Academic literature on the topic 'Kültürel asimilasyon'

Create a spot-on reference in APA, MLA, Chicago, Harvard, and other styles

Select a source type:

Consult the lists of relevant articles, books, theses, conference reports, and other scholarly sources on the topic 'Kültürel asimilasyon.'

Next to every source in the list of references, there is an 'Add to bibliography' button. Press on it, and we will generate automatically the bibliographic reference to the chosen work in the citation style you need: APA, MLA, Harvard, Chicago, Vancouver, etc.

You can also download the full text of the academic publication as pdf and read online its abstract whenever available in the metadata.

Journal articles on the topic "Kültürel asimilasyon"

1

Levendoğlu, Mehmet Fuat. "Turizm, Küresel İnsan Hareketliliği ve Kültürleşme." Göç Dergisi 10, no. 1 (2023): 3–23. http://dx.doi.org/10.33182/gd.v10i1.863.

Full text
Abstract:
Bu çalışmada küreselleşme ve küresel insan hareketliliği kaynaklı kültürleşme kavramı, özellikle sosyal antropoloji disiplini çerçevesinde değerlendirilmiştir. Kültürleşme kavramının tanımı ve tarihçesi üzerinde durularak, kavramın antropoloji ile ilişkisi açıklanmaya çalışılmıştır. Ayrıca; göç ve göçmenler bakımından kültürleşme olgusu tartışılarak, çeşitli coğrafyalardaki turizm ve seyahat organizasyonlarında gerçekleşen kültürel insan teması sonucu ortaya çıkan kültürleşmelerden örnekler verilmiştir. Yine kültürleşme kavramı çerçevesinde asimilasyon, gönüllü asimilasyon, senkretizm, etnik kimlik ve kültür şoku kavramları da ele alınarak, kültürleşme sonucu ortaya çıkan insan ilişkileri ve toplumsal davranışlar gözden geçirilmiştir. Son yıllarda bilimsel anlamda kültürleşme süreçlerini anlama yönündeki çalışmalarda büyük mesafeler kat edilmiştir. Bugüne kadar kültürleşme konusunda yapılan araştırmaların çoğu, azınlık gruplarının tutum ve tercihlerini ön planda tutmuştur. Azınlıkların baskın kültürlere uyumu, kültürlerarasılık, çokkültürlülük, toplumsal çeşitlilik ve etnik farklılık, yine son zamanlarda sosyal araştırmalarda önemli bir yere sahip olmuştur. Toplumların veya kültürlerin teması sonucu, ya bir kültürde ya da temas eden her bir kültürde, kültürleşme olgusu veya kültürel değişme gerçekleşebilir. Ve genellikle kültürleşme süreçleri sonrası, bireylerin davranış, tutum, biliş, kişilik, dil, ilişki ve kültürel yönelimleri etkilenip değişebilir veya senkretik yapılar oluşabilir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
2

Serbestoğlu, İbrahim. "Yunanistan’a Geçiş Sürecinde Tesalya Müslümanlarının Durumu." Belleten 78, no. 283 (2014): 1075–98. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2014.1075.

Full text
Abstract:
Yunanistan'ın bağımsızlığı Balkan coğrafyasında yeni bir dönemin başlangıcıydı. Bu dönem Balkan milletlerinin ulus-devletleşmesi olarak adlandırılabilir. Balkan ulus-devletleri kuruldukları andan itibaren topraklarını genişletme ve egemenlik sahalarında homojen bir kültür oluşturmaya çalıştılar. Bu süreç Balkan Türklerinin asimilasyon, şiddet ve göçlerle karşı karşıya kalmasına neden oldu. Tesalya Müslümanları da 1881'den itibaren topraklarının Yunanistan'a bırakılmasıyla bu sürece dâhil oldular. Verimli arazileri ellerinden alındı. Dini ve kültürel değerlerini yansıtan yapıları tahrip edildi. Yunan idaresine geçtiklerinde sayıları 40.000 civarında olan Müslümanlar aradan geçen kırk yılda birkaç hane kalmıştı.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
3

Acar, Özlem, and Bilgay Duman. "Irak Türkmenleri’nin Türkmen Dilini ve Kültürünü Koruma Çabaları." Korkut Ata Türkiyat Araştırmaları Dergisi, no. 15 (April 28, 2024): 1681–98. http://dx.doi.org/10.51531/korkutataturkiyat.1455494.

