ile ilişkilendirilebilecek görüşleri belli bir sistematik çerçevede sunduğu görülmektedir. Eserde ortaya konulan bu sistematik yapı, eserin yazıldığı dönemden günümüze kadar geçerliliğini sürdüren birçok öğretim ilke ve yöntemlerini de barındırmaktadır. Bu çalışma ile uzun yıllar ahlak kitabı olarak okullarda da okutulan Mekteb-i Edeb’in ahlak eğitimi bağlamında değerlendirilmesi ve günümüz ahlak eğitimine yönelik ne gibi katkılar sağlayabileceğini ortaya koymak amaçlanmıştır. Eserde birçok ahlaki değerlerin anlatım, soru-cevap, tahkiye gibi öğretim yöntemleriyle ve günümüzde kullanılan bazı öğretim ilke ve yöntemleriyle ele alındığı görülmüştür. Nitel araştırma yöntemi içerisinde yer alan içerik analizi tekniğiyle incelenmiş olan eser, tarihi tecrübeyi ustalıkla, yalın bir şekilde ortaya koymaktadır. İki kısımdan oluşan eserin incelenmesi neticesinde hangi ahlaki ilkeler nasıl bir yöntemle ele alındığına yönelik sonuçlara ulaşılmıştır. Eserin dün olduğu gibi, bugüne ve yarına da ışık tuttuğu, ahlak eğitimi açısından önemli bir eser olduğu görülmüştür.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
34

Kabadayı, Adem, and Sadakat Safiyye Mumcuoğlu Türker. "Dijital Koruma Yöntemleriyle Mimari Miras: Eski Şefaatli Camii’nin Fotogrametri Tabanlı Modellemesi." Türkiye Fotogrametri Dergisi 7, no. 1 (2025): 1–9. https://doi.org/10.53030/tufod.1715363.

Full text
Abstract:
Kültürel mirasın korunması, yalnızca yapıların fiziksel bütünlüğünün sağlanmasını değil, aynı zamanda tarihsel, sosyal ve sanatsal bağlamlarının doğru biçimde belgelenmesini ve yorumlanmasını da gerekli kılmaktadır. Bu çalışma, Yozgat ili Şefaatli ilçesinde yer alan ve mimari özellikleri bakımından bölge camileri arasında istisnai bir konumda bulunan Eski Şefaatli Camii'nin fotogrametri yöntemiyle dijital olarak belgelenmesini ve değerlendirilmesini amaçlamaktadır. Yozgat genelinde yaygın olan ahşap direkli düz tavanlı cami tipolojisinden farklı olarak, kubbeli örtü sistemi ve cephelerindeki taş işçiliği ile inşa edilen bu yapı, kırsal mimari miras içerisinde özgün bir örnek teşkil etmektedir. Çalışmada, yapının mevcut durumu yerinde detaylı biçimde incelenmiş, çağdaş müdahaleler tespit edilmiş ve fotogrametrik modelleme tekniğiyle üç boyutlu dijital modeli oluşturulmuştur. Bu sayede yapının mekânsal ilişkileri dijital ortamda analiz edilerek mimari karakteri yorumlanmıştır. Araştırma, yalnızca fiziksel bir belgeleme sürecini değil, aynı zamanda kültürel sürdürülebilirlik bağlamında kırsal mirasın korunmasına yönelik bir katkıyı da hedeflemektedir. Elde edilen dijital veriler, hem akademik çalışmalara kaynak oluşturacak hem de yerel mirasın korunmasına yönelik farkındalığı artıracaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
35

Soylu, Rasim, Murat Nezir, and Neziha Çomak. "Görsel Metodoloji Yöntemleriyle Sanat Eseri Çözümleme." Art-e Sanat Dergisi 18, no. 35 (2025): 419–33. https://doi.org/10.21602/sduarte.1660639.

Full text
Abstract:
Sanat eseri eleştirisinde ve çözümlenmesinde farklı yaklaşımlar ortaya koyulmuştur. Bütün yöntemler görsel üretimin kendisini, sanatçısını ve izleyicisini esas alarak eseri inceler ve çözümler. Anlatımcılık kuramı sanatçıyı, biçimcilik kuramı eserin kendisini ve duygusal etkileşim kuramı da izleyiciyi esas alır. Pedagojik eleştiri yöntemi sanat eserini tanımlama, çözümleme, yorumlama ve yargı basamakları ile analiz eder. Göstergebilim çözümleme yöntemi ise; sanat eserindeki göstergeleri tanımlar ve anlamlandırır. Her göstergenin düz anlamını, yan anlamını ve derin anlamını ortaya koyar. Ayrıca her gösterge, karşıt anlamına da gönderme yapar görüşünü de bir şema ile çözümler. Eğer eser bir kıssa ya da anlatı içeriyorsa eyleyenler şeması ve göstergebilimsel dörtgen şemaları ile de eserdeki göstergeleri çözümlemeye çalışır. Gillian Rose’in “Görsel Metodoloji” kitabında ortaya koyduğu görsel çözümleme şemasında ise hem sanatçı hem izleyici hem de eser merkezli çözümleme birlikte yer alır. Ayrıca pedagojik eleştirinin tanımlama, çözümleme, yorumlama basamakları yanı sıra ve göstergebilim çözümleme de bir arada kullanılmaktadır. Bu çalışmada, Gillian Rose’in görsel metodoloji çözümleme şeması detaylı olarak ele alınacak ve incelenecektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
36

Öztürk, Şahabettin. "ŞIRNAK/CİZRE’DEKİ SİTTİ NEFİS PINARI (ÇEŞMESİ) KORUMA ÇALIŞMALARİ HAKKINDA BİR ARAŞTIRMA." Amisos 10, no. 18 (2025): 130–43. https://doi.org/10.48122/amisos.1638044.

