To see the other types of publications on this topic, follow the link: Öğüt.

Journal articles on the topic 'Öğüt'

Create a spot-on reference in APA, MLA, Chicago, Harvard, and other styles

Select a source type:

Consult the top 50 journal articles for your research on the topic 'Öğüt.'

Next to every source in the list of references, there is an 'Add to bibliography' button. Press on it, and we will generate automatically the bibliographic reference to the chosen work in the citation style you need: APA, MLA, Harvard, Chicago, Vancouver, etc.

You can also download the full text of the academic publication as pdf and read online its abstract whenever available in the metadata.

Browse journal articles on a wide variety of disciplines and organise your bibliography correctly.

1

Gülhan, BALSOY. "Geç Osmanlı öğüt kitaplarında kısırlık." OTAM(Ankara, no. 35 (2014): 41–64. http://dx.doi.org/10.1501/otam_0000000635.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
2

Öğüt, Serdar, James R. Chelikowsky, and Steven G. Louie. "Öğüt, Chelikowsky, and Louie Reply:." Physical Review Letters 83, no. 6 (1999): 1270. http://dx.doi.org/10.1103/physrevlett.83.1270.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
3

Öğüt, Serdar, James R. Chelikowsky, and Steven G. Louie. "Öğüt, Chelikowsky, and Louie Reply:." Physical Review Letters 80, no. 14 (1998): 3162. http://dx.doi.org/10.1103/physrevlett.80.3162.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
4

SUVAĞCİ, İ̇lyas. "Kürt Çocuk Edebiyatının Son Dönem Temsilcilerinden Berfin Ayşe Öğüt." Anemon Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 8, UMS'20 (2020): 71–79. http://dx.doi.org/10.18506/anemon.832150.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
5

SHAREEF, Mohammed Ali, and Fatih YILMAZ. "Cevâhir-i Mültekata’dan Ahlâk ve Öğüt İhtiva Eden Seçme Hikâyeler." Türk Edebiyatları Araştırma Dergisi 1, no. 1 (2020): 21–41. http://dx.doi.org/10.47580/tead.112.

Full text
Abstract:
19.Yüzyıl Osmanlı devlet adamlarından şair, kâtip ve âlim Mehmed Lebîb Efendi’nin Cevâhir-i Mültekata adlı eseri Klasik Türk Edebiyatının hikâye türüne ait önemli eserlerdendir. Arapça, Farsça ve Türkçe eserlerden derlenip bir araya getirilen eser, İslâm toplumunun kültür ve medeniyet yapısını oluşturan âlimler, mutasavvıflar, şairler, devlet adamları ve ardında eşsiz hikâyeler bırakmış şahsiyetlerle zengin bir hikmet evreni sunmaktadır.Bu makale çalışmasında ilk bölümde 19.Yüzyıl Osmanlı devlet adamlarından olan kâtip, âlim veşairMehmed Lebîb Efendi’nin hayatı, edebî kişiliği, eserleri ve hikâye türü hakkında bilgi sunulmuştur. İkinci bölümde araştırmanın yöntemi, evren ve örneklemi hakkında bilgi verilerek verilerin toplanması ve analiz kısmında konu ile ilgili literatür araştırması, transkripsiyon özellikleri hakkında bilgi sunulmuştur. Üçüncü bölümde bulgular ve yorumlar kısmında Cevâhir-i Mültekata adlı eserin dil ve anlatım özellikleri ile birlikte ahlâk ve öğüt konulu on bir seçme hikâyenin orijinal Osmanlıca metinleri, transkripsiyonları ve Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kapsamda hikâyelerin dil ve anlatım özellikleri hakkında bilgi verilmiştir. Sonuç ve öneriler bölümünde Cevâhir-i Mültekata adlı eserin önemine dikkat çekmek amacıyla belirlenen seçme hikâyelerin edebîve ilmi değerleri ve önemi hakkında bilgi sunulmuştur.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
6

Sağlam, Hacer, Ertuğ Düzgüneş, and Hamdi Öğüt. "Reproductive ecology of the invasive whelk Rapana venosa Valenciennes, 1846, in the southeastern Black Sea (Gastropoda: Muricidae)." ICES Journal of Marine Science 66, no. 9 (2009): 1865–67. http://dx.doi.org/10.1093/icesjms/fsp184.

Full text
Abstract:
Abstract Sağlam, H., Düzgüneş, E., and Öğüt, H. 2009. Reproductive ecology of the invasive whelk Rapana venosa Valenciennes, 1846, in the southeastern Black Sea (Gastropoda: Muricidae). – ICES Journal of Marine Science, 66: 1865–1867. The reproductive ecology of the invasive whelk Rapana venosa Valenciennes, 1846 (Gastropoda: Muricidae) was examined in Surmene, southeastern Black Sea, Turkey, using monthly samples of individuals collected by dredging from November 1999 to October 2000. The observed sex ratio (F:M) was 1:1.6; mean shell length at sexual maturity was 40 mm. Changes in the ovary and testis indices indicated that spawning mainly occurred between June and early August in the southeastern Black Sea.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
7

Çevik, İsmail. "Eğitim Bilimi Yöntemlerinden İmgelemenin Ayetlerdeki Kullanım Şekilleri." Türkiye İlahiyat Araştırmaları Dergisi 9, no. 1 (2025): 221–45. https://doi.org/10.32711/tiad.1601907.

Full text
Abstract:
İmgeleme, kelimelerle resim yapma sanatıdır. Bireyin zihninde, yapılan tasvirler ile hadiseleri yaşıyormuş gibi tasavvur oluşturularak, doğru davranışa yönlendirme amaçlanmaktadır. Algının yokluğunda bile imgeleme yapabilmek mümkündür. Oluşturulan bu imgelerin hepsinin doğada bir karşılığı olmak zorunda değildir. Zihinde canlandırma, yaparak yaşayarak öğrenmenin planlama aşamasıdır. Hayal aleminde ruhun yaşadığı bir simülasyondur. İmgeleme gerçek yaşantıyı taklit etme eylemidir. Kişi yapacağı davranış ile ilgili olumlu ve olumsuz sonuçları zihninde ölçüp tartarak karar vermekte ve eylemde bulunmaktadır. Ayetlerde metafizik olaylardan bahsedilirken bu yönteme başvurulmuştur. Henüz yaşanmamış hadiseleri, bireyin bildiği birtakım olaylardan yola çıkıp düşünce ikliminde yaşatarak öğüt vermeyi ve doğru davranışa yönlendirmeyi amaçlamaktadır. İmgeleme yöntemi fıtrata uygun olduğu için din eğitim-öğretiminde de kullanılması faydalı olacaktır. Yapılan çalışma bir araştırma makalesidir. Araştırmada doküman incelemesi ve betimsel analiz yöntemi kullanılmıştır. Bu çalışmanın amacı, imgelemeyi irdeleyip din eğitimi faaliyetlerinde yararlanabilmektir. Neticede bireylerin bu yöntemi kullandıklarında istenen davranış değişikliğini gösterecekleri ve öğrenme hedeflerini gerçekleştirecekleri sonucuna ulaşılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
8

ARAZ, Mehmet Ali Kılay, and İzzettin ÇELİK. "Arabic Proverbs Used in Gökce Village and Surroundings of Mardin (A Comparative Thematic Study)." ULUM 5, no. 1 (2022): 65–106. http://dx.doi.org/10.54659/ulum.1125798.

Full text
Abstract:
Atasözü, ataların, uzun deneme ve gözlemlere dayanan yargılarını genel kural, bilgece düşünce ya da öğüt olarak veren ve kalıplaşmış bir biçimi olan, kamuca benimsenmiş kısa, özlü söz olarak tanımlanabilir. Bu çalışmada Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu bölgesinde yer alan ve güzide illerinden biri olan Mardin vilayetindeki Gökçe köyü ve çevresinde kullanılan atasözlerinin, fasih Arapça ve Türkçedekilerle karşılaştırmalı bir şekilde ele alınması hedeflenmiştir. Toplam on sekiz tema ve yetmiş atasözünün ele alındığı çalışmamızda bölge halkının kullanımının yanında atasözlerinin standart Arapçası da verilerek Türkçedeki karşılıkları ile de değerlendirilmiştir. Karşılaştırmalarda atasözlerine erişilemediği durumlarda hem Türkçe hem de Arapçada benzer anlamda kullanılan şiirlere yer verilmiştir. Bunun yanı sıra bazı atasözlerinin hikayelerine de yer verilmiştir. Zira bir atasözünün hikayesini bilmenin önemli olduğunu söylemek mümkündür. Ayrıca Mardin Gökçe köyü ve çevresinde kullanılan atasözlerini ele almak suretiyle; yaşlı nüfusun vefatıyla yok olma tehlikesi ile yüz yüze kalabilecek olan sözlü kültürü kayıt altına alarak gelecek nesillere aktarmak da bir başka hedeftir. Diğer taraftan bu bölgede konuşulan dilin edebi ve kültürel zenginliğine katkı sağlamak amaçlanmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
9

Mobinyar, Mohammad Taher. "Yakub-ı Çerhi ve Tefsir-i Yakub-ı Çerhî Adlı Tefsiri Üzerine İnceleme." GİBTÜ İslami Araştırmalar Dergisi 5, no. 2 (2024): 55–81. https://doi.org/10.56477/gibtuislamad.1506389.

Full text
Abstract:
Bu makalede, 14. yüzyılın önemli mutasavvıflarından ve alimlerinden biri olan Mevlana Yakub-ı Çerhî’nin hayatı ve eserleri ele alınmaktadır. Özellikle onun birçok eseri arasından öne çıkan "Fatiha Suresi ve Kur'an-ı Kerim'in Son İki Cüzünün Tefsiri", kaynak, yöntem ve işârî yorum bo-yutlarıyla incelenmiştir. Çalışma, tefsirin vaaz ve öğüt diliyle kaleme alındığını, tartışma ve ko-nuların çoğunun mezhepler etrafında şekillendiğini ortaya koymaktadır. Mevlana Yakub-ı Çerhî'nin, Nakşibendi tarikatına mensup olması hasebiyle bu düşünce sisteminin tefsirine açık bir şekilde yansıdığı vurgulanmıştır. Eserde, müfessirin şiir anlayışı ve entelektüel düşünce zev-kinin bir araya geldiği dikkat çekmektedir. Yakub-ı Çerhî, kendi düşüncelerini ve görüşlerini des-teklemek veya ifade etmek için Celâleddin Rumî, Hâkim Senai Gaznevî, Irakî ve Sadî gibi büyük şairlerin lirik ve tasavvufi şiirlerinden yararlanmıştır. Bu bağlamda, müfessirin, tefsir geleneğin-de nadiren görülen Farsça şiirle istişhad yöntemi kullanması, eserine özgün bir nitelik kazandır-maktadır. Çalışma, Mevlana Yakub-ı Çerhî’nin tefsir anlayışını ve tasavvufi yaklaşımını daha iyi anlamaya katkı sağlamayı ve onun yorumlarının klasik tefsir literatüründeki yerini belirlemeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda, eser, klasik ve tasavvufi tefsir geleneği arasında bir köprü niteliği taşımaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
10

Orhan, Fatih. "İslâm Aile Hukukunda Kocanın Nüşûzu." Mütefekkir 11, no. 21 (2024): 83–108. http://dx.doi.org/10.30523/mutefekkir.1501827.

Full text
Abstract:
Nüşûz, eşlerin evlilik hukukuna riayet etmemesini ve birbirlerine karşı geçimsiz olmalarını ifade eden bir terimdir. Kur’ân-ı Kerîm, kadın ve erkeğin nüşûz durumlarına ayrı ayrı temas etmiş, bunlara ilişkin bazı çözüm yolları tavsiye etmiştir. Nisâ 4/34 âyetinde kadının nüşûzuyla ilgili olarak, kadına öğüt verilmesi, yatağın ayrılması ve fizikî ceza verilmesi/dayak şeklinde bir sürecin takip edilmesi tavsiye edilirken, kocanın nüşûzundan söz eden Nisâ 4/128 âyetinde eşlerin aralarında sulh etmeleri öğütlenmiştir. Kadının nüşûzuna ilişkin daha fazla detayın zikredilmesinden kaynaklı olsa gerek hem klasik fıkıh kitaplarında hem de günümüz akademik çalışmalarda genellikle kadının nüşûzu üzerinde durulmuş, kocanın nüşûzuna fazla temas edilmemiştir. Oysa aile bütünlüğüne karşı oluşturduğu tehdit bakımından kadın ve erkeğin nüşûzu arasında bir fark yoktur. Ancak mahiyetlerindeki farklılık sebebiyle, çözüm yöntemleri bakımından birbirlerinden ayrılırlar. Bu çalışma, nüşûzun tanımını, kocanın nüşûz sayılacak davranışlarını ve bunların çözüm yollarını ele almaktadır. Fetva ve içtihatların esas alındığı çalışmada, kocadan kaynaklı nüşûzların genellikle sorumluluğun terki ya da eziyet kaynaklı olduğu ortaya konulmuş; kocanın nüşûzlarına karşı uygulanacak çözüm yolları ise sulh, icbar ve tefrik şeklinde üç aşamada ele alınmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
11

RENDA, FRANCESCA. "Desafiar el campo epistémico: academias móviles y prácticas artísticas en el siglo XXI." Tsantsa. Revista de Investigaciones artísticas, no. 14 (December 21, 2023): 311–22. http://dx.doi.org/10.18537/tria.14.01.22.

