To see the other types of publications on this topic, follow the link: Yaşlı erkek.

Journal articles on the topic 'Yaşlı erkek'

Create a spot-on reference in APA, MLA, Chicago, Harvard, and other styles

Select a source type:

Consult the top 50 journal articles for your research on the topic 'Yaşlı erkek.'

Next to every source in the list of references, there is an 'Add to bibliography' button. Press on it, and we will generate automatically the bibliographic reference to the chosen work in the citation style you need: APA, MLA, Harvard, Chicago, Vancouver, etc.

You can also download the full text of the academic publication as pdf and read online its abstract whenever available in the metadata.

Browse journal articles on a wide variety of disciplines and organise your bibliography correctly.

1

Salkın, Yasemin, İbrahim Duman, and Duygu Vefikuluçay Yılmaz. "YAŞLI BAKIM PROGRAMINDA ÖĞRENİM GÖREN ÖĞRENCİLERİN YAŞLI AYRIMCILIĞINA YÖNELİK TUTUMLARININ BELİRLENMESİ." Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 13, no. 1 (2024): 289–96. http://dx.doi.org/10.37989/gumussagbil.1273125.

Full text
Abstract:
Bu araştırma, yaşlı bakımı programı birinci ve ikinci sınıf öğrencilerinin yaşlı ayrımcılığına ilişkin tutumlarının incelenmek amacıyla yapılmıştır. Araştırmamız tanımlayıcı tipte tasarlanmış olup 2020- 2021 Eğitim Öğretim Döneminde bir devlet üniversitesinin Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’nun, yaşlı bakımı programında öğrenim gören 124 öğrencinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Veriler Kişisel Bilgi Formu ve Yaşlı Ayrımcılığı Tutum Ölçeği kullanılarak 1 Nisan-30 Haziran 2021 tarihleri arasında toplanmıştır. Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalamasının 20,50±2,44 olduğu, %66,3’ünün kadın olduğu, %48,1’sinin birinci sınıfta öğrenim gördükleri ve %17,3’ünün ise yaşlı birey ile birlikte yaşadıkları belirlenmiştir. Araştırmada ölçek toplam puan ortalamasının 69,91±9,41, yaşlının yaşamını sınırlama alt boyut puan ortalamasının 20,13±5,72, yaşlıya yönelik olumlu ayrımcılık alt boyut puan ortalamasının 30.88±5,03 ve yaşlıya yönelik olumsuz ayrımcılık alt boyut puan ortalamasının ise 18.89± 3,95 olduğu saptanmıştır. Erkek öğrencilerin ölçek toplam puan ortalaması kadınlara göre daha yüksek bulunmuştur. Araştırmada ikinci sınıftaki öğrencilerin yaşlıya yönelik olumlu tutum alt boyut puan ortalamaları birinci sınıf öğrencilerine göre yüksek olduğu belirlenmiştir. Araştırmada yaşlı bakımı programı öğrencilerinin yaşlı ayrımcılığına ilişkin tutumlarının olumlu yönde olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Yaşlı bakımı öğrencilerinde cinsiyet ve öğrenim görülen sınıf arasında anlamlı ilişki bulunmaktadır. Erkek öğrencilerin ölçek toplam puanı daha yüksek bulunmuştur. İkinci sınıf öğrencilerinin ise yaşlıya yönelik olumlu puan ortalamaları birinci sınıf öğrencilerine göre daha yüksektir. Öğrencilere yaşlı ayrımcılığı konusunda farkındalık kazandırılmasının yaşlı ve toplum sağlığını olumlu yönde katkı sağlayacağı düşünülmektedir
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
2

KORKMAZ, Tuğba, and Durmuş ÜMMET. "Huzurevinde Bulunan Yaşlıların Yalnızlık Algısının ve Yaşam Kalitesinin Bazı Değişkenlere Göre İncelenmesi." MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi 10, no. 1 (2021): 463–75. http://dx.doi.org/10.33206/mjss.716404.

Full text
Abstract:
Bu araştırmanın amacı yaşlı bireylerin yalnızlık algılarının yaşam kaliteleriyle arasındaki ilişkiyi incelemektir. Ayrıca; huzurevindeki bireylerin Yaşlılar için Yaşam Kalitesi Ölçeği ve Yaşlılar için Yalnızlık Ölçeğinden (YİYÖ) aldıkları puanların bazı demografik özelliklere göre (cinsiyet, yaş, eğitim seviyesi, kurumda kaldığı süre, kurumdan memnuniyet düzeyi) farklılaşma durumları incelenmiştir. Araştırmanın örneklemi İstanbul Büyükşehir Belediyesi Darülaceze Müdürlüğü adlı huzurevindeki 69 kadın 127 erkek olmak üzere toplamda 196 yaşlı bireydir. Katılımcıların demografik bilgilerini belirlemek için kişisel bilgi formu, yalnızlık düzeylerini ölçmek için Yaşlılar için Yalnızlık Ölçeği, yaşam kalitesini ölçmek için Yaşlılar için Yaşam Kalitesi Ölçeği uygulanmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgular incelendiğinde; yaşlı bireylerin yalnızlık puanları ile yaşam kaliteleri arasında ters yönde anlamlı bir ilişki olduğu ve yalnızlığın yaşam kalitesini yordadığı görülmüştür. Ayrıca yaşlı bireylerin yalnızlık düzeylerinin cinsiyet ve eğitim durumu değişkenlerine göre farklılaştığı ancak yaş, kurumda kalma süresi ve kurumdan memnuniyete göre değişmediği görülmüştür. Yaşlı bireylerin yaşam kalitelerinin cinsiyet, eğitim durumu ve kurumdan memnuniyetlerine göre farklılaştığı ancak yaşlarına ve kurumda kalma süresine göre değişmediği belirlenmiştir. Elde edilen bulgular tartışılmış ve bazı önerilerde bulunulmuştur.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
3

AY, Serap, and Beyzade Nadir ÇETİN. "Deprem Mağduru Yaşlı Bireylerin Mekân Memnuniyetlerinin İncelenmesi: Elazığ Örneği." Sosyolojik Bağlam Dergisi 3, no. 3 (2022): 236–50. http://dx.doi.org/10.52108/2757-5942.3.3.2.

Full text
Abstract:
Bu çalışma, yaşlı olarak nitelendirdiğimiz 65 yaş ve üstü bireylerin 24 Ocak 2020 Elazığ Depremi sonrası zorunlu olarak yaşadıkları mekân değişikliği durumunun düzeyini ve yeni mekânla aralarında kurdukları ilişki, bağlılık ve aidiyet düzeyini belirleme amacını taşımaktadır. Bu noktada yaşlı bireylerin deprem sonrası yer değişikliğine ilişkin yaşadıkları sorunlar önem arz etmektedir. Araştırmada, görüşmecilerin afet sonrası yeni taşınılan mekâna ilişkin memnuniyet algılarını ve görüşmecilerin gözünden iki yerleşme arasındaki mekânsal ve sosyal farklılıkları belirlemek amacıyla derinlemesine mülakat tekniği kullanılmıştır. Elazığ İlinin Aksaray ve Hicret Mahallelerinde depremi yaşamış ve depremin ardından yıkımlar dolayısıyla yaşadıkları mekânı terk etmek zorunda kalan 10’u erkek, 13’ü kadın olmak üzere 23 gönüllü yaşlı birey ile görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Alan araştırması sonucunda, yaşlı bireylerin eski evlerine olan aidiyet bağının daha yüksek olduğu, yeni taşınılan mekânda yaşanan işçilik sorunları ve komşuluk ilişkilerinin zayıf olması nedeniyle uyum sağlayamadıkları görülmüştür. Ayrıca yeni konutların bulunduğu mahallelerde yaşlı bireylerin fiziksel ve toplumsal ihtiyaçlarını karşılayacak dış mekânların olmaması bireylerin memnuniyet algılarını düşürmüştür.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
4

Cengisiz, Cengiz, and Selman Bölükbaşı. "Alkol Bağımlılığı Tedavisi Gören Yaşlı Hastaların Sosyodemografik ve Klinik Özellikleri." Bağımlılık Dergisi 26, no. 3 (2025): 335–46. https://doi.org/10.51982/bagimli.1645603.

Full text
Abstract:
Amaç: Bu çalışmanın amacı, 60 yaş ve üzeri bireylerde alkol kullanım bozukluğunun (AKB) yaygınlığını, sosyodemografik ve klinik özelliklerini incelemektir. Yöntem: 2019-2023 yılları arasında Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Bağımlılık Danışmanlığı Polikliniği'ne başvuran ve AKB tanısı konulan 60 yaş ve üzeri 3892 hasta retrospektif olarak analiz edilmiştir. Hastaların sosyodemografik verileri, komorbiditeleri ve tedavi yaklaşımları değerlendirilmiştir. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen bireylerin %93,6'sı erkek, %6,4'ü kadındır. Erkeklerde AKB prevalansı kadınlara göre daha yüksek bulunmuş, ancak pandemi döneminde kadınlarda alkol tüketiminde anlamlı bir artış saptanmıştır. Katılımcıların yaş ortalaması 64,6±4,4 yıl olup, %89'u ayaktan tedavi almıştır. İzmir gibi metropol şehirlerden gelen hastalarda yatarak tedavi oranı daha yüksektir. En sık görülen fiziksel komorbiditeler hipertansiyon (%51,6) ve malnütrisyon (%31,4), psikiyatrik komorbiditeler ise depresyon (%19,8) ve demans/bilişsel bozukluk (%17,3) olarak belirlenmiştir. Sonuç: Geriatrik bireylerde AKB, ciddi fiziksel ve psikososyal eş tanılarla birlikte seyretmektedir. Bu durum, erken tanının, disiplinler arası yaklaşımın ve kapsamla psikososyal destek hizmetlerinin önemini vurgulamaktadır. Gelecek çalışmalar, yaşlı bireylerde AKB'ye yönelik farkındalığı artırmayı ve bütüncül müdahale stratejileri geliştirmeyi hedeflemelidir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
5

Çulha, Yeliz, Sevinç Yıldırım Üşenmez, and Funda Büyükyılmaz. "HUZUREVİNDE YAŞAYAN YAŞLI BİREYLERDE ÜRİNER İNKONTİNANS FARKINDALIĞI VE SAĞLIK ARAMA DAVRANIŞI ARASINDAKİ İLİŞKİ." Kocatepe Tıp Dergisi 25, no. 2 (2023): 194–200. http://dx.doi.org/10.18229/kocatepetip.1276132.

Full text
Abstract:
AMAÇ: Bu çalışmanın amacı, huzurevinde yaşayan yaşlı bireylerde üriner inkontinans farkındalığı ve sağlık arama davranışı arasındaki ilişkinin belirlenmesidir. GEREÇ VE YÖNTEM: Tanımlayıcı tipte gerçekleştirilen çalışmanın örneklemini, Ekim 2022 - Ocak 2023 tarihlerinde İstanbul’da bir huzurevinde yaşayan 65 yaş ve üzeri bireyler oluşturdu (N=120). Veriler, “Yaşlı Birey Bilgi Formu”, “İnkontinans Farkındalık Ölçeği”, “Sağlık Arama Davranışı Ölçeği” ile değerlendirildi. BULGULAR: Yaşlı bireylerin çoğunluğunun (%70) erkek, yaş ortalamalarının 65,71±8,49 yıl olduğu, %70’inin idrar kaçırdığı, %57,5’inin öksürürken veya hapşırırken idrar kaçırdığı, %52,5’inin günlük aktiviteleri sırasında idrar kaçırdığı, %62,5’inin idrar kaçırmaya ilişkin ped/bez kullandığı, idrar kaçırma süresi ortalamasının 42,75±53,53 ay olduğu saptandı. İnkontinans Farkındalık Ölçeği puan ortalaması ile Sağlık Arama Davranışı puan ortalaması arasında istatistiksel olarak anlamlılık saptandı (p<0,05). Ayrıca kadın cinsiyet, idrar kaçırma varlığı-sıklığı ve ped/bez kullanımının, üriner inkontinans farkındalığı ve sağlık arama davranışı üzerinde etkili değişkenler olduğu belirlendi. SONUÇ: Yaşlı bireylerin üriner inkontinans farkındalıklarının orta düzey, sağlık arama davranışlarının orta-yüksek düzeyde olduğu görüldü. Huzurevinde yaşayan yaşlı bireylerin üriner inkontinans durumlarının ve inkontinansa ilişkin farkındalıklarının belirlenmesi, bireylerin üriner inkontinans ile baş etmelerine yönelik yaklaşımların uygulanmasına olanak sağlayacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
6

Doğanay, Gülşah, and Gülseren Erhan. "İlkokul Hayat Bilgisi Ders Kitaplarındaki Yaşlı Karakterlerin İncelenmesi." Senex Yaşlılık Çalışmaları Dergisi 7, no. 1 (2023): 3–16. https://doi.org/10.5281/zenodo.10204952.

Full text
Abstract:
Bu araştırma, İlkokul Hayat Bilgisi ders kitaplarının dilsel ve görsel anlatımlarında yaşlı karakterlerin yer alma durumunun belirlenmesi amacıyla planlanmıştır. Bu amaçla araştırmada ders kitaplarının ünite, bölüm ya da sayfalarında yer alan anlatımlarında yaşlı karakterlerin rolleri, sosyal yaşam etkinlikleri, sağlıklı ya da aktif olma gibi özelliklerinin yansıma düzeyi ve biçimi incelenmiştir. Araştırmanın verileri, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2020-2021 eğitim-öğretim yılında Giresun iline gönderdiği 1., 2. ve 3. sınıfta okutulan/kullanılan İlkokul Hayat Bilgisi ders kitaplarından elde edilmiştir. Araştırma nitel ve nicel verilerin kullanıldığı bir çalışma olup veriler doküman inceleme yoluyla elde edilmiş ve içerik analizi yapılmıştır. Araştırmanın bulgularına göre yaşlı karakterlere en fazla yer verilen ünitenin "Evimizde Hayat" ünitesi olduğu ve erkek karakterlerin kadın karakterlerden daha fazla yer verildiği belirlenmiştir. Bununla birlikte ders kitabında yaşlı bireyler daha çok geniş aile tasviri içerisinde tüm aile üyeleri ile gösterildiği saptanmıştır. "Hayat Bilgisi" ders kitaplarındaki yaşlı karakterlerin daha çok sağlıksız, bakıma muhtaç ve çoğunlukla pasif bireyler olarak ifade edildiği dikkat çekmiştir. Yaşlı bireylerin fiziksel özellikleri ise beyaz/gri saç, kırışık/sarkık yüz, gözlüklü, bıyıklı/sakallı, bastonlu ve kambur gibi fiziksel kalıp yargılara göre gösterildiği tespit edilmiştir. Ders kitaplarında yaşlılara verilen rollerin önemsiz, sağlıksız ve başkalarına bağımlı olarak sunulmasının yaşlılık ile ilgili olumsuz yaklaşımları destekleyebileceği düşünülmektedir. Elde edilen veriler değerlendirildiğinde, yaş ayrımcılığı ders kitaplarında açık ya da örtülü şekillerde yer almakta ve çocuklar ders kitaplarından yaşlanmanın olumsuz bir süreç olduğunu öğrenmektedir. Bu bağlamda ders kitaplarında yaşlı bireylere, hayatın tüm alanlarında önemli ve aktif rollerin verilmesi yaşlanma ve yaşlılığa karşı olumlu yaklaşımlar geliştirebilir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
7

Ay, Serap, and Beyzade Nadir Çetin. "Deprem Mağduru Yaşlı Bireylerin Mekân Memnuniyetlerinin İncelenmesi: Elazığ Örneği." Sosyolojik Bağlam Dergisi 3, no. 3 (2022): 236–50. https://doi.org/10.52108/2757-5942.3.3.2.

