Academic literature on the topic 'Müfessirlerin Yorumları'

Create a spot-on reference in APA, MLA, Chicago, Harvard, and other styles

Select a source type:

Consult the lists of relevant articles, books, theses, conference reports, and other scholarly sources on the topic 'Müfessirlerin Yorumları.'

Next to every source in the list of references, there is an 'Add to bibliography' button. Press on it, and we will generate automatically the bibliographic reference to the chosen work in the citation style you need: APA, MLA, Harvard, Chicago, Vancouver, etc.

You can also download the full text of the academic publication as pdf and read online its abstract whenever available in the metadata.

Journal articles on the topic "Müfessirlerin Yorumları"

1

Aksoy, Soner. "Bir Polemik Aracı Olarak İnkârcı Söylem: Kur’ân’ın Toplu İndirilme Talebi." Eskiyeni, no. 55 (December 24, 2024): 1639–63. https://doi.org/10.37697/eskiyeni.1462581.

Full text
Abstract:
Vahyin nüzul döneminde inkârcılar Hz. Peygamber’in şahsına ve ona indirilen vahye yönelik çeşitli itirazlarda bulunmuştur. Bunlardan biri, Kur’ân’ın peyderpey değil de toplu indirilmesiyle alakalıdır. Bu araştırma, Kur’ân’ın toplu indirilme talebiyle ilişkili âyetleri konu edinmektedir. Konuyu önemli kılan temel hususlardan biri, bu âyetlerin tefsir literatüründe önceki kutsal kitapların nüzul keyfiyetine dair yapılan tartışmaların odak noktasında bulunmasıdır. Araştırma, müfessirlerin ilgili âyetlere getirdiği yorumlar ekseninde bu itirazı inkârcı bir polemik aracı olarak değerlendirerek yapılan bu tartışmalara bir katkı sunmayı amaçlamaktadır. Böylece müfessirlerin yorumlarını analiz etmek suretiyle ilgili itirazı inkârcı bir polemik aracı olarak gören yorumun daha isabetli olduğu ortaya konulmaya çalışılacaktır. Bu çerçevede, araştırmada veri tespiti ve yorum analizi yöntemi kullanılarak öncelikle Kur’ân’ın toplu indirilmesi talebiyle ilgili âyetlerin nüzul dönemi ve bağlamı hakkında bilgi sunulmuştur. Sonrasında tefsir yorum geleneğinde toplu nüzul talebiyle ilgili âyetlere yönelik yorumlar, yorum farklılığının başladığı Bikâî (öl. 885/1480) öncesi ve sonrası olmak üzere iki ayrı başlık altında ele alınmıştır. Ardından, âlimlerin yorumları kritik edilerek, Kur’ân’ın toplu indirilme talebi inkârcı bir strateji ve tartışma aracı olarak değerlendirilmiştir. Araştırmanın neticesinde daha ziyade orta/geç dönem mekkî sûrelerde inkârcıların Hz. Peygamber’i zora sokmak ve onu aciz bırakmak için bu tür taleplerde bulundukları görülmüştür. Bikâî’ye kadarki süreçte müfessirler, bu hususa işaret etmekle birlikte ilgili âyetlerden hareketle önceki ilahi kitapların toplu indirildiği yargısını çıkarmış, öte yandan Bikâî ile bu kabul tartışılmaya başlanmıştır. Bu kabulün büyük oranda Tevrat’ın nüzulüne hatta Hz. Mûsâ’nın Sînâ Dağı vahyine dayandırıldığı anlaşılmıştır. Oysa Tevrat’ın muhtevasını analiz eden Bikâî’nin de haklı olarak belirttiği üzere Mûsâ’ya verilen ilahi vahyin noktasal/toplu değil, Kur’ân gibi insanla ve yaşanılan olgularla kurulan bir diyalog içerisinde çizgisel/peyderpey gerçekleştiği sonucuna ulaşılmıştır. Kur’ân’ın üslup ve muhtevası hesaba katıldığında ise inkârcıların bu türden itiraz ve talepleri iman etmek için kendilerine makul bir gerekçe bulma çabasından ziyade bir şekilde Hz. Peygamber’i zora sokarak inkârcı tutumlarının haklılığını pekiştirme gayesi taşıdığı neticesi ortaya çıkmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
2

Karaca, Abdullah. "Bilimsel Tefsire Yönelik Tutumlara Dair Yeni Bir Tasnif Denemesi." Diyanet İlmi Dergi 61, no. 2 (2025): 471–508. https://doi.org/10.61304/did.1563382.