Full text
Abstract:
El siguiente artículo analiza dos proyectos a largo plazo - Silent University y Para-site School - que pueden adscribirse al ámbito del arte socialmente comprometido. Los proyectos descritos utilizan la educación como material de investigación, pero también como metodología y herramienta aplicable en la sociedad. Siguiendo la estela del giro educativo del arte, ambos proyectos se describen en relación con el contexto en el que se activaron y sus objetivos. Silent University, puesto en marcha por primera vez en Londres en 2012, fue creado por Ahmet Öğüt, con el objetivo de ofrecer un nuevo espacio educativo a los extranjeros residentes en la capital inglesa; Para-site School, concebido por Felipe Castelblanco en 2012 en Pittsburgh, nació de la necesidad de remediar las carencias institucionales de la universidad estadounidense y desde entonces se ha expandido a otras ciudades americanas y europeas. Ambos proyectos, que podemos denominar academias móviles, inician un proceso de análisis crítico de los sistemas educativos occidentales, evidenciando puntos de falibilidad y activando nuevas plataformas de co-aprendizaje.
 PALABRAS CLAVE: arte socialmente comprometido, giro educativo, educación decolonial, academia móvil, educación participativa
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
12

Akçil Aydin, Berna. "Erzurum Masallarında Değerler Eğitimi." Culture and Civilization, no. 8 (April 23, 2025): 36–48. https://doi.org/10.62425/culture.1653065.

Full text
Abstract:
Masallar, ait olduğu toplumun kültürünü yansıtan ve nesilden nesile aktarılan anlatılardır. Öğüt verici özellikleriyle ön plana çıkan masallar, hayal dünyasının kapılarını açarak iyilik ve güzellik temalarını işler. Değerler ise bireyi çeşitli yönlerden geliştirerek topluma kazandıran duygu ve davranış biçimleridir. Değerler eğitimi, toplumun huzuru ve değerlerin gelecek kuşaklara aktarılması için hayati bir öneme sahiptir. Masal türü ile değerler eğitimi kavramlarını birlikte konu edinen bu çalışmada Erzurum masallarında bulunan değerlerin tespit edilmesi ve bu masalların değer ve kültür aktaranı olarak incelenmesi amaçlanmıştır. Erzurum masallarından Yılan Bey, Leylek 1 ve Topal Leylek isimli masallar seçilerek çalışmaya dahil edilmiştir. Bu bağlamda Erzurum masalarında bulunan ahlaki, sosyal, estetik, siyasi, iktisadi, ilmî ve dinî değerler doküman incelemesi yöntemiyle tespit edilmiş ve Erol Güngör’ün değer sınıflandırması dikkate alınarak tasnif edilmiştir. Masallarda tespit edilen değerler yorumlanmış ve Erzurum masallarının değer aktarımındaki özgünlüğünün ortaya konulması amaçlanmıştır. Bu bağlamda incelenen masallarda görülen sosyal değerlerin Erzurum’un toplumsal yapısına ışık tuttuğu, geçiş dönemlerini yansıtan bazı kültürel değerlerin ve çeşitli halk inanışlarının kültür aktarımını sağladığı, teorik değerlerin ise akla ve bilime verilen önemi gösterdiği tespit edilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
13

Kişi, Zeynep. "Yabancılara Türkçe Öğretiminde Dil Düzeylerine Göre Mevlâna'nın "Yedi Öğüdü"nün Açıklanması." Journal of The Scientific Mysticism and Literature 1, no. 1 (2025): 72–77. https://doi.org/10.32955/neujsml202511948.

Full text
Abstract:
Yabancılara Türkçe öğretilirken Avrupa Dil Portfolyosu’nun belirlediği dil seviyelerine göre A1-A2 (Temel Seviye), B1-B2 (Orta Seviye) ve C1-C2 (İleri Seviye) olmak üzere dil kursları düzenlenir. Bu kurslarda yabancı uyruklu öğrencilere Türkçeyi öğretmekle beraber onlara Türk gelenek ve kültürünü anlatmak gerekir. Yabancı uyruklu öğrencilere Türkçe öğretilirken onlara bazen direkt bazen de sezdirme yoluyla iyi insan olma, etik değerler gibi kavramlar da anlatılmaya çalışılır. Bu kavramların evrenselliği üzerinden ortak payda da buluşulmaya çalışmak amaçlanır. Bu noktadan hareketle Mevlana’nın ünü kıtalar aşmış “yedi öğüdü” erdemli insan olma noktasında başvurduğumuz önemli bir kaynak görevini üstlenmektedir. Çalışmamızda Mevlana’nın yedi öğüdü üzerine bir çalışma gerçekleştirdik. Çalışmada her dil seviyesi için “yedi öğüdü” başka bir öğrenme modeli ve başka bir öğrenme çıktısı üzerine planladık. A1-A2 kurları için yönelme hali, bulunma hali, ayrılma hali, yapım ekleri, özne-nesne ve yüklemin dizilimi incelenirken, B1-B2 seviyeleri için noktalama işaretleri, fiilimsiler, bağlaçlar, ikilemeler gibi konular üzerinden anlatılırken, C1-C2 seviyesi öğrencilerine de mecaz, benzetme, soyut anlamın anlaşılması ve çalışmanın gayesi olan yedi öğüdün tam olarak kavranması hedeflenmektedir. Çalışmamız bu çerçevede; yabancılara Türkçe öğretiminde sabit bir metnin (yedi öğüt) temel seviyeden, ileri seviyeye kadar öğrenciye aktarılması üzerine oluşturulmuştur.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
14

Öztürk, Muhammet Raşit. "Tasvir Fiillerine Tarihî Türk Lehçeleri Bağlamında İşlevsel Bir Bakış: Hurşîd-nâme Örneği." Gaziantep University Journal of Social Sciences 24, no. 2 (2025): 688–720. https://doi.org/10.21547/jss.1610550.

Full text
Abstract:
Kendilerine has işlevleri ve kullanılış biçimleriyle birleşik fiiller içinde özel bir yere sahip olan tasvir fiilleri, anlamı üzerinde taşıyan esas fiillere zarf fiil eklerinin yardımıyla bağlanarak bu fiilleri çeşitli yönlerden tasvir etme görevini üstlenen yardımcı fiillerdir. Söze bir incelik, ifadeye bir çeşitlilik kazandıran bu yardımcı fiiller, kaynaklarda “yeterlilik”, “süreklilik”, “tezlik”, “yaklaşma” ve “uzaklaşma” fiilleri gibi başlıklarla dikkatlere sunulmaktadır. Bu tasnifte kullanılan isimlendirmelerde, tasvir fiillerinin öncü işlevlerinin dikkate alınmış olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte söz konusu tasvir fiillerinin çok çeşitli işlevler bildirdiği, bu çeşitliliğin Türkçenin tarihî ve çağdaş dönemlerinde tespit edilebildiği görülmektedir. Örneğin yeterlilik fiillerinin “güç yetirme” işlevinin yanında “ihtimal, rica, acıma, temenni” gibi daha pek çok işlevi mevcuttur. Süreklilik fiilleri ise, “süreklilik” öncü işlevinin yanında “istek, tavsiye, öğüt, tezlik” gibi işlevler bildirebilmektedir. Aynı şekilde tezlik fiillerinin “tezlik, hemen vuku bulma, kolaylıkla olma” işlevlerinin yanında “istek, temenni, dua” işlevlerinde kullanıldığı da Türkçenin hemen her döneminde görülebilen bir durumdur. Bu işlevsel zenginliğin sınırlarını ortaya koymak üzere, bilhassa tarihî metinler üzerinde yapılacak araştırmalar önem arz etmektedir. Bu dikkatin bir mahsulü olarak ortaya konulan bu çalışmada Eski Anadolu Türkçesi müelliflerinden olan Şeyhoğlu Sadrüddin Mustafa’nın Hurşîd nâme (Hurşîd ü Ferahşâd) adlı eserinde kullanılmış olan tasvir fiilleri, işlevsel bir bakış açısıyla incelenmiştir. Bu incelemeden elde edilen bulgular, tasvir fiillerinin çok çeşitli görünümlerle kullanılabildiğini bir kere daha ortaya koymaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
15

Dereli, Muhammet Vehbi. "Osmanlı Dönemi Arap Şairlerinden Ebu't-Tayyib El-Ğazzî ve Şiirleri." Marife 9, no. 2 (2009): 205–26. https://doi.org/10.5281/zenodo.3344058.

Full text
Abstract:
Arap edebiyatı içerisinde üzerinde en az çalışılan alan Osmanlı dönemidir. Osmanlı dönemi şairlerinden biri olan Ebu't-Tayyib el-Ğazzî (?-1042/?-1632), Şam'da yaşamıştır.Şairin edebiyatı güçlü, şiirleri mükemmel, dili oldukça fasihtir. Onun şairliği bütün güzelliğine rağmen tek bir üslûpta değildir. Kaynaklar Ebu't-Tayyib'e ait bir divandan bahsetmemektedirler. Ona ait en fazla şiirin yer aldığı Nefhatu'r-Rayhâne'de Ebu't-Tayyib'in şiirleri toplam 110 (yüz on) beyitten oluşmaktadır. Kasi-deleri arasında çoğunluğu medih/övgü şiirleri teşkil etmektedir. Ayrıca o, edebî sa-natları çokça ve büyük bir ustalıkla kullanmıştır. Şiirlerinde öğüt ve hikmet teması da âşikârdır.<b>The Arab Poet of the Ottoman Period Abut-Tayyib al-Gazzi and His Poems</b>The Ottoman period is the least worked field in Arabic literature. Abut-Tayyib al-Gazzi (?-1042/?-1632), is one of the poets of the Ottoman period, lived in Damascus.The literature of the poet is powerful, his poems are excellent and his lan-guage is lucid. Despite all the beauty, he didn't write his poetries on a single style. The resources don't mention a divan belonging to Abut-Tayyib. His poems consist of 110 couplets in Nefhatu'r-Rayhâne, in which there are maximum poems belong-ing to him. Between his qasidas, eulogy poems are predominant. Furthermore, he used largely and skillfully literary arts. In his poems, the theme of advice and wis-dom are also obvious.https://www.marife.org/marife/article/view/492
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
16

Akdağoğlu, Turgay. "ALEVİLİKTE MÜZİK YOLUYLA İNANÇ İFADE BİÇİMLERİ “NEFES VE SEMAH” ÖRNEĞİ." Yegah Müzikoloji Dergisi 8, no. 2 (2025): 548–70. https://doi.org/10.51576/ymd.1676311.

Full text
Abstract:
Bu çalışma, Alevilik inanç sistemi içinde müziğin işlevsel rolünü ifade etmenin dışında “nefes” ve “semah” gibi temel müzikal özellik taşıyan formlar aracılığıyla inancın nasıl ifade edildiğini incelemektedir. Uzun bir süreyi kapsayan ve sözlü kültür geleneği içerisinde varlığını sürdüren Alevilik, müziği yalnızca estetik bir unsur olarak görmenin dışında dini bir olgu olarak görülmekte, kültürel ve toplumsal bir aktarım aracı olarak kullanılmaktadır. Alevi inanç yapısında önemli bir yeri temsil eden nefesler; öğüt, ilahi aşk, insan-ı kâmil anlayışı ve toplumsal yaşanılan eleştirel düşünce sistemi gibi temaları içermektedir. Semahlar ise bedenin müzikle ve inançla bütünleştiği ritüel dans biçimleri olarak cem ibadetinin vazgeçilmez unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır. Makale, nefes ve semahların tarihsel kökenleri, icra bağlamları ve içerdiği sembolik anlamları derinlemesine ele almakta; bu formların hem bireysel inanç deneyiminde hem de toplumsal kimlik inşasında oynadığı merkezi rolü analiz etmektedir. Bu müzikal unsurların bağlama gibi geleneksel çalgılar eşliğinde nasıl icra edildiği, hangi dini ve kültürel miraslarla ilişkilendirildiği anlatılmaktadır. Çalışma, Alevi müziğinin sadece bir ibadet araç olmadığı, ayrıca bir güç ve kimlik ifadesi olarak ne şekilde anlam kazandığını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda, müziğin Alevi toplulukları arasında inanç aktarımı, sosyo-kültürel dayanışma ve tarihsel yapılanmanın korunması açısından büyük bir önem taşımaktadır. Nefes ve semahlar, Aleviliğin mistik, ahlaki ve toplumsal yönlerini müzik aracılığıyla dile getirirken, aynı zamanda bu inanç sisteminin ritüel ve sembolik dünyasına dair derin ipuçları da sunmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
17

SÜMBÜL, Feride, and Selmin SÖYLEMEZ. "İncil ile İlgili ve Tarihi Anıştırmaların Çevirisi: Christopher Marlowe’un Doktor Faustus’u Üzerine Bir Çalışma." Cankaya University Journal of Humanities and Social Sciences 16, no. 1 (2022): 27–42. http://dx.doi.org/10.47777/cankujhss.937402.