Full text
Abstract:
Anadolu’yu kuzey Mezopotamya’ya bağlayan önemli bir geçit noktasında bulunan Cizre hem tarihi hem de konum itibariyle oldukça önemli bir yere sahiptir. Tarihi kentte mimari yapılaşma Bazabda Kalesi ve çevresinde yoğunlaşmıştır. Cizre, Yavuz Sultan Selim döneminde Osmanlı topraklarına katılarak dini, sivil ve askeri mimari yapılar inşa edilmiştir. Kentte 1950 yıllarında başlayan yoğun betonarme çarpık yapılaşma ile birçok tarihi yapı tamamen yıkılmış, günümüzde ayakta kalan sınırlı sayıdaki mimari yapıların koruması çeşitli kurumlar tarafından yapılmaktadır. Koruma çalışmaları başlatılan mimari yapılardan biri de tescilli Sitti Nefis Çeşmesi’dır. Cizre Belediyesi tarafından 2017 yılında başlatılan koruma çalışmaları kapsamında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi tarafından koruma projesi hazırlanmıştır. Cizre Yafes Dağkapı Mahallesi'nde yer alan Sitti Nefis Çeşmesi’ının inşa kitabesi mevcut değildir. Çeşmenin genel mimari özellikleri ve bölgedeki diğer yapı mimari özellikleri ile kıyaslandığında XIX. yüzyıl içerisinde inşa edildiği düşünülmektedir. Yapının güney cephesi kısmen yere gömülü ve yol ile sınırlandırılmış, doğu cephesi tamamıyla yere gömülü sağır, kuzey ve batı cepheleri ise taş duvar ile çevrelenmiştir. Dikdörtgen planlı içten üzeri sivri kemer tonoz, dıştan düz dam ile örtülü yapıya batıdan bir kapı yarımıyla girilir. Sitti Nefis Çeşmesi’nin batı giriş bölümünde avlu mevcuttur. Sitti Nefis Çeşmesi’nin doğu duvarının ortasında zemindeki bir dehlizden akan su, dikdörtgen planlı havuza dolarak batı bölümündeki kapalı bir kanal ile dışarıya drene edilmektedir. Sitti Nefis Çeşmesi’nin zemin, beden duvarlar ve örtü sisteminin inşasında kaba yonu taş kullanılmıştır. Son derece yalın inşa edilen yapıda süslemeye yer verilmemiştir. Bu araştırma kapsamında, Sitti Nefis Çeşmesi’nin koruma yöntemleri, mimari ve teknik yapım özellikleri hakkında bilgi verilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
37

ERDEN, Arzu, Murat EMİRZEOĞLU, Emre ŞENOCAK, et al. "Turkish Validity and Reliability Study of the Hospital for Special Surgery Knee Replacement Expectations Survey." İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, no. 19 (April 29, 2023): 46–57. http://dx.doi.org/10.38079/igusabder.1168090.

Full text
Abstract:
Amaç: Bu çalışmanın amacı Özel Cerrahi Hastanesi Diz Replasman Ameliyatı Hasta Beklenti Anketi’nin Türkçe versiyonunun geçerlilik ve güvenirliğini incelemektir. Yöntem: Bu çalışmaya total diz artroplasti endikasyonuna sahip 104 gönüllü hasta (Kadın: 81/Erkek:23), dâhil edildi. Hastaların diz replasman cerrahisinden beklentilerini sorgulayan anket 19 maddeden oluşmaktadır. Yapı geçerliliğinin değerlendirilmesinde faktör analizi yöntemi kullanıldı. Eşzamanlı geçerliliği hesaplamak için hastaların beklenti düzeylerini belirttikleri diğer ölçüm yöntemi olan Visuel Analog Skalası (VAS) kullanıldı. Anketin güvenilirliği, test-tekrar test, madde analizi ile iç tutarlılık Cronbach’s alfa katsayısı ile değerlendirildi. Bulgular: Katılımcıların yaş ortalaması 60,25±9,72 yıl idi. Örneklem yeterlilik endeksi 0.884 idi. Faktör analizi sonucunda toplam varyansın %65,95’nin açıklandığı ve anketin özgün formundaki gibi tek boyutlu olduğu bulgusuna ulaşıldı. Anketin Türkçe versiyonu iç tutarlılık katsayısı bakımından mükemmel derecede güvenilir bulundu (Cronbach's alfa=0,929). Test-tekrar test analiz sonuçları arasında anlamlı ilişki bulundu (r=0,564; p=0,002). Eş zamanlı geçerlilik sonuçlarına göre anket ile VAS arasında anlamlı ilişki bulundu (r=0,446; p&amp;lt;0,001). Sonuç: Özel Cerrahi Hastanesi Diz Replasman Ameliyatı Hasta Beklenti Anketi’nin Türkçe versiyonu 19 madde ile geçerli, güvenilir ve kolay uygulanabilir bir değerlendirme aracıdır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
38

KARA, Nimet. "Kitab-ı Melheme'de Dudak Uyumu /Labial Harmony in Kitab al-Malhama." Journal of History Culture and Art Research 2, no. 3 (2013): 100. http://dx.doi.org/10.7596/taksad.v2i3.254.