Full text
Abstract:
Bu çalışma, yaşlı olarak nitelendirdiğimiz 65 yaş ve üstü bireylerin 24 Ocak 2020 Elazığ Depremi sonrası zorunlu olarak yaşadıkları mekân değişikliği durumunun düzeyini ve yeni mekânla aralarında kurdukları ilişki, bağlılık ve aidiyet düzeyini belirleme amacını taşımaktadır. Bu noktada yaşlı bireylerin deprem sonrası yer değişikliğine ilişkin yaşadıkları sorunlar önem arz etmektedir. Araştırmada, görüşmecilerin afet sonrası yeni taşınılan mekâna ilişkin memnuniyet algılarını ve görüşmecilerin gözünden iki yerleşme arasındaki mekânsal ve sosyal farklılıkları belirlemek amacıyla derinlemesine mülakat tekniği kullanılmıştır. Elazığ İlinin Aksaray ve Hicret Mahallelerinde depremi yaşamış ve depremin ardından yıkımlar dolayısıyla yaşadıkları mekânı terk etmek zorunda kalan 10’u erkek, 13’ü kadın olmak üzere 23 gönüllü yaşlı birey ile görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Alan araştırması sonucunda, yaşlı bireylerin eski evlerine olan aidiyet bağının daha yüksek olduğu, yeni taşınılan mekânda yaşanan işçilik sorunları ve komşuluk ilişkilerinin zayıf olması nedeniyle uyum sağlayamadıkları görülmüştür. Ayrıca yeni konutların bulunduğu mahallelerde yaşlı bireylerin fiziksel ve toplumsal ihtiyaçlarını karşılayacak dış mekânların olmaması bireylerin memnuniyet algılarını düşürmüştür.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
8

Seguer, Soumia. "Cezayirli Tüketicilerin Satın Alma Niyetinin ve Satın Alma Niyetini Etkileyen Faktörlerin Demografik Değişkenler Açısından İncelenmesi." ATLAS Journal International Refereed Journal On Social Sciences 10, no. 53 (2024): 1–22. https://doi.org/10.5281/zenodo.10874004.

Full text
Abstract:
Bu araştırmanın amacı Cezayirli m&uuml;şterilerin T&uuml;rk giyim markalarını satın alma niyetinin ve satın alma niyetini etkileyen fakt&ouml;rlerin demografik &ouml;zelliklere g&ouml;re değişip değişmediğini incelemektir. Bu kapsamda, T&uuml;rk giyim markalarına karşı tutumun, subjektif normların, algılanan davranışsal kontrol&uuml;n, menşe &uuml;lkenin ve satın alma niyetinin&nbsp; Cezayirli m&uuml;şterilerin cinsiyetine, yaşına, medeni durumuna, eğitim d&uuml;zeyine ve aylık gelirine g&ouml;re farklılaşıp farklılaşmadığı incelenmiştir. Bu araştırma nicel y&ouml;ntemlerle ve tarama deseni kullanılarak ger&ccedil;ekleştirilmiştir. Araştırmanın verileri 391 Cezayirli yetişkinden anket tekniği kullanılarak toplanmıştır. Veriler bağımsız &ouml;rneklem <em>t</em> testi ve tek y&ouml;nl&uuml; ANOVA kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmada Cezayirli m&uuml;şterilerin menşe &uuml;lke algılarının yaşa ve medeni duruma g&ouml;re anlamlı bi&ccedil;imde farklılaştığı tespit edilmiştir. 25 yaş altı Cezayirlilerin 36-52 yaş grubu Cezayirlilerden ve bekar Cezayirlilerin evli Cezayirlilerden menşe &uuml;lke algılarının daha y&uuml;ksek olduğu saptanmıştır. 17-25 yaşlarında olan Cezayirlilerin daha yaşlı Cezayirlilerden, bekar Cezayirlilerin evli Cezayirlilerden, lise ve lisans mezunu Cezayirlilerin y&uuml;ksek lisans ve doktora mezunu Cezayirlilerden ve geliri 50000DA ve daha az olan Cezayirlilerin geliri daha fazla olan Cezayirlilerden algılanan davranışsal kontrol d&uuml;zeylerinin daha d&uuml;ş&uuml;k olduğu ortaya &ccedil;ıkartılmıştır. Kadın Cezayirlilerin erkek Cezayirlilerden, 17-30 yaşlarında olan Cezayirlilerin daha yaşlı Cezayirlilerden, bekar Cezayirlilerin evli Cezayirlilerden ve geliri 50000DA ve daha az olan Cezayirlilerin geliri daha fazla olan Cezayirlilerden T&uuml;rk giyim markalarına karşı tutum d&uuml;zeylerinin daha y&uuml;ksek olduğu saptanmıştır. Kadın Cezayirlilerin erkek Cezayirlilerden, 17-35 yaşlarında olan Cezayirlilerin daha yaşlı Cezayirlilerden, bekar Cezayirlilerin evli Cezayirlilerden, y&uuml;ksek lisans mezunu olan Cezayirlilerin lisans mezunu olan Cezayirlilerden ve geliri 50000DA ve daha az olan Cezayirlilerin geliri daha fazla olan Cezayirlilerden T&uuml;rk giyim markalarını satın almak konusunda &ccedil;evrelerindeki insanlardan hissettikleri etkilerin daha y&uuml;ksek olduğu anlaşılmıştır. Kadın Cezayirlilerin erkek Cezayirlilerden, 17-35 yaşlarında olan Cezayirlilerin daha yaşlı Cezayirlilerden, bekar Cezayirlilerin evli ve boşanmış olan Cezayirlilerden ve y&uuml;ksek lisans mezunu olan Cezayirlilerin lisans mezunu olan Cezayirlilerden T&uuml;rk giyim markalarını satın alma niyetlerinin daha y&uuml;ksek olduğu tespit edilmiştir. <strong>Anahtar Kelimeler:</strong> Menşei &Uuml;lke, Satın Alma, Cezayir, Demografik Fakt&ouml;rler
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
9

Kurtuluş, Ayşe, Kemalettin Acar, Bora Boz, and Cüneyt Destan Cenger. "2005-2009 Yıllarında Denizli’de Meydana Gelen Adli Yaşlı Ölümlerinin Değerlendirilmesi." Bulletin of Legal Medicine 15, no. 2 (2010): 59–63. http://dx.doi.org/10.17986/blm.2010152708.

Full text
Abstract:
Yaşlılık döneminin başlangıcı Dünya Sağlık Örgütü’ne göre 65 yaş kabul edilmektedir. Yaşlanma her canlıda görülen, tüm işlevlerde azalmaya neden olan süreğen ve evrensel bir süreçtir. Yaşlı ölümleri, ölüm nedenleri açısından değerlendirildiğinde toplumun sağlık önceliklerinin belirlenmesinde yardımcı olur. Çalışmada 2005-2009 yılları arasında Denizli ilinde meydana gelen 65 yaş ve üstü adli ölüm olguları cinsiyet, yaş, ölüm nedeni, orijini, ölüm yeri yönünden değerlendirildi. Bu amaçla belirlenen süre içerisinde Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından yapılmış otopsilere ait kayıtlar retrospektif olarak incelendi. Bu süreçte, adli otopsi yapılan 1324 olgunun %18,95’inin (n:251) yaşlı ölümlerinden oluştuğu görüldü. 175’i erkek, 76’sı kadındı. Yaş ortalaması 74,75 + 6,63 idi. Kazaya bağlı ölümlerin ilk sırada yer aldığı, bunu doğal ölümlerin izlediği görüldü. Doğal ölümler içerisinde kardiyovasküler sistem hastalıkları en sık ölüm nedeniydi. Medikolegal otopsilerin uygun koşullarda ve mutlaka adli tıp uzmanı tarafından yapılması halinde yaşlı ölümleri ile ilgili pek çok veri sağlayabileceği anlaşılmaktadır. Bu çalışmalardan elde edilecek bilgilerle, ölüm nedenlerinin ve orijinlerinin tespit edilmesi önlenebilir nedenlerin ortadan kaldırılabilmesinde yardımcı olabilir.Anahtar kelimeler: Yaşlılık, ölüm nedenleri, adli tıp
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
10

Akınoğlu, Bihter, Egemen Sebü, Salman Usman Shehu, and Ayfer Ezgi Yılmaz. "Huzurevinde Kalan Yaşlı Bireylerin Fonksiyonel Seviyelerine Göre Solunum Fonksiyonlarının İncelenmesi." Ergoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi 13, no. 1 (2025): 67–74. https://doi.org/10.30720/ered.1457518.

Full text
Abstract:
Amaç: Bu çalışmanın amacı huzurevinde yaşayan ve farklı fonksiyonel seviyede olan yaşlı bireylerin solunum fonksiyonlarının incelenmesi ve karşılaştırılmasıdır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 65-90 yaşları arasında 27 kadın (80,55±6,68) ve 17 erkek (72,88±7,63) olmak üzere toplam 44 kişi (77,59±7,93) dahil edildi. Bireylerin fonksiyonel seviyeleri desteksiz mobil, destekli mobil ve tekerlekli sandalye ile mobil ve yatağa bağımlı olmak üzere fizyoterapist tarafından değerlendirildi. Bireylerin solunum fonksiyonları spirometre kullanılarak Zorlu Ekspirasyon Manevrası ile değerlendirildi ve bilişsel durumlarını Mini Mental Durum Testi ile değerlendirildi. Sonuçlar: Yaşlı bireyler farklı fonksiyonel seviyelere göre karşılaştırıldığında solunum fonksiyon testleri sonuçlarında anlamlı bir fark olmadığı görüldü; FVC (p=0,416), FEV1 (p=0,330), FEV1/FVC (p=0,390), PEF (p=0,175), FEF25-75 (p=0,318). Tartışma: Çalışmanın sonuçları huzurevinde yaşayan ve farklı fonksiyonel seviyede olan yaşlı bireylerin solunum fonksiyonlarının beklenen değerlere göre düşük olduğunu ve fonksiyonel sınıflar arasında fark olmadığını göstermektedir. Bu durumu solunum fonksiyonlarının beklenen değerlerde olması için sadece fonksiyonel seviyenin iyi olmasının yeterli olmadığını, solunum fonksiyonlarını korumak için özel egzersizler yapılması gerektiğini düşündürmektedir. Ancak bunun için yapılacak ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
11

ARI, Münevver. "Küresel Yaşlanma Serüveninde Yaşlanan Türkiye Üzerine Bir Değerlendirme." Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 23, Özel Sayı (2023): 261–78. http://dx.doi.org/10.18037/ausbd.1316189.

Full text
Abstract:
Nüfusun değişen yaş yapısıyla birlikte dünyayı etkisi altına alan küresel yaşlanma süreci Türkiye’yi de yakında etkilemektedir. Doğum oranları, ölüm oranları ve göç hareketleri gibi demografik özelliklerle birlikte bu değişim açıkça görülmekte ve toplumdaki yaş gruplarına bakıldığında da yaşlı nüfusun payının arttığı anlaşılmaktadır. Bu çalışmada Cumhuriyetin 100. Yılında Türkiye’de yaşlanma olgusunun nasıl bir süreç yaşadığını, nüfus verileri ve literatürde yer alan çalışmalar üzerinden ele almakta ve toplumun yaşlanan topluma doğru nasıl bir dönüşüm yaşadığı, bu dönüşümün çeşitli toplumsal kurum ve yapıları nasıl dönüştürmeye başladığı yaşlılık konulu yapılmış sosyolojik ve sosyal gerontolojik çalışmalarla ilişkilendirilmesini konu edinmektedir. Çalışma yaşlanma konusunda Türkiye’nin 100 yıllık süreçteki değişimlerinin neler olduğunu tespit etmeyi amaçlamaktadır. Bu zaman zarfında yaşlılık olgusunun nasıl bir süreçten geçtiğine bakıldığında, yaşlılara yönelik bakım hizmetlerinin her ne kadar devlet ve aile ortaklaşmasıyla yürütüldüğü anlaşılsa da bu konuda sorumluluğun ailenin üzerine yüklenmiş bir sorumluluk olduğu incelenen çalışmalardan da anlaşılmıştır. Türkiye için yaşlı toplum olmanın, yaşlı nüfusun getirilerinden özellikle birkaçı çarpıcıdır. Yaşlı nüfus içinde kadın nüfusun fazla olması yaşlılığın kadınlaşması beraberinde getirirken bir diğer konu ise yalnız yaşayan yaşlıların artmasıdır. Ayrıca kadın nüfusun erkek nüfusa göre daha yoksul olması da bir kesişimselliğin olduğunu göstermektedir. Yaşlı nüfus gruplarının yoksul olması, yalnız yaşayan birey olması, kırsalda yaşaması, engelli olması, bir nüfus grubu olarak toplum içinde onları daha savunmasız bireyler haline getirmekte ve onları toplumsal hayat içinde dezavantajlı bir grup olarak bırakmaktadır. Yaşlılara yönelik tutumun negatif ayrımcı bir oluşum gösterdiği ve bu ayrımın sadece yaşlarından dolayı yapıldığı da bir diğer konudur.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
12

Ünay, Simge, Irem Aktay, and Belma Turan. "MAGNOLİA BARK EKSTRAKTI UYGULAMASININ YAŞLI FARE KALP FONKSİYON YETERSİZLİĞİNDEKİ İYİLEŞTİRİCİ ETKİLERİ." Kocatepe Tıp Dergisi 25, no. 2 (2023): 227–34. http://dx.doi.org/10.18229/kocatepetip.1302307.