Full text
Abstract:
The literary concept of intertextuality provides a new insight for translation studies. According to intertextual theory, texts are not isolated, they interact with each other in a way that a text is under the influence of preceding ones and it affects later writings (Allen 1). In translation, intertextual theory enables translators to take into consideration intertextual relations of a text to other texts which also means a translator should be aware of the literary and cultural tradition of the target culture. Allusions as one of the features of intertextuality hide a broader meaning and carry cultural implications in relation to other texts. To transfer them to the target culture effectively entails translators having cultural knowledge and experience of the target language. In the light of intertextual theory, this study focuses on the translation of biblical and historical allusions found in Doctor Faustus by Christopher Marlowe, which is a Renaissance play involving numerous allusions to mythology, the Bible, and history. In this study, biblical and historical allusions seen in Doctor Faustus and their Turkish renderings translated by T. Yılmaz Öğüt as Dr. Faustus (2018) have been analyzed in the light of Rita Leppihalme’s translation strategies concerning allusions. After detecting the allusions related to the Bible and history, they have been listed and compared to their Turkish allusions. Then, alluded references and their Turkish translations have been evaluated and the strategies adopted by the translator have been discussed according to the strategies proposed by Leppihalme in detail.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
18

Vurgun, Ahmet, and Birsen Berfu Akaydın. "Cumhuriyet’in köy çocuklarına hayat bilgisi öğretimi: 1927 köy mektepleri müfredatında hayat bilgisi dersi." lnternational Journal of Geography and Geography Education, no. 54 (January 31, 2025): 85–104. https://doi.org/10.32003/igge.1555789.

Full text
Abstract:
Araştırmada, Cumhuriyet’in köy okulları için ilk kez hazırlanan 1927 Köy Mektepleri programında yer alan Hayat Bilgisi dersi öğretim programı incelenerek o döneme ait rolünün betimlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma kapsamında incelenen 1927 yılına ait Köy Mektepleri Müfredatı, köy okulları için ilk defa bağımsız bir müfredat programı uygulanması açısından büyük bir öneme sahiptir. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden tarihsel araştırma kullanılmış olup çalışmanın veri toplama aracını 1927 yılı basımlı Köy Mektepleri Müfredatında yer alan Hayat Bilgisi programı oluşturmuştur. Çalışmanın amacı doğrultusunda veriler, doküman incelemesi ile elde edilmiş ve içerik analizi yapılmıştır. Bu doğrultuda 1927 Köy Mektepleri Müfredatı içerisinde yer alan Hayat Bilgisi dersinde öğrencilerin köyünde ve çevresinde bilinen taş, maden, bitki ve hayvanları tanımaları, çevrelerinde meydana gelen doğal olaylar ile köy ve çevrelerindeki insanları incelemeleri, hayvan besleme, toprağı işleme gibi olayları gözlemlemeleri, insan vücudu hakkında bilgilenmeleri, temizlik alışkanlığı kazanmaları, masal ya da hikayelerle öğüt almaları, köy ve etrafındaki mimari eserlerin hakkında bilgilenmeleri, Hayat Bilgisi dersine yönelik gözlem ve deneyim kazanmaları, sözel ifade becerilerini geliştirmeleri hedeflenmiştir. Hayat Bilgisi ders programı incelendiğinde birinci ve ikinci sınıfta haftada dört saat, üçüncü sınıfta haftada üç saat zaman ayrılmıştır. Ayrıca birinci sınıfta “Mektebimiz”, “Evimiz ve Ailemiz”, “Sonbahar”, “Kış”, “İlkbahar” ve “Yaz”; ikinci sınıfta “Sonbahar”, “Cumhuriyet Bayramı”, “Kış”, “İlkbahar” ve “Yaz”; üçüncü sınıfta Sonbahar”, “Cumhuriyet Bayramı”, “Kış”, “İlkbahar” ve “Yaz” üniteleri yer almaktadır. 1927 Hayat Bilgisi öğretim programı uygulamasının sadece sınıfta işlenmediği, öğrencilerin doğa ile iç içe bir şekilde gözlem yapmalarına olanak tanıyarak gözlemleme yapmalarına fırsat verildiği, deneyerek uygulamalarına yer verildiği, yakından uzağa ilkesinin benimsendiği, öğrendikleri bilgileri davranış haline getirmeleri beklendiği ortaya çıkmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
19

DARANCIK, Yasemin. "Kültürel değerlerin maskeli yaklaşım ile kazanımı: Nasreddin Hoca örneği." RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, Ö13 (October 23, 2023): 993–1001. http://dx.doi.org/10.29000/rumelide.1379307.

Full text
Abstract:
Kültür, bir milletin varoluşunu simgelemektedir. Bu varoluşu ayakta tutabilmek için de dilimiz, dinimiz, gelenek ve göreneklerimiz, sanatlarımız, dünya görüşümüz ve tarihimiz gibi kültürel değerleri nesilden nesile aktarmak herkesin görevidir. Kültür, öğrenilip aktarılması gereken bir mirastır. İnsan en başta ailesinden ve çevresinden bu değerleri kazanmakta ve eğitim sayesinde bu kazanımlar ömür boyu sürmektedir. Kültür, bir yandan her birey için, diğer yandan toplum için hayatın farklı alanlarında önemlidir; çünkü kişi kültürden bir şekilde etkilenmekte ve onu yansıtmaktadır. Ancak günümüz şartlarında bu değerlerin aktarımı ve benimsenmesi gerektiği gibi gerçekleşmemektedir. Bunun en önemli nedenlerinden biri, insanların sosyal medya gibi teknolojik unsurlara bağımlı hale gelmesiyle, birbirinden ve toplumdan uzaklaşmasında yatmaktadır. Günümüz gençleri sanal ortamın etkisiyle doğruyu ve yanlışı öğrenememekte ve bir değer gençlere öğüt veya tavsiye niteliğinde iletildiğinde algılamamakta ve sıkılarak söyleneni dinlemeden uzaklaşmaktadır. Bu durumun önüne geçmek ve farkındalık yaratmak adına eğitim-öğretim devreye girmeli ve kültürel değerlerin kazanılması için alternatif teknikler uygulanması gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı da, ‘Dilbilimsel Psiko-Dramaturji Yöntemi’in bir aşaması olan ‘Maskeli Yaklaşım’ın eğitimde dayatmacı değil, farkındalık yaratarak kültürel değerlerin aktarımındaki olumlu etkisini ortaya koymaktır. Bu yaklaşım, öğretilmek istenilen konuya üç farklı maskenin devreye girmesiyle adım adım yakınlaştırmaktadır. Bu yaklaşımın etkisini ortaya koymak adına da seçilecek metin türü çok önemlidir. Bir toplumun edebiyatı ve edebî metinler, aynı zamanda o toplumun kültürünü yansıtmaktadır. Bu bağlamda Nasreddin Hoca fıkralarının öğrenciler üzerinde verimli ve çarpıcı etki yaratacağı öngörülmüştür. Bu anlamda bu çalışma ile ‘Maskeli Yaklaşım’ın uygulama aşamaları ‘Nasreddin Hoca Fıkraları örnek alarak anlatılmış ve en önemlisi bu şekilde öğrencilere kültürel değerlerin bilinçli bir şekilde nasıl aktarılacağı gösterilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
20

Özkan, Mustafa. "Kur'ân Kıssalarının İslâm Târihi Öğretimi Açısından Referans Olabilirliği Üzerine." Marife 10, no. 3 (2010): 91–113. https://doi.org/10.5281/zenodo.3344218.

Full text
Abstract:
Kur'ân'ın hacim olarak önemli bir kısmını kıssalar oluşturmaktadır. İslâmî literatürde kıssa, tarihin derinliklerinde kalmış bilgilerin, insanlara ders/öğüt verme amacına dönük olarak belli başlı ilkeler doğrultusunda anlatılmasıdır. Bu yönüyle kıssalar, ihtiva ettikleri tarihî bilgi, ilgili bilginin yorumlanış ve aktarılış şekli itibariyle, İslâm Tarihi öğretimi açısından önemli bir kaynak niteliğini taşımaktadırlar. Ancak bu, kıssaları içeren Kur'ân'ın bir tarih ya da tarih felsefesi kitabı olduğu anlamına gelmemektedir. Makalemizde ana hatlarıyla şu iki sorunun cevabı üzerinde durulmaktadır: Bir, Kur'ân'da kıssalar hangi ilkeler doğrultusunda aktarılmaktadır? İki, söz konusu ilkelerin İslâm Tarihi öğretiminde uygulanabilirlik imkânı var mıdır, şayet varsa bu nasıl olmalıdır?<b>Teaching of the Qur'an Tales Islamic History Possibility of Reference</b>In volume is an important part of the parables of the Qur'an. In Islamic litarature the parable, had deep knowledge of history, people teaching/preaching as a major goal oriented principles are explained in line. This aspect of parables, historical information they contain, and interpretation of relevant information is transferred as of the shape, nature of Islam are of an important resource in terms of history teaching. This, however, parables, the book contains the philosophy of the Qur'an that does not mean a date or philosophy book. The answer to the problem outlined in this article focuses on two things: One, the Quran parables, which are transferred in accordance with the principles? Two, Is there a possibility of applicability of these principles in the teaching of Islamic History, if any, how can this be?https://www.marife.org/marife/article/view/556
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
21

Gültekin, Aladdin. "“Muhammed b. Gazi’nin, Ravzatu’l-Ukul adlı Eseri Üzerine Bir İnceleme / A Review on Ravzat al-Uqul by Muhammad b. Ghazi." Journal of History Culture and Art Research 7, no. 5 (2018): 831. http://dx.doi.org/10.7596/taksad.v7i5.1920.

Full text
Abstract:
&lt;p&gt;&lt;strong&gt;Abstract&lt;/strong&gt;&lt;/p&gt;&lt;p&gt;Poetry and story have long been an important and effective methods to express the feelings and thoughts in terms of language and literature. Muhammed b. Gazi el-Malatyavi applied this method in his book called Ravzat al-Uqul, which contains ninety-six stories in Arabic and Persian. In every story, the number of couplets and parables differs. Not limited to a certain period, the couplets are belong to poets in every periods of Arabic and Persian literature. The poems which are given as examples are chosen according to the main theme, to the extent that they can be used as a title of the story. They include advice to have a positive impact on the characters. Also they does not contain any complicated word and phrase.&lt;/p&gt;&lt;p&gt;&lt;strong&gt;Öz&lt;/strong&gt;&lt;/p&gt;&lt;p&gt;Dil ve edebiyat açısından şiir ve hikayeler, öteden beri insanların maksadını anlatmak istedikleri önemli ve etkili bir yöntem olmuştur. Muhammed b. Ġāzî el-Malatyavî de bu yöntemi &lt;em&gt;Ravżatu’l-ʿuḳūl&lt;/em&gt; adlı eserinde uygulamıştır. Arapça ve Farsça çok sayıda şiir ve meselin bulunduğu bu eserde doksan altı hikâye yer almaktadır. Her hikâyede beyit ve mesel sayısı aynı olmayıp değişim göstermektedir. Beyitler Arap ve Fars edebiyat tarihinin bütün dönemlerine ait şairlere ait olup, belli bir dönemle sınırlandırma olmamıştır. Örnek verilen şiirler, hikâyenin başlığı olabilecek derecede ana temaya uygun seçilmiş, kişilerin karakterlerini olumlu yönde etkileyecek kadar tecrübe ve öğüt içermektedir. Ayrıca anlaşılması zor kelime ve terkip içermemektedir.&lt;/p&gt;
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
22

BEKTAŞ, Hasan. "Hatâyî’nin Nasihatnâmesi." ALEVİLİK–BEKTAŞİLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, no. 22 (December 27, 2020): 219–38. http://dx.doi.org/10.24082/2020.abked.289.

Full text
Abstract:
Klasik edebiyatta bir konu üzerinde öğüt vermek amacıyla yazılmış ahlaki-didaktik eserlere nasihatnâme yahut pendnâme denir. Bu türden eserlerden biri de Hatâyî’nin yazmış olduğu Nasihatnâme’dir. Hatâyî Divanı ile beraber Şeyh Safî Buyruklarında, Anadolu’da derlenen şiir mecmualarında, tarikat usullerini anlatan erkânnamelerde de sıkça kaydedilen bu eser; Ca’ferîlik, vahdet-i vücut ve Safevîlik (Kızılbaşlık) hakkında dervişlere verilen nasihatlerden ibaret olup tevhit, nübüvvet, imâmet, nasihat ve dua bahislerinden oluşur.&#x0D; Döneminde önemli eserler vermiş ve çığır açmış olan Hatâyî, Alevî- Bektaşî edebiyatına damgasını vurmuş bu edebi çevrenin yedi büyük şairinden biri olarak kabul edilmiştir. Hatâyî, kısa süren yaşamı boyunca, vaktinin çoğunu devlet işlerine sarf etmesine bakmayarak zengin ve çok yönlü bir miras yaratmıştır. O hem aruz vezni hem de hece vezniyle, hem epik hem de lirik türlerde eser vermiş, akılda kalan, örnek olabilen eserleri ile edebiyatımızı zenginleştirmiştir. Onun edebiyat ve dil tarihinde oynadığı rol, Azerbaycan devletçiliğinin tarihinde oynadığı rol kadar önemlidir. Devlet kuran bir hükümdar olarak Türk diline verdiği resmi önemle beraber bir şair, sanatkâr olarak da unutulmaz eserler yaratmıştır. Bu eserlerden biri olan Nasihatnâme, Hatâyî’nin; dervişlere verdiği nasihatleri işleyen bir mesnevidir.&#x0D; Adından da anlaşılacağı üzere didaktik bir mesnevi olan Nasihatnâme, şiiri zaten dini inanışını ve ideolojisini yaymak adına kullanan Hatâyî’nin, Ehlibeyt sevgisini, Safevî tarikatının erkânı ve usulünü anlattığı ve öğütler verdiği bir manzumedir. Bu yazıda Nasihatnâme; tanıtılıp Türk Edebiyatı araştırmalarına kazandırılmak amacıyla; vezin, dil, bölümler, muhteva ve dinî öğeler yönünden incelenmiştir. Sonuçta Nasihatnâme’nin; Anadolu ve Safevîlik alakası, Safevîliğin inançları, Safevîliğin yapısı ve terminolojisi hakkında önemli konularda birtakım veriler içerdiği görülmüştür. Şiiri didaktik amaçlarla kullanan Hatâyî’nin, gazellerinde yaptığı gibi mesnevide de şekil ve muhteva değişikliğine gittiği anlaşılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
23

Kılcan, Bahadır, Bülent Akbaba, and Burcu Gülbudak. "Altıncı ve Yedinci Sınıf Öğrencilerinin Hoca Ahmed Yesevî Algıları / Sixth and Seventh Graders’ Perceptions of Khoja Ahmad Yassawi." Journal of History Culture and Art Research 6, no. 2 (2017): 549. http://dx.doi.org/10.7596/taksad.v6i2.809.