Full text
Abstract:
Öz Dudak uyumu; kelimenin ilk hecesinde düz bir ünlü varsa sonraki hecelerde de düz, yuvarlak ünlü varsa sonraki hecelerde dar-yuvarlak veya düz-geniş ünlülerin bulunmasıdır. Türkçenin dönemleri ve diğer sahalarında dudak uyumu bir kurallaşma eğilimi göstermemiştir. Eski Türkçe döneminde istisnalar dışında genel bir dudak uyumu söz konusu olmasına rağmen Eski Oğuz Türkçesi döneminde bu uyum bozulmuş hatta neredeyse yok olmuştur. Bu dönemde bazı ekler sürekli düz, bazı ekler ise sürekli yuvarlaktır. Eski Oğuz Türkçesinden sonra Osmanlı Türkçesinin büyük bir kısmında da tam olarak bir uyum söz konusu değildir. Dudak uyumunun bir sisteme oturması 18. yüzyılda, Eski Oğuz Türkçesinden Türkiye Türkçesine geçiş evresinde yani Orta Osmanlı Türkçesi döneminin son zamanlarında olmuştur. Bu çalışmada, XVI. yüzyılda yazılmış olan Kitâb-ı Melheme adlı eser, dudak uyumu açısından değerlendirilecektir. Çoğunlukla Eski Oğuz Türkçesi dönemini yansıtan bu metin, özellikle dudak uyumu açısından Eski Oğuz Türkçesinden farklı bir yapı gösterir. Bu farklılık da uyuma geçişi yansıtan kelime tabanları ve eklerde görülür. Kelime tabanları ve ekler, yuvarlaklaşma ve düzleşme olayları çerçevesinde incelenecek, kelime tabanlarının ve eklerin Eski Oğuz Türkçesindeki durumları göz önünde bulundurularak metindeki şekilleri değerlendirecek ve böylece bu dönemde dudak uyumunun gelişimi konusunda bir sonuca ulaşılacaktır. Abstract Labial Harmony occurs when an unrounded vowel in the first syllable is followed by unrounded vowels or when a rounded vowel in the first syllable is followed by narrow rounded or unrounded wide vowels. Labial Harmony doesn’t have the tendency of levelling in the periods of Turkish language and its other areas. Although there was general labial harmony apart from exceptions in the old Turkish period, this harmony was destroyed and it was nearly disappeared in old Oghuz Turkish. In this period, some affixations were permanently unrounded or some of them were permanently rounded. After The Oghuz Turkish period, there was no complete labial harmony in most part of The Ottoman Turkish. Labial Harmony was enabled systematically in the period of passing from Oghuz Turkish to Turkey Turkish, that is, in the late Ottoman Turkish. In this study, Kitab al-Malhama, written in the 16th century, will be assessed in terms of labial harmony. This text reflecting Oghuz Turkish period is different from The Old Oghuz Turkish especially in terms of labial harmony. This difference is seen in the word bases which reflects passing harmony and affixes. Word base and affixes will be studied within the frame of labialization and delabialization. Taking into consideration the situation of word bases and affixes in The Old Oghuz Turkish, their images in the text will be assessed so that a conclusion about the development of labial harmony in this period will be presented.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
39

YILMAZ, Esra. "Reisaul-Kurra Abdurrahman Gurses Hodja’s Notatıon of the Noble Qur’an and Maqamıcal Analysıs." İSTEM, June 16, 2023. http://dx.doi.org/10.31591/istem.1279314.

Full text
Abstract:
Öz&#x0D; Kur’ân-ı Kerîm düz yazı olmasına rağmen kendi içinde barındırdığı tecvid kuralları ile mûsikî içeren bir yapıya sahiptir. Bu yapı, doğru okunduğu takdirde anlamını bilmeden bile insanı duygulandıran, hüzünlendiren, coşturan hisler yaşatır. Kur’ân’ı güzel ses ve seda ile tilavet etmek Hz. Peygamber tarafından övülmüş olduğundan dolayı Müslümanlar Kur’ân’ı öğrenmeye, öğretmeye ve güzel ses ile okumaya yüzyıllarca önem vermiştir. &#x0D; Bu çalışmada Kur’ân’ı güzel ses ve makamla kırâat etmek ile alakalı hususlar ile ömrü Kur’ân kırâatine hizmet etmekle geçen Reîsü’l-Kurrâ Hendekli Hâfız Abdurrahman Gürses Hoca’nın hayatı ve kırâat ilmine katkıları ele alınmaktadır. Ayrıca araştırmalarımızda Gürses’in daha önce değinilmediğini gördüğümüz uşşâk makamında okuduğu Hac Sûresi 26-37. âyetleri arası tilâveti, Mus nota yazım programıyla notaya alınmış ve makamsal analizi yapılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
40

Şölentaş, Esra. "V. S. Tokareva’nın “Duvarın Ardındaki Sessiz Müzik” Adlı Eserinde Antinomiler ve Aforizmalar." Söylem Filoloji Dergisi, August 14, 2024. http://dx.doi.org/10.29110/soylemdergi.1495625.

