To see the other types of publications on this topic, follow the link: Kurtuluş Savaşı.

Journal articles on the topic 'Kurtuluş Savaşı'

Create a spot-on reference in APA, MLA, Chicago, Harvard, and other styles

Select a source type:

Consult the top 50 journal articles for your research on the topic 'Kurtuluş Savaşı.'

Next to every source in the list of references, there is an 'Add to bibliography' button. Press on it, and we will generate automatically the bibliographic reference to the chosen work in the citation style you need: APA, MLA, Harvard, Chicago, Vancouver, etc.

You can also download the full text of the academic publication as pdf and read online its abstract whenever available in the metadata.

Browse journal articles on a wide variety of disciplines and organise your bibliography correctly.

1

Ahmet Emin, YAMAN. "Kurtuluş Savaşı Basınında Büyük Zafer." Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları Dergisi 19, no. 30 (1997): 1. http://dx.doi.org/10.1501/tarar_0000000120.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
2

Gürel, Ziya. "Kurtuluş Savaşında Demiryolculuk VI." Belleten 50, no. 198 (December 1, 1986): 861–76. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.1986.861.

Full text
Abstract:
Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu'daki demiryollarının durumunu ve değerini belirtebilmek için, karayollarının o zamanki durumu üzerinde bir fikir edinmiş olmamızın, bu nedenle de, o zamanın somut olaylarından bir kaçına göz atmamızın yararlı olacağını sanmaktayız.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
3

Hayta, Necdet, and Tuğba Belenli̇. "Milli Mücadele Dönemi’nde Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti Tarafından Uygulanan Sosyal Politikalar." Belleten 80, no. 287 (April 1, 2016): 279–306. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2016.279.

Full text
Abstract:
Uzun yıllar süren savaşlar sonrasında başlayan ve üç yılı aşkın bir süre devam eden Türk Kurtuluş Savaşı, bilindiği üzere, çok zor maddi şartlar altında yaşam mücadelesi veren Anadolu'dan yürütülmüştür. Bu araştırmanın temel amacı, milli mücadelenin devam ettiği yıllarda TBMM Hükümeti tarafından, öncelikle savaş mağdurlarına olmak üzere, uygulanan sosyal politikaları tespit etmektir. Maddi anlamda büyük yoklukların yaşandığı ve neredeyse bütün kaynakların askeri harcamalara ayrıldığı bu dönemde, halk için yapılanlar diğer bütün dönemlere göre daha önemli ve anlamlıdır. Çalışmada TBMM Hükümeti'nin, resmi olarak devlet olmasının öncesinde, milli mücadele döneminin kendine has sorunları karşısında uyguladığı sosyal politikaları incelenmiştir. Öncelikli meselenin savaşın kazanılıp, bağımsızlığı elde etmenin olduğu bu dönemde, askeri harcamalardan sonra kalan her kuruşun halka hizmet için harcanması, takdire şayan bir olaydır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
4

Sonyel, Salâhi R. "Kurtuluş Savaşı Günlerinde Mustafa Kemal-Enver Çatışması." Belleten 54, no. 209 (April 1, 1990): 381–402. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.1990.381.

Full text
Abstract:
Birinci Dünya Savaşında yenilgiye uğratılan Osmanlı İmparatorluğu'nu ve yenen İtilaf Devletleri adına İngiltere'yi temsil eden murahhaslar arasında, 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Bırakışması'nın aktinden dokuz gün sonra, yani 8/9 Kasım gecesi, Osmanlı İmparatorluğu'nu savaşa sürüklemekten sorumlu İttihat ve Terakki Derneği'nin üç önderi -Talat, Enver ve Cemal Paşalar- kimi yandaşlarıyla birlikte, U-67 sayılı Alman denizaltısıyla İstanbul'dan gizlice kaçıyorlardı. Kaçakların hedefi, İngiliz gizli belgelerine bakılacak olursa, Köstence, Türk kaynaklarına göre ise, Kırım kıyılarında, Sivastopol yakınlarında bir sahil kenti olan Gözleve (Evpatorya)'ydı.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
5

CAN, Esat. "Kemal Tahirin Kurtuluş Savaşı Romanlarında Mustafa Kemal." Journal of Turkish Research Institute, no. 19 (January 1, 2002): 297. http://dx.doi.org/10.14222/turkiyat350.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
6

ANAMERİÇ, Hakan. "Türk Kızılayı’nın (Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti) Savaş Esirlerine Kitap ve Kütüphane Hizmetleri (1912-1922)." Erdem, no. 58 (June 1, 2010): 19–44. http://dx.doi.org/10.32704/erdem.2010.58.019.

Full text
Abstract:
Hilal-i Ahmer Cemiyeti, Mecrûhîn ve Marzâ-yi Askeriyeye İmdad ve Muâvenet Cemiyeti1 adıyla Dr. Abdullah Bey ve Ömer Paşa öncülüğünde 11 Haziran 1868'de kurulmuş, sonradan bilinen adını almıştır. Ancak, Sırbistan-Karadağ (Hersek İsyanı, 1875-1877), 93 Harbi (Osmanlı-Rus Savaşı, 1877-1878) ve Teselya (Osmanlı-Yunan Savaşı, 1897) Savaşlarında kuruluş amacına hizmet edecek kadar etkinlik gösterememiştir. Hilal-i Ahmer Cemiyeti (HAC), nizamnamesinde belirtilen yardım faaliyetlerine tam anlamıyla Trablusgarp (1911-1912) ve I. ve II. Balkan savaşları (1912-1913) ile birlikte başlamıştır. Bu dönemde hem askerlere hem de sivil halka, başta temel sağlık hizmetleri olmak üzere, barınma ve beslenme gibi gereksinimlerinin karşılanmasında önemli görevler üstlenmiştir. OHAC, 1863'te kurulan Kızılhaç ile birlikte, savaş, doğal afet ve hastalık gibi durumlarda asker ve sivillere insani yardım faaliyetleri gerçekleştirmektedir. Bu bağlamda, dünyanın en eski sosyal yardım kuruluşlarından biri olma özelliği de taşımaktadır. Sosyal yardım kapsamında asker ve felaketlerden etkilenmiş sivil halkın yanı sıra özellikle savaşlarda esir düşen askerler de ele alınmıştır. Savaş esirleri de tutuldukları yerlerde bu tür yardımlardan faydalanma hakkına sahip olmuşlardır. Bu bağlamda çalışmada Balkan savaşları, I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sırasında OHAC'ın hem yaralı ve hasta hem de esir askerlerin yapmış oldukları kitap taleplerinin karşılanması, savaş sırasında halk eğitiminin ve temel eğitimin sürdürülmesi için yapmış olduğu kitap kampanyaları ve eğitici yayın taleplerinin karşılanması konusundaki faaliyetleri Türkiye Kızılay Derneği Arşivi'nden (TKDA) alınan belgeler ile birlikte ele alınarak örneklerle incelenecektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
7

Yavuz, Bige. "Fransız Gözüyle Atatürk Devrimi Üzerine Genel Değerlendirmeler." Belleten 60, no. 228 (August 1, 1996): 443–64. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.1996.443.

Full text
Abstract:
Atatürk 1935 yılında CHP Dördüncü Büyük Kurultayı'nı açış konuşmasında Türk Devrimi'ni şöyle tanımlamıştı: "Uçurum kenarında yıkık bir ülke... türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalar... yıllarca süren savaş… ondan sonra, içeride ve dışarıda saygı ile tanınan yeni vatan, yeni sosyete, yeni devlet ve bunları başarmak için arasız devrimler... İşte Türk genel devriminin bir kısa diyemi..." İşte Kurtuluş Savaşı ve onu izleyen dönem ve bu dönemde devrimin amacına uygun olarak gerçekleştirilen kökten değişiklikler, kısacası önderinin adıyla Atatürk Devrimi, başta Batılı ülkeler olmak üzere tüm dünyanın ilgi odağı olmuş bir olgudur.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
8

Seçil;AKYÜZ, AKGÜN. "Yahya Akyüz, Türk Kurtuluş Savaşı ve Fransız Kamuoyu." Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları Dergisi 16, no. 27 (1992): 1. http://dx.doi.org/10.1501/tarar_0000000073.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
9

Güçlü, Yücel. "Teşkilat-ı Mahsusa (Umur-ı Şarkıyye Dairesi)." Belleten 79, no. 286 (December 1, 2015): 1139–44. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2015.1139.