Full text
Abstract:
&lt;p&gt;&lt;strong&gt;Abstract&lt;/strong&gt;&lt;/p&gt;&lt;p&gt;The purpose of this research is to determine sixth and seventh graders’ perceptions of Khoja Ahmad Yassawi, who was among Turkish-Muslim thinkers, covered in the sixth and seventh grades social sciences curriculum. To this end, the metaphors produced and the pictures/cartoons drawn by the students about Khoja Ahmad Yassawi were examined. Qualitative research designs were employed in the research. The study group consists of 237 sixth and seventh graders educating in Mamak district of Ankara province in the spring semester of the 2015-2016 academic year. The data obtained from the participants were analyzed and interpreted via content analysis. The participants were found to have the following perceptions of Khoja Ahmad Yassawi: “informing, advisory”, “guiding, illuminating”, “showing the truth, providing benefit”, and “leaving a mark, esteemed”.&lt;/p&gt;&lt;p&gt; &lt;/p&gt;&lt;p&gt;&lt;strong&gt;Öz&lt;/strong&gt;&lt;/p&gt;&lt;p&gt;Bu araştırmada, sosyal bilgiler 6 ve 7. sınıf öğretim programında yer alan Türk-İslam mütefekkirlerinden Hoca Ahmed Yesevi’nin altıncı ve yedinci sınıf öğrencileri tarafından nasıl algılandığının belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda; öğrencilerin Hoca Ahmed Yesevi’ye ilişkin geliştirdikleri metaforlar ve çizdikleri resim/karikatürler incelenmiştir. Nitel araştırma deseninde gerçekleştirilen araştırmanın çalışma grubunu 2015-2016 eğitim öğretim bahar döneminde Ankara ili Mamak ilçesinde öğrenim gören 237 altıncı ve yedinci sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Katılımcılardan elde edilen verilerin çözümlenmesinde ve yorumlanmasında içerik analizi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda katılımcıların, Hoca Ahmed Yesevi’yi; “bilgi sağlayan, öğüt veren”, “yol gösteren, aydınlatan”, “doğruyu gösteren, fayda sağlayan” ve “iz bırakan, değerli olan” şeklinde algıladıkları görülmektedir.&lt;/p&gt;&lt;p&gt; &lt;/p&gt;
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
24

Repenkova, Maria M. "On the coordinate change in the Turkish literary process." Vostok. Afro-aziatskie obshchestva: istoriia i sovremennost, no. 1 (2024): 222. http://dx.doi.org/10.31857/s086919080029201-8.

Full text
Abstract:
Abstract: In this study, the author examines the literary landscape in Turkey given the new dimension opened by the vertical gradation of fiction. The division of literature into high literature (classic), middle-tier (Belles-lettres), and low-tier literature (for mass consumption) is becoming increasingly prominent. Belles-lettres seems to be the most mobile of those, with its representatives being able to, over time, find themselves both at the top and the bottom rung of this paradigm. Zülfü Livaneli&amp;apos;s works straddle the line between the high literature and belles-lettres, while books by Barış Müstecaplıoğlu are a perfect example of mass literature becoming regarded as belles-lettres. Another productive approach is horizontal gradation – dividing modern Turkish literature into genres. This is especially true for mass literature, where a clear classification into genres and subgenres is pretty much a precondition for existence. The study singles out such genres of mass literature as detective novels, women&amp;apos;s romance novels, and historical adventure novels. Speculative fiction occupies a special place in this, with its genre affiliation being a topic of major discussions. The Turkish literature of the 2000s features several principal genres of speculative fiction: sci-fi (K. Kutlu, G. Berkkan, H. Balçı) with alternative history being a part of such (G. Dayıoğlu, H. Kakınç); fantasy with its subgenres of urban fantasy (S. Yemni, S. Atasoy, G. Elikbank, F. O. Şeran, C. Yücel), &amp;quot;sword and sorcery&amp;quot; fantasy (B. Müstecaplıoğlu, A. Aras, G. Canbaba) and dark fantasy (S. Ersin, G. Öğüt), as well as the genre of dystopia (A. Şaşa). In conclusion, the author argues that analyzing literary pieces necessitates operating with both the vertical and horizontal paradigms simultaneously.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
25

Çelik, Ersin. "Kur’an ve Tefsirin Çocuklara Ulaştırılmasında Popüler Bilimin ve Öyküleyici Anlatımın Yeri." Akademik-Us, no. 17 (May 31, 2025): 72–93. https://doi.org/10.70971/akademikus.1670065.

Full text
Abstract:
Müslümanlar, tarih boyunca İslâm dininin ve Hz. Peygamber’in çocuğa atfettiği önemi esas alarak çocukların eğitimine erken yaşlarda başlanmasına özel bir hassasiyet göstermişlerdir. Nitekim Osmanlıda, dört ila beş yaşına gelen çocuklar, “Âmin Alayı” olarak adlandırılan törenle resmî olarak eğitim hayatına başlatılmıştır. Bu uygulama sayesinde çocuğun eğitimle ilk temas anı, zihninde sembolik bir deneyim olarak yer etmiştir. Erken çocukluk dönemindeki bu eğitim ve öğretim, genelde sözlü olarak ve bir hoca riyasetinde yürütülmüştür. Belki de bu sebeple çocuklara yönelik dini eserlerin yazımı ve bir çocuk edebiyatının oluşumu modern döneme kadar hemen hemen ihmal edilmiştir. Ülkemizde 1980’li yıllarda başlayan İslâmî çocuk edebiyatı, 2000’li yıllardan itibaren niceliksel olarak hızla artmıştır. Bu niceliksel artışla birlikte nispeten nitelikli eserler de yayımlanmış ancak belli problemler günümüze kadar süre gelmiştir. İslâmî temalı çocuk edebiyatında karşılaşılan temel sorunlardan biri, doğrudan öğüt verme ve bilgi aktarma amacı taşıyan didaktik yaklaşımın, eserin edebî ve estetik niteliklerinin önüne geçmesidir. Bu durum, söz konusu eserlerin çocukların duygusal dünyasına nüfuz etmesini ve onların ilgisini canlı tutmasını güçleştirmektedir. Bu eserler, ilahi olanı edebi ve estetik bir şekilde işlemek durumundadır ki bunun da çok kolay olmadığı aşikârdır. Bu çalışmada, Kur’an ve tefsir temalı çalışmalar özelindeki literatür hakkında bilgi verildikten sonra özellikle bu literatür içerisinde popüler bilim ile öyküleyici anlatım metoduyla yazılan eserler hakkında değerlendirme yapılmaktadır. Kur’an’da özellikle itikadi meseleleri anlatma konusunda kevnî âyetlere yapılan vurgu göz önüne alındığında çağdaş dönemde bu vurgunun popüler bilimle harmanlanarak anlatılması kanaatimizce önemlidir. Ancak burada kastedilen, doğrudan bilimsel tefsir örneklerinin çocuklarla buluşturulması değildir. Öte yandan Kur’an’daki itikadi, ahlaki ve hukuki mesajların öyküleyici anlatımla çocuklarla buluşturulması Kur’an ile çocuk arasında sağlam bir bağın kurulmasına yardımcı olacaktır. İşte bu çalışmada bu iki türde yazılan mevcut eserlerin durumu değerlendirilirken yenilerinin yazımı konusunda dikkat edilmesi gereken noktalara ışık tutulmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
26

Kalemci, Melike. "Millî Mücadele Dönemi Gazetelerinden Öğüt'te Çıkan Yazıların Edebiyat Açısından İncelenmesi." trk dergisi 2, no. 2 (2021): https://www.trkdergisi.com/index.php/trk/article/view/58. https://doi.org/10.5281/zenodo.5809947.

Full text
Abstract:
25 Temmuz 1908&rsquo;de Meşrutiyet&rsquo;in ilanıyla birlikte gazeteler sans&uuml;rs&uuml;z yayımlanmaya başlamıştır. Gazete, dergi ve kitapların sayısında b&uuml;y&uuml;k bir artış yaşanmıştır. İkinci Meşrutiyetle birlikte başlayan hem İstanbul hem de taşra basınının &ouml;zellikle de azınlık gazetelerinin son derece &ouml;zg&uuml;r bir ortamda yaptıkları gazetecilik, Birinci D&uuml;nya Savaşı ile birlikte sona ermiş ve yerini sıkı bir denetime bırakmıştır. Birinci D&uuml;nya Savaşı sonrasında başlatılan Mill&icirc; M&uuml;cadele d&ouml;neminde ise d&ouml;nemin telgraftan sonra en etkili kitle iletişim aracı olarak g&ouml;r&uuml;len gazeteler; işgal kuvvetleri&ndash;İstanbul H&uuml;k&uuml;meti ve Ankara H&uuml;k&uuml;meti&rsquo;nin kendi g&ouml;r&uuml;şlerini kitlelere duyurmasında birer ara&ccedil; ve ideolojik bir m&uuml;cadele sahası olarak karşımıza &ccedil;ıkmaktadır. Mill&icirc; M&uuml;cadele d&ouml;nemi, milletin var oluş m&uuml;cadelesini konu alan edebi &uuml;r&uuml;nleri i&ccedil;erisinde barındırmaktadır. Nitekim bu edebi &uuml;r&uuml;nlerde yaşanılan m&uuml;cadelenin yankılarının &ccedil;eşitli temalar &ccedil;er&ccedil;evesince işlendiği g&ouml;r&uuml;lmektedir. Ordu, millet, vatan, bayrak, halk ve yurt sevgisinin bu temalardan bazılarını oluşturduğu g&ouml;r&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r. Bu temalara, <em>&Ouml;ğ&uuml;t </em>gazetesinin yayınlanan bazı sayılarında rastlanılmıştır. &Ouml;zellikle şiir t&uuml;r&uuml;ndeki edebi metinlerde Mill&icirc; meselelerin ve Mill&icirc; değerlerin &ouml;n plana &ccedil;ıkarıldığı g&ouml;r&uuml;l&uuml;rken d&uuml;zyazı t&uuml;r&uuml;ndeki metinler de ise daha &ccedil;ok T&uuml;rk&ccedil;&uuml;l&uuml;k ideolojisinin izlenimleri dikkat &ccedil;ekmiştir. Gazetenin her ne kadar tarihsel &ouml;zelliği ağır basıyor olsa da edebi metinlere de i&ccedil;eriğinde yer vermiş olması <em>&Ouml;ğ&uuml;t</em>&rsquo;e edebi bir değer kazandırmıştır. Bu &ccedil;alışmada ise Mill&icirc; M&uuml;cadele yanlısı i&ccedil;eriklerini 26 Ocak 1920&rsquo;ye değin s&uuml;rd&uuml;ren <em>&Ouml;ğ&uuml;t</em> gazetesinde şiir t&uuml;r&uuml;nde &ccedil;ıkan &ldquo;Ya Allah!&rdquo;, &ldquo;&Ccedil;ocuklarımın Duası&rdquo;; nesir t&uuml;r&uuml;nde &ccedil;ıkan &ldquo;Kara Afak&rdquo;, &ldquo;Sivas&rsquo;ta Bir Vatani Tezah&uuml;rat&rdquo;, &ldquo;İstikbalimiz&rdquo; adlı metinler edebi a&ccedil;ıdan incelenmiştir. &Ouml;ncelikle <em>&Ouml;ğ&uuml;t</em> gazetesinin tarihsel gelişimi hakkında bilgi verilmiş olup sonrasında da gazetede &ccedil;ıkan edebi i&ccedil;erikler gazetenin yayın algısı bağlamında değerlendirilmiştir. &Ccedil;alışmanın temel tezi, <em>&Ouml;ğ&uuml;t</em> gazetesinde &ccedil;ıkan edebi yazıların Mill&icirc; M&uuml;cadele&rsquo;nin propagandası noktasında etkili bir katkı sağladığıdır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
27

Özdemir, Serdar Deniz. "BAĞIMLILIKLA MÜCADELE KAPSAMINDA BİLGE BİR DEĞER: ÂŞIK RUHSATÎ VE TİRYAKİ DESTANI." Folklor Akademi Dergisi 8, no. 1 (2025): 1–7. https://doi.org/10.55666/folklor.1628169.