Full text
Abstract:
Günümüz Rus edebiyatının önemli kadın yazarlarından biri olan Viktoriya Samuilovna Tokareva kaleme aldığı düz yazılarında kadının iç dünyasına ve toplumsal düzende hayata tutunma çabasına ışık tutmaya çalışmaktadır. “Kadın nesri”nin önde gelen temsilcilerinden biri olarak yazar, bunu yaparken herhangi zor bir durumda toplum tarafından kabul görmeyen davranışlar içine düşen kadın karakterlerini onların gözünden okura sunmaktadır. Bunun yanı sıra yazar, hataya düşen başkarakterlerini ve onların hayattaki tercihlerini yüceleştirmeden resmetmektedir. V.S.Tokareva eserlerinde aşk, aldatma, ölüm gibi insan için büyük önem taşıyan konulara değinerek okurun bazı ahlaki sorulara cevap aramasına vesile olmaktadır. Düz yazı sanatında kısa ve net bir anlatım dilini benimseyen Tokareva, kaleme aldığı metinlerini üslubunun etkisini artırmak için antinomi (çatışkı) ve aforizmalarla zenginleştirmektedir. Bu çalışmanın amacı V.S. Tokareva’nın “Duvarın Ardındaki Sessiz Müzik” (2012) adlı eserindeki antinomilerin neler olduğunu ve hangi aforizmaların kullanıldığını işlevleri ile birlikte üslupbilim çerçevesinde betimsel yöntemle ortaya koymaktadır. Yazarın farklı konular üzerinde temellendirdiği zıtlıklar okuru yaşam-ölüm, aşk-nefret gibi çatışkılar aracılığıyla düşünmeye ve hayatın anlamını sorgulamaya yönlendirmektedir. Yazarın kendisinin oluşturduğu, hayata dair olan ve nokta atışı tespitleri içinde barındıran aforizmaları ise eserdeki yazı dilini yüksek bir estetik düzeye ulaştırmaktadır. Yazarın antinomilerle ve aforizmalarla süslediği ilgi uyandıran bu üslubu onu çağdaş Rus edebiyatının geniş kitlelere hitap eden yazarı haline getirmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
41

YILMAZ, Esra. "Reisaul-Kurra Abdurrahman Gurses Hodja’s Notatıon of the Noble Qur’an and Maqamıcal Analysıs." İSTEM, June 16, 2023, 1–26. http://dx.doi.org/10.31591/istem.1319616.

Full text
Abstract:
Kur’ân-ı Kerîm düz yazı olmasına rağmen kendi içinde barındırdığı tecvid kuralları ile doğal&#x0D; mûsikî içeren bir yapıya sahiptir. Bu yapı, doğru okunduğu takdirde anlamını bilmeden bile insanı&#x0D; duygulandıran, hüzünlendiren, coşturan hisler yaşatır. Kur’ân’ı güzel ses ve seda ile tilavet etmek Hz.&#x0D; Peygamber tarafından övülmüş olduğundan dolayı Müslümanlar Kur’ân’ı öğrenmeye, öğretmeye ve&#x0D; güzel ses ile okumaya yüzyıllarca önem vermiştir. Bu bağlamda Müslümanlar “Kur’ân-ı seslerinizle&#x0D; süsleyiniz. Çünkü güzel ses, Kur’ân’ın güzelliğini artırır. Sesin güzelliği Kur’ân’ın ziynetidir. Her&#x0D; şeyin bir ziyneti vardır. Kur’ân’ın ziyneti de güzel sestir” hadisinin teşvikiyle en güzel şekilde&#x0D; tilâvet etmenin gayret ve çabası içinde olmuşlardır.&#x0D; Bu çalışmada Kur’ân’ı güzel ses ve makamla kırâat etmek ile alakalı hususlar ile ömrü Kur’ân&#x0D; kırâatine hizmet etmekle geçen Reîsü’l-Kurrâ Hendekli Hâfız Abdurrahman Gürses Hoca’nın hayatı&#x0D; ve kırâat ilmine katkıları ele alınmaktadır. Ayrıca araştırmalarımızda Gürses’in daha önce&#x0D; değinilmediğini gördüğümüz uşşâk makamında okuduğu Hac Sûresi 26-37. âyetleri arası tilâveti, Mus&#x0D; nota yazım programıyla notaya alınmış ve makamsal analizi yapılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
42

KARATAŞ, Derya. "Teaching the New Alphabet in Humour Periodical Publications." Edebî Eleştiri Dergisi, December 22, 2023. http://dx.doi.org/10.31465/eeder.1398628.