Full text
Abstract:
Ahmet Tetik meslekten tarihçi olmayıp Türk dili ve edebiyatı uzmanıdır. Lisans eğitimini Atatürk Üniversitesinde görmüş; doktorasını Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsünde yapmıştır. Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığında (ATASE) arşiv şube müdürlüğünde bulunmuştur. Adıgeçenin, Balkan Savaşları (1912-1913), Birinci Dünya Savaşı (1914-1918) ve Kurtuluş Savaşı (1919-1922) dönemleri hakkında yayına hazırladığı ATASE arşiv derleme kitap ve makaleleri mevcuttur. XII + 500 sayfa uzunluğundaki çalışma; sunuş, kuruluş ve kapatılış, İspanya-Fas 1914- 1916, Trablusgarp 1914-1916, Rusya 1914-1916, İran 1914-1916, Kafkas Cephesi 1914-1916, Ek Bilgiler (1. Fuat Balkan'ın Balkan Harbindeki Faaliyetlerine Dair Raporu, 2. Rusya'da Sakin Müslüman Türk Tatarların Haklarını Müdafaa Cemiyetinin 14 Kasım 1915 Tarihli Bildirisi, 3. İran Özel Komisyonu Raporu, 4. Harb-i Umumide Mücahiddin-i Mevleviye Alayı, 5. Ömer Naci Bey), Notlar ve Dizin bölümlerinden meydana gelmektedir. Birbirinden ilginç fotoğrafların yer aldığı eserde bibliyografya bulunmamaktadır. Ekler Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı alanlarında birçok araştırmacı için değerli mehazdır. Ele alınan konuların coğrafi kapsamı ve stratejik özellikleri göz önüne alındığında, kitapta tek bir harita, savaş planı veya cephe krokisinin bulunmayışı hayret-i muciptir. Ciddi bir eksiklik teşkil ettiği düşünülen bu konuda ATASE Haritalar-Albümler koleksiyonundan yararlanılabilecek olunması aşikardır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
10

Sonyel, Salahi R. "Kurtuluş Savaşı Döneminde İstanbul Kabineleri ve İngiliz İstihbarat Servisi." Belleten 65, no. 243 (August 1, 2001): 661–708. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2001.661.

Full text
Abstract:
Bu yazımda, daha önce yayımlanmış olan yapıtlarımda değinilmemiş ve özellikle İstanbul kabineleriyle ilgili olan, en önemli gördüğüm İngiliz İstihbarat Servisi raporlarını incelemeye çalışacağım. Ancak, 1918-19 yıllarını kapsayan raporlar daha önce yayımlanmış olduğu için, bu yazımda, 1920-22 yıllarını kapsayan raporlar üzerinde duracağım.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
11

Eyi̇ci̇l, Ahmet. "I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Mücadelesi Sırasında Maraş'ta Ermeni Mezalimi." Belleten 67, no. 250 (December 1, 2003): 911–48. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2003.911.

Full text
Abstract:
Maraş, Osmanlı Devleti döneminde Halep Vilâyetine bağlıydı. O dönemde Maraş yöresinde ve özellikle Maraş'ın Zeytun (Süleymanlı) kazasında küçümsenemeyecek miktarda Ermeni nüfusu vardı. Ermeniler, Gregoryen, Katolik ve Protestan mezheplerine bölünmüşlerdi. 1908 Halep Vilayeti Salnamesi'ne göre, Maraş merkezinde 4 Ermeni (Gregoryen), 3 Protestan, 2 Katolik, 1 Latin kilisesi ve 15 Hıristiyan mektebi vardı. Zeytun'da 6 kilise, 2 manastır, 1 gayrimüslim rüştiye ile 5 iptidai mektebi bulunuyordu. Elbistan'da 3 kilise, Göksun'da 1 Ermeni (Gregoryen) kilisesi ile 4 Protestan mektebi görünüyordu. Şehir merkez nüfusu toplam 67.974 olan Maraş'ta, 46.557 Müslüman, 11.180 Ermeni (Gregoryen) ve 3.567 Katolik yaşamakta idi.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
12

Sonyel, Salâhi R. "İngiliz Belgelerine Göre Kurtuluş Savaşında Manisa ve Bölgesi (1919-1922)." Belleten 75, no. 272 (April 1, 2011): 191–204. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2011.191.

Full text
Abstract:
Manisa kenti, Türk Kurtuluş Savaşı döneminde, öteki kimi Aydın vilayeti kentleri gibi, feci günler geçirmişti. Bu çalışmada amaç, Londra'da 'Public Record Office' olarak bilinen İngiliz Devlet Arşivi'nde korunmakta olan İngiliz belgelerine ve kimi yabancı yazarların bu kente ilişkin olarak yayımlanmış olan yapıtlarına dayanarak, o dönemin olaylarını yansıtmaktır. Bunu yaparken, niyetim, o korkunç felakete neden olanlarla kurbanlarının bugünkü varisleri arasında nefret duygulan kışkırtmak değil, bu konudaki bilgi kaynaklarımıza katkıda bulunmaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
13

Şenyurt, Oya. "Kurtuluş Savaşı Kartpostallarındaki Simgesel Anlatım ve Romantik Akıma İlişkin Bir Okuma." Etkileşim 5, no. 10 (October 2022): 12–30. http://dx.doi.org/10.32739/etkilesim.2022.5.10.167.

Full text
Abstract:
Kartpostallar 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra dünyada kullanımı artan iletişim araçlarıdır. Çok çeşitli içeriklerle basılan kartpostalların çeşitli siyasi olaylar ve değişimler sebebiyle propaganda amaçlı olarak üretildiği de bilinmektedir. Bu yazıda ele alınacak konu, Atatürk Kitaplığı’nda reprodüksiyonlarına ulaşılan yedi adet Kurtuluş Savaşı propaganda kartpostalının değerlendirilmesidir. Makalede, Millî Mücadele yıllarında Selahattin Ömer tarafından basılan kartpostalların üzerindeki yazılı ifadelerle bağlantılı olarak kadın, mekân ve nesnelere ilişkin simgesel anlatımların analiz edilmesi ve bir metin haline getirilmesi amaçlanmıştır. Türk edebiyatında vatan sevgisi ve millet üzerine romantik şiirleriyle bilinen Namık Kemal ve Tevfik Fikret’in eserlerinden alıntılar bulunan kartpostallar, halkta milli birlik duygusu yaratma amacını taşımaktadır. Kartpostallardaki şiirsel ifadeler ve çizimler üzerinden yapılan çözümlemeler sonucunda kadın figüründe görülen derin çaresizlik, esrik tavırlar, geçmiş dönemlerin şanlı zaferlerinin yad edilmesi, nostalji, melankolik ruh hali gibi tespitler resim sanatında yer alan romantik üslubun verileri olarak belirlenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
14

Seçil FETTAHLIOĞLU, Hatice. "Growth Hacking, Dünyayı İşgal Eden Büyüklere Karşı Bir Kurtuluş Savaşı Olabilir." International Journal of Academic Value Studies (Javstudies JAVS) 2, no. 5 (January 1, 2016): 33–44. http://dx.doi.org/10.23929/javs.72.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
15

Çerkeşli, Evşen. "Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet İdeolojisini Edebî Düzlemde Okumak: Dikmen Yıldızı Örneği." Erdem, no. 71-72 (December 18, 2017): 25–37. http://dx.doi.org/10.32704/erdem.536802.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
16

Köroğlu, Erol. "Sahnenin Dışındakiler’i Tamamlamak: Ahmet Hamdi Tanpınar ve Kurtuluş Savaşı Anlatıları Türü." Bilig, Journal of Social Sciences in Turkish World, no. 66 (July 23, 2013): 93–122. http://dx.doi.org/10.12995/bilig.2013.6605.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
17

Zeki Salih, ZENGİN. "Kurtuluş Savaşı Döneminde ve Cumhuriyet'in Başlarında Türkiye'de Medreseler ve Din Eğitimi." Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 43, no. 2 (2002): 1. http://dx.doi.org/10.1501/ilhfak_0000000111.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
18

Zeki Salih, ZENGİN. "Kurtuluş Savaşı Döneminde Medrese Öğretim Programları ve Ders İçeriklerinin Düzenlenmesi Çalışmaları." Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 44, no. 1 (2003): 1. http://dx.doi.org/10.1501/ilhfak_0000000133.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
19

GÜNEŞ, Müslime. "Öğretmen Görüşlerine Göre Kurtuluş Savaşı Konularının Öğretiminde Yerel Tarihin Kullanımı: Aydın Örneği." Modern Türklük Araştırmaları Dergisi /Journal of Modern Turkish Studies 15, no. 1 (April 30, 2018): 161–96. http://dx.doi.org/10.1501/mtad.15.2018.1.8.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
20

KARABACAK, Mustafa. "Mehmed Âkif Ersoy'un Kurtuluş Savaşı Zamanında Yaptığı Vaazlarda Kullandığı Hadislerle İlgili Bir De." Journal of Turkish Studies 9, Volume 9 Issue 8 (January 1, 2014): 569. http://dx.doi.org/10.7827/turkishstudies.7072.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
21

Kaymaz, Çağlar Kıvanç, Salih Birinci, and Aykut Camcı. "Military tourism in Erzurum city and its surroundingErzurum kenti ve yakın çevresinde askeri turizm." Journal of Human Sciences 14, no. 1 (February 7, 2017): 250. http://dx.doi.org/10.14687/jhs.v14i1.4121.