Full text
Abstract:
Irak Türkmenleri, tarih boyunca karşı karşıya kaldıkları asimilasyon politikaları, baskılar ve çatışmalara karşı kültür ve dil açısından kimliklerini korumaya çalışmaktadırlar. Yaklaşık 1500 yıl boyunca varlığını sürdüren bu toplum, özellikle Baas Rejimi döneminde ve 2003’den sonra yaşanan iç savaşlar ve çatışmalar nedeniyle ciddi baskılarla karşılaşmıştır. Ayrıca 2003’deki ABD işgali sonrasında meydana gelen siyasi yapı değişiklikleri, Türkmenlerin sosyal ve politik hayatta maruz kaldıkları değişimleri önemli ölçüde etkilemiştir. Anayasal düzenlemeler, sosyal politikalar ve Arap milliyetçiliğinin yükselişi, Türkmenlerin, Irak toplumunda marjinalize olmasına yol açmıştır. Türkmenler, siyasi etkinlikleri konusunda sürekli engellerle karşılaşmış, içe dönük bir yapı sergileme, kültürel varlıklarını koruma ve milli kimliklerini muhafaza etme yolunu seçmişlerdir. Türkmenlerin kültürel ve siyasi haklarının sistematik bir şekilde göz ardı edilmesi, Irak içinde karmaşık bir kimlik ve varoluş mücadelesi içerisinde olmalarına neden olmuştur. Bu zorlu dönemler, günümüzde Türkmenlerin hak arayışlarını ve Irak’taki konumlarını anlamak için kritik bir arka plan sağlamaktadır. Türkmenlerin, Irak’taki zorlu siyasi ve sosyal koşullar içerisinde, etnik ve kültürel kimliklerini koruma ve geliştirme çabaları, Irak’ın sosyal dokusunun ve etnik çeşitliliğinin anlaşılması açısından önemli bir örnek teşkil etmektedir. Türkmenlerin bu süreçte karşılaştıkları engeller ve elde ettikleri başarılar, Irak’taki etnik ve mezhep temelli çatışmaların yoğun olduğu bir ortamda, toplulukların güvenliğini ve haklarını koruma konusundaki genel zorlukları yansıtmaktadır. Türkmenler, Irak Anayasası ve yasal düzenlemelerde belirli bir korumaya sahip olmalarına rağmen, nüfus ve siyasi güç açısından daha güçlü gruplarla rekabet etmek zorunda kalmaktadırlar. Bu bağlamda, Türkmenlerin Irak’ta nasıl bir konum sergiledikleri, etnik kimliklerinin bütünlüğünü koruma çabaları ve genel olarak Irak’taki etnik ve politik dinamikler içindeki yerleri önem taşımaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
4

FAZLIOĞLU, Damla Hayriye, and Ahmet KILINC. "Feridun Zaimoğlu’nun Siebentürmeviertel Adlı Eseri ile Yüksel Pazarkaya’nin Oturma İzni Eserlerinin Türk Kültür Öğeleri Bakımından Karşılaştırılarak İncelenmesi." Siirt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 11, no. 1 (2023): 40–60. http://dx.doi.org/10.53586/susbid.1293832.

Full text
Abstract:
İkinci Dünya Savaşı sonrasında ekonomisini kalkındırmak isteyen Almanya iş gücüne ihtiyaç duymuş ve diğer ülkeler yanında Türkiye ile de 30 Ekim 1961’de işçi göçü anlaşması imzalamıştır. Bu anlaşmanın ardından Almanya’ya resmi olarak işçi göçü başlamıştır. Türkiye’den Almanya’ya giden göçmen işçiler geçici bir süreliğine Almanya’da kalıp, çalışıp ve biraz para biriktirip geri dönmeyi planlamışlardır. Fakat Almanya hükümetinin daha sonra bu göçmen işçilere tanıdığı Aile Birleşimi Hakkı sayesinde ailelerini de yanlarına alan Türk göçmen işçiler Almanya’ya tamamen yerleşmeye başlamışlardır. Bu göçmenlerden bazıları, göçmenlerin Almanya’da yaşadıkları sıkıntıları, hissettikleri duyguları ve çektikleri vatan özlemini dile getirmek için kaleme sarılmışlardır. Böylelikle yeni bir edebiyat kolu sayılacak “Türk Göçmen Edebiyatı” ortaya çıkmış ve Türk göçmen yazarlarının eserleri bu kavram altında ele alınmıştır. 
 Bu çalışmada Türk göçmen işçilerinin Almanya’ya gitmesiyle beraber ortaya çıkan Türk Göçmen Edebiyatı’ndan seçtiğim birinci ve ikinci kuşak yazarlarının eserlerinde Türk kültürünü yansıtma derecesi incelenmiş ve karşılaştırılmıştır. Çalışmada birinci kuşak yazarı Yüksel Pazarkaya’nın “Oturma İzni” adlı eseri ve ikinci kuşak yazarı Feridun Zaimoğlu’nun “Siebentürmeviertel” adlı eseri ele alınmıştır.
 Çalışmanın ilk bölümünde göç; kavramsal, tarihsel, toplumsal ve kültürel açıdan ele alınmıştır. Kültür hakkında bilgiler verilmiştir. Kültürleme (Enkulturation), kültürleşme (Akkulturation), asimilasyon (Assimilation) ve entegrasyon (Intergration) kavramları açıklanmıştır.
 Çalışmanın temelini oluşturan son bölümde ise Yüksel Pazarkaya’nın yirmi üç öyküden oluşan “Oturma İzni” adlı öykü kitabı ve Feridun Zaimoğlu’nun “Siebentürmeviertel” adlı romanı Türk kültürünü yansıtan ögeler bakımından analiz edilip karşılaştırılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
5