Full text
Abstract:
Bilimsel tefsire yönelik tutumlar genellikle bilimsel tefsiri “savunanlar” ve “karşıtlar” gibi ikili yahut “kabul”, “mutedil” ve “ret” şeklinde üçlü bir taksimle sınıflandırılmaktadır. Bu makale, mevcut ikili veya üçlü sınıflandırmaların ötesine geçmek ve müfessirlerin bilimsel verilere bakış açılarını daha geniş bir perspektifle incelemek amacıyla yeni bir tasnif önerisi sunmaktadır. Makalede bilimsel tefsire yönelik tutumlar şu sekiz başlık altında incelenmiştir: “Bilimsel yorumda aşırı gidenler”, “bilimsel tefsiri benimseyenler”, “bilimsel tefsire kısmen değinenler”, “Kur’an’ın zâhirine aykırı görülmeyen bilimsel yorumları kabul edenler”, “Kur’an ile bilimin çelişmezliğini yeterli görenler”, “vahye mutlak otorite atfeden ve bilime mesafeli müfessirler”, “Kur’an’ın sadece nüzul dönemindeki bilimsel bilgileri kapsadığını söyleyenler” ve “kompartımancı yaklaşımı benimseyenler”. Çalışmanın yöntemi, örnekleme tekniğine dayanmaktadır; her bir kategori altında birkaç müfessir örnek verilerek genel tutumlar incelenmiştir. Çalışmanın sonunda tasnif içerisindeki farklı tutumlar “yeryüzünün şekli” konusu örneği üzerinden mukayese edilmiştir. Sonuç olarak, bilimsel tefsirin yeknesak bir yöntem olmadığı ve müfessirlerin bilimsel verilere yönelik yaklaşımlarında büyük bir çeşitlilik bulunduğu görülmüştür. Bilimsel tefsir tartışmalarına yeni bir sınıflandırma modeli getiren bu çalışma, alana teorik bir katkı sunmayı amaçlamaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
3

Görgün, Halil İbrahim. "Tefsirde Yorum ve Öznellik, Şeyma Altay (Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2022)." Rize İlahiyat Dergisi, no. 28 (April 20, 2025): 367–72. https://doi.org/10.32950/rid.1601147.

Full text
Abstract:
Tefsir çalışmalarında anlam ve yorumlama oldukça önemli olup klasik dönem için tefsir-te’vîl kavramlarıyla irtibatlandırılmaktadır. Bu eserinde Altay, anlam ve yorum düzleminde Zemahşerî’nin Keşşâf’ı bağlamında hermenötik yöntemi dikkate almıştır. Yazar, çalışmasında “müfesirler niçin böyle söylemiş?” sorusuna cevap aramıştır. Zemahşerî’nin yaşadığı asra giderek dönemin temel yapısını ortaya koymayı amaçlamıştır. Bu çerçevede yazar, Keşşâf’ı bireysel-sosyokültürel bağlam ve ilmi bağlam şeklinde iki başlık altında değerlendirmiştir. Tefsirlerin yazılış gayesinin vahyin gerçekliğini ortaya koymak olduğunu ifade eden Altay; dili, bilgiyi ve buna dayalı olarak yapılan yorumları müfessirlerin öznelliği içerisinde değerlendirmiştir. Dolayısıyla kitabın temel tezi, müfessir ve eserini tarihi içerisinde okuma gereğidir. Bu çalışma Keşşâf’ı hermenötik bir yaklaşımla değerlendirmesi açısından dikkate değer olup, sonraki tefsir tarihine dair çalışmalara yöntem olarak katkı sağlayabilecek özelliktedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
4

Çelikkol, Hüseyin. "Kur’an-Kâinat-İnsan Üç Kitabı Anlama ve Yorumlama Usûlü." Darulhadis İslami Araştırmalar Dergisi, no. 6 (June 30, 2024): 166–74. http://dx.doi.org/10.61216/darulhadisdergisi.1476473.