Full text
Abstract:
AMAÇ: Manolya ağacı (Magnolia) ekstraktının ek besin olarak kullanılmasının memelilerde çeşitli organlar ve dokular üzerinde anti-oksidan etkiler gösterdiği çeşitli çalışmalarla gösterilmiş olmasına karşın, fizyolojik yaşlanma ile ilişkili olarak gözlenen kalp yetersizliklerinde koruyucu etkisi ile ilişkili bir çalışma mevcut değildir. Bu nedenle bu çalışmada, magnolol ve honokiol bileşenleri içeren manolya ağacı ekstratı kompleksinin (MAHO-C) yaşlı farelerin (24 aylık) yetersiz kalp fonksiyonu üzerinde pozitif etkileri olup olmadığının incelenmesi hedeflenmiştir. GEREÇ VE YÖNTEM: Bir grup yaşlı farelere (erkek BALB/c) standart fare yeminin yanı sıra MAHO-C (400 mg/kg/gün, 12 hafta boyunca oral olarak) takviyesi yapılırken, ikinci grup yaşlı fareler sadece standart yem ile beslenmiştir. Beslenme süresi bitiminde, farelerden in situ elektrokardiyogram (EKG) ölçümleri ve izole edilen kalp dokularında oksidatif stres ve antioksidan sistem parametrelerini kapsayan biyokimyasal analizler yapılmıştır. BULGULAR: MMAHO-C takviyesi alan yaşlı farelere ilişkin EKG’lerde yapılan analizlerde, takviye almamış yaşlı farelerle karşılaştırıldığında, P-dalgası süresi, QRS-kompleksi süresi ve QT-aralığı gibi önemli EKG parametrelerinde düşüşler ile kalp atım hızında artma gözlenmiş olup bu değişimlerin istatistiksel olarak anlamı düzeyde olduğu gözlenmiştir. Kalp dokusunda yapılan biyokimyasal analizler, MAHO-C takviyeli yaşlı fare kalp dokularında arilesteraz aktivitesinde ve toplam antioksidan seviyesinde istatistiksel olarak anlamlı seviyelerde artma gözlenmiştir. Ek olarak, ek takviye alan gruplarda almayanlarla karşılaştırıldığında, reaktif oksijen türlerinin (ROS) kaynağı olan mitokondriyal enzim süksinat dehidrogenazın aktivitesinde ve toplam oksidan seviyesinde oranında istatistiksel olarak azalmalar ile ATP/ADP oranında istatistiksel olarak artış gözlenmiştir. SONUÇ: Verilerimiz, MAHO-C takviyesinin fizyolojik yaşlanma ile ilişki kalp yetersizliklerinde özellikle antioksidan savunma sistemini ve mitokondriyi etkileyerek kalbin hem elektriksel ve hem de biyokimyasal özellikleri üzerinde pozitif etkiler oluşturabildiğini göstermektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
13

Akıncı, Habibullah, Erdinç Kalaycı, and Gökçen Aydın Akbuğa. "Kronik Hastalık Nedeniyle Hastanede Yatan Türk Yaşlı Hastalarda Hemşire Varlığı Ölçeğinin Uyarlanması." Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 13, no. 4 (2024): 1867–74. https://doi.org/10.37989/gumussagbil.1505452.

Full text
Abstract:
Bu araştırmada, Atashzadeh-Shoorideh ve arkadaşları tarafından (Atashzadeh-Shoorideh, 2022) hastanede yatan hastalar için geçerlik ve güvenirliği yapılan Hemşire Varlığı Ölçeği’nin kronik hastalığı olan Türk yaşlı popülasyonda geçerliliğini yapmak amaçlanmıştır. Türkiye’de kronik hastalık nedeniyle hastanede yatılı olarak tedavi olan 55 yaş ve üzerindeki yaşlı hastalar bu araştırmanının evrenini temsil etmektedir. Örneklem ise, Yozgat ilinde bir araştırma ve uygulama hastanesinde dahiliye servislerinde yatarak tedavi alan 55 yaş ve üzerindeki 202 hastadan oluşmuştur (erkek:78, kadın:124). Kronik hastalığa sahip Türk yaşlı hastalarda hemşire varlığı değişkenini ölçmek amacıyla uyarlanan bu araştırma iki kısımdan oluşmaktadır. İlk kısımda Türkçe ’ye çevrilmiş olan ölçek iki alan uzmanı ve bir dil bilimci tarafından incelenerek değerlendirilmiştir. Dil geçerliliği ve kapsam geçerliliği sağlanan ölçek formu için yapı geçerliliği analiz edilmiştir. İkinci kısımda kapsam ve yapı geçerliliği sağlanan ölçeğin güvenirlik testleri gerçekleştirilmiştir. Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA) sonucunda χ2/sd: 1550.04/588= 2.63, CFI: 0.98, NFI: 0.97, NNFI (TLI): 0.98, RFI : 0.97, IFI: 0.98 değerleri bulunmuştur. Ölçeğin toplam Cronbach’s Alpha değeri 0.981'dir. Ölçeğin faktörlerinin Cronbach’s Alpha değerleri sırasıyla 'Katılım ve Yardım': 0.952, 'Bilinçli Odaklanma ve Anlayışlı Davranış': 0.958, 'İzleme ve Sorumluluk': 0.899 ve 'Bakımda Koordinasyon': 0.909 olarak bulunmuştur.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
14

Çetinkaya, Onur, and Özlem Ovayolu. "Huzurevinde Yaşayan Yaşlılarda Sarkopeni Riski ve Malnütrisyon ile Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi." Sağlık Bilimlerinde Değer 15, no. 1 (2025): 110–18. https://doi.org/10.33631/sabd.1465755.

Full text
Abstract:
Amaç: Yaşlı popülasyonun gün geçtikçe artış göstermesi birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. Bu çalışmanın amacı huzurevinde yaşayan yaşlılarda bu sorunlardan biri olan sarkopeni riski ve malnütrisyon durumunu incelemek ve etkileyen faktörleri belirlemektir. Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel tipte yapılan araştırma Haziran 2023-Ocak 2024 tarihleri arasında bir huzurevinde yaşayan 115 yaşlı ile yapıldı. Veriler yüz yüze görüşme tekniği ile Kişisel Bilgi formu, Mini Nütrisyonel Araştırma Formu Kısa ve Uzun Form (MNA), Sarkopeni Teşhisi İçin Basit Hızlı Anket (SARC-F)kullanılarak toplandı. Görüşmeler yaklaşık 30 dakika sürdü. Bulgular: Yaşlıların yaş ortalamasının 75,03±6,86 ve büyük çoğunluğunun erkek olduğu (%67,8) tespit edildi. Yaşlıların MNA kısa forma göre %51,3’ünün; MNA uzun forma göre %47,8’inin malnütrisyon riski veya malnütrisyonu olduğu; %63,5’inin ise sarkopeni açısından riskli olduğu belirlendi. Kronik hastalığı bulunan yaşlıların MNA kısa form puanı 10,75±2,32 iken kronik hastalığı bulunmayanların puanı 11,57±2,72 olarak tespit edildi (p
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
15

Çekok, Fatma Kübra, and Ayşenur Gökşen. "Yaşlı Bireylerin Kas Tendon Morfolojisinin Fiziksel Performans ve Denge Üzerine Etkisi." Hacettepe University Faculty of Health Sciences Journal 11, no. 2 (2024): 477–90. http://dx.doi.org/10.21020/husbfd.1373362.

Full text
Abstract:
Amaç: Yaşlanma süreci ile kas-tendon morfolojisi değişmektedir. Bu çalışmanın amacı, yaşlı bireylerde alt ekstremite ile ilişkili kas-tendon morfolojisinin, fonksiyonel hareket ve denge yeteneği ile ilişkisini incelemektir. Gereç ve Yöntem: Araştırmaya yaş ortalaması 65-80 yıl arasında değişen 60 (erkek= 27, kadın= 33) yaşlı birey dahil edildi. Rectus femoris, biceps femoris, tibialis anterior ve gastroknemius kaslarının mekanik özellikleri ile; patellar tendon ve Aşil Tendonunun mekanik özellikleri Myoton® PRO cihazı ile değerlendirildi. Bireylerin bilişsel fonksiyonları Mini Mental Test (MMSE) ile, fiziksel performansları ve denge fonksiyonları ise Berg Denge Ölçeği (BDÖ), Zamanlı kalk ve Yürü Testi (ZKYT) ve 30 sn otur kalk Testi ile değerlendirildi. Bulgular: Çalışmanın sonuçlarına göre rectus femoris kas esnekliği ile 30 sn otur kalk testi arasında pozitif bir korelasyon vardır (p=0,011). Alt ekstremite distalinde yer alan gastroknemius ve Aşil Tendonunun esnekliği BDÖ sonuçları ile ilişkili bulundu. (p=0,035**; p=0,016**). Alt ekstremitede yer alan kasların kas tonus verilerine bakıldığında, tibialis anterior ve Aşil Tendon tonusunun denge üzerinde etkili olduğu bulundu (p=0,030; p&amp;lt;0,001). Sonuç: Bu araştırmadan elde edilen sonuçlara göre; alt ekstremitenin distalinde yer alan kas tonus değerleri denge ile ilişkili bulunmuştur. Yaşlı bireylerin fonksiyonel hareketler sırasında dengelerini koruyabilmek için, proksimal kas zayıflığını distalde yer alan kaslar ile; özellikle de ayak-ayak bileği stratejileri ile telafi ettiği öngörülmüştür. Çalışmadan elde edilen sonuçlar, yaşlı bireylerin ayak bileği çevresinde yer alan kas ve tendonlardaki mekanik özelliklerde oluşan değişimlerin, fonksiyonel hareket kapasitesini etkileyeceğini gösterdi.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
16

KARADUMAN, Mustafa, and Mehmet ZIYAGIL. "ADÖLESAN SPRİNTERLERDE AKUATİK KUVVET VE GÜÇ ANTRENMANININ SÜRAT PERFORMANSINA ETKİSİ." Spor ve Performans Araştırmaları Dergisi 13, no. 3 (2022): 333–52. http://dx.doi.org/10.17155/omuspd.1208060.

Full text
Abstract:
Bu araştırma, adölesan erkek ve kadın sprinterlerde 6 haftalık akuatik kuvvet programının (AKP) sprint sürat performansına (SSP) ve kuvvet performansına (KP) etkisinin incelenmesi amaçlamıştır. Araştırmanın örneklemini Mersin ili Tarsus ilçesinde yaşayan, 7’si erkek ve 6’sı kadın adölesan sprinterler oluşturmaktadır. Veri toplanmasında, vücut ağırlığı ve boy uzunluğu elektronik baskül ve stadiyometreyle, kuvvet ölçümleri izokinetik dinamometre cihazıyla ve SSP fotosel kronometre ile ölçülmüştür. Erkek ve kadın sporcuların farklılıklarını belirlemek için bağımsız t-testi ve AKP’nin etkisinin de belirlenmesi için erkek ve kadın grubuna eşleştirilmiş t-testi analizleri uygulanmıştır. Ayrıca, antrenman etki seviyesini belirlemek için Cohen’s d analizleri yapılmıştır. Bu çalışmanın sonuçları AKP sonunda, SSP’da erkek ve kadınlarda düşük ve KP gelişiminde erkeklerde büyük, orta ve düşük seviyelerde antrenman etkisi ve kadınlarda düşük ve orta seviyede antrenman etkisi gözlenmiştir. Yüz metre sürat koşusunun son 40 metre ortalama sürat ve 100 metre ortalama sürat testlerindeki gelişim oranları sırasıyla; erkekler için % 2,32 ve % 1,2 ve kadınlar için % 3,63 ve % 2,15’dir. Neticede, kadınların SSP ve erkeklerin KP'da daha büyük AKP etkisi gözlenmiştir. SSP’daki farklılıklar cinsel dimorfizm ve kadınlardan % 9,38 oranında yaşlı olan erkeklerin olgunlaşma döneminin hızlı gelişim evresini tamamlaması buna karşın hızlı gelişim dönemlerinde olan kadınların daha büyük gelişim sergilemesinin nedeni olabilir. Türkiye’de tüm adölesan sprinterlerin olgunlaşma döneminde hızlı gelişim evreleri yıl aralıkları ile belirlenerek bu dönemlere uygun AKP geliştirilmesi için antrenörlere bilgi verilmelidir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
17

Sönmez, Doğancan. "Deri yolma bozukluğu demansın öncüsü olabilir mi?" Ağrı Tıp Fakültesi Dergisi 3, no. 1 (2025): 38–42. https://doi.org/10.61845/agrimedical.1508734.

Full text
Abstract:
Yaşlılarda deri yolma bozukluğu (DYB), klinik önemi yüksek olan bir durumdur, çünkü fiziksel sağlık komplikasyonlarına, psikolojik etkilere, sosyal izolasyona yol açmaktadır. Tedavi süreci özelleşmiş tedavi stratejileri gerektirmektedir. Bu bozukluğun etkili bir şekilde yönetilmesi, multidisipliner bir yaklaşım ve yaşa özgü tedavi stratejileri gerektirir. Bu durum, yaşlı bireylerin genel sağlığını ve yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabilir. DYB demansın bir nöropsikiyatrik semptomu olabilir, DBY ile karşılaşan klinisyenlerin bunu göz önünde bulundurması gerekir. Bu çalışmada, psikiyatri polikliniğine DYB yakınmaları ile başvuran 71 yaşında erkek hasta, literatür bilgileri ışığında tartışılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
18

ÖKTEM, Begüm, and Fatih ÜZER. "GENERAL CHARACTERISTICS OF THE GERIATRIC PATIENT POPULATION IN THE EMERGENCY DEPARTMENT." Kocatepe Tıp Dergisi 23, no. 3 (2022): 283–87. http://dx.doi.org/10.18229/kocatepetip.933017.

Full text
Abstract:
AMAÇ: Bu çalışmada bir devlet hastanesi acil servisine başvuran 65 yaş ve üstü hastaların genel özelliklerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.GEREÇ VE YÖNTEM: Kastamonu Devlet Hastanesi (KDH) Yetişkin Acil Servisi’ne 01.01.2018 – 31.12.2018 tarihleri arasında başvuran 65 yaş ve üstü hastaların geriye dönük kayıtları incelendi. Hastaların demografik verileri (yaş, cinsiyet), uluslararası hastalık kodu (ICD) tanıları, mevsime göre acil servis başvuruları, en sık konsültasyon istenen branşlar ve hastaneye yatış oranları değerlendirilmeye alındı. Çalışmaya 65 ve yaş üstündeki tüm hastalar dahil edildi.BULGULAR: Çalışmanın yapıldığı tarihte KDH yetişkin acil servisine 87732 hastanın 159132 defa başvuru yaptığı tespit edildi. Hastaların % 17,4 (15224)’ü başvuruların ise %16,8 (26769)’i 65 yaş ve üstü hasta popülasyonuna aitti. Çalışmaya ortalama yaşı 74,6±7,6 olan, %54,7 (8342)’si kadın, %45,2 (6882) erkek hasta dâhil edildi. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre olguların %55,0 (8413)’i erken yaşlılık, %31,1 (4759)’i yaşlılık ve %13,8 (2110)’u ileri yaşlılık kategorisinde idi. Tüm yaşlılık kategorilerinde en sık başvuru kadın hastalarda gözlendi. En sık başvuru nedenleri sıklık sırasına göre ( ICD kodlarına göre ) kas iskelet sistemi hastalıkları, gastrointestinal sistem rahatsızlıkları ve travmalar olarak tespit edildi. Tüm başvuruların %30,1 (8074)’ine konsültasyon istenmişti. Hastaların %25,1 (3845)’nin bir kez acil servis başvurusu bulunurken, %74,9 (11437)’unun birden çok (2-45 kez) acil servis başvurusu vardı.SONUÇ: 65 yaş ve üstü geriatrik popülasyonda, en sık acil servise başvuru nedenleri kas iskelet sistemi rahatsızlıklarına bağlı olmaktadır. Acil servise başvuran yaşlı hastaların önemli bir kısmı (%79,4) ayaktan basit müdahaleler ile taburcu olabilmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
19

KAYA, Elif, and Ramazan Rüçhan KAYA. "Beyaz Önlüklü ve Gözlüklü: Karikatürlerde Hekim Stereotipleri." Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 11, no. 4 (2022): 1401–10. http://dx.doi.org/10.37989/gumussagbil.947222.

