To see the other types of publications on this topic, follow the link: Türbe.

Journal articles on the topic 'Türbe'

Create a spot-on reference in APA, MLA, Chicago, Harvard, and other styles

Select a source type:

Consult the top 50 journal articles for your research on the topic 'Türbe.'

Next to every source in the list of references, there is an 'Add to bibliography' button. Press on it, and we will generate automatically the bibliographic reference to the chosen work in the citation style you need: APA, MLA, Harvard, Chicago, Vancouver, etc.

You can also download the full text of the academic publication as pdf and read online its abstract whenever available in the metadata.

Browse journal articles on a wide variety of disciplines and organise your bibliography correctly.

1

Acun, Hakkı. "Manisa'daki Türbe Mimarisi." Belleten 49, no. 195 (1985): 479–502. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.1985.479.

Full text
Abstract:
Doktora çalışmamızın bir bölümünü oluşturan Manisa Türbeleri, Türk Türbe Mimarisinde özgün bir yere sahiptir. Burada beylik ve Osmanlı Türbe geleneğinin yanısıra değişik plan türündeki örnekleri de görebiliriz. Manisa Türbe Mimarisinin örneklerine geçmeden önce şehrin tarihine kısa bir göz atalım. Spil (Sipylos) Dağı eteklerinden, Gediz Nehrine kadar uzanan geniş bir alanı kaplayan Manisa'nın, çok eskilere giden bir tarihi vardır. Teselya bölgesinden gelen Magnetler tarafından kurulduğu söylenen şehir, sıra ile Hititler, Frigler, Yunanlılar, Lidyalılar, İranlılar, Romalılar, Bizanslılar (395-1313), Saruhanoğulları (1313-1410) ve Osmanlıların (1410-1923) hakimiyeti altında kalmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
2

Şaman Doğan, Nermin. "Anadolu Selçuklu Medreseleri ve Darüşşifalarında Türbe." Belleten 83, no. 297 (2019): 519–54. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2019.519.

Full text
Abstract:
Anadolu Selçuklu döneminde kentlerin tarihi dokusu içindeki en anıtsal yapıları medreseler ve darüşşifalar oluşturmaktadır. Bu dönemde medreseler ve darüşşifaların içinde ya da bitişiğinde mescit ve türbe gibi farklı işlevli birimler yer alır. Bu bağlamda medrese ve darüşşifalarda bulunan tek ya da çift katlı olan bani türbeleri özel bir gruptur. Bu çalışmada Anadolu Selçuklu döneminin farklı süreçlerinde inşa edilen medrese ve darüşşifalardan örnekler seçilerek konu incelenmiştir. Yapıların konumu, tarihi, banisi, mimari özellikleri dikkate alınarak, medrese- türbe, darüşşifa- türbe ilişkileri irdelenecektir. Eğitim ve sağlık yapıları çoğunlukla dönemin Selçuklu hükümdarı ya da devlet adamları tarafından inşa ettirilmiştir. Anadolu'da 13. Yüzyılın ikinci yarısında, İlhanlı döneminde Sivas ve Erzurum gibi şehirlerde bulunan anıtsal medreselerin çoğu dönemin emirleri ve vezirleri tarafından yaptırılmıştır. Ortaçağ Türk mimarisinde açık ya da kapalı bir avlu çevresinde kurgulanan medrese ve darüşşifalar, çoğunlukla revaklı bir avlu, avluya açılan sayıları bir- dört arasında değişen eyvanlar, öğrenci odaları, kışlık dershane odaları, mescit, türbe, kütüphane, imaret gibi birimlerden oluşmaktadır. Yapılarda türbelerin çoğu eyvanlardan birine bitişik yapılmıştır. Çok az örnekte medreselere dıştan bitişik türbeler bulunmaktadır. Yaygın olarak Anadolu Selçuklu medreselerinde ve az sayıdaki darüşşifa örneğinde gördüğümüz bu türbeler çeşitli kurguları ile özel tasarlanmış, öne çıkan yapılardır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
3

ÖZTÜRK, Şahabettin. "ESKİ VAN ŞEHRİ'NDEKİ TÜRBE VE KÜMBETLER." Journal of International Social Research 13, (13/73) Art (2020): 480–500. http://dx.doi.org/10.17719/jisr.11039.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
4

Boylu, Hazal Bihter. "ANADOLU’DA HAÇ PLANLI TÜRBE HAMZA-İ KEBİR." İnteraktif Bilim: Disiplinlerarası Araştırma ve İncelemeler Dergisi, no. 1 (October 19, 2023): 26–45. http://dx.doi.org/10.61749/jiras-2.26-45.

Full text
Abstract:

 
 
 
 
 Akkoyunlular, 14. yüzyıl sonu ile 15. yüzyıl arası Anadolu’da maddi kültür içerisinde bir hayli eser bırakmış ve Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde egemenlik kurmuş bir devlettir. Mezopotamya olarak da bilinen bölge geçmişten beri birçok kültüre, dile, inanca ve medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Çalışmamıza konu olan Akkoyunlular tarafından yapılan Hamza-i Kebir Camiihaçvari bir plana sahiptir. Anadolu da yer alan Türk mimarisinde haçvari plan şeması Selçuklu Dönemi türbelerinin kriptalarında sıkça karşılaşılan bir uygulama olmakla birlikte, ziyaret mekanlarında nadiren kullanılmıştır. Bu çalışmada, Hamza-i Kebir Cami’nin mimari analizi yapılarak türbenin plan şeması bakımından Anadolu Türbe Mimarisi içindeki önemi vurgulanacak; türbe üzerinde yapılan çalışmaların değerlendirilmesi yapılacaktır.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
5

Aktürk, İbrahim. "Trabzon Emir Mehmet Türbesi’ nin Mimari Yapısının İncelenmesi ve Koruma Yönelik Değerlendirilmesi." NEU Journal of Faculty of Architecture 5, no. 2 (2023): 83–90. http://dx.doi.org/10.32955/neujfa202352791.

Full text
Abstract:
Türbeler, tarihi zaman içerisinde önemli görülen kişiler için yapılmış mezar anıtları olarak dini mimari kapsamında inşa edilmişlerdir. Tarihi süreçte türbeler çeşitli mimarilerde yapılıp kimi zaman gösterişli kimi zaman sade formlarıyla kentler içerisinde varlık göstermişlerdir. Bu bağlamda Trabzon genelinde yapılan türbelerden günümüze özgün haliyle ulaşan dört türbe yapısı bulunmaktadır. Bunlardan biri olarak çalışmaya konu olan Emir Mehmet Türbesi Gülbahar Hatun Mahallesi Kavak Meydanı içerisinde konumlanmıştır. Yapı kitabesinde yazan bilgiye istinaden 1523 yılında inşa edilmiş olup günümüze gelene kadar çatı formunun değişmesi dışında özgün kimliğinden uzaklaşmamıştır. Mimari yapı olarak düzgün kesme taştan yapılmış türbe sekizgen planlı olup kubbe ile örtülüdür. Türbenin içerisinde iki tane sanduka mevcut olup yapının nişli doğramaları ve sonradan yapılmış saçakları dışında süsleme elemanı bulunmamaktadır. Yapılan çalışma kapsamında Emir Mehmet Türbesi’ nin mimarisi analiz edilerek tarihsel süreci incelenmiştir. Osmanlı Dönemi yapılan bu türbenin günümüzde korumaya yönelik sorunları yerinde yapılan tespitler ile belirlenmiştir.Yapı üzerindeki izlerden ve türbenin çevresine yönelik yapılan incelemelerin ardından koruma kapsamında britakım öneriler sunulmuştur. Bu çalışmayla birlikte türbe yapılarının özgün mimarileriyle korunması ve kültürel değerlerinin farkına varılmasıyla benzer çalışmalara zemin hazırlayacağı ön görülmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
6