Full text
Abstract:
Bu yazıda Kur’an, kâinat ve insanı birlikte inceleme, açıklama ve bu üç hakikati yorumlamanın usûlünü ortaya koyma hedefiyle Çankırı Karatekin Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Tefsir Anabilim Dalı’nda Dr. Öğr. Üyesi Yahya Arslan tarafından 2022 de tamamlanan ve savunulan doktora çalışmasının, 2023 yılında “Kur’an-Kâinat-İnsan Üç Kitabı Anlama ve Yorumlama Usûlü” adıyla basılan kitabı değerlendirilecektir. Bu çalışmayı kritik için seçmemizin temel nedeni, kitabın konuları itibarıyla oldukça güncel meselelere dönük bir yüzünün bulunmasıdır. Nitekim araştırmalarımız neticesinde Kur’an, kâinat ve insanı birlikte değerlendiren, bu üç hakikat arasında bulunan ilişkiyi etraflıca ele alan bir çalışma da bulunmamaktadır. Kitap, girişle beraber toplam dört bölümden meydana gelmektedir. Giriş kısmında araştırmanın konusu ve önemi, kapsam ve kaynakları ifade edildikten sonra Kur’an, kâinat ve insan kavramları ve bu kavramlar arasındaki ilişki genel hatlarıyla açıklanır. Kitabın birinci bölümü “Kâinat Kitabı”, ikinci bölümü ise “İnsan Kitabı” olarak isimlendirilir. Söz konusu iki bölümde kâinat ve insan, özellikleri ve kendilerinde vuku bulan birtakım olaylar üzerinden Kur’an’ın anlatımı ve müfessirlerin yorumları ışığında incelenir. Sonuç kısmında ise genel bir değerlendirmenin ardından üç kitabın birlikte okunması, anlaşılması ve yorumlanmasının gerekliliğine, elde edilen veriler ve önerilerle işaret edilirken, Kur’an, kâinat ve insan kitaplarının birlikte anlaşılması ve yorumlanmasının mümkün olduğu sonucuna ulaşılır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
5

Özden, Muhammet Musab. "Tedvîn Dönemi Sosyo-Kültürel Şartların Tefsire Yansıması." İslami İlimler Dergisi, no. 40 (March 28, 2025): 173–87. https://doi.org/10.34082/islamiilimler.1603737.

Full text
Abstract:
Mushaflaşma sonrasında Kur’ân anlamın öznesi olmaktan çıkıp anlamanın nesnesi konumuna geldiğinden anlam otoritesi büyük oranda muhataba yani yorumcuya geçmiş gözükmektedir. Bu makale, tefsirlerde yer alan bilgi, yorum ve izahların Kur’ân’ın gerek iç gerekse dış bağlamının dışına çıkmasını ve bu durumun nasıl farklı şekillerde tezâhür ettiğini incelemektedir. Siyasî ve sosyo-kültürel bağlamların yanı sıra kültürel bilginin ve fıkhî nosyonun Kur'an yorumlarına nasıl yansıdığı ortaya konmaktadır. Çalışmada Mukâtil b. Süleymân’dan (öl. 150/767) başlayarak Ebû İshâk ez-Zeccâc’a (öl. 311/923) kadar tedvîn döneminde eser vermiş müfessirler araştırma konusu edilmiştir. Böylece Taberî öncesi dönemin bir panoraması sunulmaya çalışılmıştır. Zira İslâmî İlimlerin kurucu asrı olan bu dönemdeki müfessirler kendilerinden sonraki çalışmaları da etkilemişlerdir. Bundan dolayı işaret edilen tefsirlerde aktarılan bilgi ve yer verilen yorumların bilgi değerinin ortaya konması önem arz etmektedir. Çalışmada tefsirlerde yer alan bilgi ve yorumların dikkate değer bir kısmının Kur'an'ın iç ve dış bağlamından bağımsız olarak, dönemin sosyo-politik veya kültürel ortam ve meseleleriyle ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Müfessirlerin yer verdikleri bilgi ve yorumların sadece ayetin içeriği tarafından değil, aynı zamanda yaşadıkları dönemin toplumsal şartlarıyla da şekillenen farklı bakış açıları ve tavırları tarafından belirlendiği ve bunların da Kur’ân yorumu şeklinde karşımıza çıktığı görülmektedir. Bu da anlama ve yorumlama faaliyetinin insanın içinde bulunduğu şartlardan, ön kabul ve tasavvurlarından, zihnini meşgul eden mesele ve hadiselerden bağımsız olmadığını göstermektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
6

Kaya, Mehmet. "İbn Cüzey’in Tefsirinde Tercih Uygulamaları." Mütefekkir 11, no. 22 (2024): 511–41. https://doi.org/10.30523/mutefekkir.1600722.