Full text
Abstract:
As a result of diversification of tourism, new concepts such as military tourism, war tourism and sorrow tourism have appeared in recent years. People started to be curious about the wars that occurred with various reasons and their battlefields in any area during the course of history and accordingly their demand to visit those places initiated the war tourism activity. In this context, academic studies have been made on areas such as Gallipoli and Troy National parks in terms of military tourism and within this scope there are potential areas to be evaluated in Erzurum too. In this study, the aim is to introduce, preserve, present the tourism potential of battlefields used in independence war and especially 1877-1878 Ottoman Russian War (93 war) and related castles, bastions, arsenals, monuments, museum, historical gates and martyrs’ cemetery and evaluate them in terms of tourism. In this direction, after related literature search was made evaluations were made in light of the data as a result of terrain observations and interviews. As a result of these findings, it was determined that majority of destinations having military tourism value in Erzurum and surroundings were destroyed, that transportation options are problematic, that their recognition are very low and that they are not evaluated in terms of tourism. For this reason, studies should be conducted in order to take aforementioned historical source values under protection as soon as possible and they should be redounded to tourism. ÖzetTurizmin çeşitlendirilmesiyle birlikte son yıllarda savaş alanları, savaş turizmi, askeri turizm ve hüzün turizmi gibi yeni bir turizm kavramı ortaya çıkmıştır. Herhangi bir sahada tarih boyunca çeşitli nedenlerle meydana gelen savaşlar ve bunların gerçekleştiği yerler günümüzde ulusal ve uluslararası düzeyde turistik açıdan merak edilen veya ziyaret edilmek istenen yerlerden biri haline gelmesi savaş turizmi hareketliliğini başlatmıştır. Bu kapsamda ülkemizde Gelibolu ve Troya tarihi milli parkları gibi alanların savaş alanları turizmi açısından değerlendirilmesine yönelik akademik çalışmalar yapılmış olup, bu çerçevede Erzurum şehrinde de değerlendirebilecek potansiyel alanlar bulunmaktadır. Bu çalışmada, Kurtuluş Savaşı ve özellikle de 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı (93 harbi) süresince savaşın gerçekleştiği alanlar ile bu sahada bulunan kale, tabyalar, cephanelikler, anıtlar, müze, tarihi kapılar ve şehitliklerin askeri turizmi potansiyelinin ortaya konulması, tanıtılması, korunması ve turizm açısından değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda ilgili literatür taraması yapıldıktan sonra arazi gözlemleri sonucunda elde edilen veriler ışığında değerlendirmeler yapılmıştır. Bulgular neticesinde Erzurum şehri ve yakın çevresindeki askeri turizmi değeri taşıyan destinasyonların pek çoğunun tahrip edildiği, ulaşım imkanlarının sorunlu olduğu, tanınırlıkların çok az olduğu ve turizm açısından değerlendirilmediği saptanmıştır. Bu nedenle söz konusu tarihsel kaynak değerlerinin bir an önce koruma altına alınıp, turizme kazandırılması yönünde çalışmalar yapılmalıdır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
22

KALEMLİ, Hüseyin. "II. Dünya Savaşı Sırasında Türkiye'nin Yunanistan'a Kurtuluş ve Dumlupınar Vapurları ile Gönderdiği İnsani Yardımlar." Journal of Turkish Research Institute, no. 46 (January 1, 2011): 205. http://dx.doi.org/10.14222/turkiyat1078.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
23

UCA, Alaattin. "Kurtuluş Savaşı Yıllarında, Kendi İmzasını Taşıyan Belgeler Işığında, Mustafa Kemal Atatürk'ün Ermeni Sorununa Bakışı." Journal of Turkish Research Institute, no. 30 (January 1, 2006): 185. http://dx.doi.org/10.14222/turkiyat770.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
24

Arslan, Esat. "Amerikan İstihbarat Belgelerine Göre Kurtuluş Savaşı'nın Bunalım Dönemindeki Türk Dış Politikası ve "Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal Bey'le Yapılan Görüşmeler"." Belleten 62, no. 234 (August 1, 1998): 495–528. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.1998.495.

Full text
Abstract:
Kongreler devresinde Ulus'a maledilen ve Son Osmanlı Meclis-i Mebusân'ınca betimlenen "Ulusal Ant" ödün verilmez bir biçimde ortaya konulmuş, Ulus, Meclis ve Ordu bütünüyle bu amaca kilitlenmişti âdeta... Bağlaşık Devletlerin Mondros'la açmış oldukları karta, aynı platformda, koşulları bile tartışılmayacak bir biçimde yanıt verilmişti. Makro seviyede ortaya konulan bu amaçlar doğrultusunda, Türk Dış politikasının genel ilkeleri çerçevesinde örgütlenilerek, dış platformda da, Yeni Türk Devletinin kurumsallaşmasına hız verilmişti. Mondros'tan bu yana 21 ay geçmiş, hilâfet, saltanat ve hanedanın ayrıcalıkları ile hakları uğruna, Osmanlı Devleti'nin paylaşılması demek olan "Doğu Sorunu"nun bütün vecheleri uygulama alanına sokulmuş, ülke bütünlüğünden ödün verilmek suretiyle, Sevr Antlaşması imzalatılmıştı. Türk Kurtuluş Savaşı Sevr'den ödün verdirilmesi için yapılmıyordu, "Ulusal Ant" ile ortaya konulan fizikî coğrafî hedefe adım adım yaklaşılıyordu.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
25

BUTTANRI, Müzeyyen. "Peyami Safa’nın Romanlarında Anne ve Babalar." Erdem, no. 62 (April 1, 2012): 27–40. http://dx.doi.org/10.32704/erdem.2012.62.027.

Full text
Abstract:
Konusu insan olan romanların şüphesiz en önemli unsuru kahramanlarıdır. Romanlarında insanın içindeki buhranları, tereddütleri yansıtmayı amaçlayan Peyami Safa, roman kahramanlarına, devrinin siyasî, sosyal ve ideolojik şartlarına ve kendi bakış açısına göre ruh ve beden verirken bu kişiler aynı zamanda romanın kendi şartlarına göre de teşekkül etmişlerdir. Onun roman kahramanları tek bir fikrin, düşüncenin ya da mizacın temsilcileri değildirler. Bulunduğu hayat şartlarına uyan, durmadan değişen dinamik gerçek insandırlar. "Romancı ne kadar objektif olursa olsun bütün kahramanları yine kendisidir." diyen Peyami Safa'nın romanlarında geçen anne ve babalar da, onun kendi annesi ve pek tanımasa da hayalinde şekillendirdiği babasından izler taşımaktadır. Yayın hayatına "Server Bedii" takma adını kullanarak başlayan Peyami'nin aldığı bu ad, annesinin adıdır. Server Bedia Hanım bizce değişik romanlarındaki annelerde bir şekilde yaşatılmıştır. Yazarın romanlarında geçen anne ve babalar, romanların konularının geçtiği I. Dünya Savaşı, Mütareke yılları, Kurtuluş Savaşı ve inkılâp yıllarının şartlarında şekillenmişlerdir. Peyami'nin romanlarında sözü edilen babaların bir kısmı kayıp, hakkında bilgi alınamamış, ölmüş ya da yurt dışına çıkmış olduğu için çocukları tarafından aranmakta, beklenilmektedirler. Bazı romanlarda hasta, veremli, kanser olup ölmüşlerdir. Yazarın "baba" kahramanları çok belirgin olarak verilmezlerken, anneler daha belirgin özellikler taşırlar. Bazı romanlarda kahramanların annesi ölmüş, bazılarında alafranga yaşama kendisini fazla kaptırmış, yabancılarla eğlence âlemlerinde hoşça vakit geçiren, ya da evinin kapılarını bu âlemlerin kişilerine açan hafif meşrep kadınlardır. Bazı anneler de çocukları tarafından tanınmak istenmezler. Biz bu çalışmamızda yazarın on bir romanında söz konusu edilen anne ve babaları teker teker tespit edip bunların yazarın annesi ve babası ile benzerlikleri olup olmadığını belirlemeye çalıştık
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
26

Ercan, Eren Ekin. "Kıbrıs Türk Toplumunda Milliyetçiliğin Tarihsel Dinamikleri ve Basın." Etkileşim 2, no. 4 (October 2019): 168–85. http://dx.doi.org/10.32739/etkilesim.2019.4.69.