CANYURT-, Filiz. "BOSNA-HERSEK PRAÇA ŞEHRİ MAHALLE CAMİSİ HAZİRESİNDEKİ TÜRBE." Journal of History School L, no. L (2021): 108–20. http://dx.doi.org/10.29228/joh.47495.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
7

ÇAPAR, Mustafa. "BİR KÖY, BİR TÜRBE: KABACA'DA KAYGUSUZ ABDAL TÜRBESİ." Social Sciences Studies Journal 4, no. 16 (2018): 1121–35. http://dx.doi.org/10.26449/sssj.493.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
8

MADEN, Fahri. "BABAESKİ’DE SARI SALTIK (SALTUK) BABA TÜRBE VE TEKKESİ." Türk Kültürü ve HACI BEKTAŞ VELİ Araştırma Dergisi 95 (September 12, 2020): 25–69. http://dx.doi.org/10.34189/hbv.95.002.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
9

Gök, Halil İbrahim. "Türklerin Suriye'ye İlk Girişi; Süleymanşah ve Türbe Meselesi." Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi 2, no. 17842 (2014): 217–51. http://dx.doi.org/10.21563/sutad.187080.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
10

Pap, Norbert, Pál Fodor, Máté Kitanics, Péter Gyenizse, and Erika Hancz. "Historical and archaeological data for integrated environmental historical analyses on the moat profile of the türbe complex of Sultan Suleiman I at Szigetvár - Turbék Wineyard Hill site (Hungary)." Archeometriai Műhely 20, no. 3 (2023): 195–200. http://dx.doi.org/10.55023/issn.1786-271x.2023-016.

Full text
Abstract:
Sultan Suleiman I the Magnificent (1526–1566) died during the siege of Szigetvár in 1566 (between 1 and 2 a.m. on 7th September 1566) in his imperial tent 4.5 kilometers from the castle, on the vineyard hill of Szigetvár – Turbék, Hungary. Later, around 1575 a makam türbe (memorial mausoleum) with a mosque and a dervish lodge was built on the place of his death; the complex was protected by a palisade and surrounded by a deep moat. The layout of the complex was drawn by Count Pál Esterházy (1635–1713) (later palatine and imperial prince) in 1664, during the Winter Campaign. Part of the memorial site and the adjoining small town (Turkish name: Türbe kasabası) burnt down in 1688, most of the buildings were removed by 1691, and by 1693 only the remains of the mausoleum’s wall were left standing, which were soon pulled down. Later the area was used for agricultural purposes, with fields, orchards, gardens, and vineyards. The türbe and other associated buildings were covered with a layer of rubble from the demolition and soil. The significant site was identified in 2014 and was excavated by remote sensing, geophysical, geological, and archaeological investigations between 2015 and 2019.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
11

KOŞAN, Doğan. "The Madrasa and Tomb of the Last Anatolian Seljuk Ruler Taceddin Altunbaş in Amasya." Gaziantep University Journal of Social Sciences 22, no. 3 (2023): 802–19. http://dx.doi.org/10.21547/jss.1258201.

Full text
Abstract:
Taceddin Medresesi ve Türbesi, Amasya Merkez’de yer almaktadır. Özgün inşa kitabesi ve sandukası mevcut değildir. Türbe üzerine konulan levhada Sultan Taceddin Altunbaş’ın medfun olduğu yazılıdır. Taceddin Altunbaş, son Anadolu Selçuklu Sultanı Gıyaseddin II. Mesud’un oğludur. Sultana ait vakfiyeden yola çıkarak Altunbaş’ın Simre hükümdarı olarak Amasya ve çevresinde hüküm sürdüğü anlaşılmaktadır. Sultan, 1356-57 yılında vefat edince mezarı Amasya’ya bağlı Havza Umurbey Köyü’ne gömülmüştür. Amasya’daki Taceddin Altunbaş Türbesi olarak bilinen yerin de ölümünden sonra sultan adına yapılmış olması muhtemeldir. Amasya’daki Taceddin Türbesi’nin duvarlarının bir kısmı özgün durumunu korumakla birlikte, uzun yıllar iş yerlerinin arasında saklı kalmıştır. Bu yüzden tarihî kaynaklarda türbe ile ilgili araştırmalar kısıtlıdır. Kare planlı kaide (cenazelik) üzerine sekizgen gövdeden oluşmaktadır. Düzgün kaplama taşları, oval köşe silmeleri ve zencirek motifleri ile 13. yüzyıl Selçuklu türbe mimarisinin özelliklerini taşımaktadır. Türbeye bitişik olan Taceddin Medresesi ise 1989 yılında yapılan araştırma kazısında kısmi olarak açığa çıkarılmıştır. Taceddin Türbesi, yakınında (90 metre) bulunan Cumudar Türbesi’ne (1242) malzeme, süsleme ve plan özellikleri bakımından büyük benzerlik göstermektedir. Bu iki türbeyi yaptıranların aynı kişiler olduğu ya da aralarında akrabalık ilişkilerinin olduğu söylenebilir. Gümüşlüzade Türbesi’nin yeri günümüzde bilinmediğinden, bu benzerliklerden ve “Gümüşlüzade Cami” ile olan yakınlığından (150 metre) dolayı mevcut türbenin Mahmut Çelebi’ye ait olabileceği ihtimali de bulunmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
12

Karaoğlan, Hamza. "Kutsalın Taşıyıcısı Olarak Anadoluda Türbe ve Yatır Sahibi Kadınlar." Journal of Academic Social Resources Cilt 7 Sayı 41, Cilt 7 Sayı 41 (2022): 1041–52. http://dx.doi.org/10.29228/asrjournal.64550.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
13

DUMAN, M. Zeki. "Kutsalin Toplumsal Tezahürü: Türbe Ziyaretleri Üzerine Bir Alan Araştirmasi." SOCIAL MENTALITY AND RESEARCHER THINKERS JOURNAL 5, no. 15 (2019): 131–48. http://dx.doi.org/10.31576/smryj.203.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
14

KORKMAZ, Halime, and Fatma Odabaşı. "Türbe Ziyaretlerinin Sosyo-Kültürel Ve Dini Nedenleri: Kastamonu Örneği." Toplum Bilimleri Dergisi 30, no. 30 (2021): 218–30. http://dx.doi.org/10.29228/tbd.2007.51109.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
15

YILMAZ, Emre. "Türbe Ziyaretlerinin Sebepleri ve Fert Üzerindeki Etkileri: Bilecik Örneği." Mediterranean Journal of Humanities 6, no. 2 (2016): 531. http://dx.doi.org/10.13114/mjh.2016.314.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
16

Tugya, Beáta. "Archeozoological data of the moat system of Sultan Suleiman’s türbe." Archeometriai Műhely 20, no. 3 (2023): 227–42. http://dx.doi.org/10.55023/issn.1786-271x.2023-018.