Full text
Abstract:
Hekimler tarihsel süreç içerisinde onlara atfedilmiş olan tıbbi güç sebebiyle saygın birer figür olagelmiştir. Son dönemlerde ise hekimlik çeşitli eleştirilere maruz kalmaktadır. Gerek hekimlik mesleğinin muteber niteliği, gerekse bu mesleğe yöneltilen eleştiriler çeşitli kalıp yargıların sonuçları olarak ortaya çıkmaktadır. Bu araştırmada, sağlık ve hekim teması içeren karikatürlerde yer verilen hekim sterotiplerinin ortaya koyulması amaçlanmaktadır. Çalışma kapsamında, Google arama motoru üzerinde; “karikatürler ve sağlık”, “karikatür ve hekim”, “karikatürlerde hekimler”, “karikatürlerde doktorlar” gibi anahtar kelimeler aranarak bu karikatürler içerisinden, doğrudan hekimler ve sağlık ile ilgili olan (Türk çizerler tarafından çizilmiş) ilk 100 karikatür incelenmiştir. Tespit edilen karikatürler içerik analizine tabi tutulmuştur. Araştırma kapsamında karikatürlere yansıyan hekimlerin neredeyse tamamının erkek olduğu, orta yaşlı, ortalama/normal kiloda ve kel olarak tasvir edildikleri görülmüştür. Karikatürlerde hekimlerin genellikle sakin, beyaz önlük giyen ve gözlüklü kişiler olarak yansıtıldığı tespit edilmiştir. Elde edilen bulgular kapsamında hekim stereotipinin mesleğin zorluklarını yansıtacak şekilde orta yaşlı, kel ve bunun yanı sıra bir düzen ve disiplin göstergesi olarak beyaz önlükle resmedildiği görülmektedir. Karikatürlerin çoğunda hekim-hasta iletişimindeki aksaklıkların konu edinilmesi, hekim ve hastaları arasındaki ilişkinin en problematik alanının iletişim sorunları olduğunu işaret etmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
20

Deniz, Muzaffer, and Fatih Karataş. "Yaşlı diyabetli hastalarda mikrovasküler komplikasyonları tahmin etmede idrar biyobelirteçlerinin ve kendi kendine kan glikozu izlemenin tanısal performansı." Turkish Journal of Clinics and Laboratory 16, no. 1 (2025): 228–35. https://doi.org/10.18663/tjcl.1652897.

Full text
Abstract:
Amaç: Yaşlı hastalarda yaşam kalitesini artırmak ve ciddi patolojileri önlemek için diabetes mellitus (DM) ile ilişkili komplikasyonların saptanması çok önemlidir. Bu çalışmanın amacı, DM'li yaşlı erişkinlerde üriner mikroalbümin-kreatinin oranı (uMCR), üriner protein-kreatinin oranı (uPCR) ve kendi kendine kan şekeri takibinin (SMBG) nöropati, retinopati ve nefropatiyi gibi mikrovasküler komplikasyonları tahmin etmedeki tanısal performansını değerlendirmektir. Yöntem: Bu tanısal metodolojik çalışmada, endokrinoloji kliniğinde takip edilen 64 yaş üstü DM hastalarının (n=99) serum hemoglobin A1c (HbA1c), serum trigliserid-glukoz indeksi (TyG indeksi), SMBG ile ölçülen en yüksek ve en düşük kan şekeri düzeyleri farkı (SMBGfarkı) ve SMBGfarkı ile en yüksek SMBG düzeyinin oranı (SMBGoranı), uMCR ve uPCR değerleri, mikrovasküler komplikasyonları tahmin etmedeki tanısal güçleri ROC analiziyle değerlendirildi. Tanısal performansa sahip olanların kesim değerleri ve sensitivite ve spesifiteleri hesaplanmıştır. Bulgular: DM hastalarının %70'inin erkek olduğunu, %48,5'inde nöropati, %25,3'ünde retinopati ve %25,3'ünde nefropati olduğunu göstermiştir. Lipid metabolizması ve karaciğerle ilgili göstergeler normal aralıkta olmasına rağmen, hastalarda D vitamini eksikliği görülmüştür. ROC analizi, uMCR ve uPCR düzeylerinin bağımsız olarak nefropati ile ilişkili olduğunu (p
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
21

Karagöz, Şeniz, and Elif Bozyiğit. "Düzenli Fiziksel Aktivite Yapan Orta Yaşlı Bireylerin Serbest Zaman Katılımlarının Sağlık Algısına Etkisinin İncelenmesi." Spor ve Performans Araştırmaları Dergisi 15, no. 3 (2024): 487–97. https://doi.org/10.17155/omuspd.1500810.

Full text
Abstract:
Serbest zaman etkinlikleri bireylerin kendisi ve başkaları için zorunluluklardan veya bağlantılardan uzaklaştığı, kendi isteği ile seçtiği faaliyetlerde zamanı özgürce istediği gibi kullanabildiği bir zaman dilimini kapsar. Serbest zaman etkinliklerinde fiziksel aktivitenin önemi düşünüldüğünde bu çalışmanın amacı düzenli fiziksel aktivite yapan orta yaşlı bireylerin serbest zaman katılımlarının sağlık algısı üzerine etkisini ortaya çıkarmaktır. Araştırmanın çalışma grubunu, elli yaş ve üzerindeki 127 sağlıklı birey oluşturmaktadır (kadın n=64, erkek n=63, YaşOrt=61.18±6,78). Nicel araştırma yöntemlerinin kullanıldığı araştırmada “Serbest Zaman Katılım Ölçeği” ve “Sağlık Algısı Ölçeği” veri toplama araçları olarak kullanılmıştır. Araştırma için oluşturulan hipotezleri test etmek için analizlerin ön varsayımları sağlanmış, ölçeklerin güvenirliği test edilmiş ve çoklu doğrusal regresyon analizi yapılmıştır. Elde edilen bulgulara göre “rekreasyonel”, “bilişsel”, “sosyal” ve “üretici” aktivite değişkenleri sağlık algısında toplam varyansın yaklaşık %20’sini açıklamaktadır. Modele göre, “bilişsel aktivite” “sağlık algısını” negatif ve anlamlı olarak etkilerken, “sosyal aktivite” değişkeni ise “sağlık algısını” pozitif ve anlamlı olarak etkilemektedir. “Rekreatif ve üretici aktivite” değişkenlerinin ise “sağlık algısı” üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olmadığı bulgulanmıştır. Bu sonuç doğrultusunda, düzenli fiziksel aktivite yapan orta yaşlı bireylerin sağlık algılarında pozitif etki oluşturabilmek için “rekreatif ve üretici aktivite” değişkenlerini ön planda tutan serbest zaman etkinliklerine ağırlık verilmesi önerilmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
22

Kamer Aksoy, Özgür, and Hamide Köşe. "Aydın Atatürk Kent Meydanı’nda Ergonomi Açısından Değerlendirme." 8gen-ART 2, no. 1 (2022): 1–15. http://dx.doi.org/10.53463/8genart.202200138.

Full text
Abstract:
Kent meydanları farklı gruptan insanların toplanma, dinlenme, sosyalleşme mekânlarıdır. Bu nedenle kent meydanları kadın, erkek, çocuk, yaşlı, engelli vb. gibi tüm bireylere hitap eden nitelikte olmalıdır. Kent meydanlarında oturma, aydınlatma, ulaşım, kuşatma ve aktivite gibi olanaklara imkân veren kentsel donatı elemanları da önemli yere sahiptir. Kentsel donatı elemanlarının antropometrik-ergonomik ölçütlerde tasarlanması kent meydanlarının kullanımını artıracak bir etkendir. Araştırma kapsamında Aydın Atatürk Kent Meydanı insanların yoğun kullandığı alanlardan biri olduğundan dolayı inceleme alanı olarak seçilmiştir. Araştırma alanındaki kentsel donatı elemanları; taban elemanları, çatı elemanları, donatı elemanları, spor alanları, çevreleme elemanları olarak beş grup altında toplanmış; ergonomi ve antropometri açısından değerlendirmesi yapılmıştır. Ergonomik olarak uygun olmayan kullanımlar tespit edilmiş ve mevcut hataların giderilmesine yönelik önerilerde bulunulmuştur.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
23

Oğraş, Çisem. "Picasso’nun mavi dönem resimlerinde melankoli kavramının yeri." Volume 5, Issue 4 5, no. 4 (2022): 213–21. http://dx.doi.org/10.31566/arts.5.4.03.

Full text
Abstract:
Bu çalışmada İspanyol ressam Pablo Picasso’nun Mavi Dönem resimleri ile melankoli kavramını birbirine bağlayan unsurlar araştırılmıştır. Tarih içerisinde sürekli anlam değişimlerine uğrayan melankoli kavramının çeşitli tanım-lamaları üzerinde durulmuştur. Mavi rengin kullanımı, mavi dönem ile melankoli kavramını birbirine bağlayan unsurların başında gelir. Batı kültüründe ve Hıristiyan inancında mavi rengin melankoliyi ifade ediyor oluşundan ve rengin tarihteki simgesel anlamlarından yola çıkılarak sanatçının mavi rengi baskın olarak kullandığı bu sanat dönemi; konu, üslup ve biçimsel özellikleri açısından incelenmiştir. Bu bağlamda “Yaşam”, “Kör Adamın Kah-valtısı”, “Yaşlı Gitarist”, “Trajedi”, “İhtiyar Yahudi ve Erkek Çocuk” adlı eserler, plastik dil ile içerik açılarından incelenerek çözümlemeleri yapılmış ve melankoli kavramı ile bağdaşan noktaları tespit edilmiştir. Ortaya çıkan bağlayıcı unsurlar açısından bakıldığında dönemin gelişimde melankoli kavramının yeri ve etkisi araştırılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
24

Çalık Var, Esra, Çiçek Nilsu Varlıklar Demirkazık, and Şükran Kolay Çepni. "Copping stress as predictor of life satisfaction among older adultsYaşlılarda yaşam doyumunun yordayıcısı olarak stresle başa çıkma." Journal of Human Sciences 13, no. 3 (2016): 4048. http://dx.doi.org/10.14687/jhs.v13i3.3958.

Full text
Abstract:
The aim of this study is to investigate the effect of coping with stress on life satisfaction of old people. This study was carried out on old individuals aged between 60 and 95 years old and 68 women and 57 men participated to the study from Ankara and Bursa. Ways of Coping Questionnaire and Life Satisfaction Scale were used as data collection tools. Correlational research design was used and multiple regression analysis was performed. The analysis results indicated that submissive approach negatively, optimistic and seeking of social support positively predict life satisfaction (R=0,47, R2=0,22 ve p&lt;.00). Old people’s using optimistic and seeking of social support methods while dealing with stress increase their life satisfaction. This study is going to support intervention programs of old people. ÖzetBu çalışmanın amacı, yaşlı bireylerin stresle başa çıkmanın yaşam doyumlarına etkisini incelemektir. Araştırmaya Ankara ve Bursa’da yaşayan 60 ve 95 yaş arası 68 kadın, 57 erkek yaşlı birey katılmıştır. Veri toplama aracı olarak Stesle Başa Çıkma Tarzları Ölçeği ve Yaşam Doyumu Ölçeği kullanılmıştır. Korelasyonel araştırma deseni kullanılan bu araştırmada, çoklu regresyon analizi yapılmıştır. Çaresiz yaklaşımın olumsuz, iyimser yaklaşım ve sosyal destek arama yöntemlerinin olumlu yönde yaşam doyumunu yordadığı bulunmuştur (R=0,47, R2=0,22 ve p&lt;.00). Yaşlıların stresle başederken iyimser ve sosyal destek arama yöntemlerini kullanmaları yaşam doyumlarını arttırmaktadır. Araştırma yaşlılıların yaşam doyumlarının arttırılmasına yönelik müdahele programlarını destekleyecektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
25

Allahverdi, Hüseyin, and Burcu Baba. "Aralıklı Oruç ile Birlikte Genç Kan Plazma Uygulamasının Yaşlı Bağırsak Mikrobiyotası Üzerindeki Etkileri." Afyon Kocatepe University Journal of Sciences and Engineering 25, no. 1 (2025): 1–9. https://doi.org/10.35414/akufemubid.1447984.

Full text
Abstract:
Yaşlanma süreci, bağırsak mikrobiyotasının disbiyozisine ve bu durumun çeşitli hastalıklarla ilişkilendirilmesine neden olmaktadır. Bu kontekste, aralıklı oruç ve genç kan plazması transfüzyonunun, senesans hücrelerinin yenilenmesi üzerindeki etkileri literatürde önem arz etmektedir. Mevcut çalışma, yaşlanma bağlamında bu iki müdahalenin bağırsak mikrobiyotası üzerindeki kumulatif etkilerini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Araştırma, 24 aylık erkek Sprague-Dawley ratlar üzerinde gerçekleştirilmiş olup, 30 günlük bir aralıklı oruç protokolü esnasında genç kan plazması transfüzyonunun mikrobiyota üzerindeki etkilerini incelemiştir. Dört farklı grup tanımlanmıştır: kontrol (Cnt, n=7), yalnızca aralıklı oruç tutanlar (Fst, n=7), sadece genç plazma transfüzyonu alanlar (Pls, n=7), ve hem aralıklı oruç tutan hem de genç plazma transfüzyonu alanlar (FstPls, n=7). Aralıklı oruç rejiminde, ratlara günde 18 saat boyunca yiyecek erişimi kısıtlanmış, ardından 6 saatlik bir beslenme penceresi tanımlanmıştır. Genç plazma transfüzyonu uygulanan gruplarda, her bir hayvana günlük 0,5 ml plazma verilmiştir. Metagenomik analiz sonuçları, Shannon ve Simpson alfa çeşitlilik indeksleri ile Firmikutes/Bakterioidetes oranında anlamlı gruplar arası farklılıklar ortaya koymuştur. Ancak, tür çeşitliliği açısından anlamlı bir artış gözlemlenmemiştir. Özellikle, genç plazma transfüzyonu sonrası F/B oranındaki düşüş, mikrobiyota yapısında olumlu bir yeniden düzenlenmeye işaret etmektedir. Bu sonuçlar, yaşlanan bağırsak mikrobiyotasının sağlığı üzerindeki müdahalelerin potansiyel etkilerini derinlemesine anlamak için önemli bir katkı sağlamakta olup, bu iki yaklaşımın zamanlamasının optimizasyonunun, sinerjik faydalar sunabileceğini öne sürmektedir
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
26

Göktaş, Ayşe, Hüseyin Kudret, İrem Kar, Mine Uyanık, and Murat Varlı. "Geriatrik Bireylerin Aktivite-Rol Katılımlarının Yaşam Kalitesi Üzerine Etkisi." Hacettepe University Faculty of Health Sciences Journal 7, no. 1 (2020): 13–31. http://dx.doi.org/10.21020/husbfd.573393.