Satılmış, Selahattin. "XIX. Yüzyılda Nesturiler ve İngiliz Misyonerlik Faaliyetleri." Belleten 71, no. 261 (2007): 653–88. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2007.653.

Full text
Abstract:
Osmanlı Devleti'nde diğer gayrimüslim tebaanın yararlandıkları bütün ayrıcalıklardan yararlanan Nesturiler, din ve kültürlerini serbestçe yaşayabilmişler ve bu hoşgörü ortamında XVI. yüzyıldan XX. yüzyıla kadar, aşağı yukarı dört yüz yıl kadar, dinsel ve kültürel bakımdan hiç bir asimilasyona maruz kalmadan varlıklarını sürdürebilmişlerdir. Osmanlı ile İran devletleri arasındaki sınır bölgesinde (Van-Musul-Urmiye üçgeni arasında) sıkışarak, XIX. yüzyıla kadar dış dünyadan ve uygarlıktan ayrı kalarak uzun bir tecrit dönemi yaşayan Nesturiler, Kürt kabileler tarafından etrafları çevrilmiş vaziyette hayatlarını sürdürmüşlerdir. Bu dönemde dışarıdaki Hıristiyan dünyasından, sadece kendilerini Katolik Kilisesiyle birleştirmek isteyen Fransız misyonerler ile ilişki kurmuşlardır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
6

Tiryaki, Sevgi, and Ümit Akca. "Bauman'ın Sosyolojisi ve Bazı Temel Kavramları." 8gen-ART 2, no. 1 (2022): 16–31. http://dx.doi.org/10.53463/8genart.202200141.

Full text
Abstract:
Çağdaş sosyologların önde gelen isimlerinden biri olan Zygmunt Bauman, aynı zamanda yirminci yüzyılın ilk çeyreğinin sonunda Polonya’da doğan bir Yahudi olarak, dünya siyasi tarihinin önemli bir kısmını yaşamış bir isimdir. Hem yaşadığı yüzyıl için, hem de yirmi birinci yüzyıl sosyal bilimleri için önemli bir düşünürdür. Bauman postmodernliğin, ''özgün planını gerçekleştiremeyen modernlik'' şeklinde yorumlanabileceği fikrinden yola çıkarak, sosyolojisini bu fikirle temellendirmiştir. Bauman, modern aklın toplumları düzenleme ve sınıflandırma çabasının, ırkçılığa ve kültürel asimilasyona neden olduğu kanısındadır. Bauman’a göre bu çabayı gösterenler, siyasi yönetim ile entelektüellerdir. Bauman bu eleştirileri ile modernitenin krizde olduğunu ilan eder. Çalışmalarının çoğunluğunda bu modernlik eleştirilerinden yola çıkan Bauman'ın görüşleri, postmodern anlayışa uzanmaktadır. Bauman, çalışmalarında açık bir şekilde modernlik - postmodernlik kıyaslaması sunmamaktadır fakat günün anlayışının, modern anlayışla aynı olmadığını belirtmesi bu ayrımların fark edilmesine imkân vermektedir. Ayrıca modernlik, müphemlik, modern soykırım ve yabancılık olguları da kitaplarında önemli bir yer tutmaktadır. Bauman'ın detaylı bir şekilde analiz ettiği bu kavramlara ve olgulara çalışma kapsamında yer verilmektedir.
 Bauman’ın eserleri ve kendisiyle ilgili yazılan makaleler, bu çalışmanın ana kaynağını oluşturmaktadır. Ayrıca bu çalışmada, eserlerinin çoğu Türkçeye kazandırılmış olan Bauman’ın sosyoloji anlayışının ana kuramsal ve kavramsal çerçevesini ortaya koymak amaçlanmaktadır
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
7

