To see the other types of publications on this topic, follow the link: Zorunluluk.

Journal articles on the topic 'Zorunluluk'

Create a spot-on reference in APA, MLA, Chicago, Harvard, and other styles

Select a source type:

Consult the top 50 journal articles for your research on the topic 'Zorunluluk.'

Next to every source in the list of references, there is an 'Add to bibliography' button. Press on it, and we will generate automatically the bibliographic reference to the chosen work in the citation style you need: APA, MLA, Harvard, Chicago, Vancouver, etc.

You can also download the full text of the academic publication as pdf and read online its abstract whenever available in the metadata.

Browse journal articles on a wide variety of disciplines and organise your bibliography correctly.

1

Özaykal, Kayhan. "İlahi Mahiyet ve Metafizik Zorunluluk Savunusu: Kripke’nin Referans Teorisi Bağlamında İlahiyatın İmkânı." Eskiyeni, no. 56 (March 25, 2025): 417–43. https://doi.org/10.37697/eskiyeni.1565868.

Full text
Abstract:
Bu makalenin amacı, Kripke’nin referans ve zorunluluk teorisinin ilahi mahiyet ve sıfatlar fikrini anlama ve savunmada nasıl kullanılabileceğini göstermektir. Mahiyet (öz) ve zorunluluk mefhumları kelam teolojide merkezi bir konuma sahiptir. Fakat modern felsefede ciddi eleştirilere maruz kalmıştır. Kripke’nin özellikle Naming and Necessity (Adlandırma ve Zorunluluk) ve Reference and Existence (Gönderim ve Varlık) adlı eserlerinden yola çıkarak, bu fikirlerin teolojik tartışmalarda nasıl etkili bir şekilde kullanılabileceğini göstermeyi amaçlamaktayız. İlk olarak, bu makalede Kripke’nin mümkün dünyalar semantiği incelenmektedir ve bu semantiğin Kripke’den önceki mümkün dünyalar teorileriyle nasıl ilişkili olduğu üzerinde durulmaktadır. Ayrıca, Kripke’nin imkân ve zorunluluk görüşleri, kendisine eleştiriler yönelten çağdaş düşünürlerin fikirleriyle karşılaştırılmakta ve temel eleştiriler ele alınmaktadır. İkinci olarak, Kripke için referans ve anlam açısından merkezi bir kavram olan katı imleyicinin açıklaması verilmektedir. Bundan sonra, mahiyete ait özellikleri savunan üç argümanı açıklanacak ve bunlar teolojiye uyarlanmaya çalışılacaktır. Bunlar, (1) kişisel kimlik için soy bağı zorunluluğu argümanı, (2) kimliğin zorunluluğu argümanı ve (3) doğal türlerin zorunluluğu argümanıdır. Bunlar, teolojik kullanım potansiyelleri sebebiyle incelenmek üzere özellikle seçilmiştir. Bu üç argümandan son ikisinin, zorunlu aposteriori bilginin tutarlı kanıtlarını sunduğu değerlendirilmiştir. Kripke’nin zorunlu aposteriorilik anlayışı, Tanrı’nın mahiyetine dair bazı iddiaları desteklemek için kullanılabilir. Bu kapsamda, Tanrı’nın zorunlu bir mahiyete sahip olduğunu ve bu mahiyetin özsel veya zorunlu aposteriori sıfatlardan oluştuğunu öne sürülmektedir. Böylece çalışmamız ontolojik bir yaklaşım benimsememekte, bunun yerine kavramsal bir çerçeve sunmayı hedeflemektedir. Daha özelde, Kripke’nin savunduğu mahiyet kavramının Tanrı’ya uygulanabilirliğini değerlendirmektedir. Kripke’nin zorunluluğu aposteriorilikle ilişkilendirmesi isabetli ise bu ilişkilendirme mahiyet kavramından yola çıkarak Tanrı’ya zorunlu özelliklere sahip bir varlık olarak atıfta bulunma imkânı vermektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
2

Yünlü, Semih. "Sözleşme Özgürlüğü ve İstisnaları: Özellikle Sosyal Medya Platformlarının Sözleşme Yapma ve Yürütme Zorunluluğu." Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 73, no. 4 (2025): 3017–65. https://doi.org/10.33629/auhfd.1539180.

Full text
Abstract:
Borçlar hukukunun temel ilkelerinden birisi irade serbestisidir. Bu ilke sözleşmeler hukukunda özellikle sözleşme yapma özgürlüğü şeklinde görünüm kazanır. Buna göre taraflar, sözleşme yapıp yapmamak, sözleşmenin tarafına karar vermek, şeklini seçmek, tipini belirlemek, içeriğini düzenlemek ve hatta sona erdirmek noktasında serbesttirler. Elbette bu kuralın da istisnaları mevcuttur. Sözleşme özgürlüğünün temel istisnası ise sözleşme yapma zorunluluğudur. Bu zorunluluk altında olan kişi haklı bir gerekçe olmadıkça kendisine yapılan sözleşme teklifini reddedemez, sözleşmenin tarafını seçemez. Bu zorunluluk açık bir genel hükümle değil, bazı özel hükümlerle düzenlenmiştir. Ayrıca özel hüküm olmayan durumlarda da genel hükümler yardımıyla somut olayda sözleşme yapma zorunluluğu olduğu tespit edilebilmektedir. Kamu hizmeti, genele açık şekilde mal veya hizmet sunulması, tekel nitelikli işletmenin bulunması, dürüstlük kuralına aykırılık gibi sair haller böyledir. Küresel ölçekte güç ve yaygınlık kazanmış, onsuz olmaz hale gelmiş sosyal medya platformları incelendiğinde, bu platformların da çeşitli açılardan sözleşme kurma yükümlülüğü altında oldukları görülür. Çalışmamızda özellikle bu platformların sözleşme kurma ve yürütme zorunluluğu üzerinde durulmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
3

Hamise, Balki Durum. "Spinoza'nın Nedensellik Anlayışı Üzerine Bir İnceleme." SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL 10, no. 11 (2024): 2158–65. https://doi.org/10.5281/zenodo.14218507.

Full text
Abstract:
Benedictus Baruch Spinoza on yedinci y&uuml;zyılın en sistemli filozoflarından biridir. Geometrik d&uuml;zene g&ouml;re oluşturduğu felsefesi monist bir karaktere sahiptir. Spinoza evren anlayışının temeline b&uuml;t&uuml;n var olanların kendinden &ccedil;ıktığı Tanrı&rsquo;yı koyar. Bu anlayışa g&ouml;re, t&uuml;m varlıklar tek t&ouml;z olan Tanrı&rsquo;dan zorunlulukla &ccedil;ıkar. Evrendeki her şey Tanrı&rsquo;nın sıfatları (attiributum) ya da tavırlarıdır (modus). Dolayısıyla varlıkları var etmesi bakımından Tanrı ilk, her varlığın kendinden t&uuml;remesi bakımından da i&ccedil;kin nedendir. Spinoza i&ccedil;in ilk ve i&ccedil;kin neden olan Tanrı aynı zamanda &ouml;zg&uuml;r ve zorunlu nedendir. Dolayısıyla Spinoza, evreni zorunluluk ve nedensellik zincirine g&ouml;re işleyen determinist bir anlayışla a&ccedil;ıklar. Her şeyin zorunlu olduğu doğada insan eylemlerinde &ouml;zg&uuml;rl&uuml;kten s&ouml;z etmek m&uuml;mk&uuml;n değildir; &ccedil;&uuml;nk&uuml; irade de doğadaki zorunluluğa bağlıdır. &Ouml;zg&uuml;rl&uuml;k ancak zihninin bu zorunluluğu anlamasıyla m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r. Bu sebeple doğada varlık hiyerarşisinden ve erek veya final nedenden s&ouml;z etmek m&uuml;mk&uuml;n değildir. Spinoza erekselci nedensellik anlayışının eleştirisi yaparak, bu anlayışın hurafe, boş inan&ccedil; ve &ouml;nyargıdan kaynaklı olduğunu kanıtlamayı &ccedil;alışır. İşte bu makalenin amacı Spinoza&rsquo;nın nedensellik anlayışını detaylı bir bi&ccedil;imde ortaya koymaktır. Kullanılan y&ouml;ntem dok&uuml;man analizi y&ouml;ntemi olup, temel dok&uuml;manlar Spinoza&rsquo;nın Ethica ve Kısa İnceleme eserleridir. Bu eserlere y&ouml;nelik klasik ve modern yorumlar da araştırmamız i&ccedil;in yaşamsaldır. <strong>Anahtar Kelimeler:</strong> Spinoza, Nedensellik, Tanrı, &Ouml;zg&uuml;rl&uuml;k, Erekselcilik
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
4

Özdemir Akgündüz, Gülay. "Platonun Timaios Diyalogunda Akıl-Zorunluluk İlişkisi." Beytulhikme An International Journal of Philosophy 9, no. 9:3 (2019): 625–50. http://dx.doi.org/10.18491/beytulhikme.1504.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
5

SARUHAN, Şahin. "ŞARKICI FORMANTI: BİR ZORUNLULUK MU YOKSA TERCİH Mİ?" Journal of Academic Social Science Studies 9, Number: 50 (2016): 273. http://dx.doi.org/10.9761/jasss3631.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
6

TÜRKMEN, Hasan. "MUAMMER B. ABBÂD'IN TABİİ ZORUNLULUK NAZARİYESİNİN DEİZMİ ÇAĞRIŞTIRMASI." Kesit Akademi 14, no. 14 (2018): 153–61. http://dx.doi.org/10.18020/kesit.1435.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
7

ERAT, Veysel. "Global Governance as a Necessity and Opportunity in the Context of Climate Change." İstanbul Gelişim Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 10, no. 2 (2023): 723–36. http://dx.doi.org/10.17336/igusbd.1115163.

Full text
Abstract:
İklim değişikliği, etkileri itibariyle ülkeleri ve vatandaşlarını yakından ilgilendiren önemli bir sorundur. Bu özelliği nedeniyle küresel bir sorun olan iklim değişikliği, çevre temelli klasik yönetişim yaklaşımını derinden etkileyecek potansiyele sahiptir. Çalışmada küresel yönetişim ve iklim değişikliğinin, zorunluluk ve fırsat ilişkisi bağlamında incelenmesi hedeflenmiştir. Bu kapsamda öncelikle küresel yönetişim ve önündeki engeller ele alınmıştır. İkinci kısımda iklim değişikliği ve neden olduğu tahribatın küresel yönetişime zorlayıcı etkisi değerlendirilmiştir. Son bölümde küresel iklim rejiminin oluşturulmasında bir araç olarak küresel yönetişimin katkısı ve karşılaşmış olduğu zorluklar ortaya konulmuştur. Çalışmada küresel yönetişimin bir zorunluluk olduğu ve giderek geliştiği, fakat istenilen aşamaya ulaşmadığı sonucuna varılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
8

AFŞAR, Kerim Eser, Aylin ABUK DUYGULU, and Mehmet ÖZYİĞİT. "Uzun Dönemli ve Tarihsel Bir Çerçeveden Finansallaşma Tartışmaları." Fiscaoeconomia 7, no. 1 (2023): 808–41. http://dx.doi.org/10.25295/fsecon.1106318.