Full text
Abstract:
Bu makalenin temel sorunsalı, Kıbrıs Türk toplumunda milliyetçiliğin hangi tarihsel dinamiklere yaslandığı ve bunun basın alanında ne gibi makro yansımaları olduğudur. Kıbrıs Türk basını, ilk ortaya çıktığı andan itibaren doğrudan doğruya milliyetçi bir yaklaşımın ürünüdür. Dahası, Kıbrıs Türk basını milliyetçi siyasetin hem bir sonucu hem de bunu tekrar ve tekrar üreten bir yaklaşımın içerisinde olmuştur. Bu da, “milli dava” ya da kısaca “dava” olarak bilinen bir karşı duruşta kendini konumlandırmaktadır. Başka bir deyişle, hemen her görüşten siyasi aktörün/liderin kendi gazetesini çıkardığı Kıbrıs Türk basınını siyasetten, o siyaseti ise Kıbrıs Türk basınından ayrı ele almak mümkün görünmemektedir. Bu bağlamda makalede üç tarihsel kırılma üzerinden Kıbrıs Türk toplumunda milliyetçiliğin yükselişi üzerinde durulmuş, bu yükseliş içerisinde basının makro durumu ele alınmıştır. Bunlardan ilki 1878’de Ada’nın İngiltere’ye bırakılmasıdır. İkincisi, I. Dünya Savaşı ve sonrasında onu izleyen Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın Kıbrıs Türk toplumunda/basınında yarattığı etkilerdir. Üçüncü ve son kırılma ise, 8 Haziran-6 Temmuz 1958 tarihleri arasında Kıbrıs Türk toplum liderlerinin de yer aldığı ve İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin çeşitli illerinde gerçekleştirilen “Ya Taksim Ya Ölüm” mitingleridir. Makalede betimleyici yöntem kullanılmış ve sorunsalın tarihsel boyutu açımlanmaya çalışılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
27

Αναγνωστοπούλου, Βασιλική, Γεώργιος Φ. Μητρόπουλος, and Γεωργία Α. Μπαβέλη. "Η χαρισματική ηγεσία του Μουσταφά Κεμάλ στη μάχη του Σαγγαρίου." Πανελλήνιο Συνέδριο Επιστημών Εκπαίδευσης 8 (March 3, 2020): 21. http://dx.doi.org/10.12681/edusc.2651.

Full text
Abstract:
Η μελέτη χαρισματικών προσωπικοτήτων γίνεται με σκοπό τον εντοπισμό των στοιχείων εκείνων που δίνουν την ιδιαίτερη δυναμική τους. Ο χαρισματικός ηγέτης εμφανίζεται σε οριακές εποχές, στη διάρκεια των οποίων δημιουργείται ένα πολιτικό, κοινωνικό, οικονομικό ή και συνειδησιακό κενό που θα πρέπει να κατανοήσει προκειμένου να λυτρώσει το λαό του. Ο Κεμάλ συγκεντρώνει στο μέγιστο τον ιδεότυπο της χαρισματικής ηγεσίας. Οι αποφάσεις του κατά την διάρκεια των μαχών του Πολέμου της Ανεξαρτησίας (Kurtuluş Savaşı) και ιδιαίτερα του Σαγγαρίου έκαναν πολλούς να τον θεωρούν αθάνατο. Η εκκένωση του Εσκί Σεχίρ τον Ιούλιο του 1921 ήταν οδυνηρότατη. Ο Κεμάλ πρόβλεψε σωστά, η υποχώρηση ανατολικά του Σαγγαρίου ήταν η μόνη λύση. Οι Έλληνες πεπεισμένοι στην ανωτερότητά τους σχεδίαζαν να καταλάβουν την Άγκυρα. Ο Κεμάλ προβλέποντας επίθεση από τα αριστερά στηρίχθηκε στο γεωγραφικό πλεονέκτημα της θέσης σχεδιάζοντας την άμυνα. Στις 23 Αυγούστου ξεκίνησε η ελληνική επίθεση, οι δύο πλευρές έριξαν στη μάχη όλες τους τις δυνάμεις. Οι Έλληνες διέσπασαν σε πολλά σημεία την αμυντική γραμμή, όμως οι Τούρκοι δημιουργούσαν αμέσως νέα, ενώ διενεργούσαν απανωτές αντεπιθέσεις. Στις 13 Σεπτεμβρίου, ο ελληνικός στρατός υποχώρησε, τα δύο στρατόπεδα είχαν χάσει το ένα πέμπτο της δύναμής τους. Τιμώντας τον, η Εθνοσυνέλευση τον ονόμασε Νικητή (Gazi), η πρωτεύουσά του είχε σωθεί.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
28

Üngür, Erdem. "Edirnekapı Martyrs’ Cemetery: Towards a Therapeutic Forgetting." DIYÂR 1, no. 2 (2020): 310–31. http://dx.doi.org/10.5771/2625-9842-2020-2-310.

Full text
Abstract:
Edirnekapı Martyrs’ Cemetery (Edirnekapı Şehitliği, 1926), which is located in one of the oldest and largest cemeteries of Istanbul, contains the graves of mainly Muslim soldiers who died during the Balkan War and WWI, especially those wounded in the Çanakkale War (Gallipoli Campaign), which is considered the forerunner of the Turkish War of Independence (Kurtuluş Savaşı, 1919-1923) and one of the influential founding myths of the Turkish Republic. The soldiers who have lost their lives in the war against the PKK (Kurdistan Workers’ Party) since the end of the 1980s are also buried here, creating a continuum of historical enemies. In addition, civilians killed during the 15 July coup attempt in 2016 are buried in a separate section next to the Edirnekapı Cemetery, adding another internal enemy - the Gülen Movement - to the official history. The physical correspondence of this mnemonical expansion is also visible in the expansion of the cemetery area, which has been gradually transformed into a public transportation hub since 2008. This article examines how the cemetery reproduces the myth of martyrdom and shapes the social frameworks of memory in favour of nationalism on the D-100 highway. The intersectionality of collective memory and urban infrastructure is analysed through the history and spatial formation of the cemetery, as a part of the greater mnemonic constellation on the D-100 highway.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
29

Örmeci̇oğlu, Hilal Tuğba. "Cumhuriyetin İlk Yıllarında Köycülük Tartışmaları ve Numune Köyler." Belleten 83, no. 297 (August 1, 2019): 729–52. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2019.729.

Full text
Abstract:
19. yüzyılın sonu 20. yüzyılın başında yaşanan olaylar dünyanın birçok ülkesinde modernist toplumsal dönüşüm amaçlı yeni yönetimler ortaya çıkarmıştır. Bu yönetimlerin vurguladıkları ortak amaçları endüstrileşme-kentleşme ekseninde bir kalkınma olmakla birlikte sahip oldukları toplumsal ve teknolojik alt yapı bunun tam tersidir. Bu nedenle de birçoğunun gündeminde ekonomik, sosyal ve siyasal devamlılıklarını sağlama temeliyle sıkı sıkıya bağlı olan kırsal alan çalışmaları vardır. Bunlardan biri olan genç Türkiye'de ise kırsal alan modernleşmesi çalışmaları Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren gündemde önemli bir yer tutmuştur. Oysaki Kurtuluş Savaşı sonrasında demografik ve ekonomik nedenlerle öncelikli konulardan biri haline gelen kırın modernleşmesi, geç Osmanlı Modernleşme gündeminde eğitim, savunma, sanayi vb. birçok acil reform probleminin arasında kendine oldukça sınırlı bir yer bulabilmiştir. Böylesi koşullar altında Lozan görüşmeleri ile ortaya çıkan ve Türkiye-Yunanistan arasında Batı Trakya ve İstanbul'da yaşayanlar hariç tüm Rum ve Türklerin yer değiştirmesini kapsayan nüfus mübadelesi ise iskân sorununu ülke için en acil imar faaliyetlerinden biri haline getirmiştir. Devlet mübadillerin iskân edilmesi zorunluluğunu kırsal alan modernleşme projesini yeniden ele almak için bir fırsat olarak değerlendirilince ortaya bir iskân çalışmasından çok daha fazla anlamlar taşıyan Cumhuriyet köyü ideali çıkmıştır. Bu çalışmanın amacı, Cumhuriyet'in kurulduğu ilk yıllarda mimarların Türk köyüne ve köylüsüne -dönemin yoğun kullanılan tanımıyla 'halk'a- bakış açısını, belli tercihler ve amaçlar doğrultusunda tasarlanmış yapılı çevrelerin oluşumunu ve mimarinin yeni bir halk yaratma çabalarındaki tavrını ortaya koymaktır. Bu kapsamda, bir yandan iskân baskısı diğer yandan modernleşme kaygıları altında gerçekleştirilen Cumhuriyetin ilk yıllarında köycülük çalışmalarının mekânsal kurgusu ele alınmaktadır. Böylelikle, genellikle kentleşme ve sanayileşmeye yönelik imar faaliyetleri ile bilinen Cumhuriyetin ilk yıllarında modernite projesinin, köy-kent ikileminin de tartışmaya açılması umulmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
30

ÜNAL, Yenal. "KURTULUŞ SAVAŞI SÖZLÜĞÜ." Journal of Academic Social Science Studies 6, Volume 6 Issue 7 (January 1, 2013): 1281–85. http://dx.doi.org/10.9761/jasss1370.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
31

Paslı, İsmail Hakkı. "Armenian activities in the area of Gumushane during National War and four martyrs in AsutKurtuluş Savaşı’nda Gümüşhane bölgesinde Ermeni faaliyetleri ve Aşut’ta dört şehit." Journal of Human Sciences 13, no. 3 (December 9, 2016): 5326. http://dx.doi.org/10.14687/jhs.v13i3.4197.