Full text
Abstract:
Bu çalışmada tercih olgusunun tefsirdeki yansıması incelenmiştir. Bu olgu İbn Cüzey el-Kelbî’nin (ö. 741/1340) et-Teshîl li ʿulûmi’t-Tenzîl adlı eseri çerçevesinde ele alınacaktır. Bu eser âyetlerin yorumunda sıklıkla farklı görüşlere yer yerilmesi ve bu görüşler arasında tercihte bulunulması yönüyle büyük bir önemi haizdir. Eser, mukaddimesinde tefsirde tercih olgusuna ilişkin teorik olarak verilen bilgiler açısından da diğer tefsirlerden ayrışmaktadır. Bir âyete ilişkin farklı yorumların uygulama sahasına sokulamaması yahut bazı görüşlerin birbiriyle uzlaşmaması bu görüşler arasında tercihi zorunlu kılmaktadır. Bu sebeple birçok müfessir tefsirinde farklı yorumlar arasında tercihte bulunmaktadır. Tefsirinde tercihe yoğun biçimde başvuran müfessirlerden biri de Endülüs tefsir geleneğine mensup İbn Cüzey’dir. Tefsirdeki tercih kriterleri incelendiğinde onun, Kur’an yorumunda ihtilafı azaltıp standart bir metot oluşturmayı hedeflediği ifade edilebilir. Eser bu yönüyle hala devam eden tefsirde usulün varlığı tartışmalarına da ışık tutacaktır. Temel amacı tercih olgusunun tefsirdeki fonksiyonunun somut biçimde gösterilmesi olan bu çalışmanın ülkemizde tefsirde tercih olgusu ve İbn Cüzey’in tefsiri hakkında yapılan az sayıdaki literatürün zenginleşmesine katkı sağlaması da amaçlanmaktadır. Nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizine dayalı olarak hazırlanan bu çalışmada İbn Cüzey’in tercihi hangi kriterler çerçevesinde yaptığı ve hangi konulara yoğunlaştığı sorularına cevap aranmıştır. Araştırma sonucunda müfessirin tefsirinin mukaddimesinde on iki olarak belirttiği tercih ilkelerinin uygulamadaki sayısını yirmi beşe çıkardığı, tercihlerini Kur’an tarihi, tefsir usulü, Kur’an yorumu ve kıraate ilişkin alanlarda uygulamaya geçirdiği, onun bu tercihlerinde mensubu olduğu Endülüs tefsir geleneğinin bariz etkisi olduğu, bu çerçevede Zâhirî bakış açısı, Kur’an bütünlüğü ve rivayetlerle desteklenen görüşler ile mensubu olduğu Mâlikî mezhebinin görüşlerine uygun yorumları tercih ettiği görülmüştür. Ayrıca onun, tefsirinde yer yer belirttiği kriterlere aykırı tercihte bulunduğu da saptanmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
7

ÖZDEMİR, Büşra. "Hac Suresi 22/47. Ayetine Müfessirlerin Yaklaşımları ve Bu Ayetin Özel Görelilik Kuramı İle İlişkisi." GENÇ MÜTEFEKKİRLER DERGİSİ 5, no. 3 (2024): 852–67. https://doi.org/10.5281/zenodo.13833976.