Full text
Abstract:
Süreli yayınlar; yayımlandıkları dönemin toplumsal, siyasi, gündelik olayları hakkında ipucu veren önemli kaynaklar arasında yer alır. Cumhuriyetin ilan edilmesiyle birlikte mizah süreli yayınları, inkılapları halka aktaran ve bu inkılapların halk tarafından benimsenmesini veya yerilmesini sağlayan bir görevi üstlenir. Halkı ilgilendiren ve halk üzerinde bir dönüşüm başlatacak olan Harf İnkılabının mizah süreli yayınlarına yansımaları geniş çaplı olmuştur. 1928 yılında yayın hayatını sürdüren Akbaba, Babacan ve Yeni Köroğlu gazetelerinde yeni harflerin kabul edilmesi ile ilgili pek çok yazı ve görsel yer alır. Halkı yeni harfleri öğrenmeye teşvik etmek, alfabe değişikliği ile ilgili gelişmeleri halka aktarmak amacıyla düz yazıların yanında atasözü, şiir, mâni gibi farklı türlerde yazılar yazılır. Yeni harflerin kullanılmasını sağlayan yarışmaların yanında karikatür ve resimlerle yeni harflerin benimsetilmesi ve öğretilmesi amaçlanır. Yeni harflerin öğretilmesinde yaygın ve örgün eğitimin yanı sıra süreli yayınlar da bir öğretmen vazifesi görür. Kısa bir süre içerisinde okur yazar oranının artmasında ve inkılabın gerçekleşmesinde başarıya ulaşılır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
43

Ak, Hülya. "SEMBOLİK MOTİFLERİN ANADOLU SERAMİKLERİ ÜZERİNDEKİ ÖRNEKLERİ: SPİRAL/SARMAL MOTİFİ (YAŞAM DÖNGÜSÜ)." Sanat Yazıları, November 3, 2024. http://dx.doi.org/10.61742/sanatyazilari.1512696.

Full text
Abstract:
Anadolu’nun kültürel mirası olan seramikler üzerinde yer alan dekorlar, tarih öncesi dönemlerden günümüze kadar farklı motif çeşitliliğini barındırarak sürekli bir değişim ve gelişim içerisinde olmuştur. Neolitik çağda seramikler üzerine kazıma ve astarla bezeme yapılarak başlayan süslemeler, başta basit çizgiler şeklinde işlenmiş, giderek gelişmiş, bitkisel, geo-metrik, yazı ve yazı taklidi, figüratif, sembolik motif vb. dekorlarla çok zengin bir kaynak oluşturmuştur. Seramikler üzerin-de yaygın olarak kullanılan geometrik şekiller ve motifler; düz ve dalgalı çizgiler, yarım daireler, üçgenler, kareler, daire ağ, zigzag, dama, soyut ve sembolik motifler Anadolu’nun kültürünü, dini, felsefi, sosyo-ekonomik durumunu, tarihsel kökenle-rini ve çevresindeki medeniyetlerle olan etkileşimi hakkında bilgiler vermektedir. Antik dönemlerden günümüze kadar, farklı dallarda sanat eserleri üzerine yapılan, en eski geometrik şekillerden biri olan spiral/sarmal motifi, resim, seramik, heykel, mimari, tekstil vb. alanlarda sıklıkla kullanılmış olmaları araştırma alanını çekici kılmaktadır. Çalışmada geometrik şekillerden biri olan spiral/sarmal motifinin kökeni araştırılmış, sembol bakımından irdelenmiş, yöntem ve kavramsal olarak değerlendirilmiş, bir adet uygulama yapılmış, Anadolu’daki seramik eserler üzerindeki spiral/sarmal motifi dekor örneklerine yer verilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
44

GÜLENAY, Hilmi. "Kırgızların İlk Romanı Uzak Col’da Ötekileştirme ve İdeolojik Propaganda." Korkut Ata Türkiyat Araştırmaları Dergisi, August 10, 2023. http://dx.doi.org/10.51531/korkutataturkiyat.1326425.

Full text
Abstract:
Savaş, göç, sel gibi felaketler toplumların belleklerinde derin izler bırakır. Bundan dolayı bu konular düz yazı türlerinin en elverişli malzemeleridir. “Ürkün” olarak adlandırılan büyük göç hadisesi de Türkistan halklarının hafızasında derin izler bırakmış acıklı bir olaydır. Ürkünü yaşayan bazı aydınlar eserlerinde bu olayı işlemişlerdir. Uzak Col romanın yazarı da Ürkün hadisesini yaşadığından eserini bu trajik olay temelinde oluşturmuştur. “Uzak Col” romanı Kırgız yazı dilinin ilk nesir örneklerinden birisidir. Bu eserin muhtevası ise Sosyalist-Realizm akımına göre tasarlanır. Eserde ilk öncelikle Çarlık rejiminin haksız uygulamaları ve zalimlikleri yoğun bir biçimde dile getirilir. Akabinde ise “Ürkün” hadisesinin yaşanması ve halkın çektiği sıkıntılar ayrıntılı tasvirler ile ele alınır. Sonlara doğru ise yoğun bir Bolşevik propagandası göze çarpar. “Uzak Col” romanı üzerine yapılan araştırmalarda Çarlık yönetiminin kötü uygulamaları ve Ürkün hadisenin trajedileri temel alınmaktadır. İncelemelerde gözden kaçırılan hususlar ise eserin tamamında olumsuz kahramanlar üzerinden Kırgız kültürünü, İslam dinini, Kırgızların akraba halklarını kötü gösterme politikasının işlenmiş olması ve Bolşevik propagandasıdır. Bu çalışmamızda eserden alıntılara yaparak gözden kaçırılan bu noktaları somut düzlemde incelemeye çalıştık.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
45

BALCİ, Onur. "MEMLUK KIPÇAK TÜRKÇESİNDE kErek(dür)… fiil-(G)A(y)+ (şahıs zamirleri/ekleri) YAPISINDAKİ GEREKLİLİK ÇEKİMİ." Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Dergisi, June 11, 2023. http://dx.doi.org/10.32321/cutad.1271160.