Full text
Abstract:
The Ottoman Empire, with its multinational structure, managed to maintain its legacy on power over a long period of time, however it started to decline in the very beginning of 19th century due to some reasons like; poor economical situation, new identical hopes caused by nationalist ideas, the interference of foreign countries into domestic affairs. The Armenian revolts, one of the significant separatist movements in the first decade of the 20th century, emerged as several terrorist attacks on the people of especially the Turks of Eastern part of Anatolia. Even today Armenians continue the same subjective activities worldwide using several lobby advantages. Yet, our efforts are unfortunately new and inadequate. We have to reveal what the Armenians did as violent events during the National war of Independence with all sorts of academic works. One such example of these violent events was an armed activity against our four soldiers in Aşut that is a village of Kelkit in the province of the Gümüşhane city. In this article, we have tried to set light to one of the Armenian activities waiting to be enlightened along with an interwiev with Mustafa Aydın. He is already a member of the same family of two the soldiers who were martyred by the Armenian guerillas. ÖzetOsmanlı İmparatorluğu kendi içinde çokuluslu özelliğiyle uzun yıllar ayakta durabilmeyi başarabilmiş, buna rağmen, özellikle 19.yüzyıldan itibaren batıya kıyasla, geri kalmış ekonomi, ayrılıkçı ve ulusçuluk akımlarının verdiği yeni kimlik arayışları, dış güçlerin ülkenin içişlerine karışır duruma gelmesi gibi birtakım nedenlerden dolayı bu özelliğini korumakta zorluk çekmeye başlamıştır. 20. Yüzyılın ilk yıllarında daha da belirginleşen ayrılıkçı girişimlerden biri olan Ermeni isyanları, Anadolu’nun özellikle doğu kesimlerinde yöredeki Türklere karşı çeşitli terör faaliyetleriyle kendini göstermiştir. Günümüzde bile Ermeniler, çeşitli lobi avantajlarını kullanarak dünya çapında sübjektif çalışmalar yapmaya devam etmektedirler. Buna rağmen kendi faaliyetlerimiz henüz yeni ve yetersiz durumdadır. Ermenilerin, Kurtuluş Savaşı süresince yapmış olduğu katliamlar ve benzeri faaliyetleri her seviyeden akademik çalışma ile ortaya koymak durumundayız. Söz konusu faaliyetlerden biri de Gümüşhane ili Kelkit ilçesine bağlı köylerden Aşut’ta, dört askere karşı yapılan silahlı girişimdir. Bu makalede, gün yüzüne çıkarılmayı bekleyen Ermeni faaliyetlerinden birini, şehit edilen askerlerle aynı zamanda akraba olan Mustafa Aydın ile yaptığımız röportaj eşliğinde aydınlatmaya çalıştık.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
32

İSLAM, İbrahim. "KURTULUŞ SAVAŞI YILLARINDA ÇUKUROVA'DA ERMENİ TERÖRÜ." Journal Of History School 8, no. XXIII (January 1, 2015): 477–92. http://dx.doi.org/10.14225/joh783.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
33

ÖZHER KOÇ, Sema. "Geriye Dönenlerin Toplumla Yüzleşmesi: Peyami Safa’dan “Mahşer” Telaşı." Erdem, no. 62 (April 1, 2012): 179–90. http://dx.doi.org/10.32704/erdem.2012.62.179.

Full text
Abstract:
Peyami Safa, romanlarında Türk toplumunun radikal dönüşümler yaşadığı zamanlara yer vermekle Türk insanının sosyo-kültürel yapısına ayna tutmuş olur. Savaş, toplum yaşamında radikal dönüşümler yaratan olgulardan birisidir ve insanları üç sınıfa ayırır: Savaş bittiğinde her şeyin güzel olacağına inananlar ki onlar geri dönmezler; geride kalıp kendini kurtaranlar ki onlar işbirlikçilerdir; geriye dönüp hayal kırıklığı yaşayanlar ki onlar döndüğüne pişman olanlardır. Bir Çanakkale gazisinin İstanbul'a dönüşüyle beraber yaşadığı olayları içeren Mahşer romanı, savaştan dönenlerin toplumla yüzleşmesini anlatır. Askeri güçler tarafından şüpheli görüldüğü için ilk bozgunu yaşayan başkişi Nihat, Galata-Nişantaşı-Beyoğlu etrafında konuşlanmış yolsuzluk, suistimal ve ahlâki çözülüşe tanık oldukça cephede canını verenlerin kimin için öldüğünü sorgulamaya başlar. Olaylarla birlikte hayal kırıklığı da artan başkişinin yaşadığı intihar girişimi bu yüzleşmenin acı sonuçlarını göstermesi bakımından önemlidir. Başkişinin içinde bulunduğu bunalım ve kaos hali tek kelimeyle anlatılabilir: Mahşer! Peyami Safa, başkişi Nihat aracılığıyla Kurtuluş Savaşı'nı da verecek olan bir neslin içsel karmaşasını/hayal kırıklıklarını gözler önüne serer. Romanın bu bağlamda çözümlenmesi savaşın yarattığı toplumsal çözülüşün ve yozlaşmanın boyutlarını yansıtmaya yardım edecektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
34

BAHADIR, Sedat. "KURTULUŞ SAVAŞI MÜCADELESİNDEN "HALK KAHRAMANI" STATÜSÜNE, DELİ HALİT PAŞA." Route Educational and Social Science Journal 4, no. 20 (January 1, 2017): 504–12. http://dx.doi.org/10.17121/ressjournal.828.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
35

TORUN, Aytül Tamer. "KURTULUŞ SAVAŞI YILLARINDA TÜRKÇE SOL BASINDA TÜRKİYE İŞÇİLERİ ÜZERİNE DEĞERLENDİRMELER." Erciyes İletişim Dergisi 3, no. 4 (August 11, 2014): 42. http://dx.doi.org/10.17680/akademia.v3i4.5000015880.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
36

ALKAN, UFUK. "HÜSEYİN AVNİ LİFİJ İN KURTULUŞ SAVAŞI TEMALI RESİMLERİNİN İKONOLOJİK VE İKONOGRAFİK İNCELENMESİ." Journal of International Social Research 10, no. 48 (February 28, 2017): 240–52. http://dx.doi.org/10.17719/jisr.2017.1497.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
37

KARDAŞ, Abdulaziz. "I. DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİNDE VAN'IN İŞGALİ VE KURTULUŞU (1915-1918)." Journal of Academic Social Sciences 10, no. 10 (January 1, 2015): 176. http://dx.doi.org/10.16992/asos.571.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
38

Atuk, M. Volkan. "İttihad ve Terakki Cemiyeti’nin İran Politikası." Belleten 83, no. 296 (April 1, 2019): 261–88. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2019.261.

Full text
Abstract:
Avrupa'da yayın yapan bir aydın muhalefeti olarak yola çıkan ve sonunda ülke yönetimini bütünüyle ele alan İttihad ve Terakki Cemiyeti, Osmanlı Devleti'nin kadim komşusu İran ile kendi iç değişimlerine paralel ilişkiler geliştirmiştir. Başlangıçta yalnızca II. Abdülhamid'e atfedilen sorunlarla sınırlı bir bakış gözlenirken, sonraki yıllarda II. Abdülhamid'in politikasına benzer bir İttihad-ı İslam söylemi ve ardından siyasi dayanışma ve kurtuluş motifl erinin ön plana çıkacağı politik bir üslup belirlenmiştir. Özellikle Settar Han öncülüğünde Tebriz'de yürütülen direniş, İttihad ve Terakki Cemiyeti ile İran'lı Meşrutiyetçiler arasındaki en önemli bağı oluşturur. Ancak bu olumlu bakış açısı özellikle sınır sorunları gündeme geldiğinde sorun çözücü olmaktan uzak kalmıştır. Geleneksel sınır ihtilafl arının aşılması iki ülkenin iyi komşuluk ilişkisi geliştirmenin yanında kendi siyasetleri ile ilgili farklı noktalara dokunduğundan Meşrutiyetçi dayanışma söylemi ile güncel siyasal zorunluluklar arasında sürüp giden bir mücadele yaşanmıştır. Bu çalışmada İttihad ve Terakki Cemiyeti'nin İran'a yönelik politikaları iki farklı bakış açısı ile ele alınmaya çalışılacaktır. Öncelikle İttihad ve Terakki Cemiyeti'nin başlangıcından, 1.Dünya Savaşına kadar olan dönemde geçirdiği değişimlerin İran'a yönelik politikasının belirlenmesine olan etkileri ele alınacak, ardından İran politikasının II. Abdülhamid yönetimi ile kesişen ve ayrışan tarafl arının neler olduğuna değinilecekir. Çalışmanın kapsamı Cemiyet'in ilk yayınlarından başlamakla birlikte 1.Dünya Savaşı'nın başlangıcına kadar olan dönemdir. Çünkü bu savaş içerisinde İttihad ve Terakki Cemiyeti'nin İran'a yönelik tutumları, doğrudan doğruya savaş koşulları, cephe gereksinimleri ve Alman genelkurmayının öncelikleri doğrultusunda şekillenmiştir. Bu nedenle 1914'den sonraki süreci genel savaş planlarının içerisinde ele almak gerektiğinden, çalışmada 1913 yılındaki Trablusgarp Savaşına kadar olan dönemin olayları incelenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
39