Full text
Abstract:
Finansallaşma, ekonomi politik literatüründe kapitalizmin dönüşümünü açıklamak için kullanılan kavramlardan biridir. Ekollerin finansallaşma argümanlarındaki farklılıklar, kavramın kullanımını zorlaştırmakta ve kavramın açıklama gücünü zayıflatmaktadır. Bu nedenle makalede, finansallaşma uzun dönemli ve tarihsel bir bakış açısıyla ele alınmaktadır. Çalışmanın amacı farklı tanımlardan hareketle finansallaşmanın, kapitalist birikim ilişkileri içindeki rolünü analiz etmektir. Betimleyici analiz yöntemiyle elde edilen bulgulara göre kapitalist çevrimler sırasında ortaya çıkan finansal genişleme ile sermaye birikiminin, maddi üretim sürecinde ortaya çıkan tıkanmalardan dolayı finansal alana kayması olguları arasındaki farklılık, kavramın işlevselliğini de belirlemektedir. Bu ayırımın netleştirilmesiyle, finansallaşmanın sermaye açısından bir tercihten çok, sistemin ortaya çıkardığı bir zorunluluk olduğu anlaşılabilir. Bu zorunluluk, sermaye birikim sürecinde herhangi bir tıkanma olmasa dahi ortaya çıkan artık değerin yeniden bölüşümü için kritik bir belirleyiciliğe sahiptir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
9

BAYRAM, Murat. "Sivil İtaatsizlik Davalarında Zorunluluk Halinin Olanaklılığı: Amerika Birleşik Devletleri Örneği." Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 70, no. 4 (2022): 1199–221. http://dx.doi.org/10.33629/auhfd.750253.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
10

Özçelik, Fatih. "Mısır Kırsalında Zorunluluk ve Dönüşüm: Mehmet Ali Paşa Döneminde Fellah." Gazi Akademik Bakış 18, no. 36 (2025): 287–310. https://doi.org/10.19060/gav.1719223.

Full text
Abstract:
Fellah, Mısır’ın köylüsüdür ve binlerce yıldır çöle hayat veren Nil Nehri’nin verimli topraklarla buluşturulması çabasının baş aktörü olmuştur. Tarihin her döneminde Mısır kırsalında idarenin talepleri ve Nil Nehri’nin akış düzeni arasında hayatını sürdürmüştür. Tarihsel süreç göz önüne alındığında fellah her dönemde idareciler tarafından sömürülen bir emek gücü olduğu gerçeği göz ardı edilemez. Fakat Mehmet Ali Paşa dönemi fellah için tarihsel dönemlerden farklı bir dönemi temsil etmektedir. Onun reformları doğrultusunda tarlada çiftçi, kanalda işçi, orduda asker ve fabrikada çalışan olmuştur. Bu süreç, zorla çalıştırma, ağır vergilendirme ve askeri hizmet gibi despotik uygulamalar ile karakterize edilmiştir. 19. Yüzyılın ilk yarısında fellahın içinde bulunduğu koşulların ele alınması, onun üzerindeki yoğun baskıyı göstermesi ve baskıya karşı fellahın davranışlarının ortaya konulması açısından önemlidir. Bu çalışma tarihsel miras ışığında yoğun baskı sürecine ve fellahın bu baskılara karşı verdiği tepkilere odaklanmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
11

Bilgin, Nursel Gamsız. "Amerikan Hekimler Birliği (AMA) Kalıcı Özürlülüğün Değerlendirmesi Kılavuzu." Bulletin of Legal Medicine 24, no. 3 (2019): 236–51. http://dx.doi.org/10.17986/blm.2019356620.

Full text
Abstract:
Ülkemizde bilimsel kriterlere göre hazırlanmış, takdire yer bırakmayacak şekilde hesaplamaya izin verecek tek bir kılavuzun kullanılması zorunluluk haline gelmiştir. &#x0D; Ülkemizdeki mevcut sıkıntıları ortadan kaldıracağını düşündüğümüz Amerikan Tıp Akademisinin hazırladığı ABD ve Avrupa’da kullanılan Özürlülük değerlendirmesi kılavuzu hakkında bilgi vermek amacıyla bu derleme hazırlanmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
12

Türker, Ömer. "Adududdin el-Îcî ve Ali Kuşçu Tartışması: Ontoloji Tartışması Kipler Mantığının Bir Devamı mıdır?" Nazariyat İslam Felsefe ve Bilim Tarihi Araştırmaları Dergisi (Journal for the History of Islamic Philosophy and Sciences) 10, no. 2 (2024): 1–19. https://doi.org/10.12658/nazariyat.10.2.m0246.

Full text
Abstract:
Adududdin el-Îcî, el-Mevâkıf adlı eserinde kelamın umûr-ı âmme bahsinde incelenen zorunluluk, imkân ve imkânsızlık kavramlarının mantığın kipli önermeler bahsinde ele alınan zorunluluk, imkân ve imkânsızlık olmadığını iddia eder. Gerek Seyfeddin Ebherî, Cürcânî, Hasan Çelebi gibi el-Mevâkıf’ın şârih ve muhaşşileri gerek Tecrîd geleneğinin meşhur muhaşşileri gerekse Şerhu’l-Makâsıd yazarı Teftâzânî, Îcî’nin iddiasını eleştirmektedir. Ali Kuşçu da eleştirilere katılır ve bilhassa Teftâzânî’nin Şerhu’l-Makâsıd’daki cümlelerinin bir kısmını yeniden dile getirir. Makalenin ilk yarısında bu eleştirilerin tarihsel sıralamaya riayet eden sistemli bir sunumu yapılmakta, ikinci yarısında ise şeklen isabetli görünen eleştirilerin gerçekte isabetli olmadıkları iddiası, varlık-mahiyet ve zorunlumümkün ayrımlarının ima ve sonuçlarına dikkat çekilerek temellendirilmektedir. Buna göre müteahhirûn dönemi düşünürleri neredeyse görüş birliğiyle Îcî’yi eleştirmektedir. Bunun sebebi, müteahhirûn dönemi düşünürlerinin varlık-mahiyet ve zorunlu-mümkün ayrımlarından sonra varlık kavramından kökten bir şekilde ayrışan sübut kavramını yeni anlamıyla kullandıkları halde tanımını yenilememiş olmalarıdır. Îcî’nin sözlerini yeni dönemin sözü edilen duyarlılığını dile getiren ve ontoloji araştırmalarının yeni karakterinin farklılığını ifşa eden bir uyarı olarak anlamak daha isabetlidir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
13

Duzdar, İrem, and İlay Özge Eryılmaz. "DÜZCE İLİ HAVA ŞARTLARINDA BİR HANEDE FOTOVOLTAİK PİL KULLANIMININ ENERJİ VERİMLİLİĞİNE ETKİSİ VE EKSERJİ ANALİZİ." Mühendis ve Makina, no. 717 (December 27, 2024): 659–74. https://doi.org/10.46399/muhendismakina.1599775.

Full text
Abstract:
Nüfusun ve sanayileşmenin artması günümüzde enerji ihtiyacına olan önemi arttırmaktadır. Enerji, günümüzde vazgeçilmez bir zorunluluk olduğu için enerji verimliliği ve enerji tasarrufunu da zorunluluk olarak ifade edilebilir. Güneş enerjisi, sürdürülebilir ve çevre dostu olması açısında hayatımızda bulunmaktadır. Güneş panellerinin montajı ile evlerin çatıları enerji santrallerine dönüşmektedir. Kurulan bu enerji sistemi ile Güneş’ten enerji sağlanırken aynı zamanda elektrik üretimi ile şebekeden alınacak elektrik enerjisinden tasarruf edilecektir. Böylece ihtiyaç fazlası elektriği şebeke şirketlerine satarak kazanç elde edilebilmektedir. Bu çalışmada, Düzce ili hava şartlarında bir hanede hangi sınıfta ve güçte güneş paneli kullanılmalı, kullanıldığı takdirde enerji verimliliği ne durumda olur sorularına cevap bulmak için enerji ve ekserji analiziyle iki farklı senaryo incelenerek sonuçlar verilmiştir. Evin bulunduğu alan herhangi bir grid dağıtım bölgesinde ise on-grid sistemi, grid dağılımı dışındaki alan kullanılıyorsa off-grid sistemi kullanılır. Bu çalışmada şebekeye bağlı sistem ve şebekeden bağımsız sistem olmak üzere iki farklı senaryo incelenecektir. Birinci senaryo sonucunda sistemdeki kullanılabilirlik olarak elektriksel ekserji değeri 505,347 W, ikinci senaryoda ise sistemdeki kullanılabilirlik olarak elektriksel ekserji değeri 479,02 W olmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
14

Aykaç, Yakup Atamer. "Sıcak Kafa ve Yok Oluş: Ulusal Alegorinin Eleştirisi." Alternatif Politika 17, no. 2 (2025): 529–48. https://doi.org/10.53376/ap.2025.19.

Full text
Abstract:
Ulusal alegori hem edebiyat literatüründe hem de sosyal bilimlerin geneli bağlamında oldukça çok tartışma yaratmış bir kavramdır. Üçüncü dünya ülkelerinde üretilen edebiyatın zorunlu olarak belirli bir alegorik biçimde okunması gerektiğini ve bu alegorik biçimin de ulusal alegori olduğunu belirten Fredric Jameson, bu şekilde hem coğrafi olana ilişkin hem üretim biçimine dair hem de tarihsel olana ilişkin bir zorunluluk iddia ettiğinde, bu kavramın tüm bu açılardan eleştiri oklarına tutulması elbette ki kaçınılmaz olmuştur. Bu eleştiri oklarının yanı sıra aynı zamanda kavramın çok sayıda araştırmada adeta bir rehberlik işlevi gördüğünü de belirtmek gerekir. Bu yazıda Jameson’ın ulusal alegoriyi yerleştirdiği bağlamın temelinde verili olarak kabul ettiği bir kamusal-özel alan ayrımı olduğu gösterilecek ve bu temelin yersiz olduğu iddia edildiğinde dünyanın herhangi bir yerinde üretilen edebiyatın belirli bir okuma biçiminin zorunluluğu yahut kuvveti farklı bir eksene aktarılacaktır. Bu eksen, siyasal tarihin adeta bir özcülük ile dayandığı kamusal ile özel olanın ayrımı değil, toplumsal bir hareket içinde kuvvet bulunup bulunmaması etrafında dönecektir. Bu araştırmaya göre ulusal alegori kavramıyla Jameson, üçüncü dünyaya bakış şekliyle değil, kendi evine, batıya bakış şekliyle metodolojik bir hata yapmaktadır. Bu kuramsal müdahale, Sıcak Kafa ve Yok Oluş romanları üzerinden örneklendirilecek ve ulusal alegori tartışmalarına bir katkı sunması hedeflenecektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
15

Büyükvelioğlu, Eray. "İmar Hukuku ve Şehircilik İlkeleri III." Sketch: Journal of City and Regional Planning 06, no. 01 (2024): 97–108. https://doi.org/10.5281/zenodo.13828883.