Full text
Abstract:
Amaç:Bu çalışmanın amacı, geriatrik bireylerin aktivite-rol katılımlarının yaşam kalitesi üzerine etkisini incelemektir. Gereç ve Yöntem:Çalışmaya Ankara Üniversitesi İbni Sina Hastanesi Geriatri Bölümünde yatan, 65 yaş ve üzerinde olan bireyler dahil edildi. Tüm bireylere sosyodemografik form, İnsan Aktivite Rol Tarama Aracı olan MOHOST ve Yaşam Kalitesi Kısa Form-36 ölçeği uyguladık. Bulgular:Çalışmamıza 40’ı kadın (yaş ort:76,75±7,41 yıl ), 30’u erkek (yaş ort:78,33±7,07 yıl ) olmak üzere 70 birey dahil edildi. Bireylerin İnsan-aktivite-rol anketinden aldıkları genel toplam puan ortalaması 60,24±13,25 olarak tespit edildi.Yaşlı bireylerin aktivite-rol için motivasyonları “engelli’’, aktivite-rol paterni, süreç becerileri, motor becerileri ve çevre parametresinde “destekli katılım”, iletişim etkileşim becerilerinde ise “sağlar” düzeyde olduğu tespit edildi. Kısa Form-36 özet puanlarından, fiziksel fonksiyon puan ortalaması 45,93 ± 29,13 ve ruhsal sağlık bileşenleri puan ortalaması 54,31 ± 26,22 idi. Alt ölçeklerde en düşük puan ortalaması 9,64 ± 25,99 ile fiziksel rol güçlüğü alt ölçeğinde, en yüksek puan ortalaması ise 54,31 ± 26,22 ile ruhsal sağlık alt ölçeğinde tespit edildi. MOHOST toplam puan ortalaması ile Yaşam Kalitesi (Kısa Form-36) ölçeğinin alt grupları arasında istatistiksel olarak iyi düzeyde pozitif ilişki bulundu (r=0.515 p&amp;lt;0.00). Sonuç:Elde ettiğimiz sonuçlar yaşlı bireylerin aktivite-rol katılımlarının yeterli düzeyde olmadığını göstermektedir.Yaşlı bireylerin aktivite-rol katılımında desteğe ihtiyaç duyulduğu tespit edildi.Aktivite-rol katılım düzeylerinin yeterli olmamasının, yaşam kalitesini negatif yönde etkilediği belirlendi. Yaşlı bireylerin yaşam kalitelerinin ve bunu etkileyecek tüm parametrelerin incelenmesi bu alandaki ergoterapi müdahalelerine ışık tutacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
27

Tütüncü, Özgün, and Mendane Saka. "Endokrin Bozukluğu Olan Hastalarda Bazal Metabolik Hızın Belirlenmesinde İndirekt Kalorimetre ile Diğer Enerji Denklemlerinin Karşılaştırılması." Journal of Nutrition and Dietetics 47, no. 1 (2019): 33–42. http://dx.doi.org/10.33076/2019.bdd.1198.

Full text
Abstract:
Amaç: Bu çalışma, endokrin hastalıklara sahip ve ayaktan tıbbi tedavi alan hastaların bazal metabolizma hızı hesaplanmasında kullanılan enerji denklemleri ile indirekt kalorimetre sonuçlarını karşılaştırarak, bu hasta grubunun enerji gereksinmesinin belirlenmesinde en doğru sonucu veren denklemlerin belirlenmesi amacı ile yapılmıştır.Bireyler ve Yöntem: Çalışma, Aralık 2016-Şubat 2017 ayları arasında Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi Endokrinoloji Bölümü’ne başvuran, 18-86 yaş arası, indirekt kalorimetre (IC) (COSMED, Fitmate GS) ile bazal enerji harcamaları ölçülen ve çalışmaya katılma konusunda gönüllü olan 150 hasta (%74 kadın, %26 erkek) üzerinde yapılmıştır. Bireylerin kişisel özellikleri ve yaşam tarzları anket formu ile sorgulanmıştır. Antropometrik ölçümleri ve vücut bileşimi analizleri ölçülmüş ve kaydedilmiştir. Ayrıca bireylerin antropometrik ölçümleri ve vücut bileşimleri enerji denklemlerinde kullanılarak bireylerin bazal metabolik hızları (BMH) 42 ayrı enerji denklemi ile hesaplanmıştır.Bulgular: İndirekt kalorimetre kullanımının mümkün olmadığı durumlarda endokrin hastası bireylerin BMH’nin belirlenmesinde, tüm bireylerde Harris-Benedict (HB) 1984, erkek bireylerde Lazzer (BC), yetişkin bireylerde Nelson (BC), yaşlı bireylerde HB 1984, HB 1919 ve De Lorenzo, hafif kilolu bireylerde Henry, obez ve morbid obez bireylerde ise Huang ve Japanese (sadeleştirilmiş) denklemlerinin kullanımının en doğru sonuçları vereceği belirlenmiştir. Kadın bireyler ile zayıf ve normal bireylerin BMH’lerinin belirlenmesinde ise IC ile yeterli uyuma sahip hiçbir denklem belirlenememiştir.Sonuç: Endokrin hastalığa sahip bireylerde IC kullanımının mümkün olmadığı durumlarda BMH’nin belirlenmesinde HB 1984 denkleminin kullanımının en doğru sonuçları vereceği belirlenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
28

Alasso, Abdirahman, Najib Wehlie, Mehmet Tahtabaşı, and Sadettin Er. "Incidental Gastric Diverticulum in an Elderly Male with Chronic Dyspepsia." Life and Medical Sciences 1, no. 1 (2020): 30–32. https://doi.org/10.5281/zenodo.5656756.

Full text
Abstract:
<strong>Abstract</strong> Gastric diverticula are usually asymptomatic. When symptoms surface, they are mostly upper abdominal pain, nausea, and vomiting, while dyspepsia is less common. In this case, there was determined as an incidental of gastric diverticula that was managed by medical treatment. 70-year-old male came to our clinic complaining chronic epigastric pain and dyspepsia, with no known co-morbidities. Esophagogastroduodenoscopy and tomography were performed at diagnosis. Medical treatment (proton pump inhibitor) was started and followed because the gastric diverticulum was 2 cm below. The patient is still under follow-up and has no clinical findings. <strong>&Ouml;zet</strong> Gastrik divertik&uuml;ller genellikle asemptomatiktir. Semptomlar ortaya &ccedil;ıktığında, &ccedil;oğunlukla &uuml;st karın ağrısı, bulantı ve kusma olurken, dispepsi daha az g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. Bu olguda da tıbbi tedavi ile y&ouml;netilen bir gastrik divertik&uuml;l insidental olarak saptanmıştır. 70 yaşında erkek hasta bilinen bir morbiditesi olmayan kronik epigastrik ağrı ve dispepsi şikayeti ile kliniğimize başvurdu. Tanıda, &ouml;zofagogastroduodenoskopi ve tomografi yapıldı. Gastrik divertik&uuml;l, 2 cm altında olduğundan medikal tedaviye (proton pompa inhibit&ouml;r&uuml;) başlandı ve takip edildi. Hasta halen takip edilmekte ve klinik bulgusu da bulunmamaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
29

Alasso, Abdirahman, Najib Wehlie, Mehmet Tahtabaşı, and Sadettin Er. "Incidental Gastric Diverticulum in an Elderly Male with Chronic Dyspepsia." Life and Medical Sciences 1, no. 1 (2020): 30–32. https://doi.org/10.54584/lms.2022.6.

Full text
Abstract:
<strong>Abstract</strong> Gastric diverticula are usually asymptomatic. When symptoms surface, they are mostly upper abdominal pain, nausea, and vomiting, while dyspepsia is less common. In this case, there was determined as an incidental of gastric diverticula that was managed by medical treatment. 70-year-old male came to our clinic complaining chronic epigastric pain and dyspepsia, with no known co-morbidities. Esophagogastroduodenoscopy and tomography were performed at diagnosis. Medical treatment (proton pump inhibitor) was started and followed because the gastric diverticulum was 2 cm below. The patient is still under follow-up and has no clinical findings. <strong>&Ouml;zet</strong> Gastrik divertik&uuml;ller genellikle asemptomatiktir. Semptomlar ortaya &ccedil;ıktığında, &ccedil;oğunlukla &uuml;st karın ağrısı, bulantı ve kusma olurken, dispepsi daha az g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. Bu olguda da tıbbi tedavi ile y&ouml;netilen bir gastrik divertik&uuml;l insidental olarak saptanmıştır. 70 yaşında erkek hasta bilinen bir morbiditesi olmayan kronik epigastrik ağrı ve dispepsi şikayeti ile kliniğimize başvurdu. Tanıda, &ouml;zofagogastroduodenoskopi ve tomografi yapıldı. Gastrik divertik&uuml;l, 2 cm altında olduğundan medikal tedaviye (proton pompa inhibit&ouml;r&uuml;) başlandı ve takip edildi. Hasta halen takip edilmekte ve klinik bulgusu da bulunmamaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
30

POLAT, Cemal, and Alparslan ÜNVEREN. "Effects of Recreational Football on Static Balance Skills of Male Older Adults: An Experimental Study." Turkiye Klinikleri Journal of Sports Sciences 16, no. 2 (2024): 177–85. http://dx.doi.org/10.5336/sportsci.2024-102328.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
31

DUVAN, Emine Kokaçya, and Müge K. DAVRAN. "Kırsal Alanda Yaşayan Yaşlıların Yaşlılık Algıları: Osmaniye İli Kadirli İlçesi Örneği." MAS Journal of Applied Sciences 7, no. 3 (2022): 710–21. https://doi.org/10.5281/zenodo.6948730.

Full text
Abstract:
Sanayi Devrimiyle birlikte hem D&uuml;nya&rsquo;da hem &uuml;lkemizde değişen yaşam koşulları, k&ouml;yden kente g&ouml;&ccedil;&uuml; hızlandırmıştır. G&ouml;&ccedil;lerin etkisiyle aile yapısında meydana gelen değişim, yaşlıların aile i&ccedil;indeki stat&uuml;s&uuml;n&uuml; &ouml;nemli &ouml;l&ccedil;&uuml;de değiştirmiştir. Toplum yapısındaki bu değişmelerin yanı sıra bilimsel gelişmelere bağlı olarak insan &ouml;mr&uuml;n&uuml;n uzaması, yaşlı n&uuml;fusun sayısal ve oransal olarak artmasında etkili olmuştur. Demografik D&ouml;n&uuml;ş&uuml;m olarak ifade edilen bu durum; yaşlılık ve yaşlanma kavramlarına yoğunlaşmayı gerektirmiştir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; modern toplum yapısına d&ouml;n&uuml;ş&uuml;m, yaşlanmanın koşullarını değiştirerek yeni bir yaşlı kimliği ve yaşlanma algısı oluşturmuştur. Dolayısıyla araştırmada, Demografik D&ouml;n&uuml;ş&uuml;m s&uuml;recinde kırsal alanda yaşayan yaşlıların kendi yaşlılıklarını anlamlandırmasını, başka bir ifadeyle yaşlılık algılarını belirlemek ama&ccedil;lanmıştır. Bu ama&ccedil; doğrultusunda Kadirli il&ccedil;esine bağlı 10 k&ouml;yde yaşayan 65 yaş ve &uuml;zeri 622 (%41,0&rsquo;ı erkek, %59,0&rsquo;ı kadın) kişiyle bireysel g&ouml;r&uuml;şme yapılmıştır. Araştırma bulgularına g&ouml;re k&ouml;ylerdeki yaşlıların yaşlılık algısı, genellikle olumsuzdur. Diğer yandan bu yaşlıların yaşlılık algısı cinsiyete, yaş gruplarına, sağlık sorununa, gelir ve eğitim d&uuml;zeyine, medeni duruma, ilk evlilik yaşına, vd. fakt&ouml;rlere g&ouml;re değişme g&ouml;stermektedir. Kadınların erkeklere, sağlık sorunu olanların olmayanlara, gelir ve eğitim d&uuml;zeyi d&uuml;ş&uuml;k olanın y&uuml;ksek olana g&ouml;re yaşlılık algısı daha olumsuz bulunmuştur. Dolayısıyla araştırmada, yaşamdaki olumsuzlukların yaşlıların yaşlılık algısını da değiştirdiği belirlenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
32

Gümüş, Demir Zeynep. "Yaşlılarda Psikolojik İyi Oluş Ölçeği'nin Geliştirilmesi." Senex Yaşlılık Çalışmaları Dergisi 6, no. 1 (2023): 16–32. https://doi.org/10.5281/zenodo.8111498.

Full text
Abstract:
D&uuml;nya genelinde giderek artan yaşlı n&uuml;fus toplum sağlığı a&ccedil;ısından &ouml;nem arz etmektedir. Yaşlı bireylerle &ccedil;alışmak i&ccedil;in ge&ccedil;erli ve g&uuml;venilir &ouml;l&ccedil;&uuml;m ara&ccedil;larına ihtiya&ccedil; duyulmaktadır. Bu &ccedil;alışmanın amacı bahsi ge&ccedil;en ihtiyaca katkı sunmak i&ccedil;in Yaşlılarda Psikolojik İyi Oluş &Ouml;l&ccedil;eği&rsquo;ni (YPİO&Ouml;) geliştirmektir. &Ccedil;alışmada YPİO&Ouml;&rsquo;n&uuml;n psikometrik &ouml;zelliklerine ilişkin bulgulara yer verilmiştir. &Ouml;l&ccedil;eğin yapı ge&ccedil;erliğini incelemek amacıyla A&ccedil;ımlayıcı Fakt&ouml;r Analizi (AFA) ve Doğrulayıcı Fakt&ouml;r Analizi (DFA) yapılmıştır. &Ouml;l&ccedil;&uuml;t bağıntılı ge&ccedil;erliğini saptamak amacıyla Warwick-Edinburg Mental İyi Oluş &Ouml;l&ccedil;eği, Yaşam Doyum &Ouml;l&ccedil;eği, Geriatrik Depresyon &Ouml;l&ccedil;eği Kısa Formu (GD&Ouml;-KF) ve YPİO&Ouml; puanları arasındaki ilişki incelenmiştir. Ayrıca, Cronbach alfa i&ccedil; tutarlık ve bileşik g&uuml;venirlik katsayıları ile &ouml;l&ccedil;eğin g&uuml;venirliği incelenmiştir. &Ouml;l&ccedil;eğin Cronbach alfa i&ccedil; tutarlık katsayısı 0,89 ve bileşik g&uuml;venirlik katsayısı 0,90 olarak bulunmuştur. &Ouml;l&ccedil;ek &ccedil;alışması i&ccedil;in&nbsp;oluşturulan &ouml;rneklem 370 kişiden (110 kadın, 260 erkek) oluşmaktadır. Katılımcıların yaş aralığı 60-90 ve yaş ortalamaları 68,7&plusmn;6,17&rsquo;dir. AFA sonu&ccedil;ları doğrultusunda, &ouml;l&ccedil;ek tek fakt&ouml;rl&uuml; yapıda olup; &ouml;l&ccedil;eğin 15 maddesi toplam varyansın %41,8&rsquo;ini a&ccedil;ıklamaktadır. &Ouml;l&ccedil;eğin fakt&ouml;r y&uuml;kleri 0,55 ile 0,75 arasında değişmektedir. DFA y&ouml;ntemiyle farklı bir &ouml;rneklem grubunda &ouml;l&ccedil;eğin tek fakt&ouml;rl&uuml; yapısı sınanmış ve yapının doğrulandığı sonucu elde edilmiştir (x2/ Df = 175,626/80, NFI = 0,90, CFI = 0,91, IFI = 0,91, RFI = 0,80, AGFI = 0,84, SRMR = 0,06, RMSEA = 0,06). Yapılan &ouml;l&ccedil;&uuml;t bağıntılı ge&ccedil;erlik &ccedil;alışması sonucunda anlamlı ilişkiler elde edilmiştir. &Ouml;l&ccedil;eğin madde toplam korelasyon değerleri ise 0,48 ile 0,69 arasında değişmektedir. Yaşlılarda Psikolojik İyi Oluş &Ouml;l&ccedil;eği yaşlı bireylerde mutluluğu ve aynı zamanda iyi oluşu &ouml;l&ccedil;mek i&ccedil;in ge&ccedil;erli ve g&uuml;venilir bir &ouml;l&ccedil;me aracı olarak kullanılabilir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
33

Kılınç, Ömer, Salih Tunahan Polat, Ahmet Turla, and Berna Aydın. "Samsun’da Yaşlılık Dönemi Düşmeler: 2010-2015." Bulletin of Legal Medicine 22, no. 1 (2017): 21–26. http://dx.doi.org/10.17986/blm.2017127137.