Full text
Abstract:
TTürk kültürünün yapı taşları içerisinde son derece önemli bir yer teşkil eden âşık edebiyatı, kolektif hafızaya ait verileri ihtiva eden müstesna bir değerdir. Bu değerin icracısı konumunda olan âşıklar, kadim geleneklere bağlı duygu biçimleri ve geleceği kurgulayan düşünüş tarzları ile toplumun sözcülüğünü yapan bilge kişilerdir. Âşıkların, sosyal hayat içerisinde ortaya çıkan aksaklıkları şiirlerinde eleştiri konusu yaptığı ancak çoğu zaman verdikleri öğütlerle bir farkındalık ortaya koymayı amaçladıkları söylenebilir. Bu amaç etrafında pek çok şiir kaleme alan Âşık Ruhsatî, sahip olduğu irfanla bilinç dışına ait verileri gün yüzüne çıkaran değerli bir şahsiyettir. Âşık Ruhsatî, 19. yüzyılda Sivas’ın Deliktaş beldesinde dünyaya gelmiştir. Asıl adı Mustafa olan âşığın yaygın kanaate göre saz çalamadığı düşünülmektedir. Bununla birlikte doğaçlaması oldukça güçlü bir kalem şairidir. Şiirlerinde köy hayatı, aşk, tabiat, tasavvuf gibi konuları işlemiş ayrıca yergi şiirleri kaleme almıştır. Ruhsatî’nin üslubunda topluma yol gösterme düşüncesi ön plana çıkmıştır. Dolayısıyla şiirlerinde didaktik tarz önemli bir yere sahiptir. Bu açıdan destan türü etrafında insanlara öğüt veren eserler ortaya koymuştur. Yaşadığı dönemden günümüze zihinleri aydınlatan Ruhsatî; tütün bağımlılığı hakkında da bir destan kaleme almış, bu destanda tütünün sosyal ve ekonomik tahribatları ile özellikle insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinden bahsetmiştir. Usta âşık, hayatta olduğu çağda tütünün zararları konusunda yeterince bilimsel çalışma bulunmamasına rağmen gözlem yeteneğinin ve toplumsal duyarlılığının sonucunda, insanlığa akla uygun bir mesaj vermiştir. Tütün bağımlılığına karşı mücadele kapsamında ülkemizde kararlılıkla gerçekleştirilen çalışmalar düşünüldüğünde, tiryaki destanı olarak isimlendirilebilecek eserin bağımlılıktan kurtulmak için yol gösterici olduğu ifade edilebilir. Çünkü Ruhsatî, bahsedilen eserinde tütün müptelası olan bireylere karşı olumlu bir tutumla yaklaşılması gerektiğini, onları incitebilecek söylemlerden kaçınılmasının önemini öğütlemektedir. Âşık Ruhsatî’nin tiryaki destanının, tütün bağımlılığının zararlarına yönelen söylemi etrafında çözümlendiği bu makalede ayrıca bağımlılıkla mücadele çalışmalarına âşık edebiyatı penceresinden dikkat çekme ve olumlu bir katkı sunma hedefi güdülmüştür. Bu amaç etrafında, ilgili alt başlıkta değerlendirmelerde bulunulmuştur. Makalenin sonucunda, yaşadığı toplumun sorunlarına duyarlı bir sanatçı olan Ruhsatî’nin, tütünün insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri ile ekonomik ve sosyal zararlarına karşı güçlü bir farkındalık ortaya koyduğu anlaşılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
28

Repenkova, Maria M. "Processes in the literature of 1990s-2000s Turkiye." Vostok. Afro-aziatskie obshchestva: istoriia i sovremennost, no. 1 (2023): 196. http://dx.doi.org/10.31857/s086919080023952-4.

Full text
Abstract:
This study focuses on the situation in Türkiye&amp;apos;s literature during the 1990s and 2000s. It was marked by a dramatic paradigm shift in the attitudes of creators, the desacralization of writing, the loss of cognitive and educational functions by literature, and its conversion into a job, a business, and a game. The paper argues that Turkish literature&amp;apos;s focus on consumption alone allows for a &amp;quot; vertical&amp;quot; classification – i.e., separation based on the intellectual capacity of the readers: high art/elite literature, designed for a narrow circle of connoisseurs and requiring considerable effort and a large cultural outlook for the adequate perception of the text (Orhan Pamuk, Ayfer Tunç, Sema Kaygusuz, Hakan Günday, etc.) and the mass literature to be read, say, in public transport or at home after a hard day&amp;apos;s work (Alp Aras, Gülse Birsel, Nermin Bezmen, Funda Özlem Şeran, Kudret Alkan, Gündüz Öğüt, etc.). The study devoted a special place to the middle-ground literature (Ömer Zülfü Livaneli, Ayşe Kulin, Buket Uzuner, Ahmet Ümit, Canan Tan, İskender Pala, Tuna Kiremitçi, Seray Şahiner, etc.), usually called &amp;quot;belles-lettres&amp;quot; in Russian and international literary studies. The term failed to take root in Turkish literary studies. The middle-ground belles-lettres is closely related to both the &amp;quot;upper&amp;quot; and the &amp;quot;lower&amp;quot; strata of literature. Only time can determine whether a certain text belongs to belles-lettres, &amp;quot;high art&amp;quot; or &amp;quot;mass&amp;quot; prose. As part of this vertical gradation, the author reviews the mainstream genre in Turkish mass literature: fiction (subgenres, authors, publishers specializing in the genre, etc.). The study highlights that research into Turkish fiction is complicated by the fact that it is becoming increasingly difficult to classify it as a purely literary phenomenon. Fiction books compete with Turkish Hollywood – Yeşilçam – as well as comic books and video games. As a result, the author concluded that researching modern Turkish fiction only through the lens of literary studies is hardly feasible. Studying this phenomenon requires involving specialists from other humanities – cultural studies, sociology, philosophy, and psychology – necessitating the development of new interdisciplinary methods.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
29

Işık, Cengiz. "Prof. Dr. Baki Öğün (1922-2001)." Belleten 66, no. 245 (2002): 193–206. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2002.193.

Full text
Abstract:
32 yıl birlikte çalıştığım hocam Prof. Dr. Baki Öğün'ün 11 Aralık 2001 günü aramızdan ayrılmasının hemen ardından, O'nun biyografisini yazmak görevi bana verildiğinde, içine düştüğüm dayanılmaz sıkıntının tarifini yapamam. Dile kolay! sevecen; özverili; alçakgönüllü; işbirlikçi; birleştirici; sebatkâr; kıskançlığın ve hoyratlığın değil, paylaşımcılığın ve hoşgörücülüğün örnek bir temsilcisi; her zaman sıcak tuttuğu içindeki kuva-i milliye ruhunu bir "aşı" gibi etrafındakilere enjekte eden ve bu yolla daha çok gelecek nesli yaratma çabası içindeki "hoca gibi hoca" ile birlikte dolu dolu geçirilen tam 32 yıl... "İnsan kaybetmek çok kolay, ama kazanmak çok zordur" felsefesini kendisine bir yaşam biçimi olarak seçerek kendi ekolünü yaratmayı becerebilen bu ender ve güzel insanın bedeni, bugün artık yok.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
30

Sakar, Ezgi, and Filiz Açkurt. "İlköğretim okullarında görevli öğretmenlerin beslenme alışkanlıkları ve beslenme bilgi düzeyleri." Sağlık ve Yaşam Bilimleri Dergisi 1, no. 1 (2019): 30–36. http://dx.doi.org/10.33308/2687248x.201911134.

Full text
Abstract:
Amaç: Bu araştırmanın amacı ilköğretim okullarında görev yapan öğretmenlerin beslenme alışkanlıkları ve beslenme bilgi durumlarını saptamaktır.&#x0D; Yöntem: Araştırma verilerinin elde edilmesinde araştırmacılar tarafından hazırlanmış bilgi formu kullanılmıştır. Vücut ağırlığı ve boy uzunluğu ölçümleri alınarak beden kütle indeksleri hesaplanmıştır.&#x0D; Bulgular: Örnekleme 150 öğretmen alınmıştır. Öğretmenlerin yaşlarının ortalama 37.3±5.73 yıl olduğu, çoğunluğun beslenme konusunda ders almadığı, %74.7’sinin ilkokul programlarındaki beslenme konularını yeterli bulmadıkları saptanmıştır. Yüzde 22’sinin halen sigara içtiği, %70.7’sinin hiç alkol kullanmadığı, yüksek oranda günde üç öğün yemek yediği, en çok atladıkları ana öğün yemeğinin öğle yemeği olduğu belirlenmiştir. Yüzde %86’sının ara öğün tükettiği, ara öğün seçenekleri arasında en çok tercih edilen besinin ise bisküvi olduğu saptanmıştır. Öğretmenlerin yüksek oranda yiyecek reklamlarından hiç etkilenmediği, %84.7’sinin ürünlerdeki etiket bilgilerini okumadığı bulunmuştur. Diyet ürünlerini tüketenlerin oranı %62.7 olup, en çok tercih ettikleri diyet ürünlerinin diyet kola ve kepek ekmeği olduğu, genel olarak fast food tüketiminin yaygın olmadığı tespit edilmiştir.&#x0D; Sonuç: Toplumun eğitimi ve sağlığı gibi önemli konularda çalışan meslek gruplarındaki kişilerin beslenme bilgi durumlarının belirlenmesi önemlidir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
31

Mihai, A., N. Adriana Elena, C. Jurcut, et al. "AB0599 CLINICAL AND SEROLOGICAL CHARACTERISTICS OF SERONEGATIVE PRIMARY SJÖGREN’S SYNDROME PATIENTS." Annals of the Rheumatic Diseases 82, Suppl 1 (2023): 1500. http://dx.doi.org/10.1136/annrheumdis-2023-eular.731.

Full text
Abstract:
BackgroundSjögren’s syndrome (SS) is accompanied by a number of autoantibodies as a result of B cell aberrant activation. The clinical manifestations, laboratory findings and evolution in seronegativity of a pSS patient changes compared to a seropositive pSS patient.ObjectivesThis study compared the clinical and serological characteristics of seronegative and seropositive primary Sjögren syndrome (pSS) patients and the differences in terms of treatment recommended during the follow-up period.MethodsWe performed a retrospective study in a single center, with 131 patients (128 women and 3 men) diagnosed with pSS. Clinical examinations, complete blood count, inflammatory and immunological parameters were determined at the initial visit. The patients were divided into two groups through the presence or absence of pathology-specific antibodies.ResultsNineteen of the 131 pSS patients (14.5%) were triple seronegative for ANA, anti-Ro, and anti-La autoantibodies. pSS patients with the specific antibodies absence performed accessory salivary gland biopsy and based on focus score they were diagnosed seronegative. No significant statistical differences were observed for age, sex distribution, disease activity scores and the administrated treatment, between the two groups. In terms of laboratory findings, only total proteins, RF and IgG were statistically lower in seronegative pSS patients (p &lt; 0.05). While from glandular and extraglandular manifestations, singular xerostomia revealed a statistically significant between the two groups of pSS patients (p &lt; 0.001). Cellular ratio, NLR was positively correlated with ESSDAI score and MLR, and negatively correlated with PLR, ESR, total proteins, IgG, C3 and C4, in seronegative pSS patients (p &lt; 0.05).ConclusionThe extraglandular manifestations and the administrated treatment, were similar for the two groups of pSS patients, while only the glandular manifestation, xerostomia, has a statistically significant difference. The hematological parameter, NLR, was statistically correlated with disease activity score and immunological markers in triple seronegative pSS patients.References[1]C. Vitali, S. Bombardieri, R. Jonsson, H.M. Moutsopoulos, E.L. Alexander, S.E. Carsons, T.E. Daniels, P.C. Fox, R.I. Fox, S.S. Kassan, S.R. Pillemer, N. Talal, M.H. Weisman, Classification criteria for Sjögren’s syndrome: A revised version of the European criteria proposed by the American-European Consensus Group, Ann. Rheum. Dis. 61 (2002) 554–558.https://doi.org/10.1136/ard.61.6.554.[2]Yazisiz V, Aslan B, Erbasan F, Uçar İ, Öğüt TS, Terzioğlu ME. Clinical and serological characteristics of seronegative primary Sjögren’s syndrome: a comparative study. Clin Rheumatol. 2021 Jan;40(1):221-229. doi: 10.1007/s10067-020-05154-9. Epub 2020 Jun 5. PMID: 32504193.[3]Chatzis LG, Pezoulas V, Voulgari PV, Baldini C, Exarchos TP, Fotiadis DI, Mavragani CP, Skopouli FN, Moutsopoulos HM, Tzioufas AG, Goules AV. Combined seronegativity in Sjögren’s syndrome. Clin Exp Rheumatol. 2021 Nov-Dec;39 Suppl 133(6):80-84. doi: 10.55563/clinexprheumatol/47a4kr. Epub 2021 Oct 4. PMID: 34665703.[4]Segal BM, Pogatchnik B, Henn L, Rudser K, Sivils KM. Pain severity and neuropathic pain symptoms in primary Sjögren’s syndrome: a comparison study of seropositive and seronegative Sjögren’s syndrome patients. Arthritis Care Res (Hoboken). 2013 Aug;65(8):1291-8. doi: 10.1002/acr.21956. PMID: 23335582; PMCID: PMC4137866.Acknowledgements:NIL.Disclosure of InterestsNone Declared.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
32

SARIÇİÇEK, İkra, and Ramazan KAZAN. "Some Proverbs and Words of Wise in Kâtip Çelebi's Manuscript Named Tuhfetu'l-Ahyâr." Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, no. 51 (December 30, 2023): 59–80. http://dx.doi.org/10.59149/sduifd.1350268.