Full text
Abstract:
Memluk Kıpçak Türkçesi Türk dilinin kuzeybatı koluna giren bir lehçedir. Bu lehçe, Kuzey Kıpçak Türkçesi ile birlikte Tarihî Kıpçak lehçesinin iki kolunu oluşturur. Memluk (Kölemen) Devleti’nin kurulması ile birlikte bir yazı dili olan bu lehçe, ölçünlü bir yazı dili olarak gelişmiş, 16. yüzyıla gelindiğinde yerini Oğuz lehçesine bırakmıştır.&#x0D; Kıpçak Türkçesinin Mısır ve Suriye’de yazı dili olmasının ardından bu lehçeye dair sözlük ve gramerler yazılmış, bu lehçe ile savaş sanatı başta olmak üzere pek çok alanda eserler kaleme alınmıştır. Bu eserler arasında tamamen Kıpçak Türkçesinin özelliklerini gösteren eserler olduğu gibi Kıpçak-Oğuz lehçelerinin karışımı ile kaleme alınan eserler de vardır. Bu çalışmada, bu eserlerde görülen bir gereklilik çekimi incelenmiştir.&#x0D; Gereklilik kipi, işin, eylemin, oluşun gerçekleşmesinin zaruri olduğunu bildiren kiptir. Gramerlerde bu kip, tasarlama kipleri içinde değerlendirilir. Memluk Kıpçak Türkçesinde gereklilik kipi genellikle kiplik sözcük olarak adlandırılan sözcüklerle kurulur. Ekle kurulan gereklilik kipine de rastlamak mümkündür.&#x0D; Bu çalışmada Kıpçak Türkçesi ile yazılan eserlerde görülen kErek(dür)… fiil-(G)A(y)+(şahıs zamirleri/ ekleri) yapısı incelenmiştir. Bu dönemde kaleme alınan bütün eserler taranmış ve yapıya dair örnekler toplanmıştır. Eserlerden alınan örnekler düz metin biçimiyle verilmiş, parantez içinde bu eserlerin kısaltmaları ve örneklerin alındığı sayfa ve satır numaraları gösterilmiştir. Ardından örnek, italik olarak Türkiye Türkçesine aktarılmıştır.&#x0D; Yapılan taramada kipin yapısındaki kerek/ kirek/ kerekdür sözcüğünün ve -(G)A(y) ekinin kullanımında bir birlik olmadığı görülmüştür. Örneğin Münyetü'l-Guzât'ta aynı cümle içerisinde hem kerek hem de kirek biçimlerini görmek mümkündür. Eserler arasında bir standart olmamakla birlikte eserlerin kendi içinde tutarlı olduğunu söylemek mümkündür. Fiil çekiminde fiile eklenen -(G)A(y) ekinin de farklı biçimler aldığı görülmektedir. Bir örnekte bu ekin -ke biçimine rastlanmıştır. Oğuz lehçesinin etkisiyle -(G)A(y) ekinin -A biçiminde ekleştiği de görülmektedir.&#x0D; İnceleme sonucunda bu kipin birinci çokluk şahıs dışındaki tüm şahıslarda örnekleri olduğu tespit edilmiştir. Bu şahıslar içinde en çok örneğin üçüncü teklik şahsa ait olduğu gözlemlenmiştir. Şahıslara göre çekim örnekleri ayrı ayrı verilmiş, kipin işlevleri de ayrıca incelenmiştir. Çalışma, elde edilen sonuçların değerlendirildiği sonuç bölümüyle tamamlanmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
46

ÇETİN, Yusuf, and Fatih Mehmed ATALAY. "ERZURUM ARKEOLOJİ MÜZESİ ENVANTERİNDE KAYITLI BULUNAN İLHANLI HÜKÜMDARI EBÛ SAİD BAHADIR HAN DÖNEMİNE AİT BİR GRUP SİKKE." Amisos, November 20, 2023. http://dx.doi.org/10.48122/amisos.1371921.