Full text
Abstract:
At the end of the 16th century, a tomb (türbe) and a small Ottoman town were built at the site of the death of the Ottoman ruler, Sultan Suleiman I in Szigetvár – Turbék vineyard hill. A moat system bordered the memorial place from the northern direction. This moat was eventually filled in and disappeared by the end of the 17th century when land-use management changed, and the site was turned into an agricultural zone. The memorial place was found in 2014, while the moat surrounding the türbe next year in 2015, when archaeological excavations and geoarchaeological investigations started. Among others, animal remains turned up from the moat filling around the türbe. These archaeozoological finds derive from both hand-picking and wet sieving of samples collected during the excavation of the moat system. Due to this latter not only animal bones but also eggshell fragments were available for research. Bone material of a typical Turkish period site could have come from the Christian population of Hungary or non-Muslim Balkan elements. The particularity of the archaeozoological assemblage analysed in this study is that it can be considered kitchen waste left behind by the Halvetic dervishes living in the pilgrim town and the soldiers guarding the memorial place. These people must have been devout Muslims and abstained from eating pork. The study aims to investigate whether or not the animal bone remains support this hypothesis. In addition, it was important to reveal if our archaeozoological data differ from the bone material of other Ottoman period sites studied so far. Research and analysis of eggshells are not yet widespread in Hungary. Most of our knowledge is based on the analysis of eggshells from the Avar period, so it is important to study eggs from another period, too. Our research indicates that eggs were not only consumed but also used for breeding hens and hatching chicks in Szigetvár – Turbék vineyard hill.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
17

Şahin Allahverdi, Reyhan. "Basra’daki Sahabe Türbe ve Mescitleri ile Vakıflarının Osmanlı Dönemindeki Durumu." Vakıflar Dergisi, no. 52 (December 31, 2019): 150–70. http://dx.doi.org/10.16971/vakiflar.547239.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
18

Tanman, M. Baha. "The Mevlevīḫāne of Salonica". Muqarnas Online 40, № 1 (2024): 423–47. http://dx.doi.org/10.1163/22118993_0040_013.

Full text
Abstract:
Abstract Although there is quite a rich bibliography on the history of the Mevlevīḫāne of Salonica, which holds a prominent place among the Mevlevi lodges in Ottoman Europe, the visual sources that could illuminate its architectural features were limited until today to some exterior photographs from the early twentieth century. The building itself no longer exists, save for a few scant traces. I decided to write this article when, at an auction in 2019, I came across some personal items and official documents belonging to Salahaddin Efendi, the last postnişīn (sheikh of a dervish lodge) of this mevlevihane, as well as photographs of its courtyard, kitchen, türbe (mausoleum) and cemetery, and, most importantly, the plan of the main building, which houses the semāʿḫāne (hall in which the semāʿ [the Mevlevi ceremony of prayer, song, and dance] is performed) and the türbe. I hope this essay will be of interest to those who work on Ottoman Sufi architecture and the history of the Mevlevi order in Rumelia.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
19

Major, Róbert, Balázs Kósa, and Tamás Molnár. "The Early Christian Burial Sites and The Türbe of Idris Baba." Műszaki Tudományos Közlemények 9, no. 1 (2018): 151–54. http://dx.doi.org/10.33894/mtk-2018.09.33.

Full text
Abstract:
Abstract The city of Pécs was already an important commercial and religious centre in ancient times. Because of the city’s location, it has become one of the most important cultural hubs in Central Europe. In Pécs, in various historical times, many different cultures have flourished and one of the most typical imprints of these cultures are cemeteries and burial buildings. The subject of our research is to compare Idris baba’s türbe with another iconic heritage of Pécs, the Early Christian Cemetery, furthermore as an example of this cemetery’s visitor centre, designing a plan that reattaches the neglected Turkish cemetery to the city’s life.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
20

KÖSE, Mustafa. "Ali er-Rıza Meşhed’i Bağlamında Şiilikte Ölüm, Yas, Türbe ve Ziyaret." Bilimname 2020, no. 41 (2020): 159–200. http://dx.doi.org/10.28949/bilimname.589225.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
21

TAŞ, Ela. "KLASİK DEVİR GALERİLİ TÜRBE SÜSLEMELERİ İÇİNDE SULTAN III. MEHMED TÜRBESİNİN YERİ." Route Educational and Social Science Journal 2, no. 5 (2015): 739. http://dx.doi.org/10.17121/ressjournal.330.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
22

Kovács, Gergő Máté, and Krisztina Fehér. "The Survey Program of Ernő Foerk on the Türbe of Pécs." YBL Journal of Built Environment 7, no. 2 (2019): 89–101. http://dx.doi.org/10.2478/jbe-2019-0016.

Full text
Abstract:
Abstract Ernő Foerk (1868-1934) born 150 years ago has significant oeuvre in the field of monument preservation and architectural education. As professor, one of his achievements was the organisation of summer survey camps named as ‘szünidei felvételek’ (vacation records) which was also accessible in published form. In the year of 1917 under his supervision, his students have surveyed all the scored Ottoman monuments of Hungary. In the following year these survey drawings were published with a brief summary of the history of Ottoman architecture in the territory of Hungary. Our paper is to submit the general circumstances of the Ottoman survey program supervised by Ernő Foerk with its historical background and the analysis of the methodology of the survey by the example of the türbe of Pécs.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
23

Gündoğdu, Hamza. "Kosova'da Meşhed-i Hüdavendigâr ve İlk Devir Osmanlı Mimarisinde Türbe Geleneği." Journal of Turkish Studies 9, Volume 9 Issue 10 (2014): 615. http://dx.doi.org/10.7827/turkishstudies.7249.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
24

Sipos, Norbert, Norbert Pap, János Keresnyei, and Ákos Jarjabka. "A szigetvári Szulejmán Türbe Kulturális-Turisztikai Központ projekt turisztikai megvalósíthatósági kockázatai." Turisztikai és Vidékfejlesztési Tanulmányok 5, no. 3 (2020): 4–21. http://dx.doi.org/10.15170/tvt.2020.05.03.01.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
25

Evran, Esra, and Kadir Arslanboğa. "Haremeyn’e Vakfedilen Hazine: Sultan I. Murad Han Türbe Vakfı’ndan Surre Sevkleri (1645-1678)." Kırklareli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi 14, no. 1 (2025): 72–85. https://doi.org/10.53306/klujfeas.1605050.