Full text
Abstract:
XVII. yüzyılın öne çıkan bilim adamlarından birisi Kâtip Çelebi’dir. El yazması olan eser XVII. Yüzyılda kaleme alınmıştır. Bu asır, Osmanlı Devleti’nde önemli siyasi, kültürel ve sosyal değişimlerin yaşadığı bir dönemdir. Yine bu asırda devletin sınırları genişlemiş, ticaret ve kültürel etkileşimler artmıştır. Kâtip Çelebi'nin Tuhfetu’l-Ahyâr fi’l-Hikem ve’l-Emsâl ve’l-Eş’âr kitabı da bu dinamik dönemin pek çok alandaki edebî, siyasi, tarihî zenginliğini yansıtması açısından öne çıkmaktadır. Aynı zamanda bu eser, Osmanlı Devleti’nin geniş entelektüel dünyasının yansıması olmakla kalmaz, dönemin fikrî çeşitliliğini ve zenginliğini gösteren önemli bir penceresidir. Eser Osmanlı Devleti’nin farklı bölgelerinden ve kültürel unsurlardan hareketle kaleme alınması açısından ayrı bir değere sahiptir. Kâtip Çelebi, 1609-1657 yılları arasında yaşamış başta tarih ve coğrafya olmak üzere çeşitli sahalarda çok sayıda eser vermiştir. Bunlardan didaktik türde yazılan “Tuhfetu’l- Ahyâr”, bir nevi ansiklopedik türde el yazması bir eserdir. Kâtip Çelebi'nin bu el yazması, Osmanlı Devleti’nin zengin kültürel mirasının bir kısmını günümüze aktarması açısından ilgi uyandıran bir hazinedir. Yine o, sadece bir kitap değil, aynı zamanda farklı dillerin ve düşüncelerin buluştuğu bir kavşaktır. Kâtip Çelebi bizzat kendisinin belirttiği üzere daha önce hiçbir eserde geçmemiş olan nadir bilgileri ve örneklerini bu eserde bir araya getirmiştir. El yazması olan eserin, iki nüshası olmakla beraber 565 varaktan oluşmaktadır. Yazıldığı dil Arapça olmakla beraber bazı şiirler, meseller ve hikmetli sözler takdim edilirken duruma göre Türkçeye ve Farsçaya da yer verilmiştir. Eserin Süleymaniye Kütüphanesi Esad Efendi nüshası, müellif hattından oluşmaktadır. Diğer nüsha ise Mısır’da bulunmaktadır. Bu çalışmada İstanbul nüshası esas alınacaktır. Mısır’daki nüsha ise başka bir çalışmada karşılaştırmalı olarak ele alınacaktır. Makalenin yazımında eser hakkında henüz ayrıntılı bir çalışma yapılmamış olması başlıca etken olmuştur. Bu çalışmayla “Tuhfetu’l-Ahyâr"’da yer alan bazı meseller ve hikmetli sözler Arapça veya Farsça asıllarıyla ve Osmanlıca şekliyle takdim edilecek sonra tercümeler, varsa garip kelimelerin anlamları verilecektir. Daha sonra da konunun netleşmesi ve anlaşılması için kısa bir yoruma yer verilecektir. Öncelikle eserde yer alan meseller daha sonra hikmetli sözler takdim edilecektir. Atasözleri olarak ifade edilebilecek olan meseller, toplumların yüzyıllarca süren tecrübelerinden hareketle ortaya çıkması açısından önemli edebî türlerden birisidir. Meseller toplumların din, dil, gelenek, coğrafya, tarihlerinden hareketle bazı farklıklar gösterebilmektedir. Bu farklı ifadelerin dahi kültürel değerleri yansıtması açısından ayrı bir değeri vardır. Ayrıca nesirde ve konuşmalarda kullanıldığı zaman içinde barındırdığı edebî sanatlarla oldukça dikkat çekici bir özelliğe sahiptir. Hikmet lafzı ise veciz ve anlamlı söz olması bakımından mesel ile aynı manayı ifade eder. Ancak hikmet, hakikate uygun, üzerinde tefekkür edilmiş sözlerdir. Bunun dışında aralarında başka farklar da vardır. Meselde delil getirme söz konusu iken, hikmette daha çok öğüt verme, ibret alma, tembih, öğretme söz konusudur. Ayrıca meseller herhangi bir kişinin söylediği sözler iken, hikmetler bilge kişilerin, filozofların söz ve düşüncelerinden meydana gelmektedir. Yine hikmetli sözler daha uzun cümleleri ihtiva edebilmektedir. Çalışmada, makale sınırları çerçevesinde eserdeki tüm hikmetli sözlere ve mesellere yer verilmeyecektir. Bu nedenle sadece belirli örnekler seçilerek ilim ve edebiyat dünyasının dikkatlerine sunulacaktır. Gelecekteki derinlemesine çalışmalar yapacaklar için bir nebze de olsa Kâtip Çelebi'nin düşüncelerine ve yaşadığı dönemin ruhuna daha yakından bakma fırsatını sağlayacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
33

YASAN, Nubar, Esma AKSOY KENDİLCİ, Kenan KENDİLCİ, and Sare ALTAY. "Nutritional Habits and Nutritional Knowledge Levels of Bitlis Eren University Staff." Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 12, no. 3 (2023): 1288–300. http://dx.doi.org/10.37989/gumussagbil.1183014.

Full text
Abstract:
Bu araştırma, Bitlis Eren Üniversitesi’nde görev yapan akademik ve idari personelin beslenme alışkanlıklarını, besin tercihlerini ve bilgi düzeylerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Tanımlayıcı kesitsel tipteki çalışmaya Bitlis Eren Üniversitesi’ndeki akademik ve idari personelden uygun örnekleme yöntemi ile belirlenmiş 250 personel katılmıştır. Çalışmaya dahil edilen personele kişisel bilgiler ve beslenme alışkanlıkları hakkındaki düşüncelerini içeren anket uygulanmıştır. Beden kütle indeksine göre katılımcıların %53,2’sinin (n=133) normal ağırlıkta, %38,8’inin (n=97) hafif şişman ve %7,6’sının (n=19) obez olduğu saptanmıştır. Katılımcıların %40,8’ inin öğün atladığı ve %35,6’sının bazen öğün atladığı belirlenmiştir. Akademik ve idari personelin günlük tükettikleri öğün sayısı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır. Akademik personelin %86,8’i, idari personelin ise %77,2’sinin doğal besinleri, işlenmiş besinlere tercih ettiği saptanmıştır. Personelin %41,6’sı bitkisel sıvı yağ, %34’ü zeytinyağı ve %11,6’sı bitkisel sıvı yağ ve zeytinyağı karışımını en çok tükettikleri yağ çeşidi olarak belirtmişlerdir. Akademik personelin idari personele göre zeytinyağı ve tereyağı kullanma durumu anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur (p
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
34

Meşe Yavuz, Cansev, and Nihal Başyiğit. "Beslenme ve sağlıkla ilgili davranışların makro besin öğesi alımı üzerine etkisi." Sağlık ve Yaşam Bilimleri Dergisi 4, no. 3 (2022): 279–84. http://dx.doi.org/10.33308/2687248x.202243276.

Full text
Abstract:
Amaç: Bu araştırma, günlük alınan enerji ve besin öğesi miktarını belirlemek ve beslenme ve sağlıkla ilgili davranışların günlük enerji, protein, yağ ve karbonhidrat tüketimi üzerine etkisini ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Anadolu’da bir üniversitede öğrenim gören 19-25 yaş arası 729 gencin katılımı ile yapılan araştırmada, bireylerin günlük enerji ve besin öğesi tüketim miktarları belirlenmiş ve Türkiye Beslenme Rehberi’ne göre değerlendirilerek karşılanma durumu saptanmıştır. Ayrıca bireylere öğün atlama, uyumadan önce yemek yeme, sigara ve alkol kullanımı gibi beslenme ve sağlıkla ilgili sorular sorularak, bu faktörlerin makro besin öğesi alımı üzerindeki etkisi ortaya konulmuştur. Bulgular: Makro besin öğelerinin alım miktarları erkeklerde kadınlara oranla daha fazladır ve cinsiyetler arasında anlamlı derecede farklılık göstermektedir. Araştırmada, her iki cinsiyette de karbonhidrat ve sodyum alımı önerilenin üzerinde bulunurken, K vitamini, D vitamini ve potasyum ise önerilenin yarısından azını karşılamaktadır. Enerji, yağ ve protein alımı sigara içen ve içmeyenlerde istatistiksel olarak anlamlı derecede farklı bulunmuştur. Sonuç: Enerji ve makro besin öğelerinin günlük tüketimlerini öğün atlama, ara öğün tüketimi ve uyumadan önce yemek yeme durumu etkilemektedir. Diyet alımı üzerine etkili faktörleri belirlemek bireylerin diyet kalitesinin artırılmasına katkı sağlayabilir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
35

UZUN ÇOBAN, Merve, Rümeysa Rabia KOCATÜRK, Öznur Özge ÖZCAN, and Mesut KARAHAN. "Evaluation of Physical Activity, Nutrition and Anthropometric Measurements of Workers in Desk Jobs." İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, no. 17 (August 29, 2022): 588–602. http://dx.doi.org/10.38079/igusabder.973528.

Full text
Abstract:
Amaç: Masa başı çalışma fazla hareket etmeden uzun saatler çalışmayı gerektirmektedir ve bu nedenle çeşitli sağlık sorunlarını da beraberinde getirmektedir. Bu çalışmanın amacı masa başı çalışan bireylerin beslenme ve fiziksel aktivite düzeylerini araştırarak antropometrik özelliklerini değerlendirmektir.Yöntem: Bu çalışma Şubat-Nisan 2020 tarihleri arasında rastgele örneklem ile seçilen 200 masa başı çalışan üzerinde yapılmıştır. Katılımcılara 4 bölümden oluşan anket uygulanmıştır.Bulgular: Masa başı çalışanlarda en çok görülen hastalığın göz hastalıkları olduğu tespit edilmiştir. Katılımcıların büyük çoğunluğu öğün atlamaktadır ve fiziksel aktivite yapmamaktadır. Su tüketimi genelde 1-5 bardaktır. Erkek katılımcıların beden kütle indeksi (BKİ) değerinin kadın katılımcılardan daha fazla olduğu görülmüştür (p&amp;lt;0,05). 41 yaş ve üzeri katılımcıların BKİ değerleri diğer yaş gruplarına göre daha fazla olarak tespit edilmiştir (p&amp;lt;0,05). Evli katılımcıların BKİ değerleri diğer katılımcılardan daha fazla olmuştur (p&amp;lt;0,05). Öğün saatleri düzenli olmasına göre katılımcıların su tüketimi ve fiziksel aktivite yapma durumları ile BKİ değerleri arasında anlamlı fark bulunamamıştır (p&amp;gt;0,05). Çok hızlı yemek yiyen katılımcıların bedenleri daha kilolu görünümde iken, normal hızda yiyenlerin normal ve çok yavaş yiyenlerin ise daha ince yapıda oldukları görülmüştür. Katılımcılar düzenli fiziksel aktivite yaptıklarında vücut ağırlıklarında değişme olmazken, düzenli fiziksel aktivite yapmayanların vücut ağırlığında artış olmuştur. Düzenli fiziksel aktivite yapan ve öğün saatleri düzenli olan katılımcıların vücut ağırlığında değişme olmazken, düzenli fiziksel aktivite yapmayan ve öğün saatleri düzenli olmayan katılımcıların vücut ağırlığında artış olduğu görülmüştür.Sonuç: Masa başında çalışan bireyler fiziksel aktiviteye teşvik edilmeli ve beslenmeleri işyerlerinde bir diyetisyen tarafından düzenlenmelidir. Aynı zamanda antropometrik ölçülerinin takibi yapılmalıdır ve sağlıklı beslenmeye yönelik tedbirlerin alınması gereklidir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
36

Öğüt, Hande, Oya Baydar, and Simten Coşar. "Withering of the Word; the Word of the Loss." Feminist Asylum: A Journal of Critical Interventions 1, no. 1 (2022). http://dx.doi.org/10.5195/faci.2022.90.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
37

LEVENT, Sema. "Klasik Türk Edebiyatında Pendnâme-i Attar Şerh ve Tercümeleri Literatürü." Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, October 23, 2022. http://dx.doi.org/10.55842/talid.1164568.