Full text
Abstract:
Her t&uuml;rl&uuml; bayındırlık faaliyeti ve bu kapsamda yaşanan hukuki sorunların bir d&uuml;zen i&ccedil;inde yasalara dayanılarak planlı bi&ccedil;imde gelişmesi &ouml;nemlidir. Mek&acirc;nsal Planlar kamunun ortak yararını ger&ccedil;ekleştirebilecek en &ouml;nemli aracı olarak ortaya konulan herkesi bağlayıcı bir belgelerdir. Bu a&ccedil;ıdan planlar i&ccedil;inde barındırdıkları d&uuml;zen ve ilkeler doğrultusunda hukuki alanda da yeni kurallar ve genel d&uuml;zenleyici unsurlar ortaya koymaktadır. 1982 Anayasası&rsquo;nın, &ldquo;Planlama; Ekonomik ve Sosyal Konsey&rdquo; başlıklı 166. maddesi ise şu şekildedir: &ldquo;Ekonomik, sosyal ve k&uuml;lt&uuml;rel kalkınmayı, &ouml;zellikle sanayinin ve tarımın yurt d&uuml;zeyinde dengeli ve uyumlu bi&ccedil;imde hızla gelişmesini, &uuml;lke kaynaklarının d&ouml;k&uuml;m ve değerlendirilmesini yaparak verimli şekilde kullanılmasını planlamak, bu ama&ccedil;la gerekli teşkilatı kurmak Devletin g&ouml;revidir."&nbsp; Anayasa'da &ouml;ng&ouml;r&uuml;len devletin planlama g&ouml;revi, idarelerin sorumluğunda bir zorunluluk olduğu gibi, aynı zamanda bu g&ouml;rev kapsamında kalkınmanın planlı yapılması da bir zorunluluktur. Genel olarak bayındırlık faaliyetlerinde alınacak t&uuml;m idari kararların yaslara ve mevzuata bağlı bir plana, programa, b&uuml;t&ccedil;e d&uuml;zenine uyması da tartışmasız zorunludur.&nbsp;
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
16

Kutluay Merdol, Türkan. "Beslenme ve Diyet Planları ve Sanat." Journal of Nutrition and Dietetics 50, no. 2 (2022): 1–9. http://dx.doi.org/10.33076/2022.bdd.1678.

Full text
Abstract:
Sağlığın korunması ve sürdürülmesinde temel teşkil eden yeterli dengeli ve sağlıklı beslenme için bireylerin günlük beslenme ve diyet planları için bu konuda uzman olan diyetisyenlere danışmaları, ya da sağlık kurumlarında doktorlar tarafından bir diyetisyene yönlendirilmeleri istenen düzeyde olmasa da giderek yaygınlaşmaktadır. Danışmanlık veren diyetisyenlerin danışanları ile yaptıkları görüşmelerde başarılı olabilmeleri için sanatsal bir bakış açısı geliştirmeleri bugünün kaotik dünyasında artık bir zorunluluk olmuştur. Bu yazıda, beslenme ve diyet planları hazırlanmasında sanatın yeri irdelenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
17

Sefalı, Abdurrahman, Bayram Yurtvermez, Yakup Yapar, İbrahim Demir, and Ali Murat Keser. "Rize Çay Bahçeleri İçin Tehdit Oluşturan Türkiye İçin Yeni Bir İstilacı Bitki Kaydı: Begonia cucullata Willd. var. hookeri (A.DC.) L.B.Sm. & B.G.Schub." Türk Tarım ve Doğa Bilimleri Dergisi 12, no. 1 (2025): 94–101. https://doi.org/10.30910/turkjans.1560180.

Full text
Abstract:
Bir alanın biyolojik çeşitliliği mevcut doğal envanterin devamlılığı için önemlidir. Benzer şekilde tarım alanlarında verimi üst düzeyde tutabilmek insanoğlu için zorunluluk haline gelmiştir. İstilacı bitkiler biyolojik çeşitliliği ve tarımı, olumsuz etkilemektedir. Bu çalışmaya konu olan Begonia cucullata Willd. var. hookeri (A.DC.) L.B.Sm. &amp; B.G.Schub taksonu, Rize ilindeki bazı çay (Camellia sinensis (L.) Kuntze) bahçelerinde doğal yollarla yayılmaya başladığı tespit edilmiştir. Yerel düzeyde çay bahçelerinin ekonomik ve tarımsal önemi göz önünde bulundurulduğunda, bu kaydın ne denli önem arz ettiği görülmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
18

KAPTAN, Mustafa Ali, and Büşra AĞAOĞLU. "Cotton Farmers' Fertilizer Selection and Fertilization Approaches In Cotton Production." Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 20, no. 2 (2023): 287–94. http://dx.doi.org/10.25308/aduziraat.1360489.

Full text
Abstract:
Yoğun pamuk yetiştiriciliği yapılan iki farklı bölgede ki çiftçilerin pamuk tarımına bakışları ile birlikte pamuk tarımında gübre seçimi ve gübreleme yaklaşımlarını belirlemek amacıyla yapılan çalışmada bitki besleme eğilimlerini ve genel bilgilerini içerecek şekilde toplam 28 soru içeren anket kullanılmıştır. Çalışmada bölge olarak Söke ve Bismil Ovaları seçilmiş ve her bölgeden 26 ‘şar çiftçi toplamda 52 çiftçiye sorular yöneltilmiştir. Karşılıklı soru-cevap ve bilgi edinme şeklinde bulgular elde edilmiş ve sonuçlar analiz edilerek değerlendirilmiştir. Sonuçlara göre, 28 sorunun 15’inde benzerlikler görülmüş kalan 13 soruda ise farklılıklar ortaya çıkmıştır. Söke’de gübreleme deneyimleri bakımından Ziraat Mühendislerine güven %38, kendisine güven %31 bulunmuştur. Organik gübre kullanımı, %50, organomineral gübre kullanımı %27, yayıcı-yapıştırıcı kullanımı %69 ve bitki gelişim düzenleyici (BGD) kullanımı %100 olarak saptanmıştır. Destekleme ödemelerinde zorunluluk öncesi ekim nöbeti yapma oranı %46 bulunmuştur. Çiftçilerin toprak analizi yaptırma oranı %96, yaprak analizi yaptırma oranı %38 ve sulama suyu analiz yaptırma oranı ise %42 bulunmuştur. Bismil’de ise gübreleme deneyimleri bakımından Ziraat Mühendislerine güven %67, kendisine güven %20 bulunmuştur. Organik gübre kullanımı %20, organomineral gübre kullanımı yok, yayıcı-yapıştırıcı kullanımı %16 ve bitki gelişim düzenleyici (BGD) kullanımı %76 şeklinde bulunmuştur. Destekleme ödemelerinde zorunluluk öncesi ekim nöbeti yapma oranı %20 bulunmuştur. Çiftçilerin toprak analizi yaptırma oranı %12, yaprak analizi yaptırma oranı %5 ve sulama suyu analiz yaptırma oranı ise %16 bulunmuştur. Bitki besleme ve gübreleme bilincinin çiftçilere kazandırılmasının, toprakların muhafazası ve sürdürülebilirliği açısından çok önemli olduğu düşünülmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
19

Ergün, Fatma, and Demirel Ergün. "Savaş Kaynaklı Çevresel Tahribat: Farklı Silah Sistemlerinin Ekolojik Etkileri." Ahi Evran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 11, Özel Sayı (2025): 150–62. https://doi.org/10.31592/aeusbed.1596151.

Full text
Abstract:
Savaş olgusunun etkileri, yalnızca doğrudan insan kayıpları ile sınırlı kalmayıp, çok boyutlu ve katmanlı bir tahribat sürecini ifade etmektedir. Savaşların ekolojik ve sosyoekonomik etkileri, çatışmanın süresine, kullanılan silah sistemlerinin (konvansiyonel, biyolojik, kimyasal veya nükleer) niteliğine, yoğunluğuna ve uygulama biçimlerine bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Savaş dinamikleri, yalnızca doğrudan çatışan tarafları değil, bölgesel ve küresel ölçekte jeopolitik gerilim alanları oluşturarak tüm uluslararası sistemin dengelerini etkilemektedir. Çatışma sonrasında ortaya çıkan çevresel tahribat ve ekonomik yıkım, temel insani ihtiyaçların karşılanmasında ciddi yapısal sorunlara neden olmaktadır. Yoğun çatışma süreçlerinde açığa çıkan hava kirliliği ve sera gazı emisyonları, yalnızca atmosferik sistemleri değil, aynı zamanda biyolojik ekosistemlerin yapısal bütünlüğünü de tehdit etmektedir. Habitat tahribatı, biyoçeşitlilik üzerinde geri dönüşümü olmayan yıkıcı etkiler meydana getirmektedir. Altyapı sistemlerindeki çökme ve su kaynaklarının kirletici unsurlarla kontaminasyonu, çevresel yıkımın derinliğini artıran kritik faktörler olarak öne çıkmaktadır. Bu bağlamda, küresel barış ve ekolojik sürdürülebilirlik açısından birtakım stratejik yaklaşımlar zorunluluk arz etmektedir. Öncelikle uluslararası çatışmaların derhal sonlandırılması gerekmekte olup, toplumlar arası anlaşmazlıkların diplomatik müzakere süreçleriyle çözümlenmesi büyük önem taşımaktadır. Savaşların neden olduğu tahribatın onarımı, yalnızca fiziksel altyapının yeniden inşası ile sınırlı kalmamalı, aynı zamanda toplumsal travmaların iyileştirilmesini, sosyoekonomik sistemlerin yeniden yapılandırılmasını ve psikolojik rehabilitasyon süreçlerini de kapsamalıdır. Bu bağlamda, çok boyutlu ve disiplinler arası bir yaklaşım benimsenmelidir. Bununla birlikte, bozulan ekolojik sistemlerin yeniden inşasına odaklı çevresel restorasyon projelerinin bilimsel ve teknolojik yöntemler kullanılarak uygulamaya konulması da kritik öneme sahiptir. Bu stratejik yaklaşımlar, insanlığın ortak geleceği için vazgeçilmez bir zorunluluk olarak görülmeli ve küresel ölçekte koordineli bir şekilde hayata geçirilmelidir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
20

AYTEPE, Mahsum. "Allah’ın İnsana Dair Fiillerinde Zorunluluk-Keyfilik Çelişkisi -Mu’tezilîler ile Eş’arîler Arasındaki Tartışmaya Metodolojik Bir Eleştiri-." Beytulhikme An International Journal of Philosophy 13:2, no. 13:2 (2023): 191–210. http://dx.doi.org/10.29228/beytulhikme.65746.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
21

Özdemir, Melda, and Gökçe Tuna Taygun. "Hastane Binalarının Yaşam Süreçleri ve Kullanıcı Gereksinimleri Bağlamında Değerlendirilmesi: Yeşil Hastane Tasarımına İlişkin Çözüm Önerilerinin Günışığı Kullanımı Üzerinden İrdelenmesi." Tasarim + Kuram 19, no. 38 (2023): 233–49. http://dx.doi.org/10.59215/tasarimkuram.2023.380.