Full text
Abstract:
Surre, hac döneminde Mekke ve Medine’ye gönderilen maddi yardımlar, değerli eşyalar ve altınlar olarak tanımlanır. Surreler, sadece dini vecibeleri yerine getirenlere değil, aynı zamanda farklı meslek gruplarına da tahsis edilerek bölgedeki sosyal ve ekonomik dengeyi koruma amacını taşımaktadır. Vakıf aracılığıyla yürütülen bu sistem, Osmanlı Devleti'nin Hicaz Bölgesi’ndeki nüfuzunu pekiştirirken, aynı zamanda hilafet misyonunu yansıtan önemli bir stratejik araç olarak işlev görmüştür. İlk surre gönderiminin, Abbasi Halifesi El-Muktedir Billah döneminde H. 311 (M. 923-924) yılında yapıldığına dair kayıtlar bulunmaktadır. Osmanlı Devleti’nde ise bu uygulamanın Çelebi Sultan Mehmed döneminde başladığı, bağış olarak surre gönderiminin ise I. Bayezid döneminde gelenek haline geldiği bilinmektedir. Her yıl hac mevsiminde, Mekke ve Medine’de yaşayanlara dağıtılmak üzere surre gönderilmiştir. Bu çalışmada, Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığıʼnın Osmanlı Arşivi kısmında Evkaf-ı Hümayun Nezâreti kataloğunun “Surre” bölümünde yer alan belgeler incelenerek, Sultan I. Murad Han Türbe Vakfı tarafından H. 1054-1088 / M. 1645-1678 yılları arasında bu kutsal şehirlere ulaştırılan yardımlar ele alınmıştır. İnceleme kapsamında, surreden faydalanan kişi ve görevliler ile kendilerine tahsis edilen miktarlar detaylı şekilde değerlendirilmiştir. Ayrıca, Sultan I. Murad Han Türbe Vakfı’ndan gönderilen surrelerin, Osmanlı Devleti’nin Hicaz’daki dini, siyasi ve ekonomik hedeflerini nasıl pekiştirdiği çalışmada incelenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
26

Tuluk, Ömer İ̇skender. "İskilip Şeyh Yavsi Camii'nin Orijinal Planı Üzerine Bir Restitüsyon Denemesi." Belleten 67, no. 249 (2003): 447–56. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2003.447.

Full text
Abstract:
Bu çalışmada, İskilip Şeyh Yavsi Camii'nin ilk bakışta XIV. yüzyılın Zaviyeli cami tipolojisini çağrıştıran sıra dışı mekânsal ve strüktürel anlayışı üzerinde durulmuş, yapı hakkındaki mevcut çalışmalarda yetersiz ve özellikle mekânsal oluşum hakkındaki yanlış ve yüzeysel yargılar, belgeler ışığı altında yeniden ele alınmıştır. Buna bağlı olarak yapının, iç mekân, son cemaat revakı ve türbe kısmını da içeren orijinal planı hakkında bir restitüsyon denemesine girişilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
27

Torma, Andrea, Katalin Náfrádi, Tünde Törőcsik, and Pál Sümegi. "Integrated archaeobotanical evidence on the vegetation reconstruction around the tomb of Sultan Suleiman I at Szigetvár (SW Hungary)." Archeometriai Műhely 20, no. 3 (2023): 201–26. http://dx.doi.org/10.55023/issn.1786-271x.2023-017.

Full text
Abstract:
During the archaeological excavation of the memorial place (türbe) of the Ottoman sultan Suleiman I, a moat was revealed north of the memorial place in 2015. The moat system was identified by boreholes and excavated in 2015, when 30–30 liter samples were taken from the 250 cm deep moat at 15 cm intervals for archaeobotanical and anthracological analyses. Samples were taken at 10 cm intervals for pollen studies from the archaeological profile of the moat filling. In our publication, based on the previously presented geochronological results, our aim was to reconstruct the vegetation around the memorial tomb of Suleiman, on the basis of archaeobotanical, anthracological and pollen analytical data. We were able to reconstruct ploughed lands (cereal cultivation), vegetable, fruit and vineyards, pasture lands, forest patches and trampled areas related to human activity (settlement). The military census of 1689 indicated similar tract of land structure of the crop production areas. The tomb and the Islamic pilgrimage monastery and pilgrim town (Ottoman name was Türbe kasabası) were demolished from 1692/1693 and divided into agricultural zones, where orchards, arable lands, gardens and vineyards were established.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
28

Karauğuz, Güngör. "Bronz Tablette (Bo 86/299) Geçen NA₄ ḫekur SAG.UŠ "türbe" Yapısı Üzerine". Belleten 67, № 248 (2003): 1–12. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2003.1.

Full text
Abstract:
Bronz tabletin 1986 yılında keşfi ve 1988 yılında H. Otten tarafından yayımlanması ile, Tarḫuntašša ve Ĥulaia Nehri Ülkesi problemi konusunda pek çok sorun çözülme aşamasına gelmiştir. Buna karşılık tablette çözülemeyen bir kısım problem varlığını hâlâ devam ettirmektedir. Bu problemlerden biri de NA₄ ḫekur SAG.UŠ yapısıdır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
29

ALTINSAPAN, Erol, and Hasan YILMAZYAŞAR. "ESKİŞEHİR’DE SEYYİD BATTAL GAZİ KÜLTÜ ODAĞINDA GELİŞEN ANIT TÜRBE MİMARİSİNE BİR BAKIŞ." Journal of Academic Social Sciences 117, no. 117 (2021): 1–17. http://dx.doi.org/10.29228/asos.51242.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
30

Arslan, Mustafa. "Kutsal ve Seküler Arasında: Hıdrellez ve Türbe Kültleri Çevresinde Gelişen Eğlence Kültürü." Birey ve Toplum Sosyal Bilimler Dergisi 5, no. 2 (2015): 91. http://dx.doi.org/10.20493/bt.27043.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
31

Demirelöz, Senem. "“Ocağın Külü Bitmez” Diyarbakır Yöresi Alevi Ocaklarından Güzelşah Ocağı, Türbe ve Emanetleri." ALEVİLİK–BEKTAŞİLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, no. 26 (December 30, 2022): 188–228. http://dx.doi.org/10.24082/2022.abked.398.