Full text
Abstract:
Bu makale, Hac Suresi 22/47. ayetinin klasik İslam tefsirlerinde nasıl yorumlandığını derinlemesine incelemekte ve bu yorumların modern bilimsel teorilerle, &ouml;zellikle Albert Einstein&rsquo;ın &Ouml;zel G&ouml;relilik Kuramı ile nasıl ilişkilendirilebileceğini analiz etmektedir. Ayette ge&ccedil;en &ldquo;Rabbinin katında bir g&uuml;n, sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir&rdquo; ifadesi, tarih boyunca İslam &acirc;limleri ve m&uuml;fessirler tarafından farklı perspektiflerden ele alınmış, &ccedil;eşitli tefsir metodolojileri &ccedil;er&ccedil;evesinde yorumlanmıştır. Bu &ccedil;alışmada, m&uuml;fessirlerin s&ouml;z konusu ayeti nasıl anladıkları, bu anlayışların tefsir literat&uuml;r&uuml;nde nasıl bir yer tuttuğu ve bu yorumların hangi teolojik ve kozmolojik temellere dayandığı detaylı bir şekilde ele alınmaktadır. Makale, klasik tefsirlerdeki bu yorumların, modern bilimsel gelişmeler ışığında nasıl yeniden değerlendirilebileceğini tartışırken, zamanın izafiyeti kavramının hem dini hem de bilimsel bağlamlarda nasıl anlamlandırılabileceğini ortaya koymaktadır. &Ouml;zellikle, bilimsel bulguların -eğer doğruysa- ilahi mesajla uyumlu bir şekilde yorumlanmasının, İslam d&uuml;ş&uuml;ncesine ne t&uuml;r katkılar sunabileceği ve bu yorumların dini metinlerin evrensel mesajlarını nasıl zenginleştirebileceği &uuml;zerinde durulmaktadır. Bu &ccedil;er&ccedil;evede, Hac Suresi 22/47. ayetinin, sadece tarihsel ve teolojik bir bağlamda değil, aynı zamanda &ccedil;ağdaş bilimsel teoriler ışığında nasıl anlamlandırılabileceği konusunda yeni bir perspektif sunulmakta ve bu bağlamda Kur&rsquo;an&rsquo;ın zaman ile ilgili mesajlarının modern bilimsel bulgularla nasıl desteklenebileceği tartışılmaktadır. Ayetin bu teoriler ışığında yorumlanmasının, Kur&rsquo;an&rsquo;ın zaman kavramına dair evrensel mesajlarını daha derinlemesine anlamaya katkıda bulunabileceği sonucuna ulaşılmaktadır. <strong>Anahtar Kelimeler<em>:&nbsp;</em></strong>Kur&rsquo;an Tefsiri, Zamanın İzafiyeti, &Ouml;zel G&ouml;relilik Teorisi, İslam&icirc; Kozmoloji, Klasik İslam D&uuml;ş&uuml;ncesi.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
8

Taşdoğan, Ahmet. "Zuhruf Sûresinin 88. Âyeti Bağlamında Dil Kurallarının Kıraatlerin Anlaşılmasındaki Rolü ve Etkisi." Harran Theology Journal, no. 51 (June 7, 2024): 226–46. http://dx.doi.org/10.30623/hij.1436130.