Full text
Abstract:
Amaç: Bu çalışmada, düşme nedeniyle başvuran 65 yaş üstü olguların değerlendirilmesi ve elde edilen bulguların zarann en aza indirilmesi konusunda alınacak önlemlere yol gösterici olması amaçlanmıştaGereç ve Yöntem: Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi’ne 01.08.2010 - 31.07.2015 tarihleri arasında düşme nedeniyle başvuran 65 yaş ve üzeri 489 hasta çalışmamıza dahil edilmiştir.Olguların adli dosyalan ve hastane otomasyon sistemindeki bilgileri incelenerek; cinsiyet, yaş, başvuru zamanı, düşme şekli, yaralanma bölgeleri, kemik kırıklan, ek hastalık varlığı, tedavi gördüğü bölüm, tedavi durum- lan geriye dönük araşünlmıştır. Kesitsel nitelikteki bu çalışmada elde edilen veriler SPSS 15.0 programı kullanılarak değerlendirilmiştir.Bulgular: Olgulann 230 (%47,0)’u erkek, 259 (%53,0)’u kadındır. En fazla olgu; Temmuz ayında (%12,3), Pazar günleri (%15,7) ve 16.00-23.59 saatleri arasında (%46,6) başvurmuştur. Yaşlılar en sık (%43,3) ev içerisinde düşmüştür. Olgulann %16,4’ünde iç organ yaralanması, %53,2’sinde kemik kınğı meydana gelmiştir. En fazla (%41,5) kınk görülen kemik femurdur.Sonuç: Yaşlı nüfustaki artış nedeni ile düşme ile ilişkili yaralanmalar toplumsal bağlamda önemli sorun olmaktadır. Düşme yaşlılığın kaçınılmaz sonucu değildir. Yaşlılarda düşmelerin önlenmesi, günlük yaşam aktivite- leri ile ilgili bağımlılık durumunu azaltacak, yaşam kalitesini arttıracak ve sağlık bakım maliyetim düşürecektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
34

Sitti, Samet, Yaşar Köroğlu, and Buşra Özcan. "Üniversite Öğrencilerinin Algılanmış Stres Seviyeleri ve Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışlarının İncelenmesi." Akdeniz Spor Bilimleri Dergisi 8, no. 1 (2025): 81–95. https://doi.org/10.38021/asbid.1595195.

Full text
Abstract:
Öz Çalışmamızın genel amacı Üniversitede öğrenim gören öğrencilerin algılanmış stres seviyeleri ve sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının incelenmesi için tasarlanmıştır. Araştırma evrenini Siirt Üniversitesinde 2023-2024 eğitim-öğretim döneminde beden eğitimi ve spor yüksekokulu, Eğitim, mühendislik, Sağlık ve diğer bölümlerde (diyaliz, hasta yaşlı bakım, paramedik, sağlık hizmetleri, sağlık yönetimi) öğrenim gören kız-erkek toplam 422 kişi oluşturmaktadır. Veriler elde edilirken öğrencilerinden sosyodemografik bilgilerini belirlemek için kişisel bilgi formu kullanılırken, sağlıkla ilgili davranışlarının belirlenmesinde Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranış Ölçeği, stres düzeylerinin belirlenmesi için Algılanan Stres Ölçeğinden yararlanılmıştır. Analizlerin elde dilmesinde SPSS 21.0 paket programı ile elde edilmiştir. Veriler normal bir dağılım gösterdiğinden bağımsız iki grup için T Testi, İkiden fazla gruplar arası karşılaştırmalarda ise tek yönlü (One way) Anova testi kullanılmıştır. Gruplar arasında fark olduğunda ikiden fazla değişkende farklılığın hangilerinde olduğunu belirlemek için post hoc testlerden olan Tukey testi kullanılarak hesaplanmıştır. Sonuç olarak çalışmaya katılan üniversite öğrencilerinin algılanmış stres seviyeleri ile sağlıklı yaşam biçimi davranışları arasında negatif ve pozitif yönlü ilişkilerin olduğu, sağlıklı yaşam biçimi davranışları alt boyutu ile yaş, cinsiyet, sınıf düzeyi ve barınma yerleri yönünden anlamlı fark olmazken (p&gt;.05), egzersiz yapma sıklığı yönünden anlamlı farkların olduğu belirlendi (p
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
35

Aksanur, Gökçe, Omma Tülay, Kosucu Merve, Mehlika Kuskonmaz Serife, and Çulha Cavit. "Oral Antidiyabetik İlaç Kullanan Tip 2 Diabetes Mellitus Hastalarında Depresyon Durumunun ve Yeme Tutumlarının Diyabet Regülasyonu Üzerine Etkisi; Türkiye'de Bir Devlet Hastanesi Örneği." Sosyal Bilimler ve Sağlık Bülteni, no. 12 (November 26, 2024): 57–69. https://doi.org/10.5281/zenodo.14989270.

Full text
Abstract:
Diabet Mellitus (DM) tanılı hastalar, yeme davranışlarını ve dolayısıyla hastalık seyrini etkileyen depresif semptomlara sahip olabilmektedir. Bu çalışmadaki amacımız; hastanemize başvuran DM hastalarının depresyon durumlarının, yeme tutumu ve hastalık yönetimi becerilerinin diyabet regülasyonu üzerindeki etkilerini gözlemlemektir. Çalışmamız kesitsel bir araştırma olarak tasarlanmıştır. 08/01/2018 - 15/02/2018 tarihleri arasında kurumumuza başvuran; 18-65 yaş arası kadın ve erkek, oral anti-diyabetik ilaç kullanan, insülin ve antidepresan kullanmayan, tiroid hormon değerleri normal olan diyabetik hastalar arasından rastgele örnekleme yöntemi ile 200 hasta seçildi. Hastalara demografik bilgi anketi, Beck depresyon ölçeği, Yeme tutum testi, Üç faktörlü yeme sorusu ve Diyabet öz-yönetim algısı ölçeği uygulandı. Anketler ve ölçekler yüz yüze görüşme yöntemi ile doldurulmuştur. Çalışmamızda, Tip 2 diyabetli hastalarda duygusal yeme arttıkça glisemik kontrolün bozulduğu sonucuna varılmıştır. Kadınların duygusal yeme düzeylerinin daha fazla olduğu görülmüştür. Diyabet özyönetimi ve hastalık farkındalığı depresyonu olmayanlarda daha yüksektir. Yaşlı diyabet hastalarının yeme tutumu gençlere göre daha normaldir. Yaşlıların açlığa karşı duyarlılık seviyelerinin daha yüksek olduğu görülmüştür. Yeme tutumu bozuk olan hastaların bilinçli olarak yemek yemeyi kısıtlamadıkları tespit edilmiştir. Beş yıldan daha kısa süredir diyabeti olanların duygusal yemek yeme düzeylerinin yüksek olduğu saptanmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
36

Alp, Hayriye Baltaoğlu, Fatma Erdeo, Ayşe Merve Tat, Muhammed Necati Tat, Neslihan Altuntaş Yılmaz, and Ahmet Koçaker. "Investigation of the effects of depression on the functional capacity, swallowing function and quality of life in geriatric individuals in the nursing home." Journal of Human Sciences 16, no. 4 (2019): 968–77. http://dx.doi.org/10.14687/jhs.v16i4.5798.

Full text
Abstract:
Research Problem: To investigate the relationship between depression, functional capacity, swallowing and quality of life in patients over 65 years of age in a nursing home.&#x0D; Method: A sample of this cross-sectional and descriptive study. After demographic data of 60 individuals over the age of 65 were recorded, Standardized Mini Mental Test (SMMT), Geriatric Depression Scale (GDS), 6 minutes walking test, and Bedhead Water Drinking Evaluation Test with Eat 10 test were applied.&#x0D; Findings: 71% of the patients were female and 28% were male. The mean age of males is 71.83 and the average age of females is 69 years. There was no significant difference in the relationship between depression and functional capacity (p&gt; 0.05). There was a significant difference between depression and social functioning of SF36 and social health perception (p &lt;0.05).&#x0D; Conclusion: Even though anatomical differences are observed in elderly individuals, they can function as functional swallowing.&#x0D; ​Extended English summary is in the end of Full Text PDF (TURKISH) file.&#x0D; &#x0D; &#x0D; Özet&#x0D; Amaç: Huzurevinde kalan 65 yaş üstü hastaların depresyon ile fonksiyonel kapasite,yutma ve yaşam kalitesi arasındaki ilişkiyi araştırmak.&#x0D; Metod: Karşılaştırmalı tanımlayıcı bir çalışma olup; 65 yaş üstü bireylerin demoğrafik verileri kaydedildi ve hastalara Standartize mini mental test, Geriyatrik depresyon skala, 6dk yürüme testi, yatak başı su yutma testi yapıldı.&#x0D; Bulgular: Hastaların %71’i kadın, %28’i erkek idi. Erkek hasta yaş ortalaması 71.83 kadınların ise 69 idi.Depresyon ile fonksiyonel kapasite arasında anlamlı bir fark bulunamadı.Ancak depresyon ile SF-36nın sosyal fonksiyonu,sağlık algısı arasında anlamlı fark bulundu. (p &lt;0.05).&#x0D; Sonuç: Yaşlı bireylerde gençlere göre anatomik olarak farklılıklar görülse bile fonksiyonel olarak yutma işlevini yerine getirebilmektedirler.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
37

Özcan Uslu, Nilay. "Sürdürülebilir Kalkınma Ekseninde “Sasalı Biolab Projesi”." NEU Journal of Faculty of Architecture 4, no. 1 (2022): 22–34. http://dx.doi.org/10.32955/neujfa202241442.

Full text
Abstract:
Çalışmanın amacı, yerel bir idare olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi kontrolörlüğünde gerçekleştirilen Sasalı İklim Duyarlı Tarım Eğitim ve Araştırma Enstitüsü’nü (Sasalı Biolab) sürdürülebilir kalkınma bağlamında irdelemektir. Bu doğrultuda hedeflenen; yapının tasarım sürecini ve mekânsal kurgusunu gözleme dayalı veriler üzerinden okumak ve sürdürülebilirlikle ilişkisine dair bir durum tespiti ortaya koymaktır.Avrupa Birliği’nin Horizon 2020 programı kapsamında desteklediği Sasalı Biolab Projesi’nin çıkış noktası, 2080 yılında İzmir özelinde öngörülen kuraklık senaryosuna ve buna bağlı olarak toprak kalitesinin düşmesi ile tarımsal faaliyetlerde yaşanacak sorunsallara dayanır. Düşünsel alt yapısıyla dikkat çeken proje, sadece kuraklık senaryosuyla topraksız tarım, normal ve akıllı toprak uygulamalı tarım gibi faaliyetleri ön plana çıkarmakla kalmayıp, aynı zamanda bu yöndeki tarım üretim tekniklerinin kullanıcıya görsel olarak da aktarıldığı deneysel bir kamusal mekânolma özelliğiyle Türkiye’deki ilk öncü örnek olma potansiyeli taşır. Disiplinler arası çalışmalar doğrultusunda gerçekleşen Sasalı Biolab’ın kentin tüm bireylerine (kadın, erkek, çocuk, genç, yaşlı, engelli gibi) açık bir kent mekânıolması, modern gündelik hayat içerisinde eğitici yönüyle yer alması ve günümüz yapım teknolojileriyle kendisinin de sergilenen bir nesneye dönüşmesi bu çalışmaya konu olmasının başlıcasebepleridir.Bu kapsamda Sasalı Biolab, alt yapısında günümüz yapı tasarım ve üretim teknolojileriyle birlikte bir gelecek ön görüsü de barındıran kentsel doku nesnesi olması sebebiyle mimarlık söylem ve uygulama pratikleri bağlamında okunması gereken bir tasarım ürünüdür.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
38

Yalçın Usal, Sariye Selhan, and Ayşe Nilay Evcil. "AİLE TUVALETİ İHTİYAÇ MIDIR? KULLANIM AÇISINDAN BİR DEĞERLENDİRME." Ergonomi 8, no. 1 (2025): 26–35. https://doi.org/10.33439/ergonomi.1565433.

Full text
Abstract:
İnsanın temel gereksinimlerinin karşılanması mekân tasarımında öncelikli bir konudur. Buna karşılık, kamusal alanlarda temel gereksinim olan tuvalet ihtiyacının farklı insanlık durumlarında nasıl karşılanacağı günümüzde çok da önemli addedilmemiştir. Ülkemizde ve dünyada nüfusun yaşlanması, doğum oranlarının azalması ve tek ebeveynli ailelerin artması; yaşlı, engelli, bebek ve çocuk bakımı desteği konusunu da gündeme getirmektedir. Bu durum aileler içerisinde farklı jenerasyonların yardımlaşma açısından bir aradalığını da oluşturabilmektedir. Ülkemizde 2020’de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına ait Erişilebilirlik Kılavuzunda (EK) kapsayıcı bir çözüm olarak aile tuvaletleri geliştirilmiştir. Bu tuvaletlerin kapsamı, engelliler için de kullanılabilir klozet ve lavabo ile birlikte okul öncesi çocuklar için klozet ve lavabo, yetişkin erkek için pisuar ve engelli yetişkin için erişkin alt değiştirme ünitesidir. Çalışmanın amacı, kamunun kullandığı özellikle bebek, çocuk, ebeveyn ve yaş alan bireylerin tuvalet gereksiniminin öncelikli olarak hijyen, mahremiyet ve güvenlik çerçevesinde nasıl karşılanması gerektiği ve böyle bir mekânsal ayrımın gerekliliğinin gündelik yaşam pratikleri bağlamında değerlendirilmesidir. Çalışmada aile tuvaletlerine ait mekânsal donanımlara ilişkin veriler, İstanbul’da bulunan, içinde 100 ve üzeri marka barındıran toplam 27 AVM’den 5 tanesinin seçilerek gözleme dayalı nitel analiz yapılmasıyla elde edilmiştir. İnceleme sonucunda yapılan uygulamaların EK’daki ortam ve ölçülerle tam olarak uyuşmadığı, yetişkin alt değiştirme konusunun göz ardı edildiği, aile tuvaleti mekânının mahremiyet ve güvenlik koşullarını tam olarak sağlayamadığı anlaşılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
39

Ayşe, Nur ŞAHİN, KILIÇALP KILINÇ Dide, and GÖKÇE ESKİN Serap. "Huzurevinde Yaşayan Yaşlıların Beslenme Durumları ve Beslenme Durumlarına Etki Eden Faktörler." GEVHER NESIBE JOURNAL OF MEDICAL & HEALTH SCIENCES 8, no. 1 (2023): 163–71. https://doi.org/10.5281/zenodo.7601269.