Full text
Abstract:
Öz&#x0D; &#x0D; 1243 Kösedağ Savaşı sonrası tüm Anadolu Selçuklu toprakları ile birlikte Moğol valilerince yönetilen Erzurum 1256 yılında Azerbaycan merkezli İlhanlı Devleti’nin kurulması ile İlhanlı hâkimiyetine girmiştir. Stratejik konumundan dolayı tarih boyunca askeri ve ticari açıdan ön plana çıkmış olan Erzurum şehri İlhanlılar döneminde askeri, ilmi ve ticari alanlarda büyük bir gelişme göstermiştir. &#x0D; Sikke bütün devletlerde olduğu gibi İlhanlılarda da bağımsızlığın ve egemenliğin sembolü olarak kabul edilmiş, her hükümdar başa geçtiğinde adına sikke bastırmıştır. Erzurum’da adına ilk sikke bastıran İlhanlı hükümdarı Gazan Han olmuş, son hükümdar Ebû Said Bahadır Han (1316-1335) da 1316 yılında tahta çıktığında Erzurum’da adına hutbe okutup sikke bastırmıştır. Döneminde en çok sikke basımı yapılan Ebû Said Bahadır Han dönemi sikkeleri genellikle gümüş malzemeden imal edilmiş olup yazının daha çok ön planda olduğu, bitkisel, geometrik bezemelerin yanı sıra inci dizileri ve düz çizgilerden oluşan çerçevelerin görüldüğü bir kompozisyon düzenlemesine sahiptir. &#x0D; Bu çalışmada Erzurum Arkeoloji Müzesi’nde çok sayıda örneği bulunan İlhanlı hükümdarı Ebû Said Bahadır Han dönemine ait sikkeler içerisinden on adet sikkeden oluşan tipolojik bir grup seçilmiştir. Bu sikkelerin malzeme ve teknik özellikleri ile üzerlerinde bulunan yazı ve bezemeler detaylı bir şekilde incelenerek İslami dönem sikkeleri içerisindeki yerleri ve önemleri karşılaştırma örnekleri ışığında değerlendirilerek ortaya konulmuştur.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
47

Karakoç, Safak. "AHMET HAŞİM'İN NESİRLERİNDE TENKİT." Turkish Academic Studies - TURAS, December 17, 2024. https://doi.org/10.54566/turas.1589324.

Full text
Abstract:
Ahmet Haşim, şairliği ile şöhret kazanmış olsa da çeşitli gazete ve dergilerde yazdığı düzyazılarında tenkit başlığında toplanılabilecek birçok yazı kaleme almıştır. Bu yazılar Haşim’in psikolojik durumuyla beraber değerlendirildiği zaman Haşim’in kırılgan mizacının tenkit anlayışında büyük oranda etkili olduğu görülmektedir. Bu kırılgan mizacının yanında Haşim’in Galatasaray yıllarından itibaren şairliğine yönelik sert eleştirilere maruz kalması ve bunların bazılarının alaylı saldırılara kadar ulaşması, yazarın tenkit anlayışında oldukça etkili olduğu görülür. Bu sayede Haşim, tenkit türü üzerinde düşünmüş ve tenkitin nasıl olması gerektiğini nesirlerinde açıklamıştır. Ancak yazarın fikir dünyasında söyledikleri sürekli değiştiği için Haşim’in zaman zaman söyledikleri birbiri ile çelişmektedir. Haşim’in tenkitleri teorik ve pratik tenkitlerden oluşmaktadır. Onun düz yazılarına bakıldığı zaman tenkit ettiği konular yalnızca edebiyat ile sınırlı olmamıştır. Güzel sanatlar, mimari, bilim ve teknik, sinema gibi birçok alanda yazdıkları yazarın hemen her konuya olan merakından ileri gelmektedir. Bu makalede Ahmet Haşim’in tenkit anlayışı ve nesirlerindeki tenkit konusu ele alınmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
48

Ekici, Ayşegül. "FORMALİSTLERİN 20. YÜZYILDA GÖRDÜKLERİ RÜYA “DİVAN ŞİİRİ”: ŞEYH GȂLİB’İN “YȂKȖT” REDİFLİ GAZELİNİN BİÇİMCİLİK AÇISINDAN İNCELENMESİ." Türkbilig, December 19, 2024. https://doi.org/10.59257/turkbilig.1538079.

Full text
Abstract:
20. yüzyılda Avrupa’da dil bilimle ilgili olarak Rus biçimciliği, yapısalcılık ve gösterge bilim gibi pek çok yeni dilsel, biçemsel ve yazınsal kuram ortaya konmuştur. Bu kuramlar, sadece edebiyatla ilgili olmayıp mimariden resme kadar birçok farklı ve benzer disiplinleri ortak paydada birleştirerek uygulanabilirlik alanları kazanmıştır. 1915-1930 yıllarında Moskova Şiir Dilini İnceleme Derneğinde bir araya gelen sanatçıların eser merkezli bir eleştiri kuramı olan Rus biçimciliği (formalizm); kural ve kalıplar ortaya koymayı hedefleyen ve yıllarca kendi çizgisinden ödün vermeyip modern çağlarda dahi klasik imajını koruyup değer bulan divan şiirinin birtakım vazgeçilmez biçimsel ögeleriyle benzerlik göstermektedir. Rus biçimcileri 20. yüzyılda âdeta divan şiirini rüyalarında görmüş ve bu büyülü rüyanın mihenk taşlarını kendi şiirlerine yorumlamışlardır. Kuram, temelde şiir dilini düz yazı dilinden farklılaştıran teknikleri esas almaktadır. Şairin ne yazdığından ziyade nasıl yazdığı konusunda duran biçimcilerin en çok üzerinde durduğu konu “alışkanlıkları kırma” anlamına gelen “ostranenie”dir. Bu sebepten dolayı ilk önce “ostranenie” kavramı ve ona uygun seçilen gazele yansımaları üzerinde durulmuştur. Bu çalışmada iki disiplindeki ortaklıklardan faydalanıp Şeyh Gȃlib’in “yȃkȗt” redifli gazeli biçimcilik kuramına uygulanmaya çalışılacaktır. Bu şekilde bir şiiri en iyi şekilde anlayabilmek ve anlatabilmek için divan şiiri disiplinine, özü korumak esasıyla, modern bir kuramla yaklaşılabileceği gösterilecektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
49