Tevetoğlu, Fethi. "Gazi Nazrûl İslâm." Belleten 53, no. 207-208 (August 1, 1989): 853–82. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.1989.853.

Full text
Abstract:
Atatürk, (Mustafa Kemâl Paşa) olarak dünyâya yaygın büyük ününü, kuşkusuz, Çanakkale savaşlarında yarattığı (Anafartalar Destanı) ile kazanmışdır. Târihin en büyük kahramanlık destanlarına beşiklik etmiş bulunan Anadolu'ya, Türklerin bin yıllık yurduna saldıran Avrupa emperyalistlerine karşı (Mustafa Kemâl Paşa)'nın elinde yükselen meş'ale, sömürgecilik çizmesi altında inleyen Asya'lı ve Afrika'lı birçok milletlere kurtuluş yollarını aydınlatan ilâhi bir ışık olmuştur. Mevlânâ Abdul Bahri ve Mevlânâ Muhammed Ali-Şevket Ali Kardeşler başta, pekçok Müslüman mücâhid gibi, Hindistan'ın en ünlü evlâtları Rabindranath Tagore (7 Mayıs 1861-7 Ağustos 1941), Mahatma K. Gandhi (2 Ekim 1869-30 Ocak 1948), Pandid Cevâhir-i-lâl Nehrû (14 Kasım 1889-27 Mayıs 1964) ve Bengalli büyük kadın şâir Sarojini Naidu (13 Şubat 1879-3 Mart 1949)'nun da dâhil bulundukları yüzlerce seçkin Hindû lider, her türlü İngiliz baskı ve terörünü hiçe sayarak, Anafartalar'da destanlaşan Mustafa Kemâl Paşa ile O'nun büyük milletini Anadolu'da sömürgecilere karşı savaş verdikleri sırada desteklemişlerdir. Şahsen tanımak mutluluğuna erdiğim Nehrû'nun 14 Kasım 1963 Perşembe günü, Yeni Delhi'deki -bugün Nehrû Müzesi bulunan- mâlikânelerinde bana bizzat söylediklerine göre, bütün bu Hindli İstiklâl Mücâdelecileri'nin yüreklerine (SEMBOL KAHRAMAN) diye yerleşmiş (Mustafa Kemâl Paşa)'ya duyulan sevgi ve tutkuyu onlara ilk üfleyen, aşılayan değerli şâir: Gazi Nazrûl İslâm olmuşdur.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
40

EREN, Mustafa. "MİLLÎ MÜCADELE’NİN BİLİNMEYEN KAHRAMANLARINDAN BİRİ ORDULU İMAM’IN HÜSNÜ." Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, August 25, 2022. http://dx.doi.org/10.31765/karen.1013770.

Full text
Abstract:
Kurtuluş Savaşı, Türk milleti için bir ölüm kalım mücadelesiydi. Tüm yokluklara ve imkânsızlıklara rağmen bu savaş millî bir ruhla kazanılmış ve Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. Kurtuluş Savaşı, Türk milletinin millî mücadelesidir. Bu millî mücadelede kadın, erkek, genç, yaşlı demeden herkesin emeği vardır. Millî mücadelede binlerce şehit verilmiştir. Cepheye gidenlerin çoğu geri dönmemiş, bir haberleri gelmemiştir. Geride bekleyenler yıllarca onların döneceği günü beklemişlerdir. Bu beklentide geri dönenlerin gelmeyenlerle ilgili anlattıkları hep umut olmuştur. Geri dönmeyen şehitlerimizden biri de Ordulu İmam’ın Hüsnü’dür. İmam’ın Hüsnü’den de yıllarca haber alınamamış onunla beraber askere giden bir arkadaşının anlattıklarıyla yetinilmiştir. İmam’ın Hüsnü, Ordu ili Ulubey ilçesi Yukarıkızılen Köyü doğumludur. Hakkında anlatılanlara göre, 1921 yılında Sakarya Savaşı’nda, Haymana dolaylarında Yunanlılarla yapılan mücadelede, hayatının baharında toprağa düşmüştür. Mezarı belli değildir. Savaşa giderken beşikte bıraktığı kızı seksen üç yaşında bu dünyadan göçmüştür. Torunları ise Düzce ilinde yaşamaktadır. İmam’ın Hüsnü ile ilgili bilgiler onunla beraber askere gidip geri dönenlerin anlattıkları ile sınırlıdır. Millî mücadelemizin ve tüm şehitlerimizin hayat hikâyeleri millî birlik ve beraberliğimiz için çok önemlidir. Bu çalışmada hayatı ve savaşta yaptıkları efsaneleşmiş olan İmam’ın Hüsnü araştırılmış hakkında anlatılanlar derlenmiş ve tarihî kayıtlarla örtüştürülmeye çalışılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
41

ALTAN, Suna. "LIBERATION DAY CELEBRATIONS IN THE LOCAL PRESS OF MARAŞ CITY DURING THE PERIOD OF THE DEMOCRAT PARTY (1950-1960)." ANASAY, August 19, 2022. http://dx.doi.org/10.33404/anasay.1122710.

Full text
Abstract:
1914-1918 yılları arasında süren I. Dünya Savaşı, önce ateşkes antlaşmaları ile durdurulmuş, ardından da barış antlaşmaları ile sona erdirilmiştir. Savaşın kaybedenleri arasında yer alan Osmanlı Devleti de, ateşkes antlaşması olan Mondros Mütarekesi’ni 30 Ekim 1918 tarihinde imzalamıştır. Mondros Mütarekesi, ateşkesi sağlamış olmanın yanında Osmanlı topraklarını savunmasız bırakarak işgallere açık hale getirmiştir. Savaşın kazanan tarafı olan İtilaf Devletleri grubunda yer alan İngilizler, mütarekenin özellikle 7’inci maddesine dayanarak Osmanlı topraklarında işgallere başlamışlardır. Mütareke şartlarına dayanarak Osmanlı topraklarında İngilizler tarafından işgal edilen yerler arasında özellikle Anadolu’da öncelik olarak Maraş şehri yer almıştır. Bu yüzden Maraş, işgallere karşı gösterilen tepkinin ilk merkezlerinden biri olmuştur. Şehir, İngilizler tarafından işgal edilmiş ardında Fransa ile imzalanan 15 Eylül 1919 tarihli Suriye Antlaşması gereğince Fransızlara devredilmiştir. Şehrin Fransızlar tarafından işgaline Ermeniler de destek vermişlerdir. Fransızlarla iş birliği içerisinde bulunan Ermeniler şehirde büyük ve acı olayların yaşanasına neden olmuşlardır. Maraş halkı, haksız işgalde bulunan Fransızlara ve destekçileri olan Ermenilere karşı azim ve kararlılıkla direnerek 22 gün boyunca kurtuluş mücadelesi vermişlerdir. Bu mücadele karşısında Fransızlar şehirden çekilmiş ve işgal son bulmuştur. Böylece, 12 Şubat 1920 tarihinde Maraş halkı bir daha asla kaybetmeyeceği zaferini elde etmiştir. Haklı mücadelesini zafere ulaştıran şehre, TBMM tarafından İstiklal Madalyası verilmiştir. Maraş halkı, kurtuluş mücadelesini ve bu mücadeleyi zafere ulaştıran kahramanları unutmamak adına her yıl 12 Şubat’ı Kurtuluş Bayramı olarak kutlamıştır. Kurtuluş Bayramı kutlamaları 1921 yılından başlayarak 1950 yılına kadar devam etmiştir. 1950 yılı itibariyle Türk siyaseti Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle birlikte çok partili hayata geçişini tamamlanmıştır. 1950 yılı itibariyle Türkiye’de birçok alanda değişimler meydana gelmiştir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’nin yeni döneme geçişiyle birlikte yaşanan değişimlerin bayram kutlamalarına ne kadar yansıdığı, Maraş Kurtuluş Bayramı kutlamalarının Demokrat Parti döneminde nasıl bir programla yapıldığı ve bu kutlamaların yerel basında nasıl yansıtıldığı incelemektir. Çalışma kapsamında dönemin yerel basını incelenerek muhtemel bulgular ortaya konulmaya çalışılacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
42

uzun, turgay. "Milli Kurtuluş Savaşı Sürecinde Anadolu'da Siyasal Yapı ve Milliyetçi Hareket." Journal of International Civilization Studies 3, no. 1 (January 1, 2018). http://dx.doi.org/10.26899/inciss.181.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
43

NARİN, Serdar. "EXECUTIVE DEPUTIES COMMITTEE IN TURKISH CONSTITUTIONAL LAW DURING THE NATIONAL WAR OF LİBERATİON AND THE CONSTITUTION OF 1921." Bilgi Sosyal Bilimler Dergisi, November 11, 2022. http://dx.doi.org/10.54838/bilgisosyal.1197496.