IŞIKHAN, Buse. "Entegrasyon Aşamaları ve Kültürel Aktarım Süreci Açısından Avatar (2009) Filminin İncelenmesi." Abant Sosyal Bilimler Dergisi, November 9, 2023. http://dx.doi.org/10.11616/asbi.1327858.

Full text
Abstract:
Göçmenin orijinal kültüründen vazgeçmeden ev sahibi toplumla bütünleşmesi anlayışı, entegrasyon kavramını asimilasyon kavramından ayıran en temel farktır. Diğer yandan Milton Myron Gordon (1964) asimilasyonun daha net anlaşılabilmesi için analitik bir ayrım ortaya koymuştur. Bunun neticesinde yedi asimilasyon aşaması oluşturmuştur. Yöntem olarak bu yedi asimilasyon aşaması referans alınarak entegrasyon aşamaları uyarlanmıştır. Asimilasyon aşamalarındaki kriterler entegrasyon aşamalarında da kullanılmıştır. Bu entegrasyon aşamalarıyla James Cameron’un yönettiği Avatar (2009) filmi değerlendirilmiştir. Bütün entegrasyon aşamalarına filmde denk gelen örnekler olduğu görülmüştür. Böylece oluşturulan entegrasyon aşamalarının örneklerle daha net bir şekilde açıklanması amaçlanmıştır. Özellikle entegrasyon aşamalarının oluşturulma sebebine makale boyunca değinilmiştir. Bu çerçevede entegrasyon ve asimilasyon anlayışları arasındaki ayrım ele alınmıştır. Bununla birlikte filmde kültür aktarım süreçlerine değinilmiştir. Filmde geçen Na’vi halkının toplumsal örgütlenmesi detaylı bir şekilde incelenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
8

ŞEN, Aygün. "BELLEĞİ VE KİMLİĞİ GERİ KAZANMAK: SAMİ KADINLARIN BİRİNCİ ŞAHIS BELGESELLERİ." Kültür ve İletişim, July 23, 2022. http://dx.doi.org/10.18691/kulturveiletisim.1126237.

Full text
Abstract:
Avrupa’nın tek Yerli halkı olarak tanımlanan ve Fenno-İskandinavya’da Sapmi adı verilen bölgede yaşayan Samiler uzun yıllar yerleşimci toplumların baskısı altında yaşamış, ulus devletlerin kurulmasıyla toprakları İsveç, Norveç, Finlandiya ve Rusya sınırları arasında bölünmüştür. Yirminci yüzyılın ortalarına kadar devam eden medenileştirme adı altındaki asimilasyon süreci Sami halkına ve kültürüne büyük zarar vermiş, pek çok Sami’nin Yerli kültüründen utanç duymasına, kimliğini reddetmesine yol açmıştır. Küresel Yerli Hareketinin etkisiyle 70’lerde yükselen modern Sami hareketi ve kültürel canlandırma süreci, ulus devletlerin asimilasyon politikalarına son vermek için politik zeminde mücadele ederken kültürel belleği ve kimliği onarmayı amaçlamaktadır. Kültürel canlandırma sürecinin bir parçası olarak ortaya çıkan Sami sineması, ana akım medyada aşağılayıcı klişelerle temsil edilen Samilerin kimliklerine sahip çıkma, öykülerini ve tarihlerini kendi perspektiflerinden anlatma, temsillerin kontrolünü geri alma girişimidir. Çalışmada ele alınan birinci şahıs belgeselleri, resmi tarihin görmezden geldiği asimilasyon sürecini, ebeveynleri yatılı okul travmasına maruz kalmış kadın yönetmenlerin gözünden anlatır. Bu filmler, aile albümlerinin, arşiv belgelerinin, kişisel tanıklıkların birleştirilmesi yoluyla Sami kolektif belleğini onarır, karşı-anlatılar inşa ederler.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
9

AKÇAY AKDOĞAN, Belgin Sena. "20.yy. Faşizminin Tarihsel Dayanağı: İspanya’dan Örnekler." Çekmece Sosyal Bilimler Dergisi, January 28, 2024. http://dx.doi.org/10.55483/cekmece.1409744.