Full text
Abstract:
Akkoyunlu Devleti’ne başkentlik yapmış olan Diyarbakır, geçmişten günümüze Türkmen Alevilerinin ve ocaklarının yerleşik olduğu bir yöre olma özelliğine sahiptir. Bu ocaklar arasında ilk evre Alevi ocakları arasında sayılan Dede Garkın Ocağı, Seyyid Battal Gazi Ocağı, İmam Zeynel Abidin Ocağı, Sarı Saltık Ocağı ve Ağuiçen Ocağı vardır. Daha sonraki dönemlerde oluşan Güzelşah Ocağı, Zelil Kalender Ocağı, Beyazıd Bostan Ocağı, Ersefil Ocağı, Bozkurt Ocağı ve Bab-ı Sor Ocağı yöreye özgü diğer ocaklardır. Son yıllarda yapılan çalışmalar, Diyarbakır’ın tarihî açıdan bir Türkmen ve Kızılbaş şehri olduğunu göstermiştir. Safevilerin öncülerinden Şeyh Cüneyd ve Şeyh Haydar’ın uzunca bir süre Akkoyunlu Devleti’nin başkenti olan bu şehirde kaldıkları ve önemli sayıda kendilerine bağlı Türkmen topluluklarını derviş edindikleri bilinmektedir. Yine Diyarbakır, Safevi Devleti’nin kurucusu Şah İsmail’in ana yurdudur. Bu makale, Diyarbakır yöresinde yerleşik on üç Türkmen Alevi ocağından biri olan Güzelşah Ocağı’nı ve Diyarbakır’ın Çınar ilçesine bağlı Altunakar köyünde bulunan ocak türbesini ve kutsal kabul edilen emanetlerini konu almıştır. Güzelşah Ocağı’na mensup ailelerin şahsi arşivinde bulunan ve ilk kez bu çalışmada tespit edilen -Şah’ın Pabucu (Antalya teki), Zülfîkâr Mührü/Hâtemi, Ashab-ı Kehf Mührü/Hâtemi; alem/sancak, görgü ağaçları (erkân ağacı/alacadeğnek/tarik/çub-ı tarik/desteçup/değnek/serdeste), kakma, mermer çerağlık/mumluk gibi adlandırılan- bazı emanetlerin kullanım amaçları, ocağın mensup ve talipleriyle yapılan görüşmelerle açıklanmaya çalışılmıştır. Bu araştırma, Diyarbakır Türkmen Alevilerinden olan ocak mensuplarının, Türkmen ve Alevi kimliklerinin oluşumunda geçmişten günümüze geniş bir alana yayılan göç yollarını takip ederek; Diyarbakır, İzmir ve Antalya üçgeninde, yaklaşık yüz yirmi günlük saha araştırmasından derleme yapılarak oluşturulmuştur. Yapılan derlemeler, sözlü ve yazılı kaynakların ışığında işlevsel halk bilimi kuramı kapsamında incelenmiş ve değerlendirilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
32

Hajdarpašić, Lejla, Džejla Khattab, and Senada Dizdar. "The Role of Metadata in the Presentation of Türbe in Digital Environment." BOSNIACA, no. 28 (December 10, 2023): 107–26. http://dx.doi.org/10.37083/bosn.2023.28.107.

Full text
Abstract:
Modern technologies enable the presentation of diverse movable and immovable cultural heritage objects in a digital environment in new and creative ways, which at the international level has resulted in the development of numerous and diverse digital collections created by information and other institutions. Since the visibility of such collections in the virtual environment depends on the wealth of metadata assigned to the sources in the collections, as expected, these initiatives were accompanied by development in the metadata domain. In this regard, and considering that the role of metadata in the presentation of turbe as very specific objects of the immovable cultural heritage of Bosnia and Herzegovina in the online environment has not been examined so far, the goal of this research is to identify which metadata standards or their combinations can be used for the description of turbe in Omeka Classic environment, and consequently to create a collection of the selected corpus of turbe, available in open access, whereby the corpus of research refers to turbe (türbe/tomb) that are named as national monuments in Federation of Bosnia and Herzegovina. The results of the research indicate that within the workspace of the Omeka Classic web publishing platform by using the predefined Dublin Core and VRA Core metadata fields in combination, the basic needs of corpus description can be met in a clear, uniform, and informative way, but in this regard, indications of the future development of the collection in the context of its semantic enrichment are also provided.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
33

Kramarovsky, Mark G., and Emil I. Seydaliev. "A Türbe of the late fourteenth or early fifteenth century in Solkhat (new materials)." Golden Horde Review 8, no. 4 (2020): 714–36. http://dx.doi.org/10.22378/2313-6197.2020-8-4.714-736.

Full text
Abstract:
Research objectives: To present data about a newly discovered architectural monument of the Golden Horde’s Solkhat/Krym. Research materials: As the result of excavations of the medieval settlement of Solkhat in 2018–2019, we have revealed an unknown archaeological object – a türbe (mausoleum) belonging to the Islamic community of the town. The research materials contain architectural measurements and plans, a description and analysis of the burial structures, along with data on coins and other finds, including female jewelry found in one of the burials. Results and novelty of the research: During archaeological surveys in 2018 in the southeastern part of the Golden Horde’s Solkhat, not far from the modern reservoir, a new archaeological object was discovered and identified as a medieval Muslim mausoleum (türbe). As a result of the 2018–2019 excavations, it was found that it is a ruined structure, preserved at the level of the lower rows of the foundation. The plan of the mausoleum is based on a rectangle oriented to the cardinal directions. The structure consists of two parts – the southern which is the entrance and the northern which contains the actual tombs (gurkhan). In the northern part of the türbe at the floor level, two burial underground chambers were discovered: burial 1, constructed of square Golden Horde bricks, and burial 2, constructed of rubble stones. The first female burial contained fragments of architectural details and a pair of golden earrings with a translucent sub-square inlay. The design features of the earrings indicate a style distinctive to Central Asia and China. The gender of the buried individual is confirmed by anthropological analysis. The second burial is a collective one, with bone remains of at least three individuals, two of them being males. According to the numismatic finds, the mausoleum dates to the late fourteenth or early fifteenth century. The presence of female jewelry among the funeral inventory of burial 1 formally contradicts the traditions of Islamic funeral rites. Apparently, gold earrings, mar­king the social status of the deceased (among other details of clothing that have not reached us), indicate the persistent preservation of traces of steppe traditions.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
34

GURAY GULYUZ, BAHRIYE. "An Evaluation On The Sources Of The Heptagon Plan Scheme Seen In The Balkans." Türk Kültürü ve HACI BEKTAŞ VELİ Araştırma Dergisi 93 (March 13, 2020): 71–110. http://dx.doi.org/10.34189/hbv.93.003.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
35

Önal, Mehmet, Neslihan Kaya, Müslüm Demir, and Selman Kardeşlik. "Şeyh Hayat el-Harrani Türbesi’nin Yeni Bulunan Cenazelik Bölümü ve Kitabeleri." Höyük, no. 13 (May 1, 2024): 213–36. http://dx.doi.org/10.37879/hoyuk.2024.1.213.