Full text
Abstract:
Hastaneler, hastaların tedavi ve iyileşmesine yönelik ortam koşulları sunmak; tedavi amacı dışındaki kullanıcılarınsa mevcut iyilik halinin korunmasını sağlamak üzere tasarlanan yapılardır. Hastanede bulunulan süre boyunca temel beklenti sağlıktır ve hastaneler bu beklentiye cevap verecek nitelikte olmalıdır. Ancak günümüzde hastaneler, hasta olunmadığı takdirde sakınılması gereken sağlıksız mekânlar algısı yaratmaktadır.&#x0D; Küresel ölçekteki ekolojik problemlere çözüm olarak geliştirilen sürdürülebilirlik düşüncesi, zamanla sağlık sektöründe de kendini göstermiş ve çevre dostu tasarım arayışı hız kazanmıştır. Bu durum, sürdürülebilirlik ve yeşil düşüncenin hastane tasarımlarına uyarlanması ile yeşil hastanelerin doğuşuna zemin hazırlamıştır.&#x0D; Yeşil hastaneler, sürdürülebilirlik ve yeşil düşünce esaslarınca tasarlanan, üretilen, kullanılan, bakımı/onarımı yapılan; ömrünü tamamladığında yıkımı/sökümü gerçekleştirilerek yapısal atıkları yeniden kullanılmak üzere geri dönüştürülen ya da bertaraf edilen sağlık yapılarıdır. Kısacası yaşam süreçlerinin tüm aşamalarında çevre duyarlılığı gösteren; sağlıklı ortam koşulları sunan; minimum kaynak tüketen ve atık üreten; kullanıcılarının fizyolojik, zihinsel, estetik konfor gereksinimlerine cevap veren hastanelerdir.&#x0D; Yeşil hastane tasarımının yapı yaşam süreçleri bazında ele alındığı çalışmada, sağlıklı yapı-kullanıcı gereksinimleri-yeşil hastane tasarım ölçütleri sentezlenerek yapı yaşam süreçlerinin izlenmesi ve süreçler arasında geri beslemeler sağlanmasıyla yeşil hastanenin elde edilmesine yönelik çözüm önerileri geliştirilmiştir. Gereksinimler ve yeşil hastane tasarım ölçütleri günışığı kullanımı üzerinden değerlendirilmiş olup yapının yaşam süreçlerindeki hatalı günışığı uygulamaları belirlenerek elde edilen bulgular tasarım sürecine girdi olarak kullanılmıştır. Zorunluluk kapsamındaki yasa, tüzük, yönetmelik, şartname, standart ve yönergeler ve/veya zorunluluk dışı tasarım yaklaşımları, kılavuzlar ve sertifikasyon sistemleri vb. kaynaklardaki günışığı ve/veya yapay ışık kullanımına ilişkin verilerinden elde edilen çözüm önerileri, bütüncül bir yaklaşımla genişletilerek tüm ölçütleri kapsayacak bir yeşil hastane tasarım modeli için altık oluşturması amaçlanmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
22

Ergen, Yaşar Bahri. "GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE İSTANBUL ULAŞIM SİSTEMİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER (İSTANBUL AVRUPA YAKASINDAN ANADOLU YAKASI ULAŞIMINDA OLUŞAN SORUNLAR)." Journal of Spatial Planning and Design 4, no. 1 (2024): 69–82. https://doi.org/10.53463/splandes.202400329.

Full text
Abstract:
Ulaşım ilk insandan günümüze en önemli ihtiyaçlardandır, şöyle ki yer değiştirmek, eşya taşımak vb. işlevler için önemlidir. Bilindiği gibi kentler, insan yaşamında gereksinimlerinin karşılanarak yaşam kalitesinin artırılması için kentsel alanlarda günlük yaşamın gereği kullanım alanları ilişkisi zorunluluk içerir. Bu bağlamda İstanbul’un 1970’li yıllardaki Ulaşım sistemindeki sorunlar üzerine Mimarlık Fakültesi Şehircilik Alanındaki Mastır Programı Yüksek Lisans Tez konusu üzerine yazılmış bulunan “İstanbul Kadıköy’de Yerel Bir Ulaşım Sistemi Araştırması” konulu çalışma 1976 yılında yapılmıştır. Çalışmanın yapıldığı tarihte kentleşmenin yarattığı ortaya konan sorunların günümüzdeki durum ile karşılaştırılarak, çözümde ve devam eden mevcut durumdaki sorunların ve tespitlerin ortaya konması bağlamında çözüm önerileri sunulmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
23

Doğan, Mesut, and Barış Ayhan. "Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlamasına Yönelik Çerçeve ve Standartları." Uluslararası Akademik Yönetim Bilimleri Dergisi 11, no. 17 (2025): 94–130. https://doi.org/10.51947/yonbil.1643344.

Full text
Abstract:
Bu makale, kurumsal sürdürülebilirlik raporlamasına yönelik mevcut çerçeve ve standartları inceleyerek, düzenleyici yapıların ve politika güdüm belgelerinin çev-resel dengenin korunması ile ekonomik faaliyetlerin sürdürülebilirliğine katkılarını değerlendirmektedir. Dünya ekosistemindeki sürekli değişim ve küresel ısınmanın geri döndürülemez etkileri, Sanayi Devrimi sonrası insan faktörünün artmasıyla birlikte, sürdürülebilir raporlamayı stratejik bir zorunluluk haline getirmiştir. İnce-lenen düzenleyici yapıların dinamik yapısı, sürekli iyileştirme süreçlerine olanak tanımakta; bazıları uluslararası kabul görürken, diğerleri birleşme veya tasfiye sü-reçlerine girmektedir. Çalışmanın sonuçları, kurumsal sürdürülebilirlik raporlama-sının yaygınlaştırılmasının, üretim ve tüketim perspektifinden etkin bir etkileşimi destekleyerek, çevresel ve ekonomik hedeflere ulaşmada kritik rol oynayacağını ortaya koymaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
24

SAÇAN, Berk, and Tamer EREN. "Dijital Pazarlama Strateji Seçimi: SWOT Analizi Ve Çok Ölçütlü Karar Verme Yöntemleri." Journal of Polytechnic 25, no. 4 (2021): 1411–21. http://dx.doi.org/10.2339/politeknik.883023.

Full text
Abstract:
Dijital pazarlama tarayıcı ve mobil üzerinden yapılan bütün pazarlama çalışmalarını içermektedir. 2020 verilerine göre Türkiye’de 62 milyondan fazla internet kullanıcısı bulunmaktadır. Bu kullanıcıların 54 milyonu sosyal medya kullanıcısı ve 44 milyonu mobil sosyal medya kullanıcılarıdır. Büyüyen pazar hacmi ve müşterilerin internet kullanımındaki artışı nedeniyle işletmeler için doğru pazarlama stratejileri belirlemesi bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu çalışmada dijital pazarlama stratejisi seçimi problemi ele alınmıştır. İlk olarak problemin SWOT Analizi yapılmıştır. Daha sonra uzman görüşleri doğrultusunda dört ana ve on altı alt kriter belirlenmiş. Kriterlerin ağırlıklandırılması için Analitik Ağ Prosesi yöntemi kullanılmıştır. Belirlenen beş alternatifin sıralaması PROMETHEE yöntemi ile belirlenmiştir. Uygulama yeri olarak Türkiye’nin perakende sektöründe en büyük firmalarından birinde yapılmıştır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
25

İZALA, Yahya, and Yaşar BECERİKLİ. "Optik Görüntülerdeki Deniz Vasıtalarının Derin Öğrenme Yöntemleriyle Tespiti ve Sınıflandırılması." International Journal of Advanced Natural Sciences and Engineering Researches 7, no. 6 (2023): 139–44. http://dx.doi.org/10.59287/ijanser.1147.

Full text
Abstract:
Optik görüntüler neredeyse etrafımızı sarmış durumdadır. Uydulardan, insansız hava araçlarındanve mobil cihazlardan elde edilen görüntüler çalışmanın önemli veri kaynaklarını teşkil etmektedir. Günümüzde yaygın olarak kullanılan insansız hava araçları ve yapabildikleri işler düşünüldüğünde, özellikle düzensiz göçmen sorunları ve çeşitli güvenlik protokollerinin uygulanması gereken ülkemizde optik görüntülerin incelenmesi önem arz etmektedir. Ülkemizdeki sınırların yer yer fazla yükseltiye sahip olması, deniz sınırlarının fazla olması gibi nedenlerle insanın fiziksel olarak takip edemeyeceği konumlarda, insansız hava araçları (İHA) ve uyduların kullanılması zorunluluk haline gelmektedir. Kullanılan bu araçlardan elde edilen görüntülerin otomatik olarak incelenmesi ve bir karar protokolünün işletilmesi açısından önemlidir. Bu çalışmada gemi türlerinin tespit edilmesi ve sınıflandırılması amaçlandığından hedef görüntüler gemi türleri ile sınırlı tutulmuştur.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
26

Büyükyılmaz, Ozan. "BİLGİ YÖNETİMİ UYGULAMALARI KAPSAMINDA İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİNDE MEYDANA GELEN DEĞİŞİMLER." Business & Management Studies: An International Journal 1, no. 1 (2013): 83–99. http://dx.doi.org/10.15295/bmij.v1.i1.19.

Full text
Abstract:
Önemli bir yönetim felsefesi olarak bilgi yönetiminin gelişmesi ve yaygınlık kazanması, örgütün bütünü açısından olduğu kadar insan kaynakları yönetimi açısından da önemli bir değişim meydana getirmektedir. Bu kapsamda bilgi yönetimi süreçleri, insan kaynakları yönetimi içerisinde stratejik bir araç olarak kullanılmaya başlanmıştır. Buna bağlı olarak da insan kaynakları yönetimi fonksiyonlarının kendisini bu değişime uyarlaması bir zorunluluk haline gelmektedir.Bu çalışmanın amacı, insan kaynakları ve bilgi yönetimi arasındaki ilişkiyi inceleyerek, bilginin yönetilmesinde insan kaynakları yönetiminin rolünü belirleyebilmek ve bilgi yönetimi uygulamalarının insan kaynakları fonksiyonları üzerindeki etkileri ortaya koyabilmektir. Bu kapsamda kuramsal bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın sonucunda, insan kaynağının seçimi ve işe alımı, performans yönetimi, ücretlendirme ve ödüllendirme, eğitim ve gelişim fonksiyonlarında bilgi yönetimi stratejileri çerçevesinde önemli değişimler meydana geldiği belirlenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
27

ÇATAL, Hikmet Hüseyin, and Salih Zafer DİCLE. "Reviews On Structural Analysis Using The Packaged Program." Deu Muhendislik Fakultesi Fen ve Muhendislik 26, no. 76 (2024): 1–8. http://dx.doi.org/10.21205/deufmd.2024267601.