Full text
Abstract:
Farsça’da “nasihat”, öğüt” manasına gelen “pend” sözcüğü, “nâme” ile birlikte; “Pend-nâme”, “öğüt kitabı, nasihat risalesi, öğüt kitapçığı” gibi anlamlar taşır. Pend-nâme türü Attâr’ın Pendnâme’sinin etkisiyle Klasik Türk edebiyatında türden ziyade nasihat konusunda yazılan eserlerin özel adı olmuş ve bu konuda yazılan eserler Pendnâme olarak isimlendirilmiştir. Bir tür ismiyle âdeta aynı bilinirlik derecesine ulaşmış olan, Feriduddîn-i Attâr’a atfedilen hacmi küçük, tesiri büyük bu eser Fars edebiyatında olduğu kadar Türk edebiyatında da büyük ilgi görmüştür. Türk edebiyatında Attâr’a aidiyeti mevzusu tartışma konusu edilmeden benimsenen Pendnâme’ye her dönem yoğun bir ilginin olduğu söz konusu eser üzerine yapılan çalışmalardan da anlaşılmaktadır. Klasik Türk edebiyatında bu esere duyulan alakanın bir sonucu olarak şerh ve tercüme çalışmaları her yüzyıl devam etmiş ve neticede zengin bir literatür oluşturulmuştur. Bu çalışmada Klasik Türk edebiyatında Pendnâme’ye yapılan tercüme ve şerhler araştırılarak tablo halinde gösterilmiştir. Ayrıca günümüz araştırmacıları tarafından bu metinler üzerine yapılan çalışmalar incelenerek bunlarla ilgili bilgi verilmiştir. Bu sayede Pendnâme üzerine yapılan araştırmaların en güncel hali derlenerek konunun derli toplu bir şekilde kaleme alınması sağlanmıştır. Yapılan akademik çalışmaların yoğunlaştığı konular tespit edilmiş, yeni bilgiler sayesinde artık güncelliğini yitiren hatalı bilgiler üzerinde durulmuştur.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
38

GÜL, İbrahim. "YETİŞKİNLER EĞİTİMİNDE ÜÇ ÖNEMLİ ÖĞÜT: HİLM, İLİM VE NEFSİN EĞİTİMİ." International Journal Of Turkish Literature Culture Education, January 1, 2022. http://dx.doi.org/10.7884/teke.5499.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
39

Yıldırım, Onur. "Bir Parrhesia Denemesi Olarak Nizamülmülk’ün Siyasetname’si." Selçuk Üniversitesi Selçuklu Araştırmaları Dergisi, April 29, 2024. http://dx.doi.org/10.23897/usad.1424335.

Full text
Abstract:
Nizamülmülk’ün Siyasetname’si, İslam siyasal-edebi literatürü bağlamında siyasetname türünün ilk özgün örneklerinden birisini teşkil etmektedir. Siyasetname türünün karakteristik özelliklerini taşıyan Siyasetname genel yapısı itibariyle devlet yönetimiyle ilgili bir eserdir. Batı dillerinde hükümdar aynaları olarak bilinen siyasetname türünün merkezi siyasal aktörü hükümdardır. Bu bakımdan Siyasetname hükümdara devletin yönetimiyle ilgili öğüt verme amacında olan bir metindir. Ancak Siyasetname’nin tarihsel-siyasal bağlamı, eserin yazarının siyasal-kamusal misyon ve gücü dikkate alındığında, bu eser sadece hükümdara öğüt verme suretiyle devlet yönetiminin nasıl olması gerektiği ya da “olması gereken”in ne olduğu üzerinden bir anlatı sunmaz. Aksine Siyasetname, “olan”ı müşahede etme suretiyle mevcut siyasal-kamusal işleyişe karşı eleştirel bir perspektif yerleşir. Başka bir deyişle Siyasetname, “olan”ın eleştirisinden “olması gereken”e yönelik reform programı ya da bir yol haritası sunmasına rağmen, bu eserin odak noktasını “olan”ın tüm açıklığıyla değerlendirilmesi oluşturur. Bu çalışma bağlamında Siyasetname’nin “olan”a karşı eleştirel söyleminde hakikati dile getirme çabası içerisinde olduğuna yönelik yarattığı izlenim, bu eserin parrhesia kelimesinin kılavuzluğunda okunulması ve değerlendirilmesine neden olmuştur. Fransız filozof Foucault tarafından “sözel ilişki etiği” olarak tanımlanan parrhesia’nın kelime anlamı “her şeyi söylemek”tir. Bu kelime anlamını muğlak bulan Foucault, pratik siyasetteki görev ve rolü nedeniyle parrhesia’nın açık sözlülük, tehlike, ödev ve eleştiri kelimelerini içerisinde barındırdığını ifade eder. Aslında ona göre parrhesia, yukarıda zikredilen kelimeleri bünyesinde taşıma suretiyle hakikati söyleme sanatı anlamına gelir. Bu çalışma, Foucault’nun çözümlemesine dayanan parrhesia kelimesinin kılavuzluğunda Siyasetname’yi kendi tarihsel-siyasal bağlamı içerisinde değerlendirmeyi yöntem olarak belirlemektedir. Çalışmanın konusu, parrhesia kelimesinin kılavuzluğunda Siyasetname’nin eleştirel söylemini ortaya çıkarmaktır. Çalışmanın amacı, hükümdara devlet yönetimiyle ilgili öğüt verme amacıyla kaleme alındığı ifade edilen siyasetname türünün özgün örneklerinden birisi olan Siyasetname’nin bir parrhesia metni olarak değerlendirilmesi gerektiği ortaya koymaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
40

AYHAN, Sinem Nur, and Ali Fuat ARICI. "Türk Çocuk Edebiyatı Eserlerinde Öğütlerin İncelenmesi: Kuşaklar Arası Bir Bakış." Türkiye Eğitim Dergisi, June 16, 2022. http://dx.doi.org/10.54979/turkegitimdergisi.1124263.

Full text
Abstract:
Toplumların ihtiva ettiği geleneksel unsurlar, kültürün bir parçası hâlini alarak farklı şekillerde yansıma bulmaktadır. İlk uygarlıklardan bu yana süregelen öğüt geleneği bunun bir temsilidir. Başlarda uygarlıkların toprak üzerindeki devamlılığını sağlamak adına babaların oğullarına öğütlemesiyle kendini gösteren mefhum, zamanla birçok toplumun kültürel unsuru hâline gelerek Türk kültüründe de belirmeye başlamış; "siyasetname", "pendname" gibi türlerle yaygınlaşmıştır. Buna binaen çocuk edebiyatı eserlerinde de insan ilişkilerinin bir unsuru olarak öğüt vermeye rastlanmaktadır. Bu çalışmada; 1980 öncesi, 1980-2000 arası ve 2000 sonrası dönem kapsamında yayımlanmış beşer adet yerli çocuk kitabı incelemeye tabi tutulmuştur. Belirli ölçütler doğrultusuda öğütlerin sunuluş biçiminin tespitinin amaçlandığı çalışma, nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışmasıyla yapılandırılmıştır. Ölçüt örnekleme yöntemiyle belirlenen kitaplar, doküman incelemesinden elde edilen verilerin devamında tümevarımsal yaklaşıma göre incelenmiştir. Söz konusu veriler, kategoriler hâlinde tasniflenerek betimsel analiz yoluyla betimlenmiş ve yorumlanmıştır. Son olarak Simple Concordance 4.0.9 programı aracılığıyla, tespit edilmiş öğütlerin belirli ölçütler bakımından sıklığı ortaya çıkarılmıştır. Araştırma neticesinde eserlerde, 171 farklı öğüde ulaşılmış; öğütlerin sunuluş biçimi yönünden farklı kategoriler tespit edilmiştir. Bu kapsamda, üç kuşak şümulünde incelenen eserlerde öğütlerin sunuluş biçiminin benzerlik ve farklılık göstermesine mukabil bilhassa 2000 sonrası dönem kapsamında incelenen eserlerin, 1980 öncesi dönem kapsamında incelenen eserlerden belirgin olarak farklılık teşkil ettiği saptanmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
41

AKIN, Cüneyt. "Dede Korkut Kitabı ve Kırgız Edebiyatında ‘Yahşı/Cakşı’ Redifli Öğüt İfadeleri Üzerine." Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, June 30, 2019. http://dx.doi.org/10.32709/akusosbil.513296.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
42

Şener, Emine. "Kutadgu Bilig Rehberliğinde Türk Yönetim Tarihinde Duygular ve Duyguların Yönetimi." İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, December 2, 2024. https://doi.org/10.15869/itobiad.1519626.

Full text
Abstract:
Türk-İslam tarihinin ilk edebi metinleri arasında önemli bir yere sahip olan Kutadgu Bilig, bugün hâlâ birçok açıdan incelenmeye açık bir kaynak niteliği taşımaktadır. Birçok sosyal, kültürel, dinsel, yönetsel öğenin yer aldığı ve dönemine ait oldukça belirgin içerik sunan Kutadgu Bilig, bir ahlâk felsefesi eseri olmasından dolayı yoğun ahlâki duygular içermektedir. Sadece ahlâki duyguların değil temel duyguların da yer aldığı eserin, yönetim sürecinde duygu olgusunu ele alışı ve sunuşunun incelenmesi önem arz etmektedir. Yöneticilere farklı konularda öğüt veren eser, duygulara ilişkin de öneriler sunmaktadır. Bu çalışmada, Kutadgu Bilig’de yönetim sürecinde sergilenen duygular, duygu farkındalığı ve yönetimine odaklanılmıştır. Çalışmada nitel araştırma metodolojisi benimsenmiş olup kurgusal olarak durum çalışması niteliği taşımaktadır. Tematik analizin kullanıldığı çalışmada, 6645 beyitten oluşan eser pragmatik bir şekilde okunarak duygular ve bu duyguların yönetimine ilişkin ifadelerinin geçtiği beyitler belirlenmiş ve in vivo kodlanma yapılmıştır. Buna göre çalışmada; yöneticiye ait duygular, yönetim takımında duygular ve yönetim sürecinde duygular teması altında “birincil duygular” ve “ikincil duygular” kategorize edilmiştir. Ek olarak, “öfkeden uzak durma /öfkenin zararları”, “kendi duygularının farkında olma ve kendini kontrol”, “diğerlerinin duygularının farkında olma ve kontrol” kategorileri duyguların farkındalığı ve yönetimi teması altında toplanmıştır. Sonuç olarak, on asır önce yöneticilere öğüt vermek gayesiyle yazılan eserde, yönetim sürecinde liderlerin öfkeden uzak bir şekilde empati ve anlayış göstermesi vurgulanmaktadır. Yönetim takımında alçakgönüllülük, güven, uyum ve saygının hâkim olmasının gerekliliği ifade edilmektedir. Ek olarak, kendi duygularının farkında olmayı, diğerlerinin duygularını anlamayı ve hem kendini hem diğerlerini kontrol etme noktasında beceri kazanılması gerektiği belirtilmektedir. Bu sonuçlar doğrultusunda, tarihsel olarak yönetim sürecinde duygular ve duyguların yönetiminin önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
43

ÇİFTCİ, Ersan, and Serap Yağmur İLHAN. "Âşık Davut Sulari Türkülerinin Müzik Öğretim Programlarında Belirtilen Değerler Açısından İncelenmesi ve Tema Analizleri." Sinop Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, September 14, 2023. http://dx.doi.org/10.30561/sinopusd.1334250.

Full text
Abstract:
Çalışmanın amacı değerler eğitimi açısından Âşık Davut Sulari türkülerinin incelenmesi ve tema analizlerinin yapılmasıdır. Araştırmanın çalışma grubunu, Âşık Davut Sulari’ye ait TRT Türk Halk Müziği repertuvarında yer alan ve almayan ulaşılabilen 200 türkü oluşturmaktadır. Araştırmada, Âşık Davut Sulari’nin türkülerinde yer alan değer un-surlarını belirlemeye yönelik nitel yöntemlerden içerik analizi ve belgesel tarama modeli kullanılmıştır. Bu kapsamda, Sulari’nin türküleri MEB İlköğretim ve Ortaöğretim Müzik Dersi Öğretim Programlarında yer alan 10 kök değer (adalet, dostluk, dürüstlük, öz dene-tim, sabır, saygı, sevgi, sorumluluk, vatanseverlik ve yardımseverlik) ve temaları açısından analiz edilmiştir. Değer saptanan türkülerin ise tema analizleri yapılmıştır. Değer ve te-maların belirtildiği örnek türkülerin bazıları, sözleri ve notaları ile verilmiştir. Çalışmanın sonucunda; Sulari türkülerinde en fazla “sevgi” değerinin mevcut olduğu, “adalet”, “yardımseverlik” ve “sorumluluk” değerlerinin mevcut olmadığı, en az görülen değerlerin ise “sevgi-saygı”, “sevgi-öz denetim”, “öz denetim” ve “öz denetim-dürüstlük” değerleri olduğu incelenmiştir. Değer tespit edilen türküler, temaları açısından incelendiğinde ise türkülerde en yoğun olan değer ve temanın “sevgi değeri ve aşk teması” olduğu, “sevgi değeri ve tasavvufi temada” olan türkülerin azımsanmayacak düzeyde olup ikinci en yoğun değer ve tema olduğu, “sevgi-saygı değeri, anlatı teması”, “sevgi-öz denetim değeri, tasav-vufi tema”, “sevgi değeri, aşk ve hasret teması”, “sevgi değeri, farkındalık ve çaresizlik teması”, “sevgi değeri, öz denetim ve tasavvufi tema”, “sevgi değeri, farkındalık teması”, “sevgi değeri öğüt teması”, “sevgi değeri, sitem teması”, “sevgi değeri yakınma teması”, “dostluk değeri, anlatı teması”, “dostluk değeri, hasret teması”, “dostluk değeri, sitem teması”, “dostluk değeri, tasavvufi tema”, “dürüstlük değeri, anlatı teması”, “sabır değeri, öğretici tema”, “sabır değeri, yakınma teması”, “vatanseverlik değeri, hasret teması”, “vatanseverlik değeri, yakınma teması”, “öz denetim değeri, çalışkanlık teması”, “saygı değeri, yakınma teması” ve “sevgi değeri, anlatı ve öğüt temalarında” olan türkülerin ise en az yoğunlukta olduğu saptanmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
44

ZHUMASHEVA, Umsunay. "SOVYET DÖNEMİ KAZAK EDEBİYATI DERS KİTAPLARINDA MİLLİ VE MANEVİ DEĞERLER." Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, April 27, 2023. http://dx.doi.org/10.59182/tudad.1260016.