Full text
Abstract:
Şeyh Hayat el-Harrani Cami ve Türbesi günümüzde Şanlıurfa ili, Harran ilçesinde bulunan Harran antik kenti dış surlarının kuzeybatısındaki mezarlık alanının bitişiğinde yer almaktadır. 2017 ve 2018 yıllarında cami ve türbede gerçekleştirilen restorasyon amaçlı kazı çalışmaları sırasında türbe yapısında cenazelik mekânlarına rastlanmıştır. Ortaya çıkarılan cenazelik mekânları kuzey-güney yönünde yan yana gelecek şekilde üç bölümden oluşmaktadır. Dikdörtgen planlı bu mekânların üzeri beşik tonozla örtülmüştür. Tonozları tuğla örülü olup, bağlayıcı olarak Horasan harç kullanılmıştır. Duvarları düzgün kesme kalker taşı, moloz taşı ve tuğla malzemelerin karışımından meydana gelmektedir. Bu mekânlar bir ön oda ve iki cenazelik odasından oluşmaktadır. Ön odaya basamaklı bir giriş yardımıyla inilmekte, ardından cenazelik odalarına geçilmektedir. Planda numaralandırılan yapılardan 1 no.lu mekânda dört adet mezar tespit edilmiştir. 2 no.lu mekânda ise ölüm tarihi 589H/1193 yılını gösteren Şeyh Yahya Ibn Şebib adında şahideli bir mezar taşı bulunmuştur. Şeyh’in mezar taşı, düzgün kesilmiş kalker taşından olup, dikdörtgen biçimli olarak tasarlanmıştır. Çerçeve içerisinde dört satırlık iyi korunmuş halde Arapça bir kitabe yer almaktadır. Kitabe Eyyübi nesih yazı stiliyle yazılmıştır ve satır aralıkları ince şeritlerle birbirinden ayrılmaktadır Bunların yanı sıra, avluda yapılan kazı çalışmalarında da dört adet mezar yapısı ve kitabeli mezar taşları bulunmuştur. Türbede yapılan kazı çalışmaları cenazeliğin ortaya çıkarılmasını ve türbe sahibi Şeyh Yahya’nın adı ile ölüm yılının tespit edilmesini sağlamıştır. Bu bağlamda çalışmamızda ortaya çıkarılan cenazelik mekânları ile mezar yapıları tanıtılmış ve şahidelerin üzerindeki kitabelerin Arapça’dan Türkçe’ye çevirilerine yer verilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
36

ARGUNŞAH, İsmail, and Sultan Murat TOPÇU. "TWO EXAMPLES OF TOMBS THAT HAVE SURVIVED IN HOKAND: DAHMA-I SHAHAN AND MADARI KHAN." ZEITSCHRIFT FÜR DIE WELT DER TÜRKEN / JOURNAL OF WORLD OF TURKS / TÜRKLERİN DÜNYASI DERGİSİ 16, no. 1 (2024): 115–36. http://dx.doi.org/10.46291/zfwt/160109.

Full text
Abstract:
The climatic conditions and geographical location of Fergana, one of the most important basins of Turkestan, have brought the region to the forefront throughout history. The region has been a place where not only foreign powers but also Turkish tribes constantly raided. The Khanate of Kokand, which ruled in Fergana between 1709 and 1876, maintained its political power in the region for a long time and also contributed to the development of the city of Kokand with its construction activities. The city, which showed great development in a short time, became the capital of the khanate. Different building types such as mosques, madrasahs, tombs, bridges, baths, castles and palaces were built in Kokand. The city of Kokand became the center of science, culture and art of its time. Among the building groups in the city, tombs have a special importance because they are sacred places and are constantly visited. Among the surviving works of the Kokand Khanate in Kokand, Dahma-i Shahan and Madari Khan Tombs are remarkable in terms of their architectural features. It is known that Dahma-i Şahan Tomb belongs to the khans, and Madari Khan Tomb belongs to the female representatives of the khanate. In this study, Dahma-i Shahan and Madari Khan Tombs, which reflect the architectural features of the Kokand Khanate, are examined in detail in terms of plan, material and decoration features. Keywords: Kokand Khanate, Kokand, Tomb, Dahma-i Shahan, Madari Khan.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
37

MADEN, Fahri. "ALEVİLİK-BEKTAŞİLİK’TE HIZIR İNANCI VE HIZIR (HIDIR) İSMİYLE ANILAN ALEVİ-BEKTAŞİ TEKKE, TÜRBE VE OCAKLARI." ALEVİLİK-BEKTAŞİLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, no. 14 (December 15, 2016): 119–62. http://dx.doi.org/10.24082/abked.2016.14.006.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
38

Zilivinskaya, Emma. "Bey Yude Sultan Türbe in Aziz: The History of Research, Architectural Form, Issues of Chronology." Materials in Archaeology, History and Ethnography of Tauria, XХVII (December 15, 2022): 441–66. http://dx.doi.org/10.29039/2413-189x.2022.27.441-466.

Full text
Abstract:
This article studies the mausoleum of Bey Yude Sultan, located in Aziz, a suburb of Bakhchisarai. The account of the monument by various authors are cited, as well as some visual sources depicting the structure. The mausoleum is a cubic building. The cube passes into an octahedron via triangular bevels, which are called Turkish triangles by the historians of architecture. The octagon is covered with a spherical dome, which formerly was topped with a hip roof. On the south side, the building had a portal with typical Seljuk niches in the side walls. Above the door there is a building inscription; in the lower tier there was a burial vault covered with a cupola. Most researchers date the construction to the fourteenth or fifteenth centuries. In 1991, there was a limited excavation of the mausoleum resulting in the find of a late-eighteenth-century coin. Taking this find into account, V. P. Kirilko has attributed the construction of the building to the said period. However, the architectural form of the Bey Yude Sultan Türbe in Azis meets with analogies only in the architecture of Asia Minor from the Seljuk and Early Ottoman Periods and in the Golden Horde. Therefore, it is difficult to imagine that, in the late eighteenth century, a building was constructed following all the thirteenth- and fourteenth-century canons.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
39

Çayırdağ, Mehmet. "Niksar-Tokat-Gümenek ve Kayseri-Palas'ta Üç Kitabe." Belleten 57, no. 218 (1993): 81–88. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.1993.81.

Full text
Abstract:
I. Niksar'da Süleyman Şah Kitabesi Anadolu Selçuklu sultanlarından II.Süleyman Şah'a ait, daha önce Niksar Kalesi üzerinde iken kaleden düşerek Melik Gazi Türbesine, oradan da Tokat Müzesine alınan kitabe, bugüne kadar okunuş ve tarih olarak farklı şekillerde yayınlanmıştır. II. Tokat-Gümenek'te Gazan hanın ismi geçen türbe kitabesi. Tokat Gümenek'te bir türbeye ait iken, buradan Tokat Müzesine getirilen 60x60 cm. ebadında mermer üzerine mükemmel sülüsle yazılmış, en üstteki "Gazan Han" ismi dahil beş satırlık kitabedir. III. Kayseri'nin Sarıoğlan ilçesine bağlı Palas Kasabasındaki Çeşme Kitabesi. Kayseri'nin Tuzla gölü kenarındaki ovada bulunan Palas Kasabasında eski camiin avlu kapısı üzerine sonradan yerleştirilmiş birçeşme tamir kitabesi bulunmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
40

Zholdassuly, Talgat. "Nil Sergeeviç Lykoşin, Türkistan’daki Hazret-Sultan Camii ve Kırgızların (Kazakların) Onunla İlgili Hurafeleri." Edeb Erkan, no. 5 (May 20, 2024): 207–10. http://dx.doi.org/10.59402/ee005202412.