Full text
Abstract:
Yapıların taşıyıcı sistemlerinin tasarımında esas alınan deprem yönetmeliği ve standartların oldukça detaylı olması, dış yükler altında taşıyıcı sistemlerin davranışını gerçeğe daha yakın temsil eden üç boyutlu hesap modelleri kullanılması nedenleri ile taşıyıcı sistemlerin tasarımında, yönetmeliklere göre hazırlanmış paket programların kullanılması neredeyse zorunluluk haline gelmiştir. Taşıyıcı sistemlerin tasarımında paket programların kullanılması, tasarımı gerçekleştiren mühendise hesap kolaylığı sağlamakta ve sistem hesap modelinin kolaylıkla değiştirilerek optimum kesit boyutlarının belirlenmesine olanak sağlamaktadır. Ancak paket program kullanılarak gerçekleştirilen yapısal analizi sırasında, programlara veri girilmek suretiyle teşkil edilen hesap modelinin yapı davranışını doğru temsil etmesi, elde edilecek çıktılarının doğruluğu için oldukça önemlidir. Bu çalışmada, paket program kullanılarak gerçekleştirilen yapısal analizde, hesap modelinin teşkil edilmesinde dikkat edilmesi gereken hususlar irdelenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
28

Kan, Celal Hakan. "TÜRK CEZA VE CEZA MUHAKEMESİ KANUNLARINDA BEKLENEBİLİRLİK İLKESİ: KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE UYGULAMADAKİ YANSIMALAR." Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, no. 62 (April 25, 2025): 219–48. https://doi.org/10.54049/taad.1683870.

Full text
Abstract:
Beklenebilirlik ilkesi, ceza hukukunda bireylerden hukuka uygun davranışların talep edilebilme sınırlarını belirleyen temel bir kavramdır ve ceza sorumluluğunu şekillendiren önemli bir unsurdur. Bu çalışma, Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu çerçevesinde, beklenebilirlik ilkesinin kavramsal çerçevesini ve uygulamadaki yansımalarını analiz etmektedir. Beklenebilirlik; zorunluluk hali, cebir ve tehdit altında suç işlenmesi, meşru savunma sınırının aşılması gibi ceza hukuku kurumlarıyla ilişkilendirilerek incelenmiştir. Türk ve Alman hukuk sistemleri karşılaştırmalı olarak ele alınmış, bu bağlamda doktrindeki farklı yaklaşımlar ve tartışmalar değerlendirilmiştir. Çalışma, beklenebilirlik kavramının sınırlarına ilişkin belirsizliğin, bireysel sorumluluğun tespitine etkilerini ve bu durumun ceza hukukunda hukuki güvenlik ve öngörülebilirlik açısından doğurduğu sonuçları ortaya koymaktadır. Beklenebilirlik ilkesinin ceza adaletinin tesisindeki yeri ve önemi vurgulanarak, hukuki uygulamada karşılaşılan sorunlara yönelik çözüm önerileri sunulmuştur.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
29

COŞKUN, İsa, and Göknur Arzu AKYÜZ. "VARLIK YÖNETİMİ KAPSAMINDA ISO 55001 STANDARDI VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİNİN ROLÜ." Business & Management Studies: An International Journal 5, no. 2 (2017): 223–45. http://dx.doi.org/10.15295/bmij.v5i2.83.

Full text
Abstract:
Varlık yönetimi, varlıklardan değer elde etmek isteyen her işletme için önemli olan ve 2014 yılında yayınlanan ISO 55000 Varlık Yönetim Standart Serileri ile uluslararası standart haline gelen bir alandır. Gelişen teknoloji ile varlıklar yüksek maddi değerlere ulaşmakta ve işletmeler için ciddi yatırımlar oluşturmaktadır. Bu nedenle varlıkları tüm yaşam döngüleri boyunca etkin kullanmak, sürdürülebilir işletmeler için zorunluluk haline gelmiştir. Bu çalışmada, varlık yönetimi konusunda kapsamlı bir literatür çalışması yapılarak varlık yönetim standartlarının önemi ve ilgili süreçlerin yönetiminde bilgi teknolojilerinin rolü detaylı olarak tartışılmıştır. Çalışma, varlık yönetiminin ISO 55000 standart serilerinin halen çok yeni olduğu ve Türkiye’de bu standarda sahip sınırlı sayıda firma olduğu göz önüne alındığında, çalışma gerek sistem gerekse bilgi teknolojisi perspektifini aynı anda ele alması bakımından literatüre katkıda bulunmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
30

Beyaztaş, Fatma Yücel, and Özgür Demirkan. "Tıbbi Girişim Öncesi Bilgilendirilmiş Rızanın Alınması ile İlgili Bir Anket Çalışması." Bulletin of Legal Medicine 6, no. 2 (2001): 76–80. http://dx.doi.org/10.17986/blm.200162455.

Full text
Abstract:
Sivas’ta SSK, Numune ve Üniversite hastanelerinin Genel Cerrahi kliniklerinde cerrahi girişim uygulanmış olguların girişim öncesi bilgilendirilmiş rızalarının alınması ile ilgili bilgilerin değerlendirilmesi amacıyla 20 Mart-01 Mayıs 2001 tarihleri arasında anket çalışması yapıldı. SSK hastanesinden 89, Üniversite hastanesinden 96 ve Numune hastanesinden 167 olmak üzere toplam 352 hastaya birebir sorularak anket formu uygulandı. Ameliyattan önce bilgilendirilmeyen 44 (% 12.5) olgunun 23’ünü (% 52.3) Üniversite hastanesindeki olgular oluşturmakta olup, bunların çoğu küçük yaşta veya acil olgulardı. SSK hastanesindeki bütün olguların kendilerinden veya yasal temsilciden rızası alınmış olup, Üniversite hastanesindeki olguların % 5.2’sinin, Numune hastanesindeki olguların % 7.2’sinin rızasının alınmamış olduğu belirlendi. Bu çalışmada, tıbbi girişimlerde yasal bir zorunluluk olan bilgilendirilmiş rızanın alınmasında karşılaşılan sorunlar vurgulandı ve bu olgulara yaklaşım biçimi önerildi.Anahtar Kelimeler: Bilgilendirilmiş rıza, tıbbi malpraktis, adli tıp.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
31

ÇAĞLIYAN, Çağdaş Emrah. "Bilince Duyulan Güven ve Ahlâksal Önyargılar Arasındaki Etkileşimlere Yönelik Bir Sorgulama: Herkes Kendi İçin Yaşar ve Tanrı Herkese Karşıdır." Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi 58, no. 2 (2018): 1473. http://dx.doi.org/10.33171/dtcfjournal.2018.58.2.15.

Full text
Abstract:
İnsanların soyutlama ve kavram yaratma yetisi, onların günden güne yalnızca kendi yaratımları olan bu kavramlarla kuşatılmasını getirmiş, kendi bilinçlerinin sarsılmazlığına yönelik inancını pekiştirmiştir. Böylece, olasıdır ki, insanın doğayla arasındaki uzaklık daha da aşılmaz olmuştur. Peki, bilinç doğayı açıklama gücüne sahip midir ve daha da önemlisi, bilinçli bir varlık tasarımına sahip olmak, nasıl bir ahlâk anlayışı doğurur? Günlük yaşantımızda, dağarcığımızdaki kavramların dışsal dünyayı açıkladığına yönelik inancımız tamdır. Bu dünyayı kavrama ayrıcalığına sahip olduğumuz için, onun içerdiği zorunluluklardan bağışık olduğumuzu, eylemlerimizi özgür istencimiz uyarınca belirlediğimizi düşünürüz. Ancak Friedrich Nietzsche'ye göre, bu yöndeki sanılarımız yanılgıdan ibarettir; insanların bilinç sahibi varlıklar olmalarının ve kendi kavram dağarcıklarını oluşturmalarının ardında aslında, bedensel güçsüzlükten kaynaklanan bir zorunluluk bulunur. İnsanlar, güçsüz varlıklar olarak hayatta kalabilmek için, dünyayı kendi kavramlarıyla anlamlandırmaya mecburdur; ancak bu kavramlar, doğadaki zenginliği, “aynı olmayanı aynılaştırma” yoluyla budayan ortak eğretilemelerden ibarettir. İnsan, içselleştirdiği bu gönüllü yanılgıyı ahlâksal yaşantısına da yansıtır ve ortak kabuller uyarınca başkalarını sınıflandırabileceğine, onları yargılayabileceğine inanır. Çünkü bilinç, istenç özgürlüğünü, özgür istence ilişkin düşünce ise, kişileri eylemlerinden soyutlayabileceğimize yönelik bir önkabulü içerir. Ancak Nietzsche'ye göre bu varsayım tümüyle dayanaksızdır. Çünkü kişileri eylemlerinden sorumlu tutmak, güçlü olanın gücünü dışavurmasını engelleme amacı taşır ve hınç duygusundan kaynaklanır. İnsanlar ise, gerçekleştirdikleri eylemleri ortaya koymama özgürlüğüne sahip değildir, en bilinçli görünen eylemlerin ardında dahi içgüdüsel belirlenimler vardır ve dolayısıyla doğal zorunluluğa tabidir. Çalışmamızda, Nietzsche'nin gündelik bilinç kavrayışımız ve bu çerçevede gelişen ahlâksal varsayımlarımız arasında kurduğu bağlantıyı ve bu konudaki kabullerimize yönelttiği eleştirileri irdeleyeceğiz. Bu bağlamda, incelememizde yararlanacağımız film, Herkes Kendi İçin Yaşar ve Tanrı Herkese Karşıdır (Jeder für Sich und Gott gegen Alle, Werner Herzog, 1974) olacaktır. İlk gençlik yıllarına kadar bir mahzende tutularak toplumdan yalıtılmış, böylece ortak kavram evreni ve ahlâksal kabullerden bağışık kalmış bir başkarakterin yer aldığı bu film, incelememiz için uygun bir örnek oluşturmaktadır. Bu bakımdan, söz konusu film, ilerlediğimiz izlekteki sorgulamalarımızı derinleştirdiği yönleriyle irdelenmiştir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
32

Saya, Mehmet. "Deniz Ulaştırma Sektörünü Kalkındırmak İçin Kurulan Bir Kamu İktisadi Teşebbüsü: Denizcilik Bankası Türk Anonim Ortaklığı." Journal of Applied And Theoretical Social Sciences 4, no. 2 (2022): 193–213. http://dx.doi.org/10.37241/jatss.2022.62.

Full text
Abstract:
1844 yılında Hazine-i Hassa Vapurları İdaresi’nin kurulmasıyla temeli atılan Denizcilik Bankası Türk Anonim Ortaklığı, Demokrat Parti döneminde milli iktisat, milli savunma, sosyal zorunluluk bakımından gerekli olduğu ve deniz ulaştırma sektörünü kalkındırma düşüncesiyle 1951 yılında 5842 sayılı kanunla kurulmuştur. Deniz ulaştırmasını ilgilendiren her türlü bankacılık işlemleri yapmanın yanında özellikle gemi inşa, tamir, satın alma, deniz işletmeciliği yapan gerçek ve tüzel kişilere her türlü kolaylığı sağlamakla yetkilendirilerek 1952 yılında faaliyetlerine başlamıştır. Deniz ulaştırmasının geliştirilmesine yönelik bankacılık destekli bir organizasyon olduğu için hem Türkiye’nin iktisadi tarihi hem de deniz ticaret tarihi açısından önem arz eden bir konu olmuştur. Bundan dolayı bu çalışma, Denizcilik Bankası Türk Anonim Ortaklığı’nın kuruluşuna odaklanmıştır. Çalışmanın amacı, adı geçen kurumun arşivinden elde edilen birincil kaynakların yanında ikincil kaynak olarak ulaşılan dökümanların analizini betimleyici bir yöntemle yaparak bu kurumun kuruluş serüvenini incelemektir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
33

Kuvvetli, Umit, and Ramazan Ekinci. "Kent İçi Toplu Taşıma Hatlarının Etkinliğinin Veri Zarflama Analizi ile Değerlendirilmesi." İzmir İktisat Dergisi 40, no. 1 (2025): 173–92. https://doi.org/10.24988/ije.1524007.