Duran, Gülnur. "TOPKAPI SARAYI MÜZESİ KÜTÜPHANESİ, REVAN 741’DEKİ SULTAN II. OSMAN (FÂRİSÎ) DÎVÂNI’NIN BEZEMELERİ." KÜLLİYAT Osmanlı Araştırmaları Dergisi, August 28, 2024. http://dx.doi.org/10.51592/kulliyat.1519576.

Full text
Abstract:
Dîvânlar, mesnevîler ve hamseler gibi en zengin tezhipli el yazması edebî eserlerin başında gelmektedir. Osmanlı padişahlarının İslam kültür ve edebiyatını çok iyi bildikleri ve pek çoğunun da şair olduğu bilinmektedir. Sultan II. Osman (d.1604-ö.1622) dîvân sahibi şair Osmanlı Sultanlarından biri olup, şiirlerinde Fârisî mahlasını kullanmıştır. Genç yaşta vefat eden Sultan'ın şiirleri yüksek bir edebî gücü yansıtmaktadır ve dili sadedir. Fârisî Dîvânı’nın bilinen üç nüshası vardır. Her üç nüsha da kaleme alındıkları devrin tezhip özelliklerini taşımaktadır. Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Revan 741’de kayıtlı olan 107 varaklı nüsha, en çok bilinen nüshadır. İlk 15 varağı yazılı ve tezhiplidir, geri kalan 92 varakda yazı sahaları boş bırakılmış, sayfa kenarlarındaki bezemeler devam ettirilmiştir. Dîvânlarda şiirlerin düz veya mâil satırlı yazılıyor olması, farklı sütun ve satır sayılarına bağlı olarak yapılan sayfa düzenlemeleri tezhipli kısımları meydana getiren unsurlar arasında yer almaktadır. Kitabın kabı, zahriyesi, serlevhası, ana başlıklar, ara başlıklar, koltuklar, satır ve sütun araları, kenarsuları ve hâtime sayfası dîvânlardaki müzehhep sahalardır. Bu makalede, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Revan 741’de kayıtlı olan Fârisî’nin şiirlerinin toplandığı Dîvân nüshasının tezhibi motif, desen, renk, üslûp özellikleri ve sayfa düzeni açısından incelenecektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
50

Gönül, Figen, and Pınar Güzel Gürbüz. "Profesyonel ve rekreatif bale dansçılarının bale kavramına ilişkin metaforik algıları." Education Science and Sports, October 3, 2024. http://dx.doi.org/10.70053/esas.1513878.

Full text
Abstract:
Bu araştırmanın temel amacı, profesyonel ve rekreatif bale dansı yapan öğrencilerin bale dansı kavramına yönelik metaforik algılarının karşılaştırılmasıdır. Araştırma kapsamında profesyonel rekreatif bale dansçıları arasından amaçlı örneklem yoluyla seçilmiş 25 katılımcının bale dansı kavramına yönelik metaforik algıları, metafor tekniği kullanılarak toplanan veriler ışığında incelenmiştir. Bu katılımcıların 11’i profesyonel, 14’ü, ise rekreatif oalrak bale sporu ile uğraşmaktadır. Araştırmaya katılan profesyonel ve rekreatif bale dansçılarının bale dansı kavramına ilişkin sahip oldukları algıları ortaya çıkarmak amacı ile her birine “Bale yapmak………..benzer. Çünkü; ……………..” cümlesi verilerek bu cümleleri tamamlamaları istenilmiştir. Araştırmada nitel analiz yöntemlerinden betimsel ve içerik analiz yöntemleri kullanılmıştır. Elde edilen veriler, bilgisayar ortamında düz yazı haline getirilerek Nvivo for Windows programı aracılığıyla analiz edilmiştir. Katılımcıların demografik bilgilerinin değerlendirilmesi amacıyla nicel analiz yöntemi kullanılmış, bu bulgular frekans ve karşılaştırmalı tablolar şeklinde sunulmuştur. Katılımcılar bale kavramına yönelik 17 farklı metafor üretmişlerdir. Bu metaforlar; Uçmak, güneş ışıkları, nefes almak, yürüme, ruh, fotoğraf çekilme, rüya, çiçek yaprağı, cimnastik yapma, disiplin, özgürlük, vücudun çalışması, mutluluk, dans etme, yol, naziklik, yeni dünya şeklinde elde edilmiştir. Bu araştırma sonucunda rekreatif bale katılımcılarının gerek fiziksel, gerek sosyal gerekse psikolojik alanlarda önemli kazanımlar elde ettikleri görülmektedir. Bu nedenle özellikle çocuk yaşlarda ebeveynlerin çocuklarını bale dansına yönlendirmeleri öneri olarak sunulmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
We offer discounts on all premium plans for authors whose works are included in thematic literature selections. Contact us to get a unique promo code!