Full text
Abstract:
Bu metin, Ahmet Yesevi araştırmalarının ilkleri arasında yer almaktadır. Ahmet Yesevi ve Yesevilik araştırmalarının ilk kaynakları arasında yer almaktadır. Özellikle Hazret Sultan türbesinin bulunduğu yerdeki mescit ve mescitte toplanan topluluklara yönelik gözlemleri dikkat çekicidir. N. S. Lykoşin, Türkistan’a bir yolculuk yapmış, türbe, mescit ve burada düzenlenen faaliyetleri not etmiştir. Mescide gelen cemaatin önce zikrettiği ve ardından halim adı verilen yemeğe düzenlemelerine genişçe yer vermiştir. Mecsit etrafında bulunan mezarlardan Abılay Han’ın kabrini de aktarmaktadır. Mescidin içerisinde bulunan büyük kazandan bahsederken üzerinde yazı, nakış ve kulplarını görüşme ve gözlemlerine dayanak vermektedir. Anahtar Kelimeler: Türkistan, Ahmet Yesevi, Hazret Sultan Mescidi, Halim, Abılay Han.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
41

Sümegi, Pál. "Results of the malacological assemblage from the moat of sultan Suleiman’s türbe at Szigetvár (SW Hungary)." Archeometriai Műhely 20, no. 3 (2023): 243–50. http://dx.doi.org/10.55023/issn.1786-271x.2023-019.

Full text
Abstract:
A total of 25 samples were taken from the section of the moat bordering the former türbe of Sultan Suleiman in Szigetvár. Altogether 5 713 identifiable mollusc remains that cover 20 terrestrial snail species were found. Based on the dominance changes of species and palaeoecological groups and the detrended correspondence analysis (DCA), three malacological zones (Türbe Malacological Zone: TMZ) could be separated in the profile of the moat. In the first malacological zone (between 250 and 140 cm) the high number of Eurosiberian species (hygrophilous and cold resistant species, Succinea: amber snail) were found. Their presence and significant amount are in relation with the colder meso- and microclimate of the 17th century. As a result, it can be assumed that the climate of the Little Ice Age (LIA) in the Carpathian Basin changed according to the micro-topography and vegetation cover, and was not uniform. In the second malacological zone (between 140 and 50 cm) the number of cold-tolerant and hygrophilous, Eurosiberian fauna elements decreased, and gradually disappeared from the profile. In parallel, mesophilous and thermophilous, open-vegetation favouring Central and South-eastern European taxa became dominant. So, the moat filled up and a dry habitat with more open vegetation, which was no longer favourable for moistureloving (and shade-loving) species developed. The third malacological zone (from 50 cm towards the surface) indicated a major transformation in the fauna composition. The ratio of mesophilous species decreased drastically. Central and South-eastern European thermophilous species, favouring open vegetation dominated in this level of the profile. Very likely, the upper 40–50 cm part of the profile was filled up at the end of the 17th century, or at the beginning of the 18th century. The changes in the malacofauna composition indicate mesoclimatic and microclimatic alterations and strong human impact. Based on our data, we need to treat climate change and its effects on agriculture in the Carpathian Basin in a more differentiated way for the 17th century, and we cannot and should not extend the negative effects of the North Atlantic to the Carpathian Basin. Since, on the basis of former malacological studies, the mosaic-like nature of the Carpathian Basin was able to compensate for the unfavourable climatic changes of the Little Ice Age.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
42

Çınarbaş, Deniz Canel. "İslami ve İslam Öncesi İnançlar ve Psikoloji: Türkiye’de Yerel Sağaltım Yöntemleri Bağlamında Türbe ve Hoca Ziyaretleri." Ayna Klinik Psikoloji Dergisi 2, no. 1 (2015): 27–39. http://dx.doi.org/10.31682/ayna.470651.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
43

Eyyamoğlu, Mustafa, and Nuran Kara Pilehvarian. "Kıbrıs Celvetiliğinde Unutulmuş Bir Mirasın Yeniden Hatırlanışı: Magosa Kutup Osman Efendi Türbe ve Dergâhının İnşa ve İhyası." Osmanlı Araştırmaları 53, no. 53 (2018): 321–52. http://dx.doi.org/10.18589/oa.632212.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
44

EROĞLU, SÜREYYA. "VİCTORİA AND ALBERT MÜZESİ DEPOSUNDA BULUNAN YEŞİL CAMİ VE YEŞİL TÜRBE NİN ÇİNİLERİ İLE LEON PARVİLLÉE İLİŞKİSİ." Journal of International Social Research 9, no. 47 (2016): 331. http://dx.doi.org/10.17719/jisr.2016.1382.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
45

Develi, Tevfik Orkun, and Mehmet Sait Sütcü. "Güneybatı Anadolu’nun Türkleşmesi ve Attouda/Hisar Çevresinde Türk-İslam Döneminin Somut Kültürel Miras Ögeleri." Bilig, no. 111 (October 31, 2024): 125–57. http://dx.doi.org/10.12995/bilig.11106.

Full text
Abstract:
Attouda Antik Kenti, Denizli’nin Sarayköy ilçesi, Hisar (Köyü) Mahallesi’nde bulunan arkeolojik bir tepe yerleşimi ve birinci derece sit alanıdır. Şehrin iskânı, MÖ II. yüzyıla kadar uzanmakta olup neredeyse hiç kesintiye uğramadan günümüze kadar devam etmektedir. Ancak şimdiye kadar arkeolojik buluntular ışığında bölgenin Türk-İslam devrine odaklanan herhangi bir bilimsel çalışma yapılmamıştır. 2021 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izniyle gerçekleştirilen arkeolojik yüzey araştırmasında, Babadağ dağ sırasında bulunan tepeleri ve vadileri hilal biçiminde kuşatan yedi türbe tespit edilmiştir. Bölgede stratejik olarak batıya geçiş güzergahlarını tutan bu yapıların, İkinci Beylikler Dönemi’ne tarihlenen ve güneybatı Anadolu’nun Türkleşmesinde önemli roller üstlenen kolonizatör Türk dervişlerine ait oldukları değerlendirilmektedir. Arkeolojik bulgularla tarihsel verileri bir araya getiren bu keşif, bölgenin Osmanlı öncesi Türk-İslam devrine ilk kez ışık tutmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
46

Köç, Ahmet. "Osmanlı Devleti’nde Devlet-Tekke İlişkisinin Önemli Bir Tanığı: Halveti Şeyhi Sofyalı Bâlî Efendi ve Vakıfları." Belleten 80, no. 289 (2016): 797–822. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2016.797.

Full text
Abstract:
XIV. yüzyılın sonlarında Osmanlı askerleri tarafından fethedilen Sofya şehri, Türkler için yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur. Şehrin yol güzergahında ve verimli araziler üzerinde bulunması, kısa sürede Rumeli Eyaleti'nin merkezi olmasını sağlamıştır. Şehrin fethiyle başlayan dini ve kültürel değerlere uygun binalar inşa etme süreci, sonraki yüzyıllarda artarak devam etmiştir. Vakıf sistemi ile inşa edilen binalar, Sofya şehrini daha belirgin yaşanabilir bir merkez haline getirmiştir. Bu çalışmada XVI. yüzyılda yaşamış âlim, şâir, Halvetîyye şeyhi ve para vakıflarının meşruîyeti konusunda sürdürdüğü tartışmaları ile bilinen Şeyh Bâlî Efendi'nin vakıfları ele alınmıştır. Şeyh Bâlî Efendi'nin adına Sofya yakınlarında kurulmuş tekke, camii, türbe, çeşme, han ve medreseden oluşan vakıf yapılarının XVIII ve XIX. yüzyıldaki durumu burada araştırılacaktır. Araştırmada Osmanlı arşiv belgeleri, tahrir defterleri, vakfiyeler ve ilk kez Sofya sicilleri kullanılarak kronolojik yatay yaklaşım tarzıyla konu ele alınmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
47

Eroğlu, Haldun. "Osmanlı Ailesinin Savaşlarda Şehit Olan Üyeleri." Belleten 81, no. 290 (2017): 67–88. http://dx.doi.org/10.37879/belleten.2017.67.