Full text
Abstract:
Kent yaşamının önemli unsurlarından biri olan kent içi toplu taşıma, kentlerin gelişmişlik düzeyini belirleyen temel göstergelerinden bir tanesidir. Özellikle büyükşehirlerde yaşanan trafik yoğunluğu, hava kirliliği, gürültü, fazla enerji tüketimi vb. birçok sorunun çözümünde ortak nokta olan kent içi toplu taşıma sektöründe, kaynakların en iyi şekilde kullanılması ve hizmet kalitesinin arttırılması zorunluluk haline gelmektedir. Bununla birlikte, hemen hemen tüm kentlerde kent içi toplu taşıma sistemlerinin bel kemiğini oluşturan otobüs hatlarının etkin şekilde kullanılması oldukça önemlidir. Bu çalışmada İzmir kentinde hizmet veren 323 otobüs hattında 2019 Ekim-Aralık dönemi, hafta içi günlerine ait veriler ile Veri Zarflama Analizi (VZA) kullanılarak etkinlik analizi gerçekleştirilmiştir. Elde edilen sonuçlar, otobüs hatlarının güzergah uzunluğu arttıkça etkinliğinin azaldığını ve kent merkezinde hizmet veren hatların etkinliğinin daha yüksek olduğunu göstermektedir. Çalışma sonuçları, hizmetlerin iyileştirmesi, yeni yolcular kazanılması ve kaynakların daha iyi kullanılması açısından işletmelere yardımcı olacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
34

URTEKİN, Gülsima, and Serdar SAYGILI. "Saul Aaron Kripke Semantiğinde Özel Adlar ve Gönderim Problemi." Temaşa Erciyes Üniversitesi Felsefe Bölümü Dergisi, November 2, 2022. http://dx.doi.org/10.55256/temasa.1190999.

Full text
Abstract:
Saul Aaron Kripke, son yüzyılın semantik geleneğinin önemli filozoflarından birisidir. Kripke, özel adların gönderimlerini, olanaklı dünyalar kuramını kullanarak açıklamaya çalışmıştır. Böylece özel adların olanaklı dünyalardaki gönderimi, önermelerin doğruluk değerini belirlemektedir. Ancak Frege ve Russell, özel adların gönderiminde, betimleyici gönderim kuramlarını kullanmıştır. Betimleyici kuramla beraber, özel adlar ile betimleyiciler arasında hem özdeşlik hem de anlamsal bir zorunluluk kurulmuştur. Kripke, olanaklı dünyalar kuramıyla beraber adların gönderimleri ile betimleyicileri arasındaki ilişkiyi olgusal bağlamında değerlendirmiştir. Olanaklı dünyalar kuramı, olgusal dünyanın farklı zihinsel versiyonları olarak karşımıza çıkmaktadır. Zihinsel sürecin ürünleri olan olanaklı dünyalar kuramı, önermelerin olgu bağlamında değerlendirilmesinin sorgulamasına sebep olmuştur. Olgu karşıtı durumların değerlendirilmesiyle özel adlar ve betimleyicileri arasındaki özdeşlik ve anlamsal zorunluluk algısı değişmiştir. Kripke’nin çalışmalarıyla beraber Kant’tan sonra devam eden apriori zorunluluk düşüncesi aposteriori zorunluluğa olanak tanımıştır. Bu çalışmamızda Kripke’nin olanaklı dünyalar kuramı bağlamında özel adların gönderimi ve gönderimin zorunluluk ilişkisi incelenecektir. Ayrıca Kripke semantiğinde özel adlar, gönderim ve betimleyiciler arasındaki gönderim ilişkisi tartışılacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
35

Demir Şahin, Gülüzar. "Yükümlülük Kipliğinin Bir Alt Kategorisi: Zorunluluk Kipliği." Kültür Araştırmaları Dergisi, November 30, 2024, 320–37. https://doi.org/10.46250/kulturder.1575746.

Full text
Abstract:
Dil biliminde zorunluluk ve izin ifadeleriyle ilişkilendirilen yükümlülük kipliği, bireyleri belirli eylemler gerçekleştirmeye ya da bu eylemlerden kaçınmaya zorlayan dil bilimsel kavramları içermektedir. Bu çalışmada yükümlülük kipliğine dair mevcut yaklaşımlardan hareketle yükümlülük kipliğinin anlam alanlarından biri olan zorunluluk kipliğinin açıklanması hedeflenmektedir. Yükümlülük kipliği zorunluluk, izin ve isteme kipliği gibi üç ana başlık altında ele alınmaktadır; ancak bu çalışmada yalnızca zorunluluk kipliği detaylandırılacaktır. Zorunluluk kipliği, güçlü ve zayıf zorunluluk olarak iki alt başlığa ayrılmaktadır. Güçlü zorunluluk, hukuki veya bürokratik yaptırımlarla desteklenen zorlayıcı durumları ifade ederken, zayıf zorunluluk, toplumsal normlar ve beklentiler doğrultusunda ortaya çıkan durumlardır. Bu iki zorunluluk türü arasındaki temel fark, yaptırım gücünün kaynağı ve derecesidir. Güçlü zorunluluk eylemin belirli bir yaptırım altında zorunlu hale gelmesini sağlarken, zayıf zorunluluk bireyin toplumsal çevre veya normlar tarafından belirlenen beklentiler doğrultusunda hareket etme durumunu ifade etmektedir. Çalışmada kiplik işaretleyicilerine odaklanılmamış, bunun yerine zorunluluk kipliğinin cümle bağlamındaki anlamı üzerinde durulmuştur. Bu tercih, dildeki biçimsel ögelerin dışındaki anlamı derinlemesine analiz etmeyi sağlamak amacıyla yapılmıştır. Ayrıca, toplumsal normlar ve yasal düzenlemelerle etkileşimde bulunan zorunluluk kipliğinin bireylerin eylemlerini yönlendiren bir unsur olarak işlevini araştırarak dil bilimi alanına önemli katkılarda bulunmayı hedeflenmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
36

Boz, Burak. "Zorunluluk Hâlinin Hukukî Niteliği." Hacettepe Hukuk Fakültesi Dergisi, July 2, 2024. http://dx.doi.org/10.32957/hacettepehdf.1422884.

Full text
Abstract:
Bu çalışma, Türk ceza hukukunda zorunluluk hâlinin hukukî niteliğini incelemekte ve zorunluluk hâlinin kusuru kaldıran bir mazeret veya bir hukuka uygunluk sebebi olarak oynadığı role odaklanmaktadır. Bu soruya verilecek cevap pek çok münferit sorunun da çözümü bakımından belirleyici olacaktır. Türk Ceza Kanunu zorunluluk hâlini yalnızca suç işlemekten sorumlu olanları mazur göstermenin bir yolu olarak ele almaktadır, ancak haksız fiil hukuku da zorunluluk kavramını hukuka uygunluk sebebi olarak düzenleyen hükümler içermektedir. Belirtilmelidir ki Türk Ceza Kanunu'nda zorunluluk hâlinin yalnızca kusuru kaldıran bir sebep olarak düzenlenmesine rağmen, esasen zorunluluk hâlinin ikili bir hukuki niteliğe ve iki farklı kimliğe sahip olduğunu söylemek çelişkili değildir. Çünkü tüm hukuka uygunluk sebeplerinin ceza kanunda yazması gerekmez. Türk mevzuatında suçu mazur gösteren zorunluluk kuralı ile bir suç tipine uyan eylemleri haklı gösteren zorunluluk kuralı arasında ayrım yapan özel bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle bu ikisi arasında net bir ayrım yapmak önemli bir zorluktur. Karşılaştırmalı hukuk düzenlemeleri bu sorunun ele alınmasına yardımcı olabilir, ancak yabancı bir devletin hukukunun, Türk yasal sınırları içinde teorik bir gerekçe oluşturmadan doğrudan Türk ceza hukukuna uygulanamayacağını kabul etmek gerekir. Örneğin Alman hukukunda, Alman Ceza Kanunu §34 ve §35, farklı menfaatlerin çatıştığı noktada söz konusu olan hakların ağırlığını kıyaslamaya dayanan bir ölçütü esas almaktadır. Zorunluluk hâli bir çatışma durumundan ileri gelir. Bu çatışmada, esasen, menfaatler karşı kaşıya gelmektedir. Ancak Alman hukuku örneğinde olduğu gibi pek çok ülkede kıyaslama menfaatler arasında değil bu menfaatlerin ilgili oldukları hak arasında yapılması gerektiği kabul edilmektedir. Fakat Türk hukuku, böyle bir kriteri esas almak için açık bir temel sunmamaktadır. Sonuç olarak, kanaatimizce, Türk hukukunda zorunluluk hâlinin farklı nitelikleri arasındaki ayrım, eylemin muhatabının buna katlanma yükümlüğünün bulunmasına dayandırılmalıdır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
37

KAMACI GENCER, Duygu. "Toplum Dilbilimsel Kategoriler Olarak Türkçede Gereklilik ve Zorunluluk." Korkut Ata Türkiyat Araştırmaları Dergisi, December 12, 2022. http://dx.doi.org/10.51531/korkutataturkiyat.1194887.

Full text
Abstract:
Dilin bir kurallar bütünü olmasının yanında onun toplumsal bir fenomen de olduğunu varsayan bu çalışmanın amacı, yükümlülük kipliği kategorileri olarak gereklilik ve zorunluluk arasındaki ontolojik ayrımı yeniden yapılandırmak; toplum dilbilimsel nitelik gösteren bu kategorilerin sırası ile bireysel ve toplumsal kategoriler olduğunu ortaya koymak ve zorunluluğun da kendi içinde yaptırım gücü ile orantılı olarak zayıf ve güçlü zorunluluk olarak ikiye ayrılması gerektiği fikrini sunmaktır. Söz konusu amaçlar doğrultusunda bu çalışmada hem gereklilik ve zorunluluk üzerine kavramsal art alan sağlayan dilbilim alan yazını hem de art zamanlı ve eşzamanlı Türkçe alan yazını tartışılmıştır. Literatür taraması ve derlem tabanlı sorgulamalar eşliğinde daha önce literatürde yer verilmeyen bürokratik, yani yazılı kural ve kanunlar ile çerçevelenen bağlamda güçlü zorunluluğun işaretlendiği; ahlaki, dini ve toplumsal yaşama dair yazılı olmayan kuralların belirlediği bağlamda ise zayıf zorunluluğun işaretlendiği sonucuna varılmıştır. Kategorik olarak her ne kadar birbirinden farklı olsa da Türkçede gereklilik ve zorunluluk işaretleyen bağımlı ve bağımsız biçimbirimlerin hepsi ortak kullanım kümesine ait olduğu için anlam bulanıklığı yaratmaktadır. Sözlük anlamı bakımından doğrudan gereklilik ya da zorunluluk işaretleyen sözcüksel ögeler dahi bağlamsal ve söylemsel olarak farklı işlevlerde kullanılabilmektedir. Bu nedenle söz konusu kategorilere, belirli işaretleyiciler ya da biçimsel/sözdizimsel düzlemde tümceye kiplik değeri atamak yerine, tümcelerin kiplik değerlerinin söylemsel düzlemde belirlenmesinin dilbilimsel açıdan daha doğru bir yaklaşım olacağı düşünülmektedir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
38

Yazıcı, Murat Fatih. "KANT’TAN KRİPKE’YE: ANALİTİKLİK, ZORUNLULUK, A PRİORİ İLİŞKİSİ." Felsefe Dünyası, December 15, 2024. https://doi.org/10.58634/felsefedunyasi.1575692.