Full text
Abstract:
Türkiye’de Ulusal Kurtuluş Savaşı dönemi ve 1921 Anayasası düzeninde, kuvvetler birliğine dayalı saf meclis hükümeti sistemi uygulanmıştır. Dönemin milli egemenliğin tecelligahı üstün meclis anlayışına uygun olarak; yasama, yürütme ve yargı erkleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin hukuki-siyasi varlığında toplanmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, yürütme erkini, kendi içinden teker teker seçtiği, yön verebilip, gerektiğinde değiştirebildiği "İcra Vekilleri Heyeti” aracılığıyla kullanmıştır. 1921 Anayasası, 1923 Anayasa değişikliğine kadar bir Cumhurbaşkanlığı makamını hukuken düzenlenmemiş ve bu dönemde normal bir devlet başkanına ait olması gereken yetki ve fonksiyonlar, Büyük Millet Meclisi Başkanı tarafından yürütülmüştür. Türkiye'de cumhurbaşkanlığı makamı, 1923 Anayasa değişiklikleri ile kabul edilmiştir. Bu makalede, Millî Mücadele döneminin anayasal sisteminde, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşundan sonra, 1921 Anayasası öncesi dönemde, 1921 Anayasası’nın kabul edilişinden sonra ve de 1921 Anayasası’nda, 29 Ekim 1923'te tarihinde 364 Sayılı Kanun ile yapılan anayasa değişiklikleri sonrasında, yürütme organı olarak "İcra Vekilleri Heyetinin” hukuki statüsü incelenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
44

GEÇİLİ, Derya. "TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN İLK YILLARINDA GEDİKLİ MEKTEBİNDE PARAŞÜTÇÜLERİN YETİŞTİRİLMESİ." Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, November 24, 2022. http://dx.doi.org/10.38120/banusad.1173073.

Full text
Abstract:
Bazı insanlar, uçmak ve süzülmek için kuşlar gibi kanatlara ihtiyaçları olduğunu düşünürken bazıları da havadan daha hafif olunmasını gerektiğini savunmuştur. Bu ayrı ayrı esaslar sonucunda hava araç-gereçleri ortaya çıkmıştır. Yükseklerden düşüşü ağırlaştırarak yere rahatça inilmesini sağlayan, açıldığında kubbe biçimini alan, hava araçlarına paraşüt adı verilmiştir. Paraşüt, atmosfere yakın bir ortamda havanın kaldırma kuvvetinden yararlanarak yavaşça inmeyi sağlayan bir araç olmuştur. Ordunun, hava indirme birliğinde görev yapan askerler ise paraşütçü olarak adlandırılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Kurtuluş Savaşı sırasında havacılığın önemini fark etmiştir. Havacılığın geliştirilebilmesi için yapılan çalışmalar sırasında paraşütçülerin yetiştirilmesine karar verilmiştir. Gedikli Mektebinde askerlere paraşüt eğitimi verilerek bu konudaki açık kapatılmaya çalışılmıştır. Bu çalışmada, gediklilerin paraşütçü olarak yetiştirilmeleri süreci incelenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
45

ÜNAL, Muharrem Selçuk. "Sebep ve Sonuçları Işığında Türk Kurtuluş Savaşı’nda Türk-Sovyet Yakınlaşması ve Moskova Antlaşması." Milliyetçilik Araştırmaları Dergisi, January 10, 2023. http://dx.doi.org/10.53425/madergisi.1193508.

Full text
Abstract:
I. Dünya Savaşı sonrası İtilaf devletleri ile Osmanlı devleti arasında imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan hemen sonra müttefik kuvvetler Anadolu topraklarını yer yer işgale başlamıştı. Bir görev talimatı ile Samsun’a görevlendirilen Mustafa Kemal, ülkenin geleceği için tam bağımsızlık kararı alarak oradan Kurtuluş Savaşı’nı başlatmıştı. Yapılan bağımsızlık mücadelesinin başarılmasında mali desteğin yanında elde mevcut silah ve cephaneye ilave olarak değişik cins ve çapta silah ve cephane ile çeşitli harp malzemelerine ihtiyaç duyulmaktaydı. Bu mücadelede dönemin şartları ve durumu Türkiye ve Rusya’yı birbirlerine yaklaştırmıştı. İhtiyaç duyulan harp silah ve cephanesinin Rusya’dan temini çerçevesinde yapılan çalışmanın amacı, Millî mücadele örgütlenme döneminden 16 Mart 1921 Moskova Antlaşması’nın imzalanmasına kadar olan süreçte her iki ülkenin birbirlerine yakınlaşma sebepleri, yapılan gayriresmi ve resmi görüşmeler, görüşmelerin kesilmesi, tekrar başlaması ve sonuçlanmasında etken olan olayları analiz etmektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
46

TURŞAK, Musa. "MEHMET ÂKİF ERSOY'UN TEFSİR ANLAYIŞI." Bitlis İslamiyat Dergisi, December 1, 2022. http://dx.doi.org/10.53442/bider.vi.1198707.

Full text
Abstract:
Şairler, milletlerin tarihinde çok önemli bir rol oynamaktadırlar. Özellikle büyük şairlerin rolü, milletlerinin acılarını anlatmak, haklarını savunmak ve mutlu günlerinde coşkularına katılmaktır. Bundan dolayı milletleri için çabalayan şairlerin yeri asla doldurulamaz. Yetenekli şairler, milletlerin zor günlerinde morallerini yükseltmek, motivasyonlarını, birlik ve beraberliklerini sağlamaktaki rolleri yadsınamaz. Hz. Peygamber'in sadık şairi Hassan B.Sabit al-Münzir (563-682), hiçbir zaman Hz. Peygamberi yalnız bırakmamış ölünceye kadar O’nu savunur. İslam düşmanlarına karşı yazdığı şiirleriyle Müslümanlar arasında saygı görür. Mehmed Âkif (1873-1936), Müslümanların geri kalmışlığını ve çektikleri sıkıntılarının sebeplerini Kur’an’dan uzaklaşmaya bağlamış ve kurtuluşun reçetelerini yine Kur’an’da aramıştır. Kurtuluş Savaşı yıllarında memleketi karış karış gezerek halkı, vaaz ve nasihatlerle irşad etmiş, aynı zamanda yazdığı makale ve şiirlerle de halkı bilinçlendirmeye çalışmıştır. Şiirin gücüne inanan Akif, vaaz ve uyarılarının daha etkili ve kalıcı olması için şiirlerle ayetleri açıklamıştır. Safahat adlı eserinde yazdığı bu şiirlerinde Âkif, bazen bir ayet veya bir hadisi esas alıp hemen altına bunlardan anladıklarını dizelere dökmüştür. Bazen bir konuyu açıklarken satır aralarında ayetleri iktibas etmiş, bazen de ayeti lafzen vermese de satır aralarında ayetlerden manevî iktibaslarda bulunmuştur. Bu çalışmada Akif’in tefsir anlayışını ele almaya çalışacağız. Bu bağlamda, Âkif’in doğrudan ele aldığı veya manevî iktibasta bulunduğu ayetler ele alınarak onları nasıl yorumladığı analiz edilecektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
47

KÖYLÜ, Murat, and Ayhan CANKUT. "Millî Mücadele Döneminde Bir Mandacı: “Halide Edip (Adıvar)”." Toros Üniversitesi İİSBF Sosyal Bilimler Dergisi, November 21, 2022. http://dx.doi.org/10.54709/iisbf.1194195.