Full text
Abstract:
Klasik dönem Osmanlı imparatorluğunun üzerinde yorum yapılan temel konularından biri de Osman'ın ailesine mensup erkek üyelerin taht kavgalarına karışmaları ve ülkenin içine düştüğü kaotik durumdur. Özellikle taht kavgalarının sonucunda ortaya çıkan kardeş katli meselesi ilgi çekici bulunmuş ve bu çerçevede konu daha çok öne çıkarılmıştır. Ancak Osmanlı ailesinin üyeleri, yetişmiş profesyonel yöneticilerin olmamasına da bağlı olarak, üstlendikleri askeri ve idari görevlerle imparatorluğun kuruluşunda önemli katkılar yapmışlardır. Gerek ordu komutanı olarak gerek ele geçirilen yerlerin yönetiminde sağladıkları bu katkılar kaynaklara ayrıntılı biçimde yansımıştır. Elinizdeki bu çalışmada da Osmanlı fetihlerine katkıda bulunmak üzere yapılan savaşlara katılarak önemli yararlılıklar gösteren ve savaş meydanlarında şehit olan aile üyeleri ele alınmıştır. Kaynakların derinlemesine incelenmesinden anlaşıldığına göre imparatorluğun özelikle ilk yüz yılında aileye mensup üyeler ordu komutanı olarak savaşlara katılmışlar ve bunlardan yedi tanesi savaş meydanında şehit olmuştur. Savaşırken hayatını kaybeden aile üyelerinin şehit olmalarına bağlı olarak kutsiyet atfedilerek mezarlarının türbe haline gelmesi ise hayli dikkat çekicidir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
48

GÜZEY, Gökçe Zeynep. "İzmir’deki Kutsal Ziyaret Yerlerinde Dağ Kültünün İzleri." Ege Universitesi Turk Dunyasi Incelemeleri Dergisi 22, no. 1 (2022): 185–202. http://dx.doi.org/10.32449/egetdid.991905.

Full text
Abstract:
Dağlar hem mitolojik anlatmalarda hem de semavi dinlerde kutsal kabul edilmiş ve önemli bir konuma sahip olmuştur. Dünyanın kozmik merkezi, vahyin ulaştığı yer veya tanrı ikametgâhı gibi işlevleri olduğuna inanılan dağlar özellikle yükseklikleri sebebiyle bütün toplumlarda yüceliğin sembolü olarak görülmektedir. Eski Türkler de yükseklikleri ve Gök Tanrı’ya yakınlığı dolayısıyla dağları yüce bir varlık olarak kabul etmişler ve ölen atalarını dağlara gömmüşlerdir. Atalar kültü ve dağ kültünün birleştiği bu uygulama zamanla veli kültüyle birleşerek dağ ve tepelerde bulunan türbe ve yatırları ziyaret geleneğine dönüşmüştür. Bu bağlamda çalışmada dağ kültünün farklı toplumlarda nasıl yer aldığına değinilmiş ve Türk toplumunda geçmişten günümüze dek benimsenmiş çeşitli inanç ve uygulamaların neler oldukları ve işlevleri ele alınmıştır. Anadolu’nun pek çok yerinde olduğu gibi İzmir’de de dağ ve tepelerde pek çok kutsal ziyaret yeri bulunmaktadır. Çalışmamız kapsamında İzmir’de dağ ve tepelerde bulunan kutsal ziyaret yerlerindeki inanç ve uygulamalar tespit edilmiş ve dağ kültüyle ilişkileri bağlamında incelenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
49

Kennedy, Scott. "A tale of two skeletons?" Byzantinische Zeitschrift 114, no. 1 (2021): 195–220. http://dx.doi.org/10.1515/bz-2021-9009.

Full text
Abstract:
Abstract The body of almost every Roman or Byzantine emperor has been lost. This piece draws attention to two skeletons, recovered from a Muslim türbe at Trabzon during World War I by the Russian excavator Feodor Uspensky. Using local oral tradition, Uspensky identified the two bodies he recovered as the Byzantine emperor of Trebizond Alexios IV (1417-1429) and a local Turkish hero Hoşoğlan. Since Uspensky, his identifications have not been challenged nor scientifically examined. This paper argues that Uspensky did not recover just one but two imperial skeletons. It first dissects his identifications, showing how competition for sacred space between Greeks and Turks in the Ottoman period led each community to identify the tomb’s occupants with foundational figures in their communities. After dissecting Uspensky’s identifications, this paper then makes the case that both occupants of this tomb were unidentified members of the Grand Komnenoi family, urging for scientific examination of what may be the only bones of a Byzantine emperor.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
50

Erduğan, Serkan. "Bektaşi Tekkelerinin Kapatılması ve Hamdullah Efendi." ALEVİLİK-BEKTAŞİLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, no. 17 (July 16, 2018): 193–210. http://dx.doi.org/10.24082/2018.abked.76.

Full text
Abstract:
13. yüzyılda Hacı Bektaş-ı Velî’nin tasavvuf anlayışıyla kurulan Bektaşîlik ile Osmanlı’nın ilk düzenli ordusu olan Yeniçeri Ocağı arasında güçlü bir bağ olduğu bilinmektedir. Bu güçlü ilişkinin en önemli kanıtlarından biri de 1826 yılında dönemin padişahı II. Mahmud’un bozulan askerî sistemi ortadan kaldırmak için yapığı çalışmalarda, Yeniçeri Ocağı’nı lağvettikten hemen sonra bu programı tamamlamak adına Bektaşîliği de yasaklamasıdır. Vaka-i Hayriye adıyla bilinen bu olaylarda Yeniçeri Ocağı ağır bir kıyıma maruz kalmış ve bozulan askerî yapının suçlusu olarak görülen Bektaşî tarikatı da askerî oluşumun bertaraf edilmesinden hemen sonra II. Mahmud’un müdahalesine maruz kalmıştır. Bu olaylarda pek çok Bektaşî dergâhı tamamen ortadan kaldırılmış, bazıları tahrip edilerek sadece türbe kısmı sağlam bırakılmış, bir kısmı da ‘kadîm’ addedilerek dokunulmamış ancak başına Nakşibendî şeyhleri atanarak kontrol altında tutmak istenilmiştir. Bu çalışmada Bektaşîlik-Yeniçeri Ocağı ilişkisi ve Vaka-i Hayriye adıyla anılan olaylar bütününün yanında, Nevşehir/Hacıbektaş’taki merkez tekkeye postnişinlik yapan Hamdullah Efendi’nin yaşamı ve onun edebî yönü ele alınacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
We offer discounts on all premium plans for authors whose works are included in thematic literature selections. Contact us to get a unique promo code!

To the bibliography