Full text
Abstract:
Bu çalışmada zorunluluğun, analitik ve a priori kavramlarıyla olan bağı çağdaş felsefedeki tartışmalarla ilgisi içerisinde incelenmeye çalışılacaktır. Bu doğrultuda ilk olarak Kant’ın yargı teorisinden hareketle yaptığı sınıflandırma ele alınacaktır. Bu sınıflandırmanın epistemolojik ve semantik olarak düşünülebilecek iki veçhesi bulunmaktadır. İlk veçhesi a priori-a posteriori ayrımına, ikincisi ise analitik-sentetik ayrımına dayanmaktadır. Felsefe tarihinde, özellikle Leibniz ve Hume’un görüşlerinde, izlerine rastlanmakla birlikte, bu ayrımlar Kant’ın felsefesinde ayrıcalıklı bir konuma ulaşmıştır. Bu minvalde, Kant’ın ortaya koymuş olduğu sentetik a priori yargıların kendi felsefesindeki önemi belirtilmiş, yol açtığı tartışmalara değinilmiştir. Söz konusu tartışmalar, Öklid dışı geometrilerin ortaya çıkmasıyla birlikte belirli bir noktada yoğunluk kazanmıştır. Evrensel olarak zorunlu tek bir geometri fikrinin kaybolması, Kant’ın sentetik a priori projesinin itibar kaybetmesine yol açmıştır. Bu durum, aritmetiğin mantığa indirgenmesi fikri üzerinden farklı bir şekilde güç kazanmıştır. Böylece Kant’ın matematiği temellendirdiği saf görü anlayışının felsefî sahneden dışarıya çıkartılmasıyla karşı karşıya kalınmıştır. Öte yandan analitik felsefesinin üzerinde konumlandığı dil ve mantık temelli bir düşüncenin önü açılmıştır. Bu bağlamda, Carnap ve Ayer analitik-sentetik ayrımını savunmakla beraber, Kant’ın aksine, zorunlu ve a priori olanın analitik ifadelerle sınırlı olduğunu iddia eder. Quine ve Kripke ise farklı açılardan daha radikal bir adım atarlar. Quine, felsefe ile bilim arasında niteliksel bir ayrımın oluşmasını sağlayan a priori - a posteriori ve analitik-sentetik ayrımını eleştirir. Kripke ise bilgiye ulaşma ve nesneleri adlandırma biçimlerine ilişkin geleneksel anlayışı sorgulayarak zorunluluğun analitik ve a priori olandan farklı boyutları olabileceğini öne sürer. Bu çerçevede, 20. yüzyılın ikinci yarısında modal mantıktaki ve dil felsefesindeki tartışmaların etkisiyle birlikte yeni bir anlayış gelişmeye başlamıştır. Zorunluluk kavramının analitik ve a priori kavramlarıyla arasındaki ilişkinin farklılaştığı bu safha metafizik açıdan özcülüğün gündeme gelmesine sebep olmuştur. Böylece Kant’ın yargı sınıflandırmasının aksine, zorunlu a posteriori ve olumsal a priori gibi önermeleri içeren yeni bir felsefi çerçeve ortaya çıkmıştır. Yazıda, çağdaş felsefenin farklı safhaları itibariyle temsil gücü olan örnekler üzerinden felsefi yaklaşımı belirleyen zorunluluk, analitiklik ve a priori kavramlarının birbirleriyle etkileşim biçimleri ele alınmaya çalışılacaktır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
39

TAŞATAN, Caner. "DERNEK ÜYELERİNİN GENEL KURULDA TEMSİLİNİ YASAKLAYAN TMK M. 69/1 HÜKMÜNE ELEŞTİREL BİR BAKIŞ." Selcuk Universitesi Hukuk Fakultesi Dergisi, February 8, 2023. http://dx.doi.org/10.15337/suhfd.1107809.

Full text
Abstract:
Dernek üyelerinin oy haklarını düzenleyen TMK m. 69/1 hükmü doğrultu-sunda üyeler, genel kurulda oylarını şahsen kullanmak zorundadırlar. Hükmün İsviçre hukukundaki karşılığını oluşturan ZGB Art. 67/1 ile 743 sayılı MK m. 60/1 hükümlerinde yer almayan bu zorunluluk, Türk öğretisindeki hakim görüş tarafından, gerçek kişi dernek üyelerinin genel kurulda temsilinin yasaklandığı biçiminde yorumlanır. Bu durum, esasen, hükmün emredici nitelik taşımasının doğal bir sonucudur. Ancak oy hakkının, niteliği itibarıyla, temsilci aracılığıyla kullanılmasında bir sakınca yoktur. Ayrıca oyun şahsen kullanılması zorunluluğu, tüzel kişilerin dernek üyesi olabilmeleri ile genel kurulda temsil edilmeleri ihtiyacı ve zorunluluğu karşısında, onlar ba-kımından uygulanmaya elverişli değildir. Kaldı ki tüzel kişi dernek üyelerinin genel kurulda temsilinin mümkün olduğu, halihazırda yürürlükte olan Dernekler Kanunu'nda açıkça kabul edilmektedir. Buna göre, TMK m. 69/1 hükmünün amaca uygun olarak sınırlandırılması, dernek tüzüğünde hüküm bulunması ve kullanılacak oyun yönünün üye tarafından belirlenmesi koşullarıyla, gerçek kişi dernek üyelerinin de genel kurulda temsil edilebilmeleri gerekir.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
40

Eraslan, Yunus. "Mu‘tezile ve Deizm Açısından Ahlakın Kaynağı." Kader, May 22, 2024. http://dx.doi.org/10.18317/kaderdergi.1433265.

Full text
Abstract:
Tarihsel süreçte İslam inanç sisteminin inşasında önemli bir görev üstlenen kelâm ilmiyle bu inanç sistemlerinin karşısında yer alan inkârcı akımlar, temeller ve hedefler noktasında birbirlerinden ayrışmakla birlikte usul, yöntem ve söylem açısından zaman zaman benzerlikler göstermişlerdir. Bu durum Mu‘tezile ve deizm örneğinde olduğu gibi birçok noktada birbirinden farklılaşan düşünce yapıları arasında bir uyuşma ve paralelliğin olduğu izlenimini uyandırmıştır. Nübüvvet ve vahyin imkân ve gerekliliği noktasında birbirine zıt iki düşünce akımını oluşturan bu yapılar, kendi tezlerini ispatlamak için aynı usul ve yöntemi kullanarak farklı sonuçlara ulaşmışlardır. Bu çalışma ilk bakışta Mu‘tezile ve deizm arasında böyle bir kanaati destekler gibi görünen yöntem benzerliğinin gerçekliğini ahlakın kaynağı açısından sorgulamayı hedeflemektedir. Deizm klasik dönemde olduğu gibi Tanrı’nın varlığını ve birliğini kabul etmekle birlikte rasyonel gerekçeler ileri sürerek nübüvvet ve vahyin imkânsız ve gereksiz olduğunu ileri sürmektedir. Ahlakın kaynağı açısından deizmin ileri sürdüğü üç temel argüman vardır. Bunlardan birincisi ahlaki değerlerin eşya ve fiillerin özünde içkin olduğu, ikincisi eşya ve fiillerin özünde var olan bu özelliklerin fiilin değerini zorunlu kılan belirleyici nedenler olması sebebiyle deterministik bir zorunluluğu beraberinde getirmiş olması, sonuncusu ise ahlaki değerlerin ilahi yardım olmaksızın tek başına akıl tarafından bilineceğidir. Buna karşın Mu‘tezile kelâm okulu ise aynı şekilde rasyonel gerekçelerle nübüvvet ve vahyin imkân ve gerekliliğini savunmakta ve bunu ilahi bir zorunluluk olarak kabul etmektedir. Ahlakın kaynağını benzer bir söylem ve yöntemle ortaya koymaya çalışan Mu‘tezile’nin vardığı sonuç deizmden farklıdır. Deizmin bu üç temel argümanı karşısında kendi içinde farklı görüşler olmakla birlikte Mu‘tezile’nin bir kısım kelâmcıları ahlaki değerlerin eşya ve fiillerin özünde içkin olduğunu savunurken diğer bir kısmı da ahlaki değerlerle ilgili hal ve şartları göz önünde bulundurmuştur. Mu‘tezile’nin bu konuda farklı görüşler ileri sürmesinin arkasındaki en önemli sebeplerden birisi tabiat felsefeleridir. Deizmin ahlaki değerlerin yalnızca akılla bilineceği tezine karşın, Mu‘tezile akla hem bedîhî hem de nazari olarak geniş bir yetkinlik alanı tanısa da bu, ilahi bildirimlerden bağımsız ve müstağni bir akıl değildir. Bu bağlamda vahiy ve aklın her ikisinin de Allah tarafından yaratılmış olması, bu ikisi arasında bir çelişki ve uyumsuzluktan ziyade uyum ve koordinasyonu beraberinde getirmektedir. Deizmin eşya ve fiillerin ontolojik yapısına bağlı olarak ahlaki değerler hususunda deterministik bir zorunluluk anlayışına karşılık, Mu‘tezile değerlerin eşya ve fillerin özünde Allah tarafından yaratıldığını ve bu durumun O’nun kudret ve iradesinden bağımsız olarak bir zorunluluğa sebep olmadığını savunmuştur. Çalışma bu haliyle ahlakın kaynağı hususunda Mu‘tezile ile deizm arasında bir karşılaştırma yapmak suretiyle, bu iki düşünce akımı arasındaki temeller ve hedefler bağlamında farklılıkları ortaya koymaya amaçlamaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
41

Palavan, Sercan. "DOĞA KAVRAYIŞINDA YASALARIN ROLÜ: DÜZENLİLİK Mİ ZORUNLULUK MU?" FLSF Felsefe ve Sosyal Bilimler Dergisi, October 12, 2024. http://dx.doi.org/10.53844/flsf.1558858.