Full text
Abstract:
Çalışmanın temel amacını 20.yy.da meydana gelen İspanya faşist rejiminin kollektif hafıza ve tanık olmuşluklarla bir bağlantısı olup olmadığı sorusu oluşturmaktadır. Eğer tarih ilerlemeci bir bilimse – bu noktada döngüsel ya da lineer olması fark etmemektedir- içinde yaşadığımız çağın her olayını modernitenin getirisi olarak sunmak tarihi moderniteyle birlikte başlatmak anlamına gelmektedir. Halbuki çalışma özelinde İber Yarımadası’nda 20. yüzyıl faşizminin ve milliyetçiliğinin köklerinin hem yarımadanın multi kültürel yapısına hem de bu yapının oluşturduğu derin ayrılıklara dayandığı görülmektedir. O nedenle bu ayrılıkları anlayabilmenin yolu Franco rejiminin oluştuğu yüzyıla odaklanmaktan ziyade İber Yarımadası ve İspanyol tarihini incelemekten geçmektedir. Gerek Ferdinand ve Isabella evliliği dönemi, gerekse sömürgelerdeki proto ayrımcılık izleri 20.yy. İspanya’sının sıfır noktasını oluşturmaktadır. Ayrıca her ne kadar ortaçağ boyunca saf kan yasaları yaygın olsa da İspanya’nın sahip olduğu kozmopolit kültürün İspanyolları biyolojik ırkçılıktan ziyade kültürel ırkçılığa yönelttiği, bu noktada da asimilasyon politikalarının devreye girdiği görülmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
10

AKTAY, Sonnur, and Zulfikar BAYRAKTAR. "SSCB DÖNEMİ KÜLTÜR POLİTİKALARINA GENEL BİR BAKIŞ." Folklor Akademi Dergisi, February 15, 2023. http://dx.doi.org/10.55666/folklor.1194932.

Full text
Abstract:
Sovyetler Birliği, içinde farklı inanç, dil ve kültürden halkların bir arada yaşadığı ve bu halkların yıllar içinde birbirini benimseyip, kabullendiği ya da kabullenmeye mecbur bırakıldığı bir coğrafyadır. Yüzlerce yıllık Çarlık Rusya İmparatorluğu’nun yıkılarak yerine Sovyetler Birliği’nin inşa edilmesi dil, din, eğitim, sanat gibi birçok alanda farklılık yaratmıştır. Çarlık Rusya’nın uyguladığı sömürge faaliyetleri, SSCB ile “halkların kardeşliği, eşitlik, özgürlük, demokrasi, komünizm, sosyalizm” sloganları başlığı altında, farklı yöntemlerle uygulanmaya devam edegelmiştir. SSCB dönemi kültür ve dil politikaları, alfabe değişikliği, eğitim, din, sinema, tiyatro, kültür ve sanat alanında yapılan faaliyetler bu çalışmanın ana konusunu oluşturmaktadır. Çalışmada Ekim Devrimi’yle birlikte kurulan Sovyetler Birliği’nin iki ana karakteri olan Vladimir Lenin (1870-1924) ve Josef Stalin’in (1878-1953) geliştirdiği kültür politikalarına, uygulanan yaptırımlara, dil, eğitim, sinema ve tiyatro alanında gerçekleştirilen faaliyetlere değinilmiştir. Sovyetler Birliği’nde uygulanan kültür politikalarının çok yönlü bir konu olması ve içinde farklı birçok kavramı barındırması sebebiyle bu çalışma sözü edilen alt başlıklarla sınırlandırılmış ve genel hatlarıyla değerlendirilmiştir. Çalışmada ayrıca kültür politikasının tanımına, Rusya’da kültür politikası alanında yapılan çalışmalara, geliştirilen kuramlar ve kuramcılara yer verilmiştir. Makalede bunun yanında, yeni hükümetle birlikte toplumun yeniden yapılandırılma sürecinde etkili olan fikirler, Sovyetler Birliği’ne bağımlı olma maksadıyla yerel kültürlerin etkisini azaltmaya yönelik yaptırımlar ve halkın kültürel dokusunu tahrip edecek türdeki asimilasyon faaliyetleri ele alınmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
More sources
We offer discounts on all premium plans for authors whose works are included in thematic literature selections. Contact us to get a unique promo code!

To the bibliography