Full text
Abstract:
<strong>Ama&ccedil;:</strong> Araştırma huzurevinde yaşayan yaşlıların beslenme durumlarının belirlenmesi ve g&uuml;nl&uuml;k yaşam aktivite d&uuml;zeyi, kognitif durumları ve sosyodemografik &ouml;zelliklerinin beslenme durumlarına etkisini belirlemek amacıyla y&uuml;r&uuml;t&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r. <strong>Gere&ccedil; ve Y&ouml;ntem</strong>: Araştırma analitik kesitsel t&uuml;rde planlanmıştır. Araştırma verileri bir huzurevi yaşlı bakım merkezinde kalan ve araştırma kriterlerine uyan 67 yaşlıdan toplanmıştır. Veri toplama aracı olarak Kişisel Bilgi Formu, Mini N&uuml;trisyonel Değerlendirme Testi &Ouml;l&ccedil;eği (MNA), Mini-Mental Test &Ouml;l&ccedil;eği(MMT) ve G&uuml;nl&uuml;k Temel Yaşam Aktiviteleri &Ouml;l&ccedil;eği (KATZ) kullanılmıştır. Antropometrik &ouml;l&ccedil;&uuml;mler araştırmacı tarafından yapılmıştır. Veriler IBM SPSS paket programında değerlendirilmiş; sayı, y&uuml;zde, kikare ve korelasyon analizleri yapılmıştır. Araştırma etik kurallar &ccedil;er&ccedil;evesinde y&uuml;r&uuml;t&uuml;lm&uuml;ş olup etik kurul izni alınmıştır. <strong>Bulgular:</strong> Araştırma sonu&ccedil;larına g&ouml;re katılımcıların %73,&rsquo;I (49) erkek; %85,6&rsquo;sı (56) bekardı.&nbsp; BKİ&rsquo;ne g&ouml;re yaşlıların %39,4&rsquo;&uuml; fazla kiloluydu. Yaş ortalamaları 74,74&plusmn; 7,18 olan katılımcıların beslenme durumları MNA&rsquo;ya g&ouml;re değerlendirildiğinde %38,8&rsquo;inde maln&uuml;trisyon riski vardı ancak %59,7&rsquo;sinin nutrisyonel durumu normaldi. Yaşlıların %62,7&rsquo;sinde kognitif bozukluk olduğu belirlendi. Katılımcıların %80,6&rsquo;sı g&uuml;nl&uuml;k yaşam aktivitelerinde bağımsızdı. Bireylerin mini n&uuml;trisyonel değerlendirme testi (MNA); mini mental test ve Katz &ouml;l&ccedil;eği arasında pozitif y&ouml;nl&uuml; ilişki &ccedil;ıkmıştır. Yaşlıların yaş, cinsiyet, medeni durum, eğitim durumu, gelir d&uuml;zeyine beslenme durumları arasında anlamlı fark &ccedil;ıkmamıştır. <strong>Sonu&ccedil;:</strong>&nbsp;&nbsp; Bu &ccedil;alışma sonucunda huzurevinde kalan yaşlıların &ccedil;oğunluğu g&uuml;nl&uuml;k yaşam aktivitelerini yerine getirmekte ancak yarıya yakınında maln&uuml;trisyon riski bulunmaktadır. Yaşlıların b&uuml;y&uuml;k b&ouml;l&uuml;m&uuml;nde kognitif bozukluk olduğu g&ouml;r&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r. Malnutrisyonu &ouml;nlemek i&ccedil;in d&uuml;zenli olarak beslenme taraması yapılması ve beslenme durumuna etki eden fakt&ouml;rlerin daha geniş pop&uuml;lasyonda değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
40

Ekim, Meral, and Hasan Ekim. "Hipertansif Hastalarda Tinnitus Sıklığı." Euroasia Journal of Mathematics, Engineering, Natural & Medical Sciences 11, no. 32 (2024): 58–65. https://doi.org/10.5281/zenodo.11532037.

Full text
Abstract:
Tinnitus (kulak &ccedil;ınlaması), herhangi bir dış uyaran ya da dış kaynak olmadan oluşan bilin&ccedil;li bir ses duyumu algısı olup, hastalar tarafından &ccedil;ınlama, cızırdama, tıslama veya nadiren m&uuml;zik sesi gibi tanımlanır. Tinnitus &ccedil;ok fakt&ouml;rl&uuml; bir klinik durum olan hipertansiyon başta olmak &uuml;zere bir&ccedil;ok fakt&ouml;rle ilişkidir. &Ccedil;alışmamızın amacı hipertansiyon hastalarında tinnitus sıklığını araştırmak ve ilgili literat&uuml;r ışığında tartışmaktır. &Ccedil;alışmamızda Ocak 2020 ile Haziran 2023 tarihleri arasında hipertansiyon tanısı olan 63 yetişkin hastada tinnitus sıklığı araştırılmıştır. Hastaların rutin laboratuvar ve radyolojik tetkiklerin yanında D vitamini, B12 vitamini, magnezyum ve folat seviyeleri de &ouml;l&ccedil;&uuml;ld&uuml;. İstatistiksel analiz i&ccedil;in t testi kullanıldı ve 0,05'ten k&uuml;&ccedil;&uuml;k p değerleri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. &Ccedil;alışma kapsamına giren 30 (%47.61) kadın ve 33 (%52.38) erkek hasta vardı. Sekizi erkek ve yedisi kadın olmak &uuml;zere toplam 15 (%23.8) hastada tinnitus yakınması bulunmaktaydı. Tinnitus olan hastaların yaş ortalaması 68.66&plusmn;9.49 yıl ve tinnitus olmayan hastaların yaş ortalamasıysa 62.39&plusmn;9.89 yıl idi. Tinnitus olan hipertansif hastalarda ortalama yaş anlamlı olarak daha y&uuml;ksekti (p&lt;0.05). Tinnitus olan hipertansiflerde ortalama B12 vitamini d&uuml;zeyiyse anlamlı olarak daha d&uuml;ş&uuml;kt&uuml; (p&lt;0.05). Tinnitus olan 15 hastanın sekizi (%53.33), tinnitus olmayan 48 hastanın 15&rsquo;i (%31,24) diyabetik idi. &Ccedil;alışmamızda hipertansif hastalarda %23.8 gibi olduk&ccedil;a y&uuml;ksek bir tinnitus sıklığı g&ouml;zlenmiş olup, &ouml;zellikle yaşlı hastalarımızda tinnitus ile hipertansiyon arasındaki ilişki dikkat &ccedil;ekicidir. Ancak, hipertansiyon ve tinnitus karşılıklı olarak birbiriyle ilişkili olduğundan, gen&ccedil;lerde dahil tinnitus yakınması olan t&uuml;m olgular hipertansiyon, diyabet ve dislipidemi y&ouml;n&uuml;nden değerlendirilmelidir. Ayrıca, D vitamini ve B12 vitamini d&uuml;zeylerinin eksikliklerinden de ka&ccedil;ınılmalıdır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
41

IŞIK, Yıldız. "MEVLANA CELALEDDİN RUMİ’NİN YAPITLARINDA ÖRTÜK ERİL CİNSİYET." Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi 10, no. 32 (2022): 26–50. http://dx.doi.org/10.33692/avrasyad.1174885.

Full text
Abstract:
13.yüzyılın büyük sufilerinden biri olan Mevlana Celaleddin Rumi gibi yüzyıllar boyunca Anadolu’da yaşama, anlama, duyma kültürü oluşturmuş zirve bir şahsiyetin yapıtları üzerinden eril kültürü sorgulamak, yeni bir gözle yapıtlara sinmiş örtük eril cinsiyeti açık etmek gerekebilir. Mevlana’nın yapıtlarının dili olan Farsça ve yapıtların çeviri dili Türkçe cinsiyetsiz bir dildir. Türkçe ve Farsçada, ödünçleme sözcükler dışında erillik, dişilik ve yansızlık gösteren bir dilbilgisel ulam bulunmadığı gibi cinsiyet, dişil ve eril adıllarla da ayrılmamaktadır. Başka türlü söylenirse, Türkçe ve Farsça dilbilgisel ve adılsal cinsiyete sahip olmasa bile sözlüksel cinsiyete sahip bir dildir. Türkçe ve Farsça gibi, cinsiyetsiz ya da sözlüksel cinsiyetli dillerde dişil + eril + yansız olmaması durumunda yansız adıllar ve yansız sözcükler örtük eril cinsiyetle ifade edilmektedir. Örtük eril cinsiyet sınırlı sayıda ve belirli sözcüklerde görülmektedir. Mevlana’nın yapıtlarında seçili örnekler üzerinden {insan + adam/âdem + merd + beşer + genç + çocuk + yaşlı} gibi sözcükler ya da {biz + sen + o} gibi kişi adılları ya da {herkes/hepsi +kişi +kimse +biri} gibi belirsiz adıllar çoğu kez erkek cinsiyetini karşılayacak ve kapsayacak niteliktedir. Bu durum, Mevlana’nın yapıtlarındaki eril dilin ve söylemin altındaki kalıpların sorgulanarak dişilcil – feminist- bir okumaya tabi tutulmasını gerekli kılmaktadır. Mevlana’nın yapıtlarındaki eril dile ilişkin belki dilsel zamansalaykırılıktan –anakronizmden- değil, bir süreklilikten söz edilebilir. Çünkü 800 yıldır Farsçada ve Türkçenin eril dil kullanım sıklığından ve yaygınlığından pek bir şey kaybettiği söylenemez. Bu makalede, Mevlana’nın yapıtlarındaki örtük eril cinsiyet örnekleri üzerinden dilsel adaletsizlik serimlenecektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
42

Erkan, Mine, Dilan Akyurt, and Yeşim Şenol. "Tıp Eğitiminde Ayrımcılık, Yanlılık ve Damgalamaya Yönelik Bir Eğitim Programının Tanıtımı ve Öğrencilerin Ayrımcılığa Neden Olan Durumlar Hakkındaki Görüşleri." Tıp Eğitimi Dünyası 24, no. 72 (2025): 70–80. https://doi.org/10.25282/ted.1531400.

Full text
Abstract:
Amaç: Bu çalışma ile öğrencilerin ayrımcılığa neden olan hastalık ve durumlara bakış açılarının değerlendirilmesi ve hazırlanan eğitim programının tanıtılması hedeflenmektedir. Gereç ve yöntem: Çalışma 2023-2024 eğitim döneminde, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi 1. sınıf öğrencilerinin hastalık ve durumlara yönelik damgalama ve ayrımcılık bakış açılarının belirlenmesi için nitel ve nicel verilerin toplandığı karma bir araştırmadır. Araştırma iki boyuttan oluşmaktadır. İlk aşamada listelenen ayrımcılık nedenlerine yönelik öğrencilerin düşünceleri anket ile değerlendirilmiştir. İkinci aşamada hazırlanan eğitim programı uygulanmış ve öğrencilerin uygulamalar ile ilgili duygu ve düşüncelerini yazmaları istenmiştir. Uygulama süreci sonunda damgalama ve ayrımcılığa yüklenen anlam; öğrencilerin deneyimleri, farkındalık düzeyleri, duygu ve düşünceleri yazdıkları metin üzerinden incelenmiştir. Bulgular: Öğrencilerin incinebilir gruplardan en sık hükümlü ve tutukların (%88), ikinci sıklıkta göçmenlerin (%84,8) ayrımcılığa uğradığını düşündüğü saptandı. Hastalığı nedeni ile damgalanan kişilerde en sık uyuşturucu bağımlılığı (%95,3) ve sonra sırasıyla alkolizm (%75,1), şizofreni (%74,7) ve obezite hastalarının damgalamaya - ayrımcılığa uğradığı belirtildi. Öğrencilerin %75,8’i toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılık yapıldığını düşündüğünü belirtti. Erkek öğrencilerin sigara kullanımı ilişkili hastalığı olan bireylerin (p= 0,03) ve engellilerin (p= 0,01) ayrımcılığa uğradığını düşünme oranları kadın öğrencilerden istatistiksel olarak anlamlı olarak yüksek bulundu. Kadın öğrencilerin erkek öğrencilerden istatistiksel olarak anlamlı olarak yüksek oranda göçmenlerin ayrımcılığa uğradığını düşündüğü bulundu (p= 0,05). Ders ve uygulamalar sonrasında yazılan metinler incelendiğinde en çok tekrarlanan temalar “ayrımcılık” ve “önyargı” temaları olarak saptandı. Öğrencilerin ifadeleri ödev olarak izletilen filmlerin farkındalığın arttırılmasında önemli katkı sağladığını gösterdi. Farkındalık için “empati” ve “iletişim kurma” en çok kullanılan kelimeler olarak dikkat çekti. Raporlarda üzerinde durulan bir diğer kavram “zorbalık” olarak saptandı. Sonuç: Sağlık çalışanlarının ayrımcılıkla ilgili farkındalıklarının arttırılması büyük önem göstermektedir. Ulusal ÇEP-2020 Davranışsal, Sosyal ve Beşeri Bilimler Listesinde “ayrımcılık, yanlılık, damgalama” ana durum olarak; “göçmenler”, “yaşlı, engelli, hükümlü gibi incinebilir gruplar”, “toplumsal cinsiyet” ve “hastalığı nedeni ile damgalanan bireyler” alt durumlar olarak tanımlanmaktadır. Tıp Eğitiminde bu alanda yapılan eğitimlerin yaygınlaştırılması önemlidir. Öğrencilere ödev olarak verilen film izleme ve raporlama süreci değerlendirildiğinde öğrencilerin ayrımcılığa yönelik hiç bilmedikleri önyargılarının olduğu ve bu filmler ile farkındalıklarının arttığına yönelik ifadeler dikkat çekmiştir. Sınıfta yapılan refleksiyon oturumlarında öğrencilerin, yapılan uygulamaların olumlu tutum değiştirmede işe yaradığını gösteren cümleleri dikkat çekmiştir. Öğrencilerin geribildirimleri incelendiğinde eğitim programından memnun oldukları gözlenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
43

Ökten, Şevket. "Mevsimlik Gezici Tarım İşçiliğinde Aile, Akrabalık ve Toplumsal Cinsiyet Bağlamında Kadının Durumu." Gaziantep University Journal of Social Sciences 23, no. 3 (2024): 794–816. http://dx.doi.org/10.21547/jss.1363007.