Full text
Abstract:
Halide Edip (Adıvar), özellikle İzmir`in işgali sonrası toplumsal uyanışı başlatan konuşmaları ve yazıları ile mücadele ruhunu ateşleyen bir vatansever olmakla birlikte diğer taraftan kurtuluşu, Türk Milletinin karakterinde, özverisinde ve başarıya olan inancında değil de Amerika’nın koruyuculu ve kollayıcılığı altında gören önemli bir figürü olarak tarihimizde yerini almıştır. İstanbul`un işgali sonrası geçtiği Anadolu`da Mustafa Kemal Paşa ile birlikte Milli Mücadelemizin en karanlık ve zorlu zamanlarından büyük bir başarı hikayesinin yazılmasına tanık olmasına rağmen, Mustafa Kemal`in “Milli Hakimiyet” esasına dayalı “Tam Bağımsız” bir ülke idealine karşılık, Türkiye`nin Amerikan emperyalizminin bir sömürgesi olması düşüncesine sıkı sıkıya bağlılığına dayanan fikir ayrılığı, kurtuluştan sonra her ikisi arasındaki bağları koparmış, 1926`da başlayan ve Mustafa Kemal Atatürk`ün vefatının ardından,1939`a kadar süregelen sürgün hayatının başlamasına neden olmuştur. Başlangıçta kendisi gibi mandacı fikirlere sahip olan ve “Kurtuluş Savaşı” süresince çok iyi anlaştığı Mustafa İsmet İnönü`nün Cumhurbaşkanlığı ile herhangi bir üniversiteden akademik eğitimi almamasına rağmen İstanbul Üniversitesi`nde “Profesör” ünvanlıyla atandığı eğitimci yaşamı, Edebiyat alanında verdiği onlarca eser ve yetiştirdiği yüzlerce öğrenciyi geride bırakarak 1964 yılında sona ermiştir. Halide Edip`in Türk Milletinin önemli bir tarihsel sürecine çok yakından tanık olması, sürecin mimarlarıyla olan yakın ilişkisi onu literatür dünyasında önemli şahsiyetlerinden biri haline getirilmesine rağmen, mücadele dönemindeki “mandacı” düşünceleriyle de ulusalcı ve anti-emperyalist düşünce tarafından da eleştirilerin odağına oturtulmuştur. Çalışmayla, Millî Mücadele döneminde Amerikan Mandasının ateşli taraftarları olarak bilinen Halide Edip (Adıvar)`ın, eleştirisel olarak analizi yapılacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
48

METİN, Celal. "The Exam of Kemalist Civilization Discourse with Culture." Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, July 28, 2022, 305–20. http://dx.doi.org/10.18026/cbayarsos.1130698.

Full text
Abstract:
Atatürk’ün öncülüğünde gerçekleşen Türk İnkılabı, bir kurtuluş savaşı içinde ve devamında yeni bir devlet ve toplum kurma ve onları yeni kimlikte çağdaş uygarlığa taşıma sürecinin adıdır. Kemalist inkılap, yeni bir Türk kimliği oluşturma ve Türk çağdaşlaşmasını gerçekleştirme sürecinde var olan milli kültürle gerilimli bir ilişki içinde olmuştur. Bu gerilimli süreç, doğal kültürel değişimlerden çok, güdümlü ve ideolojik tutumlardan beslenerek gerçekleşmiştir. İçinde alfabe değiştirme, yeni bir hukuk normu uygulama, çağdaş dünyanın kullandığı sosyo-ekonomik nitelikli pratiklerin yanı sıra, geleneksel İslam inanç ve yaşam tarzını devre dışı bırakan veya ona müdahale eden uygulamaları da beraberinde getirmiştir. Çağdaş uygarlığa erişme hedefinde kimlik, tarih, dil ve kültür yeni bir yoruma uğrarken ve biçim kazanırken, kültürel değişim toplumsal yapıda derin yarılmalara, çatışmalara ve kapanmalara yol açmıştır. Bu çalışma, bu süreçte yaşanan kültür değişmelerin doğasını anlamaya ve eleştirel bir değerlendirmesini yaparak, günümüz koşullarında, durum tespiti yapmaya çalışır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
49

ÖZCAN, Gencer. "Türkiye'de Toplumsal Belleğin Oluşumu: Çanakkale ve KutülAmare Zaferleri Anma Törenleri." Journal of Balkan and Black Sea Studies, December 5, 2022. http://dx.doi.org/10.56679/balkar.1173135.

Full text
Abstract:
Türkiye’de Osmanlı döneminde kazanılmış ancak sürekli olarak kutlanmakta olan tek askeri başarı 1915 Çanakkale Zaferidir. Müttefik donanmasının Çanakkale Boğazını geçmek için başlattığı ilk girişimin durdurulduğu gün olan 18 Mart Türkiye’de Şehitler Günü olarak belirlenmiştir. Osmanlı başarısı olmasına karşın cumhuriyet dönemi resmi tarihyazımı Çanakkale Savaşlarını Kurtuluş Savaşı’nın esin kaynağı olarak görmektedir. Ayrıca, ulusal günler takviminde yer alan pek çok yıldönümüne ilginin en azından kamuoyu katında zamanla azalmış olmasına karşın, toplumsal bellekte Çanakkale Savaşına yönelik ilginin azalmaksızın sürdüğü görülmektedir. Bu süreklililiğin önemli bir ölçüde Çanakkale Savaşlarının yol açtığı büyük kıyım ile ilişkili olduğu açıktır. Bununla birlikte, sözkonusu ilginin arkasında yatan bir başka olgu da Çanakkale Savaşlarının farklı siyasal kesimlerin gereksinimlerine uygun olanaklar sağlamakta olmasıdır. Çanakale Zaferi bazı siyaset insanları için Osmanlı Devleti’nin Batılı güçlere karşı kazandığı son büyük askeri başarı iken, bazıları için kısa bir süre sonra başlayan Kurtuluş Savaşını başarıyla yönetecek ulusal kahraman Mustafa Kemal’in tarih sahnesine çıktığı savaştır. Unutulmayan Çanakkale Savaşı ile karşılaştırıldığında, Irak’ta ilerlemekte olan İngiliz Ordusuna karşı 1916’da kazanılan bir başka Osmanlı zaferi olan El Kut’un neredeyse kazanılmasından hemen ardından unutulmuş olması tam bir tezat oluşturmaktadır. Çalışma, Çanakkale ve El Kut savaşlarının gelişimine kısaca değindikten sonra bu savaşları kuşatan kutlama etkinlikleri ve anlatıların geçirdiği değişimi, çeşitli siyasal kesimler tarafından nasıl araçsallaştırıldığını, ve El Kut örneğinin gösterdiği gibi, nasıl gündemden düştüğünü ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışma geçmiş zaferlere ilişkin anlatılar ve anma etkinliklerinin iktidarda bulunan partiler ya da etkili sosyo-politik hareketlerin durmaksızın değişim gösteren önceliklerini yansıttığını ileri sürmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
50

ŞİMŞEK, Oğuz. "Türk Dünyası’nın Kapısı: Dilucu Yöresi." Iğdır Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, June 26, 2022. http://dx.doi.org/10.54600/igdirsosbilder.1072553.

Full text
Abstract:
Türkiye ile Azerbaycan’ın Nahcivan Özerk Bölgesi arasında kara köprüsü olan Dilucu yöresi, stratejik açıdan önemli bir konuma sahiptir. Bölge, tarih boyunca birçok devletin yönetimi altında kalmıştır. Bölgenin taşıdığı önemi Kurtuluş Savaşı yıllarında gören ülkenin kurtarıcı ve kurucu kadrosu, Anadolu’nun işgal edilmeye çalışıldığı zor bir dönemde bile bağımsızlık mücadelesini doğudan başlatmış, Moskova ve Kars Antlaşmaları ile doğu sınırlarımızı garanti altına almışlardır. Türkiye ile Nahcivan arasında ortak kara sınırı sağlanmış, Türkiye’nin garantörlüğü altında güvenliği teminat altına alınarak, Azerbaycan’ın ayrılmaz bir parçası olduğu kabul edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu ilk yıllarda, bölgede yaşanan asayiş sorunları giderilmiş ve sınırlarımızda gerekli düzenleme yapılmıştır. 21. Yüzyılın ilk çeyreğinde yeni siyasi blokların oluştuğu bir dönemde, Türk devletleri bir çatı altında toplanarak Türk Konseyi’ni kurmuşlardır. Bu konsey ülkeleri arasında ulaşım daha da önemli hale gelmiştir. Bu makalede Türk Dünyası ile Türkiye arasında bağlantı sağlayan, Dilucu yöresinin, coğrafi, tarihi ve jeopolitik özellikleri incelenirken aynı zamanda bu yöredeki sınırımızın tespit edildiği tarihi süreç ortaya konulmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
We offer discounts on all premium plans for authors whose works are included in thematic literature selections. Contact us to get a unique promo code!

To the bibliography