Full text
Abstract:
Doğa yasasının neliği üzerine çağdaş bilim felsefesi literatüründe yer edinmiş önemli görüşler vardır. Bunlardan biri Hume’un nedensellik görüşü üzerine inşa edilen düzenlilik teorisi, diğeri ise Humecu bakış açısını eleştiren ve daha sofistike bir görüş olma iddiası taşıyan varsayımlı zorunluluk görüşüdür. Bu görüşlerin içerdiği argümanlar bir taraftan kavramsal bir felsefi sistemi temsil ederken bir taraftan da söz konusu doğayı kavramak olduğunda kendimizi nasıl konumlandıracağımız veya diğer her şeyi nasıl kavrayacağımız konusunda önemli bir izlence sunar. Böylelikle evrendeki oluşumların/özelliklerin ne tür şeyler olduğuna ve bu oluşumların/özelliklerin nasıl meydana geldiğine yönelik bir bakış açısı geliştirilmeye çalışılır. Bu çalışmada bilim felsefesinin en önemli konularından biri olan doğa yasalarına yönelik geliştirilen görüşlerin argümanlarına değineceğiz. Her şeyin sonunda belirli bir tarafı tutmak veya bir kar-zarar tablosu ortaya çıkarmak için kısa bir değerlendirme yapacağız.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
42

HAYRİOĞULLARI, Eda, and Yavuz KILIÇ. "Leibniz's Labyrinth of Freedom." Felsefe Dünyası, April 25, 2023. http://dx.doi.org/10.58634/felsefedunyasi.1183356.

Full text
Abstract:
Leibniz’e göre özgürlüğün iki anlamı ve üç koşulu vardır. Özgürlük hem sınırlamanın hem de zorunluluğun yokluğu anlamlarına gelir. Kendiliğindenlik, olumsallık ve akıl ilkeleri ise özgürlüğün gerekli koşullardır. Literatürde ağırlıklı olarak bu üç koşulun ayırt etme gücü tartışılmış, özgürlüğün koşulları ve anlamları arasındaki ilişkinin doğası sorunuysa aynı düzeyde ilgi görmemiştir. Bu çalışmada öncelikle özgürlüğün üç koşu incelenecek ve bu koşulların özgürlüğün iki anlamıyla bağlantıları ortaya konulmaya çalışılacaktır. İkinci olarak, Lebiniz kendi dizgesinde özgürlüğün her iki anlamıyla da yeri olduğunu gösterdiğine inanır. Öncelikle özgürlük sınırlamanın yokluğu olarak ele alındığında, önceden kurulmuş uyum ilkesi gereği dizgede tözler arasında hiçbir etkileşime, dolayısıyla belirlenime izin olmadığından özgürlüğün maksimum düzeye çıktığını söylemek yanlış olmayacaktır. Fakat özgürlüğü ikinci anlamıyla, zorunluluğun yokluğu olarak düşündüğümüzde ise neredeyse tam tersi; minimum seviyede özgürlük durumu ortaya çıkar. Leibniz’in ontolojisinde tanrının en iyi ilkesine göre olası dünyalar arasından seçip; yeter sebep ilkesiyle birbirine bağladığı olaylar serisi olarak yarattığı dünyada katı bir zorunluluk hâkim görünmektedir. Leibniz bu sorunu, zorunluluk ve kesinlik arasındaki ayrımı vurgulayıp, farklı zorunluluk türleri tanımlamak gibi pek de kabul görmemiş girişimlerle aşmaya çalışır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
43

Duzdar, İrem, and İlay Özge Eryılmaz. "Düzce İli Hava Şartlarında Bir Hanede Fotovoltaik Pil Kullanımının Enerji Verimliliğine Etkisi Ve Ekserji Analizi." Mühendis ve Makina, October 2, 2024. https://doi.org/10.46399/muhendismakina.1423815.

Full text
Abstract:
Nüfusun ve sanayileşmenin artması günümüzde enerji ihtiyacı yaratmaktadır. Enerji, günümüzde vazgeçilmez bir zorunluluk olduğu için enerji verimliliği ve enerji tasarrufunu da zorunluluk olarak ifade edebiliriz. Güneş enerjisi sürdürülebilir ve çevre dostu olmasıyla hayatımızda bulunmaktadır. Güneş panellerinin montajı ile evlerin çatıları enerji santrallerine dönüşmektedir. Kurulan bu enerji sistemi ile Güneş’ten enerji sağlanırken aynı zamanda elektrik üretimi ile şebekeden alınacak elektrik enerjisinden tasarruf edilebilmekte ve ihtiyaç fazlası elektriği şebeke şirketlerine satarak kazanç elde edilebilmektedir. Bu çalışmada Düzce ili hava şartlarında bir hanede hangi sınıfta ve güçte güneş paneli kullanılmalı, kullanıldığı takdirde enerji verimliliği ne durumda olur, enerji ve ekserji analiziyle incelenecektir
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
44

Önok, R. Murat, and Işık Önay. "Hukuk Düzeninin Birliği Ilkesi Çerçevesinde Zorunluluk Hâlinin Hukukî Niteliği." İstanbul Hukuk Mecmuası, December 31, 2019, 847–95. http://dx.doi.org/10.26650/mecmua.2019.77.2.0012.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
45

Beşoluk, Erdal, Abdüssamed Keten, and Abdurrahman Keskin. "BİREYSEL İŞ UYUŞMAZLIKLARINDA ZORUNLU ARABULUCULUK UYGULAMASININ İŞ MAHKEMELERİNE KATKISI." Sosyal Guvence, July 11, 2024. http://dx.doi.org/10.21441/sosyalguvence.1472157.

Full text
Abstract:
25 Ekim 2017 tarih ve 30221 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı Kanun’un 3. maddesinde, iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesine dayanan işçi alacağı ile işe iade talebiyle açılacak davalarda İş Mahkemelerine başvurmadan önce arabulucuya başvurma zorunluluğu getirilmiştir. Böyle bir uygulamaya gidilmesinin temel nedeni iş mahkemelerindeki sürekli artan dava yükünün davaların görülme sürelerini uzatmasıdır. Bu durum hem adaletin zamanında tecelli etmemesine hem de işçilerin hak kayıpları yaşamasına sebebiyet vermektedir. Öte yandan iş uyuşmazlıklarında arabuluculuğun ihtiyari bir yöntemken 7036 sayılı kanun ile zorunlu hale getirilmesi, zorunluluk unsurunun hem anayasal zemine hem de iş hukukunun temel ilkelerine aykırı olup olmadığı tartışmalarını da beraberinde getirmiştir. Bu çalışma zorunlu arabuluculuğun 2017’den günümüze kadar uygulamada ne ölçüde başarılı olabildiğini mevcut eleştiriler çerçevesinde incelemektedir. Bu çalışma zorunlu arabuluculuk uygulamasının uygulamada yeterli olmamasına rağmen iş mahkemelerinin dava yükünü kayda değer bir şekilde azalttığını savunmaktadır.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
46

AŞKAR, Gökhan. "Techne, Diyalojik İşbirliği ve Yönetsel Gerçeklik." Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, June 14, 2022, 1–23. http://dx.doi.org/10.33630/ausbf.1130769.

Full text
Abstract:
İnsan işbirliğine dair düşünceler çoğunlukla her türden toplumsal etkileşim içinde gerçekleşen karşılıklı davranışlara göndermede bulunmaktadır. Ancak işbirliğinin bu geniş anlamı özellikle toplumsal&#x0D; ilişkiler içinde zorunluluk ve özgürlüğe ilişkin konularda belirsizlik yaratmaktadır. Richard Sennett Yeni Kapitalizm’in yıkıcı unsurlarına karşı diyalojik işbirliğini bir yaşam ilkesi olarak önermektedir. İşbirliğini techne ve diyalojik terimleriyle kavramsallaştırarak Sennett, kişiler arasındaki ilişkileri güçlendirecek becerileri tarif etmeye çalışmaktadır. Yönetsel gerçeklik bağlamında, diyalojik işbirliği örgütsel amaçlara sıkıca bağlı olan işbirliği formüllerine karşı bir alternatif niteliği taşımaktadır. Bunların yerine, diyalojik işbirliği yönetsel ilişkilerdeki kavrayış-uygulama ayrımını bozarak zorunluluk alanını dönüştürmeyi hedefleyen bir öneri görünümündedir. Bu anlamda diyalojik işbirliğinin öznesi hem kavrayan hem uygulayan homo faberdir. Sennett diyalojik işbirliğiyle yaratılacak kişiler arası bağların Yeni Kapitalizm koşullarında yaşayan insanlar için bir çare olacağını varsaymaktadır. Bu çalışma diyalojik işbirliğinin içeriğini ve olası sonuçlarını soruşturmayı amaçlamaktadır
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
47

MANAFOV, Rafiz. "Akılsal Zorunluluk ve Dinî Meşruiyet Bağlamında İbn Rüşd’ün Felsefe Savunusu." Anemon Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, July 12, 2021. http://dx.doi.org/10.18506/anemon.906725.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
48

SAVUT, Emre. "GEÇMİŞTEN BUGÜNE TÜRKİYE SİYASETİNDE SEÇİM İTTİFAKLARI: TERCİH Mİ? ZORUNLULUK MU?" Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, April 30, 2020. http://dx.doi.org/10.30794/pausbed.660099.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
49

ÇÖLGEÇEN, AHMET ERTAN. "ZORUNLULUK VE FIRSAT İKİLEMİNDE ENFORMEL SEKTÖRÜN DEĞİŞEN YAPISINI YENİDEN DÜŞÜNMEK." 3. SEKTÖR SOSYAL EKONOMİ DERGİSİ, 2024. http://dx.doi.org/10.15659/3.sektor-sosyal-ekonomi.24.04.2352.

Full text
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
50

Kılıç, Namık. "Otobüslerde Pasif Güvenlik Çözümlerinin Ls-Dyna ile Geliştirilmesi." Mühendis ve Makina, June 4, 2024. http://dx.doi.org/10.46399/muhendismakina.1418143.

Full text
Abstract:
Toplu taşımada elektrikli otobüslerin kullanımı yaygınlaştıkça artan sayılarla orantılı olarak, mevcut kaza risklerinin uzun yıllar daha ciddiyetini koruyacağını göstermektedir. Otobüs tasarımlarında yolcu ve sürücü güvenliğini ön plana alacak uygulama ve çözümler konusunda proaktif bir yaklaşım sergilenmesi, üretici firmaların Avrupa pazar paylarında olumlu gelişmeleri beraberinde getirecektir. Bu çalışmada halihazırda regülasyonlarda zorunluk olan devrilmeye karşı araç yapılarının dayanımının değerlendirildiği ECER-66 standardıyla birlikte zorunluluk gerektirmeyen ve araç yapısının önden çarpışmada davranışının belirlendiği ECER-29 standartlarına göre güvenlik performansı Sonlu Elemanlar Analizleri ile incelenmiştir. Oluşturulan simülasyon metodolojisi araç seviyesi tasarımlara uygulanmadan önce, üç aşamalı fiziksel testler ile doğrulandı. 1nci aşamada otobüs iskelet üretiminde kullanılan profillerden malzemeye çekme testleri yapılarak, ampirik malzeme modelleri gerinim pekleşmesini içerecek şekilde çıkarıldı. Ana taşıyıcı yapılara yapılan üç nokta eğme testleri ile malzeme ve modelleme yöntemi geliştirildi. Son aşamada aracı temsilen kesit devrilme testi yapılarak, analiz ve malzeme parametreleri doğrulandı. Test ve analiz sonuçları arasında yüksek korelasyon olduğu görüldükten sonra metodoloji devrilme ve önden çarpışma açısından tasarım çözümlerine uygulandı.
APA, Harvard, Vancouver, ISO, and other styles
We offer discounts on all premium plans for authors whose works are included in thematic literature selections. Contact us to get a unique promo code!