Full text
Abstract:
Mevsimlik gezici tarım işçiliği birçok faktörün etkisinde gelişen, kadın, erkek, çocuk ve yaşlı bütün aile bireylerinin katıldığı ve genelde akrabaların/tanıdıkların birlikte hareket ettiği bir iş gücü biçimidir. Çalışma ilişkilerinin aile birimi üzerinden kurulması, kadınların mevsimlik gezici tarım işçiliği sürecine yoğun bir şekilde katılmalarının en önemli nedenidir. Türkiye’deki gezici mevsimlik tarım işçiliğinin en yoğun olduğu bölge Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve en yoğun olan il ise Şanlıurfa’dır. Bu durum, Bölge’nin ve Şanlıurfa’nın sosyal ve ekonomik özgül koşulları ile doğrudan ilişkilidir. Bu çalışmanın analiz ve yorumları, mevsimlik gezici tarım işçileri konusunda başkaları tarafından yapılmış çalışmalar ile Şanlıurfa’da yaşayan mevsimlik gezici tarım işçileriyle 2023 yılında tarafımızca gerçekleştirilmiş bir saha araştırmasının kadınlar ile ilgili bölümün verilerinden oluşmaktadır. Yöntem kısmında daha detaylı ele alınan bu çalışmada toplam 644 kişiye anket, 42 kadın işçiyle derinlemesine görüşme gerçekleştirilmiştir. Çalışmada, mevsimlik tarım işçilerinin gittikleri çalışma alanlarına da taşıdıkları akrabalık ilişkilerinin ve bölgede egemen toplumsal cinsiyet değerlerinin kadının tarla ve yaşam alanlarındaki konumu, iş yükü ve emeği üzerindeki tasarrufunu nasıl etkilediği ele alınmıştır. Çalışmanın sonucunda; mevsimlik gezici tarım işçiliğinde kadın ve kız çocukların emeğinin son derece önemli bir konumda olmasına karşın, bölgede geçerli olan akrabalık ideolojisi ve toplumsal cinsiyet değerlerinin etkisiyle kendileriyle ilgili neredeyse hiçbir konuda yeterince etkili olamadığı görülmüştür. Bu değerlerin, eğitim, sağlık, çalışma ve yaşam alanlarındaki neredeyse tüm konularda kadınların aleyhine olacak bir şekilde işletildiği ve kadınların hem çalışma koşulları bakımından hem de yaşam alanlarında erkeklere göre daha fazla zorluk çektiği görülmüştür.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
44

ÇAKIR, İlknur, and Zeki KODAY. "Büyükşehir Belediyeli İllerde Nüfusun Yaş ve Cinsiyet Yapısı." Dünya Coğrafyası ve Kalkınma Perspektifi Dergisi, no. 4 (December 25, 2023): 59–80. http://dx.doi.org/10.58606/jwgdp.1402173.

Full text
Abstract:
Türkiye büyükşehir belediye modeliyle ilk kez 1984 yılında yayınlanan 3030 sayılı kanunla tanışmış ve büyükşehir belediye statüsü kazanan ilk iller İstanbul, Ankara ve İzmir olmuştur. İlerleyen süreçte büyükşehir belediyeli illere de yenileri eklenmiştir. Bu kapsamda, 1986 yılında Adana; 1987 yılında Bursa, Gaziantep ve Konya; 1988 yılında Kayseri; 1993 yılında Antalya, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Mersin, İzmit, Samsun illeri; 2000 yılında Adapazarı (Sakarya); 2012 yılında Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa, Van illeri ve son olarak 2013 yılında Ordu ili büyükşehir belediye statüsü kazanan iller olmuştur. Çalışmadaki en önemli veri kaynağı Türkiye İstatistik Kurumu’ndan (TÜİK) elde edilen yaş gruplarına ve cinsiyete göre belirlenmiş olan nüfus verileridir. Çalışmada yararlanılan kadın ve erkek nüfusuna ait veriler ile geniş ve dar aralıklı gruplandırılmış nüfus verileri, nicel veri toplama tekniklerinden ikincil veriler (istatistiksel veriler) kapsamında değerlendirilen verilerdir. 1985-2000 yılları arasındaki nüfus verileri Genel Nüfus Sayım Sonuçları sisteminden, 2007 yılı ve sonrasına ait veriler ise Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’nden elde edilmiştir. Elde edilen veriler Excel programı aracılığıyla tablolara dönüştürülüp cinsiyet oranları hesaplanmış, belirlenmiş yıllara ait nüfus piramitleri oluşturulmuş ve yorumlanmıştır. Bu veriler değerlendirildiğinde büyükşehir belediyeli illerdeki toplam nüfus miktarının arttığı ve cinsiyet oranlarında illere ve yıllara göre değişiklikler olduğu görülmüştür. Aynı şekilde nüfusun yaş gruplarına göre dağılımına baktığımızda ise 1985’ten 2022’ye kadar olan dönemde çocuk nüfus oranının azaldığı, yetişkin nüfus ile yaşlı nüfus oranının ise artmaya devam ettiği ve dolayısıyla büyükşehir belediyeli illerdeki nüfusun araştırılan yıllar itibariyle yaşlandığı söylenebilir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
45

Tuna Uysal, Meyrem. "Erken Evlilik Yapmış Yaşlı Bireylerin Evlilik Deneyimleri Üzerine Bir Çalışma." Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, August 5, 2024. http://dx.doi.org/10.18026/cbayarsos.1514957.

Full text
Abstract:
Toplumsal bir sorun olan erken evlilik, bireyleri yaşamı boyunca fiziksel, bilişsel ve toplumsal olarak etkileyen bir deneyimdir. Bu deneyim her ne kadar çocuk yaşta yaşansa da bireyin gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık dönemlerinde de önemli yansımaları bulunmaktadır. Çalışma erken evlilik yapan yaşlı bireylerin evlilik sürecindeki deneyimlerini ele almayı amaçlamaktadır. Burdur ilinde erken evlilik yapmış 8 yaşlı kadın ve 8 yaşlı erkek olmak üzere toplam 16 yaşlı katılımcı ile yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak yapılan çalışmada yüz yüze derinlemesine görüşme tekniği tercih edilmiştir. Katılımcılara, amaçlı örneklem kullanılarak kartopu yöntemiyle ulaşılmıştır. Çalışma sonucunda, katılımcıların erken evlilikleri baskı, zorluk ve korku olarak tanımladıkları, ekonomik yetersizlikler ve geleneksel kültürel kodlar nedeniyle evlilik yaptıkları belirlenmiştir. Ayrıca çalışmada katılımcıların erken evliğe karşı çıktıkları tespit edilmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
46

KIRK, Kadir. "Possibilities of using Norduz yearlings in early breeding in the off-season." Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, June 27, 2023. http://dx.doi.org/10.25308/aduziraat.1301090.

Full text
Abstract:
Van İli Ekstansif yetiştirici koşullarında, erken damızlıkta kullanım amacıyla, yaklaşık 11-12 ay yaşlı 87 dişi, 16 erkek olmak üzere, toplam 103 baş Norduz toklu kullanılmıştır. Erkeklerin 6 sı yapay tohumlama programında erken damızlık için kullanılırken, 10’u ise kızgınlık tesbitinde genç arama koçu olarak kullanılmıştır. Kızgınlığı belirlenen 87 baş dişi toklunun yapay tohumlanmasında, 6 baş Norduz erkek tokludan yapay vajen yöntemi ile alınan sperma ejekülatları kullanılmıştır. Kızgın dişiler, kızgınlık tesbitinden yaklaşık 12-16 saat sonra, 0.3 ml/baş taze ve sulandırılmamış sperma ile serviks ağzına yapay tohumlanmışlardır. Kızgınlıkları sabah belirlenen 47 baş (% 54.02) dişi toklu, aynı gün öğleden sonra geç saatte yapay tohumlanmıştır. Kızgınlığı akşam belirlenen 40 baş (% 45.98) dişi toklu ise, ertesi sabah, erken saatte yapay tohumlanmıştır. Doğum döneminde, sabah yapay tohumlanan 47 dişi tokludan 19‘u (%40.43), akşam yapay tohumlanan 39 dişi tokludan 13’nün % 33.33‘ toplam 87 baş yapay tohumlanan dişi tokludan 32 baş %36.78 genel kuzulama oranı elde edilmiştir. Bu araştırmada, yaklaşık 11-12 ay Norduz tokluların ekstansif yetiştirici koşullarında yapay tohumlama ve kuzulama oranları, 18-24 ay yaşlı yerli koyun ve kültür ırkı koyunların verilerinden istatistiki olarak önemli düzeyde düşük bulunmuştur (P≤0.05). Buna göre damızlık değeri yüksek yerli ırkların erken dönemde damızlıkta kullanılabilme olanaklarının bilinmesi, gelecek generasyonlarda, yüksek damızlık değeri belirlenen erkek ve dişi Norduz toklularının ıslah amaçlı 11-12 aylık yaşta erken damızlıkta kullanılabilecekleri belirlenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
47

ÖZÇELİK, Uğur Coşkun, Evren ERDEM, and Bora ÖZARSLAN. "Kırıkkale ilinde yetiştirilen taklacı güvercinlerde morfolojik özelliklerin belirlenmesi." Kocatepe Veterinary Journal, August 26, 2022. http://dx.doi.org/10.30607/kvj.1098239.

Full text
Abstract:
Bu araştırmanın amacı Kırıkkale tambur güvercinlerinin morfolojik özelliklerini belirlemektir. Bu amaçla Kırıkkale ilinde 7 farklı yetiştiriciden 80 güvercinde (42 erkek ve 38 dişi) morfolojik özellikler belirlenmiştir. Kırıkkale taklacı güvercinlerinin çoğunlukla tepeliksiz (%45.35) ve tüy rengi gri (%35.16) olduğu belirlenmiştir. Canlı ağırlık, vücut uzunluğu, kanat uzunluğu, baş genişliği ve gaga derinliği cinsiyetten önemli ölçüde etkilenmiştir. Bu özelliklerde erkek güvercinler dişi güvercinlerden daha yüksek değerlere sahip olmuştur (P &lt; 0.05; P &lt; 0.01; P &lt; 0.001). Yaş grubu canlı ağırlık, göğüs genişliği ve göğüs derinliğini etkilemiştir. Canlı ağırlık bakımından II yaşlı grup I. yaşlı gruptan daha yüksek olmasına rağmen (P &lt; 0.001), göğüs genişliği ve göğüs derinliği bakımından I yaşlı grup, II. yaşlı gruptan daha yüksek olmuştur (P &lt; 0.05). Kırıkkale taklacı güvercin genotipinde elde edilen bulgular Ankara taklacı güvercin genotipi ile karşılaştırıldığında bu iki genotipte birçok morfolojik ve morfometrik özelliğin bire bir örtüştüğü tespit edilmiştir. Bu araştırma sonucunda Türkiye genelindeki yerli güvercin genotiplerinin morfolojik özelliklerinin belirlenmesi ve Ankara taklacı güvercin genotipi ile Kırıkkale taklacı güvercin genotipi arasındaki ilişki derecesinin genetik çalışmalarla belirlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
48

HATİPOĞLU, Fatih, Abuzer TAŞ, İsmail ŞEN, Aiperi AİTMYRZA KYZY, and Nur ABDIMANAP UULU. "Dört Yaşlı Erkek Bir Kedide Nekrotik Glossitis Olgusu." Manas Journal of Agriculture Veterinary and Life Sciences, November 10, 2021. http://dx.doi.org/10.53518/mjavl.1007990.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
49

DEMİR DİKMEN, Rukiye. "Yaşlı Bakım Öğrencilerinin Yaşlılara Yönelik Tutumlarının Değerlendirilmesi." Geriatrik Bilimler Dergisi, December 25, 2022. http://dx.doi.org/10.47141/geriatrik.1200832.

Full text
Abstract:
Amaç: Bir devlet üniversitesinde öğrenim gören yaşlı bakımı programı öğrencilerinin yaşlılara yönelik tutumlarının değerlendirilmesidir.&#x0D; Materyal ve Metod: Araştırma bir devlet üniversitesinde yaşlı bakımı programı öğrencileri ile Ekim-Kasım 2022 tarihleri arasında yürütüldü. Kesitsel türde yapılmış olan araştırmanın örneklemini yaşlı bakımı programına kayıtlı olan 245 öğrenci oluşturdu. Verilerin toplanmasında Tanıtıcı Özellikler Formu ve Kogan’ın Yaşlılara Yönelik Tutum Ölçeği kullanıldı.&#x0D; Bulgular: Araştırmada, öğrencilerin yaşlılara yönelik toplam puan ortalamasının 129.95±15.42 olduğu belirlendi. Ölçeğin pozitif alt boyutunda cinsiyetin ve sınıf düzeyinin önemli olduğu belirlendi. Erkek öğrencilerin ve ikinci sınıfta okuyanların daha yüksek olumlu tutumlara sahip oldukları saptandı. Ayrıca haftada bir kez yaşlı bireyle görüşenlerin olumlu tutumlarının daha yüksek olduğu belirlendi.&#x0D; Sonuç: Öğrencilerin yaşlılara yönelik tutumlarının orta düzeyde olumlu yönde olduğu söylenebilir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
50

Kılavuz, Emin Savaş, Tuba Şanlı, Volkan Yazak, and Yeşim Özarda. "Determination of Reference Ranges of Four Lipid Parameters in Elderly Individuals." Turkish Society of Clinical Biochemistry, August 30, 2022. http://dx.doi.org/10.56615/tkbd.2022.12.

Full text
Abstract:
Amaç: Laboratuvarımızda rutin çalıştığımız, kronik hastalıklarla ilişkilendirilen 4 lipit parametresinin 65 yaş ve üzeri yaşlılarda referans aralık değerlerinin oluşturulması. Materyal ve Metod: 20.06.2019-07.08.2020 tarihleri arasında belirlenen kriterlere uygun olan, 139 kadın 129 erkek, 268 bireyden aldığımız numunelerde 65 yaş ve üzeri kişilerde total kolesterol, HDL kolesterol, LDL kolesterol, trigliserit referans aralıklarını belirledik. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen kişilerin yaş ortalaması 74.8, erkeklerin yaş ortalaması 74,7, kadınların yaş ortalaması ise 74,9 olarak hesaplandı. Lipitlerin referans aralık değerleri(mg/dL) tüm grup, erkek ve kadınlar sırasıyla, total kolesterol:116-295,105-280,141-287; HDL kolesterol:30-79, 28- 65,31-77;LDL kolesterol:59-200,50-193,76-195; trigliserit:45-298, 45-272, 53-242 olarak bulundu. Sonuç: Yaşlı bireylerde, aynı çocuklarda olduğu gibi, kendilerine özgü referans aralık değerlerinin oluşturulması yaşlı bireylerin sağlık durumlarının doğru ve uygun değerlendirilebilmesi için önemlidir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
We offer discounts on all premium plans for authors whose works are included in thematic literature selections. Contact us to get a unique promo code!

To the bibliography