Full text
Abstract:
Kur’ân-ı Kerîm metninde bulunan kelimelerinin anlaşılmasında dil kurallarının nirengi nokta ve önemi haiz olduğu müsellemdir. Bu durum, kıraat farklılıklarının bulunduğu kelimelerde daha fazla önem kazanmaktadır. Zira her müfessirin kendi anlayışıyla Kur’ân’ı tefsir etme çabası, dil kurallarının kıraatlerin anlaşılmasındaki etkisini değerli kılmaktadır. Muhtelif kıraat vecihlerinin cümle yapısı bakımından konumu veya sözcüğün yapısı gibi durumların dil kuralları çerçevesinde açıklanması, Kur’ân âyetlerinin tefsirine farklı yorumlar katabilmektedir. Bu sayede Kur’ân’ın yorumlanmasında zenginlik ve genişlik sağlanmaktadır. Dil, bir dil ürünü olan Kur’ân’ın dolayısıyla onun bir parçası olan kıraatlerin anlaşılmasında başvurulması gereken önemli bir olgudur. Nitekim Kur’ân kelimelerinin nasıl okunması gerektiğini inceleyen kıraatlerin sıhhat şartlarından biri olan dil kurallarına uygunluk şartı, dilin kıraatlerin anlaşılmasındaki önemini ortaya koymaktadır. Bu çerçevede çalışmanın amacı, muhtelif kıraat vecihleri olan bir kelimenin cümle yapısı açısından konumu sebebiyle ilgili âyete birçok anlam kattığını göstermek, bunun Kur’ân yorumuna zenginlik kattığını ortaya koymaktır. Her ne kadar benzer çalışmalar yapılsa da söz konusu âyetin başka bir çalışmaya konu edilmiş olmaması ve Arap dili kurallarına uygunluğu sebebiyle inceleme konusu olan kelimenin şâz kıraatinin de müfessirler tarafından değerlendirilmeye alınması çalışmayı önemli kılmaktadır. Bu çalışmada, Zuhruf sûresinin 88. âyetinde yer alan ve âyete farklı yorumlar yüklenmesine sebep olan وَقِيلِهِ sözcüğündeki kıraat farklılıklarının dil kuralları çerçevesinde cümledeki konumu açıklanmaktadır. Keza bu kelimenin kök analizine temas edilmekte ve kıraat farklılıklarının sentaks açısından analizi ele alınmaktadır. İncelenen her bir kıraat vechine göre söz konusu kelimenin cümle yapısı bakımından konumu maddeler hâlinde sıralanmakta, ilgili görüşü savunan müfessirlerin kimler olduğuna değinilmekte ve farklı kıraatlerin âyetin anlam ve yorumuna olan etkisinin izi sürülmektedir. Bu doğrultuda âyet, Arap dili, tefsir ve kıraat kitaplarından istifade edilerek nitel ve metin analizi yöntemiyle irdelenmektedir. Söz konusu sözcük mecrûr, mansûb ve merfûʿ olmak üzere üç farklı şekilde kıraat edilmektedir. Bu okuyuşlardan mecrûr ve mansûb olanların mütevâtir, merfûʿ okuyuşun ise şâz kıraat olduğu ifade edilmektedir. Arap dili açısından her üç hareke ile okunabilen bu kelimenin, cümle yapısı açısından birçok farklı iʿrâb alabilmesi, âyetin bu değerlendirmelere göre yorumlanmasına sebep olmaktadır. Bu çerçevede müfessirlerin inceleme konusu olan kelimenin dil kuralları açısından birçok yoruma müsait olması sebebiyle her kıraat vechine göre قِيل kelimesinin cümle yapısı bakımından konumunu açıkladıkları ve âyeti bu değerlendirmelere göre yorumladıkları görülmektedir. Bu da doğal olarak âyete birçok anlam yüklenmesine sebep olmaktadır. Sonuç olarak bu çalışmada, dil kuralları çerçevesinde inceleme konusu olan kelimeye farklı iʿrâblar takdir edilmesinin âyete değişken anlamlar yüklenmesine sebep olduğu, bunun Kur’ân âyetlerinin delalet yönünün ortaya çıkarılmasına katkı sağladığı ve âyetin farklı mana takdirini mümkün kıldığı müşahede edilmiştir. Çalışmada, وَقِيلِهِ kelimesinin çok sayıda nahiv kuralıyla yorumlandığı ve bunun âyetin anlam ve yorumuna oldukça etki ettiği görülmüştür.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
9

Ata, Mehmet Mahfuz. "İBN KEMAL’İN DİRAYET TEFSİR YÖNTEMİNİN ÖZGÜNLÜĞÜ." Asya Studies 8, no. 27 (2024): 159–68. http://dx.doi.org/10.31455/asya.1393381.

Full text
Abstract:
Âyetleri yorumlamada Ehl-i sünnet çizgisinde hareket eden ve Hanefî-Mâtürîdî mezhebinin görüşünü benimseyen İbn Kemal’in tefsiri dirayet ağırlıklı bir eserdir. Tefsirinde edebî, nahvî tahlillerin, belâgî inceliklerin ve lugavî izahların yoğun biçimde işlendiği görülmüştür. Osmanlı dönemi müfessirlerince yaygın olarak takip edilen dil, lügat ve belâgat ilimlerine ağırlık vererek Kur’ân’ı tefsir etme yöntemi, İbn Kemal tarafından geliştirilerek uygulanmıştır. Onun tefsirinde istişhat için genellikle âyet, hadis, şiir ve kıraat gibi veriler öncelikli olarak kullanılmıştır. Genelde Zemahşerî geleneğini takip eden müellifin tefsirinin en önemli kaynakları arasında el-Keşşâf ve Envârü’t-Tenzîl tefsirleri yer almaktadır. İbn Kemâl sözü edilen bu iki tefsirdeki görüşler hakkında kimi zaman detaylı incelemelerde bulunmuş, kimi zaman eleştiriler yöneltmiştir. Ayrıca o tefsirinde zikredilen eğilimleri kıraat, kelam, belâgat, lügat ve dil yönünden değerlendirmelerde bulunmuştur. Özellikle edebî sanatlarla ilgili açıklamalarında kendi tercih ve yorumlarını özlü bir şekilde ortaya koymuş, özgün yorumlar yaptığı tesbit edilmiştir. Bu çalışmada, Tefsîru İbn Kemal Paşa’nın dirâyet metodolojisindeki tefsir yöntemi ele alınmıştır. Müellifin âyetlerin amaç ve gayelerini özet bir şekilde belirtmesi, özellikle filoloji, nahiv, belâgat gibi hususlar merkeze alınarak âyetler özlü bir şekilde yorumlanması hedeflenmiştir. Ayrıca birçok bâtıl düşünceye karşı kararlı bir duruş sergilemesi, veciz üslubu, eleştirel bir metoda sahip olması, meseleleri kavrayışı ve derinlemesine işlemesi sebebiyle Tefsîru İbn Kemal Paşa incelenmeye değer bulunmuştur. Araştırma alanımız yazılı kaynakları içerdiğinden dolayı bu konuda doküman analizi yöntemi kullanılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
10