Full text
Abstract:
Bu araştırmanın temel amacı Sovyet dönemi Kazak Edebiyatı ders kitaplarının milli ve manevi değerler açısından incelenmesidir. Bu incelenme sırasında hangi milli ve manevi değerlerin ön plana çıkarıldığı sorusuna cevap aranmıştır. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden doküman inceleme yöntemi kullanılmıştır. Bu çalışmada öncelikle kavramsal çerçevede değer kavramının tanımı ve değerlerin sınıflandırılması konusuna yer verilmiştir. Tüm bunlar konunun hangi açıdan ele alındığını, ne şekilde değerlendirildiğini gösterir. Sonrasında ise elde edilen en eski dönemden (1937) itibaren kullanılan Kazak Edebiyatı ders kitaplarında tespit edilen milli ve manevi değerler farklı başlıklarda örneklendirilerek verilmiştir. Bu örnekler kitaplarda şiirler, destanlar, masallar, öğüt ve öyküler, romanlar şeklindeki metinlerden alınmıştır. Çalışmada milli ve manevi değerler kahramanlık ve vatan, milli birlik ve ortak gelecek, aile ve gelenekler, dini değerler başlıklarıyla ele alınmış ve incelenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
45

BAYRAM, Abdulkadir. "Notes on the Turkish language "ısar" future tense suffix in Osman İbni Monla Ahmed’s Mecalis." Kayseri Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, June 7, 2023. http://dx.doi.org/10.51177/kayusosder.1297379.

Full text
Abstract:
Üzerinde çalışma yapılan eser Ankara Milli Kütüphane yazmaları arasında kayıtlı bulunan, Osman İbni Monla Ahmed’e ait bir akaid kitabıdır. Eser iki yüz seksen iki varaktan oluşmaktadır. Eser üzerinde yapılan incelemelerde eserin 18. yüzyılda tercüme edildiği tespit edilmiştir. Eser yirmi beş baba ayrılmış ve her babda farklı bir konudan bahsedilmiştir. Bahsedilen konular ayet, hadis ve çeşitli rivayetlerle desteklenmiştir. Öğüt ve dualarla bölüm bitirilmiştir. Eser üzerinde yapılan çalışmada kullanılan eklere dikkat çekilmiş, gelecek zaman ekinin Eski Anadolu Türkçesi döneminden farklı bir zamanda kullanım durumu örneklenerek alan yazına katkıda bulunmak amaçlanmıştır. Eserin 18. yüzyılda tercüme edilmiş olmasına rağmen Eski Anadolu Türkçesi özellikleri gösterdiği tespit edilmiştir. Eski Anadolu Türkçesinin karakteristik özellik gösteren eklerinden biri olan -IsAr gelecek zaman ekinin çok sayıda örneğinin bulunması dikkat çekicidir. Bu örnekler tek tek tespit edilmiş, bağlamı içinde değerlendirilerek bir sınıflandırma denemesi yapılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
46

Çelik, Recep. "TEZKİRELERDE MEV’İZE: LATÎFÎ TEZKİRESİ ÖRNEĞİ." HİKMET-Akademik Edebiyat Dergisi (Journal Of Academic Literature), April 17, 2024. http://dx.doi.org/10.28981/hikmet.1413207.

Full text
Abstract:
Tezkireler, önde gelen şahsiyetlerin hayatları ve eserleri hakkında bilgi veren eserlerdir. Toplumun ahlaki değerlerini yüceltmek ve bunları insanlara telkinde bulunmak yani öğütlemek amacıyla yazılan eserler değildir. Ancak dolaylı yollardan insanların etik değerleri anlamalarına ve olumlu örneklerle ilham almalarına salık verebilmektedir. Doğrudan bu amaçla yazılmayan tezkireler, biyografik bilgilerin yanı sıra bu bakış açısıyla değerlendirildiğinde ahlaki öğüt ve tavsiyeleri içeren eserlerden sayılabilir. Bu amaç doğrultusunda bu türün nasıl kullanıldığını incelemek, Osmanlı kültürünün izlerini taşıyan klasik Türk edebiyatının derinliklerine dair önemli bir bakış açısı sunacaktır. Nitekim tezkirelerde ele alınan şahsiyetlerin farklı ve de özel vasıflarıyla toplumda örnek sayılabilecek ve dönemin insanlarına rol model olarak gösterilebilecek kısaca ahlaki erdemi yücelten şahsiyetlerden bazılarıdır, denebilir. Bu bağlamda erdemli insanların hayatlarından kesitler sunan tezkirelere dair toplum için örnek davranışların yer aldığı bir seçki demek mümkündür. Bu amaçlar doğrultusunda bu makalede Latîfî Tezkiresi’nin ahlaki bir perspektiften nasıl değerlendirilebileceği ve okuyucuların karakter gelişimine nasıl katkı sağlayabileceği incelenecektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
47

MEMMEDOV, Rövşen. "Azerbaycan Ve Türkiye Türkçesi’nde Ortak Kullanılan Atasözlerinin Konuları Üzerine." Korkut Ata Türkiyat Araştırmaları Dergisi, July 20, 2022. http://dx.doi.org/10.51531/korkutataturkiyat.1132683.

Full text
Abstract:
Atasözleri, sözlü edebiyattan günümüze kadar korunarak ulaşan sözlü kültürün kıymetli bir parçasıdır. Bir ulusun milli değerlerinin bir göstergesi olarak kabul edilen atasözleri, kendi içinde büyük bir miras barındırmaktadır. Milletin tarihini, kültürünü, örf-adet ve geleneklerini yansıtması açısından atasözleri oldukça büyük önem taşımaktadır. İnsanlar, günlük yaşamlarını, geleneklerini, etik ve estetik değerlerini poetik biçimde atasözlerine yansıtmışlardır. Atasözleri bir hikmet hazinesidir. Hayat, yaşam, doğa, hayvancılık gibi çeşitli konularda ele alınan bu öğüt verici sözler, dil zenginliği ve anlatım gücüyle de dikkat çeker. Eski Türk yapıtlarından başlayarak günümüze kadar gelen atasözleri, Türk coğrafyasında zaman zaman kullanım ve anlam değişimine uğramıştır. Ama genel anlamda, bu hikmet dolu sözlerin ortak şekilde kullanıldığı görülmektedir. Zengin bir kültüre sahip olan Türk Dünyasının büyük tarihi geçmişinin öğrenilmesi açısından atasözlerinin araştırılması, öğrenilmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması bu büyük coğrafyanın sosyo-kültürel hayatının nasıl geliştiğini ortaya koyan önemli göstergedir. &#x0D; Bu çalışmada Azerbaycan ve Türkiye sahasında ortak kullanılan atasözleri ele alınmış, anlamları tahlil edilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
48

ŞEN, Betül C. "KU’RAN-I KERİM’DE LAFIZ MANA İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA TERACCİ ÜSLUBU-BAKARA SURESİ ÖRNEĞİ." Uluslararası Sosyal Bilimler Akademik Araştırmalar Dergisi, December 29, 2022. http://dx.doi.org/10.58201/utsobilder.1214151.

Full text
Abstract:
: Din Dili, içerisinde birçok sembolik anlatımın ve birçok sanatsal üslubun yer aldığı kendine has anlatımıyla her dem güncelliğini koruyarak insanoğluna hayat suyu olmaya devam etmektedir. İnsanlara düşüncelerinde rehberlik eden Kur'an'ın eşsiz anlatımı içindeki ayetler birçok hikmeti barındırmaktadır. Bir hidayet rehberi ve öğüt verici olan Kur’an’ın sunmuş olduğu mesajların değerini kavramak için ayetlerin lafız ve mana bütünlüğü açısından değerlendirilip üzerinde mütalaa edilmesi önem arz etmektedir. Kelimelerin niçin, nerede, hangi maksatla kullanıldığı gibi soruların cevaplarının şuurunda olunması kişinin Kur’an’ı daha iyi anlamasına yardımcı olacaktır. Allah ile insan arasındaki ontolojik temelde en belirgin olarak karşımıza çıkan özellik yaratıcının Rahman oluşu ve sonsuz merhamet sahibi olması sebebiyle insana beyan etmeyi öğretmesidir. Aynı şekilde Allah insanlara tefekkür etmeyi, hatırda tutmayı, nimetlerin sonucunda şükretmeyi, doğruya giden yolu “lealle” lafzı ile öğretmektedir. Kuran ayetlerini lafzi ve edebi şekillerde okumaya ve araştırmaya yeni inceliklerini keşfetmeye çalışmaktayız. Çalışmamız kapsamında Bakara suresi bağlamında Teracci Üslubunu ele alıp hem Arap Dili ve Belagat ilmi açısından hem de lafız-mana ilişkisi bakımından incelenmiş olup yapılan çıkarımlar sonuç kısmında değerlendirilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
49

EGE, Ramazan, та Halis DEDE. "MUHAMMED EL-ḲAVVÂS EL-ḤALEBÎ VE RİYÂḌU’L-EZHÂR VE NESÎMU’L-ESḤÂR ADLI MAḲÂMÂTI". EKEV Akademi Dergisi, 12 листопада 2022. http://dx.doi.org/10.17753/sosekev.1128174.

Full text
Abstract:
Muhammed el-Ḳavvâs el-Ḥalebî, miladi 16. Asırda Suriye bölgesinde yaşamış bir kelamcı ve edebiyatçıdır. Makâme alanında Riyâḍu’l-ezhâr ve nesîmu’l-esḥâr adıyla yazdığı çalışmasında, her birinde farklı konuları ele aldığı 9 makâme bulunmaktadır. Maḳâmelerin her biri bölüm ve alt başlıklar altında işlenmiştir. Şehir adlarıyla isimlendirilen bu makâmeler emsallerinden daha uzundur. Bu makâmelerle müellif, genel olarak öğüt vermeyi, dilin inceliklerini, garip kelime, deyim ve atasözlerini öğretmeyi ve böylece onlar üzerinde düşündürmeyi, eğlenceli ve hoş vakit geçirtmeyi hedeflemiştir. Bu çalışmada Muhammed el-Ḳavvâs el-Ḥalebî'nin hayatı, Riyâḍu’l-ezhâr ve nesîmu’l-esḥâr adlı eseri ve bu eserin konusu olan makâme yazıları ele alınmıştır. Girişte makâme yazılarıyla alakalı özet bilgiler verildikten sonra yazar tanıtılmış ve sonrasında yazarın eseri incelenmiştir. Eserin, okura mesajını etkili ve eğlenceli, aynı zamanda düşündürücü ve öğretici bir tarzdaki sunumu üzerinde durulmuş ve genellikle seci sanatıyla yazılan bu tür yazıların edebi yönü yansıtılmaya çalışılmıştır. Ayrıca yazarın makâme sanatını kullanarak okura mesajını etkili bir tarzdaki sunumunun bir örneği verilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
50

KOŞUMCU, Selenay. "TÜRKÇEDE YÜKÜMLÜLÜK KİPLİĞİ RİSÂLETÜ’N-NUSHİYYE ÖRNEĞİ." Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, April 5, 2023. http://dx.doi.org/10.21550/sosbilder.1251981.

Full text
Abstract:
Önerme boyutunda yalnızca eylemi değil tümcenin tamamını kapsayan, konuşucunun olay ya da durum karşısındaki öznel yaklaşımını (niyeti, isteği, kişisel duyguları vb.) ifade eden anlamsal bir ulam olan kiplik, bu anlamsal ulamın biçimbirimlerle ve/veya sözlüksel birimlerle işaretlenmiş biçimi olan kip kavramıyla gösteren ve gösterilen ilişkisi bakımından farklılık gösterir. Kapsamının genişliği sebebiyle farklı tanımları ve sınıflandırmaları yapılan kiplik için hemfikir olunan nokta, öznel yaklaşımlara yüklenen değerin önerme kipliği veya eylem kipliği olarak kodlanmış olduğudur. Konuşmacının bir önermesindeki yargısını, kesinlik derecesine göre olası veya gerekli olarak gösteren kiplik, bilgi kipliğinin (epistemic modality); bir önermenin, eyleminin gerçekleşmesine yönelik konuşucunun yönlendirici tutumlarını ifade eden kiplik yükümlülük kipliğinin (deontic modality) kapsamında ele alınmaktadır. Çalışmaya konu olan yükümlülük kipliği, dil araştırmalarında konuşucunun dinleyiciye yönelik tutumlarına (gereklilik, zorunluluk, buyrum, izin verme, yasaklama, uyarı, tavsiye vb.) karşılık gelmektedir. Bu çalışmada kip ve kiplik kavramlarına değinilmiş, kiplik konusunun alt başlıklarından biri olan yükümlülük kipliğinin tanımı, sınırları ve alanlarından bahsedilerek Yunus Emre’nin Risâletü’n-Nushiye (Fatih Nüshası) adlı öğüt kitabından örneklerle yükümlülük kipliği ele alınmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
We offer discounts on all premium plans for authors whose works are included in thematic literature selections. Contact us to get a unique promo code!

To the bibliography