GÜNEŞ, Ahmet Yaşar, and Abdullah AYGÜN. "BİKÂÎ’NİN HURÛF-I MUKATTAAYA BAKIŞI, HURÛF-I MUKATTAAYI MAHREÇ VE SIFATLARINA GÖRE YORUMLAMASI." Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 24, no. 24 (2023): 145–77. http://dx.doi.org/10.51553/bozifder.1357337.

Full text
Abstract:
Kur’an’ın üslubuna has bir kullanım olan, yirmi dokuz sûrenin başında bulunan ve geçmiş müfessirleri bir hayli meşgul eden hurûf-ı mukattaa, Kur’an ilimlerinden biridir. Muhkem veya müteşâbih olması, manalarının bilinmesi, iʻrabı vb. yönüyle hakkında bir hayli söz söylenmiştir. Hurûf-ı mukattaanın Kur’an’ın sırlarından bir sır olduğu ve hakkında tevakkuf edilip susulması gerektiğini söyleyenlerin yanında, âlimlerin çoğu bu harflerin bilinmesinin nass ve akıl yönünden zorunlu olduğunu ileri sürmüşlerdir. Hurûf-ı mukattaanın bilinebileceğini savunan ve bu hususta çaba sarf eden âlimlerden biri de Burhânüddîn İbrâhîm b. Ömer el-Bikâî’dir. O, bu harflerin bilinebileceğini, aynı zamanda mahreç ve sıfatlarından yola çıkarak birçok olaya ve hakikate ışık tutabileceğini savunmakta, bu yönde farklı açıklamalarda bulunmaktadır. Bikâî, hurûf-ı mukattaayı genel kabul gören anlayışa göre değerlendirmekle birlikte, bu harflerin mahreç ve sıfatlarını da dikkate almakta ve bunları kendi kanaatince yorumlamaktadır. Harflerin çıkışı esnasında dilin yukarı aşağı hareketinden, nefesin akıp hapsedilmesinden yola çıkarak gerek Hz. Peygamber’in ve gerekse diğer peygamberlerin hayatlarıyla veya farklı meselelerle bağlantı kurmakta ve yorumlarını bu minvalde yapmaktadır. Bikâî’nin meseleye bu şekilde yaklaşması kendine mahsus bir bakış açısı olup, görebildiğimiz kadarıyla bu tarz yorumlamaya başka müfessirlerde rastlanmamaktadır. Müfessir bu uygulamayı Meryem sûresinden sonraki bazı sûrelerde yapmakta, bu metodu sadece hurûf-ı mukattaaya uygulamakla yetinmemekte, bazı kelimelerde de aynı usûlünü devam ettirmektedir. Çalışmamız özgün ve orijinal bir çalışmadır. Çalışmamızın Bikâî’nin görüşleriyle kıyaslanabilmesi için öncelikle hurûf-ı mukattaanın mahiyeti hakkında bilgi verilmekte, sonrasında ise Bikâî’nin tefsirinde bu harfleri nasıl ele aldığı, özellikle de hurûf-ı mukattaanın mahreç ve sıfatlarından yola çıkarak farklı bir şekilde yorumlaması üzerinde durulmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
More sources
We offer discounts on all premium plans for authors whose works are included in thematic literature selections. Contact us to get a unique promo code!

To the bibliography